kahve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kahve etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Aralık 2021 Cuma

By Kilian – Black Phantom (2017)

By Kilian’ın 2017 yılında piyasaya sürdüğü uniseks parfümü Black Phantom’un (Momento Mori) oldukça merak edeni bulunduğunu görüyorum. Gerek ismiyle gerekse açıklanan notalarıyla ilgi çekmeyi başarıyor. By Kilian’ın internet sitesinde Black Phantom’un Martinik adalarındaki geçmiş zaman deniz korsanlarından ilham aldığını anlıyoruz.

Parfümün resmi tanıtımında ilginç öğeler dikkatimi çekiyor. Odunsu gurme olarak sınıflandırılan Black Phantom’un rom, kahve, kakao, sandal ağacı, paçuli ve vetiver unsurlarına tanıtımda ağırlık verildiğini okuyoruz.

Black Phantom’un başlangıcında kremsi ve leziz kremalı, çikolatalı vanilya bulunuyor. Harika açılıştan sonra orta kısımda sıcak dumansı baharatlar ve içki teması dikkat çekiyor. Yine orta bölümde kahve-kakao benzeri yapı da var. Başlangıcı kadar sevemediğim orta kısımdan sonra enfes paçuli devreye giriyor. Hafiften karanlık ve egzotik paçuliye çikolatamsı vanilya eşlik ediyor.

Black Phantom’un leziz çikolatamsı vanilyalı, kakaolu paçuli parfümü olduğunu iddia edebilirim. Başlangıcı ve sonları harikayken, orta kısım biraz karmaşık ve özensiz. İsmi ve şişesi gibi karanlık arkadaş olmasa da sonlarında bir parça koyu havayı algılıyorsunuz.

Kalite anlamında fena yerde durmasa da performans olarak bana yeterli gelmedi. Bir By Kilian parfümünden daha güçlü karakter bekleriz. Black Phantom’un kalıcılığı yeterli ama etrafa yayılımı zayıf. Eau de Parfum formunda. Tam bir kış parfümüne benziyor. Uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın duruyor.

Kimi kullanıcılar Black Phantom’u Thierry Mugler’in Angel serisine benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Mugler’in imza teması çikolatalı paçuli, Black Phantom’da daha az tatlı ve kuru kullanılmış. Bu anlamda Black Phantom, başlangıcını saymazsak daha az tatlı bir eser A Men ve Angel’lara göre.

Black Phantom’u Sidonie Lancesseur tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

25 Şubat 2020 Salı

Givenchy – Very Irresistible For Men (2005)

İlk çıktığı 2005 yılında göz alıcı renkteki şişesiyle hemen dikkatimi çekmişti Very Irresistible For Men. Fıstık yeşili ve siyah karışımı uzun şişenin içindeki kokuyu birkaç defa mağazalarda denemiştim fakat aklımda fazla yer edememişti. Aradan geçen uzun yılların ardında merak ettiğim Very Irresistible For Men ile nihayet tanıştım.

Givenchy’nin Irresistible serisinin üyesi For Men, 2003 yılında ilk meyvesini kadın parfümü olarak vermişti. İki yıl sonra erkek versiyonu çıktı. Yirmi beş parfümlük seri haline gelen Irresistible’ların erkek olanının ne yazık ki üretimi sonlandırılmış. Artık bu parfümü bulmak zor. Hoş bir nostalji olması bakımından son defa bakmak istedim Very Irresistible For Men’e.

Açıklanan notalarında üç ilginç tema var: susam, fındık ve kahve. Parfümün açılışı ferah sayılamayacak parlak ve metalik turunçgillerle gerçekleşiyor. Temiz ve pürüzsüz turunçgillerin portakal-greyfurt olduğunu düşünebiliriz. İlerleyen dakikalarda yapaylık barındıran temizlik hissi devam ediyor. Yeşil, kahvemsi hissiyat veren orta notalarda naneli turunçgillerin etkisi geri planda kendisini gösteriyor. Son bölümde yine pürüzsüz sedir ağacı var. Geri planda biraz vetiver de bulunuyor. Vasat ve sıkıcı odunsu kapanışla tene veda ediyor.

Very Irresistible For Men, 2000’li yıllardan sonra popüler olan gourmand tarzına yönelik parfüm olarak düşünülmüş. Buradaki gourmand öğe tabii ki kahve-çikolata benzeri koku. Son yıllarda birçok kahve-kakao-çikolata merkezli parfüm kullanmış birisi olarak burada bariz çikolata kokusu bulunmadığını söyleyebilirim. Aslında silik ve ne koktuğu belli olmayan bir parfüm gibi duruyor.

Başlangıcındaki şekerli sayılamayacak turunçgillere ve nanemsi, yeşil kahveye, kapanışta eklenen sedir ağacından ibaret Very Irresistible For Men. Kahve-çikolata-kakao temasının ağır etkilerini göremiyoruz burada. Nazik, çekingen, sakin, steril yapaylığa sahip. Evet, temiz ve pürüzsüz kokuyor fakat doğal ve gerçekçi değil algılanan notalar.

