sardunya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sardunya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ağustos 2022 Cuma

Rochas – L’Homme (2020)

Tarihi başarılı ve şöhretli eserlerle dolu Rochas markasını çoğumuz 1999 yılı çıkışlı silindir şişeli parfümü Rochas Man ile tanıdık. Çikolatalı koku formu modern parfümlerin en sevilen örneklerinden oldu. Sonrasında pek ses getiren işlere imza atamadı.

2020 yılında ilgi çeken bir parfüm bizi bekliyordu. Rochas’ın yeni erkek parfümü L’Homme, markanın internet sitesine göre erkeksiliği vurguluyor. Üç ana tema öne çıkarılmış: portakal, sardunya ve tonka fasulyesi.

Rochas L’Homme’nin başlangıcı buruk turunçgiller ve ananas benzeri meyvemsilikle gerçekleşiyor. Açılışı tatlı, enerjik, modern ve ferah sayılabilir. Orta kısma geçildiğinde turunçgiller yine hissediliyor. Orta bölümde yeni nesil erkek parfümlerinde görmeye alıştığımız ambroksan benzeri ekşi ve tuhaf yapaylık dikkat çekiyor. Biraz sardunya ve ferah baharatlar orta kısımda yerini almış. Sonlarda odunsu, paçulili tonka fasulyesinden bahsedebilirim.

L’Homme, 2010’lu yıllardan sonra fenomen haline gelen ambroksan merkezli erkek parfümlerini andırıyor. Dior – Sauvage, Versace Pour Homme Dylan Blue, Bleu de Chanel gibi mavi temalı fakat deniz kokusuyla ilgisi olmayan aromatik, dinamik, ferah baharatlı, sardunyalı parfümlere benziyor. Bu anlamda yenilikçi veya ilginç değil. Onun amacı modern rakiplerine benzemek ve büyük kitlelerin gönlünü kazanmak. Muhtemelen amacını gerçekleştirecek fakat kokusal anlamda kalite hissi vermiyor, hafiften burun tırmalıyor ve üst düzey parfüm severleri bıktıracak vasatlığa sahip diyebilirim.

Geçmişi şöhretli klasiklerle dolu Rochas’ın yeni nesil kokusu L’Homme tabii ki hafiften hayal kırıklığı yaratıyor ama artık hangi ünlü marka bu duyguyu bize yaşatmıyor ki. Genç erkeklere hitap edeceğini sandığım bu kokuyu Bruno Jovanovic tasarlamış.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı normal seviyede, etrafa yayılımı ilk beş dakika iyi, sonrasında ortalamanın altına geriliyor. Kimi kullanıcılar yaz parfümü olduğunu belirtse de bence ılık-serin havalara daha uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/5

12 Kasım 2020 Perşembe

Calvin Klein – Eternity For Men Eau de Parfum (2019)

“Calvin Klein’ın en meşhur erkek parfümlerinin adlarını herkes bilir. Tüm zamanların en çok satan erkek parfümlerinden bazılarının üreticisi Calvin Klein, yenilikçi ve heyecan verici kokularıyla tanınır ve 1990’larda devrim niteliğindeki uniseks parfüm fikrine öncülük etmiştir.”

Calvin Klein’ın internet sitesinde bulunan yukarıdaki cümlelerin doğru olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Ağırlıklı olarak 1990’lı yıllarda popüler olmaya başlayan Calvin Klein’in parfümleri, 1980’lerde de nadide ürünler verdi. 1988 çıkışlı Eternity For Men, erkekler için piyasaya sürülmüştü ve büyük başarı yakaladı. Bugün için parfüm klasikleri arasında yerini alan Eternity For Men, aromatik fujer akımının önemli isimleri arasında yer alıyor.

Her başarılı parfümden sonra gelen devam serileri Eternity’e de uygulandı. Kadın-erkek birçok Eternity isimli devam parfümü raflardaki yerini aldı. Eternity’nin erkek versiyonu ilk üretildiğinden itibaren Eau de Toilette formundaydı. 2019 yılına gelindiğinde ilginç bir fikir karşımıza çıktı: Eternity’nin Eau de Parfum versiyonu.

Calvin Klein’in internet sitesinde Eternity For Men Eau de Parfum şöyle tanıtılmış: “Şehvetli. Rafine. Erkeksi. Sofistike Eternity Eau de Parfum, modern, çok yönlü erkeklik kavramlarını kutluyor. Sofistike koku, yeni bir odunsu nota ekleyerek orijinal fougère kokusunu yeniden yorumluyor.”

