Vertus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vertus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Mart 2020 Cumartesi

Vertus – Amber Elixir (2015)

Amber Elixir, Vertus’un 2015 yılında piyasaya sürdüğü ilk seri parfümlerdendi. Markanın gül ve öd ağacı merkezli parfümleri ilgi çekerken, Amber Elixir’in bir parça geri planda kaldığını düşünüyorum. İsminden de anlaşılacağı üzere Vertus koleksiyonunun amber merkezli parfüm boşluğunu karşılıyor. Markanın internet sitesinde Amber Elixir şöyle tanıtılmış: “Havadaki cezbedici amber kokusunu keşfedin. Onun iksiri kendinize güveninizi tazelerken adeta dünyanın ayaklarınızın altında olduğunu hissedeceksiniz.”

Amber Elixir’in başlangıcında içki teması ve kuru meyveler bulunuyor. Açıklanan üst notalarında rom içkisi, artemisya, üzüm ve kuru meyveler var. Amber Elixir’in ilk saniyeleri içkimsi meyvelerle gerçekleşiyor. Orta kısma geçildiğinde koku karakterinde büyük değişim olmuyor. İçkimsi kuru meyvelere yarı karanlık ve egzotik amberle geri planda metalik safran ekleniyor. Son bölümde yine fazla değişim yok. Alt notalarda içkimsi, amberli meyvelere bir parça odunsuluk eşlik ediyor. Açıklanan alt notalarında tik ağacı ve sandal ağacı mevcut. Muhtemelen son bölümdeki odunsuluğun sebebi bu öğeler denebilir.

Amber Elixir’i kullanmadan önce, isminden dolayı ağır, yoğun ve karanlık amber tarzına yakın profil beklerken, içkimsi, baharatlı meyvelerle karşılaşmak sürpriz oldu. Amber, parfümün ikinci teması konumunda sanki. Zaman zaman metalik hissiyat veren alkole batırılmış modern, steril kuru meyveler, daha ön plandaymış gibi davranıyor.

Amber Elixir’den korkutucu, kullanması zor, reçineli amber teması beklemeyin. Bu durumun olumlu tarafı çoğu kişinin benimseyebileceği tarza sahip olması denebilir. Bazı niş markaların amber parfümleri fazlasıyla burnu yoruyor ve uçlarda dolaşıyor. Amber Elixir, metalik-ana akım parfümcülüğe yakın duruyor.

Amber Elixir’in üst notalarındaki artemisya bitkisi, orta kısımdaki safranla karışınca, benim için uygun olmadığını anladım. Açıklanan alt notalarında castoreum görünüyor. Parfümlere genellikle hayvansı hissiyat veren castoreum temasını kapanışta pek algılayamadım neyse ki. Amber Elixir, bıktırıcı derecede hayvansı değil hiç bir fazda.

Kalite anlamında idare etse de (hafiften yapaylık sınırında gibi) Vertus’un diğer dolu dolu, koyu ve baskın parfümlerinden ayrışıyor. Amber Elixir, pek derinliği olmayan, düz çizgide ilerleyen konfor kokusuna benziyor. Büyük popülariteye ulaşamayacak belki ama günlük kullanıma ve hatta takım elbiseye uyum sağlayabilecek basit ve ortalama parfüm hissiyatı uyandırıyor. Tarz olarak az da olsa Lubin – Idole, Bentley For Men ve Parfum d’Empire – Ambre Russe’yi anımsatıyor.

EDP formundaki Amber Elixir’in performansı harikalar yaratmıyor. Kalıcılığı fena değil, etrafa yayılımı ilk patlama dışında normalin biraz altında kalıyor. Uniseks olarak pazara sunulsa da erkek kullanımına bir parça yakın duruyor. Sonbahar-kış döneminde kullanmanın doğru olacağını sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/6

10 Aralık 2019 Salı

Vertus – Night Dose (2015)

Vertus’un 2015 yılı çıkışlı ilk parfümlerinden Night Dose, diğer eserlere göre biraz geri planda kalmış diyebilirim. Uzun zamandır dolabımda duran ve havaların serinlemesini beklediğim parfümlerden Night Dose’un mevsiminin geldiğini düşünüyorum.

Night Dose’un resmi tanıtımı şöyle yapılmış: “Safran ve eşsiz çiçeklerin sıcak odunsu notalarla buluşmasından ortaya çıkan derin ve mistik bir harman. Sizi doğu ile batının buluştuğu yere, her iki kültürün de zenginliklerine doğru yolculuğa çıkaracak.” Çiçeksi oryantal olarak sınıflandırılabilecek Night Dose’un açıklanan notalarında sevdiğim kokular var: Mirabelle, erik, hindistan cevizi ve meşe yosunu. Bakalım Night Dose’da bu öğelerden hangisi baskın şekilde verilmiş.

Parfümün açılışı yoğun safranla gerçekleşiyor. Kuru ve acımsı verilen safran neredeyse öd ağacıyla birlikte verilmiş gibi. Benim için fazlaca safranlı kokan üst notalardan sonra orta bölümde meyvelerin hakimiyeti altına giriyor parfüm. Açıklanan notalarındaki kırmızı erik ve mirabelle, muhtemelen orta kısmın en baskın üyeleri. Safranın geriye çekildiği orta notalarda ekşi eriğe eklenen sıcak baharatlar ve gül, kokunun yönünü değiştiriyor. Son kısımda eriğimsi mayhoş meyvelere eşlik eden güle misk ve biraz da sandal ağacı ekleniyor. Orta kısım ile alt notalar paralel ilerliyor.

Night Dose, özetle sıcak meyveli, baharatlı gül parfümü. Kokunun ana aksını orta kısımdan itibaren kaliteli ve lezzetli erik oluşturuyor. Buradaki erik ferah ve yazlık olarak düşünülmesin. Koyu, dolgun ve karanlık sayılabilecek erik, sıcak ve gerçekçi verilmiş. Başlangıçta yüksek dozdaki safranı çok sevemedim. Neyse ki safran 10-15 dakikalık ilk bölümden sonra oldukça geriye geçiyor. Parfümün asıl kokusu orta kısımdan itibaren kendisini gösteriyor.

Eriğe eşlik eden gül, kadınsı ve gül suyu kıvamında değil. Uniseks kullanıma uygun gül ve ekşi erik teması, fikir ve uygulama olarak başarılı denebilir. Buradaki gül de meyveler gibi biraz karanlık ve kendisini açık etmek istemiyor adeta. Ilık-sıcak günler için ferah meyveli parfümden ziyade, serin-soğuk dönemler için tasarlanmış sıcak-koyu bir eser.

Parfümün en ilginç notası kuşkusuz Mirabelle eriği. Parfümlerde fazla rastlamadığımız bu içerik, Chloe’nin kadın parfümü Nomade’de karşımıza çıkmıştı. Orada da buradakine benzer şekilde mayhoş koku katmıştı parfümün geneline. Night Dose’daki kullanımını da sevdim. Sanırım Mirabelle eriği temalı başka parfümlerin de peşine düşmem gerekecek bundan sonra.

Sonuç olarak başlangıcını saymazsak beğendiğimi söyleyebilirim Night Dose’u. Eriği parfümlerde kaliteli ve özenli verildiği takdirde çoğu zaman severim ki burada da fena kullanılmamış. Gül ise neyse ki fazlaca miske bulanmamış ve feminen verilmemiş. Yine bir Vertus parfümünde hoş bir uniseks denge kurulmuş. Hem kadınlar hem erkekler kullanabilir Night Dose’u.

Yukarıda bahsetmiştim fakat kullanım döneminde hindistan cevizi ve meşe yosununa baskın şekilde rastlamadım ne yazık ki. Genel olarak düz çizgide ilerleyen konforlu ve olgun meyveli parfüm kategorisine girebilir.

EDP formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı yüksek değil. Vertus’un bazı performans canavarı parfümlerine göre etrafa yayılımı harikalar yaratamıyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

30 Eylül 2019 Pazartesi

Vertus – 1001 (2015)

Vertus’un 2015 yılı çıkışlı ilk parfümlerindendi 1001. İsminin ilk önce neden 1001 olduğunu kavrayamamıştım. İlerleyen zamanlarda parfümün doğu masallarının en ünlüsü 1001 gece masallarına atıfta bulunduğunu nihayet anladım. Mısır, Hint, Arap, Mezopotamya ve İran masallarının birleşimiyle oluşan 1001 gece masallarının 8. yüzyıldan günümüze geldiği söyleniyor.

