13 Kasım 2016 Pazar

Serge Lutens – Fumerie Turque (2003)

“Sigara sizi öldürebilir”

Neredeyse bütün sigara paketlerinin üzerinde yazan bu klişe uyarıyı, bizzat bay Serge Lutens’in, kendi sitesinde yapması tabii ki ironik. Oysa biliriz ki sigara içmek Türklere hiç zarar vermez. Sigara içenlerin en sevdiği hikayedir: “Benim bir akrabam var, elli yıldır sigara içer. Geçenlerde doktora kontrole gitmiş, doktor tertemiz ciğerlerin var demiş.” İçinde onlarca çeşit zehirin olduğu sigaranın, elli yıl boyunca bizim sihirli akrabalarımıza hiç olumsuz etki etmemesi, sadece bu ülkenin şanslı insanlarına münhasır bir ayrıcalık sanırım.

Tarihteki önemli sigara, daha doğrusu tütün düşmanlarından birisi Osmanlı padişahı 4. Murat idi. Koca imparatorlukta sigarayı ve tütün içilmesini yasaklatmıştı. Hatta bu yasağın Avrupa ülkelerine şöyle yansıması olmuştu: “Türk gibi sigara içmek” deyimi. Sanki çok övünülecek bir şeymiş gibi Türk gibi sigara içmek sözü, Avrupa kültürüne daha doğrusu batılı zihinlerin gerisine yerleşmişti. Türk dediğin sigara içer!

Bu kültürel geri planı ne ölçüde kendisine referans aldı Serge Lutens bilemiyorum ama 2003 yılında piyasaya sürdüğü Fumerie Turque parfümünde hem Türklere hem de sigaraya gönderme vardı. Serge Lutens’in şimdiden klasikler mertebesine yükseleceğe benzeyen ünlü parfümü Fumerie Turque, ilhamını tütünden alıyor. Çok uzun zamandır merak ettiğim ve peşinde olduğum Fumerie Turque’e nihayet kavuştum ve dolabımda daha fazla durmasına gönlüm razı olmadı. Sabırsızlıkla kullanmaya başladığım Fumerie Turque, bana şöyle seslendi.

Açılışında yoğun ve güçlü paçuli, bal, bolca tatlılık ve bir parça dumansılık. Gayet erkeksi ve güçlü başlangıcını sevdim. Orta bölüme geçildiğinde parfüme ilhamını veren tütün kendisini gösteriyor. Dumansılık orta notalarda daha da artıyor ve mutluluktan neredeyse uçacağım. Harika orta notalarda tatlı hatta şekerli tütüne, kuru baharatlar (muhtemelen karanfil ve tarçın) eşlik ediyor. Biraz da tatlı amber var. İnsanı serseme çeviren o dumansılık orta bölümün yıldızı oluyor. Müthiş. Son kısımda dumansı yapı hala etkili olmaya çalışıyor. Baharatlar geride duruyor kapanışta. Alt notalarda düz bir vanilya ve azıcık tonka fasulyesi var. Kapanışı üst ve orta kısım kadar sarhoş edici olmasa da güzel.

parfumo.net sitesinden alınmıştır.
parfumo.net sitesinden alınmıştır.

Dumansı pipo tütününü andıran parfümün ana eksenine, paçuli, baharatlar, tonka, vanilya ve bal öyle güzel eklenmiş ki söyleyecek söz bulamıyorum. Tam beklediğim gibi ve tam okuduklarımdan sonra hayal ettiğim gibi çıkıyor Fumerie Turque.

Sigarayı sevmem, içilen yerler rahatsız eder ve o duman bulutundan hemen kaçasım gelir ama nedense tütün merkezli parfümleri seviyorum. Fumerie Turque, tütün merkezli parfümlerin en şahane örneklerinden birisi gibi duruyor. Başlangıcında bir parça tozlu-kirli-eski hissiyatı veriyor. Açıkçası biraz serseri havasına bürünüyor. Orta kısımdaysa, dumansılığın ve gizemin artmasıyla müthiş aristokratik şahesere dönüşüyor. Bu ne keskin değişim!

Başlangıcındaki ve orta kısmındaki müthiş zenginlik, son kısımda azalıyor ki bırakın o kadar oluversin. Baharatlar, aromatik otlar, pipo tütünü, vanilya, bal, tonka, amber ve hatta bir parça erkeksi gül. Bu kadar karmaşık notayı bir araya getirip, onu Fumerie Turque haline getirmek de zaten Christopher Sheldrake-Serge Lutens ikilisinin yapabileceği bir iş olabilirdi. Onu da gerçekleştirmişler.

