29 Ocak 2017 Pazar

Jean Paul Gaultier – Le Male Terrible (2010)

Le Male Terrible’ın omuzlarındaki yükün ağırlığını tahmin edebiliyorum. 1995 yılında parfümler tarihinin en kült eserlerinden sayılan Le Male’in küçük kardeşi olarak düşünülebilir Terrible. Francis Kurkdjian’ı dünyaya tanıtan Le Male, elde ettiği başarısının ardından hala sevilmeye ve kullanılmaya devam ediliyor. 2017 yılının başlarında otuz beşe yakın Le Male isimli devam parfümü piyasaya sürülmüş durumda. Belki de kendi alanında bir rekor bu durum.

2010 yılında piyasaya sürülen Terrible versiyonu biraz daha öne çıktı diğer devam parfümlerinden. Genç ve çalışkan parfümör Aurelien Guichard tarafından hazırlanan Le Male Terrible’ın açılışı kremsi turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarındaki greyfurdu dikkatli burunlar algılayacaktır. Kısa süre sonra kremsi turunçgilin yerine kremsi-sıcak-metalik baharatlar geliyor. Geri planda vanilya tabii ki yerleşiyor kompozisyona. Baharatlardan biberde birleşiyor çoğu yorumcu ki haksız sayılmazlar. Vanilyalı baharatlara parlak ve kadifemsi amberde eşlik ediyor. Son bölümde vanilyanın dozu daha da artıyor. Le Male’deki kullanım neredeyse tekrarlanmış kapanışta. Misk, sedir ağacı ve vetiver, baskın vanilyadan kafalarını bile kaldıramıyorlar.

Le Male Terrible, başlangıcındaki turunçgil kısmını saymazsak, baharatlı, miskli vanilya ekseninde ilerliyor. Tabii vanilyanın rolü büyük her daim. Benim pek sevemediğim parlak amber kullanılmış ki yapaylığa yaklaştırıyor kokusunu. Sonlardaki misk ve vanilya uyumu harika. Parfümün en güzel yeri yumuşacık ve sütsü vanilyasıyla, alt notalar.

Evet, doğru kelime sanırım “sütsü.” Orta kısımdan itibaren parfümün içine yavaş yavaş sızan ve her daim etkisini arttıran misk destekli vanilya, sütsü. Genellikle birçok niş marka dahil, vanilyayı fazlaca şekerli ve karamelize veriyorlar. Buradaki vanilya kullanımı öyle değil. Yumuşak başlı vanilyaya eşlik eden tırnaklarını çıkarmış baharatların karışımını pek uyumlu bulmadım. Neredeyse reçinemsi hissiyat veren orta kısım, bana göre parfümün başarısız tarafı.

LM_TERRIBLE_C1_50_600x400_CMJN_72CMYK

Bir Le Male devam parfümünü anlatırken, onu abisiyle kıyaslamamak mümkün değil. Klasik Le Male ve Terrible versiyonu orta kısımdan itibaren birbiriyle neredeyse aynı kokuyor. Anladığım kadarıyla klasik Le Male’ın, başlangıcına biraz turunçgil, orta kısmına da baharatlar yerleştirilmiş. İşte size Terrible. Kokusu kötü mü? Değil. Harika mı? Değil. Terrible ne dünyayı sallayan abisi kadar özgün ne de günümüzün birbirinin aynı vanilya parfümleri kadar vasat. Bir yorumcunun dediği gibi “Eğer elinizde Le Male varsa, Terrible’ı almanıza gerek yok.”

Le Male’ın, hep şikayet edilen nane ve pudralı kısımlarını Terrible’da daha az gördüğüm için mutluyum fakat baharatların ve amberin verilişi için iyi şeyler düşünmüyorum. Terrible birazcık daha erkeksi ve günümüze yakın kokuyor. Bence günlük kullanıma rahatlıkla uyacaktır.

EDT formundaki kokusunun performansı harikalar yaratmıyor. Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği ilk yarım saat iyi, sonrasında düşüyor. Sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmanızı öneririm.

Koku Güzelliği:10/6

25 Ocak 2017 Çarşamba

Parfums MDCI – Cuir Garamante (2013)

Ağırlıklı olarak Kuzey Afrika’da yaşayan Berberiler, bölgenin en kadim halklarındandır muhtemelen. Libya, Fas ve diğer ülkelere dağılmış haldeki Berberilere, Arapların Mağrib dedikleri biliniyor. Çöllerde hala yaşamaya devam eden bu egzotik halk, parfüm üreticilerinin bir şekilde ilgisini çekiyor. Muhtemelen bu halkı gizemli ve kendine özgü buluyor Batı merkezli zihin dünyası.

