kayısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kayısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ağustos 2022 Pazartesi

Issey Miyake - L'Eau d'Issey Pour Homme Wood & Wood (2019)

Dünya modasına önemli katkıları olan Japon kıyafet tasarımcısı Issey Miyake’nin 5 Ağustos 2022 tarihinde ölüm haberi büyük üzüntü yarattı. Annesini Hiroşima’ya atılan atom bombası sebebiyle küçük yaşta kaybeden Issey Miyake, büyük yeteneği sayesinde Guy Laroche, Huber de Givenchy gibi önemli tasarımcıların yanında başladığı iş hayatına kendi markasını kurarak devam etti.

Issey Miyake’nin 1990’lı yılların ortalarında piyasaya sürdüğü erkek parfümü L’Eau d’ıssey Pour Homme, çok başarılı oldu ve büyük satış rakamlarına ulaştı. İlerleyen yıllarda birçok L’Eau d’Issey isimli devam parfümü geldi. 2019 yılında Wood & Wood devam parfümü raflardaki yerini aldı.

Wood & Wood, Issey Miyake’nin internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Yoğun ve odunsu: ahşabın güçlü ve ham özü. İlgi çekici, güçlü ve şiirsel doğa şaşırtıcı olmaya devam ediyor. L’Eau d’Issey pour Homme Wood&Wood Eau de Parfum ile kendinizi derin ormanlara ve baharatlara verin. Greyfurt notasının taze kokusuyla dengelenen sedir ağacı ve sandal ağacının yoğunluğunu teninizde hissedin. Ormanda gezintiyi çağrıştıran odunsu narenciye kokusuyla duyularınızı uyandırın.”

Wood & Wood’un başlangıcı yapaylık sınırında dolaşan canlı turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah greyfurta eşlik eden reçinemsi ambroksan ve kayısı ilk dakikaları herkesin sevebileceği kıvama getiriyor. İlerleyen saatlerde yine yapay davranan sedir ağacıyla kapanışa kadar devam ediliyor.

Karşımızda ferah, aromatik, hafif, kontrollü şekilde yapay, kalite anlamında iyi hissettirmeyen modern bir parfüm var. Yapay suculluğu andıran başlangıçtaki dinamik meyveleri çıkartırsak geriye pek bir şey kalmadığını düşünüyorum. Yeni nesil birçok popüler parfümde bu özensizliği ve sıradanlığı görebiliyoruz. Tatlılık yeterince mevcut.

İsminin güçlü odunsu çağrışım yaptığına bakmayın çünkü keskin ağaçsı gibi davranmıyor. En azından beklediğimiz kalitede sedir ağacı bulamadım. Saf odunsuluktan ziyade aromatik meyvemsi arkadaşa benziyor.

Bu haliyle genç erkekleri hedefleyen, basit ve sıkıcı kokusuyla Issey Miyake’den hayal kırıklığı yaşıyorum ki artık şaşırmıyorum. Eau de Parfum formunda olmasına rağmen etrafa yayılımı oldukça düşük. Kalıcılığı normal seviyede. İlkbahar-yaz döneminde kullanmaya yakın duruyor.

Koku Güzelliği:10/5

29 Mayıs 2020 Cuma

By Kilian – Good Girl Gone Bad (2012)

By Kilian’ın 2012 yılında ortaya çıkardığı parfüm serisinin ismi In The Garden of Good & Evil idi. Üç parfümle başlayan bu seriye 2013 yılında dördüncü parfüm eklendi. Serinin isminin By Kilian’ın internet sitesinde The Narcotics koleksiyonu olarak geçtiğini görüyoruz. Tanıtımıyla Adem ile  Havva’nın İncil’deki hikayesinden esinlendiği izlenimi veren bu parfüm serisinin bir parça da olsa ilgi çektiği söylenebilir. By Kilian’ın son yıllarda çılgınlar gibi sürekli yeni parfümler piyasaya sürdüğünü düşünürsek az da olsa geri planda kalmaya başladığını düşünüyorum bu serinin.

By Kilian’ın yeni parfümlerinde karşımıza çıkan abartılı ve uzun isimli konsepti, giderek popülist niş parfümevi olma yolunda ilerlediği izlenimi veriyor. Yoksa ağırlığı olduğu düşünülen niş markalarla dalga mı geçmeye çalışıyor tam anlaşılmıyor. Belki de Bay Hennesey’in çalıştığı pazarlama ajansı bu tüyoları kulağına fısıldıyor. Esprili/mesaj veren isimler bulalım da biraz tepki çekelim, reklamın kötüsü olmaz diye düşünüyorsa da şaşırmam. Sonuçta niş parfüm pazarında sürekli yeni rakipler çıkıyor ve arena giderek sertleşiyor.

