orkide etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
orkide etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Şubat 2022 Perşembe

Tom Ford – Black Orchid Parfum (2020)

Tom Ford’un 2006 yılında piyasaya sürdüğü Black Orchid isimli kadın parfümü benzersiz tarzıyla ve küstah yapısıyla dünya çapında büyük başarı kazandı. Black Orchid’in modern zamanların efsane parfümlerinden olmasının ve büyük satış rakamlarına ulaşmasının ardından devam kokuları gelmeye başladı.

2020 yılında Black Orchid’in Parfum versiyonuyla karşılaştık. Yeni nesil popüler parfümlerin çoğunun Parfum versiyonlarını görmeye alıştık. Black Orchid Parfum, Tom Ford’un internet sitesinde amber şipre olarak sınıflandırılmış. Tanıtımında Black Orchid Parfum’un şimdiye kadar yapılmış en lüks ve güçlü versiyonu olduğu vurgulanmış. Ayrıca ilk Black Orchid’in ikonik duyusallığının Parfum versiyonu ile birlikte arttığından söz edilmiş.

Black Orchid Parfum’un ilk dakikalarında klasik Black Orchid’in güçlü esintisini görüyoruz. Şekerli modern meyveler ve bolca tatlı çiçekler bizi karşılıyor. Açıklanan üst notalarda erik görünüyor ki meyvemsiliğin sebebi olabilir. Garip şekerli meyvelerden sonra orta bölümde tatlı çiçekler var. Ylang ylang ve orkide çiçeğinin olduğunu varsaydığım orta kısımdan sonra köksü olmayan kadifemsi paçuliyle kapanış yapılıyor.

Tom Ford’un internet sitesinde Black Orchid Parfum için üç öğe öne çıkarılıyor: siyah orkide, ylang ylang ve paçuli. İlk bir saat kokusal anlamda 2006 çıkışlı Black Orchid’in hemen hemen aynısı denebilir. Parfum versiyonunun orta ve son kısmında tatlılığın biraz azaltıldığı ve paçulinin etkisinin arttığı söylenebilir. İlk Black Orchid fazlaca saldırgan, tuhaf ve rahatsız edici kokarken, Parfum hali daha dengeli davranıyor ve başlangıcını saymazsam daha sevilesi yapıda. İlk Black Orchid’in itici dışa dönüklüğünü sevmiyorsanız, Parfum ile daha kullanılabilir Black Orchid’le tanışma şansınız var.

Black Orchid Parfum, genel olarak tek düze ilerliyor ve uzun süreli kullanımda sıkıcı olacağa benziyor. Onun bolca şekerli tarzı bu tür kokuları sevmeyenleri rahatsız edebilir. İlk Black Orchid kadınlar için piyasaya sürülmüşken Parfum versiyonu hem kadınları hem de erkekleri hedefliyor ki daha önce böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyorum.

Parfum’u koklattığım kimi hanımefendiler onun erkek parfümüne benzediğini ve beğendiklerini belirttiler. Bence erkek kullanımından ziyade kadın tarafına yakın duruyor. Sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmak daha iyi fikir gibi görünüyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

26 Aralık 2020 Cumartesi

Amouage – Silver Man (2002)

Amouage’nin 2002 yılı çıkışlı Silver Man’i, şöhretli ve gösterişli Amouage’lerin gerisinde kaldığı söylenebilir. Silver hakkında konuşulan genel durum, 1998 çıkışlı Gold Pour Homme’ye benzerliği üzerinde yoğunlaşıyor. Guy Robert imzalı Gold Pour Homme, yoğun ve keskin pudramsı, kullanması zor parfüm olarak zihnimde kalmıştı. Silver’ı ise Gold’un daha kullanılabilir hali olarak görenler mevcut.

Silver Man’in ilk saniyeleri ferah olmayan yoğun yağlımsı turunçgillerle gerçekleşiyor. Amouage tarafından açıklanan üst notalarında erik, bergamot, mandalina ve portakal çiçeği bulunan Silver Man’in ilk saniyeleri dolgun arabik erik-portakal çiçeği ekseninde gerçekleşiyor. Tatlı ve pudralı denebilecek meyvemsi-turunçgilli hissiyat orta bölüme de sarkıyor. Orta kısımda nötr çiçekler bizi karşılıyor. Yine yağlımsı gül, yasemin ve diğer çiçekler kadınsı değil. Orta bölümde miskten kaynaklanan hayvansı hissiyat partiye katılıyor. Zengin ve derin orta bölüm Amouage kalite standartlarını taşıyor. Sonlarda bir parça sakinleşiyor ve silik odunsularla tenden ayrılıyor.