Fransa kökenli niş parfüm evi MDCI, Berberi halkından ilham alarak Cuir Garamante’yi 2013 yılında piyasaya sürdü. İsminden de anlaşılacağı üzere deriyi merkeze aldığını düşündürten Cuir Garamante’i, bir süredir kullanıyorum. Kendi sitelerinde Arabistan, Afrika, çöl ve baharat temalarını öne çıkarmışlar.

Cuir Garamante’ın açılışı yüksek kaliteli gülle gerçekleşiyor. Mayhoş ve tatlı meyvelerin eşlik ettiğini söyleyebilirim. Açıklanan notalarında göremedim ama erik veya böğürtlen olabilir. Başlangıcı gayet güzel. Orta kısımda gül bir parça geri çekilirken, öd ve safran ortaya çıkıyor. Bu iki notanın dengede verildiği orta kısımda sıcak baharatlar da mevcut. Kapanışta gül tekrar kendisini gösteriyor. Tütsüyle verilmiş gül ve derinin uyumunu beğendim.

Cuir Garamante, gül-safran-öd üzerine kurgulanmış bir parfüme benziyor. Başlangıçtaki baskın gül kadınsı değil. Üst notaları muhtemelen parfümün en güzel kısmı. Orta bölümdeki öd ve safranı kendime yakın bulamadım. Zaten safran konusunda düşüncelerim belli. Orta notalardaki hoş baharatlar bile bence durumu kurtaramıyor. Son bölüm kaliteli ve yeterli.

cuir-garamante-sotd-club yen
Fotoğraf sotdclub sitesinden alınmıştır.

Yazının buraya kadar ki kısmında bir eksilik olduğunu hissettiğinizi sanıyorum. Hiç deriden bahsetmedim. Oysa parfümün ismi deri üzerine ve kendi sitelerinde de deriden bahsedilmiş. Açıkçası Cuir Garamante’de son bölüm dışında baskın deri algılayamadım. Varsa bile geri planda kalmış veya özellikle öyle konumlandırılmış. Bu anlamda benim için de sürpriz oldu. Büyük oranda deri beklerken, gül ile karşılaşmak biraz şaşırtıcı.

Sonuç olarak orta kısmı dışında bence fena değil Cuir Garamante. Ama işin kötü tarafı şu ki orta kısım, parfümün en uzun süren bölümü. Orta kısmı, biraz Montale parfümlerindeki öd kullanımına benzettim. Benim sevdiğim tarzda değil öd kullanımı. Sıcak baharatların verilişini beğendim ödün yanında. Son bölümde oldukça zayıfladığını belirtmem gerekiyor.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

EDP formundaki Cuir Garamante’in kalıcılığı normal, fark edilirliği yüksek değil. Kokusunun tasarımını Richard Ibanez yapmış. Sonbahar-kış mevsimlerinde kullanılabilir. Kendi sitelerinde erkek parfümü bölümünde yer alıyor Cuir Garamante. Bence de erkek kullanımına daha yakın. Bir öd-gül parfümü, günlük kullanıma ne kadar uyarsa, Cuir Garamante’de o kadar uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

21 Ocak 2017 Cumartesi

Guerlain – Shalimar Parfum Initial (2011)

Geçen yaz, okuduğum bir tarihi roman, oldukça ilgimi çekmişti. İbni Sina’nın hayatının anlatıldığı ve zaman zaman abartılı tarihsel olaylarla kurgulanmış romanda en aklımda kalan şeylerden birisi onun lakabı olmuştu. İbni Sina’nın hayranlık verici genişlikteki tıp bilgisinin karşılığında herkes ona “Hekimlerin Prensi” diyordu. Bu takma isim, onun kendi adı kadar yaygındı. O dönemin en büyük tıp bilgini için pek de abartılı sayılmazdı Hekimlerin Prensi sözü.

Nereden aklıma geldiyse, Guerlain’in Shalimar’ı için de “Parfümlerin Kraliçesi” diyesim geliyor. Bilemiyorum bu ismi daha önce Shalimar’a takan var mıydı, yoksa ilk benim mi aklıma geldi fikrim yok. Nasıl ki İbni Sina, döneminin en büyük alimiydi, Shalimar’da 1900’lü yılların başlarının en önemli parfümüydü ve Parfümlerin Kraliçesi olmayı rahatlıkla hak ediyordu.

