28 Mart 2020 Cumartesi

Vertus – Amber Elixir (2015)

Amber Elixir, Vertus’un 2015 yılında piyasaya sürdüğü ilk seri parfümlerdendi. Markanın gül ve öd ağacı merkezli parfümleri ilgi çekerken, Amber Elixir’in bir parça geri planda kaldığını düşünüyorum. İsminden de anlaşılacağı üzere Vertus koleksiyonunun amber merkezli parfüm boşluğunu karşılıyor. Markanın internet sitesinde Amber Elixir şöyle tanıtılmış: “Havadaki cezbedici amber kokusunu keşfedin. Onun iksiri kendinize güveninizi tazelerken adeta dünyanın ayaklarınızın altında olduğunu hissedeceksiniz.”

Amber Elixir’in başlangıcında içki teması ve kuru meyveler bulunuyor. Açıklanan üst notalarında rom içkisi, artemisya, üzüm ve kuru meyveler var. Amber Elixir’in ilk saniyeleri içkimsi meyvelerle gerçekleşiyor. Orta kısma geçildiğinde koku karakterinde büyük değişim olmuyor. İçkimsi kuru meyvelere yarı karanlık ve egzotik amberle geri planda metalik safran ekleniyor. Son bölümde yine fazla değişim yok. Alt notalarda içkimsi, amberli meyvelere bir parça odunsuluk eşlik ediyor. Açıklanan alt notalarında tik ağacı ve sandal ağacı mevcut. Muhtemelen son bölümdeki odunsuluğun sebebi bu öğeler denebilir.

Amber Elixir’i kullanmadan önce, isminden dolayı ağır, yoğun ve karanlık amber tarzına yakın profil beklerken, içkimsi, baharatlı meyvelerle karşılaşmak sürpriz oldu. Amber, parfümün ikinci teması konumunda sanki. Zaman zaman metalik hissiyat veren alkole batırılmış modern, steril kuru meyveler, daha ön plandaymış gibi davranıyor.

Amber Elixir’den korkutucu, kullanması zor, reçineli amber teması beklemeyin. Bu durumun olumlu tarafı çoğu kişinin benimseyebileceği tarza sahip olması denebilir. Bazı niş markaların amber parfümleri fazlasıyla burnu yoruyor ve uçlarda dolaşıyor. Amber Elixir, metalik-ana akım parfümcülüğe yakın duruyor.

Amber Elixir’in üst notalarındaki artemisya bitkisi, orta kısımdaki safranla karışınca, benim için uygun olmadığını anladım. Açıklanan alt notalarında castoreum görünüyor. Parfümlere genellikle hayvansı hissiyat veren castoreum temasını kapanışta pek algılayamadım neyse ki. Amber Elixir, bıktırıcı derecede hayvansı değil hiç bir fazda.

Kalite anlamında idare etse de (hafiften yapaylık sınırında gibi) Vertus’un diğer dolu dolu, koyu ve baskın parfümlerinden ayrışıyor. Amber Elixir, pek derinliği olmayan, düz çizgide ilerleyen konfor kokusuna benziyor. Büyük popülariteye ulaşamayacak belki ama günlük kullanıma ve hatta takım elbiseye uyum sağlayabilecek basit ve ortalama parfüm hissiyatı uyandırıyor. Tarz olarak az da olsa Lubin – Idole, Bentley For Men ve Parfum d’Empire – Ambre Russe’yi anımsatıyor.

EDP formundaki Amber Elixir’in performansı harikalar yaratmıyor. Kalıcılığı fena değil, etrafa yayılımı ilk patlama dışında normalin biraz altında kalıyor. Uniseks olarak pazara sunulsa da erkek kullanımına bir parça yakın duruyor. Sonbahar-kış döneminde kullanmanın doğru olacağını sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/6

24 Mart 2020 Salı

Thierry Mugler – Alien Man (2018)

Yaratıcı ve sıra dışı parfümleriyle, dünya koku sektörünün en popüler markalarından Thierry Mugler’in hayatımıza kattığı Angel serisinden sonra Alien isimli kadın parfümü, büyük başarı yakalamıştı. 2005 yılı çıkışlı Alien’in her ne kadar ucube/çocukça sayılabilecek şişesini sevemesemde, içerisindeki kokusu oldukça çarpıcı ve saldırgandı. Alien’ın yıllar içinde birçok devam parfümü raflardaki yerini aldı. Tabii ki hepsi kadınlar içindi çünkü klasik Alien, yasemin kokan feminen bombaydı.

