Paco Rabanne - 1 Million (2008) Markanın popüler parfümlerinden.
Ortaokulda yada lisede popüler erkekler yada kızlar vardır. Etraflarında bir sürü arkadaşları olan hani. Herkes onlara yakın olmak ister. Onların bir sözleri neredeyse emir olarak algılanır. Onlar nereye gitseler orası değerli olur. Yada nerede otursalar orası kıymete biner. Birçok kişi sınıfta onların yanına oturmak ister. Ve daha neler..
Lise yıllarıma geri dönmeyi pek düşünmüyorum. Ama yukarıdaki bahsettiğim duyguları birçoğumuz yaşamışızdır. Benim asıl merak ettiğim o popüler çocukların ileride nasıl bir hayatları olduğu. İş hayatına atılıp hayatın gerçekleri ile yüzleştikleri zaman, etraflarında hiç kimsenin olmadığını gördüklerinde acaba ne düşünürler. Belki de hayal kırıklığı…
Ben 1 Million'ı okuldaki popüler çocuklara benzetiyorum. İlk çıktığından beri çok satan ve ismi çok geçen bir parfüm karşımızda. 1 Million, Paco Rabanne’nin diğer çok satan modeli Black XS’in pabucunu dama atmış gibi görünüyor. Bende daha önceki incelememi yeniden yazmayı uygun gördüm. Yani bir anlamda kapsamlı bir güncelleme yapmış oluyorum 1 Million ile ilgili.
Öncelikle ilginç şişesinden başlamak gerek. Çünkü parfümün kokusu kadar ilgi çekiyor şişesi. Anlaşıldığı üzere külçe altına benzetilen şişe bize parfümün kokusu ile ilgili de küçük bir ipucu veriyor. 1 Million özellikle başlangıcında oldukça metalik kokan bir turunçgil ile size merhaba diyor. Bana nedense hep şişesini hatırlatıyor bu durum.
1 Million odunsu baharatlı olarak sınıflandırılmış. İlk sıkıldığında oldukça tatlı bir portakal sizi karşılıyor. Resmi olarak açıklanan üst notalarında greyfurt ve portakal var. Fakat burada çok doğal bir portakal kokusu yerine daha metalik bir halde karşımıza çıkıyor. Yine de başlangıcı gayet güzel. Zaten parfümün bu kadar başarılı olmasını daha ilk saniyelerde anlıyorsunuz. Orta notalara gelindiğinde tatlı baharatlar devreye giriyor. Muhtemelen tarçın. Tabiki başlangıçtaki o portakal hissi hala var bu kısımda. Bir süre sonra tatlı baharatlara oldukça yapay deri notası ekleniyor. Bu yapay deri kullanımına rağmen orta notalar hala sevilebilir. Alt notalar ise parfümün en hoşlanmadığım kısmı. Yapay deri kokusuna başarısız bir sedir ve amber ekleniyor. Yapaylık artık iyice rahatsız edici oluyor ne yazık ki. Keşke sonları daha iyi olabilseymiş. Yani özetle: Metalik tatlı turunçgil, tatlı baharatlar, tatlı deri diyebiliriz.
Şu bir gerçek ki Paco Rabanne’nin amacı bir sanat eseri yaratmak değil. Yada parfüm dünyasında tabular yıkmakla falan ilgilenmiyorlar. Bence amaçları çok iyi satış rakamlarına ulaşabilecek, herkesin sevebileceği, popüler olma ihtimali yüksek, modern bir parfüm yaratmak. 1 Million’un başarısından anlıyoruz ki bu amaçlarına ulaşmışlar. Bugün dışarıya çıkıp sokaktan geçen on kişiye koklatsak yüksek bir oranda insanlar beğeneceklerdir. Yani bence günümüzün modern ve güvenli parfümlerinin başında geliyor 1 Million. Anlaşılan Paco Rabanne popüler rakiplerine 1 Million ile cevap vermiş gibi görünüyor. Fakat benim gibi her zaman çok daha iyisini arayan birisi için yeterli mi? Tabiki hayır.
Efendim bu parfüm 18-30 yaş arası erkeklerin en sevdikleri kokulardan birisi muhtemelen. Hiç kimseye de niye seviyorsun diyerek ukalalık edemeyiz. Herkesin seçimleri kendi beğenileri doğrultusunda olacaktır. Fakat ben hiç bir zaman 1 Million alıp kullanacağımı düşünmüyorum. Zaten aldığım bir şişesini çok geçmeden elimden çıkarttım. Neden mi?
Bir kere bir parfümü çoğu kişinin sevmesi, kokusunun modern parfüm tredlerine uyması benim pek umurumda olan şeyler değil. Çok satan parfümlerin çok iyi parfümler olmadıklarını da gayet iyi biliyorum. 1 Million bence biraz fazla tatlı bir kokuya sahip. Evet biraz tatlılık fena olmaz parfümlerde ama burada ipin ucu kaçmış sanki. Bu şekerli his bir süre sonra beni baymaya başlıyor. Ayrıca eşsiz, benzersiz bir kokusu yok. Uzun süreli kullanımlarda sıkılıyorsunuz. Ayrıca orta notalardan itibaren başlayan yapaylık hoşuma gitmedi. Mesela Bulgari – Black’de de var yapay bir deri kullanımı. Ama orada öylesine ustaca vanilya ile harmanlanmış ki insan hayran oluyor. Burada o özen gösterilmemiş.
1 Million tamamen kötü bir parfüm değil bence. O kadar da abartmamak lazım. Hatta başlangıcı ve orta notalarındaki tatlı baharatlar gayet hoş. Ama muhteşem de değil. Özellikle gece kulüplerinde yada popüler mekanlara gittiğinizde büyük ihtimal bu kokuyu etrafınızdaki birçok kişiden duyacaksınız. Yine de benim için yeterli değil.
Parfümün açıklanan üç tasarımcısı ise şunlar: Michel Girard, Olivier Pescheux ve Christophe Raynauld. Bu parfüm gerek şişesiyle, gerek pazarlama faaliyetleri, gerek kokusu ile tam bir konsept olarak insanlara sunulmuş ve gördüğüm kadarıyla da başarılı olmuş.
1 Million’un kalıcılığı bir EDT’ye göre etkileyici. Parfümün artılarından birisi kalıcılık. Farkedilirliği de başlarda gayet iyi. Bu iki kriter başarılı diyebilirim. Sonbahar-kış kullanımına daha uygun. Yazın kullanmak boğucu olabilir. 30 yaş ve altındaki erkeklere daha çok yakışacaktır. Genç, enerjik ve dinamik bir tarzı var.
Artıları:
+ Başlangıcındaki modern portakal kullanımı güzel.
+ Bir çok kişinin sevebileceği tarzıyla bolca övgüler alabilirsiniz.
+ Kalıcılığı fena değil.
Eksileri:
- Sonlara doğru ortaya çıkan yapaylık hiç hoşuma gitmedi.
- Çok popüler olduğu için bir çok kişi ile pişti olma durumunuz var.
Koku Güzelliği:10/7