The Merchant Of Venice etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
The Merchant Of Venice etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Temmuz 2019 Cumartesi

The Merchant of Venice – Suave Petals (2013)

İtalya merkezli niş parfümevi The Merchant of Venice, kısa süre içinde seksen civarında parfümlük koleksiyona ulaştı. Her ne kadar bazı İtalyan niş markaları kadar popüler olamasa da, 2019 yılı itibariyle oldukça fazla parfüm piyasaya sürmeleri, bu sektörde kalıcı olmaya çalıştıklarını düşündürtüyor bize. The Merchant of Venice’nin 2013 yılında başlayan Murano Koleksiyonunun ilk parfümlerindendi Suave Petals.

Parfümün resmi tanıtımına göre kadınlar için tasarlanan Suave Petals’tan şöyle bahsedilmiş: “Asya’da, şeftali çiçeğinin kadınsı güzelliği temsil ettiğini öğrendim. Çin yeni yılındaki inanışa göre, aşkı yakalamayı arzu ediyorsanız şeftali ağacı almak durumundasınız. Suave Petals’ın kadifemsi yumuşak dokunuşu, bir kadının cildini hafifçe saran duyusal tabakalar yaratır. Beyaz gülün zarif ve baştan çıkarıcılığı, Floransa orris çiçeğinin ve paçulinin oryantal cazibesi gizemli hava katar.”

Suave Petals’ın açılışı sabunsu sayılabilecek beyaz çiçeklerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında sümbülteber, portakal çiçeği ve beyaz gül var. Bence başlangıcı yasemin benzeri sabunsu sümbülteber ve geri planda portakal çiçeğiyle gerçekleşiyor. Benim için biraz kadınsı olan üst notalarını kendime yakın bulamadım. Orta kısma geçildiğinde kremsi, kuru ve sabunsu çiçeklere yine kuru paçuli ekleniyor. Buradaki paçuli ne köksü ne de karanlık. İlginç ve neredeyse ambersi paçuli baskın diyebilirim. Zaten açıklanan orta notalarında amber de var. Orta bölümündeki paçuliyi beğendim ama yine çok sevemedim. Alt notalarında tozlu ve kuru paçuli yoluna devam ediyor. Kapanışta bir parça da sandal ağacı algılıyorum. Orta notalarına yakın şekilde sonlanıyor Suave Petals.

Parfümün genelini düşündüğümde şekerli olmayan tozlu kadınsı çiçekler ve ambersi paçuli etkili diyebilirim. Burada bas bas bağıran veya bunaltan feminen çiçekler gibi değil, daha yatay ilerleyen yumuşak, etrafa saldırmayan, kontrollü çiçeksilikten bahsedebilirim.

Yine geneli için konuşacak olursam markanın diğer parfümlerindeki özenli işçilik Suave Petals’da da var ama nedense yine çok sevemediğim bir The Merchant of Venice kokusu olarak tanımlayabilirim. Kötü değil ama bir şekilde steril zorlama var sanki parfümlerinde bu markanın. Daha çok “aman kaliteli görüneyim, bana niş parfüm desinler” telaşı var gibi. The Merchant of Venice’nin parfümlerinin tavırları biraz uzak duran, solgun, buruk, aristokratik ve fazlaca kontrollü gibi. İnsanı kucaklayan samimiyet yok denediğim parfümlerinde. Suave Petals’da aynı hisleri uyandırdı bende.

Oysaki evin ablasının çok sevdiği bu koku formu için Coco Mademoiselle ve Alien’ın yüksek kaliteli aşk çocuğunu andırıyor diyebiliriz belki de. Koku tarzı anlamında bana hitap etmese de biz erkeklere göre oldukça karmaşık yazılıma sahip kadınların, bu parfümü sevip sevemeyecekleri konusunda emin değilim. Onun içindir ki denemeden almayın derim.

