30 Aralık 2021 Perşembe

Blend Oud – Sana (2016)

İtalya merkezli niş parfüm evi Blend Oud’un özel serisine ait parfümlerden birisi Sana. Son zamanlarda birçok yeni parfüm piyasaya süren Blend Oud’un muhtemelen kokular dünyasında daha çok ismini duyacağız. Sana’nın resmi tanıtımında mücadeleci, savaşçı kadın merkeze alınmış.

Blend Oud’a göre Sana hem tatlılığını hem de karakterini düşmanlarını yenmek için silah olarak kullanabilen bağımsız ve mücadeleci kadına adanmış. “Tatlı alt notalar bize en savaşçı kadında bile bulunabilen nezaket ve inceliği hatırlatıyor” diye de eklenmişler. Blend Oud’a göre oryantal olarak sınıflandırılmış.

Sana’nın ilk dakikalarında tatlı ve modern turunçgiller karşımıza çıkıyor. Limonu çağrıştıran ilk saniyelerde Blend Oud’a göre bergamot, kan portakalı ve lavanta bulunuyor. Limonlu cheesecake’i andıran açılıştan sonra turunçgillerin etkisi azalmaya başlıyor. Orta bölümde tatlılık biraz daha artıyor. Şekerli vanilya ve hatta karamel algılanabiliyor. Son bölümde büyük değişiklik olmuyor. Çikolatamsı, pudralı vanilyalı hissiyatla tenden ayrılıyor.

Sana, basit ve pek derinliği olmayan arkadaşa benziyor. Ferah olmayan şekerli turunçgiller ve vanilya-karamel ikilisinin birleşiminden oluşuyor. Hepsi bu. Tabii bu karışımı yüksek kaliteli halde veriyor. Yapaylık bulunmuyor. Modern ve tatlı davranıyor. Günümüzün bol şekerli popüler parfümlerine benziyor. Bu anlamda deneyen ya da kullanan çoğu kişinin ilgisini çekeceğini düşünmek yanlış olmaz.

Sana’yı kullanan birçok kişinin kokusunu Xerjoff’un ünlü parfümü Lira’ya benzettiğini görüyoruz. Muhtemelen haklılar. Lira’nın kokusal formunun ilerleyen yıllarda daha çok benzerinin yapılacağını öngörebiliriz.

Lezzetli ve canlı kokan Sana’nın başlangıcını sevdim, sonlarını tekdüze buldum. Bu tür şekerli vanilya kokularını sevenlere tabii ki önerebilirim. Blend Oud’un internet sitesinde kadınlara vurgu yapılsa da erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi ama etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. Sonbahar-kış parfümüne benziyor. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayabileceğini düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

25 Aralık 2021 Cumartesi

Clinique – Aromatics Elixir (1971)

Estee Lauder markasının altında bulunan ve 1960’lı yılların sonlarında kurulan Clinique’in kadınlar tarafından gayet iyi bilindiğini tahmin etmek zor değil. Kozmetik ve kişisel bakım alanlarında onlarca başarılı ürüne sahip Clinique’nin, parfümlere el atmaması düşünülemezdi.

1971 yılında Clinique’nin ilk parfümü çıktı ve tabii ki kadınlar içindi. Aromatics Elixir ismi verilen bu eser, yıllar içinde çok satılanlar arasına girdi ve parfümler dünyasının mihenk taşlarından oldu. Klasik parfümler arasına adını yazdıran Aromatics Elixir’in tanıtımı markanın internet sitesinde şöyle yapılmış: “Şaşırtıcı, sıra dışı ve kışkırtıcı aromasıyla bir parfümden çok daha fazlasını ifade eder. Benzersiz notalarıyla duyulara dokunur. Bunu gül, yasemin,ylang ylang ve vetiver bitkisinin özleriyle yapar. Her kadının içindeki dişiliği ortaya çıkarır.”

Aromatics Elixir’in başlangıcı sabunsu papatya, aldehit ve eski tarz bergamotla gerçekleşiyor. Ferah olmayan çiçeksi, kuru ve koyu üst notalardan sonra orta kısımda çiçeklerin etkisi artıyor. Sabunsuluk daha fazla kendisini gösteriyor. Yasemin ve ylang ylang sabunsu çiçekleri oluşturuyor. Gül hafiften tatlı verilmiş. Orta kısımda biraz meşe yosunu da oyuna katılıyor. Sonlarda meşe yosunu, paçuli ve miskle kapanış yapılıyor.

Aromatics Elixir, oldukça kadınsı, neredeyse pudralı, çiçekli bir arkadaşa benziyor. Tatlılık var ama fazla değil. Genel olarak eski-nostaljik kokan çiçeksi kadın parfümü atmosferi yayıyor. Evet, eskilerden kalma kokuyor ama şunu da unutmamalıyız ki bu parfüm 50 yaşında!

Bu eseri yıllar önce de kullanmıştım. O zaman ki aroması daha kuru, karanlık ve şipreye yakınken, bu sefer karşıma sabunsu çiçek kokusunun çıkması oldukça şaşırtıcıydı. Kimi kullanıcılar Aromatics Elixir’in reformulasyon geçirdiğini ve eski tadının kalmadığını söylemiş ki şu haliyle sanırım haklılar. Eski şişedeki o nefis, kuru otsu şipre yerine tek düze pudralı yasemin-gül ikilisinin karşıma çıkması hayal kırıklığı yarattı. Bu haliyle gayet sıradan nostaljik kadın parfümüne dönmüş ve eski şahane karakteri kaybolmuş.

