limon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
limon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nisan 2024 Salı

Gucci – Guilty Pour Homme (2011)

Tom Ford yönetimindeki Gucci’nin harika parfümleri Envy For Men ve Gucci Pour Homme gibi hafızalarımızdan silinmeyen sanat eserlerinden sonra 2010’lu yılların başlarında piyasaya sürülen Guilty serisi, ilk çıktığı günlerde ilgi çekse de ilerleyen yıllarda unutulmaya yüz tuttu. Özellikle erkekler için Guilty Pour Homme parfüm severler için hayal kırıklığı oldu.

Sonrasında çokça Guilty isimli devam parfümü çıkarıldı. İlk Guilty Pour Homme, Gucci tarafından aromatik fujer olarak sınıflandırılmış. Ayrıca yeni nesil koku severlerin özgür ruhunu temsil ettiğinden bahsedilmiş.

Guilty Pour Homme’nin açılışı tatlı ve ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında İtalyan limonundan bahsedilmiş. Buruk ve modern narenciyelerden sonra orta kısımda yeşil sabunsu tarafa yakın lavanta ve pudralı baharatlar dikkat çekiyor. Limonsu yapı devam ederken orta kısımda tatlılık giderek artıyor. Sonlarda tatlımsı sedir ağacıyla tene veda ediyor.

Guilty Pour Homme, pek ilginç davranmayan ana yapısıyla kimi kullanıcılar için sıkıcı ve jenerik olarak yaftalanıyor. Kokusal anlamda pek benzerine rastlamasam da kalite ve gerçekçilik bağlamında problem görüyorum. Burada burun tırmalayan yapaylıktan ziyade hangi karakterin üzerinde yükseleceğini bilemeyen itici koku yapısı dikkatimi çekiyor. Kötü kokmuyor ama onu üzerimde taşımaktan zevk alamıyorum. Bir kullanıcının onun kokusunu kavuna benzetmesini anlayabiliyorum.

Kullandığım Guilty Pour Homme Eau de Toilette versiyonuydu. Kalıcılığı kumaş üzerinde gayet iyiyken tende zayıf kalıyor. Etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. İlkbahar-yaz dönemi için düşünülebilir. Kokusunu Jacques Huclier tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

9 Temmuz 2023 Pazar

Coty - Aspen (1989)

Tarihi 1900'lü yılların başlarına kadar giden Coty'nin bünyesinde birçok şöhretli marka bulunuyor. Parfümler dünyasının ilk markalarından Coty'nin kendi ürettiği parfümleri ilgi çekmiştir.

1980'li yılların sonunda piyasaya sürdükleri Aspen, yeşil şişesiyle ve Cool Water'ı andıran kokusuyla bir dönem popüler olmuştu. Cool Water'ın Aspen'den bir yıl önce piyasaya sürüldüğünü biliyoruz. Bu iki parfüme ilham veren Green Irish Tweed'in 1985 yılında çıktığını düşünürsek bu üç parfümün küçük çaplı rakip olduklarını söyleyebiliriz.

Aspen'in açılışı ferah yeşil turunçgillerle gerçekleşiyor. Bergamot ve geri plandaki limonu andıran mayhoş narenciyelerden sonra orta kısımda benzer tema devam ediyor. Orta bölümde lavantayı andıran yeşil çiçeklere sucul meyveler eşlik ediyor. Sonlarda misk, sedir ağacı ve meşe yosunuyla kapanış gerçekleşiyor.

Aspen'in yeşil şişesine bakıp aklıma Polo Green geliyor. Aspen, Polo Green'e pek benzemeyen yeşil sucul meyveli ve erkeksi çiçeksi hissettiriyor. Aspen'de çam ağacı yeşilliği bulunmuyor. Aspen bu haliyle ünlü Cool Water'a benziyor. İki parfümü değerlendirdiğimde Cool Water'ın daha kaliteli ve güzel koktuğunu söyleyebilirim. Aspen biraz daha sıradan ve yapaylık sınırında dolaşıyor.

Bu tür parfümlerin günümüzde pek örneği yapılmıyor. Aspen'de fazlaca tatlılık yok. Yeni nesil şekerli yazlık parfümlere pek benzemiyor. Hoş ve erkeksi Aspen'in performansı yüksek sayılmaz. Kalıcılığı normalin biraz altında, etrafa yayılımı zayıf denebilir.

Eau de Cologne formunda. İlkbahar-yaz aylarında kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

12 Nisan 2023 Çarşamba

Hermes – Eau d’Hermes (1951)

İkonik lüks ürünler markası Hermes’in şöhretli çantaları kadınlar için arzu nesnesi haline gelmiş durumda. Bu üst düzey markanın oldukça yüksek fiyatlara satılan deri ürünlerinin yanı sıra, 1951 yılında ilk parfümü raflara çıkmıştı.

Hermes’in internet sitesine göre Eau d'Hermes, Edmond Roudnitska tarafından yaratılmış ve "Bir Hermes çantasının içine konulmuş parfüm aromasını" çağrıştırdığı belirtilmiş. Kuru baharatlı olarak sınıflandırılmış. İçeriğinde üç öğe öne çıkarılmış: Petitgrain, kakule ve tarçın.

Eau d’Hermes’in başlangıcı eski-tozlu turunçgillerle gerçekleşiyor. Eski tarz şipreleri andıran nostaljik limon-portakal aromasını andıran açılışından sonra karşımıza kuru baharatlar çıkıyor. Tarçın ve karanfil benzeri baharatların ardından kapanışta hayvansı deri ve vanilyayla nokta konuluyor.

Eau d’Hermes 1950’li yıllardan günümüze geliyor. Doğaldır ki onun koku karakteri 1900’lü yılların ortalarına ait. Bu anlamda yeni nesil tatlı-baharatlı parfümlere pek benzemiyor. Onun eski limon kolonyalarını andıran ilk saatleri ve sonlarındaki hayvansı deri yönü, şimdiki zaman için şaşırtıcı ve nostaljik denebilir. Onun herkese hitap etmeyen yapısını dikkate almanızı öneririm.

Eau d’Hermes, Chanel Pour Monsieur’u hafiften andıran yapısıyla bu tarzın sıkı üyelerinden denebilir. Uniseks olarak sınıflandırılmış fakat bana göre erkek kullanımına yakın duruyor. Kalite anlamında sorunsuz görünüyor.

Eau de Toilette formunda. Parfümün en büyük problemi performansının zayıf olması. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı zayıf. Ilık ilkbahar günlerinde daha iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/7

4 Nisan 2023 Salı

Mancera – Cedrat Boise (2011)

Montale’nin kardeş niş markası Mancera’nın, 2011 yılında çıkardığı Boise Cedrat, en popüler parfümleri arasında sayılabilir. Her ne kadar yeni bazı Mancera parfümleri niş sektöründe dikkat çekse de benim için Mancera denilince ilk akla gelen parfüm Cedrat Boise’dir.

Mancera’nın internet sitesinde Cedrat Boise şu cümlelerle tanıtılmış: “Canlı ve ışıltılı Cedrat Boise, narenciye, frenk üzümü ve baharat notalarıyla açılır. Yasemin ve paçuli yapraklarının şehvetli kalbinde dinlenir. Uzun süre kalıcı odunsu, vanilya, deri ve misk notalarıyla sizi büyüler.”

Cedrat Boise’nin ilk dakikaları ekşi, tatlı, kremsi meyvelerle gerçekleşiyor. Modern sayılabilecek bergamota ananas benzeri mayhoş meyveler eşlik ediyor. Orta kısımda meyvemsi hissiyat biraz geri çekilirken deri ve kadınsı sayılamayacak yasemin geri planda kendisini hissettiriyor. Sonlarda odunsu, miskli temayla kapanış yapılıyor.

