13 Aralık 2018 Perşembe

Parfum d’Empire – Musc Tonkin (2012)

“Belki şaşıracaksınız ama misk kokusunun her türlü varyasyonundan nefret ederim. Günümüzde parfümeri sektöründe kullanılan misklerin hepsi yapaydır. Önceki yüzyıllarda hayvanlardan elde edilen doğal misk, hayvanları koruma konusundaki bilinç arttıkça yasaklandı. Hiçbir bileşenin veremeyeceği hayvansı ve cinsel boyutu olan bir notadır misk. Yeri doldurulamaz bir içeriktir. Bugün için içeriğinde misk olmayan parfüme rastlamak zordur. Miskin önemli özellikleri vardır. İyi bir sabitleyicidir hatta daha fazlasıdır. Parfümün formülüne difüzyon verir ve kokunun patlamasına yardımcı olur. Ama misk kokusu çoğu zaman hayal kırıklığı yaratır çünkü temiz çamaşır gibi kokar. Laboratuar ortamında geliştirilen misk kokularının yüzlerce çeşidi var artık. Temizlik ürünlerinde sıklıkla kullanılır yapay misk kokusu çünkü insanda temizlik hissiyatı uyandırır.

2012 yılında tasarladığım Musc Tonkin parfümünde temiz kokmasından ziyade miskin hayvansı tarafını öne çıkardım. Hayvansı miski çeşitli içeriklerle yeniden yaratmaya çalıştım. Musc Tonkin’de hayvansal notalar, çiçekler, osmantus, sümbülteber, gül ve başka bazı içeriklerin duyusal yönleri üzerinde çalıştım.”

Parfum d’Empire’nin kurucusu ve sahibi Marc-Antoine Corticchiato, kendi tasarladığı parfümü Musc Tonkin için yukarıdaki söyleşisinde epey detay vermiş. Benim oldukça sevdiğim ve parfümlerini denemeye çalıştığım az sayıdaki niş markadan birisi olan Parfum d’Empire’nin Musc Tonkin parfümü epeydir dolabımda duruyordu ve havaların soğumasını bekliyordum çünkü okuduğum kadarıyla sert bir kış parfümüydü. Kendi sitelerinde “güçlü, bağımlılık yaratan ve erotik auraya sahip” olarak sunulan Musc Tonkin’in açılışı hayvansı misk ve geri plandaki baharatlarla gerçekleşiyor. Yoğun ve keskin açılışta misksi hayvansılık ön planda. Geri plandaki baharatlarsa eski tarz fujerleri anımsatacak gibi hatta azıcık tütün kolonyasını bile andırıyor. Orta kısımda hayvansı yapı devam ediyor. Baharatlar hala geride ama parfüme müthiş bir hava katıyorlar. Baharatlardan en belirgin olanı yüksek kaliteli karanfil diyebilirim Orta bölümde bir parça kuru sabunsu yapı ekleniyor. Kimi yorumcular yaseminden geldiğini iddia ediyor buradaki kuru sabunsuluğun. Neden olmasın. Kapanışta baharatlar iyice öne çıkıyor. Karanfil önderliğindeki harika baharatlar parfümün en sevdiğim yeri oluyor.

Musc Tonkin isminin hakkını verircesine miskli ve hayvansı kokuyor. İlk anlarda burna sağlam bir yumruk atan Musc Tonkin ancak sonlarda biraz sakinleşiyor. Başlangıcı benim için fazla hayvansı diyebilirim. Orta kısım da epey kuru ve sabunsu ama hala belli düzeyde erkeksi Musc Tonkin. Son bölümüyse favorim oluyor.

Musc Tonkin, günümüzün modern parfümlerinden uzak, kendi başına takılan uyumsuz bir mağara adamı adeta. Parfüm soğuklarda harika ve soğuk karaktere bürünüyor, ev içindeki sıcak ortamdaysa kokusu fazlasıyla bıktırıcı, sabunsu, sıcak ve kuru. Buradan anlaşılacağı üzere o tam bir kış parfümü. Soğuk havalarda, karlı günlerde, sıcaklığın eksilere düştüğü gecelerde onu kullanmak eşsiz bir deneyim yaşatacaktır size.