Vertus’un Arap ve Ortadoğu kültürüne öykünen parfümü 1001’in resmi tanıtımlarında da bu etki görülüyor: “1001 gece masalının büyüsü, mimoza ve karanfilin dokunuşuyla kendi hikayesini en derine yazar. Sandal ağacıyla harmanlanan karakter, tüm egemenliği devralır. Tarçın ve menekşenin baş döndürücü aşkı”.

1001’in açılışı ferah olmayan tatlı meyveler, anason benzeri yapı ve baharatlarla gerçekleşiyor. Başlangıcı zengin, benzersiz, ilginç ve kafa karıştırıcı denebilir. Fena değil üst notaları. Orta kısımda meyvemsilik geri plana geçerken baharatlı taraf öne çıkıyor. Sıcak sayılabilecek baharatlardan algılayabildiklerim karanfil, kakule ve tarçın. Orta bölümde lezzetli ve modern baharatların izini sürmeye devam ediyoruz. Orta kısmın sonlarında egzotik olmayan amber kokuyu farklı yöne doğru çeviriyor. Kapanışta sandal ağacının etkili olduğu söylenebilir.

Yine bir Vertus parfümü ve yine kafam karışık. 1001, Arap-Ortadoğu aksına yakın olmayan oryantal gibi davranıyor. 1001’in genel tavrının meyveli-baharatlı amber-sandal ağacı kombosu olduğunu iddia etmek için sebeplerim var. Başlangıçtaki kategorize edilmesi zor meyveler ferah turunçgil gibi değil. Onun meyvemsiliği anason-mentol destekli mayhoş meyvemsiliği çağrıştırıyor. Orta kısımdaki baharatların mahiyeti neyse ki daha anlaşılabilir ve dünyasal. Amberin bu tür kullanımını seviyorum ve neredeyse şekerli meşe yosunu kapanışta küçük bir nostalji yaşamama sebep oluyor.

1001, ilhamını masallardan, büyülü hikayelerden, doğunun gizemli ruhundan alıyor. Parfümün genelinde koyu ve karanlık yapı bulunmuyor fakat baştan sona dumansılık algılanabiliyor. Orta kısımda karşıma çıkan safranı zihnim bir şekilde geri plana atıp, diğer notalara odaklanmaya çalıştı. Karanfil ve tarçının harika etkisini ön plana çıkardı bilinçaltım. Meşe yosununun ise böylesine şekerli verilmesine biraz bozuldum çünkü onu kuru ve köksü seviyor benim gibi eski tüfekler.

Anlıyoruz ki modern dünyaya, güncel temaya ait olan 1001 deneyi, kalite anlamında fena iş çıkarmıyor, koku güzelliği bakımından iyi yerde duruyor, sizi kendisine aşık edecek kadar numara sergileyemiyor. Yine de benzerine rastlamadığım bu sıcak baharatlı, dumansı meyveli oryantalin çabasını anlamlı buluyorum. Vertus’un bahsettiği gibi, 1001’in “zarif, görkemli, hipnotik, odunsu çiçek kokusu” olduğu tezine saygı duyuyorum.

Uniseks olarak pazara sunulan 1001 hem erkek hem de kadınların kullanabileceği hoş bir dengede duruyor. Serin havaları sevebilecek yapısı, makul kullanılırsa ılık yaz akşamlarına da uyum sağlayabilir. EDP formundaki konsantrasyonu kalıcılık bağlamında sizi üzmüyor, ilk patlama dışında tene yakın kalıyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

16 Temmuz 2019 Salı

Vertus – Silhouette (2017)

Vertus’un 2017 yılında en son piyasaya sürdüğü parfümlerden birisi Silhouette idi. Parfümün resmi tanıtım cümlelerinden birisi olan “Kült eserlerin efsanevi yorumları”, Silhouette’yi kullanım döneminde bu sözün ne kadar doğru olduğunu anladım. Yine tanıtım cümlelerinden gidersek, Vertus, parfümü Silhouette’den “Kült beyaz çiçekler ve popüler menekşenin kaynaşması” olarak bahsetmiş. Ayrıca “Aldehitler ve turunçgillerin zıtlığında ilerleyen” bir eser olduğu vurgulanmış. Son olarak “sıcak odunsu notalardan” bahsedilmiş.

Silhouette’nin açılışı tozlu turunçgiller ve meyvemsilikle gerçekleşiyor. Çok ferah sayılamayacak turunçgillere kısa süre sonra sabunsu aldehitler ekleniyor ve parfüm bir anda eski tarz klasik kokuya dönüşüyor. Orta bölümde aldehitlere kuru tütsü, sıcak deri ve biraz da yasemin ekleniyor. Bu haliyle hala 1980’li yılların klasiklerinden farksız kokuyor. Alt notalarda büyük değişim olmuyor. Kapanışta sıcak deri geride kalırken meşe yosunu ve sandal ağacıyla yoluna devam ediyor Silhouette.

Parfümün genelini düşündüğümde koku tarzının tozlu-sabunsu turunçgiller ve tütsü-deri-meşe yosunu tarafına yakın durduğunu söyleyebilirim. Başlangıcındaki aldehitlerin şaşırtıcı şekilde ortaya çıkışı ve onun deri-tütsü ikilisiyle birleşimi hiç fena verilmemiş. Parfümün resmi tanıtımında menekşeden bahsedilmiş ama genel yapıda pek öne çıkmıyor. Çiçek anlamında yasemin, menekşeden önde duruyor. Buradaki çiçekler ve sabunsuluk kadınsı hissiyat vermekten ziyade, eski tarz bir retro koku ağına düştüğünüzü ilan ediyor.

Silhouette, tabii ki şaşırttı beni. 2017 yılında piyasaya sürülen ve modernite unsurlarını bünyesinde barındırmasını düşündüğümüz parfümün efsanevi aldehitli, meşe yosunlu klasiklere öykünmesini sevdim ve takdir ettim. Bu anlamda günümüzde bu koku formunun ticari bakımdan karşılığı olur mu emin değilim ama cesur ve anlamlı bir parfüm Silhouette. Onu deneyen birçok genç arkadaş kokusunu eski tarz bulacaktır muhtemelen ama yaşı benim gibi otuz beşlerini geçenler için hoş bir nostalji yaşatıyor.

Parfümün yüksek kalitesi ve performansının iyi olması tabii ki sevindirici. Yasemin ve aldehitlerin onu biraz kadın kullanımına yaklaştırdığını düşünebilirsiniz fakat deri-paçuli-tütsü üçlüsü o kadınsılığı elimine etmekle görevlendirilmiş adeta. Meşe yosunu ise dengeyi sağlayarak uniseks tarafa yakın tutmuş genel yapıyı. Üst ve orta kısmındaki tozlu ve nostaljik taraf, zamansız bir klasik kokladığınızı düşündürtüyor.

Silhouette’yi üzerimde taşımayı sevdim. Başlangıcında az olan tatlılık, orta kısımda biraz artıyor ama asla yeni nesil şeker bombası parfümlere benzemiyor. Sanki meşe yosununun verdiği ilginç ve anlatması zor bir tatlılık hakim. Orta bölümün geri planından hafiften hayvansı hissiyat da algılıyorum. Sanırım deriden hatta ter gibi kokan civetten mi yoksa dünyevi bir vetiverden mi geliyor hayvansılık karar veremedim.

Sonuç olarak güzel parfüm fakat onu anlamak için biraz kullanmanız gerekiyor. Zaman içinde farklı yönlerini gösteren bu koku formu, yapaylıktan uzak tarzıyla memnuniyet verici. Vasat-çoğunluk kullanıcıya hitap edemeyecek yapısıyla, farklı karakterde parfüm arayan koku ustalarının veya koleksiyonerlerin ilgisini çekeceğini sanıyorum. Kimi Vertuslardaki çılgın kalıcılık, bu parfümde de mevcut. Ayrıca kullandıktan 5-6 saat sonra bile kendisini size ve etrafa hissettirebiliyor. Performans anlamında iyi iş çıkarmış Vertus. Sonbahar-kış kullanımına yakın olduğunu düşünüyorum. Çok genç arkadaşlardan ziyade daha deneyimli parfümistaları bekliyor Silhouette.

