Azzaro – Azzaro
Pour Homme (1978)
Sicilya
doğumlu bir Tunus'lu olan Loris Azzaro, kendi ismiyle moda dünyasına giriş
yaptığında, kökeninin esintilerini de markası ile harmanlamak istemişti: Güneş,
bronz bir cilt ve Akdeniz insanlarının kanı kaynayan şehveti. Akıcı hissi veren
kumaşlar, canayakın renkler, Akdeniz mavisi, yeşil ve beyaz, Azzaro
koleksiyonlarının vazgeçilmez unsurlarıdır. Kendilerini "Gerçek
duygusallıktan kaynağını alan güneşli ve hedonist bir marka" olarak
tanımlamaları kayda değer. Dünya jet sosyetesinin havuz kenarı akşam partilerinde
giymeleri için kıyafetler tasarlaması da bu anlamda gayet anlaşılabilir.
Modanın da ötesinde Azzaro markası, kuruluşundan itibaren bugüne kadar, lüks
ile eşanlamlı bir şıklığa ve yüksek hayat tarzına yönelik ürünler verdi. Sadece
hazır giyim kreasyonları olarak değil, piyasaya sürdüğü parfümleri ile de
evrensel ve iddialı bir erkeksi tavır ortaya koydular. Diğer yandan şaşalı
kadın kıyafetlerine de yer verdiler ürün gamında. Ve tabii ki kokular...
Aslında
her şey, modacı Loris Azzaro ve temizlik ürünleri konusunda uzmanlaşmış bir
Alman girişimci olan Richard Wirtz'in 1977 yılında tesadüfen karşılaşmaları ve tanışmalarıyla
başladı. Loris Azzaro ve Richard Wirtz, tamamen farklı karakterde kişilerdi.
Loris Azzaro, o yılların en büyük yıldızlarına kıyafetler tasarlayan bir modacıydı.
Richard Wirtz ise sanayi işkolunda deneyimli, sağlam zekaya sahip bir kişiydi.
Onların farklı kişilikleri birbirini tamamlamış ve kimyaları tutmuştu. İkisi birlikte,
erkekler için parfüm oluşturmak adına beklenmedik yol seçtiler ve bir koku
formu geliştirmek adına önemli yatırımlar yaptılar. Bu parfümün adı Azzaro Pour
Homme olacaktı. Bu parfüm Loris Azzaro'dan beklenmeyecek bir hamleydi çünkü o
moda dünyasında çok kadınsı tasarımları ile tanınıyordu. Fakat bu cesur kararın
ödülünü kısa zamanda alacaklardı. Azzaro Pour Homme, dünya çapında çok büyük
bir başarı yakalayacaktı. Aradan geçen otuz beş yılın ardından hala en çok satan
erkek parfümlerinden birisi olarak şöhretini sürdürüyor. Rahatlıkla onun,
klasikler arasında yer aldığını söyleyebiliriz.
1970'li
yılların sonlarında (1978) piyasaya sunulan Azzaro Pour Homme, erkek
parfümlerinin dönüm noktalarından birisi olarak kabul ediliyor. Hala erkeksi
bir parfüm klasiği önerilerinin en güçlü ve akla ilk gelen ismi. Eski kafa
fujerlerin en sağlam örneklerinden birisi. Tabii belki de şanssızlığı güçlü rakiplere
sahip olmasıydı. Brut, Ralph Lauren - Polo, Paco Rabanne Pour Homme, Van
Cleef&Arpels Pour Homme gibi rakiplerinin arasından sıyrılması zor olmadı.
Yıllar
önce denediğim ve kendime yakın bulamadığım bu ünlü klasiğe acaba haksızlık mı
etmiştim? İşte uzun süre sonra Azzaro Pour Homme'a yeniden şans vermeyi istedim
ve onu anlamaya karar verdim bu sefer. Bu kadar büyük bir hite dönüşen Azzaro
Pour Homme neden bana uzak kalmıştı? Aromatik fujer tarzının referans parfümlerinden
olan Azzaro Pour Homme yolculuğu başlıyor benim için bir kere daha. Yine
şanslıyım ki eski yani Vintage formülasyonu üzerinden incelememi yaptım.
Azzaro
Pour Homme'u üzerime sıktığımda beni erkeksi çiçekler, eski bergamot, limon ve
aromatik otlar karşıladı. Artemisyayı andıran parlak ve buruk çiçeksilik, ne
yazık ki en beğenmedim tarzdır. Bergamot, limon ve aromatik otlar ise gayet
güzel verilmiş. Üst notaları sevmek ile sevmemek arasında gidip geliyorum. Orta
kısma geçildiğinde baharatların hakimiyeti başlıyor. Karanlık ve bohem
baharatlar zaman zaman sıcak, genelde tozlu hissiyata sahip. Karanfil, kimyon,
kakule ve diğer baharatlara eşlik eden meşe yosunu yine harikalar yaratıyor.