Eternity’nin başlangıcında elma benzeri ferah yapı ve bir parça aromatik Akdeniz otlarının yer aldığını söyleyebilirim. Akdeniz otlarından en belirgini tabii ki adaçayı. Başlangıcı hoş denebilir. Orta bölüme geçildiğinde sardunya ve tatlı lavantanın hakimiyetini görüyoruz. Eski kafa aromatik fujerleri andıran buruk ve neredeyse nostaljik orta kısmı pek kendime yakın bulamıyorum. Sonlarda büyük değişim yok. Lavanta-sardunya ikilisine biraz misk biraz da odunsuluk ekleniyor. Zayıf son bölüm kalite anlamında fena değil.

2019 yılı çıkışlı Eternity For Men Eau de Parfum’u tabii ki 1988 çıkışlı meşhur klasik Eternity For Men Eau de Toilette ile kıyaslamak gerekiyor. İlk çıkan Eternity’i defalarca denemiş ve bir türlü sevememiştim. O garip, buruk, nanemsi lavanta temasını hiç kullanasım gelmez. Çoğu eski kafa parfümü severim ama Eternity tarzı aromatik fujerler her zaman için iticidir bence. 2019 model Eternity Eau de Parfum de benzer duyguları uyandırıyor zihnimde. İki parfüm muhakkak ki birbirlerine çok benziyor. Eau de Parfum versiyonu daha kaliteli, daha giyilebilir gibi geldi bana. Sanırım eski Eternity’nin hafiften güncellenmiş hali diyebilim Eau de Parfum versiyonuna.

Yeni şişenin daha yeşil göründüğü açık. Koku rengi de yeşile yakın gibi. Açıkçası çok severek kullanmadım Eternity Eau de Parfum’u. Bu tarz aromatik fujerler bana hep soğuk, cansız, ukala, bıktırıcı gelir. Genel yapısı Paco Rabanne – XS Pour Homme ve Chanel – Platinum Egoiste’yi anımsatıyor. Bu iki ünlü parfümü de bir türlü sevememiştim.

Sonuç olarak şöhretli Eternity For Men’in, 2019 yılındaki halini merak ediyorsanız denemenizde fayda var. Performans anlamında harikalar yaratamıyor. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı güçlü değil. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine uyum sağlayabilir.

10/6

10 Ekim 2020 Cumartesi

Dolce & Gabbana – K (2019)

“Dolce & Gabbana K, erkeğin özünü kendi elementinde yakalar. O, hayatının kralıdır. Kendi yolunu izler, ailesini ve sevdiklerini her şeyden çok önemser. Büyüleyiciliğini ve canlılığını göstermekten korkmaz, köklerine sadık kalır, moderniteyi kucaklarken geleneğe saygı duyar.”

Dolce & Gabbana’nın 2019 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü K’nın yukarıdaki tanıtım cümleleri koku hakkında pek ipucu vermiyor. K’nın basit formlu şişesine tezat şekilde kapağının gayet süslü ve gösterişli oluşu parfümler evreninde ara ara karşılaştığımız durumlardan birisi. Kapağın kral tacı gibi olması ve parfümün isminin İngilizcedeki kral kelimesinin karşılığı King’i çağrıştırması şüphesiz tesadüf değil. Bakalım K, krallara layık bir parfüm mü?

K’nın açılışı yapay ambroksanı andıran steril, nanemsi turunçgillerle gerçekleşiyor. Dolce & Gabbana’ya göre K’nın üst notalarında kan portakalı, Sicilya limonu ve ardıç meyvesi kullanılmış. Limona fazla rastlamasam da sentetik tuzlu portakalın meyvemsi hissiyat verdiği bir gerçek. Orta kısımda kontrollü modern yapaylık devam ediyor. Ambroksan benzeri yapı biraz geriye çekiliyor. Orta bölümde aromatik baharatları görüyoruz. Sonlarda yapaylık pek kalmasa da sıradan odunsu tarafa doğru yelken açıyor. Bir parça paçuli ve misk, sedir ağacını andıran odunsulara eşlik ediyor.