Musc Tonkin, ne yazık ki benim pek sevmediğim hayvansı bir arkadaş olduğu için kullanım döneminde kendime yakın bulamadım. Her ne kadar geri plandaki harika baharatlara şapka çıkarsam da gerek sabunsuluğu gerekse hayvansı miskli tarafı benim için fazlasıyla zorlayıcı ve konforsuz. Zaten genel beğeniye hitap ettiğini söylemek mümkün değil Musc Tonkin’in. Herkesin sevemeyeceği zor bir parfüm. Fazlasıyla tematik ve burnu yoruyor. Zaman zaman baş ağrısı da yaptı. Yine de bu tür hayvansı parfümlere ilgisi olanların muhakkak denemesi gerektiğini düşünüyorum.

Biraz Kouros’a biraz Muscs Koublai Khan’a benzeyen genel tarzı yüksek kaliteli ve sıradışı. Extrait formundaki Musc Tonkin’in performansı idare eder. İlk patlamayı saymazsak tene yakın durduğu söylenebilir. Kalıcılığı yeterli. Uniseks olarak pazarlansa da erkek kullanımına daha yakın.

Koku Güzelliği:10/6.5

9 Aralık 2018 Pazar

Jean Paul Gaultier – Scandal (2017)

Jean Paul Gaultier’in piyasaya sürdüğü parfümlerin uzun zamandır bekleneni verememesi muhtemelen Scandal’a daha önem verilmesine sebep oldu. 2017 yılının haziran ayında dünya prömiyeri yapılan Scandal isimli kadın parfümünün sunumu ünlü Hotel de Behague’da yapıldı. Avrupa sosyetesinden isimler, modeller, İspanyol dansçı Blanca Li ve diğer konuklar karşılarında kırmızı ve karanlık sayılabilecek bir parti buldular.

Neon ışıklar, kırmızı giymiş garsonlar ve dansçılar parfümün dünya prömiyerinin ilginç olmasını sağlamak içindi. Moulin Rouge kabaresine benzeyen partiye en son tabii ki Jean Paul Gaultier katıldı. Ve böylece markanın en yeni kadın parfümü, çarpıcı ve iddialı ismiyle dünya pazarlarına sunuldu. Scandal’ın kokusunu tasarlayan ünlü parfümör Daphne Bugey, Scandal için özetle şunları söylemiş: “Bu parfümü güçlü, özgür ruhlu, cesur, çok yönlü kadınlar için tasarladım. Scandal, şekerli, bağımlılık yaratan aynı zamanda kompleks bir parfümdür. Onu kokladığınızda bal peteğini kokluyormuş hissi verir. Bal notası parfümlerde yeni kullanılan bir içerik değil ama kullanması da bir o kadar zordur. Beyaz çiçeklerden oluşan parfümün baş bölümünde bulunan gardenya notası güçlü, meyveli ve kadifemsi his verir. Buradaki beyaz çiçekler bir kadının şık tarafını temsil eder. Scandal’da kullanılan paçuliyse seksi gece hayatını çağrıştırır.”

Scandal’ın açılışı şekerli portakal ve mayhoş meyvelerle gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında kan portakalı bulunuyor. Muhtemelen oradan gelen turunçgilimsi hissiyat asla ferah ya da hafif değil. Tanıdık ve modern meyveli açılıştan sonra çiçekler kendisini göstermeye başlıyor. Beyaz çiçeklerin hakimiyetindeki orta kısımda gardenya, yasemin ve bir parça portakal çiçeği olduğu söylenebilir. Orta kısımda çiçeklere şekerli hatta karamelimsi yapı eşlik etmeye devam ediyor. Son bölüm hala fazlaca tatlı. Kapanışta kadifemsi ve hafiften metalik paçuliyle yine kadınsı şekilde son buluyor Scandal. Alt notaları en sevdiğim kısmı oldu.

İsmine bakınca bu parfümün pazarda ilgi çekmek için tasarlandığı, hoş şişesinin raflarda çoğu kadının gözünü alacağı ve kokusunun da modern şekerli meyve-çiçek-paçuliden oluştuğunu söylersek, Scandal’ın özetini yapmış oluruz. Lezzetli meyveler, süper-kadınsı beyaz çiçekler ve karamelli paçuli Scandal’ı çok tanıdık bir kadın parfümüne dönüştürüyor.

