Laboratorio Olfattivo – Alkemi (2010)
Cılızca yanan bir mum.
Etrafında uçuşan küçücük pervane böceklerinin duvarda yansımaları. Açık
pencereden süzülen ılık yaz meltemi mumu söndürdü söndürecek. Mumun ateşinin
sallanan gölgesi kimileri için ürpertici olsa da, onun için hiç de öyle değil.
Yaşı altmışlarına ulaşmış, uzun saçları beyazlamış bir adam. Masanın üzerinde
kendinden geçmişçesine deneyler yapıyor bugün için ilkel sayılabilecek
laboratuvarında. Saatin farkında bile değil. Gece yarısını çoktan geçmiş.
Zamanın ise farkında. Yaşadığı yılın 1467 olduğunu gayet iyi biliyor. Sıcak bir
yaz geçiyor o sene İtalya'da.
Üzüm hasadı yapılmış.
Çiftçiler 13. yüzyılın tarım aletleri ile tarlalarını diğer seneye
hazırlıyorlar. Oysaki bütün devlet ve her şey krala ait ve onun mülkü.
Çiftçilerin tarlası bile. Yaşlı adam ise kralın en güvendiği kişilerden birisi.
Atalarından aldığı ilim onu özel kılıyor. Tarihe "madenleri altına çevirme"
ilmi olarak geçiyor onun uzmanlık alanı. Bunun sonucunda, tarihte fazlaca kişi
o ilmin peşinden koşmuştur. Oysaki çok az kişi muvaffak olabilmiştir.
Arapça'da
"Alkheemee" olarak geçtiği söylenen bu ilim, İngilizceye
"Alchemy" olarak geçmiş. Türkçede "Simya" kelimesi
kendisine layık görülmüş. Simyacıların 2.500 yıldır bu mistik ilimle
uğraştıkları, kendinden önceki simyacıların anlattıklarını kulaktan kulağa
devam ettirdiklerine inanılır. Felsefe ile kimyanın spritüel bileşimi olarak tanımlanabilecek
simyacılık, bugün için geçerliliğini kaybetmiş bir ilimdir. Fakat eski çağların
en gözde araştırma alanlarından birisiydi.
2009 yılında yukarıdaki
kısa hikayemde zihnimde canlandırdığım gibi fakat bu sefer cumhuriyet
İtalyasında bir laboratuvar kuruldu. Fakat bu laboratuvar Orta Çağ
İtalyasındakinden oldukça farklı ve gelişmişti. Roma merkezli bir niş parfüm
evi ismini "Laboratorio Olfattivo" yani "Koku Laboratuvarı"
olarak belirlemişti. İlk parfümlerini 2010 yılında piyasaya sürdüler.
İtalya'nın bu yeni niş parfüm evi, şimdiden on bir kokudan oluşan koleksiyona
ulaşmış durumda. Aslına bakılırsa niş parfüm dünyasında pek ismi öne çıkmayan
bir marka Laboratorio Olfattivo. Dünya çapında da çok az yerde satılıyor
parfümleri. Bir çok niş markanın aksine oldukça zor onların parfümlerine
ulaşmak. Bu anlamda onlar için "gerçek niş marka" denebilir.
Bugün de markanın ilk
piyasaya sürdüğü parfümlerden olan Alkemi ile sizi tanıştırmak istiyorum.
Alkemi ismi, tahmin edebileceğiniz gibi İngilizce'deki Alchemy'den geliyor.
Alkemi'nin ismi, eski dönem ilmi olan Simya'dan geliyor. Leonardo da Vinci,
Isaac Newton, Roger Bacon, İbni Sina gibi önemli insanların da ilgi alanına
giren Simya kavramı, niş parfüm evi Laboratorio Olfattivo'nun Alkemi'sine isim
babalığı yapıyor.
Fragrantica'da odunsu
oryantal olarak sınıflandırılmış Alkemi. Üzerime sıktığımda beni tuhaf ve
karanlık bir başlangıç karşılıyor. Egzotik ve çok yoğun-sert baharatlar, tozlu
deri ve garip koyu kimyasal çiçekler üzerime hücum ediyor. Alışılmışın
dışındaki açılış çok karamsar ve neredeyse yapaylık sınırında. Biraz Tauer'in
rahatsız edici baharat kullanımına biraz da Serge Lutens'in kullandığı acayip
Arap/Amber temasını andırıyor. Başlangıcını çok sevdiğimi söyleyemem. Orta
kısıma geçildiğinde, reçine, amber ve ıslak tütün yaprağı ekleniyor.