Koku Güzelliği:10/7

6 Mayıs 2019 Pazartesi

Vertus – Narcos’is (2017)

Vertus’un 2017 yılında piyasaya sürdüğü en yeni parfümlerden birisi Narcos’is diyebiliriz. Markanın 2017 yılında en son atılımı olarak görülen yedi parfümlük yeni kokuları arasındaki Narcos’is, ismi ve içeriğindeki ilginç notalar vesilesiyle epeydir radarımdaydı. Hangi notalar mı: Mango, kahve, ravent (rhubarb), şeftali ve ambergris.

Böylesine ilginç ve farklı temaların karışımı nasıl olacak diye düşünürken, Vertus’un Narcos’is’inin oryantal meyveli olarak sınıflandırdığını fark ediyorum. Yine parfümün resmi tanıtımı “Bağımlılık yaratan eşsiz bir şaheser. Müthiş cazibesiyle senin karakterini yakalayan bir koku. Oryantal meyveler ile narkotik efektin tanışması” olarak yapılmış. Bakalım Narcos’is bende de narkotik efekt yaratacak mı?

Parfümün açılışı ferah, modern ve ekşi turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan notalarında turunçgil namına bir tek mandalina olsa da bence üst notalarda limon var. Yüksek kaliteli başlangıcı canlı, neşeli ve gayet güzel. Orta kısma geçildiğinde meyvemsi yapının devam ettiğini görüyoruz. Orta kısımda ekşimsi olgun tropikal meyvelerin ağırlığı fazlasıyla hissediliyor. Açıklanan notalarındaki mangoyu orta notalarda rahatlıkla algılayabiliyoruz. Bir parça da şeftali ve ananas var sanki geri planda. Kapanışta oldukça zayıflayan kokudaki ekşi meyvemsi hissiyat hala devam ediyor. Son kısım meyveli olmaktan ziyade miskli, yumuşak odunsu ambergris gibi davranıyor. Şeftali hissiyatı veren meyve ara ara alt notalarda sürpriz yapıp kendisini gösteriyor fakat dediğim gibi bitiş kısmı oldukça zayıf.

Narcos’is, tam anlamıyla meyveli bir parfüm. Başından sonuna kadar kaliteli, mayhoş, tropikal, lezzetli meyvelerin eşliğinde ilerliyor. Buradaki meyveler, günümüzün yeni nesil ana akım parfümlerindeki gibi yapay, şekerli ve baş ağrısı yapan türde değil. Evet, tatlılık var ama asla iç bayan karamelize hissiyat yok. Meyveler olgun ve yüksek kaliteli. Ekşi tropikal meyveler (mango, ananas), turunçgiller ve ravent bitkisinin parfümün büyük kısmını oluşturduğunu düşünüyorum. Açıklanan notalarında ilginç şekilde kahve var ama Narcos’is kahve merkezli kokuya sahip değil.

Sadece ana akım markalarda değil, niş parfüm üreticilerinin bile yüksek kaliteli, oturaklı meyveli parfüm temasına sahip eseri pek fazla yok. Ana akım markalardaki meyvemsi kokular derinlik ve kaliteden uzakken, niş üreticilerse fazlaca tematik eserler meydana getiriyor. Şöyle tropikal bir adadaki mango bahçesi gibi kokayım derseniz, Narcos’is emrinize amade. Genel anlamda başarılı buldum üst ve orta kısmını. Sonlarıysa biraz sıradan sanki.

Yapaylığın ve uyumsuzluğun rastlanmadığı Narcos’is uniseks olarak piyasaya sürülmüş. Kullanım döneminde hem erkeklere hem de kadınlara rahatlıkla uyacağını düşündüm. Bu tür meyveli parfümler genellikle biraz kadınsı olur ama Narcos’is’teki mango başarılı şekilde erkeksi izlenim bile uyandırıyor. İlkbahar-yaz dönemine yakışacağını söyleyebilirim. Aklıma gelmişken söyleyeyim. Narcos’is hangi parfüme benziyor diye sürekli düşünüyordum ve sanırım cevabını buldum. Zihnim beni yanıltmıyorsa Byredo’nun ünlü parfümü Pulp’ı andırıyor Narcos’is. Tabii Pulp daha karanlık, karmaşık, kullanması ve sevmesi zor kakafonik bir eserken, Narcos’is daha yumuşak, sakin ve kullanımı kolay bir arkadaş.

EDP formundaki Narcos’is’in kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk on dakika muazzam ama sonrasında tene yakın duruyor. Zaten bir meyveli parfüm kolay kolay etrafa fazlaca yayılmıyor, alıştık artık bu duruma.

Koku Güzelliği:10/7

17 Mart 2019 Pazar

Vertus – Paradox (2017)

“Cömertliği ve zarafeti ifade eden bir paradoks. Mükemmel uyumdaki zıtlıklar. Niş baharatların en karşıt anlarda ortaya çıkan gücü. Sertliğin gül ile yumuşatılan özel yorumuyla tanışın. Klasik vanilyanın, beyaz çiçeklerle kuşatılmış etkisine karşı koymak imkansız. Zirvedeki şıklığın paradoksunda yeriniz hazır. Gücü tek bir nefeste içinize çekerken, yeni bir öykü yaratacaksınız.”

Vertus’un genişleyen koleksiyonundaki en yeni üyelerden Paradox’un tanıtım yazısı, parfüm hakkında az çok fikir veriyor. Markanın 2017 çıkışlı yeni parfümleri arasında yer alan Paradox, çiçeksi oryantal tarafa ve yeşil temaya yakın görülmüş. Yeşil kokan parfümlere meraklı birisi olarak önceliği Paradox’a vermek istedim ve bir süredir birlikteyiz kendisiyle.

Paradox’un başlangıcı şekerli, lezzetli ve sulu meyvelerle gerçekleşiyor. Eriğe benzettiğim üst notalardaki meyvemsilik ferah sayılamayacak kadar olgun ve koyu. Orta kısımda meyvelere tatlı baharatlar ekleniyor. Biber, orta bölümde kendisini en çok gösteren baharat diyebilirim. Hoş bir sürpriz olarak gül yağlarına benzemeyen tarzda verilmiş gül temasıyla karşılaşıyoruz orta notalarda. Bu kısım için biberli, meyveli gül kokuyor diyebilirim. Sonlarda kuru sayılabilecek yasemin devreye giriyor. Sandal ağacıyla desteklenen yasemine bir parça misk de ekleniyor. Kapanışta vetiver de dikkat çekici şekilde yer alıyor. İşte size Paradox’un özeti.

Paradox’un açıklanan notalarına bakalım. Meyveler, baharatlar, yasemin, gül, müge, biber, sandal ağacı, vetiver, labdanum ve vanilya. Dikkatinizi çektiyse genellikle kadın parfümlerinde rastladığımız üç çiçek mevcut Paradox’ta: Müge, yasemin ve gül. Bu çiçekleri görünce Paradox’un çok kadınsı olduğunu düşünebilirsiniz. Başlangıçtaki meyveler hafiften kadınsı hissettirse de sandal ağacı, biber ve erkeksi verilmiş yasemin, parfümün kadın tarafına kaymasına izin vermiyor. Bu anlamda uniseks kullanıma yakın duruyor.

Paradox, bolca tatlı, modern, meyveli, baharatlı, çiçeksi kompozisyona benziyor. Başlangıçtaki leziz miskli meyveler pek bana göre olmasa da orta kısımdaki baharatlı güllü bölümü sevdim. Baharat ve gül kompozisyonları özenli verildiği zaman koklanmaya doyulmuyor. Vertus, orta kısımdaki başarılı işçiliği sonlara pek taşıyamasa da maskülen yaseminli kapanış ilginç olmuş. Meyveli başlayan, baharatlı devam eden, sandal ağacı sayesinde odunsu vetiverle kapanan bir parfüm Paradox.

Gelin biraz da dedikodu yapalım. Kullanım döneminde Paradox’un başlangıcını, modern zamanların en kült parfümlerinden birisi haline gelmiş Tom Ford’un Black Orchid’ine benzettim. İki parfümün açılışındaki tanımlanması zor meyveler benzeşiyor. Gerçi Black Orchid’in meyveleri karanlık sayılabilecekken, Paradox’un meyveleri daha genel beğeniye uygun denebilir. Tabii orta kısımdan itibaren iki parfüm farklı yönlere doğru yol alsa da Paradox’un meyvemsiliğini ve kalite hissiyatını Black Orchid’e göre biraz daha başarılı buldum. Yine de Black Orchid hakkındaki düşüncelerim belli. Paradox’un, asla sevemediğim bir arkadaş olan Black Orchid’e benzeyen kısmına yine ısınamadım.