Kullandığım K’nın Eau de Toilette versiyonu eksene sentetik, kimyasal moleküllere boğulmuş modern meyvemsiliğe ve güzel mi yoksa detarjanımsı mı koktuğu belli olmayan baharatsılığa göz kırpıyor. Bu tür ambroksanımsı, nanemsi, kavunumsu, Calone’msi  soğuk-serin parfümler çamaşır deterjanlarının o kimyevi rahatsızlığını hissettiriyor. K, berbat değil ama ne kalite anlamında ne de doğallık/gerçekçilik anlamında iyi yerde durmuyor. Temiz ilaç laboratuarının duvarlarına sinmiş tuhaf kokuyu andırıyor. 2015’li yıllar ve sonrasında karşılaştığımız tuzlu-steril-sentetik-ferah-ekşi-tatlı-doğaya ait olmadığını hissettiğiniz postmodern vasat parfümler furyasına Dolce & Gabbana da katkı yapmış.

K’nın rakipleri belli. Dior – Sauvage, Versace Pour Homme Dylan Blue, Chanel – Bleu ve diğerleri… K, genele hitap eden, kullanan çoğu genç arkadaşın ilgisini çekebilecek, ilk rüzgarıyla bir sürü deneyimsiz parfüm severe kendisini aldırabilecek yapıda. Oysa ki parfüm ustalarının ve acımasızca mükemmeli arayan koku gustolarının ilgisini çekmeyecek, sıradan, modern ve daha şimdiden klişe bir hayal kırıklığı denebilir K.

İlkbahar-yaz günlerine uyum sağlayabilecek K’yı, Daphne Bugey ve Nathalie Lorson birlikte tasarlamış. Kalıcılığı iyi sayılsa da etrafa yayılımı vasatı aşamıyor. İlkbahar-yaz döneminde kullanmaya daha uygun duruyor.

Koku Güzelliği:10/5

8 Mart 2020 Pazar

Versace – Eros Flame (2018)

“Yeni nesiller için sevginin asaleti ve çeşitliliğin gücü hakkında önemli mesaj taşıyan, sizi kalpten vuran bir koku. Versace Eros Flame, duygularıyla derinden temas halinde olan güçlü, tutkulu, kendine güvenen erkek içindir. Versace Eros Flame’in koku notaları, en değerli ve zarif malzemelerin bir diğerini zenginleştirdiği ve geliştirdiği güçlü kontrastlarla karakterize edilir. Erkeksi, tutkulu önsezi ve duyusal olarak kendinden geçmenin kutlaması olan kalıcı bir koku.”

Versace’nin Eros Flame isimli devam parfümünün resmi tanıtımı bu cümlelerle yapılmış. Versace’nin 2012 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Eros’un büyük ticari başarı yakalamasının ardından, doğal olarak aynı isimli devam parfümleri gelmeye başladı. İlk Eros’tan altı yıl sonra Eros Flame, kırmızı şişesiyle raflardaki yerini aldı. Versace’nin, Eros’un şöhretinden faydalanmak istemesi kendileri açısından gayet normal. Bizim için önemli olansa ortaya çıkacak parfümün kalitesi ve içeriği.

Eros Flame’i üzerime sıktığımda beni tatlı, lezzetli turunçgiller karşılıyor. 2010’lu yıllardan sonraki birçok erkek parfümünde karşılaşabileceğimiz ferah sayılamayacak mandalina-portakal ikilisini beğendim. İlerleyen dakikalarda şekerli turunçgillere tatlı baharatlar ekleniyor. Karabiber olduğunu tahmin ettiğim baharatın, turunçgillerle uyumunu başarılı buldum. Orta kısımda aromatik biberiye ilginç şekilde ortaya çıkıveriyor. Orta bölümü de fena değil. Kapanışta tatlılık artıyor. Son bölümde tonka fasulyesi bütün ağırlığını koyuyor. Alt notalarda kremsi vanilya, tonka fasulyesine güçlü şekilde destek veriyor.

Eros Flame, turunçgilli, baharatlı, tonka fasulyeli, vanilyalı bir arkadaş. 2010’lu yılların koku trendinin klişe tekrarından ibaret. Baştan sona kadar bolca tatlılık içeriyor hatta kapanışta şekerliliğe doğru eviriliyor. Çoğu kişinin sevebileceği, uniseks kullanıma uyabilecek, hafiften yapaylık sınırında, canlı, dinamik, neşeli, leziz, hoş parfüm. Yaratıcı veya sıra dışı değil. Dünyayı yerinden oynatmaya talip olmadığı görülüyor. Sanatsal yanı pek olmasa da, kullanması ve sevmesi kolay forma sahip. Bu anlamda konforlu yapısı olduğu iddia edilebilir.

