yeşil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeşil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Temmuz 2023 Pazar

Coty - Aspen (1989)

Tarihi 1900'lü yılların başlarına kadar giden Coty'nin bünyesinde birçok şöhretli marka bulunuyor. Parfümler dünyasının ilk markalarından Coty'nin kendi ürettiği parfümleri ilgi çekmiştir.

1980'li yılların sonunda piyasaya sürdükleri Aspen, yeşil şişesiyle ve Cool Water'ı andıran kokusuyla bir dönem popüler olmuştu. Cool Water'ın Aspen'den bir yıl önce piyasaya sürüldüğünü biliyoruz. Bu iki parfüme ilham veren Green Irish Tweed'in 1985 yılında çıktığını düşünürsek bu üç parfümün küçük çaplı rakip olduklarını söyleyebiliriz.

Aspen'in açılışı ferah yeşil turunçgillerle gerçekleşiyor. Bergamot ve geri plandaki limonu andıran mayhoş narenciyelerden sonra orta kısımda benzer tema devam ediyor. Orta bölümde lavantayı andıran yeşil çiçeklere sucul meyveler eşlik ediyor. Sonlarda misk, sedir ağacı ve meşe yosunuyla kapanış gerçekleşiyor.

Aspen'in yeşil şişesine bakıp aklıma Polo Green geliyor. Aspen, Polo Green'e pek benzemeyen yeşil sucul meyveli ve erkeksi çiçeksi hissettiriyor. Aspen'de çam ağacı yeşilliği bulunmuyor. Aspen bu haliyle ünlü Cool Water'a benziyor. İki parfümü değerlendirdiğimde Cool Water'ın daha kaliteli ve güzel koktuğunu söyleyebilirim. Aspen biraz daha sıradan ve yapaylık sınırında dolaşıyor.

Bu tür parfümlerin günümüzde pek örneği yapılmıyor. Aspen'de fazlaca tatlılık yok. Yeni nesil şekerli yazlık parfümlere pek benzemiyor. Hoş ve erkeksi Aspen'in performansı yüksek sayılmaz. Kalıcılığı normalin biraz altında, etrafa yayılımı zayıf denebilir.

Eau de Cologne formunda. İlkbahar-yaz aylarında kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

18 Haziran 2023 Pazar

Creed - Millesime Imperial (1995)

Creed'in 1990'lı yılların ortalarında çıkardığı Millesime Imperial, özellikle 2000'li yılların başlarında oldukça popüler niş parfümlerdendi. Tabii o zamanlar böylesine büyük niş parfüm rekabeti yaşanmayan yıllardı ve Creed'in her yeni parfümü büyük ilgi uyandırırdı. Tıpkı Erolfa ve Silver Mountain Water gibi.

Millesime Imperial, Creed'in internet sitesinde yumuşak çiçeksi, taze ve sucul olarak sınıflandırılmış. Parfümün resmi tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: "Kokuda altın standart olan bu ferahlatıcı ve canlandırıcı koku, narenciye bahçelerini ve yemyeşil sahil saraylarını çağrıştırır. Zengin olduğu kadar çok yönlü olan Millesime Imperial, güneşte öpülmüş narenciye ve zengin miskin tuzlu-tatlı karışımını takdir eden hem erkekler hem de kadınlar tarafından giyilir. Kraliyet ailesi için uygun olan bu narenciye/taze koku, kendine özgü altın rengi şişe görünümüyle ünlüdür."

Parfümün açılışı ferah bergamot ve menekşeyle gerçekleşiyor. Orta kısımda menekşenin o yeşil havası daha da artıyor. Orta bölümde geri planda deri algılıyorum. Buradaki derinin orris olabileceği de uzak ihtimal değil. Sonlarda miskli orris ve sandal ağacı, parfümün en güzel tarafını oluşturuyor.

Millesime Imperial için yeşil menekşeli bir parfüm diyebilirim. Başlardaki tuzlu turunçgillerden sonra orta kısımdaki parlak menekşe onun uniseks dengede durmasını sağlıyor. Onun hem kadınlar hem de erkekler için pazarlandığını görsek de erkek kullanımına bir parça yakın duruyor. İçeriğindeki menekşe pek kadınsı hissettirmiyor.

Menekşe merkezli parfümlere pek ısınamıyorum ve Millesime Imperial'de bu durumu değiştiremiyor. Kimi Creed severlerin bu parfümde kavun kokusu alması ilginç çünkü bence pek de kavun gibi davranmıyor. Onun yüksek kaliteli olduğunu görüyoruz ve özellikle 1990'lı yılların koku karakterini yansıtıyor. Günümüzün modern bol şekerli turunçgil parfümlerine yakın durmuyor.

Millesime Imperial'i yıllar önce kullanmış oldukça beğenmiştim. Bu sefer ki deneyimimde ona aşık olduğumu söyleyemem. Genel olarak Creed'lerin oldukça yüksek fiyat etiketlerini düşündüğümde Millesime Imperial'in büyük boy şişesini almaya değer mi emin değilim.

Kimi Creed parfümlerindeki her partinin farklı kokması durumu Millesime Imperial'de geçerli olabilir. Denediğim partide yeşil menekşenin önde olması şaşırtıcı çünkü ilk kullandığım partide tatlı kavun temasını algılayabiliyordum.

Millesime Imperial'in metalik kokusu tıpkı sarı metalik şişesini hatırlatıyor. Eau de Parfum formunda. Ne yazık ki performansı yüksek değil. Kalıcılığı normal seviyede olsa da etrafa yayılımı zayıf. Çoğu Creed kullanıcısının bu yüzden Millesime Imperial'i kıyasıya eleştirdiğini görüyoruz.

Kullanıcılar genellikle yazlık dese de bence ılık ilkbahar ve serin yaz akşamları için daha uygun. Kokusunu Olivier Creed ve Pierre Bourdon birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

27 Mart 2023 Pazartesi

Amouage – Epic Man (2009)

“Epic Man, Çin’den Arabistan’a uzanan eski İpek Yolu yolculuğunun birçok efsanesini çağrıştıran odunsu oryantal kokudur. Mistik yolculuğun yol gösterici ışığı olarak o, doğanın her şeyi bilen gücüdür, efsanenin koruyucusudur.”

Amouage’nin 2009 yılında çıkan erkek parfümü Epic Man’in ilgi çektiğini görüyoruz. Birçok niş markanın rekabete katılmasıyla Epic Man’in biraz geri planda kaldığını görsek de markanın başarılı erkek parfümlerinden diyebiliriz.

Yukarıdaki tanıtım cümlelerine ek olarak Epic Man, Amouage’nin internet sitesinde odunsu amber olarak sınıflandırılmış. Epic Man’in tasarımcı burnu Randa Hammami için Amouage şunları söylemiş: “Suriyeli kadın parfümörlerden Randa Hammami, levanten mirasını sıcak, rahatlatıcı ve kararlı şekilde şehvetli koku tarzı yaratmak için kullandı.”

Epic Man’in ilk saniyeleri yeşil sayılabilecek galbanum ve kuru baharatlarla gerçekleşiyor. İlk saniyelerdeki odunsu dumanlı tütsü benzeri yapı orta kısımda da devam ediyor. Orta bölümde odunsu tarafa geçen Epic Man’in sonları reçineli tütsü ve bir parça deriyle tenden ayrılıyor.

Epic Man’in yeşil şişesine bakarak onun keskin yeşil davranacağını tahmin ediyoruz. Başlangıç ve orta kısımda yeşil odunsu izlenim verdiğini anlıyorum. Onun ana damarı reçineli, dumanlı tütsü ve sedir ağacı/deri benzeri yüksek kaliteli yapıdan oluşuyor.

Kalite anlamında iyi yerde duruyor. Birçok nota gayet gerçekçi hissettiriyor. Erkeksi odunsu tema tatlılık barındırmıyor. Bu anlamda yeni nesil modern bol şekerli parfümlere hiç benzemiyor. Gayet şık, takım elbiseye uyabilecek tavrıyla 30-35 yaş üzeri beyefendilere sağlam seçenek olarak görülebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü değil. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor. Genele hitap etmeyen yanını göz önünde bulundurarak denemeden almamanızı önerebilirim.

