11 Mayıs 2017 Perşembe

Serge Lutens – Santal Majuscule (2012)

“Oboedi silentiis meis non imperii”

Maestro Serge Lutens’e göre Avilalı Teresa isimli azizeye ithaf edilmiş yukarıdaki cümle. “Emirlerime değil, sessizliğime riayet edin” olarak çevriliyor. Bay Lutens, Santal Majuscule isimli 2012 çıkışlı parfümü için bir Latin azizesine gönderme yapmakta ve şöyle demekte: “Santal Majuscule’yi tanımlamak için Avilalı Azize Teresa’dan bahsettim çünkü bana göre literatür, kokuya eşlik edebilecek kadar önemli bir sanattır. Bu parfüm kendimi iyi hissettiriyor. Parfüm sizi teşvik etmeli, sizi rahatlatmalı, sizi teyit etmeli, tehlikeye sokmalı.”

Kendi sitelerinde odunsu/şipre kategorisinde yer alan Santal Majuscule’nin açılışı yüksek kaliteli gül ve bir parça turunçgillerle gerçekleşiyor. Tatlı, modern ve canlı başlangıcı güzel. Orta bölümde parfüme ismini veren sandal ağacının o baharlı kokusu etrafa yayılıyor. Başlangıçtaki gül eşlik ediyor sandal ağacına. Bu andan itibaren tatlı meyvelerin ve baharatların kompozisyona katıldığını görüyorum. Meyve derken kırmızı ve mayhoş kiraz-böğürtlenden bahsedebilirim. Maestro, yine meyveleri bir parfümünde farklı şekilde bize sunmuş. Son kısımda saf ve sütsü sandal ağacı kapanışı yapıyor. Alt notalar yine yüksek kaliteli ve çarpıcı.

Nedendir bilinmez ama sandal ağacı baskın parfümlere karşı az da olsa önyargım var. Sandal ağacının o baskın ve enteresan kokusunu, parfümlere bir türlü tam anlamıyla oturtamıyorum. Geçtiğimiz aylarda ünlü sandal ağacı parfümü Samsara’yı kullanmış ve neden böylesine şöhrete sahip olduğunu anlayamamıştım. Sandal ağacının o gizemli, egzotik ve sıcak kokusu, birçok ünlü parfüme hayat vermeye devam ediyor. Mevzu bahis Serge Lutens gibi müthiş birisi olunca, onun sandal ağacı yorumunu hem merak ettim hem de hayal kırıklığı yaşarım endişesi yaşadım.

Santal Majuscule, Serge Lutens’in koleksiyonundaki üç sandal ağacı temalı parfümünden en yenisi. 2012 çıkışlı bu eser, oldukça tatlı ve sıcak kokuyor. Genel olarak sandal ağacı-gül-meyve ağırlıklı ilerliyor. Sandal ağacının koku profiline yakın olarak verilmiş gül ve kırmızı meyveler, gayet uyumlu ve leziz. Çoğu yorumcu kakaodan bahsetmiş ama bence çok baskın değil. Parfümde çikolatamsı hissiyat yok. Daha çok sıcak, baharatlı, güllü bir yapı mevcut.

Sonuç olarak aşık olmasam da, başarılı bir sandal ağacı kokusuna rastladığımı söyleyebilirim. Başlangıçtaki endişemin yersiz olduğu için sevinçliyim. Bay Lutens, yine hayal kırıklığına uğratmadı. Kompozisyon benzersiz olmasa da yüksek kaliteli, uyumlu, yumuşak ve cazibeli. Evet, o hissedilir oranda çekici ve egzotik. Bu anlamda kadın kullanımına yakın olduğunu düşünüyorum. Günlük kullanımda bol bol uyguladım ve rahatsız edici değildi. Yine de kadınlar kullansa daha iyi olabilir.

Özel ve tematik koktuğunu söylemek lazım. Sandal ağacı gibi farklı bir esans, daha özel anlar için kullanılmalı. Onun içindir ki, Bebek sahilinde spor kıyafetlerle pazar yürüyüşü yaparken kullanmak iyi fikir olmayabilir. Akşam kullanımına veya şık davetlere daha uygun olabilir.

