18 Kasım 2015 Çarşamba

Parfums de Marly – Godolphin (2011)

1724 yılları. Yemen’deyiz. Günümüzün modern safkan atlarının en ünlüsü ve belki de atalarından biriydi Godolphin Arabian isimli tay. Daha bilinen ismiyle Godolphin Barb’ın doğum yeri, Yemen’de bulunan Aden körfezi civarıydı. Godolphin atı, 14.3’lük ayak yüksekliği ve topuklarındaki hafif beyazlıkla diğer taylardan ayrılıyordu. O zamanlardaki Yemen’in önemli ihracat kalemlerinden (Suriye’den Tunus’a kadar) birisini oluşturuyordu bu safkan atlar. Hatta dönemin Fransa Kralı’na da Tunus’tan dört adet safkan Arap atı hediye edilmişti.

Paris’e getirilen bu dört attan birisini zamanla İngiliz Edward Coke satın aldı ve onu İngiltere’ye götürdü. İşte ünlü Godolphin atı, 1753 yılında, 29 yaşında ölümüne kadar İngiltere’de yaşadı. Godolphin’in ölümünden sonra, onun soyundan gelen safkan atlar, modern yarış atlarının en önemli ailesini oluşturdu. Onlarca yarış kazanan bu müthiş atlar, 2011 yılında niş parfüm evi Parfums de Marly’e ilham oldu. Bu markanın kullandığım ilk parfümü Herod, yine ünlü bir attan ilhamını almıştı. Şimdi Parfums de Marly’nin ikinci parfümünü kullanıyorum. Bu sefer Godolphin’le birlikteydim bir süredir.

 

Kendi sitelerinde erkeksi, benzersiz, sofistike yönüne vurgu yapılmış Godolphin’in. Karmaşık ve derin aromasından, güçlü cazibesinden, rafine yapısından bahsedilmiş. Parfümün başlangıcı erkeksi safranla gerçekleşiyor. Safrana aromatik otlardan kekik eşlik ediyor ama çok gerilerde. Üst notalarda azıcık da kuru meyveler var fakat safran baskın. Başlangıcı pek bana göre değil. Orta kısmında safran geri çekilirken, onun yerine deri bütün gücüyle ortaya çıkıyor. Buradaki deri hafif yağlı ve çok tatlı değil. Deriye eşlik eden safran hala hissediliyor. Orta kısmı, başlangıcına göre daha sevilebilir buldum. Geleyim kapanışa. Deri, alt notalarda var ama etkisi az. Safran neyse ki ortalarda yok. Kapanışta harika vetiver ve azıcık tütsü algılıyorum. Parfümün en sevdiğim yeri oluyor sonları.

Godolphin, bana göre acımsı/buruk/yağlı bir deri parfümü. Nasıl anlatsam yeni alınmış kösele ayakkabı ya da deri montlar gibi kokuyor. Deri, baskın ve neredeyse diğer notaları eziyor. Derinin en önemli arkadaşı safran denebilir. Çoğu kişi meyvelerden bahsetse de bence öne çıkamıyor meyveler.

Şu haliyle gerçekçi deri kokusu Godolphin. Evet bu parfüm için anahtar kelimeler şunlar olmalı: “Gerçekçi deri.” Doğallık ve gerçekçilik anlamında müthiş bir örnek Godolphin. Buradaki deri ne plastiğimsi, ne şekerli, ne de hayvansal. Eğer “saf ve pürüzsüz” deri parfümü arıyorsanız, olabilecek en iyi eserlerden birisiyle karşı karşıyayız. Bu konuda mütevazi değil Parfums de Marly.

 

Amma geleyim benim açıma. Şimdi Godolphin, safran-deri birlikteliğinin en sağlam örneklerinden birisi. Fakat kullanılabilir mi? Yani derinin bu kadar acı, gerçekçi ve neredeyse sert verilmesi, kullanım açısından sorun oluşturuyor. Şunu demek istiyorum ki kim yeni deri kemer gibi kokmak ister? Muhakkak vardır böyle arkadaşlar fakat yine de deri gibi zor temanın, başka aromatik notalarla yumuşatılması daha mantıklı. Yoksa sonuç fazlasıyla acımsı ve rahatsız edici olabiliyor.