Koku Güzelliği:10/8

8 Kasım 2022 Salı

Frederic Malle – French Lover (2007)

2000’li yılların başlarında kurulan Frederic Malle parfüm evinin oldukça ses getiren kokularının ardından Estee Lauder’e satılması çoğumuzu bir parça hayal kırıklığına uğrattı. Bağımsız niş markaların küresel parfüm şirketlerine direnemeyip, onlara satılmaları ne yazık ki sonraki süreçte kalite kaybı olarak sonuçlar karşımıza çıkarıyor.

Frederic Malle’nin 2007 yılında bağımsız niş parfüm evi iken piyasaya sürdüğü French Lover, markanın hazinelerinden birisidir. Öncelikle parfümün iki ismi olduğu söylenir. İlk olarak French Lover ismiyle raflara çıkar. Sonrasında nedense Amerika pazarında Bois d’Orage ismi kullanılır. İki isim de bu parfüm aittir, şaşırmayınız.

İkinci olaraksa French Lover’ın doğuşu, doğruluğunu teyit edemediğim hikayeye sahiptir. Bir parfüm platformunda bu parfüm için Frederic Malle’nin ilk olarak Jean Claude Ellena’ya teklif götürdüğü söyleniyor. Ellena bu parfümün kokusu üzerinde bir süre çalışır ve o ara Hermes’in teklifini kabul eder ve orası için çalışmaya başlar. Bu yarım kalan formül içinse Pierre Bourdon’u önerir. Böylece French Lover’a son halini Pierre Bourdon verir. Parfümler dünyasında bu veya benzeri hikayeler anlatılır hatta kitaplarda yazılır ama ne kadar doğrudur bilemiyoruz.

French Lover, Frederic Malle’nin internet sitesinde şöyle tanıtılmış: “Saf erkeksilik. Normalde parfüm kullanmayan, çekiciliğe inanan ve sağlam görünümünün basit, baştan çıkarıcı gücüne güvenen erkek içindir. Yenibahar, melekotu ve ardıç çiçeklerinin baharatlı tazeliği, erkeklerin doğal kokusunu gizemli şekilde zenginleştiren galbanum ve buhur ile harmanlanmış sedir, paçuli ve güve otunun odunsu denizinde erir. Açıkça erkeksi, derin, karanlık, zengin ve çok yönlü.”

French Lover’ın açılışı buruk, kuru, tatlılık barındırmayan otsu yeşil temayla gerçekleşiyor. Tozlu, yeşil şifalı aromatik bitkiler ve bir parça galbanumun buruk ve burnu zorlayan yüksek kaliteli benzersiz buluşması çoğu parfüm sever için uygun olmayabilir ama benim için çok hoş ve heyecanlandırıcı seyahatin ayak izlerini taşıyor. Onun sıra dışı ve sanatsal açılışı 2010’lu yıllardan sonra oluşturulan şekerli, baharatlı, vanilyalı, çocuksu popüler erkek parfümlerine hiç benzemiyor. Onlarca ışık yılı uzaklıktan diğer popüler parfümlere bakan French Lover’ın orta kısmı daha dünyasal ve anlaşılabilir. Ortalarda koyu ve hafiften karanlık reçineli tütsü var sanki. Bu anlarda kuru ve karabiberi çağrıştıran baharatsılık da kendisini iyice gösteriyor. Sonlarda ağaçsı vetiver tarafına doğru yöneliyor. Çam ağacı gibi davranan kapanışta bir parça meşe yosunu olduğunu hissediyorum.

Frederic Malle’nin internet sitesinde French Lover’dan bahsedilirken yenibahar, melekotu, tütsü, sedir, paçuli, meşe yosunu ve vetiver notalarına vurgu yapılmış. Zaten bu notalara bakınca bile nasıl koku formuyla karşılaşacağımız belli oluyor. French Lover, adeta 1970’li yılların erkek parfümlerine öykünmüş. İlginç şekilde onun kokusu asla eski ve modası geçmiş değil. Hafiften Ralph Lauren – Polo yeşil şişeyi anımsatıyor. Artık bu tür aromatik bitkisel tütsü izlenimi veren parfümlere pek rastlamıyoruz. Popüler koku trendleri markaları genellikle aynı tip parfümler üretmeye zorluyor. French Lover bu anlamsız baskıyı kırıp atmış gibi görünüyor.

Kokusal anlamda harika diyebilirim. Kalitesi müthiş. Erkeksi, resmi, şık, gerçekçi ve üst düzey bir parfüm olduğunu kolayca anlıyorsunuz. Onu, güneşli ve serin sonbahar gününde şık İtalyan takım elbise giymiş, Volvo XC90 arabasına binmek için yürüyen 40’lı yaşlarında başarılı bir erkeğin üzerinde hayal ediyorum. İsviçre’nin çam ormanlarıyla çevrili doğasında dolaşırken de muhtemelen French Lover’dan aldığınız aromaları etrafınızda hissedeceksiniz. Bu anlamda kimi parfüm severler onun ismindeki Fransız vurgusunu eleştirmiş. Belki de onun ismi Swiss Lover olmalıydı.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı tenimde gayet iyi, etrafa yayılımı ilk patlama dışında yüksek sayılmaz. Kimi kullanıcılar performansının zayıflığını eleştirmiş ki bazı açılardan haksız sayılmazlar. Eğer bu tür yarı karanlık ağaçsı, yeşil aromatik parfümleri seviyorsanız mutlaka deneme listenize alabilirsiniz. Bu tarzın denediğim en iyi örneklerinden birisi. Tabii kokusunun herkese uymayabileceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Alım kararını vermeden önce muhakkak deneyin.

Koku Güzelliği:10/9

31 Temmuz 2022 Pazar

Giorgio Armani – Eau de Cedre (2015)

Giorgio Armani’nin 1980’li yılların ortalarında piyasaya sürdüğü başarılı erkek parfümü Eau Pour Homme’nin bir nevi devam kokuları 2010’lu yıllarda gelmeye başladı. 2015 yılı çıkışlı Eau de Cedre, bu serinin sevilen parfümlerinden diyebiliriz.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde Eau de Cedre şık, stil sahibi ve orijinal olarak tanımlanmış. Resmi açıklanan notalarında Cardamom Pure Jungle Essence isimli içeriğe yer verilmiş ki ilk defa duyduğumu itiraf edebilirim. Ayrıca kokusunun siyah çay, deri, adaçayı gibi bir arada pek karşılaşmadığımız notalardan oluştuğu iddia edilmiş.

Parfümün başlangıcı yeşil, aromatik narenciyelerle gerçekleşiyor. Bergamot ve limona benzettiğim narenciyelere geri planda aromatik bitkiler eşlik ediyor. Menekşe ve adaçayına yakın duran orta kısımda yeşil çay ve menekşenin ağırlığını arttırdığını görüyoruz. Sonlarda ortalama odunsu temanın varlığından bahsedebilirim.

Eau de Cedre, aromatik, yeşil, menekşe ve çay temasına yakın diyebilirim. Kokusu yeni nesil bol şekerli ve vanilyalı baharat bombalarına hiç benzemiyor. Kendine özgü farklı ve erkeksi kokusu hoş ama menekşeyi pek sevemediğim için burnumu hafiften tırmalıyor. Kalite anlamında fena değil, genel beğeniye de uyabileceğini düşünüyorum.

Eau de Cedre, ilk kullandığımdan itibaren Gucci Pour Homme II’ye benzettiğim az sayıda parfümlerdendi. Şişesinin yeşil olması ilk bakışta yeşil çamsı-odunsu gibi kokacağını hissettirse de o daha çok yeşil çay-menekşe tarafına yönelmiş. Denemeden almanın iyi fikir olmadığını söyleyebilirim.

Eau de Toilette formundaki Eau de Cedre’nin kalıcılığı normal, etrafa yayılımı ilk on beş dakika iyi, sonrasında tene yakın duruyor. Ilık ilkbahar-sonbahar dönemi için uygun denebilir.

Koku Güzelliği:10/6

21 Temmuz 2022 Perşembe

Hermes - Le Jardin de Monsieur Li (2015)

Hermes’in ünlü Jardin serisi parfümlere yenileri eklendikçe, bahçe serisi sevenler olarak daha da mutlu oluyoruz. Harika Nil ve enfes Mediterranee’i tabii ki çok seviyoruz. 2015 yılında Jardin serisi yeni üye kazandı. Diğer Jardinler gibi uniseks kullanıma yakın duran Le Jardin de Monsieur Li açık sarıya yakın şişesiyle çekici arkadaşa benziyor.