İlk çıktığı zamanlarda oldukça sevilen ve kadınların beğendiği parfümlerden Very Irresistible For Men, zaman içerisinde güçlü rakiplerinin gerisinde kalarak ömrünü tamamlamışa benziyor. Garip şekilde yeşil kokan (muhtemelen nanenin etkisi) parfümün çok çarpıcı ve yüksek kaliteli olduğunu söylemek bana göre mümkün değil.

Yukarıda bahsettiğim parfümün üç ilginç öğesinden geleyim fındığa. Açıklanan notalarında fındık var fakat fındık nasıl kokar sizce? Her sene bol bol taze fındık tüketen birisi olarak fındığın bariz kokusunun hatta onu tanımlayabilecek tadının bile bulunmadığını düşünüyorum. Bu anlamda parfüme fındık notası koyduk demenin pek inandırıcılığı bulunmuyor. Kimi kullanıcıların bu parfümü Mochaya benzetmesini de kabul edemeyeceğim. Mocha içmeyi seven birisi olarak bu parfümün Mocha aromasına benzediğini söyleyemem.

EDT formundaki Very Irresistible For Men’in performansı idare eder. Kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı zayıf. Genç erkekleri hedefleyen, efendi, terbiyeli, temiz aile delikanlılarını hedefliyor adeta. Kokusunu Pierre Wargnye tasarlamış.

Parfümün en güzel tarafı tabii ki şişesi. Güzel tasarımlı şişeye o renkler çok yakışmış. Keşke kokusu da şişesi kadar çarpıcı, cazibeli ve gösterişli olsaymış.

Koku Güzelliği:10/5

5 Haziran 2019 Çarşamba

Yves Saint Laurent – Black Opium (2014)

Yves Saint Laurent’in kadın parfümü klasikleri arasında sayılan efsanevi eseri Opium, 1977 yılında piyasaya sürüldü. Kırk yaşını aşan bu şöhretli kadın parfümü, markanın ismini parfümeri sektöründe en çok duyuran koku olarak yerini aldı. Opium o kadar başarılı oldu ki 2019 yılı itibariyle kırk beş civarında limitli ve devam parfümü üretildi. Kırk beş adet devam parfümü olan dünyada başka parfüm var mı emin değilim. Bu bile Opium’un isminin neredeyse Yves Saint Laurent kadar büyüdüğünü bize gösteriyor.

Opium’un devam parfümlerinden Black Opium, 2014 yılının eylül ayında raflara çıktı. Oldukça ilgi gören Black Opium, kısa sürede çok satanlar listelerinde boy göstermeye başladı. Kendi internet sitelerinde Black Opium’u oryantal, çiçeksi gurme olarak sınıflandıran Yves Saint Laurent, kahve ve beyaz çiçekler temalarını öne çıkartmış. Parfümün tanıtımı ise şöyle yapılmış: “Bağımlılığın modern, genç ve canlı yorumu. Özgür, kendine güvenen, ihtişamlı kadınlığı temsil ediyor.”

Black Opium’un açılışı tatlı meyveler ve portakal çiçeği benzeri notalarla gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında armut var ki muhtemelen meyvemsilik oradan geliyor. Armuda eşlik eden portakal çiçeği ferah değil oldukça tatlı. Hatta parfümün açılışı da epey tatlı ve modern diyebilirim. Orta bölümde tatlılık biraz daha artıyor. Orta kısımda beyaz çiçekler ve şekerli vanilya etkisini iyice arttırıyor. Koyu ve karamelize vanilya benim için bile oldukça iç bayıcı oluyor zaman zaman. Kapanışta tatlılık devam ederken paçuli ve odunsuluk hissediliyor. Neyse ki son bölümde tatlılık biraz azalıyor ve daha sevilesi hale geliyor Black Opium.

Günümüzün modern tatlı, çiçeksi, baharatlı, meyvemsi, vanilyalı kadın parfümlerinin tipik örneği duruyor karşımızda. Hele ki 2010 yılından sonra piyasaya sürülen birçok kadın parfümünde bu koku formuna rastlayabiliriz. Şekerli meyveler, çiçekler ve yanmış vanilyadan oluşuyor özetle Black Opium. Derinlik, yaratıcılık ve ilginçlik aramak pek mümkün değil. Kimi zaman vanilyalı ucuz market kadın parfümlerini bile andırıyor ne yazık ki.

Parfümün en merak ettiğim kısmı, resmi tanıtımında bolca öne çıkarılan kahve temasıydı. Kahve merkezli parfümler ilgimi çekiyor fakat Black Opium’un kahve odaklı olduğunu söylemem zor. Bu arkadaş daha çok şekerli vanilya üzerinden ilerliyor. Muhtemelen gerilere saklanmış kahve ama vanilyanın altında ezilmiş kalmış adeta.