Shalimar’ın inanılmaz büyük başarısının ardından kült parfümler derecesine yükselmesi zor olmadı. Guerlain’in en önemli kozlarından birisi haline dönüşen Shalimar’ı bugün bile çok sayıda kadın kullanıyor ve vazgeçemiyor. Ve tabii ki, her başarılı parfümün, devamlarının gelmesi günümüzün bir zorunluluğu adeta. Guerlain’da Shalimar isminin büyüklüğünden yararlanıp, devam parfümleri piyasaya sürdü aynı isimle. 2017 yılı başı itibariyle otuza yakın flanker çıkarılmış durumda Shalimar ismini taşıyan. Bu devam parfümlerinin muhtemelen en sevileni ve popüler olanı Shalimar Parfum Initial denilebilir.

2011 yılında piyasaya sürülen Shalimar Parfum Initial’in başlangıcı pudralı iris çiçeği ile gerçekleşiyor. Çok kısa süren bu patlamadan sonra limonlu ve buruk turunçgilli kısım başlıyor. Ferah olmayan kremsi limon-turunçgil ikilisi, bir parça olgun ve eski kokuyor. Orta kısımda, tatlı limonlu iris tarafına doğru yol alan ana yapıda büyük değişim olmuyor. Orta bölümün sonlarında kadifemsi ve parlak paçuli ekleniyor kompozisyona. Paçuli, köksü ve egzotik değil, canlı ve şeffaf. Alt notalarda şekerli olmayan hafif pudralı vanilyayla kapanış yapılıyor.

resmi initial yen

Shalimar Parfum Inıtial için çoğu kişi, klasik Shalimar’ın daha hafif ve modernize edilmiş hali diyor ki bence de haklılar. Klasik Shalimar’daki o kasvetli, yarı karanlık, baskın, pudralı ve kadınsı yapı epey yumuşatılmış şekilde verilmiş Initial’da. Klasik Shalimar’daki fazla verilmiş pudra beni de epey rahatsız eder fakat Initial, daha canlı, ferah olmasa da parlak ve açık kokuyor. Meyveli-çiçeksi iris-paçuli tarzında diyebilirim. Hiç şüphesiz ki klasiğine göre kullanımı çok daha kolay. Hatta günlük kullanımda rahatlıkla uygulanabilir.

Asıl önemli soruya geleyim. Efsaneler arasında yer alan Shalimar’ın o ilginç karakteri, devam parfümü Initial’da var mı? Aslına bakılırsa, klasik Shalimar’dan farklı bir yol izlemeye çalışmış Initial. Pudra oldukça azaltılmış, ferah olmayan, dinamik, buruk limon öne alınmış. İris çiçeği daha görünür olmuş ve sürpriz şekilde modern paçuli eklenmiş. Vanilya kısmıysa iki parfümde de epey benziyor.

Sonuç olarak kötü parfüm değil Initial fakat Shalimar’ın o çarpıcı kokusunun benzerini beklemeyin. Kokusu beni çok etkileyemedi ya da şöyle söyleyeyim içine çekemedi. Belki bu durumda kendisini hissettiren kadınsılığın da payı var. Rahatsız edici yapaylığa rastlamadım. Bir tek kadifemsi paçulinin verilişini beğenmedim. Ayrıca limon daha kaliteli olabilir ve aromatik otlarla desteklenebilirdi. Shalimar’ı seven fakat benim gibi kullanımını zor bulanlar için iyi seçenek Initial. Klasik Shalimar üst yaş guruplarını hedeflerken, Initial’in hedef kitlesi daha geniş.

Kimilerinin Angel kimilerinin Coco Mademoiselle benzetmelerini abartılı buluyorum. Hele ki Dior Homme ve Dior Homme Intense’e benzetenleri anlayamıyorum. Buradaki kadar yoğun limon kullanımı Dior Homme’da ve Intense’de var mı? Kadifemsi paçuli bulunuyor mu Dior’larda? Eğer illaki bir şeye benzeteceksem Initial’i, o da limonlu, vanilyalı kek olabilir 🙂

yakin initial yen

Parfümün tasarımını Thierry Wasser yapmış. EDP formunda. Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği yüksek değil. Sıcak yaz günlerinde ağır kaçabilir. Serin ilkbahar-sonbahar mevsimleri için ideal.

Koku Güzelliği:10/6

17 Ocak 2017 Salı

Bois 1920 – Sushi Imperial (2005)

Japonların geleneksel yemeği sushi ismini bir parfüme vermek acaba iyi fikir mi? İşin ilginci, ismi sushi olan parfümü Japon markasının piyasaya sürmesini beklerdik fakat İtalya merkezli niş parfüm evi Bois 1920’den gelmiş bu hamle 2005 yılında. Muhtemelen Japonya denince akla ilk gelen marka olan sushi yemeği, Enzo Galardi isimli İtalyan parfümöre ilham vermiş. İşte size Sushi Imperial.