Sonuç olarak rahatsız edici yapaylığa rastlanmayan Paradox’un kokusunu hep başka bir parfüme benzettim ama bulamadım. Hüzünlü ve buruk kokan Paradox’u bir parfümseverin Rose 31’e benzettiğini gördüm. Uzun zaman önce kullandığım Rose 31’in kokusunun hafızamdan büyük oranda silindiğini de bu benzetmeyle fark ettim. Evet, belki de Le Labo’nun ünlü Rose 31’ini andırıyor Paradox, ahh benim yaşlanan koku hafızam 🙂

EDP formundaki Paradox’un kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk on beş dakika idare eder, sonrasında normale dönüyor. Sonbahar-kış dönemine uygun koku profili çiziyor. Kadın-erkek herkesin kullanabileceği, arabik kokmayan bu postmodern Fransız’ı yüksek fiyatına istinaden denemeden almayın, ne olur ne olmaz.

Koku Güzelliği:10/6

30 Ocak 2019 Çarşamba

Vertus – Monarch (2017)

Vertus’un 2017 yılında piyasaya sürdüğü yedi parfümden birisi olan Monarch, son zamanlarda bana en çok sorulan eserlerden birisi. Oldukça merak edilen Monarch, bu ilginin sonunda benim de radarıma girdi ve artık kullanma zamanının geldiğini düşünüyorum.

Bütün parfümleri gibi uniseks olarak pazarlanan Vertus’un Monarch’ı resmi tanıtımında ismiyle uyumlu olarak monarşiden, krallıktan, hükmetmekten ve lüksten bahsedilmiş. Parfümün başlangıcı limon ve aromatik otlarla gerçekleşiyor. Bir parça ardıçın da eklendiği üst notalar gayet güzel. Orta kısımda partiye baharatlar katılıyor. Karanfil bütün ağırlığıyla orta kısmı domine ediyor. Bir karanfil sever olarak orta bölümü beğendim. Son kısımda baharatlara miske ve balzamsı notalar ekleniyor. Kapanışta miskli bir sıradanlık var diyebilirim.

Monarch, 1980’li yılların erkeksi aromatik fujerlerini hatırlattı bana. Özellikle limon-ardıç-karanfilin verilişi hoş bir sürpriz olmuş. Tatlı baharatlar ve tatlı miske eklenen aromatik otlar, limon ve ardıç ilginç bir koku ortaya çıkarmış. Zaman zaman kola aromalı jelibonlara benzettiğim Monarch’ta tatlılık var ama insanın içini bayan, bıktırıcı modern parfümlerdeki kadar değil. Çoğu zaman erkeksi nüansları hissettiren Monarch, kadın kullanımından ziyade erkek tarafına yakın duruyor.

Monarch, hem eski tarz parfümleri andırırken, hem de modern dünyayla bağını koparmıyor. Parfümlerde en sevdiğim notalar olan limon-ardıç-karanfil-bibere içeriğinde yer veren Monarch, garip şekilde zaman zaman naneli akide şekerlerini anımsattı bana ya da zihnim oyun oynuyor.

Monarch, farklı bir çalışma gibi duruyor. Ne tam anlamıyla çiçeksi ne son yılların popüler içerikleri öd ağacı ve tütsüye yer vermiş ne de piyasaya işi parfümler gibi kokuyor. Kendisine ait tarzı olan hoş bir parfüm ama aşık olduğum da söylenemez. Günlük kullanıma da akşamları çıkmalara da uyum sağlayabilecek Monarch’ın performansı harikalar yaratamıyor. İlk patlama dışında tene ve kıyafete yakın duruyor. Kalıcılığı ise fena değil.

Kimi kullanıcıların Clive Christian’ın X For Men’ine benzettiğini görüyorum Monarch’ı. Evet, tarz olarak birbirlerini andırıyorlar ama birebir anlamda benzerlik var diyemem. X For Men daha ananas tarzı meyvemsi ve tarçınlı-sedir ağacı gibi kokarken, Monarch karanfilli, aromatik otlu, mentollü düzlemde ilerliyor.

EDP formunda Monarch. Çok sıcak yaz mevsimi dışında her dönem kullanılabileceğini düşündüğüm Monarch’ın en iyi sonucu ılık ilkbahar zamanında vereceğini hissediyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

15 Kasım 2018 Perşembe

Vertus – Sole Patchouli (2017)

Parfüm yolculuğuna 2017 yılında yedi yeni eserle devam eden Vertus’un koleksiyonu 2018 yılı itibariyle yirmi kokudan oluşuyor. Yakın zamanda markanın sahibi Çetin beyle yaptığımız sohbette hiçbir parfümlerinin üretimini bitirmeyi düşünmediklerini hatta koleksiyona yeni parfümler ekleyebileceklerini aktarmıştı bana. Ülkemizde faaliyet gösteren niş parfümevlerinin ilerlemelerini mutlulukla izlediğim için Vertus’un yeni parfümleri de ilgimi çekmeye şimdiden başladı.

2017 çıkışlı yeni Vertus’lardan Sole Patchouli şu cümlelerle tanıtılmış: “Üstün zevklerin heyecan uyandıran aurası… Kalıcı paçulinin modern yorumu… Hipnotize eden ve heyecan uyandıran bir aura… Zirvedeki notalarda orrisin ipuçlarını fark edeceksiniz. Mimozayla çevrili efsanevi frekansı yakalayacaksınız. Diplerde uyanan tatlımsı aromalarla marşmelovun baş döndüren duruşu sizi bekliyor.” İsmindeki paçuli nedeniyle ilgimi çabucak çeken Sole Patchouli’ye yakından bakacağım bugün.

Parfümün açılışı kuru ve hafiften pudralı sayılabilecek orris notasıyla gerçekleşiyor. Anasonu anımsatan keskin ve dolgun başlangıcından sonra orta kısma geçiliyor. Orta bölümde ilginç şekilde parfüme taze, yeşil tema ekleniyor. Vetiveri andıran orta bölümdeki yeşil temaya kısa süre sonra parfüme ismini veren paçuli ekleniyor. Son bölümde yeşil tema ve vetiverimsi, ferah meyvemsi, çiçeksi taraf dikkat çekiyor.

Sole Patchouli, gördüğüm kadarıyla iki bölümden oluşuyor. İlk kısımdaki hafiften pudramsı süsen çiçeği parfüme kadınsı hissiyat verirken, ikinci kısımdaki yeşil paçuli onu erkek tarafına yakınlaştırıyor. Günümüz parfümlerindeki nota diziliminden farklı yok izlenmiş sanki. Ferah olmayan gri ve kasvetli orris ile başlayan koku formu, kapanışa doğru canlanıyor, ferahlıyor, yumuşuyor ve gevşiyor.

İris çiçeğini parfümlerde seviyorum. Bu sevgimin temelinde Dior Homme olduğunu biliyorum. Tabii bazen kötü kullanılan iris çiçekleri irrite edici olabiliyor. Buradaki iris kullanımı meyan kökünü andırıyor ilginç şekilde. Hafiften pudralı verilmesiyse sürpriz değil. Paçuliyse şimdiye kadar rastlamadığım gibi diyebilirim. Yeşil, vetiverli, sarmaşığımsı, nötr çiçeksi hoş bir paçuli kullanılmış. Normalde paçuli teması köksü, nemli ve karanlık verilir parfümlerde, burada öyle değil. Yeşil kokan paçuli fikrini sevdim. Kalite anlamında da ortalamanın üzerinde iş çıkarılmış.

Bu parfümü her kullandığımda hippiler aklıma geldi nedense. 1970’li yılların çiçek çocuklarının tarzına uyabilecek renkli, taze ve hippi paçuli kullanılmış sanki. Muhteşem olmasa da yaratıcı ve akılda kalıcı bir deneme yeşil paçuli ve orris birlikteliği.

Bir paçuli ve iris sever olarak benim adıma kolay kullanılabilecek, rahatsız edecek gibi çıkıntılı tarafları olmayan, boğucu ve ağır davranmayan, ara ara kendisini size hissettiren güzel bir parfüm. Evet, belki ona aşık olmadım fakat arkasındaki fikri ve kalitesini takdir ettim. Sole Patchouli’nin son zamanların en çok satan Vertus’lardan olduğunu duyduğumda hiç şaşırmadım.

