Mancera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mancera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Nisan 2023 Salı

Mancera – Cedrat Boise (2011)

Montale’nin kardeş niş markası Mancera’nın, 2011 yılında çıkardığı Boise Cedrat, en popüler parfümleri arasında sayılabilir. Her ne kadar yeni bazı Mancera parfümleri niş sektöründe dikkat çekse de benim için Mancera denilince ilk akla gelen parfüm Cedrat Boise’dir.

Mancera’nın internet sitesinde Cedrat Boise şu cümlelerle tanıtılmış: “Canlı ve ışıltılı Cedrat Boise, narenciye, frenk üzümü ve baharat notalarıyla açılır. Yasemin ve paçuli yapraklarının şehvetli kalbinde dinlenir. Uzun süre kalıcı odunsu, vanilya, deri ve misk notalarıyla sizi büyüler.”

Cedrat Boise’nin ilk dakikaları ekşi, tatlı, kremsi meyvelerle gerçekleşiyor. Modern sayılabilecek bergamota ananas benzeri mayhoş meyveler eşlik ediyor. Orta kısımda meyvemsi hissiyat biraz geri çekilirken deri ve kadınsı sayılamayacak yasemin geri planda kendisini hissettiriyor. Sonlarda odunsu, miskli temayla kapanış yapılıyor.

Cedrat Boise’nin ilk çıktığı yıllarda oldukça popüler hale gelmesinin sebebi Creed’in şöhretli eseri Aventus’a benzetilmesiydi. Gerçekten de ilk dakikaları Aventus’a fazlasıyla benziyor. Kimi kullanıcılar Cedrat Boise’nin Aventus’a benzemediğini iddia etse de durum pek öyle değil. İlk iki saat Cedrat Boise Aventus’un klonu gibi davranırken orta kısmın sonlarında deri Cedrat Boise de ana öğe hale geliyor. Sedir ağacı ve misk de sonlarda Aventus’tan ayrılan yönleri denebilir.

Cedrat Boise’nin ilk dakikaları oldukça canlı, dinamik ve leziz ama biraz tatlılığı fazla geldi bana. Hafiften çiçeksi hissettiren başlangıcının soğuk havalarda fazlaca ekşi koktuğunu algıladım. Ilık ve sıcak havalarda daha güzel davrandığını düşünüyorum. Bu anlamda sonbahar-kış mevsiminden ziyade ılık ilkbahar ve serin yaz akşamları için daha iyi seçenek denebilir.

Gelelim can alıcı soruya. Aventus gibi kült eser dururken Cedrat Boise’yi almaya gerek var mı? Aventus’un daha dolgun ve güçlü hali gibi hissettiren Cedrat Boise, Aventus severlere daha fazla deri vaat ediyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı yeterli. Kokusunu Pierre Montale tasarlamış. Uniseks olarak sınıflandırılmış. Hem kadınlara hem de erkeklere uyacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

5 Şubat 2022 Cumartesi

Mancera – Hindu Kush (2018)

Mancera’nın son zamanlarda oldukça ilgi çeken parfümlerinden Hindu Kush, bir süredir benim de merakımı cezbediyordu. Parfümün hem isminin Afganistan-Pakistan hattına vurgu yapması hem de Mancera tarafından açıklanan notalarında esrar temasına yer verilmesi koku severlerin radarına girmesine yol açtı. Hepimiz biliriz ki Afganistan dünyanın en büyük uyuşturucu üreten ülkelerinden birisidir ve niş markalar ara ara esrar koktuğunu iddia ettikleri parfümler piyasaya sürerler.

Hindu Kush, Mancera’nın internet sitesinde “Pakistan ve Afganistan’ı geçen vahşi bir dağ silsilesi olan Hindu Kush, cennet ve dünya arasındaki sınırı çiziyor.” cümlesiyle tanıtılmış. Yine Mancera’ya göre baharatlı, tütsülü benzersiz reçineli olarak lanse edilmiş.

Hindu Kush’un ilk dakikaları baharatlar ve tanımlaması zor meyvelerle gerçekleşiyor. Kimi kullanıcıların buradaki meyvemsiliği muz kokusuna benzetmesi çok anlamsız değil. Kaliteli ve soyut ilk dakikalardan sonra dumansı baharatlara metaliklik sınırındaki tütsü ve neredeyse tütünü andıran yapı ekleniyor. Baharatlı tütsülü orta bölümden sonra kapanışı benzer şekilde gerçekleşiyor.