Black Opium’un amacı belli. La Vie est Belle, Poison Girl, Prada Candy ve diğer bu tarz onlarca benzer popüler parfüme rakip olması için tasarlanmış. Yves Saint Laurent’in bu pazardan pay kapma çabası olarak düşünebiliriz Black Opium’u. İşin üzücü tarafı, böylesine amaç için Opium gibi efsanevi parfümünün ismini kullanması. Böylece Black Opium’un dikkat çekmesi ve popüler olması hedeflenmiş ki pazarlama açısından doğru olabilir ama klasik Opium’un bu amaca hizmet ettirilmesi hiç hoş değil. Markalar çok daha fazla parfüm satmak için anlaşılan her şeyi yapmaya hazırlar.

Sonuç olarak çoğu yeni nesil kadın parfümünden farkı olmayan itici ve bıktırıcı bir arkadaş Black Opium. Kadınların bu parfümü beğeneceği ve onu koklayan erkeklerin de ilgisini çekebileceğini varsayabilirim ama bir parfümde kalite, farklılık, yaratıcılık arıyorsanız size göre olmayabilir.

EDP formundaydı kullandığım Black Opium. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı fena değil. Bir süre sonra burnunuz alışsa da etraftan insanlar saatler sonra bile algılayıp, parfümünüzü sorabiliyor. Tam bir kış ve soğuk havaların parfümü olduğunu söylemem gerekiyor. Kokusunu ünlü burunlar Nathalie Lorson, Marie Salamagne, Olivier Cresp ve Honorine Blanc birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

6 Mayıs 2019 Pazartesi

Vertus – Narcos’is (2017)

Vertus’un 2017 yılında piyasaya sürdüğü en yeni parfümlerden birisi Narcos’is diyebiliriz. Markanın 2017 yılında en son atılımı olarak görülen yedi parfümlük yeni kokuları arasındaki Narcos’is, ismi ve içeriğindeki ilginç notalar vesilesiyle epeydir radarımdaydı. Hangi notalar mı: Mango, kahve, ravent (rhubarb), şeftali ve ambergris.

Böylesine ilginç ve farklı temaların karışımı nasıl olacak diye düşünürken, Vertus’un Narcos’is’inin oryantal meyveli olarak sınıflandırdığını fark ediyorum. Yine parfümün resmi tanıtımı “Bağımlılık yaratan eşsiz bir şaheser. Müthiş cazibesiyle senin karakterini yakalayan bir koku. Oryantal meyveler ile narkotik efektin tanışması” olarak yapılmış. Bakalım Narcos’is bende de narkotik efekt yaratacak mı?

Parfümün açılışı ferah, modern ve ekşi turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan notalarında turunçgil namına bir tek mandalina olsa da bence üst notalarda limon var. Yüksek kaliteli başlangıcı canlı, neşeli ve gayet güzel. Orta kısma geçildiğinde meyvemsi yapının devam ettiğini görüyoruz. Orta kısımda ekşimsi olgun tropikal meyvelerin ağırlığı fazlasıyla hissediliyor. Açıklanan notalarındaki mangoyu orta notalarda rahatlıkla algılayabiliyoruz. Bir parça da şeftali ve ananas var sanki geri planda. Kapanışta oldukça zayıflayan kokudaki ekşi meyvemsi hissiyat hala devam ediyor. Son kısım meyveli olmaktan ziyade miskli, yumuşak odunsu ambergris gibi davranıyor. Şeftali hissiyatı veren meyve ara ara alt notalarda sürpriz yapıp kendisini gösteriyor fakat dediğim gibi bitiş kısmı oldukça zayıf.

Narcos’is, tam anlamıyla meyveli bir parfüm. Başından sonuna kadar kaliteli, mayhoş, tropikal, lezzetli meyvelerin eşliğinde ilerliyor. Buradaki meyveler, günümüzün yeni nesil ana akım parfümlerindeki gibi yapay, şekerli ve baş ağrısı yapan türde değil. Evet, tatlılık var ama asla iç bayan karamelize hissiyat yok. Meyveler olgun ve yüksek kaliteli. Ekşi tropikal meyveler (mango, ananas), turunçgiller ve ravent bitkisinin parfümün büyük kısmını oluşturduğunu düşünüyorum. Açıklanan notalarında ilginç şekilde kahve var ama Narcos’is kahve merkezli kokuya sahip değil.

Sadece ana akım markalarda değil, niş parfüm üreticilerinin bile yüksek kaliteli, oturaklı meyveli parfüm temasına sahip eseri pek fazla yok. Ana akım markalardaki meyvemsi kokular derinlik ve kaliteden uzakken, niş üreticilerse fazlaca tematik eserler meydana getiriyor. Şöyle tropikal bir adadaki mango bahçesi gibi kokayım derseniz, Narcos’is emrinize amade. Genel anlamda başarılı buldum üst ve orta kısmını. Sonlarıysa biraz sıradan sanki.

