21 Ocak 2021 Perşembe

Paco Rabanne – Olympea Intense (2016)

Paco Rabanne’nin, 2015 yılı çıkışlı kadın parfümü Olympea’ya oldukça fazla yatırım yaptığını görüyoruz. Paco Rabanne’nin üretimi biten ünlü kadın parfümlerinin yerini alması beklenen yeni nesil parfümlerden Olympea’yı pek sevememiştim. Kısa süre içinde Olympea serisi genişledi ve 2016 yılında Intense versiyonu çıktı. Olympea Intense’nin resmi tanıtımında tuzlu vanilya temasının öne çıkarıldığını görüyoruz.

Oryantal olarak sınıflandırılan Olympea Intense’nin ilk saniyeleri tatlı ve lezzetli portakal çiçeğiyle gerçekleşiyor. Şekerli meyvemsi hissiyat veren ilk dakikalardan sonra orta bölümde çikolatamsı yumuşak vanilyanın etkisini arttırdığına şahit oluyoruz. Tuzlu, leziz vanilyaya ilerleyen saatlerde amber eşlik etmeye başlıyor. Kapanışa kadar da pek değişim yaşanmıyor.

Olympea Intense, abartılı şekilde şekerli olmayan leziz vanilya parfümüne benziyor. Paco Rabanne’nin internet sitesinde “amberle birleşen tuzlu vanilya” olarak tanıtılan Olympea Intense, gerçekten de bu yönde ilerliyor. Amber, niş parfümlerden alıştığımız kadar yoğun, ağır ve boğucu verilmemiş. Parfümün en merak uyandıran teması tuz ise yazlık ferah kokulara götürmüyor bizi. Kimi kullanıcılar buradaki tuzlu vanilya kullanımını tereyağına benzetse de ben pek benzetemedim.

Olympea Intense, bana göre yumuşacık, lezzetli, kibar vanilya parfümü. Tom Ford kalitesini çağrıştıran yapısıyla rahatsız etmiyor veya burun tırmalamıyor. Vanilyanın verilişiyle hafiften Noir Pour Femme’yi andırıyor. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği güvenli sularda yüzüyor. Tatlılık mevcut ama içinizi bayacak kadar göze sokulmuyor şekerlilik. Modern, basit, katmansız ve düz çizgide ilerleyen genel yapısını gayet beğendim.

Onun yaratıcı veya sıradışı olduğunu söyleyemem. Popüler tatlı meyveli, vanilyalı rakiplerinin çok uzağında değil ama yine de kullanırken zevk aldım. Klasik Olympea’yı sevemedim fakat Intense versiyonu başarılı buldum. Bu arada Olympea ve Intense versiyonları şaşırtıcı derecede farklı geldi bana.

Eau de Parfum formundaki Olympea Intense’in performansı fena değil. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ortalama seviyede. Sonbahar-kış döneminde kullanmak daha iyi fikir gibi görünüyor.

Koku Güzelliği:10/7

15 Ocak 2021 Cuma

David Beckham Homme (2011)

Rihanna, Britney Spears, Paris Hilton, Lady Gaga gibi dünyaca ünlü süper starların artık birer marka haline dönüştüğü dönemi yaşıyoruz. Çoğu ünlünün marka danışmanlık ajanslarıyla çalıştıkları ve isimlerini kullanarak ürünler pazarladığına şahit oluyoruz. Parfüm sektörü de tabii ki bu büyük çarkın merkezinde yer alıyor.

Başarılı futbol kariyeri, medyatik evliliğiyle dünya spor ve magazin basınının en çok ilgi gösterdiği isimlerden David Beckham, parfüm işini oldukça sevmişe benziyor. 2021 yılının başları itibariyle otuzu aşkın David Beckham parfümü raflardaki yerini almış durumda. 2011 yılı çıkışlı David Beckham Homme bir süredir bana kokusal anlamda arkadaşlık ediyor.

David Beckham Homme’nin açılışı ferah turunçgiller ve buruk aromatik otlarla gerçekleşiyor. Turunçgillere eşlik eden biberiye-kekik-fesleğen benzeri aromatik otların ardından orta bölümde büyük değişim olmuyor. Orta kısımda tozlu turunçgillere ferah baharatlar ekleniyor. En göze çarpan baharat tabii ki biber. Sonlarda odunsu tarafa doğru kayıyor. Kapanışta miskin de ağırlığını arttırdığını görüyoruz. Miskli odunsuluk gayet ortalama alt notalar vaat ediyor.