Hindu Kush, ismini ve ilhamını dünyanın en büyük dağ silsilelerinden birisinden alıyor ve anlaşılacağı üzere esrar öğesini de pazarlama taktiği olarak ilginçlik katması bakımından kullanıyor. İşin açıkçası hiç esrar içmedim ve esrar içilen yerde bulunmadım. Onun içindir ki Hindu Kush’un kokusunun esrara benzeyip benzemediğinin yorumunu yapamayacağım.

Pazarlama evreninden gerçek dünyaya dönersek Hindu Kush, dumanlı, baharatlı tütsü parfümüne benziyor. Geri planda paçuli, amber ve vanilya destek veriyor. Genel kompozisyon beklediğim kadar karanlık ya da ağır değil. Daha ortalarda bir dumansılık var. Gizemli ve kasvetli olmaktan ziyade egzotik bir parfüm. Kullanması ve sevmesi zor değil. Özellikle başlangıcı gayet güzel. Benzerine rastlamadığım tarzıyla yaratıcı koktuğunu söyleyebilirim. Kalite anlamında iyi yerde duruyor. Burnu zorlamıyor ve itici davranmıyor.

Afganistanı, bir dağ silsilesini ve esrar öğesini tanıtımında kullanan Hindu Kush’un aynı o coğrafya gibi sert ve acımasız kokacağını düşünürken, yumuşak başlı karakter görmek şaşırtıcı oldu. Bu modern odunsu parfüm, farklı niş koku arayan koleksiyonerler için enteresan olabilir. Genel olarak dünyayı sarsacak kadar iddialı ve çarpıcı değil.

Eau de Parfum formundaki Hindu Kush’un kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ilk yarım saati saymazsak saldırgan değil. Hem kadınlar hem de erkekler kullanabilir. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/7

20 Aralık 2021 Pazartesi

Mancera – Red Tobacco (2017)

Mancera’nın son yıllardaki en ilgi çeken parfümlerinden birisi Red Tobacco, uzun zamandır merakımı cezbediyordu. İlk çıktığı günlerden itibaren oldukça konuşulan parfümlerden birisi haline geldi Red Tobacco. Niş parfüm sektörünün dur durak bilmeyen markalarından Mancera muhtemelen bu sefer iyi iş çıkarmışa benziyor.

Mancera’nın internet sitesinde Red Tobacco şöyle tanıtılmış: “Kırmızı, sıcak ve büyüleyicidir. Red Tobacco, Küba tütünü ve baharatlarını karıştıran inanılmaz derecede güçlü ve seksi bir koku. Gerçek bir ısı dalgası.”

Red Tobacco’nun ilk saniyelerinde karmaşa hakim. Sıcak baharatlar (muhtemelen tarçın ve küçük hindistan cevizi), biraz safran ve elmayı anımsatan meyvemsilikle gerçekleşen açılış ferah değil. Orta kısımda sıcak baharatlar geriye çekilirken safran biraz daha etkisini göstermeye çalışıyor. Orta bölümde parfüme ismini ve konseptini veren tütünü bütün heybetiyle algılayabiliyoruz. Kuru sayılabilecek tütün, neredeyse tütün yaprakları gibi kokuyor. Sonlarda tütün güçlüce yoluna devam ediyor. Tütüne lezzetli vanilya ve paçuli eşlik ediyor.

Red Tobacco, kırmızı meyvemsi hatta baharatımsı tütünü merkeze alıyor. İsmindeki kırmızı onun sıcak karakterini vurguluyor olabilir. Geneline baktığımda baharatlı, dumansı, içkimsi, paçulili pipo tütünlerini anımsatıyor. Hatta kirazlı ve vanilyalı pipo tütünü gibi davranıyor. Yoğun dumansı tarafına da bayıldım. Bu tür tütün kokularını severim ve Red Tobacco’yu da tabii ki harika buldum.

Kalite anlamında Mancera gerekeni yapmış. Kullanması ve sevmesi zor bir parfüme benziyor. Kadınların bu parfüme ilgi göstereceğini sanmıyorum. Hatta üzerimde bu parfümü algılayan hanımefendilerin hiçbirisi onu beğenmedi. Çünkü Red Tobacco erkek kullanımına yakın ve pipo dumanı kokan erkeksiliği temsil ediyor. Bu eseri kadınlar için değil kendi rafine zevkleriniz için kullanmalısınız. O gayet erkeksi ve centilmenler kulübünün sıkı üyesi.

Red Tobacco biraz ağır ve oldukça yoğun denebilir. 2-3 fıs kullanımda bile saatlerce üzerinizden çıkmıyor. Oldukça güçlü ve sağlam bir parfüm. Kalıcılığı çok iyi, etrafa yayılımı yeterli. Bu anlamda verdiğiniz parayı hak ediyor.