Cedrat Boise’nin ilk çıktığı yıllarda oldukça popüler hale gelmesinin sebebi Creed’in şöhretli eseri Aventus’a benzetilmesiydi. Gerçekten de ilk dakikaları Aventus’a fazlasıyla benziyor. Kimi kullanıcılar Cedrat Boise’nin Aventus’a benzemediğini iddia etse de durum pek öyle değil. İlk iki saat Cedrat Boise Aventus’un klonu gibi davranırken orta kısmın sonlarında deri Cedrat Boise de ana öğe hale geliyor. Sedir ağacı ve misk de sonlarda Aventus’tan ayrılan yönleri denebilir.

Cedrat Boise’nin ilk dakikaları oldukça canlı, dinamik ve leziz ama biraz tatlılığı fazla geldi bana. Hafiften çiçeksi hissettiren başlangıcının soğuk havalarda fazlaca ekşi koktuğunu algıladım. Ilık ve sıcak havalarda daha güzel davrandığını düşünüyorum. Bu anlamda sonbahar-kış mevsiminden ziyade ılık ilkbahar ve serin yaz akşamları için daha iyi seçenek denebilir.

Gelelim can alıcı soruya. Aventus gibi kült eser dururken Cedrat Boise’yi almaya gerek var mı? Aventus’un daha dolgun ve güçlü hali gibi hissettiren Cedrat Boise, Aventus severlere daha fazla deri vaat ediyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı yeterli. Kokusunu Pierre Montale tasarlamış. Uniseks olarak sınıflandırılmış. Hem kadınlara hem de erkeklere uyacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

15 Ekim 2022 Cumartesi

Paco Rabanne – Phantom (2021)

Ana akım markaların arasında önemli yere sahip Paco Rabanne’nin parfümleri genellikle başarılıdır ve popüler olur. Kokusal trendler oluşturmakta ve genel yönelimlere göre parfümler meydana getirmekte uzmanlaşmış markalardan birisidir. Bu anlamda Paco Rabanne’nin her yeni parfümü ilgiyle karşılanır. 2021 yılında çoğu parfüm severi şaşırtan garip şişe tasarımıyla Phantom isimli koku, çoğumuzu küçük çaplı şoka uğrattı.

Erkekler için tasarlanan Phantom’un şişesi öylesine çocukça ve kötü görünüyordu ki, birçok parfüm sever sadece bu berbat şişe için onu denemeyi erteledi. Açıkçası benim de pek kullanmaya niyetim yoktu. Şişesinin verdiği önyargılarla birlikte biraz zoraki olsa da kullanmaya karar verdim. Phantom’un resmi tanıtımında parfüm, yüksek teknolojiyle özdeşleştirilmeye çalışılmış. Hatta bazı kaynaklarda dört ünlü tasarımcının, bu koku formunu yapay zekayla oluşturduğu bile yazılıyor.

Phantom’un başlangıcı şekerli turunçgiller ve lavantayla gerçekleşiyor. Kremli limona eşlik eden lavanta orta kısımda da etkisini gösteriyor. Şekerli vanilyayla birlikte modern lavanta-anason, sonlara kadar ilerliyor. Kapanışta odunsu vanilya teması noktayı koyuyor.

Phantom, bolca şekerli, modern, kremsi vanilyalı, lavantalı turunçgil parfümüne benziyor. Kokusal olarak yeni nesil şekerli erkek parfümlerini akla getiriyor. İlk aklıma gelenler Versace – Eros, Chanel – Allure Homme Sport ve diğerleri. Kimi kullanıcılar Phantom’u Allure Homme Sport Edition Blanche’ye bile benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Parfümün genelindeki kremsi limon teması ferah hissiyat vermiyor. Onun odunsu vanilyası dinamik ve canlı. Kimi zaman fazlaca genç işi bazen de orta yaş grubu erkeklere yakın. Yine de onun genç erkeklere yakın durduğu söylenebilir.

Çoğu zaman zihnimizdeki önyargılarla düşünürüz ve hareket ederiz. Çoğu parfüm sever gibi bu çocuksu ve saçma şişeden iyi koku çıkacağını düşünmeyerek ona şans verdim. Beklediğim kadar kötü kokuyla karşılaşmadım. Standart ana akım parfümü nasıl olur, Paco Rabanne bize yine bunun dersini vermiş. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği koku formu benim için bıktırıcı derecede şekerli ama onun berbat olduğunu söyleyemem. Denemeden almanın iyi fikir olmadığını düşünüyorum.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk patlama dışında zayıfa yakın denebilir. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor. Kokusunu Anne Flipo, Dominique Ropion, Juliette Karagueuzoglou ve Loc Dong gibi sektörün tanınmış dört ismi birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

25 Ağustos 2022 Perşembe

Dolce&Gabbana – K Eau de Parfum (2020)

Dolce&Gabbana’nın 2019 yılı çıkışlı erkek parfümü K’nın King kelimesinin kısaltması olduğunu biliyoruz. Şişesinin kapağının kral tacına benzemesi sebebiyle krallara layık parfüm hissiyatı vermiyor değildi. Oysa 2019 yılı çıkışlı ilk K’yı (Eau de Toilette) kullanmış ve oldukça vasat bulmuştum.

Beklendiği üzere bir yıl sonra K’nın Eau de Parfum versiyonu çıktı. İlk K’ya oranla daha olumlu yorumların yapıldığı K Eau de Parfum’u bir süredir kullanıyorum. Dolce&Gabbana’nın internet sitesinde K Eau de Parfum şu cümlelerle tanıtılmış: “Dolce&Gabbana K Eau de Toilette’in mirası üzerine inşa edilen Dolce&Gabbana K Eau de Parfum, kaderini tutku ve güvenle seçen erkeğin ruhunu temsil eden şehvetli yeni bir koku. Toskana’nın topraklı, engebeli manzarasından ilham alan orijinal koku, günlük yaşamın bu kralının yoğun ve çekici yanlarını uyandırmak için yeniden yorumlandı.”

K EDP’nin ilk saniyelerinde ferah ve canlı turunçgilleri görüyoruz. Portakal ve limonu andıran narenciyelere bir parça aromatik Akdeniz otları eşlik ediyor. Orta bölümde turunçgillerin etkisi azalırken, ağır olmayan aromatik baharatlara rastlıyorum. Sonlarda sedir ağacı ve vetiverle klasik kapanış yapıyor.

K EDP, yeni nesil aromatik baharatlı, ferah turunçgilli onlarca erkek parfümünün benzeri denebilir. Burada formül basit. Leziz ve canlı limon-portakal-greyfurt-mandalinaya eklenmiş sucul yapay baharatlar ve sonlarda sıradan odunsu kapanış. 2010 yılı sonrası ferah erkek parfümlerinde bu formül sıkça uygulanıyor ve alıcısı da çok. Dolayısıyla ana akım markalar bu alana fazlasıyla yatırım yapıyor. Rochas L’Homme, Burberry – Hero, Polo Blue EDP, Kenzo Homme EDP, Prada L’Homme, YSL – Libre vb gibi parfümler çoğunlukla benzer kokar. K EDP’de bu kervana katılıyor. Yenilik yok, ilginçlik yok, eski Dolce&Gabbana karakteri yok, sanatsallık yok. Ne var derseniz, yapaylık var, suculluk var, vasatlık var, herkese hitap etme popülizmi var.