Aslında şöyle özetlenebilir Fumerie Turque: Ülkemizde son yıllarda sayıları artan nargile kafelere, ilk girdiğiniz zaman etraftaki o ilginç ve birbirine karışmış nargile dumanı üzerinize hücum eder. Başta rahatsız etse de, farklı aromalara sahip nargilelerden çıkan dumanların karışmasıyla ortaya baş döndürücü bir koku çıkar. O nargile dumanına, sanki içkiye yatırılmış ıslak tütün ve kuru-kirli paçuli ekleyin. İşte size Fumerie Turque.

Fumerie, genel olarak Pure Havane’a benzetiliyor ama bence pek doğru değil. Bir yazarın Shalimar’a benzetmesi ise gayet ilginç. Aslında Fumerie’deki tatlı amber bir parça andırıyor Shalimar’daki kullanımı ama sonuçta ikisi çok farklı kokulara sahip. Bogart Pour Homme’un o kaba dumansı tütünlü ve tonka fasulyeli tarzının çok daha kaliteli ve rafine hali gibi Fumerie Turque.

yatik fumerie yen

Hatırı sayılır şekilde erkeksi, fazlasıyla olgun ve üst yaş gruplarına yakışacak, kesinlikle herkesin sevemeyeceği ve taşıyamayacağı, günlük kullanımda fena sırıtacak özel bir tasarım Fumerie Turque. Onu çok sevdim ve umarım sevmeye devam edeceğim. Yine harika bir iş bay Lutens.

EDP formunda. Başlangıcı biraz keskin olduğu için az kullanmak gerekebilir. Fark edilirliği ilk bir saatten sonra belirgin şekilde düşüyor. Tam bir soğuk kış mevsimi parfümü. Denemeden almanızı önermem, çünkü herkese hitap etmeyebilir.

Koku Güzelliği:10/8.5

9 Kasım 2016 Çarşamba

Maitre Parfumeur et Gantier – Route du Vetiver (1988)

Schubert’in Ave Maria’sının insanın içine işleyen ezgilerini dinlerken buluyorum kendimi. Katolik kilisesinin önemli dualarından olan Ave Maria, her ne kadar İsa peygamberin annesi Meryem’e selam niteliği taşısa da, içimde bir yerlere dokunuyor. Müziğin evrenselliği böyle bir şey olsa gerek. Her şeyin üzerine çıkıp, dünyanın berbat halini geride bırakıp, göğün üstünden aşağıya bakıp, kendinizi büyülü bir sopranonun çıkardığı ses titreşimlerime teslim etmek.

Ilık sayılabilecek kasım ayının ilk haftasında, odayı dolduran Ave Maria’nın eşliğinde pencereden dışarı baktığımda gördüğüm masmavi harika bir gökyüzü ve etrafa özensizce dağılmış hissi veren pamuk gibi bulutlar. Sonbaharın hüznünü hatırlatan sararmış yapraklar, ısıtmayan güneş… Serin esen rüzgara ve göç eden kuşlara bakıp, doğanın ne kadar muhteşem olduğunu bir kez daha anlıyorum. İnsan gibi vahşi, bencil, zalim bir yaratık, bu tertemiz, masum, el değmemiş doğaya yakışıyor mu emin değilim.

Pencerenin kenarında durup sonbaharın gelişini ve gökyüzünü seyrederken, üzerimden yayılan kokuya ilgisiz kalamıyorum. Parfümlerin güzel kokulu dünyasının en sevilen niş markalarından birisi olan Maitre Parfumeur et Gantier’in Route du Vetiver’ine ilgimi kaydırıyorum. Jean Laporte’un bu sihirli markası, 1980’li yılların sonlarından itibaren o egzotik kırmızı şişeleriyle birçok parfüm severin hayallerini süslemişti büyük ihtimalle. Benim de ara ara yer verdiğim Maitre Parfumeur et Gantier’nin, sevilen parfümlerinden Route du Vetiver, isminden anlaşılacağı üzere vetiveri merkeze almış.