İlginç ismine binaen, epeydir merak etmekteydim Sushi Imperial’i. Bois 1920’nin sevilen parfümlerinden Sushi Imperial hakkında pek bilgi yok çünkü kendi siteleri bir süredir kapalıymış. Baharatlı oryantal tarzına yakın olduğu söylenen Sushi Imperial’in açılışı buruk turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah sayılamayacak mandalina başlangıca damgasını vururken, ona yavaş yavaş anason eşlik etmeye başlıyor. Oldukça tatlı üst notaları anasonlu mandalina gibi kokuyor. Orta kısımda bu yapı kısmen devam ediyor. Partiye bu sefer kuru baharatlar katılıyor. Tarçın, orta kısımda kendisini gösteriyor. Bu andan itibaren turunçgilli anasonlu tarçın kokusuna dönüşüyor. Tatlılık hala mevcut. Alt notalarda tonka fasulyesi bulunuyor sanki. Biraz da kadifemsi paçuli var bence. Paçuli köksü ve tozlu değil. Son bölüm çok çarpıcı gelmedi bana.

Sushi Imperial, tavrını baharatlı turunçgillerden yana kullanmış. Buruk ve tatlı turunçgiller (mandalina ağırlıkta), kuru ve sıcak baharatlar (tarçın, zencefil olabilir) ve tabii ki anason, parfümün ana aksını oluşturuyor. En özele indiğimdeyse turunçgil-anason ikilisinin parfümü domine ettiğini ve başından sonuna kadar bir şekilde var olduklarını düşünüyorum.

Anason notasını sevmesi ve kullanması zor bulurum parfümlerde. Genellikle burnu zorlayan tırmalayıcı karakteri oluyor anasonun. Onun için anasonun içine girdiği parfümler bana pek konforlu gelemiyor. Sushi Imperial’de yeterince kaliteli verilmiş notalarda sorun olmasa da, turunçgilin, anasonun ve sıcak baharatların karışımı halindeki genel yapı, benim için biraz fazla geldi. İsmindeki sushi göndermesini düşünerek, parfümün daha az tatlı olmasını beklerdim. Tonka fasulyesi epey iş görüyor geri planda. Turunçgillerin, sushi yemeğiyle nasıl ilişkisi var anlayamadım. Parfümün ismiyle kokusu arasında konseptsel anlamda kopukluk var sanki.

set sushi yen

Sonuç olarak hassas sinüslerimi ve atak yapmaya müsait migrenimi tetiklemeye uygun bir parfüm izlenimi veriyor. Kimi kullanıcıların bahsettikleri yapaylığı anlayabiliyorum. Notalar tek tek kaliteli ama çok fazla burun tırmalayan ve zor notayı birleştirmeye çalışmış bay Enzo. Ve ortaya uyumsuz bir kompozisyon çıkmış gibi hissediyorum. Bazılarının elmalı keke benzettikleri Sushi Imperial, bana göre anasonlu tarçınlı çaya daha yakın duruyor. Sanırım Sushi Imperial pek bana hitap etmiyor.

Parfümün genel yapısı eski, tozlu ve köhne değil. Günümüze yakın ve modern. Çoğu yerde uniseks olarak sınıflandırılsa da erkek kullanımına yakın duruyor. Sıcak yapısı ve baharatların yoğunluğu sebebiyle sonbahar-kış mevsiminde kullanmak uygun olacaktır.

EDT formunda. Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği yüksek değil. Kokusunun tasarımını markanın kurucusu Enzo Galardi yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

14 Ocak 2017 Cumartesi

Hafta Sonu Çekilişi (Kazanan Açıklandı)

Asil: sertanaktas89@hotmail.com

Yedek: Ozgeekurt@gmail.com

Yukarıdaki fotoğrafta karlar içinde mışıl mışıl uyuyan Vertus’un Vanilla Oud isimli parfümünü, çekilişle bir kişiye hediye edeceğim. Çekiliş için tek şartım “parfummerakiofficial” Instagram adresinin takip edilmesi. Instagram adresini takip ettikten sonra bu başlığın altına çekilişe katılma isteğinizi bildirip, e-posta adresinizi de yazmanız önemli çünkü eğer kazanırsanız, size e-posta
üzerinden ulaşacağım.

Çekiliş 14 Ocak Cumartesi günü saat 20.00’de başlayacak ve 15 Ocak Pazar günü saat 20.00’de katılım sona erecek. Çekiliş sonucunu, pazar günü yine bu başlıktan açıklayacağım. Lütfen herkes tek sefer katılsın, aynı kişiden gelen birden fazla mesajı ciddiye almayacağım.