Tatlılık barındırmayan baharatlar parfümün en sevdiğim yeri oluyor uzak ara.
Orta notalar çok güzel. Sonlara gelindiğinde biraz lavanta ortaya çıkıyor.
Plastiğimsi karanlık deri, pek sevmediğim tarzdaki paçuli ve misk. Sonları en
sevmediğim yeri oldu diyebilirim.
Azzaro
Pour Homme, gotik sayılabilecek, tarihi, eski, tozlu, erkeksi ve maço bir
parfüm. Günümüzün parfüm trendlerinden çok uzak, 1970'li yıllara selam sarkıtan
bir eser. Erkeksi kokuları sevenlerin Nirvana'sı olmaya aday, turunçgilli
(bergamot ve limon), anasonlu (fakat içki efekti vermeyen), lavantalı, derili,
baharatlı, vetiverli garip bir karışım. Parfüm bazen limonsu aromatik otsu gibi
davranırken bazen de sıcacık baharatlar ortaya çıkıyor. Anason çok bariz bir
elemanken, lavantaya da evriliyor. Ne acayip bir deneyim Azzaro Pour Homme!
İnsan
çok çeşitli tarzlarda parfümler kullanınca, kendi beğenilerini daha iyi analiz
edebiliyor. Kendimle ilgili tespitim şu ki, Azzaro Pour Homme tarzı karanlık, anasonlu,
lavantalı, derili erkeksi fujerleri sevemiyorum. Mesela Aramis Tuscany mesela
Rive Gauche Pour Homme. Her ne kadar deri temalı parfümleri eski-yeni farketmeden
sevsem de, buradaki kullanıma bir türlü alışamıyorum. Yıllar önce kullandığım
Azzaro Pour Homme'un güncel versiyonunu beğenmemiştim. Bu aralar yeniden şans
verdiğim eski formülasyonunu da beğenmedim. Üzerimde Azzaro Pour Homme'u
taşımaya bir türlü alışamadım. Sanırım bu önemli erkek parfüm klasiği ile yıldızımız
bir türlü barışamayacak.
Yine
de siz Azzaro Pour Homme'a şans vermelisiniz. Eğer yaşınız 40 ve üzerindeyse,
delikanlı işi bol tatlı kokuları kullanmak kulağınıza hoş gelmiyorsa, sürekli
takım elbise giyiyorsanız, gerçek bir beyefendi gibi kokmak niyetindeyseniz,
"kadınlar parfümüme bayılsınlar" düşüncesi içinde değilseniz o, sizi
bekliyor. Onu kullandığınızda bir çok kişi kokusunu biraz eski ve modası geçmiş
bulabilir. Fakat eski zamanların geleneklerini anımsatması açısından,
dolabınızda bir şişesinin bulunması sizin için iyi olabilir. Kendi adıma ise bu
parfümü uzun süreli kullanabileceğimi hiç sanmıyorum.
Özellikle
yurtdışında büyük saygı duyulan Azzaro Pour Homme, ülkemiz insanının koku
algısı üzerinde "hacı yağı ya da lavanta kolonyası" izlenimi
yaratmaya müsait gibi görünüyor. Tozlu, nostaljik ve retro tarzı, kolay
sevilip, benimsenebilecek gibi değil. Bu anlamda denemeden alınması oldukça riskli
kokulardan birisi gibi görünüyor. İşin iyi tarafı ise Azzaro Pour Homme,
ülkemizde bir çok yerde uygun fiyatlara bulunabiliyor.
Parfüm
yazarı Luca Turin, Azzaro Pour Homme'u anasonlu lavanta olarak sınıflandırmış
ve beş üzerinden beş puan vererek, en iyi parfümler listesine almış.
Parfümün
gerek kalıcılığı gerekse farkedilirliği zayıf oldu bende. Ten üzerinde çok
hoşuma gitmeyen kokusu, kıyafet üzerinde çok daha ilgimi çekti. Bu anlamda
soğuk kış günlerinde montunuzun üzerine kullanıp, burnunuza gelen Gotik-karanlık
koku ile mutlu olabilirsiniz. Sıcak yaz mevsiminde kullanmanızı pek tavsiye
etmem.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/6.5