Good Girl Gone Bad, By Kilian’ın meyveli-çiçeksi kadın parfümlerinden birisi olarak öne çıkıyor. Parfümün açıklama bölümünde üç anahtar kokudan bahsedilmiş: Portakal çiçeği, osmantus ve sümbülteber. Detaylardaysa gül, gardenya, nergis, yasemin ve kayısıdan söz edilmiş. Parfümün açılışı buruk, ekşi meyveler ve çiçeklerle gerçekleşiyor. Üst notalarda ekşi kayısı ve portakal çiçeği algılanıyor. Tanıdık gelen başlangıçtan sonra orta bölüme geçiliyor. Orta notalarda büyük değişim yaşanmıyor. Mayhoş meyvelerle kadınsı beyaz çiçeklerin dansı orta bölümde devam ediyor. Kapanışta yine değişim yok. Düz çizgide ilerleyen parfümün kayısı-çiçeksi arka planı hemen hemen aynı kalıyor.

Good Girl Gone Bad, By Kilian’ın da vurguladığı gibi meyveli-çiçeksi koku kalıbına ait. Pek ferah olmayan olgun meyvemsiliğin ekşi şeftali-kayısı aksına yakın durduğunu düşünüyorum. Parfümün ikinci büyük kısmını oluşturan çiçekler ağır ya da bıktırıcı tarzda verilmemiş. Meyveli sümbülteberin ilginç hal aldığı kokunun geneli çok tanıdık ama hangi parfüme benziyor bir türlü bulamadım.

By Kilian’ın internet sitesinde Good Girl Gone Bad için “yarı-masum, yarı-şehvetli” denmiş. Kimi kullanıcıların içeriğindeki çiçekleri sabunsu bulması, masum yönüne işaret edebilir. Leziz meyvelerinse şehvetli davrandığı düşünülebilir. Oysa kalite anlamında harikalar yaratamıyor. Koku profili basit, yaratıcılık yok, ilginç/sıradışı değil. Diğer taraftan kokladıkça seviyorsunuz ve özlüyorsunuz. Öteki taraftan da bu kadar basit parfüm nasıl niş diye düşünüyorsunuz. Bu haliyle internet sitesindeki 50 ml için istenen 240 dolarlık fiyata şaşırıyorum.

Hoş, cazibeli, kullanması ve sevmesi kolay, çoğu kadının övgüler alabileceği güvenli bir eser. Kokusunu dünyaca ünlü parfümör Alberto Morillas tasarlamış. Soğuk kış mevsimi dışında her zaman kullanılabilir. Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı yüksek değil.

Koku Güzelliği:10/6.5

2 Nisan 2018 Pazartesi

Oliver & Co. – Vetiverus (2012)

2009 yılında çığır açan parfümler yaratmak için Madrid’te kurulan niş parfümeviyle tanışıyoruz bugün. Oliver Valverde’nin temellerini attığı Oliver & Co. parfümevi, bilinmeyenleri keşfetmek ve parfümcülük alanındaki kuralları yıkmak için çaba sarf edeceğini kendi sitesinde ilan etmiş. Böylesine iddialı hedefleri olan markanın kurucusu Oliver Valverde’nin herhangi bir parfümörlük eğitimi almadığını ve tamamen kendisini yetiştirdiğini not edelim. Bu durum kendi ifadesiyle “Eğitimli bir parfümör olmamak mevcut endüstrinin önceden tasarlanmış fikirleriyle sınırlı kalmamayı, onun yerine tutku ve içgüdülerimle yarattığım parfümlerimde devrim yaratmayı düşünmemi sağlıyor” minvalindeki sözlerini de anlamlı kılıyor.

Vetiverus, Oliver & Co.’nun muhtemelen en popüler parfümü. Hatta markayı dünyaya tanıtan eser dersem abartmış olmam. “Illustrated” serisinin üyesi olan Vetiverus için kendi sitelerinde iki nota vurgulanmış: Vetiver ve osmantus çiçeği. Ayrıca kuru kayısı, deri, bal ve laktontan da bahsedilmiş. Son olaraksa kokunun karanlık, sofistike ve erotik berekete sahip olduğu söylenmiş ki kulağa gayet ilgi çekici geliyor.

Vetiverus’un başlangıcı oldukça garip gerçekleşiyor. Dünyasal ve neredeyse tozlu, kuru baharatlı (kakule olabilir) vetiver karşımıza çıkıyor. Kendi sitelerinde bahsettikleri kayısı notası aklıma geliyor fakat bildiğimiz anlamda bir meyvemsilik yok açılışta. Tuhaf üst notaları hakkında ne düşüneceğimi bilemedim fakat çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Orta bölüme geçildiğinde başlangıçtaki soyut kokunun yerine daha anlaşılabilir vetiver aroması yerleşiyor başrole. E sonuçta parfümün ismi vetiverle ilgili ve orta notalarda vetiverin önde olması normal. Buradaki vetiver hala sıradışı. Köksü ve neredeyse nanemsi verilmiş vetivere eşlik eden o enteresan çiçek büyük ihtimalle osmantus. Orta kısım da benim için harika değil. Kapanışta büyük değişim olmuyor. Orta notaların paralelinde ilerleyen ana yapı, köksü ve yüksek kaliteli vetiverle kapanışı yapıyor.