Herkese bol şans.

Parfüm Merakı’nın resmi Instagram hesabı: https://www.instagram.com/parfummerakiofficial

13 Ocak 2017 Cuma

Dunhill – Icon Absolute (2015)

İngilizlerin sevilen markası Dunhill’in, 2015 yılında piyasaya sürdüğü Icon, yurtdışında oldukça ilgi görmüş ve övgülere mazhar olmuştu. Geçtiğimiz aylarda bende kullanmış ve çok başarılı bulmamıştım Icon’u. Yine 2015 yılı içinde Icon’a hemencecik kardeş geldi. Icon Absolute, kardeşi Icon’dan farklı olarak EDP formunda ve koku anlamında aralarında büyük benzerlik bulunmuyor. Icon Absolute, kendisine Ortadoğu pazarını hedeflemiş anlaşılan.

Nereden mi biliyorum? Hem içeriğindeki oud notasından hem de pazarlama cümlelerinden. Birçok ana akım markanın koleksiyonlarına oud temalı parfümler eklediğini düşünürsek, Dunhill’in, bu trendi kaçıracağını sanmak saflık olabilir. Gerçi Icon kadar ilgi görmemişe benziyor Icon Absolute. Yine de merak ettim oud temasının Dunhill yorumunu.

Parfümün başlangıcı koyu, karanlık ve acımsı öd ağacıyla gerçekleşiyor. Kimilerinin ilaç kokusuna kimininse plastiğe benzettiği başlangıcı konusunda haklı olabilirler. Evet biraz zorlayıcı ama ilginç ve kuru açılışa sahip Icon Absolute. Yüksek kaliteli değil ama garip şekilde çekici. Orta kısımda acımsı kuru öde, safran ve kuru baharatlar ekleniyor. Safran, baharattan bir parça önde. Ne yazık ki safranla uzun zamandır yıldızımız barışamıyor. Orta notalar pek bana göre değil. Son bölümde öd geri çekilirken, misk kendisini ortaya çıkarıyor. Orta bölümün sonlarında karşımıza çıkıveren kuru, karanlık deri, alt notalarda da var. Ancak alt notalarda o kadar zayıflıyor ki kokusu, algılamak neredeyse imkansız.

Fani burnuma dayanarak söyleyebilirim ki, Icon Absolute öd-deri-safran üçlüsü üzerine oynamış. Tabii öd başrolde. Tatlı olmayan ve acımsı öd, hem zorlayıcı hem de gizemli. Öde destek veren deri de kuru ve plastiğimsi ama rahatsız edici yapaylığa sahip değil. Safran ve misk ise üçüncü karakter olmayı aralarında paylaşıyorlar.

resmi icon1 yen

Şimdi biliyorum ki öd temalı parfümlere hayran değilim. Son yılların en trend içeriği olan ödü, çoğu zaman kendime yakın bulamıyorum. Icon Absolute’da durum pek değişmiyor. Parfümün genelinde hafiften kaba bir zorlama var. Oldukça erkeksi aromaya sahip olduğunu söylemeliyim. Tatlılığın olmaması sevindirici. İlacımsı öd ve plastiğimsi deri ise şaşırtıcı ve kafa karıştırıcı. Karanlık ve koyu karakteri ilginç ama performansı ve oturmamış yapısı hayal kırıklığı. Adeta zıtlıkların parfümü.

Sonuç olarak çok sevdiğimi söyleyemesem de, eğer Arap-Ortadoğu esintisini yaşayabileceğiniz uygun fiyatlı öd parfümü arıyorsanız Icon Absolute’ya şans verebilirsiniz. Günlük kullanıma pek uymayacak, genç arkadaşların hoşuna gitmeyecek, sıcak ve ılık mevsimleri sevmeyecek bir parfüm Icon Absolute.

Kokusunun tasarımını Carlos Benaim yapmış. EDP formunda. Kalıcılığı eh işte. Fark edilirliği zayıf.

Koku Güzelliği:10/6

9 Ocak 2017 Pazartesi

Olivier Durbano – Black Tourmaline (2007)

Aslına bakarsanız taşlarla şifa dağıtma işlerine pek inanmam. Son yıllarda bir trenddir gidiyor, “şu taşın acayip faydası var, bu taştan kolye yaparsan depresyonun biter, öteki taşı bileğine bastırdın mı bütün kötü enerjini alır” tarzı olaylara pek aldırmasam da, son günlerde kullandığım parfüm, karşıma bir taş çıkarıverdi: Turmalin.

