M.Ö. üçbinli yıllara kadar uzandığını bilmiyordum baharat ticaretinin. O dönemin en büyük baharat üreticisi ve ihracatçısı Hindistan’ın, “Baharat Bahçesi” olarak anıldığını da yeni öğreniyorum. Tabii bu baharatın batıya taşınması ve satılması, beraberinde müthiş bir ticari faaliyet de meydana getirmişti. Ve ünlü “Baharat Yolu” rotası, binlerce kilometrelik uzunluğuna rağmen, tüccarların vazgeçemediği seyahatin adı da oluvermişti.
Artık tarih kitaplarında ve antik söylencelerde kalan baharat yoluyla ilgili egzotik ve esrarengiz hikayeler ve maceralar, o zamanların ünlü denizcileri Christopher Columbus ve Vasco da Gama’yı bile etkilemişti büyük ihtimalle. Şimdi aklıma gelmese de bazı parfüm markaları, parfümlerinde baharat yolundan esinlenme yoluna gitmişlerdi. Tahmin edileceği üzere genellikle baharat kokulu parfümlerinde, baharat yolundan ilham aldıklarını açıklar markalar. İşte bugün, yine böyle bir esinlenmeyle karşı karşıyayız.
Niş parfüm evi Diptyque, 2010 yılında piyasaya sürdüğü Eau Duelle’in ilhamını, tarihi baharat yolundan almış. Babil’den Goa’ya, Venedik’ten Kartaca’ya, Constantinople’den (İstanbul) Bağdat’a, efsanevi şehirlerin, benzersiz koku deneyimlerinden esinlendiklerini de söylemişler. Tabii egzotik ufuklardan, hayallerden, vanilyanın maceraperest ruhundan etkilendiklerini de belirtmeyi ihmal etmemişler. Kendi sitelerinde vanilya, baharat ve buhur temalarını öne çıkarmışlar.
Eau Duelle’in başlangıcı vanilya patlamasıyla gerçekleşiyor. İlk anlarda burnuma yumuşacık, tatlı, mumsu vanilya hücum ediyor. Başlangıcı standart vanilya kullanımıyla pek şaşırtıcı değil. Orta bölümde, baharatlar devreye giriyor. Vanilya, baharatlara alan açmak için geriye çekiliyor. Keskin baharatları, vanilyanın sarıp sarmaladığını söyleyebilirim. Buradaki baharatların yanında biraz da yeşil tema var. Kimisi aromatik otlardan bahsetmiş kimisi de ardıçtan. Bence ardıcın yeşilliğini andırıyor. Fakat pek etkili değil yeşil yapı. Orta bölümü, başlangıcından daha çok sevdim. Son kısımda büyük değişiklik olmuyor. Ek olarak tütsü ve azıcık da odunsuluk ekleniyor. Vanilya hala geri planda ve varlığını sürdürüyor. Kapanışı fena değil.
Sonda söylemem gerekeni başta söyleyeyim. Eau Duelle, tam bir vanilya-baharat kombinasyonu. Vanilya başta baskınken, orta bölümde baharatlarla durum dengeleniyor. Fakat vanilya sonlarda dahi hiç bir zaman oyundan çıkmıyor. Hep geri planda ya da etrafa yaydığı aurada kendisini hissettiriyor. Buradaki vanilyanın reçinelerle desteklendiğini de düşünebiliriz.
Vanilya, çok farklı kullanılmamış. Epey tatlı, lezzetli, neredeyse gourmand ve modern vanilya, birçok parfümde rastlanabileceği gibi. Yapaylık yok ama ilginç de değil. Bence Eau Duelle’i, rakiplerinden ayıran kısım orta bölümden itibaren başlıyor. Yeşil baharatlar ve tütsü-buhurun, vanilyayla uyumu başarılı. Malum, vanilya epey baskın karaktere sahiptir. Burada da o gücünü terk etmiyor. Baharatlar ise biber, küçük hindistan cevizi ya da tarçından oluşuyor. Sıcak baharatları, vanilya serinletiyor.
Sonuç olarak detaylı, zengin, karmaşık değil Eau Duelle. Hoş bir baharat-vanilya-tütsü kokusu. Genel olarak çoğu kişinin hoşuna gidecektir. Fakat bir niş markadan çok daha aykırı işler beklediğimden midir bilemiyorum, ortalama bir parfüm hissiyatı uyandırdı. Yine de bu tarz kokuları seviyorsanız, denemenizde fayda var.
Parfümün tasarımını Fabrice Pellegrin yapmış. Benim kullandığım EDT olanıydı. Bir de EDP versiyonu varmış, onu bilemiyorum. Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği zayıf. Sonbahar-kış parfümü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Uniseks olarak piyasaya sürüldüğünü sanıyorum. Kimi yerlerde kadın parfümü olarak da satılsa da, erkekler rahatlıkla kullanabilir.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/7