EDP formunda. Performans anlamında gayet iyi. Kalıcılığı yüksek. Fark edilirliği başlarda iyi, sonrasında tene yaklaşıyor. Sonbahar-kış mevsimlerine uyacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Birisi çekiliş mi dedi :) (Çekiliş bitti kazanan açıklandı)

Ve kazanan belli oldu:

Asıl kazanan: Ahmet – kaskanahmet@gmail.com

Yedek: Mert – mert.orho@gmail.com

Selam parfümseverler, yine kazanma zamanı 🙂 Vertus’un Oriental Rose isimli parfümünü, çekilişle bir kişiye hediye edeceğim. Çekiliş için tek şartım “parfummerakiofficial” Instagram adresinin takip edilmesi. Instagram adresini takip ettikten sonra bu başlığın altına çekilişe katılma isteğinizi bildirip, e-posta adresinizi de yazmanız önemli çünkü eğer kazanırsanız, size e-posta üzerinden ulaşacağım.

Çekilişe katılım 8 Mayıs 2017 Pazartesi günü saat 12.00’de başlayacak ve 9 Mayıs Salı günü saat 12.00’de sona erecek. Çekiliş sonucunu, salı günü yine bu başlıktan açıklayacağım. Lütfen herkes tek sefer katılsın, aynı kişiden gelen birden fazla mesajı ciddiye almayacağım.

Herkese bol şans.

Parfüm Merakı’nın resmi Instagram hesabı: https://www.instagram.com/parfummerakiofficial

7 Mayıs 2017 Pazar

Jacques Bogart – One Man Show (1981)

Ülkemizde pek bilinmese de Jacques Bogart’ın, yurtdışında sıkı bir hayran kitlesi var. Düşük fiyatlı fakat yüksek kaliteli ve güçlü parfümler üretmesiyle tanınan Jacques Bogart ile ilk tanışmam onların 2004 çıkışlı eseri Bogart Pour Hommme’la gerçekleşmişti. Tabii Bogart Pour Homme, markanın yeni nesil parfümlerinden. Asıl Jacques Bogart’ın ünü, eski klasiklerinden geliyor. 1975 çıkışlı ilk parfümleri Bogart ve 1981 çıkışlı One Man Show, markanın en önemli eserleri olarak hala karşımızda duruyor.

Her ne kadar birçok yeni parfüme imza atsa da, parfümseverlerin gözünde hala yeri ayrıdır One Man Show’un. Belki de 1980’li yılların nostaljisini hatırlattı için ilgi görüyor One Man Show. Kendi sitesinde parfümlerle ilgili tek tek hiç bilgi yok. Farklı blog sitelerinde şöyle bir tanıtım cümlesine rastladım One Man Show için: “Her erkeğin hayatı tek kişilik bir şovdur”. Tabii burada onun baskın erkeksi karakteri vurgulanıyor ve ismine gönderme yapılıyor. Zaten 1980’li yılların erkek parfümlerinin genlerini taşıyor.

One Man Show’un açılışı yeşil bergamotla gerçekleşiyor. Üst notalarında eski-nostaljik turunçgillere, seyreltilmiş hissi veren misk eşlik ediyor. Çok ilgi çekici değil başlangıcı. Orta bölümde yeşil yapı daha da belirginleşiyor. Çam ağacını andıran odunsu ana yapıya yüksek kaliteli ve tatlı olmayan tütsü destek veriyor. Geri planda kuru ve erkeksi baharatlar varsa da asla öne çıkmıyorlar. Son bölümde bir parça meşe yosunu, deri, misk ve odunsular var. Parfümün en güzel yeri şüphesiz ki kapanışı.

Açıkçası sert erkeksi yapı beklerken, aromatik yeşil, çamsı, miskli kokuyla karşılaştım. Sabunsuluk, orta kısımda iyice kendisini gösteriyor. Buradaki rafine erkeksi sabunsuluğu bir parça Grey Flannel’a benzetebilirim. Parfümün genelindeki yeşil kokuysa Polo Green’e benzetilebilir. Kimi yorumcuların Italian Cypress kıyaslamasıysa makul ölçülerde kabul edilebilir.

Sonuç olarak tatlılığı az olan, büyük yapaylık sorunları yaşamayan, eski ve erkeksi davranan, günümüzde pek karşılığı bulunmayan, üst yaş guruplarını hedefleyen, tavırlı-karakterli yapıya sahip. Yeni nesil erkek parfümlerine hiç benzemeyen tarzı, klasikleri sevenler için denemeye değer. Gerçi ben kokusunu pek başarılı bulmasam da, her kokusever erkeğin en azında birkaç defa denemesi gereken bir eser.