Kokusal anlamda biraz Pure Havane’ye ve Bogart Pour Homme’ye yakın duruyor. Ayrıca Oajan’ı da anımsatıyor. Tam bir kış parfümü, ılık günlerde bile denemenizi tavsiye etmem.

Koku Güzelliği:10/8

27 Ağustos 2021 Cuma

Mancera – Lemon Line (2014)

Mancera’nın 2014 yılında çıkan uniseks parfümü Lemon Line, zamanla ilgi gören eserler arasına girdi. Mancera’nın birçok parfümünün arasından sıyrılmayı başaran Lemon Line’ı uzun zamandır merak ediyordum ve birbirimize kavuştuk.

Mancera’nın internet sitesinde Lemon Line şu cümlelerle tanıtılmış: “Bir kolonya: narenciye, lavanta ve meşe yosunu. Narenciyenin enerji verici, şehvetli gücünün kanıtı olan Lemon Line, sadeliğin inanılmaz derecede seksi olabileceğini kanıtlıyor.”

Lemon Line’ın ilk saniyelerinde parfüme ismini veren limon benzeri ekşi-asidik turunçgillerin ağırlığını rahatlıkla görebiliyoruz. Parlak, canlı, dinamik limonun tatlı ve aromatik otsu verildiğini söyleyebilirim. Orta kısımda şekerli limondan, miskli odunsu limona dönüşüyor ana yapı. İlk dakikalardaki dinamizm kalmasa da bu sefer şık ve kaliteli odunsu miskli limon teması kapanışa kadar ilerliyor.

Lemon Line’ın Mancera tarafından açıklanan üst notalarında lavanta bulunduğu belirtilmiş. Yoğun lavanta kullanımı hissedilmese de aromatik Akdeniz otlarını andıran bitkisel hava, asitli limona eşlik ediyor. Yine Mancera’ya göre alt notalarda eski dost meşe yosunu dikkatimi çekti. Kapanışta yüksek dozda meşe yosunu olduğunu söylemek zor.

Lemon Line, kimi kullanıcılara göre ilk saniyelerde limonlu yüzey temizleyicilerine ve limon aromalı deterjanlara benziyor. Bu tür ibareler biraz abartılı olsa da eski tarz şipremsi limonlu aromatik parfümleri andırdığını düşünüyorum. Hafiften Chanel Pour Monsieur ve 1966 yılı çıkışlı Eau Sauvage’yi anımsatıyor. İlk dakikalardaki leziz limondan sonra sakinleşen ve şık hale gelen Lemon Line, yaz mevsimi için çok iyi seçeneklerden olduğunu kanıtlıyor.

Limon yemeyi severim, kabuğunu koklamayı severim, limonataya bayılırım. Limonun her türlü kullanımını seven birisi olarak Lemon Line’ı çok beğendim. Kalite anlamında gayet iyi. Düz çizgide ilerlediğini iddia edebilirim. Zaten bir yaz parfümünden derinlik ve sanatsallık beklemek zor. Lemon Line’de bunun bilincinde basit ve taze-canlı-ferah yaz kolonyası olmaya çalışıyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk saniyelerde güçlü, sonrasında tene yakın kalıyor. Hem kadınlar hem de erkeklerin rahatlıkla kullanabileceği plaj kokusu havası veren Lemon Line’ı Pierre Montale tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7.5

22 Nisan 2020 Çarşamba

Mancera – Instant Crush (2019)

Pierre Montale’nin ikinci markası Mancera, tıpkı Montale gibi saldırgan biçimde niş parfüm sektörüne oynuyor. Arka arkaya birçok parfüm piyasaya sürme stratejisiyle Mancera, dünya niş parfümcülüğünün ilgisini çekmeye başladı. Instant Crush, değerli ve lüks içerikler, az bulunan ve rafine materyaller ve Art Deco tasarım dilinden ilham alan Mancera’nın 2019 yılında öne çıkan parfümlerinden birisi oldu.

Mancera’nın internet sitesinde Instant Crush’ın tanıtımında gül, yasemin ve amber üçlüsüne vurgu yapıldığını görüyoruz. Duygusallık ve romantizmin zengin karışımı olduğu söylenmiş. Ayrıca turunçgiller ile sandal ağacının zarif birlikteliğinden bahsedilmiş. Karşı konulamaz vanilya ve şaşırtıcı zencefilin karışımıyla zarafet dalgasına sahip olduğu da tanıtımda yer almış.