Karşımızda Umman-Arap-Ortadoğu koku temasını önümüze süren bir parfüm var. Silver Man, ismindeki gümüş-metalik mesajı kokusal anlamda ara ara yansıtıyor. Kıyafet üzerinde bazen metalik koktuğuna şahit oldum. Ten üzerindeyse çok daha derin, duyusal ve geleneklere bağlı esansla karşılaştım. Silver Man, 2000’li yılların başında doğmasına rağmen, daha 1970-1980’li yılların hayvansı-tozlu-çiçeksi şiprelerine öykünmüş gibi duruyor. 2000’li yılların bolca şekerli baharatlı oryantallerine benzemiyor. Onun mesajı meyveli-çiçeksi-tozlu şipre üzerinden gerçekleşiyor.

Bu haliyle tabii ki herkese hitap etmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Özel Amoauge kullanıcıları Silver Man’in ne demek istediğini anlayacaktır. Onu kullandığınızda etrafınızdan övgüler alamayacağınız gerçeğini göz ardı etmeyin. Eğer parfümleri başkalarından övgü alma aracı olarak görüyorsanız zaten Silver Man ile yollarınız ayrılacaktır. O, özel, farklı, sanatsal ve geçmişe öykünen bir bedevi gibi.

Başlangıcı ve orta kısmı gösterişli davranan Silver Man’ın sonları biraz özensiz gibi. Yine de bu haliyle sıradışı erkek parfümü denemek istiyorsanız sizi bekliyor. Eau de Parfum formunda, kalıcılığı yeterli, ilk saniyeleri biraz ağır, ilerleyen dakikalarda sakinleşiyor. Ilık ilkbahar-sonbahar dönemine yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

16 Mart 2020 Pazartesi

Avon – Perceive (2000)

“Canlandırıcı. Kendine güvenen. Eğlenceli. Perceive… Çiçeksi ve oryantal koku. Beyaz biber, sarı frezya ve gardenya notaları.”

Avon’un genel olarak parfümleri için öngördüğü kısa tanıtım cümleleri bu kadar denebilir. 850’den fazla parfüme imza atan Avon’un her parfümüne uzun uzun tanıtım yazısı hazırlaması pek mümkün görünmüyor. Dünyanın en büyük doğrudan satış markalarından Avon’un parfümleri, uygun fiyatlarıyla düşük bütçeli parfüm severlere hitap ediyor.

Tarihi 1880’lere kadar giden Avon markasının, parfümlerinin uygun fiyatlara satılması sizi aldatmasın çünkü bazı kokuları hiç fena değil. 2000 yılında piyasaya sürülen kadın parfümü Perceive’nin kokusunu Christopher Sheldrake’in tasarladığını gördüğümde oldukça şaşırdım. Serge Lutens’in birçok harika parfümüne imza atan Christopher Sheldrake’in Avon için parfüm tasarlamış olması kuşkusuz önemli ve ilginç. Onun için Perceive’e olan merakım daha da arttı.

Perceive’in ilk saniyeleri tatlı meyveler ve kremsi beyaz çiçeklerle gerçekleşiyor. Meyvelerden en ağır basanı armut diyebilirim. Orta bölümde armut hala kendisini hissettirirken, kokunun karakteri çiçeklere doğru eviriliyor. Avon tarafından sarı frezya, gardenya ve ylang ylang çiçeklerinden bahsedilmiş. Orta kısımda frezya ve sanki biraz da orkide var. Tatlı, kremsi, vanilyamsı yumuşak beyaz çiçekler orta bölümden tenden ayrılana kadar devam ediyor. Sonlarda kremsi vanilya ve bir parça miski ekleyelim. İşte size Perceive’nin özeti.

Perceive, anaç, sakin, yumuşacık, basit kokan çiçek parfümü gibi duruyor. Lezzetli ve kremsi beyaz çiçekler bolca tatlılık içeriyor. Başlangıcında yine tatlı bir meyve olan armudu düşünürsek, baştan sona tatlılık içeriyor. Pürüzsüz, yapaylık barındırmayan, burnu tırmalayan uyumsuzluğa sahip olmayan Perceive’nin tek düze koktuğunu ve pek değişmediğini söyleyebilirim.