Yapaylığın ve uyumsuzluğun rastlanmadığı Narcos’is uniseks olarak piyasaya sürülmüş. Kullanım döneminde hem erkeklere hem de kadınlara rahatlıkla uyacağını düşündüm. Bu tür meyveli parfümler genellikle biraz kadınsı olur ama Narcos’is’teki mango başarılı şekilde erkeksi izlenim bile uyandırıyor. İlkbahar-yaz dönemine yakışacağını söyleyebilirim. Aklıma gelmişken söyleyeyim. Narcos’is hangi parfüme benziyor diye sürekli düşünüyordum ve sanırım cevabını buldum. Zihnim beni yanıltmıyorsa Byredo’nun ünlü parfümü Pulp’ı andırıyor Narcos’is. Tabii Pulp daha karanlık, karmaşık, kullanması ve sevmesi zor kakafonik bir eserken, Narcos’is daha yumuşak, sakin ve kullanımı kolay bir arkadaş.

EDP formundaki Narcos’is’in kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk on dakika muazzam ama sonrasında tene yakın duruyor. Zaten bir meyveli parfüm kolay kolay etrafa fazlaca yayılmıyor, alıştık artık bu duruma.

Koku Güzelliği:10/7

27 Şubat 2018 Salı

Thierry Mugler – A*Men Pure Malt (2009)

Thierry Mugler’in 1996 çıkışlı başarılı erkek parfümü A*Men’den sonra köprünün altından çok sular aktı. Mugler markası A*Men’in satış rakamlarından etkilenerek aynı isimli devam parfümleri ortaya çıkardı. A*Men isminin devamına eklenen kokularla birçok yeni parfüm hayatımıza girdi. Bu devam parfümlerinden en çok sevilenlerinden birisiyse Pure Malt’tı.

İsminden de anlaşılacağı üzere bir içki türünden ilham aldı 2009 çıkışlı Pure Malt. Kendi sitelerinde Pure Malt’ın viskiyle birleşen dumansı ve odunsu tarafına vurgu yapmışlar. Uzun zaman önce kullanıp, ilgimi çeken parfümlerden birisi olarak aklımda kalan Pure Malt’ı tekrardan denemeye karar verdim. Bakalım bize neler sunacak Pure Malt.

Parfümün açılışı koyu ve yoğun paçuliyle gerçekleşiyor. Abisi A*Men’i daha ilk saniyelerde güçlü şekilde andırıyor Pure Malt. Üst notaları gayet güzel. Orta kısma geçildiğinde parfüme ilhamı veren içki temasıyla karşılaşıyoruz. Hafiften acımsı verilmiş içkiye, bir parça kuru meyveler ve kahve eşlik ediyor. Lezzetli orta bölüm fena değil. Kapanışta içkinin etkisi azalırken çikolatamsı yapı ortaya çıkıyor. Oldukça zayıflayan son bölümde vanilya daha etkili sanki. Gayet güzel alt notaları Pure Malt’ın.

Karşımızda tatlı, kuru meyveli, çikolatamsı, kahveli bir içki kokusu var. Viskinin o acımsı ve sıcak tadı tam olarak verilememişse de içki teması gayet rahat şekilde hissediliyor. Başlangıçtaki A*Men etkisi onun köklerine ve ismine sadık kaldığını hatırlatıyor. Orta bölümdeyse kokunun tonu oldukça değişiyor ve klasik A*Men’le pek benzer tarafı kalmıyor, kahve dışında. Sonları neden bu kadar çekingen acaba diye sorsak hata mı yapmış oluruz?

Pure Malt, kaliteli, çarpıcı, ilginç, örneğine pek rastlanamayacak çikolatalı içki parfümü denebilir. Hani havaalanlarında satılan ve içerisinde farklı içkilerin olduğu çikolatalar vardır. Başlangıcı hafiften onları çağrıştırıyor. Orta kısımda kontrollü verilen içki, meyvelerle uyumlu. Paçuli, baştan sona kadar her daim geri planda dolaşıyor. Ne de olsa A*Men’in DNA’sını taşıyor. E paçulisiz bir A*Men nasıl düşünebilir ki.

Pure Malt, abisi A*Men’e göre kullanması ve sevmesi daha zor bir eser. Zaten yoğun içki temalı parfümler çoğunlukla genel beğeniye yakın olmazlar. Alkol-içkinin o keskin ve baskın kokusu çoğu kişi için itici olabilir. Pure Malt, orta bölümden itibaren yoğun şekilde içkiyi kullanıyor ama başlarda ve sonlarda oldukça sınırlı tutuyor içki kokusunun etki alanını. Kullanım döneminde orta kısmı biraz zorlayıcı buldum kendi adıma. Başlangıcını ve sonunu sevdim. Dikkatimi çekense kumaş üzerinde orta notaları acımsı ve neredeyse yapay-metalik kokarken, ten üzerinde daha iyi sonuç verdi. Onun için diyebilirim ki ten üzerinde daha iyi duruyor Pure Malt. Kıyafet üzerinde bir süre sonra yapay, garip bir kokuya dönüşüyor.