Karşımızda aromatik turunçgilli ve ferah baharatlı basit kompozisyon var. Geri planda temiz hissettiren sabunsuluk ve buruk otsu yapı her daim algılanabiliyor. Parfümün başrolündeyse ferah baharatlar bulunuyor.

Hoş, herkesin sevebileceği, pek derinliği olmayan, erkeksi hissettiren, düz çizgide ilerleyen, kalite anlamında vasata yakın duran, bıktırıcı şekerliliğe rastlanmayan, hayatınızın kokusunu size sunamayacak bir arkadaş izlenimi veriyor. Parfümler dünyasına yeni giriş yapan veya 25 yaş altı genç erkeklerin günlük kullanımda giyebileceği David Beckham Homme’nin uygun fiyatlara satılması olumlu taraflarından birisi.

Kimi kullanıcıların David Beckham Homme’yi Terre d’Hermes’e benzettiklerini görüyorum. Hafiften benzerlik olsa da birebir aynısı değil Terre d’Hermes’in. David Beckham Homme, Terre d’Hermes’in daha biberli ve buruk otsu haline benziyor.

Eau de Toilette formunda, kalıcılığı idare ediyor. Etrafa yayılımı sınırlı. İlkbahar-yaz dönemine daha uygun olacağını düşünüyorum. Kokusunu Pierre Negrin tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

11 Ocak 2021 Pazartesi

Paco Rabanne – Lady Million (2010)

Paco Rabanne’nin 2008 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü 1 Million’un yakaladığı büyük başarının ardından kısa sürede seriye kadın kokusu eklendi. 2010 yılında raflarda yine sarı bir şişe ve Million ismi vardı. Lady Million, sonrasında yirmiye yakın Million ismiyle çıkacak parfümlerin işaret fişeğiydi. 1 Million’un kazandığı şöhreti Lady Million’un yaşadığı söylenemez. Yine de kadınlar için çekici bir seçenek olarak duruyor.

Paco Rabanne’nin internet sitesinde Lady Million’un “sınırsız çiçek nektarı, zengin ve ferah beyaz çiçekler, cazibe, bal ve paçuli, bağımlılık yapan takıntı” cümleleriyle tanıtıldığını görüyoruz. İddialı pazarlama cümlelerinde seksi çiçeklerin, çekici portakal çiçeğinin ve cüretkar meyvelerin yer aldığını söyleyebilirim.

Lady Million’un ilk saniyelerinde canlı ve ferah olmayan şekerli turunçgiller ve bir parça ahudududan söz edebiliriz. Yeni nesil yüzlerce kadın parfümünün başlangıcını andıran şekerli meyveler gayet leziz ve ilk koklamada çarpıcı denebilir. Orta kısma geçildiğinde büyük sürpriz yok zira şekerli meyvelere, şekerli çiçekler ekleniyor. Yasemin ve onu andıran beyaz çiçeklerin kadınsı ve dikkat çekici olduğunu düşünüyorum. Sonlarda bal ve paçulinin size el salladığını görebilirsiniz. Hafiften odunsu davranan alt notalarda kokunun oldukça zayıfladığına şahit oluyoruz.

Lady Million, birçok örneğine rastladığımız şekerli meyveli-çiçeksi kadın parfümü düzleminde ilerliyor. Portakal çiçeğinin, portakalın, beyaz çiçeklerin önderliğindeki üst-orta notalar gayet tanıdık. Gösterişli ve hırslı üst-orta kısım, birçok modern kadın parfümüne rakip olmaya çalışıyor. Onun rakipleri Prada – Candy, La Vie Est Belle, Black Opium, Dior – Poison Girl, Olympea ve aklıma gelmeyen onlarca kadın parfümü.

Lady Million kötü değil ama yaratıcı, sıradışı ve ilginç de değil. Yeni nesil tatlı kadın parfümlerinin tekrarı olmasına rağmen, sevmesi ve kullanması kolay bir parfüm. Gayet sosyal, neşeli, süslü, çekici fakat yapay ve kalite anlamında iyi yerde durmuyor. Onun kadınsı ve yerinde duramayan halleri gayet hoş fakat uzun süreli kullanımda sıkıcı olabileceğini sanıyorum. Her yaşa ve her ortama uyum sağlayabilecek Lady Million’u serin havalarda kullanmak daha iyi fikir olabilir. Yaz sıcaklarında biraz ağır gelebilir.

Kokusunu sektörün önemli isimleri Anne Flipo, Beatrice Piquet, Bruno Jovanovic, Dominique Ropion birlikte tasarlamış. Eau de Parfum formunda olduğunu belirteyim.