Parfümün açılışı limonu andıran fakat ferah olmayan turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında limon olmasa da şekerli, kremsi limon hissi veriyor. Orta kısımda tatlılık devam ediyor. Turunçgiller bir parça geride kalırken ortaya nötr çiçekler çıkıyor. Safranı andıran orta bölümdeki şekerli çiçekler ve kremsi Montale tarzı garip gül parfümün ana eksenini oluşturuyor. Son kısımda vanilya hakimiyeti var. Mumsu ve donuk vanilya hafiften pudralı hissiyat veriyor. Vanilyaya misk de eşlik ediyor. Açıklanan alt notalarında meşe yosunu varmış ama algılayamadım ne yazık ki.
Instant Crush, Montale tarzı fazlaca şekerli safran-gül temasını merkeze almış. Açıklanan notalarında zencefil var ama büyük resimde baharatlar fazlaca yer kaplamıyor. Kremsi, vanilyamsı çiçekler ve turunçgiller parfümü yeni nesil ana akım markaların kokularına yaklaştırıyor.

Instant Crush, çok yaratıcı, sıra dışı, farklı ya da ilginç değil. Çoğu modern vanilyalı ve şekerli parfümü andıran herkesin sevebileceği, genele hitap eden, sivri tarafları olmayan, lezzetli, giymesi kolay ve basit kompozisyona sahip.

Diğer taraftan bir niş parfümde olması gereken sanatsal dokunuşlar Instant Crush’da var denemez. Ortalama kalitede, ortalama kokan ve zaman zaman tatlılığın içinizi baydığı ve bıktırdığı tarzıyla, beni çok etkileyemedi. Yine de bu tür şekerli safran ve gül merkezli parfüm arıyorsanız ona şans verebilirsiniz.

Geleyim Instant Crush ile ilgili en ilginç duruma. Bu parfümü kullanan kimi yorumcular kokusunu Baccarat Rouge 540’a benzetmiş. Instant Crush turunçgili, safranlı vanilya parfümüyken, Baccarat Rouge 540 kırmızı ekşi meyveli (çilek), baharatlı, plastiğimsi, steril kokuyor. İki parfüm arasında büyük benzerliğe rastlamadım.

Eau de Parfum formundaki Instant Crush’ın kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı bahsedildiği kadar güçlü değil. Sıcak yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir. Uniseks olarak düşünülebilir. Hem kadınlar hem de erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği: 10/6

20 Haziran 2018 Çarşamba

Mancera – Indian Dream (2014)

Mancera’nın Indian Dream’ı uzun zamandır dolabımda duran eserlerdendi. Şunu anlıyorum ki her şeyin bir kaderi olduğu gibi dolabımdaki parfümlerin de bir kaderi ve doğru zamanı var. Çok uzun zamandır görmezden geldiğim parfüm bir gün, bir şekilde beni kendisine çekiyor ve artık vaktinin geldiğini kalbime fısıldıyor. Indian Dream’in de böylece zamanının geldiğini hissettim. Sanırım parfümlerle fısıldaşan parfüm mistiği olma yolunda ilerliyorum.

Indian Dream, harika ismiyle ve müthiş renklere sahip şişesiyle hemencecik dikkat çekmeyi başarıyor Mancera’nın geniş koleksiyonunda. İsmindeki Hindistan vurgusu o coğrafyanın meşhur baharatlarını akla getiriyor. Her ne kadar Indian Dream kadın parfümü olarak sunulsa da bakalım baharatlar ne kadar ağırlıkta genel kompozisyonda.

Indian Dream’ın açılışı tatlı, kadınsı ve modern turunçgillerle gerçekleşiyor. Pudralı sayılabilecek portakal çiçeği birçok kadın parfümündeki gibi verilmiş. Orta bölüme geçildiğinde pudralı ve kadınsı hissiyat devam ediyor. Portakal çiçeği geride kalırken çiçekler ağırlığını iyice arttırıyor. Orta kısımda gül ve yaseminin etkisi çok bariz. Bu andan itibaren güllü, beyaz çiçeksi safkan kadın parfümüne dönüşüyor. Son bölümde büyük değişim yok. Alt notalarda kadifemsi amber ve vasat miske eşlik eden çiçekler başarılı. Klasik bir kapanışı var.

Indian Dream, tam bir kadın parfümü. Her şeyiyle feminen, bütünüyle kadınsı nüanslar taşıyan bir arkadaş. Standart meyveli-çiçeksi kız parfümü desem yanılmış olmam. Parfümün ana aksını pudralı çiçekler oluşturuyor. Daha özele indiğimizde gül bence baş aktör. Güle güçlü şekilde destek veren yasemin kadınsılığı arttırırken, üçüncü en baskın çiçek portakal çiçeği ana temaya masumiyet katıyor. Hafiften kırmızı meyvemsi (bu hissiyatta gülün etkisi var büyük ihtimalle) ve şekerli portakalımsı yapı, Indian Dream’ın geri planını oluşturuyor. Amber bir detay olarak son bölümde yer alırken, bu tür çiçeksi-meyveli kokuların değişmez elemanı misk pek başarılı verilememiş.