İlk kullandığım dönemde açılışını nane şekerlerine benzettiğim Vetiverus’a ilerleyen günlerde bir parça da olsa alıştım ama yine de şu vetiver kokusuna bir türlü ısınamıyorum. Sanırım Sycomore ve Encre Noire dışında da alışamayacağım vetivere.

Şimdi parfümün ismi direkt kokunun temasını zaten belirliyor. Vetiverus, oldukça farklı bir vetiver parfümü. Kimi yorumcuların bahsettiği karanfili benim burun algılayamadı ki üzüldüm çünkü parfümlerde seviyorum karanfili. Ayrıca bahsedilen turunçgil kabuğu benzeri kokuyu ben de zaman zaman alıyorum Vetiverus’tan ama tam anlamıyla narenciye gibi de davranmıyor. Meyveli desen değil, çiçeksi desen tam değil. Sanırım köksü ve odunsu bir vetiver diyebiliriz Vetiverus için. Ya da boş verelim bu sınıflandırma hevesini.

Vetiverus, oldukça olumlu yorumlar alıyor yurtdışı merkezli parfümseverlerden. Parfümün genelini düşündüğümde çok çarpıcı koku profiliyle karşılaşmasam da (benim vetivere olan ilgisizliğimi hesaba katınız) oldukça farklı tarzını ve kalite hissiyatını takdir ettim. Her ne kadar tam anlamıyla kokusal bütünlük algılayamasam da Vetiverus, modern vetiver denemesi olarak arşivlerde ve zihnimizin kokuyla ilgili bölümünde yerini alabilir. Birbirinin aynısı vetiver parfümlerine yenilik getirmeye çalışan Vetiverus’un bu cüretine ve iddiasına saygı duymaya çalışsam da osmantus ve vetiverin birleşimi olarak özetlenebilecek büyük resimde benim için kullanması zor bir parfüm olacak.

Bilemiyorum, vetivere geçmişten gelen bir gıcığım var mı fakat erkek kullanımına yakın duran bu yaramaz çocuk, İspanya’nın niş parfüm sektöründeki öncülerinden olacağa benziyor. Tabii İspanyolların komşuları ve ezeli rakipleri Fransızlar kadar niş parfüm sektöründe varlık gösteremediklerini de ne yazık ki görüyoruz. Belki de Oliver & Co ve onun Vetiverus’u bu döngüyü kırabilir.

EDP formundaki Vetiverus’un kalıcılığı idare eder. Kimi kullanıcılar onu ağır bulurken bende etrafa yayılımı yüksek olamadı. Fark edilirliği ortalamanın altında kalıyor. Bahsettikleri kadar karanlık kokmayan fakat hafiften dumansı hissiyat veren Vetiverus’u ilkbahar-sonbahar döneminde kullanmak iyi fikir olabilir. En iyisi siz beni dinlemeyin ve ne zaman isterseniz kullanın.

Koku Güzelliği:10/6

12 Ocak 2016 Salı

Lancome – Tresor (1990)

“Aşk hazinedir.

Bu parfüm, Tresor’un çiçekli, meyveli, pudralı ve kehribarlı notalarını yansıtır. Özel tasarım şişesi, ellerinize bir armağan gibi yerleşir. Çünkü aşk bir hazinedir ve kadını üzerinde taşıdığı parfüm kadar değerli ve göz kamaştırıcı kılar. Değerli aşk dolu anlarda her gün taşınacak, ebedi aşkın simgesi olan bir hazine.

Tresor’un başlangıcı, şeftali lezzetinin duru ve beyaz aurasında kuşattığı, gül ve kayısı çiçeğinin kanatlanışı gibidir. İnci çiçeği, vanilya, heliotropium ve iris onları şehvetle, içleri ürpererek izler. Çiçeklerin tazeliği, meyvelerin cazibesi, güzel kokulu tozların değerli okşayışı… Tresor bunların tümü ve belki de daha fazlası: Kehribar kalpli bir gül… Onun sırrı, akıl ve kalbin kaynaştığı, bu mükemmel ilk uyumda gizli.