Yarı değerli taşlardan kabul edilen turmalin taşının birçok çeşidi varmış. Siyah Turmalin taşının, bir niş parfüme isim babalığı yaptığını görüyoruz. Uzun zamandır ismini farklı yerlerde gördüğüm ve hakkındaki övgüleri okuduğum, Olivier Durbano’nun Black Tourmaline’i bugünkü yazı konuğum. Kendi sitelerinde odunsu, baharatlı, dumansı olarak sınıflandırılmış Black Tourmaline.

Parfümün başlangıcı yeşil ağaçsı yapıyla gerçekleşiyor. Çam ağacı reçinesine benzettiğim üst notaları doğal ve kaliteli. Orta kısımda kuru baharatlar yeşil çamsı kokuya eşlik etmeye başlıyor. Biber, kakule, kişniş muhtemelen var. Orta bölümünün ilerleyen saatlerinde deri ve tütsü de katılıyor partiye. Orta bölümü fena değil. Son kısımda büyük değişiklik yok. Miskin ağırlığını arttırdığı kapanışı, genel kompozisyonla uyumlu.

Black Tourmaline, ağaçsı, reçineli-tütsülü bir parfüm bana göre. Çam ağacına benzettiğim yapı, başlangıçtan kapanışa kadar devam ediyor. Çam ağacı ormanına girdiğinizde ya da çam ağacının üzerindeki akmış reçineyi kokladığınızda, aklınıza Black Tourmaline gelebilir. Baharatlar var ama çok keskin ya da bağımsız değiller. Yeşil ağaçsı ana yapıda bir detay olarak kalıyor baharatlar. Kimi yorumcular paçuliden bahsetmiş ama bence baskın değil paçuli.

tasli black yen

Black Tourmaline, rahatsızlık vermeyen, gayet kaliteli, erkeksi, ağaçsı bir parfüm. Ne yazık ki pek derinliğe sahip değil. Düz çizgide ilerliyor ve neredeyse hiç değişmiyor kokusu. Bu anlamda biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Onun dışında parfümde ciddi problem göremedim.

Sonuç olarak harika bir parfüm değil. Çarpıcı da değil. Özgün ve sıradışı da değil. Ortalama üzeri kalitedeki ağaçsı-reçineli-tütsülü niş parfüm. Koku anlamında Clive Christian – V For Men’i anımsatıyor. Kimi yorumcuların Ralph Lauren – Polo Classic’e (yeşil şişe) benzetmeleri gayet anlaşılabilir. Evet, bence de andırıyor Polo Classic’i. Gerçi Polo Classic’te müthiş bir paçuli, son noktayı kokuyordu. Black Tourmaline’de daha canlı, dinamik ve ilkbahar kullanımına uygun bir yumuşaklık var. Ferah diyeceğim ama değil, ağır desen sayılmaz. Onun içindir ki, doğanın uyanmaya başladığı ve ağaçların yemyeşil yapraklarını açtığı serin ilkbaharda kullanmak harika olacaktır.

İsmindeki siyah vurgusuna aldanmayın çünkü koyu ve ağır kokmuyor Black Tourmaline fakat hafiften dumansı ve gizemli olduğu söylenebilir. Aslında günlük kullanıma çok uymayabilecek tematik bir çalışma. Günümüzün modern parfümlerine benzemiyor. Tatlılık az ve kuru. Üst yaş gruplarını hedeflediğini düşünüyorum.

balck tek sis yen

EDP formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği yüksek değil. Kokusunu, markanın kurucusu Olivier Durbano tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

6 Ocak 2017 Cuma

Parfüm Merakı Instagram'da!

Gerçi bilenler biliyor ama yine de bir defa daha duyurmuş olayım. Parfüm Merakı’nın Instagram sayfası açıldı. Resmi Instagram hesabım şudur:

www.instagram.com/parfummerakiofficial

Instagram’da, Parfüm Merakı ismiyle açılmış bir çok sahte hesap olduğunu ve bu hesapların benimle ilgisi olmadığını belirtmek isterim.

Instagram ve diğer sosyal medya sayfalarıma, sağ üstteki simgelerden ulaşabilirsiniz.

5 Ocak 2017 Perşembe

Chanel – Coco Noir (2012)

“Çekici, ışıl ışıl, inatçı. Coco Noir, kadınlığın samimi ve esrarengiz yeni vizyonunu ortaya çıkarmak için doğu esintili kokuları yeniden yorumlar. Coco Noir, kadınsılığı meydana çıkaran siyah rengini somutlaştırmayı amaçlar. Cazibeli şehvetin çağdaş dışavurumunu, günümüze ait, aydınlık notalarla anlatır. Chanel, siyah rengine daima önemli verir: Bir kadını vurgulamak.”