Çok uzatmayayım çünkü aslına bakılırsa basit bir parfüm Indian Dream. Pek fazla derinliği olmayan, kullanması kolay, çoğu kişinin sevebileceği, nota zenginliği bulunmayan, güvenli ama sıkıcı, fazlar arası büyük değişimler yaşatmayan, sürpriz yapmayan, harika kaliteye sahip olmayan, düz çizgide ilerleyen ortalama vasatlıkta kadın parfümü gibi oldukça uzun şekilde tanımlıyorum Indian Dream’ı. Koku profili anlamında yüzlerce örneğine rastlanabilecek tarzı yine de göreceli ana akım rakiplerine göre bir parça daha rafine ama benim için kullanılabilir olmaktan uzak.

Kimi yorumcuların Coco Mademoiselle’ye benzettikleri Indian Dream, koku profili anlamında benzese de paçuli barındırmıyor, onun yerine amberi monte etmiş son bölüme. Tabii aralarında tıpatıp benzerlik olmasa da aklınızda Indian Dream’ın genel yapısı hakkında ipuçları oluşturabilir bu benzetme.

Kendi sitelerinde Indian Dream’ın Hindistan’ın kalbine yapılan seyahat olduğu ve çiçekleri merkeze aldığından bahsedilmiş. Çiçekler konusunda haklılar fakat parfümle Hindistan arasında nasıl bağ kurulacağı konusunda şüphelerim var. Hindistan temalı parfümde beklediğim hiçbir baharat kokusunun içinde olmaması garip denebilir. Bu anlamda isim-konsept uyumsuzluğu var.

EDP formundaki Indian Dream, enteresan şekilde performans sorunu yaşıyor. Diğer Mancera parfümlerinin gücü-kuvveti Indian Dream’da bulunmuyor. Kalıcılığı idare ediyor ama fark edilirliği düşük. Yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir. Kokusunun tasarımını Pierre Montale yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

18 Nisan 2017 Salı

Mancera – Wild Leather (2014)

Şu isme bakar mısınız: Vahşi Deri. Açıkçası bu parfümü uzun zaman dolabımda bulundurup, kullanmama nedenim ismi yüzündendi. İsminden, nasıl bir deri kullanımıyla karşılaşacağımı tahmin ediyordum. Genellikle böyle iddialı isimli parfümler, kullanımı ve sevmesi zor oluyor benim için. İsminden aldığım ilk izlenim ve Mancera markasının genel tarzını bildiğim için, oldukça sert ve hayvansal deri kokusuyla karşılaşacağımı düşünüyordum. O tarz kokuları kendime yakın bulamadığım için kullanmayı sürekli ertelediğim Wild Lather için artık hazırım.

Mancera’nın kendi sitesinde notaları dışında pek bilgi yok. Bir tek ” soğuk, keskin bir deri ile odunsu notalar” cümlesine rastladım Wild Leather’le ilgili. Mancera’nın Wild serisinin üyesi Wild Leather. Bu seride 2017 yılı itibariyle dört parfüm bulunuyor. Wild Leather bu serinin en bilinen ismi diyebilirim.

Parfümün açılışı buruk ve ferah olmayan turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında Sicilya Bergamotu var. Bergamot ve portakaldan oluşan başlangıcı idare eder. Orta kısma geçildiğinde turunçgil artık ortada yok. Parfüme ismini veren deri orta notalarda bütün ağırlığını koyuyor. Deri kontrollü şekilde hayvansal. Kuru deriye, bir parça baharat ve meşe yosunu destek veriyor. Evet, bende şaşkınım meşe yosunuyla karşılaştığıma. Gerçi meşe yosunu orta bölümde epey saklıyor kendisini. Derinin arkasına saklanmış meşe yosunu, baskın değil. Orta notalar bana yakın olmasa da fena değil. Son bölümde derinin etkinliği azalıyor. Misk ve yumuşak odunsular hakim kapanışa.

Wild Leather, turunçgilli, meşe yosunlu, odunsu bir deri parfümü. Orta kısımdan itibaren dumansı ve karanlık sayılabilecek deri gayet kuru, tatlılık az. Buradaki hayvansal deri benim için bile ağır değil. Başlangıçtaki turunçgilli kısmı, yakınlarda kullandığım M. Micallef – Emir’e benzettim. Azıcık da Opulent Shaik Gold’u andırıyor. Çok rafine olmayan başlangıçtaki turunçgillerden sonra gelen deri, nispeten daha kaliteli ve karakteristik. Zaten Wild Leather’ın en akılda kalan tarafı o karanlık deri.

