süet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
süet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Temmuz 2020 Cumartesi

Calvin Klein – Euphoria Men (2006)

“Kışkırtıcı, erkeksi, seksi. Euphoria Men, modern tazeliği seksi, zengin imzayla harmanlayan, bağımlılık yapan, taze bir oryantal kokudur.”

Calvin Klein’in 2006 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Euphoria Men’in tanıtım cümlesi kısa ama açıklayıcı. Parfümün oryantal koku ailesine dahil edilmesi dışında Calvin Klein, Euphoria Men’in içeriğinde zencefil, biber, cazibeli paçuli ve kremsi süet akorunun bulunduğunu bildiriyor.

Euphoria Men’in açılışı zencefilli turunçgillerle gerçekleşiyor. Üst notalardaki canlı, ferah olmayan aromatik otsu baharatlara geri planda nanemsi calone benzeri tema eşlik ediyor. Yüksek kaliteli olmayan fakat kötü de denemeyecek başlangıçtan sonra, orta kısımda ilginç şekilde metalik ve yine nanemsi yeşil lavanta benzeri koku algılıyorum. Aromatik otlara (ağırlık fesleğende) benzeyen orta kısım, yeşil-baharatlı kokuyor. Sonlarda ana yapı değişmiyor. Süet alt notalarda var ama derimsi hissiyat vermiyor. Yapay sedir ağacı-vetiveri andıran kapanışı ortalama denebilir.

Euphoria Men, genel hatlarıyla meyveli-otsu-yeşil-aromatik baharatlı bir parfüm. Ana yapının ilginç yönü, yeni nesil bol şekerli, tonka fasulyeli, fazlaca vanilyalı erkek parfümlerine fazla benzememesi denebilir. Euphoria Men ne yazlıklar gibi ferah kokuyor ne de kış parfümü gibi davranıyor. Ilık ilkbahar dönemine uyacak bu delikanlı, bariz şekilde aromatik fesleğen, zencefil, calone/lavanta/salatalık kokan sentetik ve kalite anlamında vasat yerde duran yeşil erkeksi tavra sahip.

Karşılaştırmak abes olacak belki ama Euphoria Men’i, kullanım döneminde Green Irish Tweed’in çok kötü bir benzeri olarak düşündüm. Euphoria Men’in aromatik odunsu mu olduğu yoksa Cool Water’dan ilham mı aldığı konusunda kafam karışık. Carlos Benaim ve Loc Dong gibi deneyimli parfümörlerin imzasını taşıyan Euphoria Men, tabii ki başarılı değil ve doğallık/rafinelik tarafında da hiçbir zaman sınıfı geçemiyor.

Yeşil sentetik odunsuların (sanırım vetiver ve sedir ağacı) yer yer sahne aldığını düşündüğüm Euphoria Men, ne konforlu ve lüks takılıyor ne de sizi kendisinden nefret ettiriyor. Bu halde bir şişesini almak pek mantıklı görünmüyor. Eğer başlangıç seviyesinde bir parfümseverseniz ve erkeksi sayılabilecek, uygun fiyatlı seçenek arıyorsanız deneyebilirsiniz. Onun dışında bir şişesini almasanız, büyük kayıp yaşamazsınız.

Eau de Toilette formunda, kalıcılığı ve etrafa yayılımı az. Performans anlamında sorunlu ne yazık ki. Günlük kullanıma uyabileceğini, hem spor hem de resmi kıyafete yakışabileceğini düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/5

24 Mart 2020 Salı

Thierry Mugler – Alien Man (2018)

Yaratıcı ve sıra dışı parfümleriyle, dünya koku sektörünün en popüler markalarından Thierry Mugler’in hayatımıza kattığı Angel serisinden sonra Alien isimli kadın parfümü, büyük başarı yakalamıştı. 2005 yılı çıkışlı Alien’in her ne kadar ucube/çocukça sayılabilecek şişesini sevemesemde, içerisindeki kokusu oldukça çarpıcı ve saldırgandı. Alien’ın yıllar içinde birçok devam parfümü raflardaki yerini aldı. Tabii ki hepsi kadınlar içindi çünkü klasik Alien, yasemin kokan feminen bombaydı.