Chanel’in 2012 çıkışlı kadın parfümü Coco Noir’in tanıtım cümleleri yukarıdaki gibi. Genellikle Coco Noir’in siyahtan ilham aldığı vurgulanırken, resmi olmayan bazı kaynaklarda, bayan Chanel’in bizzat kendisinden esinlenildiği belirtilmiş. Hatta Coco Noir’in oluşturulma aşamasında Chanel’in Venedik’te geçirdiği günlerden ilham alındığını bile söyleyen var. Nereden esinlendiyse esinlensin, Chanel’in Coco Noir’i ilk çıktığında dikkat çekmişti. Hem Chanel isminin büyüklüğü hem de ünlü Coco parfümün devam kokusu olduğunu vurgulayan ismiyle, pazarda tutunmaya çalışıyor gördüğüm kadarıyla. Bakalım Coco Noir’de, Chanel bize ne anlatmaya çalışıyor?

Parfümün başlangıcı saldırgan şekerli meyvelerle gerçekleşiyor. Kendi sitelerinde bergamot ve greyfurttan bahsedilmiş. Bergamottan ziyade greyfurt olabilir. Hatta şekerli erik veya üzüm bile olabilir. Açılışı ne kadar da tanıdık: Black Orchid?!! Yaklaşık yarım saat sonra meyvelerin hakimiyeti azalmaya başlıyor. Bu andan itibaren parlak çiçekler etrafı kaplıyor. Yasemin, gül ve diğer beyaz çiçekler. Meyvelerden devraldıkları bayrağı, çiçekler kapanışa kadar taşıyor. Orta bölümde kadınsı çiçeklere kuru ve parlak paçuli eşlik etmeye başlıyor. Son bölüm, orta kısmın tekrarı şeklinde gerçekleşiyor. Belki biraz miskin artan ağırlığından söz edebilirim kapanışta. Azıcık da vanilya devreye giriyor.

Coco Noir, tarz olarak meyveli-çiçeksi tarafa yakın. Başlangıçtaki güçlü meyveler, turunçgilden ziyade eriğe daha yakın gibi. Açılışı şaşırtıcı derecede Black Orchid’e benziyor bu arada. Zaten oldukça fazla yorumcu, Coco Noir’i Black Orchid’e benzetmiş. Sebebi muhtemelen başlangıçtaki ilk yarım saatlik kısım. Ve söylemem gerekir ki Chanel’in Tom Ford’un ikonik parfümü Black Orchid’den bir parça esinlendiğini bende düşünüyorum fakat Black Orchid benzerliği sadece yarım saat kadar sürüyor. Coco Noir, ilk yarım saatten sonra tamamen başka bir yöne doğru evriliyor. Meyveli halden, beyaz çiçeklere geçiş yapıyor ve orta kısımdan itibaren Black Orchid ile arasına sınır çiziyor. İşin ilginci, Coco Noir’in ikinci evresi yine bir parfüme çok benziyor: Coco Mademoiselle.

CocoNoir chanel yen

Gerçekten şaşkınım. Acaba yanılıyor muyum diye sağa sola bakınırken, epey yorumcunun Coco Noir’i bu sefer de Coco Mademoiselle’e benzetmesiyle karşılaştım ki haklılar. Coco Noir’in ikinci evresi yani çiçeksi kısmı, Coco Mademoiselle’i ciddi ciddi anımsatıyor. Hatta Coco Noir’deki parlak ve kadifemsi yapaylık sınırındaki paçuli bile Coco Mademoiselle’de kullanılan paçuliye benziyor.

Bana göre durum şu. Coco Noir, ilk yarım saatindeki şekerli meyveli kokusuyla Black Orchid’i, sonrasındaki çiçeksi paçuli kokusuyla Coco Mademoiselle’i örnek almış kendisine. Ama anlamadığım, Chanel gibi “yüksek” markanın neden böyle bir yola başvurduğu. Zaten büyük maddi olanakları olan bir marka ve Coco Noir için Jacques Polge gibi ustayla çalışıyorlar fakat ortaya Black Orchid ile Coco Mademoiselle’in karışımı çıkıyor. E o zaman ne anladım Chanel’in marka değerinden, geçmişteki müthiş klasiklerinden, belli bir kalitenin üzerindeki işlerinden ve geleneğinden. Eğer Chanel gibi bir marka rakibinin en popüler parfümünü ve kendi parfümünü kopyalayacaksa, insanlar neden Chanel’i tercih etsin?