Godolphin, çok rahatsız edici olmasa da benim için konforlu ve harika deri parfümü değil. Özellikle safranla birleşen deriyi pek kendime yakın bulamadım. Zaten safranı bir türlü sevemiyorum parfümlerde. Bu durumum, Godolphin için de değişmiyor. Evet yüksek kaliteli ama kullanım anlamında biraz sorunlu. En azından benim için böyle.

Şimdi geleyim en tartışılan konuya. Godolphin, çoğu kullanıcı tarafından Tom Ford’un ünlü parfümü Tuscan Leather’a benzetilmiş. Kimisi bunu olumlu anlamda değerlendirmiş kimisi ise eleştirmiş. Tabii bir niş markanın böylesine popüler parfümü taklit etmesi hoş olmaz. Gördüğüm kadarıyla Godolphin, bariz şekilde Tuscan Leather’a benziyor. Hatta tesadüf olamayacak kadar andırıyor. Yani Parfums de Marly’nin, Tom Ford’dan küçük çaplı konsept araklaması yaptığı söylenebilir. Peki bu durum yanlış mı? Bence değil. İnsan insana, parfüm parfüme benzeyebilir. Hatta bana göre Godolphin, Tuscan Leather’a göre daha kullanılabilir. Yani ikisi arasında seçim yapacak olsam, az farkla Godolphin’i seçerdim. Amma bir niş markadan taklit konsept değil, daha yaratıcı olmasını beklemek hakkımız. Çünkü şişesi 150 Euro’ya satılan markadan bahsediyoruz. Bu anlamda Parfums de Marly’e ufak bir sitem edebiliriz ama abartılı şekilde eleştirmenin anlamı yok.

 

Godolphin’i, çok fazla popüler olmayan ve pek işe imza atmamış burunlardan Michele Saramito tasarlamış. Kalıcılığı kıyafet üzerinde gayet iyi. Fark edilirliği yüksek değil, biraz çekingen kalıyor. Kimi yerlerde uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına daha yakın olduğunu söylemem gerekiyor. Kadın kullanımı için pek uygun görünmüyor. Tam bir sonbahar hatta soğuk kış parfümü. Genç arkadaşlara tavsiye etmem Godolphin’i. Biraz daha üst yaş guruplarına ve koku deneyimi olan arkadaşlara önerebilirim. Resmi giyime, takım elbiseye ve özel zamanlara uyacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

15 Kasım 2015 Pazar

Burberry – Weekend For Women (1997)


Burberry – Weekend For Women (1997)

Tamamen tesadüf eseri ve hatta paşa gönlümün sonucu olarak son bir ay içinde ikinci Burberry kadın parfümüne el atmış durumdayım. Biraz tersten gittiğimin farkındayım. Genellikle bir markanın eski tarihli parfümleri kullanılır ve sonrasında yeni tarihli kokuları incelenir. Ben daha çok damdan düşer gibi önce markaların yeni parfümlerini kullanıyorum ve sonra eski işlerine göz atıyorum. Metodolojik anlamda yanlış olduğunu düşünsem de benim blogum benim kararım :)

Weekend parfümleri, Burberry’nin 1997 yılında piyasaya sürdüğü iki arkadaş. Aynı yıl hem erkeği hem de kadın versiyonu çıkarılarak, iki iş yapmak istememiş anlaşılan Burberry. Aslına bakılırsa Burberry parfüm koleksiyonunun eski üyelerinden sayılır Weekend’ler. İlgimi çeken ise Weekend parfümlerinin hiç devam kokuları çıkarılmamış. Oysa Brit, Body, My Burberry gibi parfümlerinin bir sürü devam kokusu var. Weekend’ler bu anlamda çok yalnız kalmışlar. Yanlış anlamayın, üzüldüğümden değil ama öksüz mü bu arkadaşlar?

Makara yapmayı bırakıp, artık parfüme geçeyim. Weekend For Women, çiçeksi-meyveli kadın parfümü olarak düşünülebilir. Bir satış sitesinde şöyle tanıtım yazısına denk geldim: “Çiçeksi, aromatik Burberry kadınının tarzını yansıtan bu özel koku hızlı hayat tarzı içinde modern kadının hayatına özel bir mola sunuyor. Eşsiz ve şık koku sizi ve karakterinizi yansıtırken zarafetinizi açığa çıkarıyor.”