Ne turunçgilli, ne baharatlı ne de vanilyalı kokan Suave Petals, harika şişesiyle adeta evinizde bir dekoratif obje olarak bile oldukça ilgi çekebilir. EDP formundaki parfümün kalıcılığı ve etrafa yayılımı harikalar yaratmıyor. Biraz çekingen arkadaşa benziyor. Sonbahar-kış kullanımına yakın durduğunu söyleyebilirim. Genç kızlardan ziyade daha orta yaşa yakın hanımefendilere ve akşam kullanımlarına uyacağını sanıyorum.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

2 Eylül 2018 Pazar

The Merchant Of Venice - Craquele (2015)

İtalya merkezli niş parfümevi The Merchant of Venice’yle devam edelim koku yolculuğumuza. Markanın Murano Exclusive serisinin Craquele’si 2015 yılında piyasaya sürülmüş. The Merchant of Venice’nin internet sitesinde Craquele’in genel konseptinin Ortadoğu teması olduğu vurgulanmış. Özellikle niş markaların son yıllarda Ortadoğu pazarını hedefleyen parfümlere yönelmesiyle The Merchant of Venice’nin de bu yola girdiğini görüyoruz. Bakalım markanın Ortadoğu coğrafyasını kucaklayacağını iddia ettiği Craquele nasıl kokuyor?

Parfümün açılışı gayet yumuşak ve gösterişsiz şekilde gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında menekşe yaprağı ve safran var. Daha çok kekiğimsi gerçekleşen başlangıcı kaliteli ve hoş. Orta kısımda parfüm sıcak yönünü ortaya çıkarıyor. Menekşe ve safranın desteklediği yumuşak deri, artık başrole geçiyor hem de ne geçme. Çok kaliteli ama saldırgan olmayan deri, kapanışa kadar teninize eşlik ediyor. Alt notalarda biraz tütsü ve miskle daha da güzelleşiyor Craquele.

Büyük resme baktığımda deri parfümüyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Yüksek kaliteli, yumuşak ve hafiften çiçeksi sayılabilecek deri, rahatlıkla uniseks olarak kullanılabilir. Deriden sonra ikinci önemli nota safran. Bu durumda Craquele için safran eklenmiş deri parfümü de denebilir. Üçüncü ana öğeyse menekşe. Deri ve safran gibi o da yumuşak ve mütevazı verilmiş kompozisyon içinde. Dördüncü olarak orta kısımdan itibaren kendisini hafiften gösteren çiçeksilik. Burada kadınsı çiçeksilikten bahsedemeyiz. Daha çok parfüme katman eklemek için düşünülmüş olabilir. Ve son olarak kaliteli misk, parfüme noktayı kokuyor.

Craquele baştan sona büyük değişim göstermeden ilerleyen, her şeyiyle dengeli ve sakin bir parfüm. Tatlılık oranı normal, kalite hissiyatı yüksek, gayet şık ve hoş bir arkadaş. Onun çarpıcı, canlı, enerjik, vurucu ya da devrimci olduğunu söyleyemeyiz ama bir deri parfümünden beklenenleri rahatlıkla verebildiğini belirtebilirim. Bu haliyle safran ve deri severlerin denemesini öneririm.

Craquele’yi ilk kullandığım andan itibaren bir parfüme benzetiyordum ve sonunda aklıma geldi. Hafiften Tom Ford’un meşhur Tuscan Leather’ını anımsatıyor. Tuscan Leather’ın başındaki böğürtleni kaldırıp, biraz safran eklesek muhtemelen koku karakteri Craquele’ye yakın olacak. İki parfümün o rafine acımsı deri temasını başarıyla kullandığını ekleyeyim.

Craquele’yi satın alacak kadar beğendim mi? Öncelikle 1 Eylül 2018 tarihi itibariyle Beymen’in internet sitesindeki fiyatının 1.750 TL olduğunu belirteyim. Ülkemizdeki parfüm fiyatlarının abukluğu konusunda zaten çok şey söylüyoruz. Anlamsız yüksek vergiler ve yükselen döviz kurunun etkisiyle uçuk fiyatlar karşımıza çıkıyor ne yazık ki. Eğer safranlı ve menekşeli bir deri parfümü hayranıysam ve cebimde fazladan 1.750 TL olsa hiç beklemeden alırım ama benim gibi safran-menekşe ikilisine soğuk bakan birisi için 1.750 TL’lik fiyat etiketi oldukça fazla.