Şanslıyım ki korkularım yersizmiş. Wild Leather, hiç de vahşi ve saldırgan kokmuyor. Yumuşak deri kullanımı olmasa da irite edici değil. Makul ve dengeli kullanılmış deri. Bergamot gibi ferah bir öğeyle deriyi vermek iyi fikir ama çok uyumlu olduklarını söylemek zor. Meşe yosununun verdiği yeşil ve taze hissiyat da önemli. Buradaki hayvansal deriyi dizginleyen bu iki nota (bergamot ve meşe yosunu) gibi görünüyor. İyi ki de böyle bir tercih yapılmış.

Sonuç olarak kokusunu çok beğendiğimi söyleyemem ama kötü de değil. Ortalama bir koku güzelliğine sahip. Çok farklı ya da hayranlık uyandırıcı değil. Evet, bir ana akım parfüme asla benzemiyor. Kendi sitelerinde dedikleri gibi “soğuk” karakteri var Wild Leather’in. Hem koku anlamında hem de genel yapısı bakımından mesafesini her daim koruyor. Sizi avucunun içine alıp, saramıyor. Yine de bu tür bir deri parfümü arıyorsanız, deneme listenizde almanızda fayda var.

EDP formunda. Çoğu yorumcu fark edilirliğini çok yüksek bulurken, bana göre normal performansa sahip. Kalıcılığı tabii ki iyi. Sonbahar-kış kullanımı için uygun. Hem resmi hem de günlük kullanıma uyum sağlayabilir Wild Leather. Kokusunu Pierre Montale tasarlamış.

Mancera’nın Facebook sayfasındaki bir paylaşımda “şık ve kadınsı” ibaresi kullanılmış Wild Leather için. Bence tam bir erkek parfümü. Kadınsı olduğunu hiç sanmıyorum.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

21 Kasım 2013 Perşembe

Mancera – Roses Vanille (2011)


Mancera – Roses Vanille (2011)

“Hazırlama Yöntemi: Fırında
Pişirme Süresi: 30 dk.
Kişi Sayısı: 8 kişi

Malzemeler

1 çay bardağı eritilmiş ve soğutulmuş sana yağı
1 çimdik tuz
1 su bardağı un
3 yemek kaşığı mısır nişastası
1 yemek kaşığı pirinç unu
1 su bardağı pudra şekeri
4 adet yumurta sarısı
6 adet yumurta akı
Yarım çay kaşığı krem tartar
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
Yarım su bardağı süt
3 yemek kaşığı gül reçeli
9 çay kaşığı ucunla pembe gıda boyası
3-4 damla vanilya esansı
2 su bardağı pudra şekeri

Hazırlanış

Yumurta sarılarını pudra şekeri ile mikserle bir kapta çırpın. Başka bir kasede yumurta aklarını krem tartar ile çırpın. Bir su bardağı pudra şekerinin yarısına yumurta akı ekleyip sertleşene kadar çırpın. Sonra pirinç unu ve ve kalan pudra şekeri eklenir biraz daha çırpılır. Yumurta sarılarına, vanilya esansı, blendırdan geçen gül reçeli gıda boyası ertilmiş sana yağı eklenir. Bu karışımın içine mısır nişastası, un, kabartma tozu eklenir. Son olarak yumurta akı spatula ile alttan yukarıya karıştırılır. Yağlanmış kalıba dökün. Bir iki ucundan vurun. Kabarcıkları çıkarın. Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede 30-35 dakika pişirin. Soğuyunca üzerine pudra şekeri serperek servis yapın.”

Parfüm Merakı sitesinin ismini "Kek Merakı" olarak değiştireceğimi sanmıyorum. Ama bir tatlı sever olarak yukarıdaki tarifi aldığım internet sitesinde çok daha güzel ve lezzetli ip uçları mevcut. Hatta "Cesur Kekler" diye bölüm bile var. Bir kek nasıl cesur olur? Bu soruyu size sorsam? Burada cesaretten kast edilen Bungee Jumping yapmak değil muhtemelen.


Gül reçelli, vanilya esanslı pembe kekin ismi bile kulağa harika geliyor. Hele ki tadı çok daha nefistir, eminim. Peki gül reçelli, vanilya esanslı pembe kek gibi kokan bir parfüme hiç rastladınız mı? Cevabınız hayırsa, bence yazının devamını okumalısınız. Çünkü aradığınız lezzetli kokuyu bulmuş olabilirsiniz.