Hermes’in internet sitesinde Le Jardin de Monsieur Li’nin tanıtımı şöyle yapılmış: “Le Jardin de Monsieur Li, gerçeklik ve hayal gücü arasında dengelenmiş Çin bahçesini anlatıyor. Gezinmenin düşünceyle birleştiği ve her adımın hayal gücünü özgürleştirdiği bir meditasyon yeri.” Parfümün tasarımcısı Jean Claude Ellena yarattığı bu eser için şunları söylemiş: “Parfümün tasarım sürecinde göletlerin, yaseminin, ıslak taşların, erik ağaçlarının, kamkatların ve dev bambuların kokusunu hatırladım.”

Le Jardin de Monsieur Li’nin açılışı ferah ve leziz tropik meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında kamkat isimli tropikal meyve var. İlk dakikalardaki tuzlu sayılabilecek kaliteli meyveler ilerleyen kısımda devam etmeye çalışıyor. Orta bölümde çiçeksiliğe doğru kayan Le Jardin de Monsieur Li, neyse ki fazlaca kadınsı davranmıyor. Kapanışta taze ve ıslak odunsuluğu çağrıştıran yapı pek sıra dışı değil.

Başlangıcındaki tuzlu meyvemsilikle kendisini rahatlıkla sevdirebiliyor. Parfümün en güzel yeri açılışı diyebilirim. Canlı, neşeli ve enerjik turunçgillerle tropik meyveler onun Jardin karakterini temsil ediyor. Orta bölümde Ellena’nın uzmanı olduğu tuzlu, ıslak taşları andıran yapı gayet güzel ve benzersiz. Her ne kadar sonlara doğru durağanlaşsa da hoş ve herkesin sevebileceği, kolay kullanılabilecek yapısıyla başarılı bir yazlık denebilir.

Le Jardin de Monsieur Li bana göre serinin diğer harika parfümleri Nil ve Mediterranee kadar şahane değil. Monsieur Li diğer Jardinler kadar etkileyemedi beni. Kötü değil ama ortalama meyvemsi parfüm hissiyatı verdi. Kavunu andıran meyveleri seviyorsanız Monsieur Li’yi denemenizde fayda var.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli sayılsa da etrafa yayılımı düşük denebilir. İlkbahar-yaz kullanımına yakın duruyor. Hem kadınlar hem de erkekler rahatlıkla üzerinde taşıyabilir. Günlük kullanıma, rahat kıyafetlere yakışacaktır.

Koku Güzelliği:10/7

16 Temmuz 2022 Cumartesi

Givenchy – Xeryus (1986)

1980’li yıllar parfümler tarihinin en zengin ve başarılı dönemi olarak değerlendirilebilir. Parfüm çeşitliliğinin 2020’li yıllar kadar fazla olmadığı 1980’lar Altın Dönem olarak görülüyor. Gerek kalite gerekse yaratıcılık anlamında eşine az rastlanan 80’ler parfüm ekolünden günümüze gelen Xeryus, Givenchy’nin şöhretli klasiklerindendi.

Koku bağımlılarının yakından bildiği Xeryus, erkeksi parfümlerin öne çıkan isimlerinden birisi. Givenchy’nin koyu lacivert ilk şişenin üretimini bitirdiğini görüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda şeffaf şişeyle tekrardan raflara çıkan Xeryus’un kokusunun yeni şişeyle reformüle olduğunu düşünmek falcılık sayılmaz.

Bendeki eski koyu lacivert şişedeki Xeryus’un açılışı antik turunçgil meyvelerini andırıyor. Hüzünlü bergamota aromatik Akdeniz otları eşlik ediyor. İlk dakikalar ferah sayılabilecek nostaljiyle gerçekleşiyor. Orta kısımda büyük değişim görünmüyor. Buruk vintage aromatik otlara yuvarlak hatlı baharatlar ekleniyor. Sardunya, lavanta, ardıç ve yumuşak odunsularla sonlara geliniyor. Kapanışta odunsu ve amberli yapı dikkat çekiyor.

Xeryus, anlatması zor aromatik fujerlerden birisi denebilir. Buruk, aromatik ve nostaljik davranan turunçgil-lavanta-aromatik otlardan oluşan ana yapı 2020’li yılların koku trendlerinin çok uzağında. Xeryus kendine has erkeksi klasiklerin yolundan gidiyor. Xeryus’un ana omurgası bizi Drakkar Noir, Ralph Lauren – Safari, Hugo Boss – Number One, Gucci – Nobile gibi maskülenlerin zaman dilimine ışınlıyor. Onu sevmek ve kullanmak, 2000 yılı sonrası doğan erkekler için pek mümkün görünmüyor. Belki 40 yaşından sonra onun mesajını anlayabilirler.

Temiz, hafiften sabunsu kokan Xeryus, bana yakın olmasa da bu tarzın en iyi örneklerinden olarak kokular tarihindeki yerini alıyor. Eğer olgun ve baba parfümü arıyorsanız Xeryus emrinize amade bekliyor.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. İlkbahar-sonbahar günleri için gayet uygun. Hatta dört mevsim kullanılsa hiç sorun yaratmaz.

Koku Güzelliği:10/6.5

10 Temmuz 2022 Pazar

Dolce&Gabbana – Light Blue Pour Homme (2007)

Dolce&Gabbana’nın sevilen kadın parfümü Light Blue’nun başarısının ardından altı sene sonra erkek versiyonu raflardaki yerini aldı. Light Blue Pour Homme’nin genel konsepti, kadın versiyonundaki gibi ferah ve hafif yaz parfümü temasına yakın denebilir.

2008 yılında FIFI tarafından yılın en iyi lüks erkek parfümü ödülünü alan Light Blue Pour Homme, Dolce&Gabbana’nın internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Dolce&Gabbana’dan yaşam sevincinin ve baştan çıkarmanın özü. Dolce&Gabbana erkeği için üretildi: Sağlıklı vücudunu sporla geliştiren, kendine bakmayı seven, şehvetli ve modern biri. Parfüm, baştan çıkarmak için mükemmel bir oyun alanı olduğunu düşündüğümüz Akdeniz’in taze, baharatlı ve şehvetli kokularını yakalar.”

Parfümün açılışında ferah ve yeşil temaya yakın turunçgillerle karşılaşıyoruz. Mandalina ve greyfurtun karışımını andıran leziz meyvelere orta kısımda sucul yapı ve ferah baharatlar ekleniyor. Sonlarda çok farklı davranmayan miskli odunsu notalarla kapanış yapılıyor.

Light Blue Pour Homme, ismi gibi hafif ve deniz temasını burnunuza sunuyor. Hoş turunçgil meyveleri hafiften yeşil davranıyor. Bu taze ve giymesi kolay arkadaşı kadın-erkek kim koklasa beğenecektir. İşlevsel ve güvenli kokusu yaz sıcakları için ferahlatıcı olabilir.

Tabii hayat hiçbir zaman toz pembe değil. Light Blue Pour Homme’nin genel yapısı çok tanıdık. Uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağa benziyor. Kokusu yüksek kalite hissiyatı vermiyor. Eğer Polo Blue EDP, Acqua di Gio, Versace Pour Homme, L’eau d’Issey Pour Homme gibi parfümleri seviyorsanız, Light Blue Pour Homme’yi de sevebilirsiniz.

Bu taze ve yeşil meyvemsi arkadaşın performansı zayıf diyebilirim. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı başarılı değil. Eau de Toilette formunda. Tam bir yaz parfümü.

Koku Güzelliği:10/6.5

4 Temmuz 2022 Pazartesi

Tom Ford – Costa Azzura (2021)

Müthiş başarı hikayesine dönüşen Tom Ford’un moda yolculuğu, parfümleriyle de taçlanmaya devam ediyor. Dünya çapında ses getiren ve sevilen parfümleriyle Tom Ford markası onlarca yeni kokusuyla rakiplerini ürkütürken, bizleri de merak içinde bırakıyor. Her yeni Tom Ford parfümü neredeyse arzu nesnesi haline dönüşüyor.