EDP formundaki Craquele’nin performansı idare eder. Çok iyi kalıcılığa sahip. Oldukça inatçı tarzına rağmen etrafa yayılımı ortalama seviyelerde. Sonbahar-kış kullanımına yakın. Kimileri kadın kullanımına yakın bulurken bence erkekler de rahatlıkla giyebilir.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederiz.

Koku Güzelliği:10/7

10 Temmuz 2018 Salı

The Merchant of Venice – Fenicia (2015)

Bugün İtalya’nın dünyaca ünlü adası Venedik tarafına gidelim usul usul. Neredeyse tamamı sularla kaplı bu ilginç ada dünyanın dört bir yanından kendisine turist çekerken, hemen kuzeyinde daha küçük bir adaya ağabeylik yapıyor. İdari olarak Venedik’e bağlı Murano adası, abisi Venedik kadar popüler olmasa da dünyaya cam sanatının en önemli örneklerini vermesi açısından tarihi öneme sahip. Bu küçük adadaki el işçiliği cam sanatı oldukça yüksek meblağlarla dünyanın çeşitli yerlerindeki koleksiyoncuların raflarını süslerken, bir bakıyoruz ki karşımıza parfüm serisi olarak da çıkıveriyor.

İtalya merkezli niş parfümevi The Merchant of Venice’nin 2013 çıkışlı Murano serisi, bu adanın cam işçiliğindeki ustalığından ilhamını almış ve gerçekten harika şişelere sahipler. Parfüm şişesinden ziyade sanat eserine benzeyen Murano serisinin üyeleri, 2015 yılında Murano Exclusive ismiyle genişlemeye devam etti. Altı parfümden oluşan Murano Exclusive’nin Fenicia’sıyla birlikteydim bir süredir. Bakalım sonuç nasıl olmuş?

Fenicia’nın açılışı pürüzsüz ve modern limonla gerçekleşiyor. Limona eşlik eden leziz turunçgillerle buruk başlangıç yapıyor. İlerleyen dakikalarda turunçgiller ve tabii ki limon geride kalırken ortaya dumansı sayılabilecek karanfil çıkıyor. Karanfili parfümlerde çok severim ve buradaki kullanılışını da beğendim. Birkaç saat sonra karanfile ilginç şekilde gül eşlik etmeye başlıyor. Gülden ziyade karanfil daha etkili orta bölümde. Son kısımda karanfilin yanında beliren reçine benzeri koku muhtemelen elemi ve olbinanumdan geliyor.

Fenicia, buruk ve olgun ferahlıkla başlıyor, sonrasında abartılı olmayan dumansı aromatik baharatlarla ömrünü devam ettiriyor. Kadınsı denemeyecek gül kompozisyona ilginçlik katarken kapanıştaki reçineler noktayı koyuyor. Genel olarak yüksek kaliteli, uyumlu, sakin ve hoş parfüm Fenicia. Nota geçişleri sancılı değil, tatlılık bıkkınlık vermiyor ve bir İtalyan olduğunu bize başlangıçtaki Akdeniz turunçgilleriyle ispatlıyor. Evet, o İtalyan koku ruhunu ve özenini burnumuza sunuyor. Kendi sitelerinde Fenicia’yı gizemli olarak nitelendirmeleri ile orta bölümdeki karanlık sayılamayacak dumansı karanfil-gül birlikteliğiyle bu anlamda tutarlı davranıldığını bize gösteriyor.

Fenicia, bir niş markanın özel serisine ait olması sebebiyle beklentilerin yüksek tutulabileceği bir eser olarak düşünülebilir. Yani karşımızdaki niş ötesi bir arkadaş var ve tabii ki ondan belli bir kalitenin, detayın, derinliğin, bütünlüğün beklenmesi normal. Fenicia, derinlik, koku kalitesi ve konsept anlamında sınıfı rahatlıkla geçiyor. İyi de her şey kalite demek mi? Yani çok kaliteli bir kokuyu her şeye rağmen sevmek zorunda mıyız? Tabii ki değiliz.