K EDP dolabınızda yer almasa hayatınızda büyük eksiklik hissedeceğinizi sanmıyorum. Eau de Parfum olmasına rağmen performansı vasatı aşamıyor. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı zayıf. İlkbahar-yaz döneminde kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/6

23 Haziran 2022 Perşembe

Hermes – Concentre d’Orange Vert (2004)

“1979’da Françoise Caron tarafından yaratılan ve sabah çiyiyle nemlenmiş çalıların kokusundan ilham alan Eau d’orange verte, o zamandan beri Hermes’in kendine özgü tazeliğiyle amblem gibi öne çıktı. Narenciye notalarının patlaması olarak tasarlanan portakal, yapraklar, limon, mandalina, nane ve frenk üzümü tomurcuğu ile desteklenir. Koku, meşe yosunu ve paçuliden oluşan eşsiz bir yayılımla karmaşıklığını ortaya koyuyor.

Kolonya koleksiyonu, Hermes’in yaşam sanatını yansıtır. Basit, ışıltılı zevklerin cömert, mecazi ifadeleri olan her Hermes kolonyası, koku almanın enstantane görüntüsüdür.

Concentre d’Orange Vert, odunsu imzayla bir portakal patlaması ile desteklenen tazelik.”

Hermes’in 2004 yılında çıkan Concentre d’Orange Vert isimli parfümü, kökleri eskilere dayanan kolonya serisinin üyesiydi. İlk Eau d’Orange Vert müthiş bir narenciye kolonyası kıvamındaydı fakat kalıcılığı ve etrafa yayılımı çok zayıftı.

Bu şikayetleri dikkate alan Hermes, Concentre d’Orange Vert’i çıkararak, orijinalin biraz daha güçlü versiyonunu dünyaya getirmiş oldu. Hermes’in internet sitesinde kuru-baharatlı olarak sınıflandırılmış. Üç öğe öne çıkarılmış: portakal, paçuli, sedir ağacı.

Concentre d’Orange Vert’in ilk saniyeleri asidik ve biraz nostaljik davranan narenciyelerle gerçekleşiyor. Yüksek kaliteli ve ekşi portakala geri planda tozlu bergamot ve limon destek veriyor. Orta kısımda turunçgil ana yapı devam ediyor. İlerleyen saatlerde yeşil ve naneyi andıran taraf öne çıkıyor. Sonlarda o kadar zayıf ki, onu algılamak oldukça güç.

Concentre d’Orange Vert, asidik limon-portakal tazeliğini burnumuza taşıyor. Kompozisyonun tamamı Hermes kalitesini yansıtıyor. Gerçekçi ve ferah koku formu, yaz kullanımı için gayet uygun. Temiz, hafiften nostaljik ana yapı, kimi zaman rom-votka kokusunu çağrıştırıyor. Muhtemelen naneden gelen soğuk hissiyat nedense içki temasını aklıma getiriyor.

Eğer Dior – Eau Sauvage, Annick Goutal – Eau de Sud, Guerlain Homme tarzı parfümleri seviyorsanız, size uygun olabilir.

Yüksek kaliteli ve gerçekçi form güzel ama fazlaca tekdüze ilerliyor. Eau de Toilette olmasına rağmen performansı yüksek değil. İki versiyon arasında seçim yapacak olsaydım ilk Eau de Orange Vert’i tercih ederdim.

Hem kadınlar hem de erkekler kullanabilir. Kokusunu Jean Guichard tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

7 Haziran 2022 Salı

Jo Malone – Grapefruit (1992)

1980’lerin ilk yıllarında kariyerine yüz bakım ürünleriyle başlayan Jo Malone, 1990’larda parfüm üretimi alanına terfi etti. Grapefruit, Jo Malone’nin Lime Basil & Mandarin isimli parfümüyle birlikte ürettiği ilk eserlerden diyebilirim. Jo Malone’nin yeni nesil popüler parfümlerinin biraz gerisinde kalan Grapefruit’i, 3-4 yıl önce Emaar’daki Jo Malone’nin mağazasında rastgele denemiş ve oldukça beğenmiştim. Mağazada birçok parfümü kısa süre içinde denediğim için aklımın köşesine yazdım Grapefruit’i ve uzun süreli kullanım için fırsatını bekliyordum.

Jo Malone’nin internet sitesinde Grapefruit şu cümlelerle tanıtılmış: “İspanya kıyılarında bol miktarda greyfurt bahçesi bulunur. Biberiye, nane ve yenibahar, greyfurtun parlak ve güneşli doğasına mükemmel keskinlik katar. Canlandırıcı ve ferahlatıcı.” Üç nota özellikle öne çıkarılmış: greyfurt, biberiye ve yosun.

Grapefruit’in açılışı keskin, asidik ve gerçekçi limon-portakal ikilisinin yanında öne çıkmayan tuzlu greyfurtla gerçekleşiyor. Yüksek kaliteli ve bir parça eski tarz şipreleri anımsatan başlangıcı şahane. İlerleyen dakikalarda asidik turunçgillere aromatik Akdeniz otları ekleniyor. Biberiye buruk ve tozlu havayı sağlıyor olabilir. Açıklanan orta notalarında nane, lavanta ve kafur da bulunuyor. Bu üç element pek baskın sayılmaz. Sonlarda eskilerin hoş sürprizi yosun temasıyla kapanış yapılıyor.

İsminden de anlaşılacağı üzere narenciye merkezli bir parfümle karşı karşıyayız. Başlangıçta 1980 hatta 1970’li yılların klasik nostaljik tozlu turunçgillerinin burnuma gelmesi tabii ki çok mutlu edici. Pürüzsüz ve erkeksilik sınırında dolaşan şipremsi turunçgillerde hata bulmak zor. Orta kısımda kimi yorumcular sabun kokusunun yoğunluğundan şikayet etmiş. Hatta onu pahalı otel sabunlarına benzetmişler ki parfüm inceleme platformlarındaki kimi yorumların fazlasıyla abartılı olduğunu da biliyoruz. Orta kısımda biraz sabunsuluk varsa da turunçgillerin ve aromatik otların daha çok yer kapladığını düşünüyorum.

Ne yazık ki parfümün en büyük sorunu performansının zayıf olması. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı zayıf. İlk patlamadan on dakika sonra fazlasıyla çekingen hale geliyor. Adeta üzerinizde kayboluyor. Bu durumun yaşanmasında Eau de Cologne formunun kullanılması asıl sebep gibi duruyor.

İlkbahar-yaz günleri için güzel ve nostaljik kolonya denebilir. Uniseks olarak sınıflandırılsa da hafiften erkek tarafına yakın buldum. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/7

2 Haziran 2022 Perşembe

Chanel – Allure Homme Sport (2004)

Chanel’in en ünlü modern klasiklerinden Allure ve erkek versiyonu Allure Homme’nin büyük başarısının ardından onlarca Allure isimli devam parfümü raflardaki yerini aldı. Allure Homme ismine sahip erkek parfümlerinin devam kokularından en popüler olanı şüphesiz Allure Homme Sport oldu. Metalik renkli şişeye sahip bu eser, kokusal anlamda herkese hitap edebilen bir başarı hikayesiydi. Tabii ilerleyen yıllarda, karşısına çıkan güçlü rakiplerinin biraz gerisinde kalmışa benziyor.

Chanel’in internet sitesinde Allure Homme Sport şu cümlelerle tanıtılmış: “Taze ve odunsu bir koku. Sucul, canlı ve şehvetli notaların karışımı, sınırlarını zorlamaya çalışan aksiyon adamını çağrıştırıyor. Tazelik ve duygusallık arasında bir kompozisyon. İtalyan mandalinası sedirin temiz ve yoğun notalarını müjdeliyor. Beyaz misk ile zenginleştirilmiş şehvetli ve bademli tonka fasulyesi, derin ve saran iz oluşturur. Allure Homme Sport, meydan okumayı seven erkeği temsil eder.”