Kıyafet üzerinde düz ve anasonsu kokan Sole Patchouli, ten üzerinde daha hareketli, canlı, yeşil ve güzel davranıyor. Onun için ten üzerinde denemenizi öneririm. EDP formundaki parfümün performansı bazı güçlü Vertus’lara göre mütevazi sayılabilir. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyelerde. Doğru dozajlama ile her zaman kullanılabilecek bu bohem ve hippi paçuli parfümü, birçok ortama da uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/7

14 Ekim 2018 Pazar

Vertus – Eau de Cyan (2017)

Türkiye merkezli niş parfümevi Vertus’un koleksiyonu genişlemeye devam ediyor. Başarılı markanın parfümlerine yer vermeye devam edeceğim Parfüm Merakı’nda. Bugün gerek içindeki mavi sıvısıyla gerekse ismiyle ilgimi çeken Vertus’lardan Eau de Cyan’a göz atacağım. Parfümün tanıtım cümleleri şöyle:

“Akıntıya kapılan tutkuların, eşsiz ferahlığını hissedin. Meltem rüzgarlarının adaçayı, selvi ve yeşil aromalarla süslü kokusu hayatı serinletiyor. Derin bir nefesin saf hissini, ilgi çekici yaseminin rafine tonlarıyla sarın. Mavinin içinden gelen, suyun kışkırtıcılığını yakalayın. Yoğun kehribarın özgün imzasını, kokunun derinliklerde arayın. Ilık formun, can alıcı ayrıntıları sizi bekliyor. Olgunluğun çarpıcı izlerine daha yakından bakmanın tam sırası.”

Hem mavi sıvısından hem de ismindeki Cyan kelimesinin camgöbeği rengini çağrıştırmasından ötürü parfümün deniz-okyanus-ozonsu tarza yakın olduğunu anlıyoruz. Kullanım döneminde de bu durumu rahatlıkla algıladım. O zaman geçeyim detaylara.

Eau de Cyan’ın açılışı aldehitleri çağrıştıran sabunsuluk ve serin-sucul temayla gerçekleşiyor. Geri planda ardıçın destek verdiği sabunsu mavi sucul koku karakteri oldukça kaliteli. Orta kısımda bu yapı devam ederken bir parça deniz yosununu andıran yeşillikler ve misk etkili oluyor. Son kısımda yine benzer şekilde mavi-sabunsu yapı devam ederken misk ve kuru amberle kapanış yapılıyor.

Eua de Cyan, tam bir sıcak hava parfümü. Yazlık parfümlerde kullanılan birçok tema verilmiş. Masmavi deniz kokusu, temizlik hissiyatı veren sabunsuluk, ozonsu aroma sizi sarıp sarmalıyor. Gerilerden gelen ardıç ve yasemin kokunun yönünü meyveli-çiçeksi tarafa çekiyor diyemem. Öyle olmaması da iyi olmuş.

Eau de Cyan için aromatik deniz kokusu denebilir. Çiçeklerin parfümdeki verilişi sınırlı ve onu uniseks kullanıma yaklaştırıyor bu durum. Hem erkeklerin hem de kadınların kullanabileceği Eau de Cyan, niş parfüm kalite standardını tutturuyor ve yapaylık barındırmıyor. Kokusuysa çok köşeli ve sevmesi zor değil. Hoş bir parfüm Eau de Cyan. Özellikle yüksek kaliteli yaz parfümlerine hasret kaldığımız düşünülürse, fena seçenek değil.

İlk kokladığım andan itibaren bir parfüme benzettiğim Eau de Cyan’ı Givenchy’nin ünlü parfümü Insense Ultramarine’ye bir parça benzettim. Tabii Insense Ultramarine’nin yıllar içinde geçirdiği reformülasyonlar sonucu eski çarpıcı tarafının kalmadığını biliyoruz. Eau de Cyan sanki uzun zaman önce kullandığım Insense Ultramarine’nin ilk haline benziyor.

EDP formundaki Eau de Cyan’ın performansı iyi. Ferah-sabunsu parfümden beklenmeyecek kadar ısrarcı ve tende kalıyor. Etrafa yayılımı ilk 1 saat fena değil. Günlük kullanıma, sahil kenarına, gündüz gezmelerine, sıcak yaz akşamlarına rahatlıkla uyum sağlayacaktır. Uniseks kullanıma uygun. Yaş sınırı olmaksızın kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/7

6 Ağustos 2017 Pazar

Vertus – Fresh Orient (2015)

Siz de öyle mi yaparsınız bilemem ama en sevdiğim şeyleri sona saklarım. Yemeğin en güzel tarafını en son yerim ya da bir yazarın en popüler kitabını en son okurum. Sanırım bu durum parfümler için de geçerli. Sevdiğim parfümleri elimden geldiğince az kullanırım veya sona saklarım. Vertus’un elimdeki parfümleri içinde en sevdiklerimden Fresh Orient’i sona sakladığım söylenebilir.

Vertus’un koleksiyonundaki ferah parfümlerden Fresh Orient, ismindeki doğu esintisinden ziyade, taze yönünü öne çıkarıyor. Bir süredir severek kullandığım Fresh Orient’le ilgili sizlere düşüncelerimi anlatma vaktinin geldiğini hissediyorum. Kendi sitelerindeki şu tanım aslında Fresh Orient’i yeterince anlatıyor: “Deniz kenarındaki turunçgil bahçelerinde yürüdüğünüzü hayal edin… Egzotik çiçeklerin taze bergamot dokunuşu ile kucaklaştığı hafif esintinin tadını çıkarın.”

Fresh Orient’in açılışı ferah yeşil yapraklarla ve leziz meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalardaki harika turunçgiller bir parça tuzlu ve canlı. Başlangıcı çok güzel. Orta bölümde kadınsı olmayan çiçeklerle devam ediliyor. Başlangıçtaki tuzlu meyveler ve yeşil yapraklara eklenen nötr çiçekler yumuşacık ve çekici. Büyük oranda başlangıcına benzeyen orta bölümü de sevdim. Kapanışta aynı koku formu devam ediyor. Alt notalarda misk biraz daha etkili denebilir. Üst ve orta notaları kadar dinamik olmasa da son bölüm fena değil.

Fresh Orient, canlı yeşil yaprağımsı çiçeklerle enfes tuzlu meyvelerden oluşuyor bana göre. Tabii bu tür parfümlerin olmazsa olmazı ozonsu miski de unutmamak gerekiyor. Açıklanan üst notalarında bergamot, greyfurt, frenk üzümü ve yeşil yapraklar var. Başlangıçta bence greyfurt ve bergamot daha etkili. Bu iki meyveye destek veren yeşil tema, kokuyu daha da güzelleştiriyor. Resmi olarak belirtilen orta notalarında çiçekler hakim. Yasemin, manolya, zambak ve kaşmir orta bölümü oluşturuyormuş. Yasemin ve zambağın baskın olduğunu düşünmüyorum. Belki manolya orta bölümde öne çıkıyordur. Alt notalarındaysa sedir, amber, vetiver ve misk varmış. Misk, diğer kapanış elemanlarına göre daha öne çıkıyor.

Fresh Orient’in meyveli ve kadınsı olmayan çiçeksi tarzına en büyük desteği yeşillikler veriyor. Sanki yeni kesilmiş çimen kokusunu andıran bu gerçekçi yeşil yapı, greyfurt-bergamot ikilisine başarıya eklenmiş. Tuzlu, kaliteli ve ferah başlangıçtan sonra gelen yeşil çiçeksi bölüm parfümün en güzel tarafı belki de. Bu tarz kokuları sevdiğim için muhtemelen bu kadar ilgimi çekti Fresh Orient. Sanırım taze, ferah, canlı ve yeşil kokan parfümleri seviyorum. Fresh Orient bu tanımlara tamamen uyuyor.

Gerek yüksek kalitesi gerekse insanı içine çeken kokusuyla, sevdiğim yazlık parfümlerden birisi oluyor Fresh Orient. Şunu da belirtmeliyim ki, çok derin ve katmanlı kokmuyor ama zaten hangi yaz parfümü öyle olabiliyor ki. Bu hali bile benim için yeterli. Sıcak yaz günlerinde bol bol kullanacağım Fresh Orient’i.

Geleyim en dikkatimi çeken konuya. Fresh Orient’i ilk kullandığım andan itibaren kokusu çok tanıdık geldi. Hemen gerekli eşleştirmeyi yaptım zihnimde. Hermes’in en sevdiğim parfümlerinden Un Jardin Sur Le Nil’e epey benzettim Fresh Orient’i. Hermes’in Nil’i, biraz daha parlak ve etrafa yayılırken, Fresh Orient daha yumuşak ve çekingen. Yine de aralarındaki benzerlik bir hayli fazla. Fresh Orient’i Un Jardin Sur Le Nil’in niş versiyonu olarak düşünebiliriz.