2018 yılında Thierry Mugler’den, ben dahil, çoğu parfüm severi şaşırtan hamle geldi. Modern klasik olma yolundaki kadın parfümü Alien’a ilk defa erkek kardeş geliyordu. Tabii böylesine popüler kadın parfümünün ismini kullanan Alien Man’a gözler döndü. Alien Man’in üretilmesi çoğu erkek için iyi haberdi. Gerçi aradan geçen kısa süre içinde, Alien Man’in ablası kadar büyük başarı yakalayamayacağı ortaya çıkmaya başladı.

Alien Man, Mugler’in internet sitesinde derili, odunsu aromatik olarak sınıflandırılmış. Markanın resmi tanıtımında şu cümleler kullanılmış: “Alien Man ile erkekler iç güçlerini bulur ve hayallerini gerçekleştirir. Yarı tanrı, yarı insan, huzurun güçle buluştuğu olağanüstü bir macera yaşar. Alien Man’de kullanılan Osmanthus çiçeği Çin’de seçildi ve IFF koku evi tarafından özenle uygulandı.” Parfümün tasarımcısı Jean-Christophe Herault, yarattığı Alien Man için şöyle söylemiş: “Alien Man her şeyden önce patlayıcı ve aydınlık bir kontrasttır. Kokusunun şaşırtıcı, benzersiz olmasını istedim.”

Alien Man’in açılışı yeşil lavanta-menekşe benzeri neredeyse tozlu-kuru-buruk şekilde gerçekleşiyor. Parfümün açıklanan üst notaları şimdiye kadar görmediğim gariplikte diyebilirim. Dumansı kayın ağacı ve dereotundan bahsediliyor üst notalarda, muhtemelen daha önce böylesine tuhaf başlangıca rastlamadım. Pazarlama için verilen notaları bir kenara bırakacak olursam başlangıcının anasonlu, menekşeli lavantaya benzediğini düşünüyorum. İlk saniyeleri tabii ki sevemedim. İlerleyen dakikalarda yeşil tema geri plana geçiyor. Kuru olan koku yavaş yavaş tatlanıyor. Orta bölümde süet benzeri tatlı deri birden hoş sürpriz yapıyor. Hafiften dumansı verilmiş deriyi beğendim. Orta kısımda kaşmir ağacı da geri planda algılanıyor. Geçelim sonlara. Lezzetli deri yoluna devam ederken, kapanışta bir parça vanilya kendisini gösteriyor. Tonka fasulyesini andıran vanilya, alt notalarda oldukça silik kokuyor.

Gerek Mugler’in tasarladığı ilginç temalı parfümler gerekse açıklanan bazı absürt notaları (dereotu ve dumansı kayın ağacı) sebebiyle standartlara uymayan koku formu bekliyordum. Alien Man, ilk saniyelerde anlatması/açıklaması zor temasıyla çoğu Mugler parfümündeki çarpıcı etkiyi yaratıyor ama benim için olumsuz çarpıcılıktan bahsedebilirim. Tuhaf ve mayhoş yeşil aromaya sinir/gıcık olmamak elde değil. Mugler’in bir diğer abuk parfümü Aura’yı çağrıştıran ilk saniyeleri atlatınca kremsi plastiğimsi tatlı deri iyi geliyor. Emporio Armani’lerdeki (He, She, Si) plastiğimsi modern deriyi andıran orta kısımdaki tema hem genele hitap eden hoş sürpriz oluyor hem de üst notaların kötü imajını siliyor. Sonlarda, neyse ki orta bölümün benzer düzleminde ilerlemesi, benim gibi bu tür deri kullanımını seven kişileri mutlu edecektir. Her ne kadar kapanıştaki vanilya biraz basit, mumsu ve rafinelikten uzak verilse de kabul edilebilirlik sınırları içindeydi.

Alien Man, ablası kadar çarpıcı, ilginç, agresif, benzersiz ve şöhretli olamayacak gibi görünüyor. Ben dahil birçok parfümseverin merakla beklediği Alien Man, küçük çaplı hayal kırıklığı yaşatıyor. Belki de beklentiyi bu kadar yüksek tutmamak gerekiyor. Cazibeli orta kısmı dışında büyük başarı sağlayamıyor. Hayatınızın parfümü olmaktan uzak denebilir. Farklı imza parfümü olarak düşünülebilir onun dışında büyük boy şişesini almak iyi fikir gibi görünmüyor.