2018 yılında Thierry Mugler’den, ben dahil, çoğu parfüm severi şaşırtan hamle geldi. Modern klasik olma yolundaki kadın parfümü Alien’a ilk defa erkek kardeş geliyordu. Tabii böylesine popüler kadın parfümünün ismini kullanan Alien Man’a gözler döndü. Alien Man’in üretilmesi çoğu erkek için iyi haberdi. Gerçi aradan geçen kısa süre içinde, Alien Man’in ablası kadar büyük başarı yakalayamayacağı ortaya çıkmaya başladı.

Alien Man, Mugler’in internet sitesinde derili, odunsu aromatik olarak sınıflandırılmış. Markanın resmi tanıtımında şu cümleler kullanılmış: “Alien Man ile erkekler iç güçlerini bulur ve hayallerini gerçekleştirir. Yarı tanrı, yarı insan, huzurun güçle buluştuğu olağanüstü bir macera yaşar. Alien Man’de kullanılan Osmanthus çiçeği Çin’de seçildi ve IFF koku evi tarafından özenle uygulandı.” Parfümün tasarımcısı Jean-Christophe Herault, yarattığı Alien Man için şöyle söylemiş: “Alien Man her şeyden önce patlayıcı ve aydınlık bir kontrasttır. Kokusunun şaşırtıcı, benzersiz olmasını istedim.”

Alien Man’in açılışı yeşil lavanta-menekşe benzeri neredeyse tozlu-kuru-buruk şekilde gerçekleşiyor. Parfümün açıklanan üst notaları şimdiye kadar görmediğim gariplikte diyebilirim. Dumansı kayın ağacı ve dereotundan bahsediliyor üst notalarda, muhtemelen daha önce böylesine tuhaf başlangıca rastlamadım. Pazarlama için verilen notaları bir kenara bırakacak olursam başlangıcının anasonlu, menekşeli lavantaya benzediğini düşünüyorum. İlk saniyeleri tabii ki sevemedim. İlerleyen dakikalarda yeşil tema geri plana geçiyor. Kuru olan koku yavaş yavaş tatlanıyor. Orta bölümde süet benzeri tatlı deri birden hoş sürpriz yapıyor. Hafiften dumansı verilmiş deriyi beğendim. Orta kısımda kaşmir ağacı da geri planda algılanıyor. Geçelim sonlara. Lezzetli deri yoluna devam ederken, kapanışta bir parça vanilya kendisini gösteriyor. Tonka fasulyesini andıran vanilya, alt notalarda oldukça silik kokuyor.

Gerek Mugler’in tasarladığı ilginç temalı parfümler gerekse açıklanan bazı absürt notaları (dereotu ve dumansı kayın ağacı) sebebiyle standartlara uymayan koku formu bekliyordum. Alien Man, ilk saniyelerde anlatması/açıklaması zor temasıyla çoğu Mugler parfümündeki çarpıcı etkiyi yaratıyor ama benim için olumsuz çarpıcılıktan bahsedebilirim. Tuhaf ve mayhoş yeşil aromaya sinir/gıcık olmamak elde değil. Mugler’in bir diğer abuk parfümü Aura’yı çağrıştıran ilk saniyeleri atlatınca kremsi plastiğimsi tatlı deri iyi geliyor. Emporio Armani’lerdeki (He, She, Si) plastiğimsi modern deriyi andıran orta kısımdaki tema hem genele hitap eden hoş sürpriz oluyor hem de üst notaların kötü imajını siliyor. Sonlarda, neyse ki orta bölümün benzer düzleminde ilerlemesi, benim gibi bu tür deri kullanımını seven kişileri mutlu edecektir. Her ne kadar kapanıştaki vanilya biraz basit, mumsu ve rafinelikten uzak verilse de kabul edilebilirlik sınırları içindeydi.

