olibanum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
olibanum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ekim 2022 Cuma

Le Labo – Vetiver 46 (2006)

2006 yılında, New York’ta iki arkadaş tarafından temelleri atılan niş parfüm evi Le Labo’nun ilk kokuları dünya çapında ilgiyle karşılanmıştı. 2006 çıkışlı Rose 31 ve Bergamote 22’nin sevilmesin ardından yine 2006’da Vetiver 46 sahneye çıktı. Her ne kadar Le Labo artık bağımsız niş parfüm evi olmasa da (Estee Lauder tarafından satın alındı) Vetiver 46’ı her daim zihnime yer etmiş eserlerdendi.

Le Labo’nun internet sitesinde Vetiver 46 şu cümlelerle tanıtılmış: “Şüphesiz tüm Le Labo kreasyonlarının en derin ve en karanlıklarından biri olan bu parfümün temel direği Haiti’de yetiştirilen vetiverdir. Pek çok esans arasından biber, gaiac, labdanum ve sedir bu parfümün huysuzluğuna katkıda bulunur. Her biri kendi yolunda karakterin gücünü ifade eder ve gizemli bir tütsü olan olibanumun narince eşlik etmesi, parfüme ilgi çekici ruhsal boyut katar.”

Vetiver 46’nın açılışı azıcık narenciye, hafiften aromatik biber ve talaş atölyesini andıran odunsu nüanslarla gerçekleşiyor. Daha ilk dakikalarda sedir ağacını anımsatan kuru odunsu yapıya, orta kısımda dumansı tütsü ekleniyor. Orta bölümden itibaren hafiften karanlık sayılabilecek ana tema sonlarda yüksek kaliteli ve şık vetivere evriliyor. Tatlılık neyse ki oldukça az verilmiş.

Vetiver 46, şimdiye kadar kullandığım en pürüzsüz, kaliteli, gerçekçi ve etkileyici odunsu tütsü parfümlerinden birisi diyebilirim. İsmi vetiver fakat büyük resimde karanlık sayılabilecek dumanlı reçineler adeta parfümü forse ediyor. Kokunun geneli sedir ağacını andıran koyu kıvamlı tütsüyü akla getiriyor. Tabii vetiver her daim geri planda destek veriyor. Onun ferah ve aromatik olduğunu söylemek mümkün değil. Vetiver 46 soğuk ve kasvetli havaların parfümü havasını her daim koruyor.

Kasvet belki de bu eser için doğru kelimelerden birisi. Onda serin ve geç sonbaharın hüznü de var. Malzeme kalitesi harika. En ufak uyumsuzluk veya burnu tırmalayan yapaylık barındırmıyor. Bu tür parfümleri seven birisi olarak onda kusur bulmakta zorlanıyorum.

Tek düze ilerlediğini söyleyebilirim. Kokusunda pek değişim yaşanmıyor. Ayrıca performansı da iyi sayılmaz. Kalıcılığı idare ederken etrafa yayılımı zayıf gibi. Kimi kullanıcılar kokusunu Comme des Garçons 2 Man ve üretimi bitirilen Gucci Pour Homme’ye benzetmiş ki haksız sayılmazlar.

Kokusunu parfüm endüstrisinin ilginç burunlarından Mark Buxton tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/9

30 Ekim 2020 Cuma

Calvin Klein – Women Intense (2019)

Calvin Klein’in 2018 yılında piyasaya sürdüğü Women isimli parfümün bir yıl sora Intense versiyonunun çıkması sürpriz olmadı. Odunsu çiçeksi olarak sınıflandırılan Women Intense’nin tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Daha güçlü, daha cesur! Calvin Klein Women Intense kendisine esin kaynağı olan kadınların karakteri gibi, sonsuz çeşitlilik ve derin karmaşıklık taşıyan kadınsılık içerisinde, tezatları kutluyor. Modern ve çok yönlü kadınların güçlendirilmiş gerçekliğinden ilham alıyor. Şişe tasarımı geçmişi yeniden yorumlayan zamansız bir dile sahiptir. Dünyaya kadın gözüyle bakan Anne Collier tarafından tasarlanan şişe, hem bakma hem de kendine baktırma eylemlerini ele alıyor. İhtişamlı portakal çiçeği, duyusal yumuşaklık sağlayan menekşe özü ve güçlü sandal ağacı içeriklerinin ahenkli uyumu ile zamansız bir koku yaratıyor. Çok yönlü, güçlü ve cesur kadınların imzası.”