Eros Flame, Eros’un devam parfümü. Biliriz ki her devam parfümü abisine/ablasına benzer. Eros Flame tabii ki Eros’a benziyor. İki parfüm de tatlı turunçgilleri, şekerli baharatları ve tonka fasulyesini içeriğinde cömertçe kullanmış. Eros Flame bana göre abisi Eros’tan daha başarılı kokusal anlamda. Flame’in açılışındaki turunçgiller daha doğal ve güzel klasik Eros’a göre. Flame’in orta kısmı da abisine göre daha özenli. Son bölümdeyse iki parfüm de hemen hemen aynı denebilir. Bu anlamda, Eros Flame’i daha çok beğendiğimi söyleyebilirim.

Eros Flame, Eau de Parfum formunda.  Kalıcılık anlamında yeterli, etrafa yayılımı ortalamanın altında. Sonbahar-kış dönemine uygun olduğunu düşünüyorum. Kokusunu Olivier Pescheux tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

21 Şubat 2020 Cuma

Nicolai Parfumeur Createur – Patchouli Intense (2009)

“Paçuli muhteşem bir hammadde. Orkestrada viyolanın rolü neyse, paçulinin parfümlerdeki görevi benzerdir. Orkestrada viyola diğer enstrümanları yönlendirir, paçuli de parfümlerde öyledir.”

Yukarıdaki söz tahmin edeceğiniz üzere Patricia de Nicolai’ye ait. 1980’li yılların sonlarından beri harika parfümler ve şöhretli klasikler yaratarak, mensubu olduğu Guerlain ailesini gururlandırmaya devam ediyor. Kendisine ait niş markasının ismini Nicolai Parfumeur Createur olarak değiştirdikten sonra yeni parfümlerle daha da ileri götürüyor işini. Parfüm delilerinin yakından tanıdığı Nicolai’nin parfümleri arasında özellikle erkeksi, aromatik, nostaljik fujer tarzını sevenlerin iyi bildiği bir eser Patchouli Intense.

Kimi kaynaklarda 2009 olarak verilen çıkış tarihiyle ters orantılı kokusal deneyim sunuyor bize Patchouli Intense. Kendi internet sitesinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılan parfümün açıklanan iki notası dikkat çekici: Sardunya ve defne. Patchouli Intense’nin üst notalarında portakal ve lavantaya yer verilmiş yine markanın açıklamasında. Parfümün üst notları eski/tozlu/topraklı aromatik buruk ve acımsı yeşil otlarla gerçekleşiyor. Biberiye, kekik, fesleğen ve daha aklınıza hangisi gelirse… Bir parça lavanta ve azıcık da turunçgillerle gerçekleşen başlangıcı oldukça çarpıcı, zengin, erkeksi, ciddi ve nostaljik denebilir. Orta kısma doğru buruk aromatik otlar yoluna devam ediyor. Orta bölümde dumansı baharatlar (karanfile benziyor), arka planda erkeksi gül ve sardunya ile bizi 1970 hatta 1960’lara ışınlıyor. Sonlarda o anlatması zor dumansılık devam ediyor. Alt notalarda yosun/meşe yosunu ve eğrelti otu olduğuna bahse girerim. Kuru ve köksü olmaya çalışmayan paçuliye eşlik eden, tatlı olmayan ve ciddiyeti elden bırakmayan vanilyayla kapanış gerçekleşiyor.

Patricia de Nicolai, Patchouli Intense’yi odunsu oryantal olarak sınıflandırsa da o 1970’li yılların maço fujerlerini andırıyor. 2010’lu yıllarda böylesine eski tarihi parfümlere öykünen koku profili tasarlamak çılgınlık mı, cesaret mi, dahice mi, geçmişe özlem mi yoksa anılara saygı duruşu mu karar veremedim. 2020’li yılların kokusal geleneklerine böylesine zıt parfüm tasarlamak, onun aynı zamanda ticari anlamda satış kaygısı yaşamadığını da bize gösteriyor.