Tuhaf ve yarı gizemli niş parfüm evi Mancera, kardeş markası Montale gibi ilerliyor yoluna. Kısa zaman içinde arka arkaya bir sürü benzer isimli parfümler piyasaya sürüyorlar. Henüz beş yılda, on dokuz parfüm piyasaya sürdüler. Bugünse ara ara kullandığım Roses Vanille'ye göz atmak istedim.

Fragrantica'da oryantal vanilya olarak sınıflandırılmış Roses Vanille. Üzerime ilk sıktığımda karşıma oldukça tatlı vanilya çıkıyor. Canlı ve yoğun vanilyaya ilerleyen saatlerde biraz gül ekleniyor. Orta kısımda tatlılık biraz daha artıyor. Neredeyse şekerli bir vanilya aromasına dönüşüyor. Son kısımda kokusu hiç değişmiyor. Sadece hissedilir oranda misk ekleniyor şekerli vanilyaya. Böylece de tenden ayrılıyor.

Roses Vanille, ismi gibi vanilya üzerinden ilerleyen bir parfüm. Fakat isimdeki gül vurgusu, kokusunda fazla öne çıkmıyor. Genel olarak çok şekerli vanilya kokusu şeklinde varlığını sürdürüyor. Sonlardaysa miskle paylaşıyor iktidarını vanilya. Onun dışında başka hiç bir kokuya rastlayamadım.


Parfümün orta kısmı gül kokulu lokumlara da benziyor, annelerimizin evlerde yaptıkları vanilyalı keklere de benziyor. Hani o kekler yapılırken bütün evi yoğun bir şekerli vanilya kokusu sarar ya, işte aynen o hissi verdi bana Roses Vanille. Zaten baştaki espri olsun diye verdiğim kek tarifini de çağrıştırmıyor değil kokusu. Yanmış, karamelize edilmiş bir vanilya diyebilirim kısaca. Zaman zaman, çocukken içmeye bayıldığımız muzlu sütlere benzettim kokusunu. Roses Vanille'in bana göre özeti bu.

Birisi bana bu parfümün niş parfüm olmadığını ve arabalarda kullanılan kokulardan olduğunu söyleseydi büyük ihtimalle hak verirdim. Çünkü Roses Vanille, çok basit ve sıradan bir şekerli vanilya kokusu. Hatta o kadar şekerli ki, beni bile rahatsız etti. Bu kadar şekerli parfüme uzun zamandır rastlamamıştım. Tatlılığın ayarı epey kaçmış bence.

Bir başka durumsa kokunun ilerleyişi. İlk sıkıldığından, tenden ayrılana kadar neredeyse hiç değişmiyor. Tek düze yapısı var. Hiç bir ilginçlik yok. Farklılık yok. Sürpriz yok. Derinlik yok. Dümdüz devam ediyor. Uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olduğunu söyleyebilirim bizzat kullanan birisi olarak.

Roses Vanille, kadın parfümü olarak geçiyor kaynaklarda. Evet bence de kadın kullanımına daha yakın. Fakat bol şekerli vanilyadan oluşan parfüm arayan erkekler de deneyebilir. Belki onlar beğenirler.

                                 Roses Vanille'in genel olarak yukarıdaki kek gibi koktuğunu söyleyebilirim.

Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı çok iyi. Fark edilirliği başlarda çok yüksek. Bu anlamda gayet başarılı diyebilirim. Sonbahar-kış mevsiminde kullanmak daha anlamlı olacaktır. Roses Vanille’in tasarımını Pierre Mancera yapmış.

Koku Güzelliği:10/5.5

23 Haziran 2013 Pazar

Mancera – Cedrat Boise (2011)



Mancera – Cedrat Boise (2011)  Markanın yeni parfümlerinden.

Hava sıcak ve daha da sıcak olacağa benziyor. Yok, pop müzik sanatçısı arkadaşlara özenmedim. Ama meteoroloji biliminin son yıllarda kat ettiği gelişme kayda değer. Neyseki bir haftalık hava tahminleri bile artık iyi kötü doğru çıkıyor. 20 Haziran tarihinden bir hafta sonra sıcaklıkların daha da artacağı malumunuz. Demek ki artık yaz mevsimine uygun parfümlere geçme zamanımız gelmiş. Her ne kadar ara sıra sonbahar-kış mevsimine yakın parfümleri yazacak olsam da genel olarak ferah kokular üzerine çalışacağım bu aralar.

Yaz parfümleri... Limon, turunçgil, meyveler, ferah çiçekler, deniz kokusu ve yosun. Ferahlığı, rahatlığı, salaşlığı hatırlatan her nota, yaz parfümlerinin öznesi olabiliyor. Sıcak yaz günleri için beklettiğim bir parfüme yer vermem gerektiğini düşünüyorum artık. Fransız niş parfüm evi Mancera'nın popüler parfümlerinden birisi karşımızda. Cedrat Boise, Fragrantica'da aromatik turunçgil olarak sınıflandırılmış. Uniseks kullanıma uygun olduğu belirtilmiş. Geçelim detaylara.

