1720’li yıllarda Fransa kraliyet ailesinin resmi parfümcülerinden olan Oriza L. Legrand’a uzanalım bugün. Gerek Fransa Kralı 15. Louis gerekse ünlü kraliçe Marie-Antoinette’ye parfümler üreten markanın, 2018 yılında hala faaliyette olması müthiş bir durum. Sadece Fransa kraliyet ailesine değil, İngiltere, İtalya ve Rus İmparatorluğunun saray eşrafına koku tedarikçiliği yapmasıyla da oldukça bilinen bir firmaydı o zamanlar. Tabii 21. yüzyılda pek bilinirliği kalmasa da tarihi niş parfümevi diyebiliriz Oriza L. Legrand için.
Markanın 1900’lü yıllarda piyasaya sürdüğü parfümler de mevcut koleksiyonlarında, 2000 yılından sonra ürettikleri eserler de var. Bu sıcak Haziran ayında Oriza L. Legrand’ın 2014 çıkışlı parfümü Vetiver Royal Bourbon’u inceleyeceğim. Burada garip bir durumla karşılaştım. Kimi kaynaklarda parfümün çıkış tarihi 2014 olarak verilmişken, markanın sitesinde 1914 ibaresi var parfümün altında. Yine kendi sitelerinde “Yağmur sonrası doğada yürürken etraftan gelen kokulara” benzetilen Vetiver Royal Bourbon, “ustaca yapılmış ve aromatik” olarak tanımlanmış.
Parfümün açılışı nanemsi ve tuhaf şekilde ferah denebilecek vetiverle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında nane, kekik ve vetiver özütü var. Nane ve vetiver var ama baskın kekikten bahsedemeyeceğim. Başlangıcını nane notasına ilgisizliğim yüzünden kendime yakın bulamadım. Orta bölümde yine vetiver baskın diyebilirim. İtici nanenin yerini bu sefer dumansı sayılabilecek vetiver alıyor. Buradaki vetiver gayet kaliteli, gerçekçi ve sakin. Son bölümde büyük değişiklik yok. Orta bölümün paralelinde ilerleyen son kısım, köksü ve ıslak vetiver gibi davranıyor ve kalite hissiyatını koruyor.
İsmine istinaden tam bir vetiver parfümü Vetiver Royal Bourbon. Başlangıcındaki garip nane-vetiver birlikteliğine alışmak zaman alabiliyor ki parfümün ev sevmediğim yeri oluyor üst notalar. Orta bölümde neyse ki nanenin etkisi azalıyor. Vetiver temasının öne çıkması, bu koku formunu sevenler için şüphesiz mutluluk kaynağı sebebi fakat vetiver notasının her zamanki cansız-ruhsuz tarzı burada da kendisini gösteriyor. Son bölümdeki saf vetiver yağı tavrı beklenen kapanışı karşımıza sunuyor.
İnsanı heyecanlandırmıyor, dünyayı sallayamıyor, koklayan herkesin övgüler düzeceğini de sanmıyorum. Vetiver temalı parfümlerin genel havası burada gayet kaliteli, basit ve düz verilmiş. Yapaylığın rastlanmadığı genel kompozisyon teknik anlamda başarılı ama benim gibi vetiver merkezli kokulara nötr yaklaşan birisini etkilemekten uzak. Evet, o vetiver koleksiyoncularının ilgisi çekecek ve peşine düşülmesine sebep olacaktır ama benim için onlarca vetiver parfümünden pek farkı yok. Nota zenginliği bulunmuyor ve işin artistik kısmına kaçılmamış. Gösterişten uzak köksü, nemli bir vetiver, hepsi bu.
Onun yüksek kaliteli kokusu Guerlain – Vetiver ve Tom Ford – Grey Vetiver tarzına yakın denebilir. Yer yer yeşil ve ferah hatta taze davranan Vetiver Royal Bourbon, günlük kullanıma uyabilecek yapısıyla burnunuzu zorlamayacaktır. Hatta bazen sabunsu yönünü öne çıkarmasıyla yeni yıkanmış temiz çarşaflar gibi kokmanızı sağlayabilir. Duru ve dingin tarzı, doğayı ve barışı simgeliyor adeta ama uzun süreli kullanımlarda beni fena halde sıkacaktır. Sycomore varken Vetiver Royal Bourbon benim için bir vetiver alternatifi değil ne yazık ki.
Kokusunun tasarımını Hugo Lambert yapmış. EDP formundaki Vetiver Royal Bourbon’un kalıcılığı fena değil. Etrafa yayılımı, başlangıçtaki ilk dakikalar dışında yüksek sayılmaz. Ilık ilkbahar ve yaz akşamlarına uyacağını düşünüyorum. Hem kadınlar hem de erkekler kullanabilir. Yine de çoğu vetiver parfümü gibi erkek tarafına bir parça daha yakın sanki.
Koku Güzelliği:10/6