Alien Man, ablası kadar çarpıcı, ilginç, agresif, benzersiz ve şöhretli olamayacak gibi görünüyor. Ben dahil birçok parfümseverin merakla beklediği Alien Man, küçük çaplı hayal kırıklığı yaşatıyor. Belki de beklentiyi bu kadar yüksek tutmamak gerekiyor. Cazibeli orta kısmı dışında büyük başarı sağlayamıyor. Hayatınızın parfümü olmaktan uzak denebilir. Farklı imza parfümü olarak düşünülebilir onun dışında büyük boy şişesini almak iyi fikir gibi görünmüyor.

EDT formundaki Alien Man, performans anlamında yine ablasının çok gerisinde. Kalıcılığı yeterliyse de etrafa yayılımı düşük oldu tenimde. Sonbahar-kış dönemine yakışacağa benziyor.

Koku Güzelliği:10/6

20 Mart 2020 Cuma

Nicolai Parfumeur Createur – Amber Oud (2013)

Nicolai Parfumeur Createur’un 2013 yılı çıkışlı parfümünün ismi Amber Oud idi. Amber Oud ismiyle ilk tanışmam, başka bir niş parfüm evi By Kilian sayesinde olmuştu. 2012 yılı çıkışlı By Kilian’dan bir yıl sonra Patricia de Nicolai, aynı isimle belki de By Kilian’a rakip olması için kendi Amber Oud seçeneğini piyasaya sürdü.

Her ne kadar kokusal anlamda iki parfüm birbirine benzemese de aynı isimden dolayı akıllara By Kilian’ın eseri geliyor. Nicolai’nin Amber Oud’u resmi tanıtımında Fransız-Oryantal olarak sınıflandırılmış. Nicolai’nin internet sitesinde Amber Oud’un labdanum, vanilya, amber ve oud notalarına vurgu yapılmış. İlginç başka notalara rastladım nota piramidinde. Mesela artemisya, davana, safran, styrax ve castoreum, birçok ortalama parfümde pek karşımıza çıkmayan notalar denebilir.

Amber Oud’un açılışı metalik artemisya ve kuru metalik lavantayla gerçekleşiyor. Pek tatlılık barındırmayan ve hafiften nostaljik kokan ilk saniyeleri kendime yakın bulamadım. Orta kısımda metalik-buruk lavanta yolunda devam ederken, bir parça paçuli kompozisyona katılıyor. Orta bölüm de çok ilgimi çekemedi. Sonlarda metalik lavanta geride kalırken vanilya ve amber ağırlığını koyuyor. Kapanışı en hoşuma giden bölümü oldu.

Amber Oud’un en farklı yanı, ismindeki öd notasını hemen hemen hiç ortaya çıkarmıyor oluşu. Öd temalı ve yoğun/ağır parfüm beklerken, metalik fujer esintili lavantayla karşılamak oldukça şaşırtıyor. Hatta parfüme diğer ismini veren öğe amber bile fazlaca kullanılmamış. Bu anlamda isim ve koku tutarlılığı sağlanamamış. Kısacası Amber Oud parfümü, amber ve ödü merkeze almamış.

Enteresan şekilde lavanta başrolde denebilir. Buradaki lavanta eski kafa erkek parfümlerindeki lavantayı anımsatıyor. Parfümün aromatik fujer yapısı, çok benzemeseler de hafiften Brut’un genel tarzını çağrıştırıyor. Amber Oud’da lavanta, muhtemelen artemisyayla birlikte kullanılmış başlarda ve oldukça itici davranıyor. Sanki bu parfüm aceleye getirilmiş veya eksik bir şeyler varmış gibi hava yaratıyor. İçimin ısınamadığı ve kendime uygun bulamadığım zor bir arkadaş diyebilirim.