Fenicia, bende diğer The Merchant of Venice parfümlerinin hissettirdiklerine benzer şeyler hissettirdi. Bir kere pürüzsüz ve yumuşak koku karakteri sıra dışı veya çok yaratıcı değil. Bir limon aşığı olarak başlangıçtaki limon ve turunçgillerin verilişini fazlaca buruk buldum. Chanel Pour Monsieur veya Acqua di Parma Colonia’daki o şahane limonu Fenicia’da aradım ama bulamadım. Başlangıcı kötü değil fakat tam içime sinmedi. Orta bölüme bayıldım. Harika karanfil ve ona geriden destek veren gül, muhtemelen parfümün en güzel yeri. Ve iyi haber şu ki oldukça uzun sürüyor orta notalar. Sonlardaki reçine de birçok rakibinden daha iyi ama her zaman için kullanması zor geliyor bana reçineler.

Uzatmadan sonlandırayım. 2018 yılının Temmuz ayı itibariyle yaklaşık 1.500 TL civarında fiyat etiketiyle satılan üst düzey bir parfümden bahsediyoruz ve tabii ki denemeden almak iyi fikir olmayabilir. Fakat birçok niş parfümün aksine kullanması ve sevmesi nispeten kolay bir esere benziyor. Burnu zorlamıyor, algıları çıldırtmıyor, kimi niş parfümlerdeki “amma berbat kokuyor” hissini asla vermiyor. Bu anlamda hoş bir aromatik baharat parfümü. Denediğim için mutluyum onu ama aşık oldum mu? Hayır. Yine de bu tür kokulara ilginiz varsa deneme listenize alabilirsiniz.

Küçük bir not olarak gözlemimi söyleyeyim. Ten üzerinde denediğimde dumansı karanfilli tarafını öne çıkaran Fenicia, kumaşta tatlımsı güllü koktu ki pek hoşuma gitmedi. Tavsiyem onu kıyafetlere değil de tene uygulayın ve farkı görün.

EDP formundaki Fenicia, inatçı bir parfüm. Hem kalıcılık anlamında hem de tenden etrafa yayılım konusunda fena iş çıkarmıyor. Bu da parfümün artılarından birisi denebilir. Her ne kadar bu sıcak yaz günlerinde beni bunaltmasa da serin sonbahar-ilkbahar dönemine daha çok yakışacaktır. Uniseks olarak görülüyor kaynaklarda ama erkek kullanımına bir parça yakın. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayacaktır.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

17 Eylül 2016 Cumartesi

The Merchant Of Venice – Esperidi Water (2015)

İtalya merkezli yeni niş parfümevlerinden The Merchant Of Venice’ın farklı eserlerini denemeyi düşünüyorum. Gerek ismi gerekse konsepti bir şekilde kendisine çekiveriyor beni. Markanın ana ilham kaynağı Venedik şehri ve onun tarihi. İsmindeki ticaret vurgusu, Venedik şehrinin antik çağlardan itibaren diğer ülkelerle yaptığı çeşitli ticari faaliyetlerine gönderme olarak düşünülebilir. Altın, değerli taşlar, tekstil ürünleri, baharat ve aromatik uçucu yağlar, Venedikli tüccarların ilgi alanına giriyordu geçmişte.

The Merchant Of Venice’ın Nobil Homo isimli serisi şimdilik beş üyeden oluşuyor. Zaten marka, bütün parfümlerini seriler altında toplayıp, öyle piyasaya sürüyor. Yani her parfümleri, mutlaka bir seriye ait oluyor. Nobil Homo serisinin tamamı erkeklere adanmış. Esperidi Water da bu serinin üyesi. Bir süredir kullandığım Esperidi Water hakkında biraz ahkam kesme zamanımın geldiğini düşünüyorum.

Esperidi Water’ın başlangıcı ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Turunçgil diyorum ama limonun ağırlığı daha fazla. Limona bir parça portakal eşlik ediyor. Tatlı ve kolonyamsı limon-portakal işbirliğini pek sevemedim. Orta kısımda turunçgiller geri planda duruyor. Bu sefer tatlımsı karabiber ortaya çıkıyor. Yumuşak sayılabilecek karabibere nötr çiçekler destek veriyor. Kendi sitelerinde yaseminden bahsediliyor. Olabilir ama çok baskın değil çiçekler. Son bölümde eskilerden bir dost kontenjanından meşe yosunu algılıyorum. Misk, amber ve yumuşak odunsu notalarla dans eden meşe yosunu, parfümün en güzel yerini oluşturuyor.