Weekend For Women’in açılışı çiçeklerle gerçekleşiyor. Daha ilk saniyelerde kadınsı tarafı öne çıkıyor. Acaba çiçekler ne olabilir? Her şey olabilir. Beyaz sabunsu çiçeklere sahip üst notalar. Resmi olarak açıklanan üst notalarında muhabbet çiçeği var ki ne ismini duydum ne kokusunu biliyorum. Belki ondan geliyordur başlangıçtaki çiçeksi hissiyat. Orta kısımda kokuda pek değişim yok. Tatlı, sabunsu beyaz çiçekler başlangıçtaki gibi ferah değil daha kuru. Orta bölümü de çok sevdiğimi söyleyemem. Son bölümde çok şaşıracaksınız çünkü değişen bir şey yok! Aynı çiçeksi-meyveli yapı, baştan sona etkin.

Weekend For Women, ferah meyveli sayılabilecek vasat çiçeksi bir kokuya sahip. Nasıl desem biraz “anne parfümü” gibi. Sabunsu ya da pudralı egzotik çiçeklerin ve tatlımsı feminen meyvelerin destek verdiği ana yapı benzersiz ya da şaşırtıcı değil. Gayet risksiz, temiz kokan, kimi zaman bazı kadın deodorantlarını hatırlatan kokusuyla, benim için üzerinde pek durulacak bir parfüm değil.

Değerli arkadaşlar. Şunu bilesiniz ki Burberry’nin parfümlerine karşı özel bir gıcıklığım yok. Hatta London For Men’i çok severim. Fakat Weekend For Women, ne kadar sıradan, ne kadar basit ve ne kadar sıkıcı böyle. Marketlerde satılan ucuz markaların parfümlerini andırıyor. Onun gibi kokan milyonlarca (evet biraz abartıyorum) kadın parfümü bulunabilir. Ha amaç buysa ve nispeten uygun fiyatlara satıldığını düşündüğümüzde, onun başarılı olduğunu düşünmek yanlış olmaz.


Sonuç olarak onun hakkında daha fazla söyleyebileceğim şey yok. Ben almam, alana da mani olmam. Parfümün tasarımını ünlü burunlardan Nathalie Lorson yapmış. Eau de Parfum (EDP) formunda. İlkbahar-yaz kullanımı için daha uygun. Günlük kullanım için de düşünülebilir.

Koku Güzelliği: 10/5

Burberry – Weekend For Women (1997)

Tamamen tesadüf eseri ve hatta paşa gönlümün sonucu olarak son bir ay içinde ikinci Burberry kadın parfümüne el atmış durumdayım. Biraz tersten gittiğimin farkındayım. Genellikle bir markanın eski tarihli parfümleri kullanılır ve sonrasında yeni tarihli kokuları incelenir. Ben daha çok damdan düşer gibi önce markaların yeni parfümlerini kullanıyorum ve sonra eski işlerine göz atıyorum. Metodolojik anlamda yanlış olduğunu düşünsem de benim blogum benim kararım.

Weekend parfümleri, Burberry’nin 1997 yılında piyasaya sürdüğü iki arkadaş. Aynı yıl hem erkeği hem de kadın versiyonu çıkarılarak, iki iş yapmak istememiş anlaşılan Burberry. Aslına bakılırsa Burberry parfüm koleksiyonunun eski üyelerinden sayılır Weekend’ler. İlgimi çeken ise Weekend parfümlerinin hiç devam kokuları çıkarılmamış. Oysa Brit, Body, My Burberry gibi parfümlerinin bir sürü devam kokusu var. Weekend’ler bu anlamda çok yalnız kalmışlar. Yanlış anlamayın, üzüldüğümden değil ama öksüz mü bu arkadaşlar?

Makara yapmayı bırakıp, artık parfüme geçeyim. Weekend For Women, çiçeksi-meyveli kadın parfümü olarak düşünülebilir. Bir satış sitesinde şöyle tanıtım yazısına denk geldim: “Çiçeksi, aromatik Burberry kadınının tarzını yansıtan bu özel koku hızlı hayat tarzı içinde modern kadının hayatına özel bir mola sunuyor. Eşsiz ve şık koku sizi ve karakterinizi yansıtırken zarafetinizi açığa çıkarıyor.”