Allure Homme Sport’un açılışı ferah ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Ekşi limon ve taze mandalinayla güzel ve kaliteli başlangıcın ardından keskin olmayan sedir ağacı, vanilya, tonka fasulyesi ve amberle kapanış yapılıyor.

Allure Homme Sport’un neden sevildiği ve popüler olduğu ilk dakikalarda anlaşılıyor. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği güvenli ve modern turunçgillerin tatlı vanilya-tonka fasulyesiyle birleşmesi kuşkusuz ki iyi sonuç veriyor. Kokusal anlamda genele hitap ediyor ve rahatsız edici tarafı bulunmuyor. Zaman zaman turunçgillerden gelen ekşilik bazen de tuzluluk parfümün çok yönlülüğünü vurguluyor. Kullanması kolay ve etraftan bol bol övgüler alabileceğiniz temiz ve lüks kompozisyon, Chanel kalitesini size sunuyor.

Turunçgil parfümleri genellikle sıkıcı, cılız, yapay ve sıradan kokar. Allure Homme Sport ise çekici, züppe ve şık davranıyor. Onu koklayan kadınların hemen hepsinin sevdiğini gözlemledim.

Muhteşem ve yaratıcı olmasa da ilkbahar-yaz akşamları için olabilecek en sağlam seçeneklerden birisi diyebilirim.  Popüler turistik sahil kenarlarında, beach clublarda, akşam çıkmalarında onun verebileceği etkiyi çok az parfüm verebilir.

Kimi kullanıcılar Versace Pour Homme’ye benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Allure Homme Sport hem koku güzelliği hem de verdiği hissiyat bakımından Versace Pour Homme’den birkaç gömlek üstün diyebilirim. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı ilk patlama dışında güçlü sayılmaz. Keşke biraz daha etrafa yayılabilseydi. Kokusunu sektörün en önemli isimlerinden Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

23 Mayıs 2022 Pazartesi

Issey Miyake – Fusion d’Issey (2020)

Başarılı Japon markası Issey Miyake’nin ünlü erkek parfümü L’Eau d’Issey Pour Homme’den sonra büyük ses getiren eserler tasarlayamadığını söyleyebiliriz. L’Eau d’Issey Pour Homme’nin büyük başarısının ardından birçok aynı isimli devam kokusu çıkarmakla yetindiler. 2020 yılında yine benzer şişe ve isimle Fusion d’Issey raflara çıktı.

Issey Miyake parfümlerini sevenleri heyecanlandıran erkek kokusu Fusion d’Issey, markanın internet sitesinde anlayamadığım şekilde yanardağla bağdaştırılmış. Bir yanardağın gücünü, enerjisini ve canlılığını Fusion d’Issey’e verdiklerini iddia etmişler ki kokunun bütünüyle bu bağdaştırmayı pek yerine oturtamadım.

Parfümün ilk saniyelerinde limonu andıran turunçgiller ve bir parça aromatik otlar karşımıza çıkıyor. Açıklanan notalarında biberiye var ki otsuluğun sebebi bu muhtemelen. Orta kısımda kremsi hindistan cevizi teması öne çıkıyor. Tatlılık tabii ki mevcut ama çok baymıyor. Sonlarda modern parfümlerin değişmez içeriklerinden dinamik ama yapay hissettiren ambroksanı görüyoruz. Ambroksana bir parça paçuli ve sandal ağacı eşlik ediyor.

Fusion d’Issey, basit, ferah, saldırgan olmayan hoş, modern parfüm denebilir. Sanatsal ya da çok ilginç olmasa da kremsi hindistan cevizi temasını sevenlerin ilgisini çekecektir. Sonlarını pek sevemesem de ortalama kokusunun sıcak günlerde rahatsız etmeyeceğini düşünebiliriz.

Aromatik meyvemsi yapısı çok erkeksi hissettirmiyor. Kadınların da kullanabileceğini sanıyorum. Kimi zaman yapay sucul parfümleri andırması can sıkıcı olabiliyor. Kimi kullanıcıların duş jeli kokusuna benzetmelerini anlayabiliyorum.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Günlük ve rahat yaz kıyafetlerine uyabilecek yapısıyla plaj parfümü olarak düşünülebilir. Kokusunu sektörün tanınmış isimlerinden Nathalie Lorson tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

18 Mayıs 2022 Çarşamba

Blend Oud – Oud Zanzibar (2018)

Sihirli parfümeri sanatının 2000’li yıllardaki popüler içeriği oud, bir markaya isim babalığı yapıyor. Orta Avrupa’nın sevilen ve Rönesansı başlatan ülkesi İtalya’dan çıkan Blend Oud markası, isminden de anlaşılacağı üzere egzotik oud temasını merkeze alıyor. Genellikle Arap-Ortadoğu coğrafyasına ait olduğu varsayılan oud öğesinin ilginç şekilde batılı bir niş parfüm markasına ilham vermesi oryantalist eğilimlerle açıklanabilir mi emin değilim.

Blend Oud’un şimdiye kadar denediğim parfümlerinin çoğunun ağır, yoğun ve oud teması barındırdığını gördüm. Oysa markanın Voyage koleksiyonuna ait Oud Zanzibar, farklı bir yerde duruyor. Gerek şişesinin gerekse kutusunun turkuvaz rengi, bize denizi-suyu-okyanusu-tropikal adaları çağrıştırıyor. Blend Oud’un internet sitesinde Oud Zanzibar şu cümlelerle tanıtılmış: “Oud Zanzibar, okyanus ve ufuk arasındaki kucaklaşmayı anlatıyor, iki dünyanın birleşmesi, denizde iken gökyüzüne dokunan suya bakan genç bir Masai’nin gözleri ve ruhu aracılığıyla. Koku, Zanzibar adasının kokularına ve renklerine bir ilahidir. Denizin sonsuz ve değişmez kokusu.”

Parfümün açılışı leziz, ferah, tatlı meyvelerle gerçekleşiyor. Kavunu andıran ağız sulandıran tatlı ve modern meyvemsiliğe bir parça limon ve bergamot eşlik ediyor. Hoş başlangıcından sonra orta bölümde meyveler biraz geride kalırken fazlaca kadınsı davranmayan çiçekler merkeze geçiyor. Hafiften sabunlu ve temiz yasemine eşlik eden meyvemsilik, onu uniseks tarafa taşıyor. Sonlarda parfümün genel karakterine uygun sakin ve ağır olmayan paçuli ve sandal ağacıyla kapanış yapılıyor.

Oud Zanzibar meyveli-çiçekli esere benziyor. Bu tür koku yapısı genellikle kadın parfümlerinde karşımıza çıkar. Burada ana yapı pek kadınsı davranmıyor. Temiz, barışçıl, stabil, huzurlu tropikal parfüm hissi veriyor. Parfümün egzotik Zanzibar adasından ilham aldığını düşünürsek önümüze çıkan koku formu bütünlük içinde denebilir. Başlangıcındaki tropikal meyveleri andıran tavrıyla adeta okyanusun ortasında ve hiç kış yaşanmayan bir ada devletine ışınlıyor bizi. Yurtdışı merkezli bir parfüm platformundaki yorumcunun şu cümleleri Oud Zanzibar’ı özetliyor: “Bu parfüm, sandal ağacından yapılmış bir kütükte oturup, çiçeklerle çevriliyken, okyanusu seyredip tatlı kavun yemek gibidir.”