Avon tarafından açıklanan karanfil ve biberi yoğun olarak algılayamadım. Perceive, baharatları merkeze almıyor. Kadınsı beyaz çiçekler onun ana yapısını oluşturuyor. Günümüzün birçok kadın parfümündeki vanilyamsı, tatlı çiçeksilik Perceive’de var. Sıra dışı ya da benzersiz kokmuyor ama ona kötü demek de haksızlık olur. Ortalama kalitedeki yapısıyla, kimi ana akım markaların parfümleriyle yarışabilir.

Bazı parfüm severlerin oldukça eleştirdiği Perceive’nin yerin dibine sokulmasına gerek yok. Böylesine uygun fiyata, Christopher Sheldrake imzalı ortalama kalitedeki parfüme pek fazla rastlayamazsınız. Bu anlamda oldukça uygun fiyatını göz önüne alırsak, parfümlere fazla bütçe ayırmak istemeyen hanımefendiler için feminen seçenek sunuyor.

Eau de Parfum formundaki Perceive’in kalıcılığı ve etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Bu problemi gün içinde bol bol tazeleyerek aşabilirsiniz. Sonbahar-kış dönemine yakın olduğunu düşünüyorum. Gündelik hayata uyabilecek tarzıyla, rahatça kullanılıp, sevilebileceğini sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/6

20 Aralık 2019 Cuma

Ormonde Jayne – Rose Gold (2016)

İngiltere merkezli niş parfümevi Ormonde Jayne, son yıllarda büyük atak yaparak, arka arkaya yeni parfümlerini dünya kokuseverlerine sunuyor. Gösterişli ve provakatif kampanyalar yapmayan Ormonde Jayne’nin 2014 yılında Gold Collection isimli serisi hayata geçmişti. 2014 çıkışlı ilk parfüm Black Gold’du. Serinin ikinci parfümü 2016 yılı çıkışlı Rose Gold oldu. 2017 yılında da White Gold görücüye çıktı.

Ormonde Jayne’nin internet sitesinde Rose Gold’un iddialı ve canlandırıcı gül parfümü olduğu vurgulanmış. Doğru yerde kullanmaya bağlı olarak bir fıs uygulamanın yeterli olabileceği söylenmiş. Ayrıca sizi sıradışı hale getirebilecek büyüleyici ve görkemli olduğu da belirtilmiş.

Rose Gold’un açılışı serin-soğuk turunçgiller ve gülle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında yeşil limon, bergamot ve portakal çiçeği özütü varmış. Üst notaları ferah olmayan turunçgilli gül temasına yakın denebilir. Başlangıcı gayet güzel. Orta bölümde ilginç şekilde serin tarafını kenara bırakıp, sıcak, neredeyse baharatlı, sabunsu, kremsi, vazelinsi karanlık gül kokusuna yerini bırakıyor. Yine resmi orta notalarında taif gülü, karanfil, yasemin, orkide ve nilüfer var. Orta kısımda artan gülün sebebi belli ki taif özütü. Taif gülüne eşlik eden karanfil-karabiber ve en gerideki sabunsu, yağlımsı yasemin, parfümün orta kısmına imzayı atıyor. Sonlarda gül yine etkili. Baharatlar kapanışta algılanabiliyor. Alt notalarda gülle birlikte verilen öd ağacı ve sandal ağacı, onun harika şekilde sonlanmasını sağlıyor.

Rose Gold, isminden de anlaşılacağı üzere gül ağırlıklı denebilir. Rose Gold’un farklı yanları şöyle sıralanabilir:

1) Başlangıçtaki serin turunçgilli gül
2) Parfümlerde çok sık görmediğimiz taif gülü
3) Hem kırmızı hem de şeffaf şişeye sahip olması
4) Schinus Molle (Türkçeye yalancı karabiber olarak çevrilmiş) notası.

Rose Gold, Türkiye’deki birçok kişinin koklaması halinde hacı yağlarını andıran güle benzetebileceği temaya sahip gibi. Bu durum çok anlaşılmaz değil çünkü koyu, ağır ve yağlımsı gül gibi kokan bir arkadaş. Başlangıçtaki soğuk turunçgillerin gayet farklı yöne çektiği Rose Gold, orta bölümde ödünsüz gül parfümüne dönüşüyor. Bu andan itibaren kullanması ve sevmesi zorlaşıyor. Aynı zamanda genele hitap etme olasılığı düşüyor fakat sanatsal fonksiyonlarını da göstermekten geri kalmıyor.

Rose Gold, Ormonde Jayne’nin internet sitesinde bahsettiği gibi yüzde otuz saf yağı içinde barındırdığını hissettiriyor. Bunu da baskın ve dolgun yapısıyla gerçekleştiriyor. Onun artistik gül parfümü olduğu belli. Ana akıma hitap etmeyen, niş parfümlere aşina olmayan kişilerin pek ilgisini çekmeyecek fakat düşünce olarak anlamlı bir deneme. Sonuç ise orta kısımda garip şekilde sabunsu hissettiren, başlangıcında ve sonlarında başarılı kokan bir eser.