İlk olarak özel seride karşımıza çıkan Costa Azzura, bir süre sonra Tom Ford’un normal koleksiyonunda aynı isimle yerini aldı. Bu garip durumu Tom Ford ara ara yapsa da Costa Azzura yine de ilgi çekmeyi başardı. Tom Ford’un internet sitesinde Costa Azzura şöyle tanıtılmış: “Deniz havası, taze aromatik notalar, yeşil ağaçlar, narenciyenin güçlendirici havası sahneyi belirler ve derin odunsu kokuları karıştırır.” Narenciye olarak sınıflandırılmış. Üç öğe öne çıkarılmış: selvi, limon ve meşe ağacı.

Costa Azzura’yı ilk sıktığınızda yeşil lavantayı andıran keskin turunçgillerle karşılaşıyoruz. Aromatik otların eşlik ettiği ilk dakikalar ferah ve neredeyse eski kafa bergamotlu fujerleri andırıyor. Orta kısımda ferah sucul baharatlar ve odunsular merkeze geçiyor. Hafiften tuzlu davranan orta bölümün ardından sonlarda sakin odunsu tema öne çıkıyor.

Costa Azzura’yı kimileri St. Tropez adasında tatil yapan zengin iş adamı kokusuna benzetmiş, kimisi de paranın kokusuna yakın bulmuş. Parfümün genelindeki lüks hava algılanabiliyor. Tom Ford çoğu eserinde bu kalite hissini vermeyi başarıyor. Bana göre Costa Azzura, lavantamsı eski tarzı andıran aromatik odunsu bir arkadaş. Genel yapısını kendime yakın bulmasam da bu tip kokulardan hoşlanan erkeklerin seveceğini düşünüyorum.

Tatlılık ve şekerlilik az. Modern parfümlerin tekrar ettiği şekerli narenciyeyi gündemine almamış. Bu anlamda çok genç işi koktuğu söylenemez. Deniz kenarındaki tatil yöresinden ilham almış ve ara ara tuzlu yosun temasını size veriyor.

Costa Azzura erkek kullanımına yakın duruyor. Performansı ne yazık ki iyi değil. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı ilk patlama dışında zayıf denebilir. İlkbahar-yaz döneminde kullanmak iyi fikre benziyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

23 Haziran 2022 Perşembe

Hermes – Concentre d’Orange Vert (2004)

“1979’da Françoise Caron tarafından yaratılan ve sabah çiyiyle nemlenmiş çalıların kokusundan ilham alan Eau d’orange verte, o zamandan beri Hermes’in kendine özgü tazeliğiyle amblem gibi öne çıktı. Narenciye notalarının patlaması olarak tasarlanan portakal, yapraklar, limon, mandalina, nane ve frenk üzümü tomurcuğu ile desteklenir. Koku, meşe yosunu ve paçuliden oluşan eşsiz bir yayılımla karmaşıklığını ortaya koyuyor.

Kolonya koleksiyonu, Hermes’in yaşam sanatını yansıtır. Basit, ışıltılı zevklerin cömert, mecazi ifadeleri olan her Hermes kolonyası, koku almanın enstantane görüntüsüdür.

Concentre d’Orange Vert, odunsu imzayla bir portakal patlaması ile desteklenen tazelik.”

Hermes’in 2004 yılında çıkan Concentre d’Orange Vert isimli parfümü, kökleri eskilere dayanan kolonya serisinin üyesiydi. İlk Eau d’Orange Vert müthiş bir narenciye kolonyası kıvamındaydı fakat kalıcılığı ve etrafa yayılımı çok zayıftı.

Bu şikayetleri dikkate alan Hermes, Concentre d’Orange Vert’i çıkararak, orijinalin biraz daha güçlü versiyonunu dünyaya getirmiş oldu. Hermes’in internet sitesinde kuru-baharatlı olarak sınıflandırılmış. Üç öğe öne çıkarılmış: portakal, paçuli, sedir ağacı.

Concentre d’Orange Vert’in ilk saniyeleri asidik ve biraz nostaljik davranan narenciyelerle gerçekleşiyor. Yüksek kaliteli ve ekşi portakala geri planda tozlu bergamot ve limon destek veriyor. Orta kısımda turunçgil ana yapı devam ediyor. İlerleyen saatlerde yeşil ve naneyi andıran taraf öne çıkıyor. Sonlarda o kadar zayıf ki, onu algılamak oldukça güç.

Concentre d’Orange Vert, asidik limon-portakal tazeliğini burnumuza taşıyor. Kompozisyonun tamamı Hermes kalitesini yansıtıyor. Gerçekçi ve ferah koku formu, yaz kullanımı için gayet uygun. Temiz, hafiften nostaljik ana yapı, kimi zaman rom-votka kokusunu çağrıştırıyor. Muhtemelen naneden gelen soğuk hissiyat nedense içki temasını aklıma getiriyor.

Eğer Dior – Eau Sauvage, Annick Goutal – Eau de Sud, Guerlain Homme tarzı parfümleri seviyorsanız, size uygun olabilir.

Yüksek kaliteli ve gerçekçi form güzel ama fazlaca tekdüze ilerliyor. Eau de Toilette olmasına rağmen performansı yüksek değil. İki versiyon arasında seçim yapacak olsaydım ilk Eau de Orange Vert’i tercih ederdim.

Hem kadınlar hem de erkekler kullanabilir. Kokusunu Jean Guichard tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

19 Nisan 2022 Salı

Hermes – Un Jardin en Mediterranee (2003)

“Zevk bencildir. Lüks, paylaştığınız bir şeydir. Tüm sanat dalları gibi parfümerinin amacı, duyusal haz uyandıran ürünler yaratmaktır. Bir erkek ve bir parfüm bestecisi olarak, bunu vermek için yaptığım işten zevk almalıyım: Şaşırtmanın, çağrıştırmanın, ima etmenin zevki… Parfüm, kokuların içindeki bir hikaye, bazen hafızadaki şiirdir.

2003 yılında Hermes için hazırladığım Un Jardin en Mediterranee’nın ilhamı, Leila Menchari’nin Tunus’ta Akdeniz kıyısındaki bahçesinden geldi. Hikaye basitçe başladı: Gülümseyen genç bir kadının incir yaprağını yırtıp koklaması… O anı yakalarken bir seçim yaptım, incir yaprağının kokusu Akdeniz’in simgesi oldu.

Birkaç gün sonra laboratuvarıma döndüğümde, paylaşılan bir duygunun deneyiminden yola çıkarak ve notlarımı hafızamı canlandırmak için kullanarak bu parfümün ana hatlarını oluşturdum.

Tabii ki, bahçenin ortam kokusunu örneklemek için sofistike headspace tekniğini kullanabilirdim. Bununla birlikte işleri bu şekilde yapmak, bir anlık görüntü, bir yerin duygusal tonu hakkında hiçbir şey göstermeyen ruhsuz bir fotoğraf çekmek gibidir. Bu alet, doğanın taklidi, algının ve yaşanmış duygunun soluk taklidinden başka şeyi temsil etmeyen köhne yapaylıktır. Figüratif parfümleri yeniden yaratmaya çalışmak için bu analitik yöntemi kullanmak, kompozisyonları, zihnin yaratımlarını değil gül, yonca, menekşe gibi karışımların kokularıyla on dokuzuncu yüzyılın parfüm tariflerini hatırlatıyor.”

Hermes’in 2003 yılında başlattığı “Jardin” isimli parfüm serisi 2022 yılına gelindiğinde altı üyeye ulaştı. Parfüm severlerin oldukça ilgi gösterdiği Jardin serisi parfümlerin ilk üyesi Un Jardin En Mediterranee idi. Müthiş parfümör Jean Claude Ellena’nın tasarladığı Un Jardin En Mediterranee’in oluşturulma aşamasını, kendi yazdığı kitabı “Kokuların Simyası”nda yukarıdaki cümlelerle anlatıyor. Un Jardin En Mediterranee, Hermes’in internet sitesinde ferah, narin olarak tanımlanmış. Parfümün kısa tanıtım cümlesinde incir ağacı, bahçe, Akdeniz lezzetleri ve su temasından bahsedilmiş.

Parfümün ilk dakikalarında kuru incir yaprağını andıran tozlu odunsu yapı size merhaba diyor. Örneğine pek rastlanmayacak başlangıcından sonra orta bölümde taze, sade, yüksek kaliteli tuzlu meyveler ve çiçekler karşımıza çıkıyor. Orta kısımda ferah, mayhoş turunçgil meyveleri (bergamot, limon ve portakal) bir parça önde gibi. Çiçekler ağır ya da kadınsı değil, soyut ve sucul denebilir. Sonlarda miskli odunsular yine kalite anlamında iyi iş çıkarıyor.