Parfümün ismindeki diğer vurgu oud temasına yönelik. Evet, Zanzibar gibi tropik bir adayı çağrıştırıyor ama oud kokusuna güçlü şekilde rastlayamadım. Parfümün sucul ve ferah oud kokusuna sahip olacağını düşünmüştüm ama oud varsa bile geride planda verilmiş.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. İlkbahar-yaz döneminde kullanmak iyi fikre benziyor. Hem kadınlar hem de erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

8 Mayıs 2022 Pazar

Creed – Bois du Portugal (1987)

Popüler niş parfüm evi Creed’in yakın zamanda piyasaya sürülen Aventus, Millesime Imperial, Himalaya, Silver Mountain Water gibi ünlü ferah kokularının büyüsüne kapılanlar Creed’in çok sağlam eski klasiklere sahip olduğunu bilmeyebilir. Bois du Portugal, muhtemelen Creed’in en sevilen erkeksi ve eski tarz parfümlerinden birisi olarak tarihteki yerini çoktan aldı.

Creed’in internet sitesine göre Bois du Portugal, gizemli, iddialı bir odunsu-baharatlı parfüm. Yine Creed’e göre parfümün yaratım sürecinde Olivier Creed’in ormanlık İber Yarımadası’na yaptığı seyahatlerden ilham alınmış. Portekiz’in yaylalarındaki gezintiyi hatırlatan kokusuyla, lavantanın gizemli yanını sergilediği vurgulanmış. Ayrıca zarif ama aynı zamanda güçlü erkeksi kokusunun, aromatik kişilik ve dünyevi canlılıkla dolup taşan ormanın davetkar ruhunu ustaca yakaladığı belirtilmiş.

Bois du Portugal’ın ilk dakikalarında eski tarz tozlu turunçgiller karşımıza çıkıyor. Aromatik otların desteklediği nostaljik bergamot ile limon yüksek kaliteli ve müthiş diyebilirim. Orta bölüme geçildiğinde aromatik otsu kısım, lavantaya dönüşüyor. Kuru baharatlar güçlü şekilde kendisini gösteriyor. Baharatlardan karanfil buradayım diyor ve adeta parfümü domine ediyor. Sonlarda hafiften gizemli ve dumansı paçuli ve meşe yosunuyla kapanış yapılıyor.

Creed’e göre bu parfüm bir beyefendi kokusu ki bence de durum tam olarak böyle. 2000’li yılların modern, şekerli, vanilyalı parfümleriyle hiç ilgisi olmayan ana yapı bizi 1980 hatta 1970’li yılların tipik erkeksi şaheserlerine götürüyor. Onun tozlu ve eski kokusu hem nostaljik hem de dumansı, bir taraftan da lavantalı ve sabunlu. Müthiş bir eskiye dönüş ve nefis bir klasik demek abartılı olmayacaktır.

Bois du Portugal, şöhretli erkeksi baba parfümlerine benziyor. Chanel Pour Monsieur ve Nicolai – New York gibi efsane parfümleri andırıyor. Kalite anlamında çok iyi yerde duruyor. Kapsayıcılık anlamındaysa herkese hitap etmiyor. Eğer erkeksi, şık, aristokrat, olgun bir parfüm arıyorsanız, olabilecek en iyi seçimlerden birisi denebilir. Resmi kıyafetlere ve kırklı yaşlarındaki erkeklerin toplantı salonlarında giyebileceği bu sağlam karakterli parfüm size bol bol övgüler sağlamayabilir ama maskülen evrenin yıldız geçidini size açacaktır. Z kuşağı erkeklerinin bu parfüme pek yaklaşmaması, Eros-Invictus ile zaman geçirmesi çok daha mantıklı olabilir.

Eau de Parfum formunda ve şükür ki performansı gayet iyi. Kalıcılığı yüksek, etrafa yayılımı iyi. Dirençli ve gün içinde ara ara üzerinizden yayılan dumansı karanfil kokusunu içinize çekmek mutluluk verici. Sonbahar-kış döneminde kullanmanın iyi fikir olduğunu düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/8.5

29 Nisan 2022 Cuma

Chanel – Allure Homme Edition Blanche Eau de Parfum (2014)

Chanel’in 1996 yılı çıkışlı kadın parfümü Allure’nin başarısının ardından birçok devam kokusu geldi. Yıllar içinde Allure’nin erkek versiyonları da oldukça sevildi ve popüler oldu. 2008 yılında çıkan Allure Homme Edition Blanche’yi uzun yıllar önce kullanmış ve beğenmiştim. Aradan geçen zamandan sonra bu arkadaşa tekrar şans vermek istedim. İlginç bir şekilde gördüm ki 2008 çıkışlı Eau de Toilette formundaki Allure Homme Edition Blanche gitmiş, yerine 2014 yılında piyasaya sürülen Eau de Parfum versiyonu gelmiş.

Ana akım markalar, popüler parfümlerinin Eau de Parfum versiyonu çıkarma furyasına son hızla devam ediyorlar. Allure Homme Edition Blanche’nin bu sefer yeni Eau de Parfum versiyonunu edindim. Chanel’in internet sitesinde Allure Homme Edition Blanche Eau de Parfum şu cümlelerle tanıtılmış: “Avangart kişiliğe ve cesur bakış açısına sahip, sanatsal erkeğin taze kehribar kokusudur. Yeni, modern karaktere sahip bir kompozisyon. Gerçek bir yaratıcı ifade. Zarafet ve benzersizlik arasında mükemmel denge sağlayan taze, oryantal bir koku.”

Allure Homme Edition Blanche Eau de Parfum’un başlangıcı ekşi, tatlı, modern limonla gerçekleşiyor. İlk dakikalarda ferah denebilecek harika limona orta kısımda kremsi ve leziz vanilya ekleniyor. Orta bölümden itibaren limonlu, vanilyalı dondurmayı andıran koku formu sonlarda da büyük değişim göstermiyor.

Karşımızda tek düze sayılabilecek ağız sulandıran lezzette müthiş bir Chanel parfümü var. Sanatsal anlamda yaratıcılık barındırmasa da herkesin sevebileceği limonlu vanilya kombinasyonu ustaca bir araya getirilmiş. Pek derin olmayan alt yapısına bakıp, onu eleştirebiliriz fakat üzerinizden gelen koku sizi canlandırmaya, mutlu etmeye yetiyor. Bazı parfümlerin amacı yüksek sanata ulaşmak olmayabilir ve Edition Blanche muhtemelen bir Salvador Dali değil. Yine de onun basit, modern ve leziz formu gününüzü güzel geçirmenizi sağlayabilir.

Edition Blanche, parlak, canlı ve pozitif yapısıyla günlük kullanıma uyabilecek bir arkadaşa benziyor. Onu deneyen ya da kullanan çoğu kişi sevecektir. Bu anlamda bir ana akım markanın yapmak istediğini yerine getiriyor. Genç hatta orta yaşlı erkeklerin bile kullanabileceği çok yönlü yapısı gün içinde övgüler almanızı sağlayabilir. Erkek parfümü olarak piyasaya sürüldüyse de kadınların rahatlıkla kullanabileceğini düşünüyorum.

Limonlu, kremsi, tatlı, lüks, züppe Edition Blanche’yi çoğu kullanıcı yaz parfümü olarak etiketliyor. Bana göre çok sıcak yaz günlerinde biraz fazla kaçabilir. Serin yaz akşamlarında veya ılık ilkbahar döneminde onu kullanmak çok daha iyi sonuç verecektir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk bir saat fena değil. Sonrasında çekingen kalıyor. Keşke biraz daha güçlü olabilseydi. Kokusunu sektörün en bilinen isimlerinden Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/8

15 Şubat 2022 Salı

Etat Libre d’Orange – Je Suis un Homme (2006)

Geleneksel parfüm endüstrisinin ve modern tabuların dayattığı klişelerden kurtulmak için başlatılan Etat Libre d’Orange projesi büyüyerek ilerlemeye devam ediyor. Etienne de Swardt’ın hayata geçirdiği sıra dışı niş parfümevi Etat Libre d’Orange’ın 2006 yılında başlayan macerasının ilk eserlerindendi Je Suis un Homme.