Başlangıcından çok daha sevilebilir buldum orta kısmı. Sonlarda karanlık ve
tozlu koku devam ediyor. Bu sefer koyu tütsü, tozlu paçuli ve yanmış hissi
veren odunsu notalar devreye giriyor. Sonları en sevdiğim yeri oldu.
Alkemi, aynı isminin
yaptırdığı çağrışımlar gibi garip, derin, karanlık ve gizemli bir koku. Oldukça
koyu ve karanlık yapısı ilk dikkat çeken özelliği. Bu hissi veren reçinemsi baharatlar, ıslak pipo tütünü,
tütsü ve amber. Parfüm, bu notaların üzerine kurulmuş gibi. İkinci çeperde
vanilya, sandal ağacı, odunsu notalar ve erkeksi çiçekler mevcut. Oldukça
farklı koku formuna sahip olduğu söylenebilir.
Alkemi, bana Tauer'in
şimdiden klasik olmuş parfümü L'Air du Desert Marocain'i hatırlattı. Oradaki
karanlık amber ve garip baharatlar, Alkemi'ye ilham olmuş sanki. Başka hangi
parfüme benziyor diye düşünürken Jeke, Interlude ve Puredistance - M'i
hatırlatıyor karanlık yapısı. Sanki hepsinin bir karması Alkemi. Fakat asıl
beni şaşırtan sonlarının, Bogart Pour Homme'a oldukça benziyor olması. Jacques
Bogart'ın ülkemizde pek bilinmeyen başarılı parfümü Bogart Pour Homme'daki o
tatlımsı lavantalı tütün, Alkemi'ye fazlasıyla benziyor. Tabii ki Alkemi,
Bogart Pour Homme'un çok daha kaliteli ve sofistike hali gibi. Sadece Bogart
Pour Homme değil, Parfum d'Empire'ın başarılı parfümü Fougere Bengale'i de
anımsatıyor bu tütün kullanımı.
Kabul etmesi ve
kullanması zor bir kokuya sahip olduğu söylenebilir. Zaman zaman ayakkabı
boyalarını hatırlatan zorlayıcı ve rahatsız edici kokuları seviyorsanız
denemenizde fayda var. Derin ve zengin bir parfüm. Gerçek bir niş parfüm olduğu
konusunda şüphede bırakmıyor sizi. Eğer Tauer ve Serge Lutens tarzı Arap
esintili mistik amber-baharat-tütsü-tütün kokularına merakınız varsa Alkemi'yi
şimdiden aramaya başlamalısınız.
Başlangıcı dışında başarılı
sayılabilecek ve rafine bir parfüm Alkemi. İsmi gibi spritüel çağrışımlara
sebep oluyor kokusu. Günlük kullanıma hiç uymayacak, tam bir ambians-mod
parfümü. Fakat diğer benzerlerine bakarsak, çok da yeni bir şey söylemediğini
kabul etmek gerekir.
Alkemi'nin kadın parfümü
olarak sunulduğunu gördüğümde ne diyeceğimi bilemedim. Sanırım bir yanlışlık
var çünkü Alkemi, tam bir erkek parfümü. Bu kadar koyu, ağdalı ve reçineli bir
koku, kadınların üstünde hiç de konforlu olmayacaktır. Onun için yaşı otuz ve
üzerindeki erkeklerin denemesini tavsiye edeceğim. Genç delikanlı işi değil
kokusu.
Eau de Parfum (EDP)
olarak satılıyor. Kokusunun tasarımını fazla tanınmamış parfümör Marie Duchene
yapmış. Bayan Duchane, Laboratorio Olfattivo'nun başka parfümlerine de imza
atmış. Tam bir sonbahar-kış kokusu. Özellikle çok soğuk günlerde, boş
sokaklarda tek başınıza gece dolaşmaya çıktığınızda müthiş bir hal alacağına
eminim Alkemi'nin.
Not: Bu parfümü bana
ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.