Un Jardin En Mediterranee, aromatik, ferah, canlı, pozitif, yeşil turunçgilli bir eser. İncir teması parfüme ilham verse de yoğun kullanım yok. Parfümün ağırlığını tuzlu, yüksek kaliteli mayhoş Jean Claude Ellena turunçgilleri oluşturuyor. Üstat Jean Claude Ellena, bu tür muhteşem turunçgil parfümlerinin uzmanıdır ve Un Jardin En Mediterranee de onun erken dönem eserlerinden birisi denebilir. İşin ilginç ve hoş tarafı Un Jardin En Mediterranee, kokusal anlamda Jardin serisinin ünlü eseri Un Jardin Sur Le Nil’e benziyor. Onun içinde Terre d’hermes’in erken ipuçlarını bile yakalayabiliyorsunuz.

Un Jardin En Mediterranee şüphesiz harika bir parfüm. Yıllar önce onu kullanmış ve beğenmiştim. Bu seferki kullanımda çok sevdim. Saf, temiz, duru, sucul ana yapı, Jean Claude Ellena estetiğinin yüksek kaliteli örneği Un Jardin En Mediterranee’de vücut buluyor. Kullanması ve sevmesi kolay bu eser, günümüzün yeni nesil ferah parfümlerinden farklı yerde duruyor. Onun minimal sanatsal yapısı, birçok birbirine benzeyen piyasa parfümünden farklı denebilir.

Jean Claude Ellena, bir söyleşisinde kendi eseri hakkında şunları söylemiş:

“ Koku kelime ise parfüm edebiyattır. Problem kelimelerin seçimidir, onları bir araya getirip düzene sokmak ve çoklukla yazmak istediğiniz ifadeye varmaktır. Fikir mevcuttur fakat onu tamamlamak zaman alabilir. Bazen sadece kısacık bir sürede üç günde de olabilir. İşte, bu tam da Leila Menchari’nin Tunus Hammamet’teki bahçesinde gerçekleşmiş olandır. Un Jardin en Mediterranee adlı bir parfümü yaratmak durumundaydım. Kurtulmak zorunda olduğum klişeler vardı – yasemin ve portakal çiçeği- ve kendimi uykusuz gecelerde ve tereddütler içinde, boş beyaz sayfalara bakarken buldum. Bir tek Giono’nun yazısı vardı, aşina olduğum bir arkadaş, huzursuzluğa karşı bir tılsım ve yaptığım herşeyde kullandığım bir örneklem, o yardımsever bir baba gibiydi. O süreç çok rahatsız edicidir ancak birşeyler bulmak için de gerekli, bir anlam ifade eden kokuya özgü işaret, Akdeniz’i akla getiren birşey. O gün, genç bir kız bir bardak şampanyanın içinde, gülümseyerek incir yaprağı kopartır ve aniden işte işaret oradadır. Bu koku güçlü sembolik işarettir ve bir anlamı vardır. İncir ağaçları bütün Akdeniz’de bulunur ve onun kokusu tüm erkekleri bir araya getirir. Gidecek bir yön bulunca, sadece anlatacak bir hikayeye ihtiyacım kalmıştı. Bir kompozitör veya bir ressamla mukayese edildiğinde kendimi bir nevi parfüm yazarı gibi hissettim ve bu bana daha doğru gibi geldi. Koku sözlüğünde on bin molekül vardır; müzik sadece yedi nota ister, ressam üç ana üç ara renge ihtiyaç duyar.”

Un Jardin En Mediterranee, Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare ederken, etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. İlkbahar-yaz dönemi için iyi seçeneklerden birisi. Uniseks olarak piyasaya sürülmüş. Hafiften kadın tarafına yakın dursa da böyle şeyleri umursamayan erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/8

13 Mart 2022 Pazar

Issey Miyake - L'Eau Bleue d'Issey Pour Homme (2004)

Japonların moda tasarımı sektöründeki gururu Issey Miyake markasının 1994 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü L’Eau d’Issey Pour Homme büyük başarı yakalamıştı. Sade ve ferah kokusuyla çok sevilen bu eserin ilerleyen yıllarda devam kokuları gelmeye başladı. L’Eau d’Issey isimli birçok devam versiyonunun ardından 2004 yılında mavi şişesiyle Bleue adında yeni parfüm raflara çıktı.

Odunsu aromatik olarak sınıflandırılan L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme’yi ünlü parfümör Jacques Cavallier tasarlamış. Parfüm severlerin ilgi duyduğu eserlerden olan L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme’yi uzun yılların ardından tekrar denemek hoş bir tecrübeydi.

Parfümün ilk saniyelerinde yeşil aromatik şifalı Akdeniz otları (biberiye ağırlıkta) ve bergamot benzeri turunçgillerle karşılaşıyoruz. Hafiften burnu tırmalayan sıcak açılıştan sonra orta bölümde yeşil karakter devam ediyor. Pembe biberin öncülüğündeki keskin baharatlara geri planda servi, ardıç ve lavanta destek veriyor. Sonlarda odunsu karakter belirginleşiyor. Sedir ağacı ve çam ağacını andıran odunsulukla kapanış yapılıyor.

L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme ilk dakikalardan sonlara kadar yeşil kokan bir arkadaş. Şişesinin ve isminin mavi olmasına aldanıp, ferah deniz teması beklemeyin. L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme, sıcak Akdeniz otları ve yine sıcak baharatlardan oluşan çamsı nüanslar barındıran, kimi zaman terebentin yağını andıran yapısıyla Frederic Malle’nin French Lover’ını andırıyor. Bu tür yeşil odunsu kokuları seviyorum ve L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme’yi de oldukça beğendim.

Yeni nesil şekerli vanilyalı erkek parfümlerine hiç benzemiyor. Kendine özgü karakteri olan, koku trendlerine uzak duran, erkeksi ve güçlü tarafını göstermekten çekinmeyen L’Eau Bleue d’Issey Pour Homme kullandığım en iyi Issey Miyake parfümlerinden birisiydi diyebilirim. Kimi kullanıcıların kokusunu yapay bulduklarını okuyoruz. O kadar da rahatsız edici gelmedi bana yapay tarafı.

Eau de Toilette formunda olmasına rağmen performansı hiç fena değil. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz üzerinde. Serin ilkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/7

20 Şubat 2022 Pazar

Loewe – 7 (2010)

1846 yılında kurulan Loewe’nin 175 yılı aşan tarihi şüphesiz önemli ve değerli. Deri yapım kolektifi olarak başlayan Loewe markası, bugün küresel lüks ürünler üreten ve oradan da tabii ki parfümlere uzanmış durumda.

Loewe’nin ilk parfümlerinin 1970’li yılların başlarında raflara çıktığını biliyoruz. Dünya parfümler tarihine büyük klasikler bırakamadıklarını söyleyebiliriz. Yine de parfüm severlerin ilgisini çeken bir marka ve Loewe 7, onların modern kokusal tasarım dilini gösteren çalışmaya benziyor. Loewe’nin internet sitesinde 7 isimli parfüm hakkında pek detay verilmemiş. 7’nin tanıtımı şöyle yapılmış: “Orijinal ve yoğun LOEWE 7 Eau de Toilette, tütsü, kırmızı biber meyveleri ve kırmızı elma dahil yedi bileşenden oluşur. Koku, gece mavisi metalik gölgeli yarı opak cam şişede gelir.”

7’nin başlangıcı yeşil sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah ve aromatik ilk dakikalardan sonra dumansı baharatlar ve odunsu tütsüye rastladım. Baharatların ağırlığını kara biberin oluşturduğunu düşünüyorum. Biberin yanında kuru tütsü parfümün önemli unsurlarından. Kapanışta tütsü yoluna devam ederken plastiğimsi sedir ağacı benzeri odunsuluk noktayı koyuyor.

7’yi büyük resim olarak düşünürsek odunsu-tütsülü-baharatlı ana yapıyı görebiliriz. Gayet kaliteli ve modern 7’nin aromatik yönü ağır basıyor. Baharat ve tütsü ağır, şekerli ve bıktırıcı şekilde verilmemiş. Gayet açık notalar karanlık ya da gotik değil. Tütsünün verdiği dumansılığı severim ve buradaki kullanım hiç fena değil. Kimi kullanıcıların 7’yi Encre Noire’ye benzetmesi gayet normal. Parfümün tek kusuru sedir ağacını andıran odunsuların hafiften yapay/plastiğimsi verilmesi.