Hakkında bol bol övgülere rastladığım Je Suis un Homme’nin, Etat Libre d’Orange’nin internet sitesinde yer almaması, üretiminin bitirildiğine işaret ediyor olabilir. Je Suis un Homme’nin anlamının “Ben bir erkeğim” olduğunu öğreniyoruz ve tanıtım bülteninde Napolyon’a atıf yapıldığını görüyoruz. Anlaşılacağı üzere bir erkek parfümü fakat tanıtımında “Erkeksi taraflarını üstlenen, rolleri değiştirmekten korkmadan taarruza geçmeye hazır kadınlara yakışacağı” da belirtilmiş ki onu uniseks sınıfına dahil etmeye çalışmışlar.

Je Suis un Homme’nin ilk dakikaları eski tip erkek parfümlerini andıran nostaljik bergamot-limon ve turunçgillerle gerçekleşiyor. 1980’li yılların erkek parfüm geleneğini hatırlatan ferah ilk dakikalardan sonra orta bölümde aromatik tozlu baharatları görüyoruz. Karanfil ve tarçını öne çıkaran orta bölümde pudramsı odunsulara da rastlıyoruz. Sonlarda yine değişim var ve şekerli olmayan kuru deri kapanışa imza atıyor.

Je Suis un Homme’nin genel yapısının erkeksi aromatik turunçgiller, baharat ve deri üzerine kurulduğunu düşünüyorum. Kimi kullanıcılar kokusunu Derby’ye kimisi de Azzaro Pour Homme’ye benzetmiş. Nostaljik erkek parfümlerini anımsatan genel yapısı kaliteli ve şık. Bu tür baharatlı fujerleri severim ve Je Suis un Homme’yi de beğendim. Hoş bir retro göndermesi olmuş. Yeni nesil modern parfümlere pek benzemiyor neyse ki. Tatlılık az, derinlik ise fazla denebilir. Üst-orta-alt nota değişimleri fark edilebiliyor ve sıkıcı tek düze parfümlerden olmadığını kanıtlıyor.

Parfümün tek garip tarafı orta kısımdaki pudramsı odunsu-deri yapısı. Gerçekçiliği ve rafineliği bir parça düşüren o tuhaf pudramsı tona bir çok Etat Libre d’Orange parfümünde rastlıyoruz. Keşke bir Derby pürüzsüzlüğünü bize verebilseydi. Je Suis un Homme, eski erkeksi parfümlere modern niş bakış olarak değerlendirilebilir. Etat Libre d’Orange’nin birbirinden acayip ve uyumsuz parfümlerinin aksine, oldukça stabil ve kullanılabilir eserlerinden birisi denebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı saldırgan sayılmaz. Erkek kullanımına yakın duruyor. Serin havalarda daha iyi tepkiler vereceğini söyleyebilirim. Genç arkadaşlardan ziyade orta yaşa yakın erkeklere uyabileceğini sanıyorum. Denemeden almak iyi fikir olmayabilir. Kokusunu Antoine Lie tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

30 Aralık 2021 Perşembe

Blend Oud – Sana (2016)

İtalya merkezli niş parfüm evi Blend Oud’un özel serisine ait parfümlerden birisi Sana. Son zamanlarda birçok yeni parfüm piyasaya süren Blend Oud’un muhtemelen kokular dünyasında daha çok ismini duyacağız. Sana’nın resmi tanıtımında mücadeleci, savaşçı kadın merkeze alınmış.

Blend Oud’a göre Sana hem tatlılığını hem de karakterini düşmanlarını yenmek için silah olarak kullanabilen bağımsız ve mücadeleci kadına adanmış. “Tatlı alt notalar bize en savaşçı kadında bile bulunabilen nezaket ve inceliği hatırlatıyor” diye de eklenmişler. Blend Oud’a göre oryantal olarak sınıflandırılmış.

Sana’nın ilk dakikalarında tatlı ve modern turunçgiller karşımıza çıkıyor. Limonu çağrıştıran ilk saniyelerde Blend Oud’a göre bergamot, kan portakalı ve lavanta bulunuyor. Limonlu cheesecake’i andıran açılıştan sonra turunçgillerin etkisi azalmaya başlıyor. Orta bölümde tatlılık biraz daha artıyor. Şekerli vanilya ve hatta karamel algılanabiliyor. Son bölümde büyük değişiklik olmuyor. Çikolatamsı, pudralı vanilyalı hissiyatla tenden ayrılıyor.

Sana, basit ve pek derinliği olmayan arkadaşa benziyor. Ferah olmayan şekerli turunçgiller ve vanilya-karamel ikilisinin birleşiminden oluşuyor. Hepsi bu. Tabii bu karışımı yüksek kaliteli halde veriyor. Yapaylık bulunmuyor. Modern ve tatlı davranıyor. Günümüzün bol şekerli popüler parfümlerine benziyor. Bu anlamda deneyen ya da kullanan çoğu kişinin ilgisini çekeceğini düşünmek yanlış olmaz.

Sana’yı kullanan birçok kişinin kokusunu Xerjoff’un ünlü parfümü Lira’ya benzettiğini görüyoruz. Muhtemelen haklılar. Lira’nın kokusal formunun ilerleyen yıllarda daha çok benzerinin yapılacağını öngörebiliriz.

Lezzetli ve canlı kokan Sana’nın başlangıcını sevdim, sonlarını tekdüze buldum. Bu tür şekerli vanilya kokularını sevenlere tabii ki önerebilirim. Blend Oud’un internet sitesinde kadınlara vurgu yapılsa da erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi ama etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. Sonbahar-kış parfümüne benziyor. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayabileceğini düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

27 Ağustos 2021 Cuma

Mancera – Lemon Line (2014)

Mancera’nın 2014 yılında çıkan uniseks parfümü Lemon Line, zamanla ilgi gören eserler arasına girdi. Mancera’nın birçok parfümünün arasından sıyrılmayı başaran Lemon Line’ı uzun zamandır merak ediyordum ve birbirimize kavuştuk.

Mancera’nın internet sitesinde Lemon Line şu cümlelerle tanıtılmış: “Bir kolonya: narenciye, lavanta ve meşe yosunu. Narenciyenin enerji verici, şehvetli gücünün kanıtı olan Lemon Line, sadeliğin inanılmaz derecede seksi olabileceğini kanıtlıyor.”

Lemon Line’ın ilk saniyelerinde parfüme ismini veren limon benzeri ekşi-asidik turunçgillerin ağırlığını rahatlıkla görebiliyoruz. Parlak, canlı, dinamik limonun tatlı ve aromatik otsu verildiğini söyleyebilirim. Orta kısımda şekerli limondan, miskli odunsu limona dönüşüyor ana yapı. İlk dakikalardaki dinamizm kalmasa da bu sefer şık ve kaliteli odunsu miskli limon teması kapanışa kadar ilerliyor.

Lemon Line’ın Mancera tarafından açıklanan üst notalarında lavanta bulunduğu belirtilmiş. Yoğun lavanta kullanımı hissedilmese de aromatik Akdeniz otlarını andıran bitkisel hava, asitli limona eşlik ediyor. Yine Mancera’ya göre alt notalarda eski dost meşe yosunu dikkatimi çekti. Kapanışta yüksek dozda meşe yosunu olduğunu söylemek zor.