Cedrat Boise’i ilk sıktığımda ferah turunçgiller (bergamot) ile bir parça limon karşıma çıkıyor. Güzel ve doğal bir karışım olduğunu söyleyebilirim. Bergamot modern kullanılmış neyseki. Limon ile bir parça yumuşatılmış. Bence hoş olmuş açılışı. Orta kısma geçildiğinde bu sefer meyveler devreye giriyor. Daha çok ananas ve metalik turunçgiller karışımı. Bana meyve sularını hatırlattı. Meyvelerde biraz metalik-yapay taraf var. Orta kısım için eh işte diyebilirim. Son kısımda odunsu notaların ağırlığı hissediliyor. Ananas benzeri meyvemsilik eşlik ediyor erkeksi odunsu notalara. Böylece de tenden ayrılıyor.

Cedrat Boise, sıcak yaz günleri için güzel sonuçlar verebilecek yapıda. Ferah, yumuşak, kullanımı kolay, basit bir formüle sahip. Turunçgiller, meyveler ve odunsu notalar. Hepsi bu. Tabiki parfümün ana öğesi meyveler. Fakat bol tatlı ve sıkıcı değil. Pürüzsüz ama neredeyse doğal kokan, marketlerde satılan ananas-elma sularına benziyor. Eğer bu tür meyveli parfümlerle aranız iyiyse denemenizde fayda var.


Hafiften metalik yapaylık hissettiğim meyveler, yüksek kaliteli değil. Yani bir Serge Lutens parfümündeki o nefis meyve kullanımı burada yok. Daha şeffaf ve tekdüze. Derin yada detaylı değil. Fakat kötü ve vasat da değil. Bence ortalama değerlerde. Eğer yüksek sayılabilecek fiyatı sizin için önemli değilse düşünülebilir. Ama uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olabilir bu basit koku. Benden söylemesi. Ayrıca başından sonuna kadar büyük değişimler geçirmiyor. Aynı çizgide ilerliyor.

Cedrat Boise, bence herkesin sevebileceği gibi. Onu kullanan kişilerin nefret etmeyeceklerini sanıyorum. Bu anlamda genel beğeniye hitap ettiği söylenebilir. Hatta bu parfümü üzerinizde koklayanlardan güzel övgüler alabilirsiniz.

Mancera, niş parfüm evi. Onun için ana akım markalardan daha başarılı işler beklemek hakkımız. Bu anlamda Cedrat Boise harikalar yaratmıyor. Çok büyük uyumsuzluk yaşanmayan kokusu belli bir seviyenin üzerinde. Ama muhteşem de değil. Yani o kadar abartılacak yanı yok.

Hatta rakiplerinden birisine şaşırtıcı derece de benziyor. Creed'in büyük ilgi gören yeni parfümlerinden Aventus'u andırdığı aşikar. Hatta özellikle bu yönünü merak etmiştim. Aventus'u çok başarılı bulmadığımı her zaman söylüyorum. Bence Cedrat Boise hem koku güzelliği ile hem de kalite anlamında Aventus'tan biraz daha başarılı. Aventus'u sevenlere rahatlıkla tavsiye ederim.


Cedrat Boise, markanın diğer parfümleri gibi Eau de Parfum (EDP) formunda. Başlangıcı oldukça dolgun ve fark edilir. İlerleyen dakikalarda tene yakın kalıyor. Kalıcılığı gayet iyi.

Parfümü markanın diğer eserlerine imza atmış Pierre Mancera tasarlamış. Uniseks olarak görünse de bence erkek kullanımına daha yakın. Genel olarak erkeksi yapıda diyebilirim. Özellikle sonlardaki odunsu vurgu bu durumun sebebi. Meyveler de oldukça erkeksi kullanılmış. Tam bir yaz parfümü. Soğuk kış günlerinde nasıl tepki verir bilemiyorum. Genç arkadaşları hedefliyor gibi. 18-30 yaş arası için uygun olabilir. Denemeden almamak gerek.

Artıları:
+ Başlangıcı güzel.
+ Kalıcılığı fena değil.
+ Genel olarak herkesin sevebileceğini düşünüyorum.

Eksileri:
- Meyveler biraz metalik/yapay gibi.
- Düz çizgide ilerliyor. Sürpriz yapmıyor.
- Fark edilirliği zayıf oldu tenimde.

Koku Güzelliği:10/6.5