Bir niş markanın amacı, kokusal/sanatsal yaratımlarsa bayan Nicolai, Patchouli Intense’de harika iş çıkarmış. Böylesine kaliteli ve gerçekçi notalar, genel konseptin bütünlüğü, nostaljik çağrışımlar, karakterli tema, artistik ruh ve yeni nesil bol şekerli çerçöp parfümlerin aksine tatlılığın oldukça az verilmesi, karşımızda teknik açıdan başarılı eserin bulunduğunu işaret ediyor.

Eğer acımsı, kuru, yeşil aromatik Akdeniz otlarını seviyorsanız, dumansı karanfil ilginizi çekiyorsa, tozlu yeşil eğrelti otu ve erkeksi gül deneyimi yaşamak istiyorsanız, yosun/meşe yosununu özlediyseniz Patchouli Intense’e mutlaka bakın.

Kimi kaynaklarda uniseks olarak sunulan Patchouli Intense, erkek tarafına daha yakın. Aklıma gelen bir ilginçliği daha paylaşayım. Parfümün ismi paçuli ve genel olarak paçulinin büyük yer kaplayacağını düşünüyorsunuz. Bende öyle ummuştum ama hayır, paçuli büyük oranda sonlarda kendisi gösteriyor. Parfümün genelinde acımsı, buruk, yeşil, sabunsu tozlu-topraksı aromatik otlar ve baharatlar yer alıyor. Paçuli, köksü ve hippi tarzında verilmemiş. Erkeksi, ciddi ve takım elbise giyen orta yaş üzeri profesyonel iş insanına yakışacak türde resmi denebilir. Popüler tonka fasulyeli bolca şekerli erkek parfümlerinden bıkan gurmelere yönelik adeta Patchouli Intense. Parfümistaların 2020’li yıllardaki kaçış duraklarından birisi sanki.

EDP formunda ve performansı çok iyi. Kalıcılığı müthiş. İnatçı yapısı sayesinde üzerinizden çıkmıyor uzun saatler. Etrafa yayılımı ortalama düzeyde. Serin ilkbahar-sonbahar döneminde kullanması keyifli olabilir. Herkese hitap etmeyen tarzına istinaden denemeden almanın iyi fikir olmadığını söyleyeyim. Bu parfümü kullanayım ve bol bol övgü alayım zihin dünyasındaysanız Patchouli Intense ile anlaşamayacağınızı düşünüyorum. Kokusunu tabii ki Patricia de Nicolai tasarlamış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Niche & Co mağazasına teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

7 Şubat 2020 Cuma

Givenchy – Xeryus Rouge (1995)

Kırmızı şişesi ve kutusuyla 1990’lı yıllara damga vuran parfümlerdendi Xeryus Rouge. İsmini Givenchy’nin 1986 yılı çıkışlı erkek parfüm klasiği Xeryus’tan aldı. Xeryus Rouge’yi, Xeryus’un kokusal anlamda devamı olarak görmek mümkün değil çünkü birbirlerinden farklı karakterdeler. Xeryus 1980’li yılların başlarının nostaljik kokusal dünyasını yansıtırken, Xeryus Rouge 2000’li yıllara hazırlanan modern parfüm endüstrisinin işaret fişeklerindendi.

Şişesi kırmızı parfümler genellikle iddialı, çarpıcı, cesur, saldırgan ve sıcak koku formu sunar diye bir ön kabul var. Joop’un sıradışı eseri Joop Homme (her ne kadar şişesi ve kutusu pembeye benzese de), Gucci’nin ikonik çılgın kızı Rush, Davidoff’un istediği popülerliği bir türlü yakalayamayan delikanlısı Hot Water ve aklıma gelmeyen başka örnekler… Xeryus Rouge’yi bu gizli cemiyetin parçası olarak düşünebiliriz.

