Le
Cherche Midi – No.23 (2012)
Gün geçmiyor ki yeni
insanlarla, yeni hayatlarla, yeni duygularla tanışmayalım. Dünya üzerine
yaşayan yedi milyardan fazla insanın her birinin hayatı ayrı bir hikaye ve belki
de kitap konusu. Hani bazı insanlar vardır. Hayatlarının roman gibi dolu dolu
geçmesiyle övünürler. Başlarından geçen onlarca aykırı olayı biraz da
ballandıra ballandıra anlatırlar. Adeta onay bekler ve karşısındakini yeterince
etkilemek ister gibi. Oysa her insanın hayatı basit görünse de, derin, karmaşık,
zaman zaman bunalımlı zaman zaman huzurludur belli ölçüde. Aslında herkesin
yaşanmışlıkları kendi içinde değerlidir. Ayrım yapmaksızın.
İstediğiniz kadar hayatınızın
değişik kesitlerini anlatın ve "ne kadar da ilginç hayatın varmış"
övgüsünü almaya çalışın bence nafile. Çünkü internet denilen sihirli bağlantı şekli
bütün duvarları yıkmış durumda. Artık herkes, dünyanın diğer yerlerindeki
başkalarının hayatından ve yaşadıklarından haberdar. Hindistan'daki bir çiftçi İsviçre'deki
kayak merkezinden haberdar. Sibirya'daki bir banka memuru, Lady Gaga'nın son
aşkını takip edebiliyor. Artvin'deki bir esnaf, Uruguay milli takımının kalecisini
biliyor. Sanırım klişe gerçek oldu, dünya küçük bir köye döndü.
Parfüm endüstrisi de hiç
durmuyor ve sürekli kendisini yeniliyor. Parfümlerin formülleri değişiyor, satışı az olan modellerin üretimleri bitiriliyor,
farklı pazarlama yöntemleri bulunmaya çalışılıyor ve yeni markalar piyasa
çıkıyor. İşte benimde yeni tanıştığım bir niş parfüm evi Le Cherche Midi. Kurucusunun
Nathan Motylinski olduğunu öğrendiğimiz Le Cherche Midi, yeni sayılabilecek bir
marka. Misyonlarını "en iyi ve kaliteli parfüm yağlarını kullanarak, lüks
ve benzersiz parfümler meydana getirmek" olarak belirlemişler. Yani bir
çok niş markanın bize sunmak istediği ayrıcalıklardan bahsetmişler. Bakalım Le
Cherche Midi'nin kullandığım ilk parfümü nasıl bir izlenim bırakmış bende.
Parfümlerine isim vermeyen bir
marka Le Cherche Midi. Sadece numaralar veriyorlar. Bu aralar kullandığım
No.23, ilhamını deniz ve okyanus temasından almış. Parfümü üzerime ilk
sıktığımda turunçgiller beni karşılıyor. Biraz pudramsı ve kadın
deodorantlarını andıran turunçgiller ferah fakat farklı değil. Ortalama
başlangıcı var No.23'ün. İlerleyen dakikalarda turunçgillere biraz ferah
baharatlar ekleniyor. Hafiften de sandal ağacı var gibi. Gerilerden ferah iris
de hissediliyor. Başlangıcı ile aynı karakteri taşıyor orta bölüm. Sonlarda ise
değişim gözleniyor. Serinlik hissi veren calone, onu akuatik tarafa doğru
kaydırıyor. Sıradan soğuk-serin kapanış, benzersiz değil.
No.23, genel itibariyle ferah
ve sucul olmaya çalışan bir arkadaş. Başlangıcını, sürekli kadınlardan duyduğum
fakat ismini bilmediğim bir deodoranta çok benzettim. Üst notalar kadın
kullanımına daha yakın. Oysa parfüm uniseks olarak sınıflandırılmış. Orta
kısımda devreye giren ferah baharatlar biraz daha erkeksilik katıyor kokuya.
Son bölüm ise klasik bir calone bombası. Yapaylık sınırında dolaşan alt notalar
için parlak şeyler söylemem mümkün görünmüyor.
No.23, tuhaf kullandığı
turunçgillere, akuatik nüanslar ekleyerek ilerliyor. Genel olarak büyük değişim
görünmüyor sonları dışında. Üst ve orta notalar aynı gibi. Zaman zaman beyaz
çiçekler de kendisini gösteriyor. Bu anlamda onun için çiçeksi-akuatik
diyebilirim.
Yüksek kaliteli yada çok farklı
bir konsepte sahip olmadığını söyleyebilirim No.23'ün. Basit, ortalama ve
ferah. Hakkında çok fazla şey söylenebilecek derinlikte ve özgünlükte bir
kokusu yok. Ya da bana öyle geldi. Sanırım Le Cherche Midi markası ile ilk
tanışmamız pek de iyi geçmedi. Umarım diğer parfümlerini kendime çok daha yakın
bulabilirim.
Eau de Toilette (EDT)
formundaki No.23'ün kalıcılığı ve fark edilirliği ortalama seviyelerde. Genel
olarak kadın kullanımına biraz daha yakın. Parfümün tasarımını markanın bütün
kokularına imza atmış ve pek bilinmeyen parfümörlerden Cecile Hua yapmış.
Not: Bu parfümü bana ulaştıran
www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku Güzelliği:10/5.5