EDP formundaki Fresh Orient’in kalıcılığı yeterli, fark edilirliği yüksek değil. Hem erkekler hem de kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Sıcak yaz mevsimi için ideal. Her yaş gurubundan arkadaş, günlük kullanım için düşünebilir Fresh Orient’i.

Koku Güzelliği:10/8

17 Haziran 2017 Cumartesi

Vertus – 24 Carat Gold (2015)

Bir parfüm şişesinin içinde gerçek 24 ayar altın pulları olduğunu düşünün. Böylesi bir konsept açıkçası benim aklıma gelmezdi. Tabii söz konusu niş markalar olduğunda, hiçbir şeye kolay kolay şaşıramıyorsunuz. Çünkü bu segmentte artık “piyasa işi kokuyu biraz cafcaflı şişeye koyup satayım” mantığı işlemiyor. Niş segmenti, hem kokuyla hem parfümün geri planındaki hikayeyle hem de sizi öne çıkaracak yeniliklerle ilerliyor. Bu alanda var olmak istiyorsanız hep rakiplerinizden daha iyi olmanız ve yapılmayanı yapmanız gerek.

Vertus’un sürekli büyüyen koleksiyonundaki bir parça bana göre her zaman diğerlerinden ayrı yerde olacak. Şişesinin içinde gerçek 24 ayar altın pullara sahip 24 Carat Gold parfümü, şimdiye kadar rastlamadığım bir durum. Bir şişe parfüm alıyorsunuz ve içerisinde 24 ayar altın parçacıkları var! İnanması zor gelse de Vertus, bildiğim kadarıyla bu konsepti dünyada uygulayan ender markalardan birisi. Bu anlamda 24 Carat Gold parfümünü uzun süredir yazmak istiyordum. Ve artık zamanı geldi.

Kendi sitelerinde 24 Carat Gold’un tanıtımı şöyle yapılmış: “Gerçek altın parçaları ile buluşan lüks vetiver, eşsiz sandal ağacı ve selvinin zengin ve asil yorumu… Bu güçlü ve zarif kokunun teninizde bırakacağı ılık esintisinin tadını çıkarın…” Parfümün açılışı tertemiz, duru, yeşil, ferah vetiverle gerçekleşiyor. Köksü ve ıslak verilmiş vetiver harika. Orta kısımda parfümün en sevdiğim yönü kendisini gösteriyor: Dumansılık. Bu gizemli dumansılık yeşil vetiverle birleşiyor ve parfümün en güzel yerini oluşturuyor. Kapanışta dumansılık kaybolurken tatlı vetivere ağaçlar eşlik ediyor. Miski de unutmamak lazım alt notalarda.

24 Carat Gold, bence yeşil bir vetiver kokusu. Diğer öğeler temiz ve yeşil vetivere destek vermek için kurgulanmış. Orta kısımdaki dumansı yapının gerisinde sanki az da olsa ferah baharatlar var fakat asla baskın değil. Parfümün çizgisi gayet net.

24 Carat Gold, dingin ve duru kokusuyla sizi ele geçiriveriyor. Normalde vetiver temalı parfümlerle pek aramın olmadığı sır değil fakat buradaki yüksek kalite gayet başarılı. Harmanı çok katmanlı ve zengin olmasa da özellikle orta bölümden itibaren ortaya çıkan dumansılık onu çekici hale getiriyor. Aslında parfümün en sevdiğim tarafı ferah, ıslak, köksü vetiveri.

24 Carat Gold, saatler ilerledikçe büyük değişimler göstermese de kullanmaktan zevk aldığım parfümler listesinde yer alıyor. Tabii 24 Carat Gold’u sevmemde, dumansı ve yeşil temalı parfümlere ilgimin olması büyük etken. Eğer bu tür kokulara meraklıysanız ve yüksek kaliteli ilkbahar-yaz parfümü arıyorsanız denemenizde fayda var.

Şimdi geleyim önemli bir noktaya. 24 Carat Gold’u kullanan çoğu kişi onu Chanel’in özel serisinin yıldızlarından Sycomore’ye benzetmiş. Bence de epey benziyor iki parfüm. Sycomore çok sevdiğim bir parfüm olmuştu. Her ne kadar Chanel onu kadın parfümü olarak sunsa da bence erkeklere rahatlıkla uyacaktır Sycomore. Vertus’un 24 Carat Gold’u da hem kadınların hem de erkeklerin kullanabileceği gibi. Yine de erkek kullanımına yakın duruyor.

Performans anlamında idare eder. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği ortalama seviyelerde. EDP formundaki koku formu gayet dolgun ve dirençli. Yaş sınırı olmaksızın kullanılabilir.

Koku Güzelliği:10/8

26 Nisan 2017 Çarşamba

Vertus – Oriental Rose (2015)

“Yağmur altında oryantal bir gül… Odunsu ve amberimsi notlarla çevrelenmiş, nemli ve baştan çıkarıcı…”

Ülkemizin ismini gitgide daha fazla duyuran niş parfümevi Vertus, takip ettiğim kadarıyla koleksiyonunu genişletmeye devam ediyor. Markanın instagram sayfası, bu anlamda önemli bir kaynak. Vertus’tan 2017 yılında yeni parfümler gelirken, ben 2015 çıkışlı parfümleri Oriental Rose’a bağlanmış durumdayım. Markanın üç gül merkezli parfümünden ikincisini tecrübe ediyorum. Rose Prive’dan sonra Oriental Rose’a sıra geldi Parfüm Merakı’nda.

4-5 ay önce birkaç defa kullandığım Oriental Rose’u daha detaylı kullanmaya karar verdim. İsminden de anlaşılacağı üzere doğu esintili gül parfümü olacağını tahmin ettiğim Oriental Rose’un açılışı tatlı ve pudralı yapıyla gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında limon, kakule, lavanta, safran ve buhur var. Limona rastlamadım başlangıçta. Zaten ferah başlangıcı yok Oriental Rose’un. Bence açılışında iris var. Gayet leziz ve kaliteli irisi sevdim. Orta kısımda güçlü şekilde gül kendisini gösteriyor. Gül, başlangıçtaki iris gibi tatlı ve pudralı. Açıklanan orta notalarında gül, menekşe, zambak, kedi otu, guaiac ağacı, karanfil ve paçuli var. Orta bölümde güle, kuru baharatların eşlik ettiğini söyleyebilirim fakat gül teması çok daha önde. Son bölümde büyük değişim yok. Pudralı gül alt notalarda etkisini devam ettiriyor.

Oriental Rose, gördüğüm kadarıyla pudralı iris-gül parfümü. İsmindeki gül, doğal olarak parfümün başrol oyuncusu. Belki de şöyle demeliyim, bu parfümün iki hatta üç başrol oyuncusu var. Pudra, iris ve gül. Oldukça tatlı verilmiş bu üç öğe, diğer notaları rahatlıkla bastırıyor. Oriental Rose’un etrafa yaydığı kokuda bu üç nota hissediliyor. İyi de tende durum nasıl?

İlginç bir şekilde ten üzerinde daha kuru ve derin kokuyor Oriental Rose. Kıyafette gül-iris-pudra yapı etrafa saldırganca yayılırken, tenimde öd ağacı, kuru baharatlar ve sanki deri bile algılıyorum. Yoksa tütsü de mi var? Bilemiyorum ama tendeki hali çok daha hoşuma gitti. Kumaş üzerinde oldukça kadınsı kokarken, tende bu kadar feminen değil. Kimi parfümlerde bu tür durumlarla karşılaştığım için garipsemiyorum.

Sonuç olarak Oriental Rose, modern, kadınsı, güçlü ve sapasağlam karakterli. İris çiçeğini her zaman için severim. Onun içindir ki genel olarak hoşuma gitti Oriental Rose. Gerçek bir parfüm kullandığınızı hissedeceğinize ve paranızın hakkını alacağınıza inanıyorum.

Oriental Rose, EDP formunda. Kalıcılığı çok iyi, fark edilirliği yüksek. Sonbahar-kış kullanımına uygun olacaktır. Kadın kullanımına daha yakın.