 

Weekend For Women’in açılışı çiçeklerle gerçekleşiyor. Daha ilk saniyelerde kadınsı tarafı öne çıkıyor. Acaba çiçekler ne olabilir? Her şey olabilir. Beyaz sabunsu çiçeklere sahip üst notalar. Resmi olarak açıklanan üst notalarında muhabbet çiçeği var ki ne ismini duydum ne kokusunu biliyorum. Belki ondan geliyordur başlangıçtaki çiçeksi hissiyat. Orta kısımda kokuda pek değişim yok. Tatlı, sabunsu beyaz çiçekler başlangıçtaki gibi ferah değil daha kuru. Orta bölümü de çok sevdiğimi söyleyemem. Son bölümde çok şaşıracaksınız çünkü değişen bir şey yok! Aynı çiçeksi-meyveli yapı, baştan sona etkin.

Weekend For Women, ferah meyveli sayılabilecek vasat çiçeksi bir kokuya sahip. Nasıl desem biraz “anne parfümü” gibi. Sabunsu ya da pudralı egzotik çiçeklerin ve tatlımsı feminen meyvelerin destek verdiği ana yapı benzersiz ya da şaşırtıcı değil. Gayet risksiz, temiz kokan, kimi zaman bazı kadın deodorantlarını hatırlatan kokusuyla, benim için üzerinde pek durulacak bir parfüm değil.

Değerli arkadaşlar. Şunu bilesiniz ki Burberry’nin parfümlerine karşı özel bir gıcıklığım yok. Hatta London For Men’i çok severim. Fakat Weekend For Women, ne kadar sıradan, ne kadar basit ve ne kadar sıkıcı böyle. Marketlerde satılan ucuz markaların parfümlerini andırıyor. Onun gibi kokan milyonlarca (evet biraz abartıyorum) kadın parfümü bulunabilir. Ha amaç buysa ve nispeten uygun fiyatlara satıldığını düşündüğümüzde, onun başarılı olduğunu düşünmek yanlış olmaz.

 

Sonuç olarak onun hakkında daha fazla söyleyebileceğim şey yok. Ben almam, alana da mani olmam. Parfümün tasarımını ünlü burunlardan Nathalie Lorson yapmış. Eau de Parfum (EDP) formunda. İlkbahar-yaz kullanımı için daha uygun. Günlük kullanım için de düşünülebilir.

Koku Güzelliği: 10/5

13 Kasım 2015 Cuma

Creed – Royal Mayfair (2015)


Creed – Royal Mayfair (2015)

1930'lu yıllarda İngiliz emperyalizminin doruk zamanlarında tahta çıkmıştı kral 8. Edward. Ocak 1936’da, Avrupa'nın çok gergin olduğu dönemde 8. Edward, İngiliz monarşisinin en tepesi çıkmayı başarmıştı fakat 8. Edward'ın taht macerası bir yıl bile sürmemişti. Aynı yılın Aralık ayında krallık tahtından feragat eden 8. Edward, duygusal veda bildirisinde, sevdiği kadın için tahtı bıraktığını söylemişti. Herkes bu romantik hikayeye inansa da Murat Bardakçı konunun böyle olmadığını anlatıyor bir yazısında. Kral 8. Edward'ın aşkı için değil, İngiliz hükümetinin baskıları sonucu tahtı bırakmak zorunda kaldığından bahsediyor.

Türkiye'ye gelip Mustafa Kemal Atatürk'ün de konuğu olan kral 8. Edward (Türkiye'ye gelen ilk İngiliz kralı olduğu söylenir) aynı zamanda İngiltere'nin Windsor Dükü unvanını taşıyordu. Ve Creed parfüm evi, kral 8. Edward'ın anısına, Windsor Dükü olmasına ithafen Windsor isimli parfümünü piyasaya sürmüştü 1936’da.


Creed'in bu önemli klasiği Windsor'un ilerleyen yıllarda üretimi bitirildi. Sadece 2009 yılında limitli olarak tekrardan piyasaya sürüldü. Ve kimsenin beklemediği bir hamle yaptı Creed. Markanın değerli klasiği Windsor'un yerine 2015 yılında Royal Mayfair'i piyasaya sürdü. Bu durumu Windsor’un isim ve formülasyon değişikliğine gidilerek, Royal Mayfair olarak yeniden canlandırılması ve vücut bulması operasyonu olarak düşünebiliriz sanırım. Creed’den gelen açıklamalarda bu yönde bilgi kırıntıları mevcut. İşte Creed'in en yeni ve iddialı parfümü Royal Mayfair'in kısaca öyküsü böyle.