Givenchy’nin internet sitesinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılan Xeryus Rouge kısaca şöyle tanıtılmış: “İlgi çekici, şehvetli karşılaşmaların kokusu. Sıcak ve yoğun Xeryus Rouge, özgürlüğü ve risk almayı benimseyen erkek için tasarlanmıştır. Ateşli, sezgisel duygusallığı karşı konulamaz biçimde büyüleyicidir.” Givenchy’nin açıkladığı üst notalarındaysa parfümlerde az rastlanan kaktüs notası var. Yine üst notaların diğer öğesi kumkat olarak verilmiş ki sıradışı üst notaları, ilk saniyelerde fark ediyorsunuz. Başlangıcını nasıl tarif edeyim karar veremedim. Bir taraftan turunçgilimsi meyvemsilik varken diğer taraftan da ucuz içki-alkol aroması var sanki. Kimi kullanıcılar açılışta kaktüsten bahsediyor. Evinde çeşit çeşit kaktüs olan birisiyim ve hiçbirisinin Xeryus Rouge’nin ilk saniyeleri gibi kokmadığına eminim. Tatlı ve yapay kırmızı meyvemsiliğin kumkattan geldiği varsayılabilir. Tuhaf üst notaları pek benlik değil. Orta bölüme geçildiğinde kokunun ısındığını hissediyorsunuz. Orta notalarda kırmızı biber var ki evet, biberimsi baharatlar ve kırmızı garip meyvelerin yarı uyumsuz birleşimi diyebiliriz. Sonlarda neyse ki sakinleşiyor ve normal, koklanabilir forma eviriliyor. Odunsu kapanış yapılsa da orta bölümdeki baharatlı meyvemsi yapı, sonlarda da geri planda algılanıyor. Kapanışta sandal ağacı da var ki eklenmekle doğru yapılmış.

Givenchy’nin bir zamanlar yıldızı ve erkek parfüm dünyasının yaramaz çocuğuydu Xeryus Rouge. Bugün bile çok fazla seveni var. Aslına bakılırsa kullanması kolay olmayan, uyumsuz ve çok uygulandığında keskin baş ağrısı yapan Xeryus Rouge, büyük kitlelerin sevebileceği gibi güvenli kokmuyor. İlginç şekilde bütün bu olumsuzluklarına rağmen, büyük satış rakamlarına ulaştı. Bu durumun farklı sebepleri olabilir fakat benim için kesinlikle kullanılası tarafı yok.

İlk saniyelerden itibaren kalite anlamında problemli olduğu anlaşılıyor. Tek tek notalar hem vasat verilmiş hem de burun tırmalayan/yoran tarza sahip. Ne koktuğu belli değil ve karmaşık bir parfüm. Tam olarak meyveli mi, odunsu mu, baharatlı mı, aromatik mi, sandal ağacını mı merkeze almış anlamak zor. Hepsinden bir parça var. Bu da kakofoniye yol açıyor. Ayakları yere basmıyor, pürüzsüz nota geçişleri yok, uzun süreli kullanımda bıktırıcı olacağa benziyor. Bu anlamda Joop Homme’yle benzer tavra sahip diyebilirim.

Tabii ki kokusal anlamda aynı değil Joop Homme ve Xeryus Rouge. İki parfümün de benzer plastiğimsi yapaylığı, her kullanışımda başımı fena ağrıtması, saldırganlığı, kalitesizliği onların aynı lige ait olduklarını düşündürtüyor. Xeryus Rouge’nin, Joop Homme’ye modern rakip olarak çıkarıldığını bile düşünmeye başlıyorum. Xeryus Rouge 1995 yılında piyasaya sürülmesine rağmen hala modern karakterini koruyor. Bu durum, onun zamanın ötesini hedeflediğini gösteriyor. Yine de almadan önce muhakkak denenmeli ve herkese uymayabileceği göz ardı edilmemeli.

EDT formundaki Xeryus Rouge’un performansı fena değil. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk yarım saat yüksek. Tam bir kış parfümü. Günlük kullanıma uygun, canlı ve dinamik kokuyor. Bazı Xeryus Rouge severlerin onun çarpıcı karakterinden dolayı akşam, gece kulübü, bar kokusu ilan etmesini anlayabiliyorum. Eğer bu tür mekanlarda tanıştığınız kız arkadaşınızın migreni varsa şansınıza küsün çünkü Xeryus Rouge ona pek de iyi gelmeyecektir 🙂 Kokusunu ünlü parfümör Annick Menardo tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/4

3 Şubat 2020 Pazartesi

Perris Monte Carlo – Rose de Taif (2013)

Suudi Arabistan’ın çöl ikliminin ve yaz aylarında kırk dereceyi aşabilen sıcaklığın bölgeyi nasıl etkilediğini az çok biliyoruz. Oysa Mekke’nin yaklaşık doksan kilometre uzağındaki Taif şehrinin ikliminin, diğer Suudi Arabistan şehirlerinden çok daha serin olduğunu öğreniyoruz. Yaz sıcaklarında Mekke eşrafının Taif şehrine geldiği ve havaların serinlediği sonbahar mevsimine kadar Taif’in, dağlarının arasından esen serin rüzgarlarıyla soluk aldıklarını söyleyebiliriz.