Koku Güzelliği:10/7

2 Şubat 2017 Perşembe

Vertus – Rose Prive (2015)

“Taze sabah çiği düşmüş bir gül goncası hayal edin. Çok yumuşak ve çekici, adeta büyülü bir fısıltı gibi…” Vertus’un Rose Prive’ının bu resmi tanıtım cümleleri, bize az çok parfümün genel havasını anlatıyor. Vertus’un ilk defa bir gül parfümünü kaleme alıyorum. Şimdilik üç farklı gül parfümüne sahip Vertus. Rose Prive, ismiyle bir şekilde ilgimi çekmeyi başardı ve ona öncelik verdim.

Rose Prive’ın açılışı yumuşak ve kaliteli gülle gerçekleşiyor. Hafif meyvemsi hissiyat veren başlangıcı gayet dolgun ve güçlü. Üst notaları güzel. Orta kısımda, koyu güle, öd (oud) ekleniyor sanki biraz. Safran da azıcık algılıyorum. Açıklanan üst notalarındaki safranı, orta kısımda daha baskın hissedebiliyorsunuz. Son bölümde öd ve safran geri çekilirken, miskli ve hafif meyvemsi gül, tende kalıyor. Azıcık da odunsuluk var sanki. Kapanışı hoş olmuş.

Rose Prive, koyu, yoğun yapısıyla tam bir gül parfümü izlenimi veriyor. Baştan sona kadar etkili gül, diğer bütün öğelerin üzerinde. Açıklanan alt notalarındaki ahududuyu, başlangıçta ve sonlarda algılıyorum. Orta kısımda da safran bence gülden sonraki oyuncu. Öd de bir şekilde var bana göre. Başlangıcını ve sonlarını beğendiğim Rose Prive’ın, orta kısmı bana yakın gelmedi.

Diyebilirim ki, Rose Prive koyu ve neredeyse karanlık bir gül parfümü. Gül, buram buram etrafa yayılıyor. Genel olarak gayet gerçekçi bir gül. Baharatlı ve sıcak verilmemiş gül. Kokunun genelinde büyük değişimler yaşanmadan, yekpare haldeki gülü, koklamaya devam ediyorsunuz saatlerce. Kokusu tozlu ve eski değil, günümüze yakın ve modern.

12_vertus yen

Sonuç olarak her baskın gül parfümü gibi doğru ortama, doğru kişilere yakışacağını düşünüyorum Rose Prive’ın. Günlük kullanımda da düşünülebilir ama akşam kullanımına biraz daha uygun sanki. Kış aylarında çıkılan konforlu bir Afrika seyahatinde ya da egzotik Ortadoğu gezisinde size eşlik etmekten memnun olacaktır. Kalitenin belli bir seviyede tutulduğu Rose Prive, tekdüze olsa da, saldırgan ve çarpıcı kokusuyla ilgi çekebilir.

Evet, bu parfümün de anahtar kelimesi saldırgan olsun. Rose Prive, sadece 3-4 fıs ile, yoğun bir koku bulutu oluşturmaya yetiyor etrafınızda. Tende denemek istiyorsanız sadece tek fıs fazlasıyla yeterli olacaktır. Diğer Vertus parfümlerinde rastladığım durum Rose Prive’da da var. Performans anlamında harikalar. Etrafa yayılımı ve kalıcılığı muazzam Rose Prive’ın. Saatler sonra bile, üzerinizden etrafa yayılıyor. Birçok niş markanın parfümünü kullanmış birisi olarak, böylesine güçlü performansa çok rastlamadığımı söyleyebilirim. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama fark edilirlikleri oldukça yüksek denediğim Vertus’ların.

Gül parfümlerini genellikle kadınlara yakıştırırız günümüzde. Rose Prive’ı bu anlamda düşünürseniz evet, kadın kullanımına bir parça yakın. Parfümü kullanım döneminde bol bol üzerime uyguladım. Beni çok rahatsız etmedi feminen tarafı ama bu konuda takıntılıysanız da bir şey diyemem.

rose prive yen

EDP formunda. Tam bir kış parfümü bence. Havaların çok soğuk olduğu sabahın erken saatlerinde müthiş kokarken, evin içinde, belli bir oda sıcaklığında o çarpıcı etkiyi veremeyebiliyor. Onun için tavsiyem, sonbahar-kış mevsimlerinde, teninizden ziyade onu kıyafetlerinize uygulayın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Koku Güzelliği:10/6

2 Ocak 2017 Pazartesi

Vertus – Vanilla Oud (2015)

Vanilya ve Öd. Parfümün ismi aslında her şeyi açıklıyor. Vertus’un koleksiyonunda, vanilyanın en baskın olduğu parfüm şimdilik Vanilla Oud diyebilirim. İlerleyen zamanlarda yeni vanilya merkezli parfümler gelir mi bilemiyorum ama dengeli kullanılan vanilyayı seven birisi olarak Vanilla Oud’u merak ediyordum. Bir süredir bol bol kullanıyorum Vanilla Oud’u.

Parfümün tanıtımında şöyle söylenmiş: “Sandal ağacı ateşi üzerinde kavrulmuş marshmallowların tatlı, lezzetli, karamel ve kremsi vanilya ile buluşması… Bir serap gibi, çöle doğru takip edeceğiniz bir iz bırakacak…” Vanilla Oud’un açılışı gerçekten de bahsettikleri gibi tatlı ve lezzetli vanilya patlamasıyla gerçekleşiyor. Yanık vanilyayı andıran üst notalar, marshmallowa da benziyor. Orta kısımda vanilya biraz geri çekiliyor. Parfüme ismini veren öd ağacı az da olsa kendisini gösteriyor. Asıl dikkatimi çeken orta bölümdeki sıcak reçineli yapı. Yumuşak baharatlarla verilmiş sıcak reçineler, orta kısımda vanilyayı etkisi altına alıyor. Bu bölümde vanilya daha az tatlı ve kuru. Sonlarda yumuşak vanilya ve misk var. Hafiften baharatlar da mevcut. Reçinemsilik kapanışta pek yok.

Vanilla Oud, vanilya ve sıcak reçine-baharatlardan oluşan bir kombinasyona benziyor. Parfüme ismini veren diğer element öd, çok baskın değil. Geri planda kalmayı yeğleyen öd, başrolü vanilyaya vermiş. Parfümün orta kısmı, sıcacık bir kış kokusu izlenimi veriyor. Yabancıların Noel parfümü dedikleri gibi, karlı soğuk günler için ideal bir koku formu. Başlangıçtaki vanilya biraz soğuk ve durağan. Sonları oldukça yumuşak ve konforlu.

Vanilla Oud için katmanlı denilebilir. Üst-orta-alt notalar, ince çizgilerle de olsa ayrılmış. Malzeme kalitesi fena değil. Rahatsız edici yapaylığa rastlamasam da orta kısımdaki reçineler, benim için fazla geldi. Başlangıçtaki tatlılığın orta kısımda azalması sevindirici. İsmindeki öd ağacının genel yapıda az yer tutması şaşırtıcı. Vanilla Oud için rahatlıkla vanilya parfümü diyebilirim.

vertus vanilla

Kullanım döneminde Vanilla Oud’un kokusunu bir başka niş parfümevinden Imaginary Authors’un Memoirs of a Trespasser’ına benzettim. Aynı olmasa da yakın reçineli vanilya kıvamı iki parfümde de mevcut bence.

Vanilla Oud, EDP konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği ortalama seviyede. Hem erkekler hem de kadınlar kullanabilir. Tam bir kış parfümü.

Koku Güzelliği:10/6

21 Kasım 2016 Pazartesi

Vertus – Bois et Cuir (2015)

“Yoğun erkeksi amber, deri ve ud’un mükemmel harmonisi. Akılları baştan alacak.”

Vertus’un 2015 çıkışlı parfümü Bois et Cuir’in tanıtım cümlesi yukarıdaki gibi. İsmindeki Cuir kısmı özellikle dikkatimi çekiyor deri kokusu sever olarak. Bois et Cuir’in tanıtımında bahsettikleri amber, deri ve öd (ud) üçlüsünün birleşimi muhakkak ilginç olacaktır diye düşünerek parfümü kullanmaya başlıyorum.

