Rochas - Rochas
Man (1999)
İçerisinde
bulunduğumuz 21. yüzyılın belki de en ilgi çekici yanlarından birisi insanların
yemek kültürüne eskisinden daha fazla önem vermesidir bence. İlk çağlardan itibaren
yaşamak için ne bulursa yemeğe mecbur olan insanoğlu, bugün marketlerde önünde
duran yüzlerce çeşit hazır yiyeceği çoğu zaman beğenmez. Çünkü artık binlerce
seçenek var ve Mc Donalds, Burger King ya da Sbarro size kendi endüstriyel
ürünlerini satmak için hazır bekliyorlar.
Yeme-içme
kültürünün gelişmesi, gastronomi isimli bilim dalının bile oluşmasını sağladı
son yıllarda. Bugün üniversitelerde ders olarak okutulan gastronomi, bu
yüzyılın en talep görecek alanlarından birisi olacağa benziyor. Mutfak
kültürünün profesyonelleşmesi, beraberinde gurme denilen yeme-içme uzmanlarını
hayatımıza soktu. Fransızca "gourmand" olarak ortaya çıkan kelimenin
anlamı sözlüklerde aşağı yukarı şöyle veriliyor: "lezzeti keşfetmiş, damak
tadına sahip kişi".
Ülkemizde
de Vedat Milor'un başını çektiği (gerçi kendisi her fırsatta gurme olmadığını
söyler) yeme-içme uzmanları çok çok yeni bir kavram bizler için. Çoğumuz bundan
1-2 yıl önce ne Vedat Milor'u tanırdık ne de Michelin Yıldızlı lokantanın ne
anlama geldiğini bilirdik. Artık Türkçe'ye de girmiş bulunan gurme kelimesi,
bugünkü yazı konuma fazlasıyla isabet ediyor.
Özellikle
tatlı-şeker tüketiminin tehlikeli şekilde arttığı bu yüzyılda, parfüm
üreticileri de dünyanın bu yükselen kültürel trendine çabucak uyum sağladılar.
1990'lı yıllarda "gourmand" isimli bir parfüm kategorisi çoktan
konuşulur olmuştu. Hatta bu yönde parfümlerde çıkarılmaya başlandı. Parfümler
için kullanılan gourmand tanımı genel olarak "tatlı türevleri, şeker,
kakao, kahve türevleri, karamel, çikolata, vanilya" kokan parfümleri
belirtmek için kullanılıyor. Gourmand parfümlerinin atasının ise hangisi
olduğunun sınırını çizmek zor ama Thierry Mugler'in müthiş parfümü Angel (kadın
versiyonu) için kimileri "ilk gourmand parfüm" diyebiliyorlar.
Tabii
bu tartışmaya girmek çok anlamlı değil. Fakat 1999 yılında Rochas öyle bir
parfüme imza attı ki, herkesin gözlerini kendisine çevirmeyi başardı. Daha önce
hiç yapılmamış bir koku formuydu Rochas Man. Karamelli lavanta kokusuyla,
muhtemelen gourmand denilen parfümlerin en iyi ve erken örneklerinden birisini
ortaya çıkardı Rochas. Ve tabii piyasaya çıkar çıkmaz müthiş bir başarı
yakaladı Rochas Man. Bugün bile aradan on beş yıl geçmesine rağmen hala en çok
satan erkek parfümlerinden birisi olarak raflarda duruyor. Onun için "kült
gourmand" demek sanırım yanlış olmayacaktır. Uzun zaman önce bir şişesini
severek kullandığım Rochas Man'i, aradan geçen yılların ardından tekrar ve daha
detaylı olarak incelemek istedim.
Rochas
Man, kendi sitelerinde "klasik fujer" olarak sınıflandırılmış. Ayrıca
parfümün gourmand karakterine de vurgu yapılmış. Üzerime ilk sıktığımda beni
erkeksi lavanta karşılıyor. Hafif tatlımsı keskin lavanta, biraz eski
klasikleri hatırlattı bana. Caron Pour Homme'u andırıyor ilk saniyelerdeki lavanta.
Her ne kadar lavanta ile aram iyi olmasa da yine de fena değil açılışı. Orta
bölümde lavanta hala etkili. Fakat parfümün ana teması olan kahve, karamel ve vanilya yavaş yavaş
dengeyi sağlıyor. Biraz da anason-meyan kökü hissediyorum. Orta bölüm gayet
güzel. Sonlarda artık lavanta iyice geriye çekiliyor. Lezzetli, mis gibi bir
beyaz çikolata, kapuçino ve vanilya kombosu yönetimi ele geçiriyor. Ve tenden
ayrılana kadar böylece devam ediyor.
Rochas Man'in bende uyandırdığı izlenim şu: "Karamel, kahve, yanmış şeker,
lavanta ve vanilya. Başlangıçtaki sert sayılabilecek lavanta çoğu kişi için
alışıldık olmayabilir. Üst notalar lavanta marifetiyle oldukça erkeksi
karakterde. İlerleyen dakikalarda tatlılığın artmasıyla ve yanık şeker-kahve
aromasının devreye girmesiyle yumuşama oluyor kokuda. Ve böylece genel beğeniye
daha uygun hale geliyor. Yani Rochas Man'in o çok sevilen kokusu orta bölümden
itibaren ortaya çıkmaya başlıyor. Kapanışa kadar da kademe kademe lavantanın
geri plana geçtiğini görüyoruz.