Pure Malt, yeni nesil parfümler gibi tatlılığa epey yer vermiş. Buradaki tatlılık fazlaca şekerli gibi olmasa da yine de eğer tatlı kokuları sevmiyorsanız Pure Malt’ı deneme listenizden çıkartsanız iyi olabilir. Biliyoruz ki onun amacı kendisi gibi 2000 yılı sonrasının tatlı, baharatlı, modern oryantalleriyle rekabet etmek. Onu nasıl suçlayabiliriz ki?

EDT formundaki Pure Malt, bar-disko-kulüp tarzı yerlere uyacak, iddialı, yeterince erkeksi bir arkadaş. Soğuk kış günlerinde gündüz kullanımında da deneyebilirsiniz. Yaz aylarında kullanmanızı öneremeyeceğim. Performansıysa harika değil. İlk patlama dışında tene yakın duruyor. Kumaş üzerinde kalıcılığı iyi ama yine de saldırgan sayılmaz. Her yaş grubundan erkeğe uyacağını düşünüyorum.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

26 Ocak 2018 Cuma

Thierry Mugler – A*Men/Angel Men (1996)

Uzun yıllar önce kullanmıştım Angel Men’i. O zamanlar parfümlere bu kadar aşina olmadığımı söyleyebilirim. Hatırladığım kadarıyla ilk izlenimlerim çok olumlu olmamıştı zihnimde. Angel Men’i zorlayıcı bazı notaları yüzünden benimseyemediğimi hatırlıyorum. Fakat yıllar içinde şunu anladım ki çok uzun zaman önce sevdiğiniz bir parfümü artık sevmeyebilirsiniz ya da eskiden hiç sevmediğiniz kokular bugün için kalbinizi çalabilir. Paçuli notasıyla olan ilişkim muhtemelen böyleydi. Yıllar içinde, bir türlü sevemediğim paçuli kokusunu artık her parfümde arar oldum. Böylesine bir değişimin sebebini ben de bilemiyorum. Belki de tecrübelerin ve yaşanmışlıkların artmasıyla paraleldir.

Angel Men’e yeniden şans vermek istedim anlaşılacağı üzere. Thierry Mugler’in oldukça sevilen ve satış rakamları anlamında markayı hiç üzmeyen A*Men’i nihayet bileğimi süslüyor. Kendi sitelerinde A*Men’i şöyle tanıtmışlar: “Angel Men, Angel’ın kadın versiyonunun diğer yarısıdır. İki parfüm aynı grafik kodlara, alfabedeki aynı ilk ve son harfler gibi benzerdir. Angel Men, 1992 yılında çıkan Angel’ın bir görüntüsü gibidir. Erkekler için yapılan ilk oryantal gourmand parfümdür. İlk olarak Angel için icat edilen oryantal gourmand koku ailesine Angel Men’de dahil edilmiştir.”

Amerika’da Angel Men olarak satılan parfümümüzün açılışı oldukça karanlık şekilde gerçekleşiyor. Koyu paçuli ve karanlık kahve kokusu ilk saniyelerde etkili oluyor. Açılışında bir parça lavanta ve nane de var muhtemelen. Fena değil üst notaları. Orta bölümde parfümün en önemli öğesi kahve karşımıza çıkıyor. Mugler’in sitesinde Arap kahve çekirdeği olarak tanımlanan bu nota, oldukça tatlı verildiği için çikolatamsı kokuyor. Orta kısmı sevdim. Kapanışta çikolatamsı koku devam ediyor. Ekstra olarak mumsu olmayan vanilya ekleniyor kompozisyona. Azıcık amber de algılanıyor sonlarda. Kapanışı da gayet güzel.

Angel Men, oldukça karanlık çikolata-paçuli parfümü gibi görünüyor. Bizzat Mugler’in fazla oranda kullanıldığını söylediği Arap kahvesi çekirdeğinden ziyade, sütlü çikolata gibi koktuğunu düşünüyorum. Tabii paçulinin kokunun genele katkısı büyük. Topraksı kokmayan paçuli, muhtemelen vanilyanın etkisiyle oldukça yumuşak ve kremsi davranıyor ki Angel Men’in başarısının temelini de büyük ihtimalle bu oluşturuyor.

Angel Men, artık modern parfüm efsanelerinden birisi haline gelen ablası Angel’a (kadın versiyonu) benziyor. Zaten Mugler de bu kardeşliği destekleyen tanıtımlar yapıyor. Sonuçta ikisi de çikolatalı paçuliyi merkeze alıyor. Aralarındaki fark kadın versiyonun biraz daha çiçeksi, daha tatlı ve feminen olması. Erkek versiyonu ise daha erkeksi, daha az tatlı ve daha çikolatamsı diyebilirim. Angel’ın kadın versiyonunu çok sevmiştim, erkek yorumunu da gayet başarılı buldum. 22 yıl önce piyasaya çıkmasına rağmen modern yanını koruyor. Sanki dün çıkmış gibi rakipleriyle mücadele ediyor ve kalite anlamında benzer kokan çoğu ana akım parfümden daha kaliteli diyebilirim. Bence rahatsız edici yapaylık bulunmuyor.