Taif bölgesinin serin iklimi tarım ve çiçek yetiştirmek için ideal. Zengin su kaynaklarına ve bereketli toprağa sahip Taif’te yetişen dünyaca ünlü güller, günümüz niş parfümevlerinin kokularını süslüyor. Üç bin civarında gül bahçesi bulunduğu söylenen Taif’ten dünyaya ihraç edilen özütler, dünya kozmetik pazarında ilgi görüyor.

Geçtiğimiz aylarda Ormonde Jayne’nin gül temalı parfümü Rose Gold’da Taif gülü kullanılmıştı. Bugün bir başka niş parfümevi Perris Monte Carlo’nun Taif gülü merkezli parfümü Rose de Taif’e göz atacağım. Perris Monte Carlo’nun internet sitesinde Rose de Taif’in tanıtımı için “Egzotik Suudi Arabistan gülü bu parfümün kalbini oluşturur. Bu benzersiz kombinasyona sahip parfüm gerçek bir başyapıttır.” cümlelerine yer verilmiş.

Rose de Taif’i üzerime sıktığım ilk saniyelerde yoğun ve dolu dolu kırmızı gül kokusu üzerinize hücum ediyor. Üst notalarda gül kolonyasını andıran koyu ve taze güle geri planda mayhoş limon eşlik ediyor. Tabii limon başlangıca ferahlık veremiyor çünkü gülün altında eziliyor. Başlangıcı fena değil. Orta kısma geçildiğinde büyük değişim yaşanmıyor. Kaliteli ve ağır gül kokusu devam ediyor. Limon biraz geri plana geçiyor. Hafiften baharatımsı bir yapı geçiyor limonun yerine. Açıklanan notalarında küçük Hindistan cevizi var. Oradan geliyor olabilir. Gerçi gül o kadar baskın ki başka notaların öne çıkmasına izin vermiyor. Sonlarda güle eklenen misk dikkat çekiyor. Oldukça zayıflayan alt notaları algılamak zaman zaman mümkün olmuyor.

Rose de Taif, tam da beklediğim gibi baştan sona koyu ve baskın gül parfümü. Bahçenizdeki kırmızı ve pembe gülleri elinize alıp, onları koklarsanız, Rose de Taif’e oldukça benzer formla karşılaşacağınıza eminim. Genel olarak bakıldığında tekdüze ilerlediğini ve sürpriz yapmadığını söyleyebilirim. Derinliği olmasa da kalite ve gerçekçilik anlamında iyi iş çıkartılmış. Kimi kullanıcılar romantik bulmuş kokusunu ki katılabilirim bu görüşe.

Böylesine saf gül kokusu, Batı toplumlarında masalsı, çarpıcı ve egzotik bulunabilir. Arap-Ortadoğulular içinse gayet tanıdık gelecektir. Burada enteresan olansa niş markalar, öd ağacı ve gül temalı parfümleri muhtemelen Arap-Ortadoğu bölgesi dışındaki dünya insanları için tasarlıyor. Bir Kanadalı bir Rus ya da bir Taylandlı için oldukça farklı anlamlara gelebilecek böylesine hacimli gül kokusu, Suudi Arabistan halkı için olağan gelebilir.

Rose de Taif, ilk on beş dakika iyi performans sergilerken sonrasında tene yakın duruyor. Kalıcılığı idare eder, etrafa yayılımı yüksek değil. Tam bir kış parfümü. Baskın gülü düşünerek kadın kullanımına yakın bulunabilir. Gerçi Perris Monte Carlo herhangi cinsiyet ayrımı yapmamış parfümü pazarlarken. Erkekler tabii ki kullanabilir ama bir parça kadın tarafına yakın duruyor.

EDP formunu kullandığım Rose de Taif’in kokusunu, genellikle ilginç ve farklı markalar için parfümler üreten Luca Maffei tasarlamış. Bir de Extrait versiyonu var Rose de Taif’in. Extrait versiyonu, 2016 yılında The Art and Olfaction ödüllerinde finale kalmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Niche & Co mağazasına teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

29 Aralık 2018 Cumartesi

Giorgio Armani – Armani Eau de Nuit Oud (2016)

İlki 1984 yılında piyasaya sürülen Giorgio Armani’nin klasik erkek parfümü Armani Eau Pour Homme, kokular dünyasındaki eşsiz yerini hala koruyor. 1980’li yılların bu başarılı klasiğinin 2010’lı yıllarda devam parfümleri gelmeye başladı. Armani Eau serisinin son üyesi 2016 yılında raflardaki yerini aldı. Öd temalı yeni Armani’nin ismi Armani Eau de Nuit Oud olarak karşımıza çıktı ve erkek kullanımına yönelik olarak pazarlandı.