Kimi kaynaklarda uniseks olarak sunulsa da erkek kullanımına yakın olduğunu sanıyorum. Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı idare eder ama etrafa yayılımı zayıf oldu hem kıyafetimde hem de tenimde. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir. Kokusunu, markanın kurucusu Patricia de Nicolai tasarlamış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Niche & Co mağazasına teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5.5

16 Mart 2020 Pazartesi

Avon – Perceive (2000)

“Canlandırıcı. Kendine güvenen. Eğlenceli. Perceive… Çiçeksi ve oryantal koku. Beyaz biber, sarı frezya ve gardenya notaları.”

Avon’un genel olarak parfümleri için öngördüğü kısa tanıtım cümleleri bu kadar denebilir. 850’den fazla parfüme imza atan Avon’un her parfümüne uzun uzun tanıtım yazısı hazırlaması pek mümkün görünmüyor. Dünyanın en büyük doğrudan satış markalarından Avon’un parfümleri, uygun fiyatlarıyla düşük bütçeli parfüm severlere hitap ediyor.

Tarihi 1880’lere kadar giden Avon markasının, parfümlerinin uygun fiyatlara satılması sizi aldatmasın çünkü bazı kokuları hiç fena değil. 2000 yılında piyasaya sürülen kadın parfümü Perceive’nin kokusunu Christopher Sheldrake’in tasarladığını gördüğümde oldukça şaşırdım. Serge Lutens’in birçok harika parfümüne imza atan Christopher Sheldrake’in Avon için parfüm tasarlamış olması kuşkusuz önemli ve ilginç. Onun için Perceive’e olan merakım daha da arttı.

Perceive’in ilk saniyeleri tatlı meyveler ve kremsi beyaz çiçeklerle gerçekleşiyor. Meyvelerden en ağır basanı armut diyebilirim. Orta bölümde armut hala kendisini hissettirirken, kokunun karakteri çiçeklere doğru eviriliyor. Avon tarafından sarı frezya, gardenya ve ylang ylang çiçeklerinden bahsedilmiş. Orta kısımda frezya ve sanki biraz da orkide var. Tatlı, kremsi, vanilyamsı yumuşak beyaz çiçekler orta bölümden tenden ayrılana kadar devam ediyor. Sonlarda kremsi vanilya ve bir parça miski ekleyelim. İşte size Perceive’nin özeti.

Perceive, anaç, sakin, yumuşacık, basit kokan çiçek parfümü gibi duruyor. Lezzetli ve kremsi beyaz çiçekler bolca tatlılık içeriyor. Başlangıcında yine tatlı bir meyve olan armudu düşünürsek, baştan sona tatlılık içeriyor. Pürüzsüz, yapaylık barındırmayan, burnu tırmalayan uyumsuzluğa sahip olmayan Perceive’nin tek düze koktuğunu ve pek değişmediğini söyleyebilirim.

Avon tarafından açıklanan karanfil ve biberi yoğun olarak algılayamadım. Perceive, baharatları merkeze almıyor. Kadınsı beyaz çiçekler onun ana yapısını oluşturuyor. Günümüzün birçok kadın parfümündeki vanilyamsı, tatlı çiçeksilik Perceive’de var. Sıra dışı ya da benzersiz kokmuyor ama ona kötü demek de haksızlık olur. Ortalama kalitedeki yapısıyla, kimi ana akım markaların parfümleriyle yarışabilir.

Bazı parfüm severlerin oldukça eleştirdiği Perceive’nin yerin dibine sokulmasına gerek yok. Böylesine uygun fiyata, Christopher Sheldrake imzalı ortalama kalitedeki parfüme pek fazla rastlayamazsınız. Bu anlamda oldukça uygun fiyatını göz önüne alırsak, parfümlere fazla bütçe ayırmak istemeyen hanımefendiler için feminen seçenek sunuyor.

Eau de Parfum formundaki Perceive’in kalıcılığı ve etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Bu problemi gün içinde bol bol tazeleyerek aşabilirsiniz. Sonbahar-kış dönemine yakın olduğunu düşünüyorum. Gündelik hayata uyabilecek tarzıyla, rahatça kullanılıp, sevilebileceğini sanıyorum.

Koku Güzelliği:10/6