Kendi sitelerinde Royal Mayfair'i yeşil/ferah olarak sınıflandırmışlar. Parfümün başlangıcı ferah ögelerle gerçekleşiyor. Nane, okaliptüs ve içki teması ilk saniyelerde öne çıkıyor. Parfümlerde pek rastlamadığımız okaliptüsün Body Kouros'ta karşımıza çıktığını hatırlayabiliriz. Gerçi orada çok tatlı kullanılmıştı. Burada daha naneli ve içkimsi verilmiş okaliptüs. Biraz farklı bir kokusu var okaliptüsün. Body Kouros'ta da kendime yakın bulmamıştım, Royal Mayfair'deki ferah verilişini de çok sevemedim. Yine de kötü ya da kalitesiz değil üst notalar. Sadece bana göre değil. Orta kısımda içki teması geri çekiliyor ve onun boşluğunu kadınsı olmayan ferah gül dolduruyor. Bu andan itibaren onun için naneli gül diyebilirim. Başlangıcı gibi orta bölümü de çok alışıldık değil fakat orta kısmını sevdim. Bence parfümün en güzel yeri sonları. Burada yumuşak ve ferah gülün etkisi devam ediyor. Alt notalarda odunsu nüanslar öne çıkıyor. Çam ağacı ve sedir, kapanışta etkili ve yetkili.

Royal Mayfair, hem bir yerlerden çok tanıdık geliyor hem de örneğine pek rastlanmayacak kombinasyona sahip. Parfüm, anlatması zor turunçgillerin (açıklanan notalarında misket limonu ve portakal var), dumansı içkinin (çoğu kişi cin diyor), nötr gülün (ne kadınsı ne erkeksi ferah gül) ve buruk odunsuların (sanki çam daha ön planda) benzersiz karışımından oluşuyor. Çoğu zaman üzerimden yayılan rayihanın, birçok basit kadın parfümüne benzediğini ama zaman zaman da yüksek kaliteli ve çarpıcı bir kokunun etkisi altında olduğumu hissediyorum. Sanırım Aventus'un zihnimde yarattığı kafa karışıklığı Royal Mayfair için de geçerli olacak.


Aventus ile Royal Mayfair'in benzer yönü yok. Aventus'u çoğu koku severin çok sevmesi ve kendisinde bir şeyler bulmasına şaşırıyorum. Aynı şeyin Royal Mayfair'de de yaşanabileceğini düşünüyorum. Çünkü bir yanıyla sıradan, tek düze ve derinliksiz Creed parfümü gibi davranan Royal Mayfair, başka tarafıyla da ara ara kendisini size gösteriyor ve oldukça çarpıcı hale geliveriyor. Sanırım Creed'in parfümleri bu sebepten popüler oluyor. Bir şekilde insanların koku hafızasında bir yerlere dokunmayı beceriyor Creed. Fakat o abartılı fiyat etiketlerini hak ediyor mu Creed parfümleri derseniz, işte o tartışmalı bir konu.

Royal Mayfair, kendi sitelerinde dedikleri gibi ferah, yeşil ve temiz kokan, içkimsi, dumansı, güllü odunsu bir parfüm. Ekstra olarak okaliptüs gibi köşeli ve tuhaf kokan bitkiye yer verilmiş. Onu keskin bir sınıflandırmaya tabi tutmak kolay değil. Kadifemsi ve neredeyse sabunsu kaliteye sahip ama baş yapıt olduğunu söylemek zor. Kimilerinin biraz kadınsı bulduğu Royal Mayfair, bence erkek kullanımına uyar. Zaten kaynaklarda uniseks olarak geçiyor.

Tarihi bir klasik olan Windsor'u hiç denemediğim için karşılaştırma yapamayacağım. Fakat Royal Mayfair, modern sayılabilecek kokuya sahip. Eski ve köhne kokmuyor. Yine de onun, genç kız/erkek parfümü olmadığını düşünüyorum. Canlı ve pozitif mesajlar veren yapısı var. Ilık bahar aylarında ve özellikle ilkbaharda kullanmak hoş olacaktır.


Royal Mayfair'i, Creed ailesinin altıncı neslini temsil eden Olivier Creed tasarlamış. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı ortalama. Fark edilirliği biraz düşük. Creed parfümlerinin çok yüksek fiyatlara satıldığını düşündüğümüzde denemeden almanın iyi fikir olacağını düşünmüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5