Women Intense’nin açılışı miskli yumuşak turunçgillerle gerçekleşiyor. Bir parça bergamot ve portakal çiçeğini andıran yumuşacık ve soyut üst notalardan sonra olibanum benzeri reçinemsilik yerleşiyor. Geri planda başarılı verilmemiş menekşe karşımıza dikiliveriyor. Orta bölüm yumuşak olibanumu andıran hafiften plastiğimsi reçineliğe yakın duruyor. Sonlarda büyük değişim yok. Miskin etkisini arttırdığını düşünüyorum.

Oldukça basit ve genele hitap eden ve açık açık ne koktuğu belli olmayan özensiz bir parfüm Women Intense. Tenimde olibanum benzeri reçinemsilikle çiçeksi miskli yapının öne çıktığını söyleyebilirim. Tanıdık koku formunu bir türlü herhangi parfüme benzetemiyorum. Yumuşacık, hafif, tatlımsı ama şekerli olmayan genel yapı, modern ama sıradışı karaktere sahip değil.

Women Intense o kadar yumuşak ki üzerinize ne kadar sıksanız da kokmadığını düşünüyorsunuz. Bu hafif Eau de Parfum’un performansı ne yazık ki yüksek değil. Ne kalıcılığı ne de etrafa yayılımı tatmin etmiyor. İlkbahar-yaz mevsimlerine yakışacağını düşünüyorum. Kokusunu Honorine Blanc tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

10 Temmuz 2018 Salı

The Merchant of Venice – Fenicia (2015)

Bugün İtalya’nın dünyaca ünlü adası Venedik tarafına gidelim usul usul. Neredeyse tamamı sularla kaplı bu ilginç ada dünyanın dört bir yanından kendisine turist çekerken, hemen kuzeyinde daha küçük bir adaya ağabeylik yapıyor. İdari olarak Venedik’e bağlı Murano adası, abisi Venedik kadar popüler olmasa da dünyaya cam sanatının en önemli örneklerini vermesi açısından tarihi öneme sahip. Bu küçük adadaki el işçiliği cam sanatı oldukça yüksek meblağlarla dünyanın çeşitli yerlerindeki koleksiyoncuların raflarını süslerken, bir bakıyoruz ki karşımıza parfüm serisi olarak da çıkıveriyor.

İtalya merkezli niş parfümevi The Merchant of Venice’nin 2013 çıkışlı Murano serisi, bu adanın cam işçiliğindeki ustalığından ilhamını almış ve gerçekten harika şişelere sahipler. Parfüm şişesinden ziyade sanat eserine benzeyen Murano serisinin üyeleri, 2015 yılında Murano Exclusive ismiyle genişlemeye devam etti. Altı parfümden oluşan Murano Exclusive’nin Fenicia’sıyla birlikteydim bir süredir. Bakalım sonuç nasıl olmuş?

Fenicia’nın açılışı pürüzsüz ve modern limonla gerçekleşiyor. Limona eşlik eden leziz turunçgillerle buruk başlangıç yapıyor. İlerleyen dakikalarda turunçgiller ve tabii ki limon geride kalırken ortaya dumansı sayılabilecek karanfil çıkıyor. Karanfili parfümlerde çok severim ve buradaki kullanılışını da beğendim. Birkaç saat sonra karanfile ilginç şekilde gül eşlik etmeye başlıyor. Gülden ziyade karanfil daha etkili orta bölümde. Son kısımda karanfilin yanında beliren reçine benzeri koku muhtemelen elemi ve olbinanumdan geliyor.