Açılışı gayet ferah, canlı ve dinamik turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarındaki greyfurtu ve elmayı algılayabiliyorsunuz. Başlangıcını sevdim Bois et Cuir’in. Orta bölümde parlak turunçgiller geri plana geçiyor. Orta kısımda aromatik otlara benzettiğim kısım başlıyor. Burada kremsi verilmiş ada çayı-fesleğen var gibi. Bu otlara bir parça tatlı lavanta, nane ve amber eşlik ediyor. Orta kısımda başlangıca göre tatlılık artıyor, ferah yapı geride kalıyor. Orta notalarda elmayı hala algılıyorum. Son bölümde yeşil aromatik fujer karaktere vanilya ve tonka fasulyesi ekleniyor. Kapanışta dümdüz bir vanilyadan ziyade, orta kısmın devamı olan yeşil balsamsı aromatik yapı mevcut.

Bois et Cuir’in müthiş açılışı şaşırtıcı derecede kaliteli ve ferah. Tabii ilerleyen dakikalarda ferahlık epey törpüleniyor ve daha ilkbahar-sonbahar kokusuna dönüşüyor. Buradaki önemli öğe parfüme de tatlılığı veren ve orta kısımdan itibaren konuya dahil olan tonka fasulyesi. Parfüme balsamsı ve ferah baharatlı havayı veren orta kısım, bir yerlerden oldukça tanıdık. Son bölümle, orta kısım arasında büyük fark yok. Alt notalar, orta kısmın tekrarı ve devamı gibi. Bu anlamda parfümdeki en büyük değişim, başlangıcıyla orta kısmı arasında gerçekleşiyor.

İlk kullanmaya başladığım andan itibaren bu yapıyı bir yerlerden hatırlıyorum derken sanırım buldum. Az da olsa Hugo Boss – Bottled veya Montale Wood&Spice’a benzetiyorum Bois et Cuir’i. Onlar kadar tatlı değil gerçi ama genel karakterleri andırıyor. Bois et Cuir bu iki parfümden çok daha kaliteliyken, aklıma bir isim daha geliyor. Scentstory’nin 24 isimli parfümünü de çağrıştırıyor Bois et Cuir.

Sonuç olarak bu tarz parfümleri kendime yakın bulamadığım sır değil. Niş de olsa ana akım da olsa bir türlü severek kullanamıyorum. Onun içindir ki Bois et Cuir benim tarzımı yansıtmıyor fakat bu tür yeşil balsamsı aromatik fujerleri seviyorsanız, denemenizde fayda var. Kendi türünün kaliteli eserlerinden birisi Bois et Cuir.

EDP formunda. Kalıcılığı kıyafet üzerinde çok iyi. Fark edilirliği makul seviyede. 30’lu yaşların üzerindeki, takım elbise giyen bir işadamı profiline uyacaktır Bois et Cuir. Erkek kullanımına uygun olduğunu söyleyebilirim.

Koku Güzelliği:10/6

2 Kasım 2016 Çarşamba

Vertus - Ombre (2016)

“Türkiye’de ve Fransa’da bulunan çağdaş üretim tesislerinde yapılan tüm VERTUS parfümleri Avrupa standartlarına uygun olarak en hijyenik çalışma koşullarından ve en sıkı kalite kontrol sürecinden geçmektedir.  Son derece bilgili ve deneyimli olan güçlü AR-GE kadrosuyla sürekli olarak geliştirilen VERTUS inovasyon çalışmaları ve yatırımları son hızla devam etmektedir.

Bugünün en zor ve en seçici parfüm sevdalılarının sevdasına bile aşk katan VERTUS, geleneksel görkemiyle ve etkileyici cazibesiyle rakiplerini de her daim özendirmektedir. Şu anda iç piyasada ve Ortadoğu pazarında yapılan VERTUS parfüm satışlarının her geçen gün artmasıyla birlikte Avrupa’nın da yakın ilgisini çekmektedir.

Özellikle parfüm olmak üzere kozmetik sektöründe 20 yıla aşkın işletme tecrübesi olan VERTUS KOZMETİK A.Ş. nin Kurucusu ve Yön. Kur. Başkanı Sn. Çetin AKAT’ın önderliğinde VERTUS markasının global platformdaki bilinirliği gitgide yaygınlaşmaktadır.”

Milliyet gazetesinin internet sitesinden alıntıladığım yukarıdaki metin, bize ilginç bir markayı haber veriyor adeta: Vertus. Dünyanın önemli markalarının ve büyük yatırımcılarının girdiği niş parfüm sektörüne nihayet Türkiye’den de güçlü şekilde giren vizyon sahibi markalarımız var artık. Gerek Nishane’nin gerekse Pekji’nin çalışmaları takdire şayan ama Vertus niş parfüm evi, sanki başka yerde konumlandırıyor kendisini.

cetin vertus yen

Kendisiyle tanışma fırsatı bulduğum ve uzun uzun sohbet ettiğim Çetin Akad, Vertus’un sahibi. Parfüm işiyle uğraşan köklü bir aileden gelmenin de avantajlarını kullanıyor. Vizyonu geniş, hedefleri büyük ve bir o kadar da mütevazi Çetin bey. Vertus’u dünyanın sayılı markalarından yapmayı kafasına koymuş. Gördüğüm kadarıyla doğru yolda ilerliyor.

Harvey Nichols ve Tekin Acar mağazalarında da satılan Vertus’un, yeni ve en dikkat çekici parfümlerinden birisini kullanıyorum yaklaşık bir haftadır. Ombre, 2016 çıkışlı olarak kayda geçirilmiş. Şişesinin içindeki cezbedici rengiyle ilk Vertus deneyimimi yaşamaya başlıyorum.

Ombre’nin açılışı baharatlar ve bir parça ferah olamayan turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında bergamot ve oregano var. Oregano pek karşılaşılan bir içerik değil parfümlerde. Geniş yapraklı kekik olarak bilinen oregano’yu bilemiyorum ama hafiften yeşil, ferah olmayan başlangıca sahip. Orta bölümde amber, bütün heybeti, egzotikliği ve karanlık haliyle ortaya çıkıyor. Koyu ve dumansı amber müthiş. Orta notalarda sıcak reçineler baharatlara eşlik ediyor. Sürpriz olarak tende tütsü öne çıkıyor orta kısımda. Gayet güzel orta notalar. Sonlarda pudralı vanilyanın eşlik ettiği amber hala dayanıklı ve sağlam duruyor.

Karşımda zengin, derin, rafine ve neredeyse meditatif denebilecek derecede dumansı amber-baharat işbirliği var. Egzotik amber ve ten üzerinde burnu yakacak kadar sıcak ve etkili baharatlar bana göre parfümün ana aksını oluşturuyor. Kuru sayılabilecek paçuli geri planda kalıyor. Vanilya pek ortaya çıkmıyor. Sedir ağacı ise sadece görevini yapıyor.

amber ombre

Ombre kendi tanıtımlarında da bahsedildiği gibi benzersiz bir parfüm. Reçineli, sıcak baharatlı, tütsülü, dumansı, karanlık sayılabilecek gizemli bir koku. Zenginliği ve detaycılığı karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum. Yapaylık hissedilmeyen kalitesiyle de epey iş yapacak gibi görünüyor. Vertus’un denediğim ilk parfümü benden geçer notu rahatlıkla alıyor.

Ombre anladığım kadarıyla uçlarda dolaşan, farklı ve baskın notaları bir araya getirme cesaretini gösteren, erkeksi ve güçlü etki yaratan ilginç bir deney. Onu kullanmak ve anlamak kolay değil. Özel anların, sarhoş edici mekanların, Binbir gece masallarının, Arap zenginliğinin, kraliyet gösterişinin, çölün kuru ayazının parfümü sanki Ombre.

Ombre, verdiği genel izlenimle Arap-Ortadoğu pazarına yönelikmiş gibi görünse de, Batılıların bu egzotik kokuya ilgi duyacağını düşünüyorum. Baskın şekilde gül ve öd olmadan, Ortadoğu havasının verilebilmesi hoşuma gidiyor. Ombre’nin verdiği eski ve olgun hissiyat, benim gibi otuzlu yaşlarını yarılamış kişiler için kurtarıcı olabilir. Sonuç olarak beğendim Ombre’yi. Bir süredir denediğim en zengin ve detaylı parfüm olarak zihnime yazıyorum.

ikili ombre

EDP formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek. Neyseki ilerleyen saatlerde sakinleşiyor. Tam bir kış parfümü. Yaş olarak otuzun üzerindeki arkadaşlara tavsiye ederim. Eğer fazla parfüm deneyiminiz yoksa ona burun kıvıracaksınız ama hiç sorun değil. Kendisini anlayabilecek burunlarla elbette karşılaşacaktır Ombre.

Koku Güzelliği:10/8