EDT formunda. Çoğu yorumcu güçlü ve dolgun olduğundan bahsetmiş ama bence performansı zayıf. Kalıcılığı idare eder, fark edilirliği ortalamanın altında. Muhtemelen zaman içinde geçirdiği reformülasyonlar onu bu hale getirdi. Yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir. 30 yaş üzeri erkeklere öneririm. Kokusunun tasarımını Roger Pellegrino yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Jean-Charles Brosseau – Ombre Platine (2011)

Paris’teki Moda Yüksekokulundan mezun olduktan sonra 1955 yılında kendi modaevini ve markasını yarattı Jean-Charles Brosseau. 1970 yılında Paris’in en prestijli lokasyonlarından birisine mağazasını açmıştı. Tarih 1981’i gösterdiğinde, Ombre Rose isimli ilk parfümünü piyasaya sürdü. Ombre Rose, markanın hala en önemli parfümü olarak gösteriliyor.

Her ne kadar Ombre Rose’u merak etsem de, bir süredir başka Jean-Charles Brosseau parfümü kullanıyorum. Markanın Ombre serisinin devamı olarak piyasaya sürülen kadın parfümü Ombre Platine’le tanışmış durumdayım. 2011 çıkışlı Ombre Platine için kendi sitelerinde “oryantal çiçeksi, meyveli, pudralı” tabiri kullanılmış.

Ombre Platine’nin açılışı tatlı ve modern meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında frenk üzümü ve elma var meyve namına. Orta kısımdaysa erik görülüyor. Bence üzümden ziyade şekerli erikle açılışı yapıyor. Tabii erik oldukça kadınsı verilmiş başlangıçta. Üst notaları kendime yakın bulamadım. Orta bölümde tatlılık bir parça azalıyor, meyveler hafiften geri çekiliyor. Orta notalarda kremsi vanilya ve hindistan cevizi algılıyorum. Açıklanan orta notalarında gül ve zambak var. Evet zambak var az da olsa ama gülden emin değilim. Orta bölüm, yine kadınsı, çiçeksi ve kremsi meyveli. Son bölüm parfümün en sevdiğim yeri. Kapanışta tatlılık azalıyor. Meyveler artık yok. Çiçeksilik arkalara bir yere saklanıyor. Alt notalara lezzetli ve sade vanilya ile sandal ağacı noktayı koyuyor.

Ombre Platine, kadın parfümü olarak piyasaya sürülmüş. Bence de son kısmı hariç büyük bölümde feminen yapı ön planda. Başlangıçtaki şekerli ve saldırgan meyveleri biraz Black Orchid’in açılışına benzettim. Tabii Black Orchid kadar karanlık değil. Orta bölümde karşılaştığım çiçeksilik, kremsi vanilya ve hindistan ceviziyle birleşmiş. Fena olmamış ama yine bana göre değil. Kapanış nispeten uniseks ve sevilesi.

Tabii Ombre Platine’i benim sevip sevmemem çok önemli değil çünkü kullanacak olan sizsiniz. Ferah olmayan bir meyveli-çiçeksi-kremsi vanilya parfümüne benziyor. Kadınsı öğelerin ağırlıkta olduğu genel yapı, benim için tahammül sınırının üzerindeydi. Modern ve günümüze yakın kokusu, ilk başlarda bıkkınlık verecek kadar şekerli. Yine de yapaylık hissedilmiyor ve genel olarak yüksek kaliteli denebilir. Verdiğiniz paranın karşılığında dolu dolu bir parfüme kavuşacağınızı söyleyebilirim.

Yine beyaz rengine benzetebileceğim bir parfümle karşı karşıyayım. Muhtemelen sütsü ve kremsi vanilya-hindistan cevizi ikilisi sayesinde Ombre Platine zihnimde beyaz renkli bir parfüm olarak kalacak. Her ne kadar başlangıcı epey iddialı ise de orta kısmın ortalarından itibaren anaç tarafını gösteriyor bence. Yoksa hayal gücüm fazlasıyla mı devrede bilemiyorum.

Kendi sitelerinde Ombre Platine’i tanımlamak için söyledikleri “çiçeksi, meyveli, pudralı” tabirleri tam anlamıyla parfümde gözlemlenebiliyor.

Eğer bu tür kadın parfümlerini seviyorsanız ve piyasadaki benzer örneklerden sıkıldıysanız Ombre Platine denenebilir. Her yerde satılmaması bu anlamda size özel bir parfüm hissi yaratabilir. Günlük kullanıma rahatlıkla uyabilecek yapısıysa onu daha da işlevsel hale getiriyor.

EDP formunda. Kalıcılığı iyi. Fark edilirliği yüksek değil. İlkbahar-sonbahar kullanımı için uygun gibi görünüyor. Kokusunun tasarımını Thomas Fontaine yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6