Lemon Line, kimi kullanıcılara göre ilk saniyelerde limonlu yüzey temizleyicilerine ve limon aromalı deterjanlara benziyor. Bu tür ibareler biraz abartılı olsa da eski tarz şipremsi limonlu aromatik parfümleri andırdığını düşünüyorum. Hafiften Chanel Pour Monsieur ve 1966 yılı çıkışlı Eau Sauvage’yi anımsatıyor. İlk dakikalardaki leziz limondan sonra sakinleşen ve şık hale gelen Lemon Line, yaz mevsimi için çok iyi seçeneklerden olduğunu kanıtlıyor.

Limon yemeyi severim, kabuğunu koklamayı severim, limonataya bayılırım. Limonun her türlü kullanımını seven birisi olarak Lemon Line’ı çok beğendim. Kalite anlamında gayet iyi. Düz çizgide ilerlediğini iddia edebilirim. Zaten bir yaz parfümünden derinlik ve sanatsallık beklemek zor. Lemon Line’de bunun bilincinde basit ve taze-canlı-ferah yaz kolonyası olmaya çalışıyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk saniyelerde güçlü, sonrasında tene yakın kalıyor. Hem kadınlar hem de erkeklerin rahatlıkla kullanabileceği plaj kokusu havası veren Lemon Line’ı Pierre Montale tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7.5

17 Ağustos 2021 Salı

Chanel – Allure Homme Sport Eau Extreme (2012)

Chanel’in 1996 yılında hayata geçirdiği Allure isimli kadın parfümünden üç yıl sonra Allure Homme olarak erkek versiyonu raflara çıktı. 2000’li yılların sevilen erkek parfümlerinden Allure Homme’nin kısa süre sonra devam kokuları çıkmaya başladı. Allure Homme’nin ilk devam kokusu Allure Homme Sport idi. 2012 yılındaysa Allure Homme Sport Eau Extreme raflardaki yerini aldı.

Allure Homme Sport Eau Extreme, Chanel’in internet sitesinde “yoğun, tavizsiz erkeğin cazibesi” olarak tanıtılmış. Şehvetli ve güçlü tarafından bahsedilmiş. Hayatını sınırsız veya ödün vermeden yaşayan erkeği temsil ettiğine vurgu yapılmış. İlk saniyelerde şekerli dinamik limonla açılış yapılıyor. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği tatlı limondan sonra orta bölümde yumuşak baharatlar ve tonka fasulyesi devreye giriyor. Sonlarda vanilyalı odunsularla kapanış yapılıyor.

Chanel’e göre üst notalarda mandalina ve nane bulunuyor fakat kokusal hissiyat olarak limonatayı andırmayan canlı, kremsi limon var ilk dakikalarda. 2004 çıkışlı Allure Homme Sport’a benzeyen ilk dakikalardan sonra tatlılık biraz artıyor Eau Extreme versiyonda. Tonka fasulyesi ve vanilyanın oldukça kremsi verildiği orta ve son bölüm onu günümüzün modern bolca tatlı erkek parfümlerine yaklaştırıyor.

Chanel’in sanatsallıktan ziyade genç erkeklerin (hatta koklayan kadınların neredeyse tamamı çok sevdi Eau Extreme’yi) sevebileceği, basit, düz, derinliği olmayan hoş ilkbahar-yaz kokusuna yatırım yaptığını görüyoruz. Bu seçimden dolayı Chanel’i suçlamak anlamsız çünkü ticari bir marka ve bolca parfüm satmalı. Oysa Chanel’in tarihsel şöhretli marka algısını düşünürsek Allure Homme Sport Eau Extreme büyük başarı öyküsü değil.

Temiz, giymesi kolay, pozitif ve her ortama uyabilecek Eau Extreme, Eau de Parfum formunda. Kokusunu ünlü burun Jacques Polge tasarlamış. Ilık ilkbaharın onun en güzel tepkileri vereceği mevsim olacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

8 Ağustos 2021 Pazar

Clinique – Happy For Men (1999)

Clinique’nin 1998 yılı çıkışlı kadın parfümü Happy’den bir yıl sonra erkek versiyonu raflardaki yerini aldı. Clinique’nin Aromatics Elixir’den daha başarılı parfümü bir türlü gelemese de Happy’ler kısa süre parlayıp, sonrasında unutulmaya yüz tuttular.

Happy For Men, turuncu ve basit şişesiyle tıpkı ismi gibi insana mutluluk veren bir parfüm olarak zihnimde kalmış. Parfümün resmi tanıtımında şu cümleler yer almış: “Clinique Happy For Men, taze, canlı, enerjik… Turunçgillerden bir demetin odunsu notalarla baştan çıkarıcı flörtü. Sadece spreyle ve mutlu ol. Çünkü tüm eğlenceyi ve mutluluğu sadece kadınlar yaşamamalı.”

Happy For Men’in ilk saniyeleri dinamik ve ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Açılıştaki leziz ve mayhoş turunçgillerin portakal ile mandalinanın karışımı olduğunu düşünebiliriz. Orta bölümde turunçgiller tek düze hale gelirken bir parça yapay deniz-su esintisi kokuya tazelik katıyor. Sonlarda büyük değişim gözlenmiyor. Turunçgillere misk ve odunsu notalar eşlik ediyor.

Happy For Men, harika turunçgilli başlangıcını mandalina, misket limonu ve taze yeşil temaya borçlu diyebilirim. Orta bölümdeki yapay çiçeksi havanın ise frezya benzeri beyaz çiçeklerden geldiğini düşünebiliriz. Zayıflayan sonlardaysa odunsu notaların çok ilginç olmadığını görüyoruz.

Güzel başlayan, ilerleyen saatlerde yapay nane-çiçek-deniz (calone) bölümüyle parfümden soğumama sebep olan bütüne bakarsak, basit, tek düze, gerçekçi kokamayan Happy For Men, eski anılarımı canlandırmama yardımcı oldu fakat kalite anlamında iyi yerde duramadığını hissettirdi.

Turuncu şişeye bakarak parfümün narenciye merkezli olduğunu görüyoruz. Bu anlamda genel pazarlamada tutarlılık sağlanmış. Oysa ki son yılların en iyi turunçgil parfümlerinden Terre d’Hermes’in ortaya çıkmasıyla, narenciye temalı kokular ciddi kan kaybı yaşamaya başladı. Terre d’Hermes, müthiş kalitesi ve doğallığıyla turunçgil parfümlerinin yeni nirengi noktası oldu adeta. Terre d’Hermes’e bakarsak, Happy For Men fazlasıyla basit, çocuksu ve şık olmaktan uzak ana başlıklarında değerlendirilebilir.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı az sayılır. Etrafa yayılımı zayıf ne yazık ki. İlkbahar-yaz dönemine uygun denebilir.

Koku Güzelliği:10/6

29 Temmuz 2021 Perşembe

Armaf – Club de Nuit Intense Man (2015)

Kendilerini Birleşik Arap Emirlikleri’nin en iyi parfüm şirketi olarak gören Armaf markasının eserleri dünyada ilgi çekmeye başladı. Özellikle kimi popüler parfümlerin kaliteli benzerlerini yapmaları, yüksek satış rakamlarına ulaşmalarını sağladı. Tabii Armaf markasının tanınma oranını da arttırdı.