Angel Men’in bu kadar sevilmesinin sebebi tabii ki lezzetli sütlü çikolata gibi kokması. Eğer bu tarz kokuları seviyorsanız, çok iyi bir seçenek olarak deneme listenize dahil edebilirsiniz. Parfümlerde hem çikolata kokusunu hem de paçuliyi sevdiğim için ikisinin birleşimi Angel Men’i rahatlıkla benimsedim. Şunu da söylemem gerekir ki çok detaylı ve derin kokmuyor. Genel olarak aynı çizgide devam ediyor ve ilerleyen saatlerde sizi şaşırtmıyor. Başlangıcı neyse sonu da hemen hemen aynı.

EDT formunda fakat performansı fena değil. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği tenimde ortalama oldu. Tam bir kış parfümü. Ilık sonbaharda kullanmak bile fazla gelebilir burnunuza. Erkek parfümü olarak piyasaya sürülse de uniseks kullanıma yakın duruyor. Kokusunun tasarımını Jacques Huclier yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7.5

14 Ocak 2018 Pazar

Histoires de Parfums – Fidelis (2015)

Sıradışı konsepti ve farklı parfümleriyle oldukça ilgi gören Histoires de Parfums, 2011 yılında “Editions Rare” isimli seri piyasaya sürdü. 2018 yılının başları itibariyle yedi parfüme ulaşan Editions Rare serisi de kendi içinde bölümlere ayrılıyormuş meğer.  Markanın sitesine göre Editions Rare serisinin içindeki üç parfüm diğerlerinden farklı yerde duruyor. Veni, Rosam ve Fidelis parfümleri bir şekilde altınla bağlantı kurularak pazarlanıyor.

Veni sarı altınla, Rosam beyaz altınla, Fidelis ise pembe altınla ilişkilendirilmiş kendi sitelerinde. Bugünkü yazı konuğum Fidelis’in açıklanan notalarında oldukça ilgimi çeken içerikler var. Mesela ahududu, kahve, paçuli ve kimyon notalarının birlikte kullanılması farklı koku formuyla karşılaşacağımı düşündürtüyor bana. Ayrıca öd, gül, safran ve amberden de bahsedilmiş tanıtımında.

Fidelis’in açılışı kuru sayılabilecek farklı baharatlarla gerçekleşiyor. Kakuleden şüpheleniyorum ilk saniyelerde. Hafiften de kahve olabilir üst notalarda. Sevdiğimi söyleyebilirim başlangıcını. Orta bölümde gülün kompozisyona girdiğini fark ediyorum. Buradaki gül geri planda kalmaya çalışıyor ve hafiften meyveli denebilir. Orta notalarda amberin etkisi giderek artıyor. Buradaki amber egzotik, koyu ve ağır bir amber. Son bölümde amberin etkisi devam ediyor. Safran kapanışta daha görünür oluyor. Safranlı amberin pek bana göre olmadığı gün gibi ortada.

Birkaç yıl sonra geriye dönüp baktığımda Fidelis’ten zihnimde ne kalacak diye düşünüyorum ve cevabı buluyorum: Amber. Buradaki amber gayet kütleli, sağlam, elitist, karanlık ve azıcık sert, daha doğrusu acımsı. Ahududu, kakule, kahve, gül, paçuli ve öd genel olarak amberin etkisinde bir şeyler söylemeye çalışıyorlar ama sesleri pek çıkmıyor.

Histoires de Parfums’un sitesinde Fidelis’in önce üst-orta-alt notaları açıklanmış. Sonrasındaysa ana notalar olarak not eklenmiş ve safran, kimyon, gül, amber ve ödden bahsedilmiş. Tabii bu çok alışıldık bir uygulama değil. Anladığım kadarıyla Histoires de Parfums burada diğer açıklanan notalardan ziyade kokunun asıl aksının ana notalar olarak verilen beş elementten oluştuğunu vurguluyor.

Kullanım döneminde yoğun kahve, ahududu, paçuli ve öd notalarına rastlamadım. Muhakkak vardır bu arkadaşlar ama etkileri sınırlı. Özellikle kahve-ahududu-öd üçlüsünü bir parfümde yan yana gördüğümü hatırlamadığım için oldukça ilgimi çekmişti kağıt üstünde Fidelis. Uygulamadaysa işlerin harika olmadığını söylemeliyim.

Enteresan tarafı bu tür egzotik ve koyu amber kokularını severim ama Fidelis bir şekilde kendisine bağlayamadı beni. İçine girip keyif alabileceğiniz konfor parfümü değil. Oldukça tematik, pek derinliği olmayan, akılda kalamayacak, doğru düzgün bir temaya sahipmiş gibi görünmeyen yapısının olduğunu söylemek istiyorum.