Anlaşılan o ki Giorgio Armani, parfümcülüğün son yıllarda parlayan yıldızı öd esansına yatırım yapıyor. Tabii bu alandaki rekabetten geri kalmaması gerektiğinin de farkında muhtemelen. Versace, Hugo Boss ve diğer ana akım markaların öd temalı parfümlerine bir cevap olarak görebiliriz Armani Eau de Nuit Oud’u. Giorgio Armani’nin internet sitesinde “zarif, yoğun, bağımlılık yaratan” olarak tanımlanmış ve oryantal odunsu olarak sınıflandırılmış. İtalyan şıklığını yansıttığı söylenmiş ve iris çiçeğiyle odunsu notalar vurgulanmış.

Armani Eau de Nuit Oud’un açılışı tatlı gül/baharat ve öd ağacıyla gerçekleşiyor. Leziz baharatlardan biber öndeyken, gül gayet doğal ve baş döndürücü verilmiş. Orta kısımda gülün etkisi bir parça azalırken baharatlar varlığını devam ettiriyor. Kakule orta notalarda ağırlığını arttırırken ona safran eşlik etmeye başlıyor. Tabii öd ağacı da geri planda destek veriyor bu ikiliye. Kapanışta safran yok, az miktarda baharat var. Bir parça iris çiçeği ve tonka fasulyesiyle hoş bir kapanış yapıyor.

Armani Eau de Nuit Oud, ismindeki öd ağacının hakkını veriyor kokusunda. Parfümün genelinde öd ağacı, gül, baharatlar ve safranın etkisi oldukça fazla. Ara ara devreye giren iris çiçeği hoş bir sürpriz olarak kompozisyondaki yerini alıyor. Açılışını sevdim, orta kısımdaki safranı tabii ki sevemedim sonlarını başarılı buldum.

Kalite anlamında fena yerde durmuyor Armani Eau de Nuit Oud. Öd ve safran kullanımını başarılı bulmadım, gül, biber ve irisin verilişini sevdim. Tabii ki birçok öd merkezli parfüm gibi karanlık, koyu ve baskın temaya sahip. Parfümün genelinde ödün verdiği sıcaklık hissediliyor. İris ve safran parfüme çiçeksi hava katsa da burada kadınsı çiçeksilikten bahsetmek mümkün değil.

Son olarak Armani Eau de Nuit Oud’u çok sevdiğimi söyleyemem. Biraz Montale’nin parfümlerindeki öd kullanımına benzettim buradaki ödün verilişini. Bence bir şişesini almaya değmez ama tabii ki seçim sizin. Denemeden almayın derim.

EDP formundaki parfümün performansı sınıfta kalıyor. Etrafa yayılımı düşük, kalıcılığı idare eder. Her ne kadar erkek kullanımı için piyasaya sürüldüyse de kadınlar şans verebilir tabii öd temasını seviyorlarsa. Tam bir kış parfümü olduğunu sanırım söylememe gerek yok. Günlük kullanıma da gece çıkmalarına uyum sağlayabilir.

Koku Güzelliği:10/6

16 Şubat 2017 Perşembe

Etro - Man Rose (Yeni Parfüm)

İtalya merkezli modaevi Etro, parfüm işini de epey ağırlık veriyor. Niş segmenetinde kabul edilen Etro’nun parfümlerine 2017 yılı başlarında yeni üye ekleniyor.

Man Rose isimli parfümünün basın duyurusunu yapan Etro, isminden de anlaşılacağı üzere erkekler için gül kokusu tasarlamış anlaşılan. Man Rose’un başka ilginç tarafıysa, içeriğinde Türk Gülü kullanılmış olması. Açıklanan notaları şöyle:

“Bergamot, elemi, biber, kakule, Türk gülü, sardunya, tütsü, paçuli, vetiver, misk, amber, deri, ağaçlar”

Merakla beklemekteyiz yeni Etro’yu…