Rose Gold’a aşık olmasam da bazı niş parfümlerin aksine giyilebilir buldum. İçeriğindeki gül ve çiçekler sayesinde kadın kullanımına yakın durduğunu söyleyebilirim. Çarpıcı ve farklı kokusuyla, gül merkezli parfümlerin içinde kendisine yer edinebilecek mi ilerleyen yıllar bize gösterecek.

Farklı kaynaklarda Rose Gold’un kokusunu Geza Schoen’in yaptığı yazılmış. Pure Parfum formundaki Rose Gold’un kalıcılığı gayet iyi. Etrafa yayılımı ortalama seviyede. Sonbahar-kış dönemine uyacaktır. 435 dolarlık inanılmaz yüksek fiyatına istinaden denemeden almanın hiç de iyi fikir olmadığını söylemeliyim. Tematik ve ağır yapısı, günlük kullanımdan ziyade akşam saatlerine uygun hale getiriyor onu.

Koku Güzelliği:10/7

11 Ağustos 2019 Pazar

Atelier Rebul – Pera

“Atelier Rebul, exclusive mağazacılık markasıdır.  123 yıl öncesinden ilham alınarak, eski bir kozmetik atölyesi olarak hayal edilmiştir. Atelier Rebul ürünleri sadace kendi butik mağazalarında  bulunur.

Pera, bugünkü adıyla Beyoğlu; orta çağlardan günümüze kültürün, sanatın, modanın, zarafetin, doğunun ve batının buluştuğu en önemli semtlerden biridir. Atelier Rebul hikayesi de 1895 yılında Grande Rue de Pera’da başlar; bir süre sonra İstanbul’luların beğenisine sunulan ve kısa sürede Pera Beyfendilerinin vazgeçilmezi olan kolonyalarıyla günümüze kadar uzanan bir efsaneye imza atar. Atelier Rebul Pera Koleksiyonu, Atelier Rebul’un da doğum yeri olan Pera’ya övgü olarak hazırlanmıştır; kalbindeki zengin baharatlar beş duyunuzu ele geçirir.

İçeriğindeki gül, paçuli ve saf amber algılarınızla oynayıp, baş döndürücü bir deneyim yaşamanızı sağlar. Binbir çeşit kokuyu, tadı ve dokuyu içinde barındıran fakat kendini hep yenileyen ve asaletini hiç kaybetmeyen Pera’nın küçük sokaklarında doğu ve batının gizemli buluşmasına tanıklık etmeye hazır olun!”

Yukarıdaki tanıtım cümleleri, Türkiye merkezli parfüm markası Rebul’un yeni konseptle pazara çıkardığı parfümlerden Pera’yı anlatıyor. Harika şişesi, güzel ismi ve merak uyandıran kokusuyla Pera, yakından incelenmeyi hakediyor bana göre.

Pera’nın başlangıcı bir parça turunçgillere eşlik eden baharatlarla gerçekleşiyor. Üst notalarda tozlu sayılabilecek kakule algılıyorum. Yapaylığın hissedilmediği başlangıcı fena değil. Orta kısma geçildiğinde çiçekler ön plana çıkıyor. Sabunsu, yeşil ve yaprağımsı sayılabilecek çiçeklerden yasemin ve orkide kokuyu domine ediyor adeta. Son kısımda çiçeksilik devam ederken sandal ağacı alt notalara yerleşiyor. Biraz da kremsi vanilya var sanki kapanışta.

Pera, baharatlarla başlayan, kadınsı tarafa yakın çiçeklerle devam eden ve sandal ağacı-vanilyayla biten bir parfüm izlenimi veriyor. Parfümün kutusunun üzerinde yazan ‘Pera, doğu ve batının gizemli buluşması’ cümlesi aklımın bir köşesinde duruyor. Resmin bütününe baktığımda kadınsı tarafa yakın bir sabunsu çiçeksilik var diyebilirim. Yapaylığın hemen hemen hiç bir bölümde olmadığı, kalite anlamında iyi iş çıkarılan Pera, tekdüze ilerliyor.