Parfümün açılışı kirli ve karanlık sayılabilecek yapıyla gerçekleşiyor. İlk dakikalardan itibaren vetiver ve kuru deri kendisini gösteriyor. Açılışta ve orta kısmın bir bölümünde devam eden bu birliktelik orta kısımda kademeli olarak azalıyor. Orta notalarda deri epey geri çekiliyor ve karşımıza köksü, yeşil ve duru vetiver çıkıyor. Oldukça kaliteli bu kısım, vetiver severleri kalbinden vuracağa benziyor. Azıcık tütsü de mi var acaba? Neden olmasın. Son bölümde köksü yeşil vetiver devam ediyor. Büyük değişim yok kapanışta.

golge route yen

Değişim demişken, asıl değişim, üst notalarla orta kısım arasında gerçekleşiyor. Başlangıçtaki kirli, azıcık hayvansal plastiğimsi deriyi kimi kullanıcılar gübreye benzetmişler ki olabilir. Açılışı benim için fazla kirli ve zor. Karanlık ve sert açılıştan sonra orta bölümde tek düze yüksek kaliteli yeşil, ıslak köksü vetiver üzerinden devam ediyor Route du Vetiver. Orta ve alt notalar hemen hemen aynı. Parfümün en dikkat çeken kısmı başlangıcı. Ayrıca çoğu kişinin bahsettiği siyah frenk üzümü bence baskın değil. Zaten parfümün reformülasyon geçirdiğinden bahsediliyor. Belki de bu kısım biraz törpülenmiştir reformülasyonda.

1988 çıkışlı bir parfüm kullandığımın farkındayım ama hiç de nostaljik değil kokusu. Tatlılığın az olduğu, erkeksiliğin fazlaca hissedildiği Route du Vetiver’in açılışı dışında zor ve itici tarafı yok. Orta ve alt kısım, vetiver severler için adeta biçilmiş kaftan. Tabii başlangıcına tahammül edebilirseniz.

Açılışını hafiften Encre Noire’e benzettiğim Route du Vetiver, Encre Noire kadar karanlık ve mürekkebimsi değil. Orta bölümden itibaren köksü ve rutubetli vetiver, tam olması gerektiği gibi. Parfümde kullanılan yüksek kaliteli vetiver, Maitre Parfumeur et Gantier’nin ismine yakışacak nitelikte. Vetiver parfümleriyle aram çok iyi olmadığı için sadece beğendim Route du Vetiver’i. Bir türlü aşık olamadım.

aslan route yen

Eğer sıkı bir vetiver koleksiyoncusu iseniz, Route du Vetiver dolabınızda bulunsa fena olmaz. Gerçi performans anlamında harikalar yaratmıyor. Kalıcılığı bir EDT için iyi ama etrafa yayılımı yüksek değil. Kokusunun tasarımını Jean-Paul Millet Lage yapmış. İlkbahar-sonbahar kullanımına uyacak gibi.

Koku Güzelliği:10/6

6 Kasım 2016 Pazar

Givenchy – Gentlemen Only Absolute (2016)

“Eksiksiz Centilmen Absolute şimdi bir idealle bütünleşiyor: radikal anlamda modern bir ince zevke sahip centilmen. Yeni bölümü ve yeni tarzıyla Givenchy centilmeni. Bu centilmenin eksiksiz özü büyüleyici kokulu yeni bir esansta.

Markanın Couture ruhundan esinlenilmiş Eau de Parfum Gentlemen Only Absolute göz kamaştırıcı ve oldukça sofistike bir kokunun simgesidir. Bergamot ve metalik vurgularının üç sıcak baharatla (safran, muskat ve tarçın) bir araya gelişi, bu yeni koku tasarımına zarafet ve karakter katar. Son olarak, sandal ağacı ve vanilya derin bir duyguyu ifade eder. Kendinden emin modern bir erkeğin parfümünün duyumsal ve alışkanlık yaratan yüzü.

Kendinden önce gelenlerde olduğu gibi Gentlemen Only Absolute, kokuya dair simgelerde yeni bir sayfa açar. Derin bir yoğunluğa sahip bu Eau de Parfum, en ekstrem ince zevkleri en duygusal izlerle bir araya getirir. Çarpıcı biçimde uzun süre dayanan ve büyüleyici kokusuyla, yerini alışkanlık yaratan sandal ağacı ve vanilya notalarına bırakan göz kamaştırıcı baharatların gücüyle kendisini gösterir. Ayrıcalıklı, rafine ve sürekli kendini aratan bu parfüm, düşlemlerin kokusudur.”

Givenchy’nin 2016 çıkışlı yepyeni erkek parfümü Gentlemen Only Absolute’nun resmi internet sitesinden alıntıladığım yukarıdaki tanıtım cümleleri hiç şaşırtıcı değil. Givenchy’nin çoktan klasikler mertebesine yükselmiş parfümü 1974 çıkışlı Gentleman’in devam parfümleri son yıllarda birbiri ardına gelmeye başladı. İlk flanker 2013 çıkışlı Gentlemen Only olmuştu. 2016 itibariyle Gentlemen serisi altı parfüme ulaştı. Ve serinin yeni üyesi Gentlemen Only Absolute olarak kayıtlara geçti.

only-absolute nota yen

Şişe tasarımı olarak klasik Gentleman geleneğinin devam ettirildiğini görüyoruz. Gerçi serinin yeni parfümlerinin kokularının genç nesile hitap edeceği anlaşılıyor. Bir süredir kullandığım Gentlemen Only Absolute, odunsu baharatlı oryantal olarak sınıflandırılmış Givenchy tarafından.