Encre Noire daha koyu, karanlık, kasvetli ve mürekkebimsi kokarken 7 daha günlük ve hatta ofis-işyeri kullanımına yakın duruyor. Çok saldırgan ya da güçlü değil. Deneyen çoğu kişinin beğenebileceği yapısı sayesinde övgüler alabilirsiniz. Hissedilir orandaki erkeksi yapısı ve temiz-duru kokusuyla yeni nesil bol şekerli erkek parfümlerinden rahatlıkla ayrılıyor. Karakteri olan güzel bir parfüm.

Eğer Comme des Garçons – 2 Man ve Kyoto, Azzaro – Visit gibi parfümleri seviyorsanız 7’ye şans verebilirsiniz. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare ederken, etrafa yayılımı zayıf. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

10 Kasım 2021 Çarşamba

Ermenegildo Zegna – Haitian Vetiver (2014)

Ermenegildo Zegna’nın 2012 yılında başlattığı Essenze isimli parfümleri, markanın özel serisi olarak düşünebiliriz. Yüksek kaliteli içeriklerle niş parfümlere rakip fiyatlara satılan Essenze serisinin kimi kokularının oldukça ilgi çektiğini görüyoruz. Zegna’nın internet sitesindeki 250 dolarlık fiyat etiketi Essenza’ların neredeyse Creed’lerle yarışmaya çalıştığını gösteriyor.

Haitian Vetiver, Essenze serisinin biraz geri planda kalmış eserlerinden birisi. Vetiver merkezli parfümlerin kaderinin çoğu zaman geri planda kalmak olduğunu iddia etmek yanlış olmayabilir. Haitian Vetiver’de kullanılan vetiverin Zegna için Haiti’nin güneybatısındaki Les Cayes’de özel üretildiğini öğreniyoruz. Haitian Vetiver’de ayrıca, diğer Essenze parfümlerinde kullanılan ve Zegna bergamotu olarak bilinen öğe de kullanılmış. Açıklanan notalarındaki en ilginç kısım ise havuç tohumu.

Haitian Vetiver’in ilk saniyeleri tabii ki bizi şaşırtmıyor. Yüksek kaliteli, nemli, taze, köksü ve yeşili andıran temiz vetiver karşımıza çıkıveriyor. Şık ve cansız vetivere orta kısımda biraz iris çiçeği ekleniyor. Parfümün yönünü iris çiçeğine çeviremeyen bu dokunuşun ardından kapanışta kuru paçuli noktayı koyuyor.

Vetiver merkezli parfümlerle aram harika olmasa da kötü de diyemem. Vetiver temalı parfümler genellikle aynı kokar bana ve sıra dışı örnekler dışında temiz, köksü, sabunsu, nemli vetiverle karşı karşıya kalırız. Haitian Vetiver’de gelenek bozulmuyor. Basit, düz, zarif vetiver öğesi çarpıcı ya da yaratıcı değil. Sakin, barışçıl, odunsu sayılabilecek vetiver, bu temanın sevenleri tarafından muhtemelen talep görecektir. Bu tür davranan vetiver parfümlerini hemen her kıyafetle giymek kolaydır ve çoğu ortama uyum sağlar.

Vetiver parfümlerinin bir diğer kaderi ise Guerlain’in efsanevi vetiver parfümüyle kıyaslanmaktır. Haitian Vetiver kimi kullanıcıların belirttiği gibi Guerlain – Vetiver’e benziyor. Oysa Encre Noire gibi daha ilginç vetiver yorumlarına öykünmesini isterdim. Bu haliyle denediğim en şık ve kaliteli vetiver parfümlerinden birisi olduğunu itiraf edebilirim. Büyük boy şişesini almak için peşinde koşmaya ise değeceğini sanmıyorum.

Eau de Toilette formundaki Haitian Vetiver’in performansını beğendim. Kalıcılığı yeterli, tende ise yeterince dirençli duruyor. Erkek kullanımına yakın sayılır. Kokusunu Marie Salamagne ve Harry Fremont’un birlikte tasarladığına yönelik bilgiler var. Aromatik ve neredeyse ferah yapısı düşünülünce ilkbahar-yaz döneminde kullanmanın iyi sonuç vereceğini söylemek isterim.

Koku Güzelliği:10/7

31 Ekim 2021 Pazar

Loewe – Esencia Pour Homme (1988)

Loewe’nin, deri ürünler, giysiler, parfümler ve diğer moda aksesuarları konusunda uzmanlaşmış İspanyol lüks moda evi olduğunu biliyoruz. 1970’li yıllara kadar uzanan parfüm geçmişiyle Loewe, çok popüler olamasa da arkasında esaslı klasikler bırakmış. Markanın 1988 yılı çıkışlı erkek parfümü Esencia Pour Homme, kokular dünyasının saygı gören klasiklerinden olmayı başardı.

Loewe’nin internet sitesinde Esencia’nın, insanlığın yaşam kodu DNA’dan ilham alınarak tasarlandığını öğreniyoruz. Eau de Toilette versiyonun iki yüzden fazla elementin birleşiminden oluşturulduğu vurgulanmış. Ayrıca vetiver, lavanta ve tarhun notalarının öne çıkarıldığını görüyoruz.

Esencia Pour Homme’nin başlangıcı yeşil lavanta ve bergamot ikilisiyle gerçekleşiyor. Pek ferah sayılamayacak aromatik otsu üst notaların eski haline göre biraz seyreltilmiş olduğunu düşünüyorum. Orta bölüme geçildiğinde yeşil karakterin devam ettiğini izliyoruz. Orta kısımda aromatik baharatların, buruk Akdeniz otlarının ve meşe yosununun dansına tanık oluyorum. Harika ve hafiften dumansı sayılabilecek orta bölümden sonra kapanışta odunsu notaların yoluna devam ettiği iddia edilebilir.

Esencia, yeşil aromatik erkeksi, eski tarz parfümlerin en iyi örneklerinden birisi olarak kabul edilebilir. Benim de oldukça sevdiğim bir gruptur bu arkadaşlar. Ralph Lauren – Polo (yeşil şişe), Paco Rabanne Pour Homme, Jacques Bogart – Bogart, Van Cleef & Arpels – Tsar gibi harika parfümlerin segmentindeki Esencia, tabii ki yüksek kaliteli ve 1970’li yılların koku formunu tekrarlıyor. Bu anlamda yeni nesil bol şekerli erkek parfümlerle en ufak benzerlik taşımıyor.

Kokusal olarak çoğu kullanıcı Esencia’yı Polo yeşil şişeye benzetiyor fakat bence yeşil karakterleri dışında Polo deri-paçuli parfümüne dönüşüyor. Esencia ise ardıç-meşe yosunu hattında ilerliyor. Polo’dan ziyade Paco Rabanne Pour Homme ve Bogart’a daha yakın duruyor Esencia.

Esencia, erkeklerin dünyasına özel, hafiften maço, kendine özgü tavrı olan, herkesin sevemeyeceği, kırk yaş üzeri erkeklere hitap eden çok hoş sabunsu, temizlik hissi veren yeşil ağaçsı, çamsı bir parfüm. Eğer bu tarz kokulara ilginiz varsa sağlam seçenekle tanışmış durumdasınız. Yok ben 2010’lu yılların ambroksan/tonka fasulyeli bıktırıcı şeker bombası piyasa parfümlerine yakınım diyorsanız, o zaman Esencia’nın yanından bile geçmeyin.

Kullandığım Eau de Toilette versiyonuydu. Yakın zamanda Esencia’nın Eau de Parfum formu da çıkmış. Onu ılık-serin ilkbahar günlerine yakıştırıyorum.

Koku Güzelliği:10/7.5

8 Ağustos 2021 Pazar

Clinique – Happy For Men (1999)

Clinique’nin 1998 yılı çıkışlı kadın parfümü Happy’den bir yıl sonra erkek versiyonu raflardaki yerini aldı. Clinique’nin Aromatics Elixir’den daha başarılı parfümü bir türlü gelemese de Happy’ler kısa süre parlayıp, sonrasında unutulmaya yüz tuttular.