Tanıdık diyorsun da hangi parfümleri andırıyor Parfüm Merakı derseniz işte Scandal’ın rakipleri: Prada – Candy, La Vie Est Belle, Poison Girl, Miss Dior, Coco Mademoiselle, YSL – Mon Paris, D&G – The One, Lolita Lempicka ve diğerleri. Bu yeni nesil bol şekerli, meyveli, çiçeksi ve süper-feminen kadın parfümlerinin arasına Scandal da yerleşiyor. Genel yapısını birçok kadının seveceğini ve kolayca benimseyeceğini düşünüyorum. Bu anlamda popüler olma ihtimali bulunan bir parfüm fakat ne yazık ki kalite anlamında harikalar yaratamıyor. Başlangıcını ve sonlarını sevdiğim Scandal’ın orta bölümü ne yazık ki hiç de bana göre değildi.

Scandal’ı beğendim mi? Bir kere benim için fazlasıyla şekerli ve kadınsı. Bu demek değil ki size bu parfüm uymaz. Eğer bu tür modern meyveli-çiçeksi-paçuli temalı parfümlere ilginiz varsa Scandal fena seçim değil. Cazibeli, dikkat çekici ve çarpıcı kokusu, doğru kadında hoş bir silaha dönüşebilir. Genel olarak etrafta uçuşan şekerli ve pudralı parfümleri anımsatan Scandal, gündüz kullanımlarına uyacak gibi dursa da akşam kokusu olmaya daha yakın sanki.

Scandal, EDP formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Yaş olarak sanki 25 ve üzerindeki kadınlara yakın duruyor. Tam bir kış parfümü olduğunu belirtmem gerekiyor. Kokusunun tasarımını Daphne Bugey, Fabrice Pellegrin ve Christophe Raynaud birlikte yapmış.

Koku Güzelliği:10/6

5 Aralık 2018 Çarşamba

Azzaro – Wanted by Night (2018)

Azzaro’nun 2016 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Wanted’ın kısa süre sonra devam kokuları gelmeye başladı. 2017 yılında Wanted Freeride çıktı. 2018’de ise Wanted by Night karşımızdaydı. Serinin ilk parfümü Wanted’ı yakın zamanda kullanmış ve pek başarılı bulmamıştım. Bakalım Night versiyonu nasıl olmuş.

Azzaro’nun internet sitesinde Wanted by Night odunsu-oryantal-baharatlı koku ailesine dahil edilmiş. Parfümün açılışı ekşi ve buruk turunçgillere eşlik eden vasat meyvelerle gerçekleşiyor. Sulandırılmış hissi veren mandalina-portakal ve mahiyetini çıkartamadığım şekerli ve modern meyveleri tabii ki sevemedim. Orta kısma geçildiğinde neyse ki meyveler, baharatlara eşlik ediyor. Dinamik ve canlı baharatlar bir parça metalik ve bolca tatlılık içeriyor. Baharatlara tütün ve sedir ağacı da eşlik ediyor. Sedir ağacı tahmin edeceğiniz üzere yapay ve neredeyse Iso E Super tarzında. Kapanışta yapay sedir ağacı, kuru vetiver ve ambroxan benzeri yapıyla sonlanıyor.

Wanted by Night, son yıllarda örneğine çokça rastladığımız yapay-modern-metalik, aromatik-meyveli-baharatlı-odunsu bir vasatlık örneği diyebilirim kısaca. Evet, bu yazının tamamı bir önceki cümlede özetlenebilir sanırım. Marketlerde satılan ucuz, genç erkekleri (15-21) hedefleyen, hiçbir amacı ve çekiciliği olmayan bir deneme daha gelmiş Azzaro’dan. Ah be Azzaro, bari geçmişindeki ünlü erkek parfüm klasiklerinden biraz utansan da şöyle ucubeleri karşımıza parfüm diye çıkartmasan keşke.

Başlangıçtaki ekşi ve kötü meyveler ne yazık ki orta kısmın sonlarına kadar hissediliyor. Bir tek sıcak baharatlı orta kısım sevilesi, onun dışında direkt cinayet sebebi Wanted by Night. Absürt ve çocukça şişesinden bahsetmeme bile gerek yok sanırım.

Daha da bir şey yazasım gelmiyor Parfüm Meraklıları siz anladınız durumu. Ultra jenerik bu arkadaşın tasarımcıları Michel Girard ve Quentin Bisch. EDP formundaki Wanted by Night’ın performansı iyi değil. Etrafa yayılımı düşük, kalıcılık eh işte. Serin ilkbahar-sonbahar kullanımına uygun. Günlük kullanıma, spor kıyafetlere uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/4

1 Aralık 2018 Cumartesi

Oliver & Co. – Resina (2012)

Madrid merkezli niş parfümevi Oliver & Co.’nun avangart tarzı, beklenmedik ve tutkulu parfümler yapmalarını sağlıyor. Dünya niş parfüm sektöründe yavaş yavaş ismini duyurmaya başlayan Oliver & Co.’nun geçtiğimiz aylarda Vetiverus’unu denemiş ve pek beğenmemiştim. Bakalım Resina neler hissettirecek bana.

Kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış Resina: “Reçinelerin çoğunun harmanlandığı pervasız bir bileşim: labdanum, mür, opoponaks, benzoin ve diğerleri. Sonuç, baharatlı ve hoş çiçek notalarıyla dolu zengin ve görkemli bir karışımdır ve bunların hepsinin toplamı olan yeni bir reçine kokusuyla sonuçlanır. Bu bileşenler şık ve cüretkar bir koku oluşturan, Avustralya ateş ağacı yağının nadir esansı ile birleştirilmiştir.”

Resina’nın açılışı plastiğimsi reçinelerle gerçekleşiyor. Üst notalardaki reçineler keskin ve kuru değil, kremsi, yumuşak ve sakin. Orta kısma geçildiğinde plastiğimsi-pudralı hissiyat azalırken, yumuşak baharatlar devreye giriyor. Bir parça kadınsı olmayan yasemin de var sanki orta kısımda. Son bölümde keskin olmayan odunsu notalarla kapanış gerçekleşiyor. Bir parça da kremsi vanilya var odunsulara eşlik eden. Resina’nın tüm olayı bu kadar.

Şimdi Oliver & Co.’nun internet sitesinde Resina’nın açıklanan notalarını yazayım da şaşırıp kalın: “Benzoin, kahve Co2 özütü, elemi reçinesi, fir balsamı özütü, ateş ağacı, buhur, ferah zencefil, yasemin, labdanum, mür, küçük hindistan cevizi, opoponaks, rooibox tentürü, yıldız anason, tolu balsamı, tonka fasulyesi.” Görüleceği üzere reçinelerin ağırlıkta olduğu notaların arasında kahve, buhur, rooibox, ateş ağacı gibi enteresan içerikler var fakat kullanım döneminde kahve ve buhura rastlamadım. Ateş ağacı ve rooibox’un nasıl koktuğu konusundaysa en ufak fikrim yok.

Resina’nın ismini ve notalarını gördüğümde bolca reçineli, ağır, keskin, baş ağrısı yapacak kurulukta bir parfüm bekliyordum, tabii ki yanıldım. Resina, yumuşak sayılabilecek plastiğimsi, pudramsı, kremsi, vanilyamsı, hafiften dumansı reçine-baharat parfümü gibi duruyor. İçerisindeki reçineler başka parfümlerde rastladığım reçinelere benzemiyor. Buradaki reçineler ağaçsı, çamsı, kozalağımsı ve yeşil değil. Reçineler, baharatlar ve odunsular da aynı şekilde kremsi, steril, endüstriyel şekilde verilmiş.

Bazı yorumcuların Resina’daki o derimsi-plastiğimsi hissiyatı yeni alınmış lastiğe, dalış giysisine, pudralı ameliyat eldivenlerine, deri el çantalarına benzetmelerini kesinlikle anlıyorum. Gerçekten de deriye benzeyen o tuhaf plastiğimsi hissiyat sonlara kadar mevcut ama ne olduğunun ismini bir türlü koyamıyorum.

Fotoğraf scentbar sitesinden alınmıştır.

Resina, ilginç şekilde Comme des Garçons’un Odeur serisi parfümlerine benziyor sanki. Örneğine pek rastlanamayacak bu soyut koku formu canlı değil, stabil, sakin, durağan ve tekdüze. Ayrıca karanlık, koyu ve ağır da değil Resina. Bu parfümü bir renge benzetsem beyaz olurdu.

Resina, çarpıcı ve aklınızı başından alan bir arkadaş değil. Farklı bir temayı kokusuna yansıtmış. Çok ilgimi çektiğini ve kullanmaktan keyif aldığımı söyleyemem Resina’yı. Kötü değil ama sanırım bana göre de değil Resina.

EDP formundaki Resina’nın kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Uniseks olarak pazarlansa da hafiften erkek tarafına yakın duruyor. Sonbahar-kış kullanımına uygun olacaktır. Kokusunu Oliver Valverde tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6