Geoffrey Beene etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Geoffrey Beene etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Temmuz 2018 Pazartesi

Geoffrey Beene – Bowling Green (1986)

Amerika merkezli modaevi Geoffrey Beene’nin ilk parfümü 1975 yılında çıkmıştı ve kısa sürede büyük başarı yakalamıştı. Grey Flannel, beyefendi tarzıyla bugün de önemli erkek parfüm klasiklerinden birisi olarak saygın yerini koruyor. Her ne kadar kokusunu kendime yakın bulmasam da kalitesine ve pürüzsüzlüğüne şaşırmıştım Grey Flannel’in.

Sadece beş adet parfüm piyasaya süren Geoffrey Beene markasının yıldızı anlaşılacağı üzere Grey Flannel. Onun çıkışından on bir yıl sonra 1986’da Geoffrey Beene’nin ikinci parfümü yine erkeklere yönelikti. Bowling Green isimli parfüm, hiçbir zaman abisi kadar şöhrete ulaşamadı ve bir süre sonra üretimi bitirildi. Genellikle meraklı koku severlerin ve koleksiyoncu parfüm delilerinin bildiği Bowling Green’in ismini zaman zaman duyuyordum fakat kullanma şansım olmamıştı. Neyse ki değerli bir parfümseverin yardımıyla Bowling Green’e ulaştım ve bir süredir onunla takılmaktayız.

Parfümün başlangıcı nostaljik ve kaliteli yeşil bergamotla gerçekleşiyor. Parfümün çıkış yılının 1986 olduğunu düşünürsek nostaljik bergamot kolonyalarını andıran üst notaları yadırgamamak gerekiyor. Buradan başarısız bulduğum düşünülmesin üst notaları. Hatta çok beğendim ferah açılışını. Orta kısma geçildiğinde yeşil yapı devam ediyor. Orta notalarda yeşil lavanta ve çamsı yapı karşımıza çıkıyor ki hiç fena değil. Kalite anlamında başlangıcı gibi gayet iyi orta bölüm. Sonlarda yeşil odunsuluk devam ederken harika meşe yosunu diplerden hissediliyor. Alt notalar parfümün genel karakteriyle gayet uyumlu ve rafine.

Bowling Green, ismindeki yeşil kelimesinin hakkını veriyor. Baştan sona ferah sayılabilecek yeşil tema parfümün üzerinde dolaşıyor. Başlangıçta limon-bergamot, orta bölümde çam-ardıç-lavanta ve kapanıştaki meşe yosunu, genel olarak o yeşil ve ferah üst yapının altında görevlerini yerine getiriyor. Çok derin ve sizi farklı duygulara sürükleyecek gibi olmasa da nefis bir iş çıkmış ortaya.

Asla yapaylık ve zorlama hissedilmeyen Bowling Green, 1980’li yılların ortalarından gelen beyefendi ve şık ilkbahar-yaz kokusu olarak tanımlanabilir. Tatlılığın az olduğu, hafiften eskitilmiş çam ağacından yapılmış mobilyaların üzerine dökülmüş bergamot-limon kolonyalarını andıran Bowling Green’i sevdim. Gerek karakteri gerek kokusu gerekse yüksek kalitesi memnun edici. Bilemiyorum belki de bu tür yeşil kokuları seviyorum ve onun için Bowling Green’e hemencecik alıştım ve onu üzerimde taşımaktan zevk aldım.

Kimi yorumcuların Polo Classic’e benzettiği Bowling Green, bir parça onu andırıyor. Gerçi Polo Classic’te paçuli ve deri varken Bowling Green’de lavanta-ardıç ikilisi dikkat çekiyor. Aramis Devin’i de andıran tarzıyla günümüzün popüler erkek parfümlerinden uzak yerde duruyor. Bu durum şüphesiz bizim gibi modern ve bol şekerli parfümlerden bıkan koku severler için harika haber.

Eğer yaşınız otuz beşin üzerindeyse ve ofis kullanımı hatta dış mekan için ferah ve farklı parfüm arıyorsanız Bowling Green size eşlik etmekten memnun olacaktır. EDT formundaki Bowling Green’in kalıcılığı gayet iyi fakat ilk patlama dışında etrafa yayılımı düşük. En kötü tarafı şu ki parfümün üretimi bitirilmiş durumda ve bulunması biraz zor olabilir. Çoğu güzel klasiğin üretiminin bitirilmesi sorunu burada da acı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Gerçekten çok yazık.

Koku Güzelliği:10/8

24 Mayıs 2012 Perşembe

Geoffrey Beene – Grey Flannel (1975)



Geoffrey Beene – Grey Flannel (1975)  Markanın ilk erkek parfümü.

Bence bazı insanlar gerek zihinlerinin çalışma şekliyle gerekse olaylara farklı açılardan bakabilme yetenekleriyle diğerlerinden farklı ve “özeller”. Mesela önemli liderler, fikir insanları veya sanatçılar.

Bizim sanatçı derken eline mikrofon alıp şarkı söyleyen insanlar aklımıza geliyor muhtemelen. Yada anlamsız resimler yapan ressamlar. Fakat bence modacılarda sanatçı kapsamına girmeli. Mesela Yves Saint Laurent, Coco Chanel ve diğerleri.

                                                          Markanın kurucusu Geoffrey Beene. 

Geoffrey Beene’de Amerika doğumlu bir isim. Eğitimine tıp alanında başlıyor. Sanırım dünyadaki bir çok anne baba gibi “aman çocuğumuz doktor olsun” hayallerindeler. Fakat herkesin çocuğu doktor olacak olsa diğer işleri kim yapacak meçhul.