Koku Güzelliği:10/6

6 Ocak 2021 Çarşamba

Etat Libre d’Orange – Putain des Palaces (2006)

Provakatif ve hatta postmodern niş parfümevi Etat Libre d’Orange’nin hırslı, cüretkar, tutkulu, coşkulu ve özgür tarzı olduğunu kendileri söylüyor ki hiç de haksız sayılmazlar. Zekice ve abartılı kurguladıkları parfüm isimleriyle niş parfüm dünyasında oldukça ilgi çektikleri söylenebilir. Putain des Palaces, +18’lik ismiyle en çarpıcı Etat Libre d’Orange parfümlerinden birisi.

Putain des Palaces’in kondomları andıran ironik numunesinin içindeki bilgi notunda, femme fatale kadınların fantezilerini çağrıştıran cümlelere rastlamak şaşırtıcı değil: “Pudralı üst nota, baştan çıkarmak için giyinen kadını çağrıştırıyor. Yumuşak bir ruj izi, dantelin hışırtısı. Erkeklerin kırılgan zırhının içini gören femme fatale’nin samimi ritüeli. Vücuduyla yaptığı ticaret kadar karmaşıklığı da ilgi çekicidir. Her kadının bir otel barında baştan çıkarıcı olma, bir asansörün mahremiyetinde arzuya boyun eğme ya da ipek çarşafın hissettirdiği duygusallığa izin verme fantezisi yok mu?”

Putain des Palaces’in ilk saniyeleri mayhoş-leziz meyvelerle gerçekleşiyor. Ferah olmayan şekerli meyveler kırmızı erik-ahududu karışımı canlı-dinamik-pudralı-kadınsı davranıyor. Orta kısımda leziz meyveler devam ederken pudralı hissiyat artıyor. Açıklanan orta kısmında iris çiçeği var ki meyvelerle süsenin karşımı feminen ve çarpıcı denebilir. Orta bölümde modern verilmiş tatlı gül ve deri de bulunuyor. Sonlarda deri, misk ve bir parça odunsulukla kapanışı yapıyor.

Öncelikle Etat Libre d’Orange’nin açıkladığı nota dizilimine baktım. En ilgimi çeken öğeler ahududu, iris, gül ve pirinç unu oldu. Yanlış görmediniz orta notalarda pirinç unu kokusu verildiği iddia edilse de tabii ki öyle bir durum yok. Putain des Palaces pirinç ununa değil meyveli-çiçeksi deri tarafına yakın duruyor. Putain des Palaces’te pudralı-tozlu ekşi meyvelere hayat dolu deri-iris-gül eşlik ediyor. Kokusal anlamda notaların verilişi birçok niş markanın eserleri kadar yüksek kaliteli ya da steril kaliteye sahip olmasa da ana yapı kullanması zevkli ve leziz. Onu giymekten ve üzerimden burnuma yayılan aromasını koklamaktan mutlu oluyorum ki normalde pudra ve menekşe pek de aramın olmadığı notalar.

Etat Libre d’Orange’nin internet sitesinde Putain des Palaces’in pudralı-derili-çiçeksi olduğu vurgulanmış. Deri, geri planda orta kısımdan itibaren beliriyor ve sonlarda da etkisini sürdürüyor. Ahududu notası bir türlü güzel verilmez çoğu parfümde oysa burada beğendim. Gül ve ahududu birbirlerine çok yakışan iki nota, keşke daha çok parfümlerde görebilsek bu ikiliyi. Pirinç unu gibi abartılı pazarlamaya yönelik notayı zaten ciddiye almamak lazım. Birçok modern parfümdeki tatlılık burada da mevcut fakat bıktırıcı ya da can sıkıcı kadar verilmemiş şekerli hissiyat.

Bu haliyle kadınsı tarafa yakın duran Putain des Palaces, çoğu niş parfümün aksine sivri ve keskin yönleri bulunmayan yumuşacık, ele avuca sığmayan bir kadının ruh halini yansıtıyor adeta. Erkeksi ve sert kadınlardan ziyade kadınsı kadınlara uyabilecek, hemen her ortamda giyilebilecek, övgüler alınabilecek bir eser olmasına rağmen niş parfüm kalitesini, pürüzsüzlüğünü, şıklığını, lüks hissiyatını yansıtıyor mu tartışılır. Bu anlamda ana akım popüler parfümleri andıran fakat bir şekilde aklınızın köşesine takılan Good Girl Gone Bad gibi parfümleri (kokusal anlamda değil) akla getiriyor.

Eau de Parfum formundaki Putain des Palaces’in kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ortalama seviyelerde. Kokusunu Nathalie Feisthauer tasarlamış. Serin ilkbahar günlerine çok yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5