Esperidi Water ismini ilk gördüğümde hemen önyargılarım devreye girdi ve “yine bir Terre d’Hermes benzeri” diye düşündüm. Terre d’Hermes’in o kendine özgü yapısının, birçok yeni nesil parfüme ilham verdiği sır değil. Esperidi Water’ın açıklanan notalarındaki portakal, karabiber, sedir ağacı ve vetiver Terre d’Hermes’i ciddi ciddi çağrıştırıyor fakat uygulamada durum pek öyle değil.

Parfümün açılışı kalitesiz limon kolonyaları gibi gerçekleşiyor. Normalde severim limon koksunu ama burada çözemediğim bir iticilik var. Belki de limon ve portakalın birleşimi o kadar da iyi fikir değil. Kendime yakın bulamadım bir türlü başlangıcını. Orta kısım neyse ki daha iyi. Gerçi o limonsu yapı orta bölümde hala algılanıyor. Karabiber orta notalarda işleri değiştiriyor. Keskin olmayan karabiber gayet tatlı. Muhtemelen biberiye ve çiçeklerle yumuşatılmış. Buradaki karabiberi, Obsession For Men’deki kullanıma azıcık benzettim. Karabiber hem olgun hem de erkeksi/nostaljik hava veriyor. Son bölümde, karabiberle harmanlanmış amberi meşe yosununa benzetmiş olabilirim. Kapanışı çok şık.

gercek esperidi

Esperidi Water, turunçgilli tarafı dışında neyse ki Terre d’Hermes’e büyük benzerlik göstermiyor. Yani önyargılarımı haksız çıkarıyor. Onu tanımlarken “aromatik turunçgil” nitelemesi yanlış olmaz. Fakat bana göre başlangıcı dışında çok ferah yapısı yok. Özellikle orta kısımdan itibaren kendisini gösteren baharatlar ve son kısımdaki amber onun ferah bir turunçgil olmadığını kanıtlıyor. Buruk ve ekşi kokusu bir yönüyle hoşuma giderken diğer taraftan kafamda soru işaretlerine neden oluyor. Evet, asıl sorun kullanılan turunçgillerde olmalı. Belki de biberiye ve turunçgillerin karışımına pek alışık olmadığım için kabullenemedim.

Normalde sevmem gereken Esperidi Water’ı, bir türlü bağrıma basamıyorum. Hep bir taraftan itiyor beni. Oysa bütün şartlar uygun, notaları tam bana göre, yüksek kaliteli ama olmuyor işte, ısınamıyorum ona. Kötü değil, hatta bu tarzın iyi örneklerinden birisi. Genel olarak notaları duru ve net. Yapaylık hissedilmiyor. Kalıcılığı iyi, fark edilirliği yüksek değil.

EDP formundaki Esperidi Water’ın performansı harikalar yaratmıyor. İlkbahar-sonbahar kullanımına yakışacağını düşündüğüm kokusu, acayip bir burukluk ve hüzün de barındırıyor sanki. Genç arkadaşlara öneremeyeceğim. Biraz parfüm deneyimi ve yaş istiyor. Otuz yaş civarında gelin anlaşalım. “Denemeden almayın, pişman olmayın” evrensel uyarısını yapmama gerek var mı?

Koku Güzelliği:10/6

10 Haziran 2016 Cuma

The Merchant Of Venice – Asian Inspiration (2013)

“Büyülü doğu şehirlerine yapılan uzun ve egzotik seyahatler” temasına sahip kaçıncı parfüm serisi Murano artık saymayı bıraktım. Evet, oryantalizm yirminci yüzyıldaki kadar etkili değil artık fakat parfüm markaları için hala cazip bir tema, egzotik doğuya gitmek ve oradan esinlenmek.

İtalya merkezli yeni sayılabilecek niş parfümevi The Merchant Of Venice, 2013 yılında altı parfümden oluşan Murano serisini piyasaya sürdü. Kendi deyimleriyle “şiirsel isimlere sahip ve keşiflerin, rüyaların gücünü çağrıştıran” bu altı Eau de Parfum, Venedik şehrinin doğusundaki büyüleyici şehirlere yapılan seyahatlerden ilhamını almış.