Fenicia, buruk ve olgun ferahlıkla başlıyor, sonrasında abartılı olmayan dumansı aromatik baharatlarla ömrünü devam ettiriyor. Kadınsı denemeyecek gül kompozisyona ilginçlik katarken kapanıştaki reçineler noktayı koyuyor. Genel olarak yüksek kaliteli, uyumlu, sakin ve hoş parfüm Fenicia. Nota geçişleri sancılı değil, tatlılık bıkkınlık vermiyor ve bir İtalyan olduğunu bize başlangıçtaki Akdeniz turunçgilleriyle ispatlıyor. Evet, o İtalyan koku ruhunu ve özenini burnumuza sunuyor. Kendi sitelerinde Fenicia’yı gizemli olarak nitelendirmeleri ile orta bölümdeki karanlık sayılamayacak dumansı karanfil-gül birlikteliğiyle bu anlamda tutarlı davranıldığını bize gösteriyor.

Fenicia, bir niş markanın özel serisine ait olması sebebiyle beklentilerin yüksek tutulabileceği bir eser olarak düşünülebilir. Yani karşımızdaki niş ötesi bir arkadaş var ve tabii ki ondan belli bir kalitenin, detayın, derinliğin, bütünlüğün beklenmesi normal. Fenicia, derinlik, koku kalitesi ve konsept anlamında sınıfı rahatlıkla geçiyor. İyi de her şey kalite demek mi? Yani çok kaliteli bir kokuyu her şeye rağmen sevmek zorunda mıyız? Tabii ki değiliz.

Fenicia, bende diğer The Merchant of Venice parfümlerinin hissettirdiklerine benzer şeyler hissettirdi. Bir kere pürüzsüz ve yumuşak koku karakteri sıra dışı veya çok yaratıcı değil. Bir limon aşığı olarak başlangıçtaki limon ve turunçgillerin verilişini fazlaca buruk buldum. Chanel Pour Monsieur veya Acqua di Parma Colonia’daki o şahane limonu Fenicia’da aradım ama bulamadım. Başlangıcı kötü değil fakat tam içime sinmedi. Orta bölüme bayıldım. Harika karanfil ve ona geriden destek veren gül, muhtemelen parfümün en güzel yeri. Ve iyi haber şu ki oldukça uzun sürüyor orta notalar. Sonlardaki reçine de birçok rakibinden daha iyi ama her zaman için kullanması zor geliyor bana reçineler.

Uzatmadan sonlandırayım. 2018 yılının Temmuz ayı itibariyle yaklaşık 1.500 TL civarında fiyat etiketiyle satılan üst düzey bir parfümden bahsediyoruz ve tabii ki denemeden almak iyi fikir olmayabilir. Fakat birçok niş parfümün aksine kullanması ve sevmesi nispeten kolay bir esere benziyor. Burnu zorlamıyor, algıları çıldırtmıyor, kimi niş parfümlerdeki “amma berbat kokuyor” hissini asla vermiyor. Bu anlamda hoş bir aromatik baharat parfümü. Denediğim için mutluyum onu ama aşık oldum mu? Hayır. Yine de bu tür kokulara ilginiz varsa deneme listenize alabilirsiniz.

Küçük bir not olarak gözlemimi söyleyeyim. Ten üzerinde denediğimde dumansı karanfilli tarafını öne çıkaran Fenicia, kumaşta tatlımsı güllü koktu ki pek hoşuma gitmedi. Tavsiyem onu kıyafetlere değil de tene uygulayın ve farkı görün.

EDP formundaki Fenicia, inatçı bir parfüm. Hem kalıcılık anlamında hem de tenden etrafa yayılım konusunda fena iş çıkarmıyor. Bu da parfümün artılarından birisi denebilir. Her ne kadar bu sıcak yaz günlerinde beni bunaltmasa da serin sonbahar-ilkbahar dönemine daha çok yakışacaktır. Uniseks olarak görülüyor kaynaklarda ama erkek kullanımına bir parça yakın. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayacaktır.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7