Parfümün başlangıcı tatlı turunçgillerle ve şekerli meyvelerle gerçekleşiyor. Ferah olmayan metalik turunçgiller ve ekşi meyveler tanıdık. Yeni nesil baharatlı oryantallerin çok dışına çıkmıyor üst notalar. Orta kısımda turunçgillerin yerini sıcak baharatlar alıyor. Aynı metalik hissiyat baharatlarda da var. Tarçın ve küçük hindistan cevizi baskın orta bölümde. Bir de safran sürpriz olarak yerini alıyor. Safranı pek sevemiyorum parfümlerde. Burada da durum değişmiyor. Son bölümde bir parça pudralı vanilya göz kırpıyor. Yapay ağaçlar ve parlak amberle kapanış yapılıyor.

Gentlemen Only Absolute, tatlı-ekşi meyveler, sıcak baharatlar ve vanilya üzerine kurgulanmış. Parfümdeki tatlılığı, tonka fasulyesinin verdiğini düşünebiliriz. Yenilik getirmeyen ve gayet popüler olan tarzdaki bu çalışma benim için şaşırtıcı değil. Güvenli sularda yüzmüş, risk almamış ve başarısı kanıtlanmış bir yapının tekrarı olmuş. Meyveler ve baharatların karışımını hangi erkek sevmez ki?

Muhakkak sevmeyenler vardır fakat Gentlemen Only Absolute bu alandaki rakiplerine gönderme olarak düşünülebilir. Spicebomb, 1 Million, Dolce & Gabbana – The One For Men, Yves Saint Laurent – La Nuit de L’Homme, CK One Shock, Allure Homme Sport onun doğal rakipleri olarak görülebilir. Son yıllarda ana akım markalar arasındaki modern meyveli, tatlı baharatlı oryantal rüzgarına Givenchy’de katılmış oldu böylece. Ne diyelim, umarız istediği yere gelir Gentlemen Only Absolute.

gentlemen-only-absolute yen

Benim açımdan değişen bir şey yok. Bu tür kokuları severim ama belli kalitenin üzerinde olması şartıyla. Gentlemen Only Absolute’nun yüksek kaliteli olduğunu söylemek doğru olmaz. Tabii ana akım rakiplerini düşünürsek, bu kalite onu idare eder ama benim için yetersiz. Parfümün üzerindeki o tuhaf metalik hissiyat ve notaların yeterince rafine verilmemiş olması, bir süre sonra can sıkıcı hale geliyor. Parfüm merakına yeni kapılmış genç arkadaşları tavlayacağını düşündüğüm Gentlemen Only Absolute, kötü değil ama benim için yeterli değil ne yazık ki.

EDP formundaki kokusunun kalıcılığı iyi ama etrafa yayılımı düşük. Tam bir kış parfümü izlenimi veriyor. Genç erkek arkadaşlara, başlangıç için önerilebilir.

Koku Güzelliği:10/6

2 Kasım 2016 Çarşamba

Vertus - Ombre (2016)

“Türkiye’de ve Fransa’da bulunan çağdaş üretim tesislerinde yapılan tüm VERTUS parfümleri Avrupa standartlarına uygun olarak en hijyenik çalışma koşullarından ve en sıkı kalite kontrol sürecinden geçmektedir.  Son derece bilgili ve deneyimli olan güçlü AR-GE kadrosuyla sürekli olarak geliştirilen VERTUS inovasyon çalışmaları ve yatırımları son hızla devam etmektedir.

Bugünün en zor ve en seçici parfüm sevdalılarının sevdasına bile aşk katan VERTUS, geleneksel görkemiyle ve etkileyici cazibesiyle rakiplerini de her daim özendirmektedir. Şu anda iç piyasada ve Ortadoğu pazarında yapılan VERTUS parfüm satışlarının her geçen gün artmasıyla birlikte Avrupa’nın da yakın ilgisini çekmektedir.

Özellikle parfüm olmak üzere kozmetik sektöründe 20 yıla aşkın işletme tecrübesi olan VERTUS KOZMETİK A.Ş. nin Kurucusu ve Yön. Kur. Başkanı Sn. Çetin AKAT’ın önderliğinde VERTUS markasının global platformdaki bilinirliği gitgide yaygınlaşmaktadır.”