Happy For Men, turuncu ve basit şişesiyle tıpkı ismi gibi insana mutluluk veren bir parfüm olarak zihnimde kalmış. Parfümün resmi tanıtımında şu cümleler yer almış: “Clinique Happy For Men, taze, canlı, enerjik… Turunçgillerden bir demetin odunsu notalarla baştan çıkarıcı flörtü. Sadece spreyle ve mutlu ol. Çünkü tüm eğlenceyi ve mutluluğu sadece kadınlar yaşamamalı.”

Happy For Men’in ilk saniyeleri dinamik ve ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Açılıştaki leziz ve mayhoş turunçgillerin portakal ile mandalinanın karışımı olduğunu düşünebiliriz. Orta bölümde turunçgiller tek düze hale gelirken bir parça yapay deniz-su esintisi kokuya tazelik katıyor. Sonlarda büyük değişim gözlenmiyor. Turunçgillere misk ve odunsu notalar eşlik ediyor.

Happy For Men, harika turunçgilli başlangıcını mandalina, misket limonu ve taze yeşil temaya borçlu diyebilirim. Orta bölümdeki yapay çiçeksi havanın ise frezya benzeri beyaz çiçeklerden geldiğini düşünebiliriz. Zayıflayan sonlardaysa odunsu notaların çok ilginç olmadığını görüyoruz.

Güzel başlayan, ilerleyen saatlerde yapay nane-çiçek-deniz (calone) bölümüyle parfümden soğumama sebep olan bütüne bakarsak, basit, tek düze, gerçekçi kokamayan Happy For Men, eski anılarımı canlandırmama yardımcı oldu fakat kalite anlamında iyi yerde duramadığını hissettirdi.

Turuncu şişeye bakarak parfümün narenciye merkezli olduğunu görüyoruz. Bu anlamda genel pazarlamada tutarlılık sağlanmış. Oysa ki son yılların en iyi turunçgil parfümlerinden Terre d’Hermes’in ortaya çıkmasıyla, narenciye temalı kokular ciddi kan kaybı yaşamaya başladı. Terre d’Hermes, müthiş kalitesi ve doğallığıyla turunçgil parfümlerinin yeni nirengi noktası oldu adeta. Terre d’Hermes’e bakarsak, Happy For Men fazlasıyla basit, çocuksu ve şık olmaktan uzak ana başlıklarında değerlendirilebilir.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı az sayılır. Etrafa yayılımı zayıf ne yazık ki. İlkbahar-yaz dönemine uygun denebilir.

Koku Güzelliği:10/6

14 Haziran 2021 Pazartesi

Gucci Pour Homme II (2007)

Temeli 1976 yılında atılan Gucci Pour Homme isimli erkek parfümleri, kokular aleminin müdavimleri için her zaman ilgi çekmiştir. İlk Gucci Pour Homme’yi 1976 yılında Guy Robert tasarlamıştı. İlerleyen yıllarda üretimi bitirilen ilk Gucci Pour Homme’den sonra 2003 yılı çıkışlı yeni versiyon raflara çıkmıştı. Bu harika parfümü kullanma şansına nail olmuş kişilerdenim. Üzücü şekilde 2003 yılı çıkışlı yeni Gucci Pour Homme’nin de üretimi bitirildi. Parfümseverlerin büyük tepkisini alan bu karardan sonra 2007 yılında piyasaya sürülen Gucci Pour Homme II’ye gözler çevrildi. Artık bulunması neredeyse imkansız hale gelen 2003 yılı çıkışlı Gucci Pour Homme’nin devamı olarak görülse de kokusal anlamda Gucci Pour Homme II ile pek benzerlik taşımıyorlar.

Gucci Pour Homme II’nin tanıtımında, selefinin (Gucci Pour Homme) aynı muhteşem, zarif ve erkeksi özelliklerini koruduğundan bahsedilmiş. Farklı olarak Gucci Pour Homme II’nin daha parlak ve daha hafif koktuğu vurgulanmış. Parfümün açılışında yeşil meyveli menekşe ve baharatlar karşımıza çıkıyor. Ferah olmayan ilginç ve neredeyse sucul tema, orta kısımda yumuşak başlı baharatlara eviriliyor. Orta bölümde dumansı yeşil baharatlara tütün ekleniyor. Yine orta bölümde parfümün en ilginç notası çay da kendisini gösteriyor. Sonlarda hoş odunsu notalarla kapanış yapılıyor.

Gucci Pour Homme II, daha önce benzerine rastlamadığım enteresan koku profiline sahip. Yeşil meyvemsi ozonik-sucul tütün-baharat tarafına yakın duruyor. Buradaki meyvemsilik, menekşe sıcaklığına sahip. Gucci’ye göre Pour Homme II’de kırmızı biber, tarçın, çay ve zeytin ağacına vurgu yapılmış. Kimi kullanıcılar çayın büyük yer kapladığını iddia ediyor ama bana göre Pour Homme II tütüne farklı yorum getiriyor.

Canlı, dinamik ve hafiften dumansı tütüne eşlik eden yeşil menekşe ve yumuşak başlı baharatlar merkezde yer alıyor. Buradaki baharatlar çok keskin değil neyse ki. Parfümün geneli için yumuşak/uysal en doğru tanım olabilir. Hatta parfümün performansı bile yumuşak denebilir. Hiç bir zaman ağır ya da saldırgan değil. Etrafa az yayılan hoş bir eser.

Düşünüyorum ama hala bir benzeri aklıma gelmiyor. Bu farklı kompozisyon, şık ve kaliteli kokuyor. Hem günlük kullanıma hem de takım elbiseye uyabilecek steril kalitedeki Pour Homme II belki favorim olmayacak. Ona aşık da olmayacağım fakat koklamaktan hoşlandığım ilginç bir deneyim olarak zihnimdeki yerini alacak.

Kötü haber şu ki Gucci Pour Homme II’nin de akibeti, diğer Gucci Pour Homme’ler gibi oldu. Pour Homme II’nin üretiminin bitirildiği haberleri geliyor ki muhtemelen doğru. Anlaşılan o ki Pour Homme II de bir süre sonra ulaşılması imkansız parfümler arasına girecek.

Eau de Toilette formundaki Pour Homme II’nin kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı zayıf. Ilık-serin ilkbahar-sonbahar döneminde kullanmak sizi daha mutlu edebilir. Kokusunu Karine Dubreuil tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

6 Mart 2021 Cumartesi

Lancome – Hypnose Homme (2007)

Lancome’nin 2000’li yılların ortasında başlattığı Hypnose parfüm projesi, özellikle kadın versiyonu sayesinde oldukça ses getirdi. 2005 yılı çıkışlı kadınlar için Hypnose, modern parfüm klasikleri arasında gösterilebilir. Hemen iki yıl sonra erkek Hypnose raflardaki yerini aldı.

Lancome’nin internet sitesinde Hypnose Homme şu cümlelerle tanıtılmış: “Hypnose Homme ile çekici erkek gücünün baştan çıkarıcılığını öne çıkarın. Hypnose Homme saf bir erkek kokusudur. Taze kakule ve nane karışımı, Endonezya silhatı ve miskle birleşerek baharatlı ve baştan çıkarıcı bir parfüm meydana getirir. Özenle üretilmiş şişesindeki saf çizgiler ve şehvetli vücut, gizemli erkekliği çağrıştırır. Şişesi, kadınlar için yaratılan Hypnose’dan esinlenmiştir. Saf arzu nesnesinin biçim almış halidir. Güçlü ve gizemli erkeğin maskülenliğini ortaya çıkarır.”

Hypnose Homme’nin ilk saniyeleri nane ve sıcak, yeşil lavantayla gerçekleşiyor. Geri planda kakulenin destek verdiği naneli lavanta teması orta bölümde de devam ediyor. Yeşil ve sıcak lavantanın ferah olduğu söylenemez. Kapanışta büyük değişim yok. Alt notalarda kakuleli lavantaya paçuli, deri, vetiver ve misk ekleniyor.

Hypnose Homme, aromatik baharatlı ve lavantalı bir parfüm olarak öne çıkıyor. Baharatlar burun tırmalayan tarzda verilmemiş. Kakulenin hüzünlü ve sakin kokusal formu Hypnose Homme’nin genel yapısıyla uyumlu. Kakule ve nanenin birleşimi fena değil ki naneyi parfümlerde pek sevemiyorum. Orta bölümdeki metalik tarafa yakın duran steril lavanta gayet modern profil çiziyor.