Histoires de Parfums’un kimi parfümlerini çok seven birisi olarak Fidelis’e büyük umutlar bağlamıştım ama beklediğim kadar çarpıcı ve ilginç çıkmadı. Onun kötü ve vasat koktuğunu söylemek haksızlık olsa da bana pek uymadı genel yapısı. Biraz fazla acımsı, buruk ve zorlayıcı tarzına alışmak zaman istiyor belki de.

Tatlılığın olduğunu ama abartılmadan verildiğini belirtebilirim. Günlük kullanıma pek uymayacak, spor kıyafetin üzerinde sırıtabilecek, akşamlara daha iyi uyum sağlayabilecek tam bir kış kokusu gibi duruyor. Kimi kaynaklarda uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın diyebilirim.

Kokusunun tasarımını genelde ilginç markalarla çalışan 36 yaşındaki parfümör Julien Rasquinet yapmış. Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği ortalama seviyede.

Koku Güzelliği:10/6

28 Eylül 2017 Perşembe

Donna Karan – Be Delicious Men (2004)

Be Delicious’un elma şeklindeki yuvarlak ve harika şişesini her zaman için çok sempatik bulmuşumdur. Donna Karan’ın 2004 yılında piyasaya sürdüğü elma temalı parfümleri hem erkekler için hem de kadınlar için ayrı ayrı sunuldu. Erkek versiyonundan ziyade kadın olanı daha çok ilgi çekti. Her ne kadar ilk çıktığındaki popülerliğini kaybetse de hala üretimi devam ediyor Be Delicious Women’in.

Erkek olanı ise elma şeklindeki kahverengi şişesiyle biraz daha geri planda kaldı. Kendi sitelerinde bile artık yer verilmeyen Be Delicious Men’de dikkat çeken bir nota yer alıyor: Kahve. Genellikle gourmandlarda karşılaştığımız kahve, anladığım kadarıyla burada turunçgillerle ferah bir şekilde verilmeye çalışılmış. Bakalım durum tam olarak böyle mi?

Be Delicious Men’in açılışı ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Portakaldan ziyade sucul bergamota benzettiğim üst notalarda yeşil elma da bulunuyor. Üst notaları yeşil turunçgillerle gerçekleşiyor. Orta bölümde yeşil ferah yapı devam ediyor. Yeşil elma parfümün başrolüne geçerken bir parça yapay odunsular eşlik etmeye başlıyor. Kapanışta ağaçsılar daha etkili. Vasat bir sedir ağacını andıran odunsu notalar pek umut vaat etmiyor.

Be Delicious Men’in içeriğinde yeşil elma olması tabii ki şaşırtıcı değil. Zaten şişesi elma şeklinde ve bu tema bir şekilde parfümde kullanılmış. Burada bir sorun yok ve tutarlılık var. Açılışı epey tanıdık, rahatsız etmeyen, modern turunçgillerle gerçekleşiyor. Bence parfümün en güzel yeri başlangıcı. Leziz ve herkesin sevebileceği güvenli üst notaları ilk intiba olarak olarak iyi iş çıkarıyor. Orta bölümdeki yeşil elma bir parça yapaylık sınırında dolaşıyor. Elmaya eklemlenen odunsularıysa pek başarılı bulmadım.

Be Delicious Men, ferah turunçgilli yeşil elma ve odunsulardan oluşan çok basit, sıradan, tek düze ve pek numarası olmayan bir arkadaş. Tabii şimdi aklıma hemen kahve notası geliyor. Açıklanan notalarında bulunan kahve bence parfümde pek yer almıyor. Varsa bile çok gerilerde. Hani kahve ferah verilmiş desem yine de kahve kokusunu bir türlü algılayamadım. Oysa iyi verilmiş kahveyi severim parfümlerde ama burada oldukça sınırlı kullanıldığını düşünüyorum.

Sonuç olarak hakkında uzun uzun yazılacak bir parfüme benzemiyor. Başlangıcı dışında vasat olduğunu söylemek yanlış olmaz. Pek derinliği olmayan, genç erkekleri hedefleyen, başlangıç seviyesindeki arkadaşlara yönelik olarak düşünülebilir.

Fotoğraf parfumo.net sitesinden alınmıştır.

EDT formundaki Be Delicious Men’in performansı hayal kırıklığı yaratıyor. İlk patlama dışında etrafa yayılımı az, kalıcılığı düşük. İlkbahar-yaz mevsimine yakın duruyor. Günlük kullanıma uyabilecek, her kıyafete uyum sağlayabilecek, gündüz gezmeleri ve ofis kullanımı için rahatsız etmeyecek yapısı artıları diyebilirim.

Kokusunun tasarımını Olivier Gillotin ve Pierre Negrin yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5

29 Aralık 2016 Perşembe

Valentino Uomo (2014)

Şu şişenin güzelliğine bakar mısınız? Pırıl pırıl parıldayan, kesimli kristallere benzeyen şişe, bana göre son yılların en güzel tasarımı. Bu kadar gösterişli, çarpıcı ve albenisi olan şişeye insan nasıl hayır diyebilir ki? Geçtiğimiz aylarda gittiğim bir parfüm satış mağazasında, raflardaki çeşit çeşit eserlerin arasında elim ister istemez Valentino Uomo’ya gitmişti. O günkü ilk izlenim olarak zihnimde çok fazla şey oluşmamıştı. Bu aralarsa uzun süreli kullanma imkanı buluyorum Valentino Uomo’yu.