Milliyet gazetesinin internet sitesinden alıntıladığım yukarıdaki metin, bize ilginç bir markayı haber veriyor adeta: Vertus. Dünyanın önemli markalarının ve büyük yatırımcılarının girdiği niş parfüm sektörüne nihayet Türkiye’den de güçlü şekilde giren vizyon sahibi markalarımız var artık. Gerek Nishane’nin gerekse Pekji’nin çalışmaları takdire şayan ama Vertus niş parfüm evi, sanki başka yerde konumlandırıyor kendisini.

cetin vertus yen

Kendisiyle tanışma fırsatı bulduğum ve uzun uzun sohbet ettiğim Çetin Akad, Vertus’un sahibi. Parfüm işiyle uğraşan köklü bir aileden gelmenin de avantajlarını kullanıyor. Vizyonu geniş, hedefleri büyük ve bir o kadar da mütevazi Çetin bey. Vertus’u dünyanın sayılı markalarından yapmayı kafasına koymuş. Gördüğüm kadarıyla doğru yolda ilerliyor.

Harvey Nichols ve Tekin Acar mağazalarında da satılan Vertus’un, yeni ve en dikkat çekici parfümlerinden birisini kullanıyorum yaklaşık bir haftadır. Ombre, 2016 çıkışlı olarak kayda geçirilmiş. Şişesinin içindeki cezbedici rengiyle ilk Vertus deneyimimi yaşamaya başlıyorum.

Ombre’nin açılışı baharatlar ve bir parça ferah olamayan turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında bergamot ve oregano var. Oregano pek karşılaşılan bir içerik değil parfümlerde. Geniş yapraklı kekik olarak bilinen oregano’yu bilemiyorum ama hafiften yeşil, ferah olmayan başlangıca sahip. Orta bölümde amber, bütün heybeti, egzotikliği ve karanlık haliyle ortaya çıkıyor. Koyu ve dumansı amber müthiş. Orta notalarda sıcak reçineler baharatlara eşlik ediyor. Sürpriz olarak tende tütsü öne çıkıyor orta kısımda. Gayet güzel orta notalar. Sonlarda pudralı vanilyanın eşlik ettiği amber hala dayanıklı ve sağlam duruyor.

Karşımda zengin, derin, rafine ve neredeyse meditatif denebilecek derecede dumansı amber-baharat işbirliği var. Egzotik amber ve ten üzerinde burnu yakacak kadar sıcak ve etkili baharatlar bana göre parfümün ana aksını oluşturuyor. Kuru sayılabilecek paçuli geri planda kalıyor. Vanilya pek ortaya çıkmıyor. Sedir ağacı ise sadece görevini yapıyor.

amber ombre

Ombre kendi tanıtımlarında da bahsedildiği gibi benzersiz bir parfüm. Reçineli, sıcak baharatlı, tütsülü, dumansı, karanlık sayılabilecek gizemli bir koku. Zenginliği ve detaycılığı karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum. Yapaylık hissedilmeyen kalitesiyle de epey iş yapacak gibi görünüyor. Vertus’un denediğim ilk parfümü benden geçer notu rahatlıkla alıyor.

Ombre anladığım kadarıyla uçlarda dolaşan, farklı ve baskın notaları bir araya getirme cesaretini gösteren, erkeksi ve güçlü etki yaratan ilginç bir deney. Onu kullanmak ve anlamak kolay değil. Özel anların, sarhoş edici mekanların, Binbir gece masallarının, Arap zenginliğinin, kraliyet gösterişinin, çölün kuru ayazının parfümü sanki Ombre.

Ombre, verdiği genel izlenimle Arap-Ortadoğu pazarına yönelikmiş gibi görünse de, Batılıların bu egzotik kokuya ilgi duyacağını düşünüyorum. Baskın şekilde gül ve öd olmadan, Ortadoğu havasının verilebilmesi hoşuma gidiyor. Ombre’nin verdiği eski ve olgun hissiyat, benim gibi otuzlu yaşlarını yarılamış kişiler için kurtarıcı olabilir. Sonuç olarak beğendim Ombre’yi. Bir süredir denediğim en zengin ve detaylı parfüm olarak zihnime yazıyorum.

ikili ombre

EDP formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek. Neyseki ilerleyen saatlerde sakinleşiyor. Tam bir kış parfümü. Yaş olarak otuzun üzerindeki arkadaşlara tavsiye ederim. Eğer fazla parfüm deneyiminiz yoksa ona burun kıvıracaksınız ama hiç sorun değil. Kendisini anlayabilecek burunlarla elbette karşılaşacaktır Ombre.

Koku Güzelliği:10/8