Her neyse. Hem Black Orchid’e hem de Coco Mademoiselle’e ısınamamış birisi olarak Coco Noir’i de sevemedim. Orta kısımdan itibaren çiçeksi paçuli, yapay ve tırnaklarını çıkarmış cadaloz bir kız gibi. Hafiften de başımı ağrıttı Coco Noir. Aynı etkiyi Coco Mademoiselle’de de yaşamıştım zaten. Onun içindir ki Coco Noir bana göre değil.

yakin coco noir yen

Coco Noir EDP formunda. Yakın zamanda Parfum versiyonu da piyasaya sürülmüş. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği başlarda yüksek. İlerleyen saatlerde normale dönüyor fark edilirliği. Oldukça feminen yapısı, hem genç hanımefendilerin hem de orta yaşlı kadınların ilgisini çekeceğe benziyor. Sonbahar-kış kullanımına uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/5

 

4 Ocak 2017 Çarşamba

Calvin Klein - Ck All (Yeni Parfüm)

Calvin Klein’in popüler parfümü CK One’dan yirmi üç yıl sonra aynı şişe tasarımı ile bir kardeş geliyor aileye.  Şubat 2017’de piyasaya sürülecek Ck All, markanın yeni popüler parfümü olmayı deneyecek muhtemelen. Umarım, başarılı bir koku karşımıza çıkar.

Notaları şöyle: Mandalina, turunçgil, paradisone notası, amber.

2 Ocak 2017 Pazartesi

Vertus – Vanilla Oud (2015)

Vanilya ve Öd. Parfümün ismi aslında her şeyi açıklıyor. Vertus’un koleksiyonunda, vanilyanın en baskın olduğu parfüm şimdilik Vanilla Oud diyebilirim. İlerleyen zamanlarda yeni vanilya merkezli parfümler gelir mi bilemiyorum ama dengeli kullanılan vanilyayı seven birisi olarak Vanilla Oud’u merak ediyordum. Bir süredir bol bol kullanıyorum Vanilla Oud’u.

Parfümün tanıtımında şöyle söylenmiş: “Sandal ağacı ateşi üzerinde kavrulmuş marshmallowların tatlı, lezzetli, karamel ve kremsi vanilya ile buluşması… Bir serap gibi, çöle doğru takip edeceğiniz bir iz bırakacak…” Vanilla Oud’un açılışı gerçekten de bahsettikleri gibi tatlı ve lezzetli vanilya patlamasıyla gerçekleşiyor. Yanık vanilyayı andıran üst notalar, marshmallowa da benziyor. Orta kısımda vanilya biraz geri çekiliyor. Parfüme ismini veren öd ağacı az da olsa kendisini gösteriyor. Asıl dikkatimi çeken orta bölümdeki sıcak reçineli yapı. Yumuşak baharatlarla verilmiş sıcak reçineler, orta kısımda vanilyayı etkisi altına alıyor. Bu bölümde vanilya daha az tatlı ve kuru. Sonlarda yumuşak vanilya ve misk var. Hafiften baharatlar da mevcut. Reçinemsilik kapanışta pek yok.

Vanilla Oud, vanilya ve sıcak reçine-baharatlardan oluşan bir kombinasyona benziyor. Parfüme ismini veren diğer element öd, çok baskın değil. Geri planda kalmayı yeğleyen öd, başrolü vanilyaya vermiş. Parfümün orta kısmı, sıcacık bir kış kokusu izlenimi veriyor. Yabancıların Noel parfümü dedikleri gibi, karlı soğuk günler için ideal bir koku formu. Başlangıçtaki vanilya biraz soğuk ve durağan. Sonları oldukça yumuşak ve konforlu.

Vanilla Oud için katmanlı denilebilir. Üst-orta-alt notalar, ince çizgilerle de olsa ayrılmış. Malzeme kalitesi fena değil. Rahatsız edici yapaylığa rastlamasam da orta kısımdaki reçineler, benim için fazla geldi. Başlangıçtaki tatlılığın orta kısımda azalması sevindirici. İsmindeki öd ağacının genel yapıda az yer tutması şaşırtıcı. Vanilla Oud için rahatlıkla vanilya parfümü diyebilirim.

vertus vanilla

Kullanım döneminde Vanilla Oud’un kokusunu bir başka niş parfümevinden Imaginary Authors’un Memoirs of a Trespasser’ına benzettim. Aynı olmasa da yakın reçineli vanilya kıvamı iki parfümde de mevcut bence.

Vanilla Oud, EDP konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği ortalama seviyede. Hem erkekler hem de kadınlar kullanabilir. Tam bir kış parfümü.

Koku Güzelliği:10/6