Hypnose Homme, erkeksi sayılabilecek modern bir parfüm. Tatlılık var ama vanilya ya da tonka fasulyesi bombası yeni nesil parfümlerdeki gibi iç bayan şekerlilik yok. Bu anlamda şekerli erkek parfümlerinden bıkan beyefendilerin kaçış noktası olabilir. Piyasadaki onlarca birbirine benzeyen parfümden ayrışan ve kendisine yeni yol çizmeye çalışan tavrı takdire şayan.

İyi de kokusu güzel mi? Güzelliğin hayatın her alanında göreceli olduğunu biliyoruz. Lavantayı ve naneyi parfümlerde pek benimseyemiyorum ve ne yazık ki Hypnose Homme de lavanta ve nane epey yer kaplıyor. Kokusal anlamda rahatsız edici yapaylık olmasa da garip, metalik sterillik var. Çok doğal kokmuyor. Tek düze ilerlediği söylenebilir.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı ortalamanın biraz altına. Sonbahar-kış dönemlerine uyum sağlayabilir. Kokusunu Maurice Rouchel tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

30 Eylül 2020 Çarşamba

John Varvatos – Artisan Pure (2017)

John Varvatos’un 2009 yılında piyasaya sürdüğü Artisan isimli erkek parfümünden sonra şaşırtıcı şekilde sürekli devam kokuları geliyor. Artık Artisan isimli parfümler için seri haline geldi diyebiliriz. 2020 yılı itibariyle beş Artisan isimli parfüm raflardaki yerini aldı. John Varvatos Artisan’ların en son üyesi 2017 yılında Pure ismiyle aramıza katıldı.

Özellikle ana vatanı Birleşik Devletlerde oldukça ilgi gören John Varvatos’lardan Artisan Pure, markanın internet sitesinde, Meksika’nın Xalapa şehrinin yemyeşil tepelerinden ilham alındığını bildirmiş. Xalapa’daki geniş kahve ve narenciye bahçeleri Artisan Pure’un ruhani temelini oluşturmuş. Odunsu turunçgil parfümü olduğu vurgulanmış. Ayrıca portakal ağacının şu üç unsuruna yer verilmiş: yapraklar, dallar ve yumuşak meyveler. Son olarak da en kaliteli orris kökünün kullanıldığından bahsedilmiş.

Artisan Pure’un ilk saniyeleri ferah ve yüksek kaliteli turunçgillerle gerçekleşiyor. Açılışta portakaldan ziyade yeşil, tozlu-yapraksı neroli-bergamot-portakal çiçeği aksına yakın narenciyelerden bahsedebilirim. Başlangıcı neroli kolonyalarını hatta azıcık Neroli Portofino’nun kuru, topraksı halini çağrıştırıyor. İlerleyen dakikalarda yeşil tema, çiçeksi-otu yapıyla yoluna devam ediyor. Ferah nerolinin yerini keskin olmayan baharatlar alıyor. Az biraz zencefil ve kimyon benzeri sakin baharatların eklenmesiyle ilginç hale geliyor. Kapanışta odunsuluk öne çıkıyor. Sedir ağacı tarzında değilse de orris ve miske destek veren odunsu notalar son bölümde dikkat çekiyor.

John Varvatos’un resmi tanıtımında kahveden bahsedilse de Artisan Pure’de kahve namına fazla bir şeye rastlamadım. Pure, başlangıçta harika neroli kolonyası gibi davranırken, ilerleyen saatlerde yumuşak ve uyumlu baharatların turunçgillerle nefis dansına doğru evriliyor.

Karşımızda şaşırtıcı derecede başarılı ve güzel kokan bir arkadaş var. Ferah, temiz, aromatik, otsu baharatların böylesine kaliteli verildiği bir parfüme niş markalarda bile rastlamak zor olabilir. Ne yapaylık var, ne zorlama var, ne bıktırıcı şekerleme kokusu var ne de kimyasal deniz-su-calone-ıso e super var. Artisan Pure ismi gibi saf ve basit sayılabilecek leziz mi leziz, buruk, acımsı, yeşil, tozlu ama aynı zamanda canlı, kalıcı ve modern yapıya sahip.

Başlangıcını Neroli Portofino’ya, orta ve son kısmını hafiften Cartier – Declaration’a benzettiğim Artisan Pure, uygun sayılabilecek yurtdışı fiyatıyla da fiyat-performans anlamında çok hoş bir yazlık olarak onlarca rakibinin önüne rahatlıkla geçer. Birazcık erkeksi temaya sahip olsa da kadınların onu kullanmaları garipsenemez.

Eau de Toilette formundaki Artisan Pure’u Rodrigo Flores-Roux’un tasarladığını belirtmek durumundayım. Günlük kullanımda sırıtmayacak yapısıyla her ortama uyum sağlayabileceğini düşünebiliriz.

Koku Güzelliği:10/7.5

14 Eylül 2020 Pazartesi

Bulgari – Bulgari Man Wood Neroli (2019)

Bulgari’nin 2010 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Bvlgari Man’in kısa süre içinde ondan fazla aynı isimli devam kokusu geldi. Bulgari’nin yeni nesil erkek parfümlerini temsil eden Bvlgari Man’ların 2019 yılında neroli teması üzerine inşa edilen kokusu Wood Neroli raflardaki yerini aldı. Ferah parfümlerde kullanılan nerolinin bir başka formuna da Bulgari imza atmış gibi görünüyor.

Wood Neroli, kendi internet sitesinde turunçgil odunsu olarak sınıflandırılmış ve insan ile doğa arasında yeni bağ oluşturma iddiasında olduğu söylenmiş. Ayrıca Akdenizin pırıl pırıl parlayan güneşinden ilham alınmış bir odunsu koku olduğu vurgulanmış. Açıklanan notalarında tuz, mineral, bergamot, portakal çiçeği gibi yaz parfümlerini çağrıştıran öğelerden bahsedilmiş.

Wood Neroli’nin ilk saniyeleri ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Misk, bergamot ve nerolinin hakimiyetindeki açılışı narenciyeli kolonyaları anımsatıyor. Hoş ve ferahlatıcı başlangıçtan sonra, turunçgillerin ağırlığı daha da artıyor. Tuzlu turunçgillere portakal çiçeği de ekleniyor. Hafiften çiçeksi hissettiren orta kısım, uniseks kullanıma uyum sağlayacaktır. Oldukça zayıflayan kapanışta sedir ağacı ve miskin daha fazla yer kaplaması sürpriz olmuyor. Bu tür turunçgil parfümlerinin adeta değişmez alt nota elemanları sedir ağacı ve misk görevlerini yapıyor.

Neroli notası ilginç bir koku karakterine sahip. Yaz parfümlerinde sıklıkla karşılaştığımız portakal ya da limona çok benzemiyor. Neroli buruk, acımsı, yeşil, çiçeksi ve hafiften hüzünlü davranıyor. Evet, neroli ferahlatıcı ama portakal kadar da dinamik veya canlandırıcı değil. Hafif bir çiçeksi esinti olarak algılıyorsunuz ve yeşil çiçeksi tarafı daha ağır basıyor. Wood Neroli de isminden anlaşılacağı üzere odunsu neroli kokusu vaat ediyor.

Genele bakıldığında çiçeksi yeşil turunçgillerin büyük yer tuttuğunu görüyoruz. Odunsu tarafı sonlarda, o da sınırlı derecede karşımıza çıkıyor. Büyük resimde misk, odunsulardan daha fazla yer kaplıyor. Pek derinliği olmayan ve düz çizgide ilerleyen Wood Neroli, kalite anlamında hiç fena yerde durmuyor. Bu tür parfümlerin en büyük avantajıysa sevmesi ve kullanması kolay yapıda olmaları. Onu deneyip de nefret edecek çok fazla kişi çıkmayacaktır. Güvenli bir yaz parfümü olarak düşünülebilir.

Eau de Parfum formunda olması tabii ki iyi haber ama performansı çoğu turunçgil kokusu gibi vasatı aşamıyor. Kalıcılığı idare eder, etrafa yayılımı ilk patlama dışında yüksek değil. Erkek parfümü olarak piyasaya sürülse de kadınlar rahatlıkla kullanabilir bu serin Akdeniz kolonyasını.

Kokusunu ünlü isim Alberto Morillas tasarlamış. Wood Neroli, abartılı fiyata sahip Tom Ford’un Neroli Portofino’suna uygun rakamlı seçenek olarak bakılabilir.

Koku Güzelliği:10/7.5