Kendi sitelerinde parfümün tasarımcısının Olivier Polge olduğu vurgulanıyor ve kokusunun İtalyan tarzına yakın olduğu izlenimi veriliyor. Valentino Uomo’nun açılışı tatlı ve leziz çikolatayla gerçekleşiyor. Vanilyalı çikolataya acı olmayan kakao da eşlik ediyor. Başlangıçta biraz da bergamot var sanki. Üst notaları çok güzel Uomo’nun. Bu kalıp, yarım saat kadar devam ediyor ve ikinci sektöre geçiliyor. Burada parfüm daha da tatlanıyor ve neredeyse yanık şekerli-pudralı gibi kokuyor. İkinci bölümde çikolata-kakao efekti devam ediyor ama başlangıçtaki gibi kaliteli ve güzel değil. Bu bölümde geri plana sedir ağacı yerleşiyor. Gerçi tatlılık, sedir ağacını da etkisi altına alıyor. Pudralı tonka fasulyesi son bölümde oldukça etkili. Sıradan kapanışa sahip Uomo.

Versace – Eros, Dior Homme, Dior Homme Intense, Yves Saint Laurent – La Nuit de L’Homme, Viktor&Rolf – Spicebomb, Rochas Man, Givenchy – Pi, Guerlain – L’Insant de Guerlain Pour Homme, Van Cleef&Arpels – Midnight in Paris, Thierry Mugler – A Men Pure Malt ve daha aklıma gelmeyen milyonlarca tatlı, baharatlı, yanık şeker efektli, karanlık, pudralı, modern kadınsı erkek parfümleri, gözünüz aydın size yeni bir kardeş geldi. Adı da Valentino Uomo.

Evet, yirmi birinci yüzyıl belki de androjenizm üzerine şekillenecek ya da korkunç bir üçüncü dünya savaşıyla yeniden taş devrine döneceğiz. Einstein’ın söylediği iddia edilen “Üçüncü dünya savaşında hangi silahlar kullanılacak bilmiyorum ama dördüncü dünya savaşında taş ve sopalar kullanılacak” ifadesi yeterince çarpıcı. İnsanlığın kaderi, bir nükleer savaşla sona erecekse, umarım bu savaş, artık böylesi parfümlerin kötü örneklerini de yeryüzünden siler. Çünkü tek umudum bu.

afis uomo yen

Valentino Uomo için cinsiyetsiz bir kadın parfümü diyesim var ama erkekler için tasarlandığını ve pazarlandığını biliyoruz. Kendinden önceki rakiplerini kopyalayan değerli Valentino beye ve Olivier Polge’e teessüflerimi sunarım. Tamam sayın Olivier, Dior Homme’u tasarlayarak gönlümüzde güzel bir yere yerleştin ama on sene önce ortaya çıkardığın Dior Homme isimli şaheserin, vasat tekrarına neden gerek duydun ki? Oldu mu şimdi?

Bıkkınlık verecek kadar şekerli, tatlı baharatlı, modern erkek parfümlerinin sıkıcı benzerinden öteye gidemiyor ne yazık ki Valentino Uomo. Ve siz UFO görmüş masum parfümseverler! Muhtemelen bir AVM’de dolaşırken mağazaya gireceksiniz. Değerli ve ısrarcı satış temsilcisi arkadaşlarımızı binbir manevrayla atlatacaksınız ve elinize o ışıl ışıl şişeyi alacaksınız. Şöyle bir bakacaksınız. Şişeyi ışığa tutup, yansımalarına hayran kalacaksınız. Denemek için bileğinize sıktıktan sonraki kokuya bayılacaksınız ki haklısınız. Harika bir parfüm aldığınızı düşünüp heyecanla eve gideceksiniz ve kullanmaya başlayacaksınız. Üçüncü günün sonunda koca şişeye bakakalacaksınız çünkü ondan sıkılacaksınız. Eğer yaşınız otuzun üzerindeyse sizin için fazla genç işi olduğunu anlayıp, şaşıracaksınız. Eğer parfümlere epey meraklıysanız son bölümün yapaylığına ve şekerliliğine bakıp, karışık duyguların içine gireceksiniz. Eğer “amaaaan kalite kimin umurunda, kızlar bayılıyormuş abi bu kokuya” tayfasındansanız o zaman sizi tebrik ederim, aradığınızı buldunuz. Modifiye Golf arabanıza ya da Seat Leon’unuza binip, olay yerini terk edebilir ve ömür boyu mutlu yaşayabilirsiniz.

EDT formunda. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği ortalama. Tam bir sonbahar-kış kokusu.

arka uomo yen

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6