EDT formundaki Alien Man, performans anlamında yine ablasının çok gerisinde. Kalıcılığı yeterliyse de etrafa yayılımı düşük oldu tenimde. Sonbahar-kış dönemine yakışacağa benziyor.

Koku Güzelliği:10/6

14 Nisan 2017 Cuma

Helmut Lang – Cuiron (2014)

Ünlü Vogue dergisinin 90’lı yılların en önemli moda tasarımcısı ilan ettiği Helmut Lang’in, minimalist tasarımları akla bir parça Comme des Garçons’u getirebilir. Avusturya doğumlu Lang’in hayat serüveni, New York’a yerleşmesiyle başka boyuta atlamış gibi görünüyor. 1990’lı yılların sonlarında geldiği New York, onun kariyerini olumlu yönde etkiledi ve markasını dünya çapında tanınır hale getirdi. Modern avangart kültürün temsilcilerinden sayılan Lang, kıyafet tasarımlarının ardından, 2000 yılının başında parfüm işine girdi.

2002 yılında piyasaya sürdüğü Cuiron Pour Homme, bir süre sonra üretimden kaldırıldı fakat parfümseverler arasında büyük ilgi gördü. Sadece Cuiron değil, diğer Helmut Lang parfümleri de parfüm meraklılarının radarından kaçamadı. Diğer üretimi bitirilen Helmut Lang parfümleri, 2014 yılında yeniden formüle edilerek piyasaya sürüldü. Şişe tasarımlarındaki küçük değişikliklerle birlikte, kokularda da değişim olduğunu söylüyor yorumcular ki, gayet normal bu durum. Cuiron’un 2002 çıkışlı ilk formülasyonunu değil de 2014 versiyonunu kullanıyorum bir süredir. Ve bakalım izlenimlerim nasıl.

Cuiron’un açılışı ferah olmayan turunçgillerle gerçekleşiyor. Modern ve miskli bir portakal üst notaları oluşturuyor. Detaylı olmayan başlangıcı fena değil. Orta bölüme geçildiğinde parfüme ismini veren deri ortaya çıkıyor. Turunçgillerin geriye geçtiği orta kısımda, hafiften plastiğimsi ve modern deriye yine misk eşlik ediyor. Sert olmayan deri kullanımı idare eder. Kapanışta büyük değişim yok. Miskli deri alt notalarda da etkili. Alt notalarının pek bir numarası olmadığını söyleyebilirim.

Cuiron, anladığım kadarıyla yumuşak ve yapaylık sınırındaki deri-süet-misk parfümü. Helmut Lang’in minimalist kıyafet tasarımları gibi parfümü de çok basit ve sade. Biraz plastiğimsi bulduğum deri, sevmesi ve kullanması kolay. Kimi yorumcuların, Cuiron’un erkeksi yönüne vurgu yapmalarını pek zihnimde oturtamadım çünkü bence hiç de sert ve erkeksi değil kokusu. Tam tersi yumuşak ve kibar, modern beyefendi gibi.

yatik cuiron yen

İyi de parfümü sevdim mi? Deri notasını seven birisi olarak çok ilginç bulmadım Cuiron’u. Bir kere çok basit kokuyor. Derinlik ve zenginlik yok. Tekdüze ilerliyor ve neredeyse hiç değişmiyor. Çok farklı ya da özgün değil. Seyreltilmiş bir süet-deri parfümü. Daha fazlası değil bana göre.

Cuiron’u ilk kullandığımda zihnimde hemen şimşekler çaktı ve hangi parfüme benzediğini anladım. Bana katılır mısınız bilmem ama Emporio Armani – He’ye oldukça benzettim. He’deki metalik turunçgilleri çıkarın, Cuiron’u andıracaktır.

Günlük kullanıma rahatlıkla uyabilecek yapısı memnun edici. Gerek spor kıyafetlerle gerekse takım elbiseyle kullanılabilir. Bu anlamda oldukça işlevsel Cuiron. Şık, modern, karşı cinsin ilgisini çekebilecek tarzına rağmen benim için fazlasıyla basit, zayıf ve yapay. Adeta bir hayalet gibi.

uclu helmut1 yen

Hayalet derken, onun çekingen karakterinden bahsediyorum. Performansı kötü ne yazık ki. Kalıcılığı iyi ama fark edilirliği düşük. Sonbahar-kış kullanımına yakın duruyor. EDP formunda. Kokusunu Francoise Caron tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6