Serinin Asian Inspiration isimli parfümü, adından anlaşılacağı üzere Asya kültüründen etkilenilerek tasarlanmış. İlk defa bir The Merchant Of Venice parfümü deniyorum. İsmi ilgimi çektiği için ilk önce Asian Inspiration’u kullanmak geldi içimden. Parfümün açılışı ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Duru ve doğal açılışı saldırgan değil. Açıklanan üst notalarında meyvemsilikten bahsediliyor ve acı portakal-adaçayı ikilisi vurgulanıyor. Evet, parlak ve gerçekçi bir portakaldan ziyade tatlımsı, azıcık kremsi acı portakal-aromatik otlar kendisini gösteriyor başlangıçta. Üst notaları çarpıcı olmasa da başarılı. Orta bölümde büyük değişim var. Vetiver bütün gücüyle kompozisyona hakim oluyor artık. Islak, köksü vetiver, doğal ve stabil. Vetivere bir parça kremsi turunçgiller eşlik etmeye devam ediyor ama aromatik otlar artık ortada yok. Kuru tütsü az da olsa kendisine yer buluyor orta bölümde. Son kısımda klasik sedir ağacı kapanışı var. Vetiver ile uyumlu sedir ağacı sürpriz yapmıyor fakat tatlı benzoin, son kısımdaki en büyük sürprizi yapıyor.

Bu aralar şansıma vetiver merkezli kokulara denk geliyorum. Asian Inspiration için kendi sitelerindeki vetiver vurgusu önemli. Kendi sitelerinde parfümün “Bay Vetiver” olarak geçtiğini gördüğümde şaşırmadım. Köksü, ıslak ve doğal vetiverin etrafına yerleştirilmiş diğer öğeler. Başlara biraz turunçgiller, sonlara sedir ağacı eklenmiş. Orta kısımdaki vetiver gövdesine ise fazla müdahale edilmemiş. Ve ortaya Asian Inspiration çıkmış.

kolaj asian1

Kötü mü olmuş? Asla! Uysal, sakin, barışçıl, minimal niş parfüm ortaya çıkıvermiş. Evet, kompozisyon basit. Derinlik yok, nota zenginliği yok. Kullananı bir Japon bahçesinde, yeşilliklerin içerisinde, uzaklardan şırıl şırıl su sesi gelen ve değişik kuşların cıvıltılarının kapladığı sessizliğe ve dinginliğe davet eden üslubunu anlamamak için, fazlasıyla duygusuz olmak gerekir.

Asya’dan ilhamını alan bir parfümde vetiverin bu kadar yoğun kullanılması ve baharatların yer almaması ilk başta şaşırtıcı olabilir. Malum, doğuyu merkeze alan parfümlerde genellikle baharat kullanımı öne çıkar. Sanki baharatlar sadece doğuya veya doğu kültürüne aitmiş gibi. Oysa Asian Inspiration’da ferah, durağan ve yeşil çerçeve çizilmiş kokuya. Basit, saf ve edilgen. Gösterişsiz ama lüks.

Sonuç olarak eğer ferah vetiver kokularını seviyorsanız, deneme listenizin başlarına koyabilirsiniz Asian Inspiration’u. Ha çok farklı mı? Değil. Yenilikçi mi? Cık. Aşık olunacak kadar tutkulu mu? Pardon? Benim gibi vetiver kokularıyla aranızda şöyle-böyle bir ilişki varsa, çok etkileneceğinizi sanmıyorum ama yüksek kalitesi ve yapaylığa rastlanmamasıyla iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Bu modern turunçgilli vetivere bir şans verin siz yine de.

tarti asian yen

Kimi kaynaklarda uniseks olarak sınıflandırılsa da erkek kullanımına yakın duruyor. İlkbahar-yaz kullanımı için daha uygun bence. Günlük kullanımda ise hiç sırıtmaz. EDP formunda. Kalıcılığı çok iyi. Fark edilirliği yeterli. Performans anlamında sizi üzeceğini sanmıyorum.

Koku Güzelliği:10/7