Armaf’ın Club de Nuit serisi epey ses getirdi. Club de Nuit Intense’nin kadın versiyonunun Tom Ford’un sevilen parfümü Noir de Noir’e benzemesinin ardından Club de Nuit Intense isimli erkek parfümünün de Aventus’u andırması şaşırtıcı olmadı. Club de Nuit Intense Man’ın resmi tanıtımında parfümün odunsu baharatlı erkeksi yönü vurgulanmış. Açıklanan orta notalarında gül ve yasemin gibi daha çok kadın parfümlerinde rastladığımız öğelerin bulunması ilgi çekici görünüyor.

Club de Nuit Intense’nin açılışı dumansı ekşi meyvelerle gerçekleşiyor. Limon kabuğu ve ananasa eşlik eden neredeyse tütsü gibi davranan odunsular, ilk saniyeleri rahatlıkla sevmeme sebep oluyor. Orta bölüme geçildiğinde dumansı yapı azalarak devam ederken ananas benzeri mayhoş meyveler yola devam ediyor. Sonlarda odunsu karakter kendisini gösteriyor. Misk ve huş ağacı ağırlıkta diyebilirim.

Açıklanan üst notalarında elma, bergamot, siyah üzüm, ananas ve limon var. Ananasın, parfümün başından sonuna kadar etkisi azalarak devam ediyor. Leziz ve hafiften tropikal kokteylleri andıran ilk dakikalardan sonra Aventus’a benzerlik ciddi şekilde algılanıyor. Aventus’a ilginçlik katan huş ağacı notası, Club de Nuit Intense’de var. İlk saniyelerde oldukça yoğun hissedilen dumansı koyu meyveler orta kısımda basitleşerek devam ediyor. Huş ağacı teması Club de Nuit Intense’de de aynı Aventus’ta olduğu gibi zaman zaman kilit rol oynuyor.

Hepimiz biliyoruz ki Club de Nuit Intense, bir Aventus kopyası ve orijinali varken neden benzeri tercih edilsin? Cevap basit çünkü Aventus’un bir niş parfüm olarak fazlasıyla abartılı fiyatı genelde eleştirilir ve o etiketi hak etmediği söylenir. Aventus’un farklı seri numaralı örneklerini denemiş birisi olarak bence de o basit ananaslı meyve suyu kokusuna, o çılgın fiyat etiketi bol geliyor. O zaman çözüm uygun fiyatlı benzerlerine yönelmek. Aventus’un dünya çapındaki büyük başarısının ardından birçok marka onun küçük değişikliklerle benzerlerini üretti. Club de Nuit Intense, onun kokusuna muhtemelen en yakalaşanı ve en kalitelisi gibi görünüyor. Size garip gelebilir ama Aventus’tan daha çok beğendim Club de Nuit Intense’yi. Bu tür kopya kokular genellikle küçümsenir kibirli niş parfüm severler tarafından fakat Club de Nuit Intense hiç de kötü iş çıkarmamış. Kalite anlamında sizi üzmüyor.

Hafiften tuzlu ekşi meyveli odunsu ambergris teması üzerinde yükselen Club de Nuit Intense, modern parfümlerin başarılı örneklerinden birisi denebilir. Basit, ferah ve canlandırıcı meyve suları gibi kokmak isterseniz imdadınıza yetişecektir. Kendinizi deniz kenarında ananas suyu içerken hayal edebilirsiniz.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. İlkbahar-yaz dönemine uyum sağlayabilir. Erkek parfümü olarak üretilse de kadınlar rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/7.5

4 Şubat 2021 Perşembe

Caron – Le 3eme Homme (1985)

 

“İtalya’da 30 yıl boyunca Borjiyalar hüküm sürdü, bu süre içinde hep kan döküldü, cinayetler işlendi yani hep savaş, kıyım ve terör vardı ama Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Rönesansı da onlar yarattı. Oysa İsviçre’de 500 yıl boyunca barış, kardeşlik ve demokrasi vardı ama buna karşılık ne yaratabildiler? Sadece guguklu saati.”

Yukarıdaki replik 1949 yılı yapımı The Third Man filminin en bilinen sahnelerinden olan dönme dolap sahnesinde ünlü oyuncu Orson Welles tarafından söylenmişti. Yıllar sonra kara film akımının en kült filmlerinden The Third Man’i izledim ve İngiliz sinema sanatının medarı iftiharlarından birisine nasıl dönüştüğünü anladım. 1940’lı yılların savaş sonrası Viyana’sının, karanlık, kasvetli ve koyu havasını siyah-beyaz teknikle muhteşem anlatan The Third Man filmi, ünlü bir butik parfümevinin kokusuna da ilham kaynağı oldu.

Küçük ama ürettiği eserlerin etkisi büyük parfümevi Caron’un 1985 yılı çıkışlı erkek kokusu Le 3eme Homme’nin (The Third Man), aynı isimli kara filme gönderme yaptığını biliyoruz. Her ne kadar Caron’un internet sitesinde bu yönde bilgi bulunmasa da meraklı kokuseverlerin üzerinde konuştuğu bir durumdur. Caron’un Le 3eme Homme’si için sadece “eşsiz şıklık arayan erkek için rafine bir parfüm” cümlesine tanıtımda yer verilmiş. Açıklanan dört nota ise şunlar: İtalyan limonu, bergamot, kişniş ve vetiver.

Le 3eme Homme’nin ilk saniyeleri eski tarz buruk limon ve bergamotla gerçekleşiyor. Geri planda algılanabilen aromatik Akdeniz otlarını ve lavantayı unutmamak gerekiyor. Açılışı tozlu ve nostaljik gerçekleşiyor. Orta kısımda bergamot yoluna devam etmeye çalışırken baharatların yoğunluğu burnunuza çarpıyor. Çok güzel karanfil, tarçın ve hayvansı misk orta bölümü adeta domine ediyor. Lavanta arkalarda kalırken, erkeksi gül orta bölümü ayrı ilginçleştiriyor. Sonlarda yine değişim var. Alt notalarda meşe yosunu sürpriz yapıyor. Şekerli olmayan yüksek kaliteli vanilya, paçuli ve meşe yosunu müthiş bir imza atıyor.

Le 3eme Homme, aromatik otsu turunçgiller, dumansı sıcak baharatlar, lavanta, gül ve hayvansı tarafı önde olan bir parfüm. Görüleceği üzere çok zengin, detaylı, katmanlı bir eser. 1980 hatta 1970’li yılları hatırlatan erkeksi, maço parfümlerin en iyi örneklerinden denebilir. Le 3eme Homme’nin değerini ve tarihi önemini çoğu meraklı kokusever bilir. Bunları tekrarlamak anlamsız. Diyebilirim ki genç erkeklerin, kokular evreninde deneyimi az kişilerin veya nostaljik-eski tarz parfümlere ilgisi olmayanların sevemeyeceğini tahmin etmek zor değil. Le 3eme Homme, aristokrat beyefendi parfümü gibi davranıyor. Muhafazakar, resmi, karmaşık, geleneksel, Guerlainvari, sevmesi, alışması ve anlaması zor bir parfüm.

Kült kara film The Third Man’e ancak böyle bir parfüm yakışırdı. Her ne kadar filmin o kasvetli ve karamsar havası parfümde olmasa da erkek kokuları tarihinin nadide eserlerinden birisi olarak yerini çoktan aldı Le 3eme Homme. Şanslıyım ki eski versiyonunu kullandım. Yeni şişelerde reformülasyon olduğunu öngörebiliriz ve umarım parfümün özü bozulmamıştır.

Eau de Toilette formundaki parfümün performansı gayet iyi. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı hiç fena değil. Sıcak baharatların yoğun olduğu Le 3eme Homme, kış kullanımına yakın duruyor. Kokusunu Akiko Kamei ve Francoise Caron birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/8