Pera, markanın bahsettiği gibi gizemli mi ya da doğunun ve batının kokusal formlarını bünyesinde taşıyor mu? Eğer baharatların doğuya, çiçeksiliğin batıya ait olduğunu varsayarsak evet bu cümle yerli yerine oturur fakat Pera mistik ve gizemliden ziyade açık ve basit koku formuna sahip. Sandal ağacının oldukça fazla yer aldığı ana kompozisyonda Pera, her temayı bünyesinde barındırmış: Baharat, çiçek, odunsuluk.

Pera’yı kullanım döneminde kalitesinden ötürü beğendim ama koku formu olarak kendime yakın bulamadım. Tabii bir parfümü benim ne kadar kendime yakın bulduğumdan ziyade, siz kullanacak olanların sevip benimsemesi önemli.

EDP formundaki Pera’nın iyi taraflarından birisi de performansı. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı fena değil. İlkbahar-sonbahar dönemlerinde daha bir güzelleşecek kokusuyla, Pera günlük kullanıma uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

20 Haziran 2019 Perşembe

Viktor&Rolf – Flowerbomb (2005)

Amsterdam merkezli modaevi Viktor&Rolf’un ilk parfümüydü Flowerbomb. 2005 yılında piyasaya sürülen Flowerbomb’ın büyük başarısı üzerine aynı isimle limitli üretimler dahil elli civarı devam parfümü dünyaya geldi. Viktor&Rolf’un çok satanlar listesine giren süper-star’ı Flowerbomb, kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış:

“Viktor&Rolf, Flowerbomb parfümünün üzerinde çalışırken yeni bir şey yaratmak istedi. Olumlu bir mesajı yayma gücüne sahip kokuyu hayal ettiler. Negatifliği, pozitif hale dönüştürmek için güzellik ve fanteziyle olumluluğu dünyaya yaymaktır amaç. Flowerbomb, patlayıcı bir çiçek buketidir. Binlerce çiçeğin esansı, ultra-kadınsı, lezzetli ve şehvetli bir kokuya yol açar.”

Flowerbomb’ın başlangıcı şekerli meyvelerle gerçekleşiyor. Lezzetli ve modern üst notalar çok güzel ama bir o kadar da şekerli. Başlangıçta bir parça bergamot ve portakal çiçeği algılanıyor. Orta kısımda şekerli yapı devam ediyor. Başlangıçtaki meyvelere, çiçekler ve çikolatamsı paçuli ekleniyor. Bu andan itibaren meyveli çiçeksi tarafa yakın duruyor. Son kısımda çiçekler azalırken, oldukça şekerli vanilya ve tonka fasulyesi görevi devir alıyor. Başlangıcı kadar beğenemedim ne yazık ki son bölümü.

Flowerbomb, yeni nesil aşırı şekerli modern ve piyasa işi kadın parfümlerinin tipik örneği. Bu tür parfümlerin en belirgin yanı, özellikle iç bayan şekilde tatlılığa yer verilmesi, çikolatamsı meyvelerin olması ve çiçeklerin biraz daha geride durması olarak özetlenebilir. Bu koku formu Angel, Prada Candy, La Vie Est Belle’de de kullanıldı ve başarılı olduğu söylenebilir. Riski olmayan bu form evet, çok satar ve koklayan çoğu kadını tavlayabilir ama benim için bıktırıcıydı.

Sanırım artık parfümler dünyasında abartılı şekilde şekerli davranan parfümlere daha az yer verilmeli çünkü işin tadı kaçmaya başlıyor. Hiçbir yaratıcı tarafı ve özelliği olmayan bu şeker bombası parfümler, hem birbirinin aynı kokuyor hem de sıkıcı. Ha bu arada şeker bombası demişken, çiçek bombası anlamına gelen Flowerbomb ismi belki de Sugarbomb olmalıydı.

Uzun uzun anlatmaya gerek görülemeyecek bir parfüm Flowerbomb. Başlangıcı güzel ve leziz ama geri kalan kısım bana göre değil. İlginç şekilde parfümün isminde çiçek vurgusu olsa da çikolatamsı meyveli, paçulili vanilya tarafına daha yakın. Düz çizgide ilerleyen, fazlaca derinliğe sahip olmayan, etraftan övgüler alacağınız hoş ve güvenli bir kadın parfümü. Hepsi bu. Kalite anlamındaysa neyse ki kötü yerde durmuyor.

EDP formundaki Flowerbomb’u Olivier Polge, Carlos Benaim, Domitille Bertier ve Dominique Ropion gibi sektörün en şöhretli burunları birlikte tasarlamış. Tam bir kış parfümü. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyelerde. Yaş sınırı olmadan herkes kullanabilir. Hem günlük kullanıma hem de akşam gezmelerine uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/6