Seçkin, kibar ve tümüyle unutulmaz bir iz bırakmak için sandal ağacı ve misk, bu hazineyi teninizde kalıcı kılarlar.”

afiss

1990 yılında doğan bir parfüm Tresor. Ünlü klasikleriyle bilinen Lancome’un, muhtemelen en sevilen kadın parfümü olarak gösterilebilir. Ne yazık ki Lancome birçok önemli klasiğinin üretimlerini bitirip yerine yeni nesil parfümlerini piyasaya sürse de Tresor gibi eserleri hala rağbet görüyor. Tresor parfümleri koca bir seri haline geldi neredeyse. 2016 yılının başlarına geldiğimizde Tresor isimli on dokuz farklı parfüm var. Yani klasik Tresor’un ardından on sekiz devam parfümü piyasaya sürülmüş. Sadece bu bilgi bile, Lancome’un Tresor ismine ne kadar önem verdiğini ispatlıyor. 2015 yılında bile hala Tresor’un devam parfümleri piyasaya sürülüyordu.

Bu şöhretli ve çok satan parfümün başlangıcı tatlı meyvelerle gerçekleşiyor. Kayısı-şeftali benzeri meyvemsilik eski ve olgun kokuyor. Alttan az da olsa bergamot geliyor sanki. Üst notalar kadınsı meyvelerin etkisinde. Fena değil diyebilirim. Orta kısımda şeftali-kayısıya çiçekler ekleniyor. Yasemin, süsen ve gülün ağırlığından söz edebilirim. Orta kısım benim için biraz fazla çiçeksi. Son bölüm bence en güzel yeri. Kapanışta çiçekler ve meyveler geri plana geçiyor. Ortaya leziz vanilya çıkıyor. İnsanın yiyesi geliyor alt notaları.

Tresor, meyveli-çiçeksi olarak sınıflandırılabilir. Meyveler ile çiçeklerin kadınsı ve olgun birleşimi gibi. Normalde meyveli-çiçeksi parfümler fazla “kızsal” ya da “çocuksu” hissiyat verir. Çünkü bu tür parfümler çoğu zaman ucuz, tanıdık, kadın deodorantlarına ya da bir yorumcunun dediği gibi el-yüz kremlerine benzeyebilir. Tresor’da durum o kadar kötü değil neyse ki.

hali sise

Tresor, ekşi ve ferah olmayan meyvelerin hakimiyetinde. Zaten kendi sitelerinde şeftali ve kayısıdan bahsetmişler. Buradaki meyveler çocuksu değil, üst yaş gruplarını hedefleyecek şekilde hafiften pudralı ve oldukça tatlı. Neredeyse 1980’lere ait parfümün bu kadar tatlı olması şaşırtıcı. Yeni nesil parfümlerde alıştığımız fazlaca tatlılık, yirmi altı yaşındaki Tresor’da önümüze çıkıyor. Evet biraz fazla tatlı ve benim için fazla çiçeksi-pudralı Tresor. Bu anlamda kendime yakın bulmasam da yaşı otuz hatta otuz beş yaşın üzerindeki kadınlara yakışacağını düşünüyorum.

Sizin aklınıza ne gelir bilemiyorum ama şeftali-kayısı ve kadın parfümü deyince aklıma ilk önce Mitsouko gelir. Tresor, koku olarak Mitsouko’ya çok benzemese de genel karakter anlamında andırıyor. Tresor’daki fazlaca tatlılık onu günümüzün modern parfümlerine yaklaştırsa da kokusu her seferinde nostaljik mesajlar veriyor. Bu eski hissiyat muhtemelen pudramsılıktan geliyor.

Yapaylığın fazlaca hissedilmediği Tresor, günlük kullanıma uyabilecek hoş parfüm fakat benim için daha fazlası olamadı. Evet o önemli bir klasik ve saygı duymamız gerekiyor fakat hak etmediği kadar övmek de doğru olmaz. Bilemiyorum belki de benim üzerimde iyi durmadı. Otuzlu yaşlarının sonlarındaki bir kadına daha fazla yakışacağına eminim. Onun tam anlatamadığım hüzünlü ve kadınsı tarafı, geçmişteki güzel günlerinize götürebilir sizi. Beni dinlemeyin yine de bir şans verin ona.

siyah sise

Luca Turin’in kitabında pudralı gül olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört puan verilmiş. Tresor’un yakın zamanda tanıtım yüzü olan Penelope Cruz’un da sadık bir kullanıcısı olduğunu öğreniyoruz. Hatta şöyle söylemiş Penelope Cruz: “Tresor hayatımın parfümüdür. Gençlik yıllarımdan bu yana kullanırım.” Başka ünlü kullananları da varmış Tresor’un. Mesela, Ines Sastre, Isabella Rossellini, Jennifer Connelly, Kate Winslet (Tresor ilk kullandığı parfümmüş) ve Lisa Niemi.

Tresor’un tasarımını bugün ünlü bir isim olan  Sophia Grojsman yapmış. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı fena değil. Fark edilirliği biraz düşük. Sıcak yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6