Bir süre sonra hayalindeki işin doktorluk olmadığını anlayıp eğitimini yarıda bırakıyor ve kıyafetler tasarlamaya başlıyor. Aşık olduğu işi yapmanın motivasyonu ile başarı basamaklarını hızla çıkmakta hiç zorlanmıyor. Onun için “ Modern Amerikan modasının minimalist babası” diyenler çoğunlukta.


Normalde böyle başarılı bir modacının parfüm işine güçlü şekilde girmesini beklenir. İsminin popülerliğini kullanarak, onlarca parfüm piyasaya sürerek güzel kazançlar sağlaması normal karşılanır. Fakat Geoffrey Beene, 1963 yılında kurulmuş bir marka olmasına rağmen, sadece beş tane parfüme imza atmış. Bugün inceleyeceğim Grey Flannel markanın en bilinen parfümü diyebilirim rahatlıkla.    

1970’li yılların ortalarını hatırlayanlar bugün tahminen 50’li yaşlarında olmalılar. Parfüm merakı blogunu okuyan kaç tane 50 yaş ve üzerindeki kişi vardır bilemiyorum. Hiç böyle bir merakım da olmadı. Ama çok fazla kişi olduğunu sanmıyorum. Yaşı 50 ve üzerinde olan erkeklerin mutlaka bileceği bir parfüm olduğunu tahmin ediyorum Grey Flannel’in. Karşımızda 1970’li yılların en popüler parfümlerinden birisi var. Rahatlıkla klasik diyebilirim onun için.


Oryantal odunsu olarak sınıflandırılmış Grey Flannel. Başlangıcı küçük bir şok etkisi yarattı bende. Algıları zorlayan, tuhaf ve sevmesi zor bir açılış. Nasıl anlatayım bilemedim. Tozlu, kuru, sert bir lavanta-bergamot ikilisine benzettim. Sanki binlerce yıl öncesinden gelen bir koku. Başlangıcı bana çok uzak. Biraz eski lavanta kolonyalarına benzettim.

Orta notalara doğru neyseki bu gaddar koku ortadan kayboluyor. Onun yerine bol sabunsu-pudralı koku geliyor. Bu sabunsuluğa erkeksi çiçekler de eşlik ediyor. Muhtemelen menekşe. Çünkü bu parfümü Fahrenheit’e benzeten epey kişi var. Bu benzerlik iki parfümdeki menekşe notası sayesinde olabilir. Orta notalar da hiç bana göre değil. Grey Flannel alt notalarda ise yine değişim gösteriyor. Sabunsuluk azalırken, odunsu notalar kendisini öne çıkarıyor. Biraz da tatlılık ekleniyor. Bence sonları parfümün en güzel ve etkileyici kısmı. Alt notalara benden on puan.


Evet Grey Flannel hakkında ne düşündüğüm çok açık. Böylesi eski kokan sabunsu bir parfüm hiçbir zaman tercih edeceğim gibi değil. Evet o bir klasik. Eskilere her zaman saygımız var. Ama bu parfümün özellikle üst ve orta notaları bana çok çok uzak.   

Grey Flannel’in alt notaları bana tuhaf bir şekilde Amouage’ları hatırlattı. Onlar kadar detaylı ve zengin olmasa da Grey Flannel’in son kısmı bence Amouage – Gold Men’i biraz anımsatıyor.

Pudramsı-sabunsuluk ve menekşe benim parfümlerde hiç de sevdiğim kokular değil. Yani Grey Flannel’den nefret etmek için çok sebebim var. Fakat çok başarılı alt notalarının hatırına kötü şeyler söylemek istemiyorum. Yine de hiçbir zaman bir şişesini alıp kullanacağımı sanmıyorum. Grey Flannel ile ayrı dünyaların insanlarıyız. Bu çok açık.


Bazı yorumcular Fahrenheit’a benzetmişler kokusunu. Evet biraz orta notalara doğru andırıyor. Onun sebebi muhtemelen menekşe. Fahrenheit daha motor yağı gibi kokarken, Grey Flannel sabunsu.

Eğer yaşınız 40 ve üzerindeyse, zıpır, modern, şekerli parfümler ilginizi hiç çekmiyorsa ve bol sabunsu, erkeksi bir parfüm arıyorsanız Grey Flannel’e bir şans verebilirisiniz. Luca Turin kitabında beş üzerinden beş yıldız vererek çok beğendiğini anlatmış. Biraz şaşırdım açıkçası bu kadar yüksek bir nota. Piyasaya sürüldükten bir sene sonra 1976’da FIFI tarafından “En başarılı erkek parfümü” seçilmiş.


Grey Flannel, keskin yapısından dolayı sonbahar-kış mevsiminde kullanıma uyacak gibi görünüyor. Genç arkadaşlar pek denemesinler. Çünkü ilgilerini çekeceğini sanmıyorum. Biraz “yaş” istiyor tarzı. Benim için bile fazla yaşlı kokusu. Denemeden kesinlikle almayın.

Artıları:
+ Alt notaları çok konforlu ve başarılı.
+ Yurtdışındaki internet sitelerinde çok uygun fiyatlara bulabilirsiniz.

Eksileri:
- Başlangıcındaki kokuyu sevmedim.
- Orta notaları da bana göre değil.
- Eski ve nostaljik kokusu çoğu kimsenin ilgisini çekmeyebilir.

Koku Güzelliği:10/6