Kabul
etmek gerekir ki lezzetli, cazibeli ve ilginç yaratım diline sahip. Kimi zaman
gerçekten de parfümü tutup içesiniz geliyor. Gayet sevimli, sokulgan, sıcakkanlı,
dinamik kokuyor. İnsan ister istemez kendisini kaptırıveriyor bir andan sonra.
Tabii kokusunun ciddi oranda tatlılık barındırdığını söylememe gerek yok
sanırım. Eğer bu tür şekerli kokuları sevmiyorsanız belki de denemeseniz daha
iyi olur.
Evet
biliyorum değerli arkadaşlar. Türkiye'nin muhtemelen en bilinen, en popüler, en
çok etrafta duyulan ve en çok açık/doldurması kullanılan parfümüdür Rochas Man.
Aradan geçen on beş yılda popülaritesi hala yüksek ve seveni çok. Tabii bu
durum onun fazlaca "piyasa işi" olduğunu düşündürtüyor. Bu görüşe
kısmen de olsa katılıyorum. Rochas Man, girilen çoğu ortamda karşımıza çıkıyor.
Ve bu da kullandığımız parfümün "bize özel olma" durumunu bitiriyor.
Zaten Rochas Man’i ilk kullandığım zamanlardaki tadı bir türlü alamadım. Belki
formülasyonu değişti belki de ben, eski ben değilim. Yüksek kaliteli olduğunu
söylemek mümkün değil. Tekdüze kokması ve derinliğinin olmaması can sıkıcı yanı
olarak görülebilir.
Rochas
Man'in böylesine ilgi görmesinin sebeplerinden birisi de kadınların bu parfümü
çok sevmeleri olabilir. Bir istatistik çıkarılmış değil tabii ki fakat Rochas
Man, "kadınların en sevdiği erkek parfümü" olarak listenin en üst sıralarında
kendisine rahatlıkla yer bulacaktır. İçeriğindeki kahve notası mı yoksa vanilya
mı buna sebep oluyor bilemiyorum ama sadece Türkiye'de değil dünyada da Rochas
Man'i kullanan çok sayıda kadın olduğunu okuyoruz. Onda bir çeşit şeytan tüyü
olduğunu düşünüyorum artık.
Soğuk
kış günlerinde, lapa lapa kar yağarken, bir alışveriş merkezinin büyük
pencerelerinden dışarıyı seyrederken, sıcacık ve mis gibi kokan kapuçinonuzu
içerken aklıma geliyor Rochas Man. Ya da Ankara'da Tunalı Hilmi'deki D&R'ı
dolaşıp, yeni kitaplara bakınırken, rahat bir koltuğa oturup, merak ettiğiniz
kitabı incelerken burnunuza alt kattan gelen sıcak çikolata kokusunu
hatırlatıyor bana Rochas Man. Dışarıda Ankara'nın insanın adeta yüzünü kesen
ayazı varken, Tunalı'dan geçen arabaları seyredip, en sevdiğiniz kitabı
okumak... Hayat aslında sandığımız kadar kötü değil belki de.
Rochas
Man, kendisinden dört yıl sonra piyasa sürülen ünlü niş parfümevi Bond No.9'ın
popüler kokusu New Haarlem'e de çok benziyor. New Haarlem, çok daha acı
kahvemsi kokuyor. Anlaşılacağı üzere Bond No.9, New Haarlem'inde Rochas Man'den fazlasıyla
esinlenmiş gibi görünüyor.
Parfüm
eleştirmeni Luca Turin, Rochas Man'i ferah baharatlı olarak sınıflandırmış. Beş
üzerinden üç puan vermiş. Yorumunda Yohji Yamamato'nun ünlü parfümü Yohji
Homme'a benzetmiş. “Eğer Yohji Homme'u hiçbir yerde bulamazsanız Rochas Man'i
alın” diye de öğüt vermiş.
Parfümün
tasarımını tanınmış burunlardan Maurice Roucel yapmış. İlginç ve sıradışı
şişesi için kimileri cinsel çağrışımlar yaptığını söylüyor. Silindir şeklindeki
ters duran şişesi, tasarım anlamında da gayet başarılı.
EDT
olan Rochas Man, kalıcılık olarak ortalama değerleri tutturuyor. Farkedilirliği
başlarda yüksek. Sonrasında normale dönüyor. Tam bir sonbahar-kış kokusu. Yaş
olarak 30 ve altındaki arkadaşlara önerebilirim. Biraz "genç işi"
koktuğu söylenebilir. Hemen her yerde gayet uygun fiyatlara satılan Rochas Man,
parfümlere fazla para harcamak istemeyen ortalama ve genç erkek arkadaşlar için
iyi bir seçenek olarak düşünülebilir.
Koku
Güzelliği:10/6.5