Parfüm yazarı Chandler Burr bu parfüme beş üzerinden beş yıldız vererek oldukça beğenmiş ve şu anısını anlatmış:

“Normal denememde hiç beğenmedim Aromatics Elixir’i. Bir gün parkta yürürken 50 yaşlarındaki bir kadından harika bir parfüm kokusu geldi burnuma. Hemen yanına gidip hangi parfümünü kullandığını sordum. “Aromatics Elixir” dedi. “Onu ne zaman sıktınız peki” diye sordum. Kadın “bir saatten biraz fazla” dedi. Ve o gün parfüme hayran kaldım. O harikaydı.”

Bir başka yazar Luca Turin parfüme beş üzerinden beş yıldız vermiş. Odunsu çiçeksi olarak sınıflandırmış. Ayrıca şunları söylemiş:

“Modern birkaç kokunun ardından, kağıt üzerinde ya da havada uçuşan molekülleriyle Aromatics Elixir’i koklamak, Cheers’in on iki bölümünden sonra Lauren Bacall’ın ‘The Big Sleep’teki performansını izlemeye benzer. Bu parfüm etrafını öylesine bir güç ve özgüvenle dolduruyor ki yaratıcısı Bernard Chant’ın da diğer herkesle aynı malzemeleri kullandığına inanmak çok zor. Sağlık ve şifa fışkıran ışıltıyla muhteşem günbatımını birleştiren bu parfüm, bana göre başyapıt.”

Parfümü Aramis (Classic), Aramis – 900, Aramis – Devin, Estee Lauder – Estee, Gres – Cabochard gibi önemli eserlere imza atmış Bernard Chant tasarlamış.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi, etrafa yayılımı ilk on dakika dışında güçlü sayılmaz. Genel itibariyle sonbahar-kış mevsimine uygun gibi duruyor. Kırk yaşın üzerindeki hanımefendilere tavsiye edebilirim, genç kız parfümüne pek benzemiyor.

Koku Güzelliği:10/6

20 Aralık 2021 Pazartesi

Mancera – Red Tobacco (2017)

Mancera’nın son yıllardaki en ilgi çeken parfümlerinden birisi Red Tobacco, uzun zamandır merakımı cezbediyordu. İlk çıktığı günlerden itibaren oldukça konuşulan parfümlerden birisi haline geldi Red Tobacco. Niş parfüm sektörünün dur durak bilmeyen markalarından Mancera muhtemelen bu sefer iyi iş çıkarmışa benziyor.

Mancera’nın internet sitesinde Red Tobacco şöyle tanıtılmış: “Kırmızı, sıcak ve büyüleyicidir. Red Tobacco, Küba tütünü ve baharatlarını karıştıran inanılmaz derecede güçlü ve seksi bir koku. Gerçek bir ısı dalgası.”

Red Tobacco’nun ilk saniyelerinde karmaşa hakim. Sıcak baharatlar (muhtemelen tarçın ve küçük hindistan cevizi), biraz safran ve elmayı anımsatan meyvemsilikle gerçekleşen açılış ferah değil. Orta kısımda sıcak baharatlar geriye çekilirken safran biraz daha etkisini göstermeye çalışıyor. Orta bölümde parfüme ismini ve konseptini veren tütünü bütün heybetiyle algılayabiliyoruz. Kuru sayılabilecek tütün, neredeyse tütün yaprakları gibi kokuyor. Sonlarda tütün güçlüce yoluna devam ediyor. Tütüne lezzetli vanilya ve paçuli eşlik ediyor.

Red Tobacco, kırmızı meyvemsi hatta baharatımsı tütünü merkeze alıyor. İsmindeki kırmızı onun sıcak karakterini vurguluyor olabilir. Geneline baktığımda baharatlı, dumansı, içkimsi, paçulili pipo tütünlerini anımsatıyor. Hatta kirazlı ve vanilyalı pipo tütünü gibi davranıyor. Yoğun dumansı tarafına da bayıldım. Bu tür tütün kokularını severim ve Red Tobacco’yu da tabii ki harika buldum.

Kalite anlamında Mancera gerekeni yapmış. Kullanması ve sevmesi zor bir parfüme benziyor. Kadınların bu parfüme ilgi göstereceğini sanmıyorum. Hatta üzerimde bu parfümü algılayan hanımefendilerin hiçbirisi onu beğenmedi. Çünkü Red Tobacco erkek kullanımına yakın ve pipo dumanı kokan erkeksiliği temsil ediyor. Bu eseri kadınlar için değil kendi rafine zevkleriniz için kullanmalısınız. O gayet erkeksi ve centilmenler kulübünün sıkı üyesi.

Red Tobacco biraz ağır ve oldukça yoğun denebilir. 2-3 fıs kullanımda bile saatlerce üzerinizden çıkmıyor. Oldukça güçlü ve sağlam bir parfüm. Kalıcılığı çok iyi, etrafa yayılımı yeterli. Bu anlamda verdiğiniz parayı hak ediyor.

Kokusal anlamda biraz Pure Havane’ye ve Bogart Pour Homme’ye yakın duruyor. Ayrıca Oajan’ı da anımsatıyor. Tam bir kış parfümü, ılık günlerde bile denemenizi tavsiye etmem.

Koku Güzelliği:10/8

15 Aralık 2021 Çarşamba

Christian Dior – Pure Poison (2004)

Christian Dior’un 1985 yılı çıkışlı kadın parfümü Poison’un yıllar içinde klasiğe dönüşmesinin ardından bir çok devam kokusu hayata geçti. Poison isimli devam parfümlerinin sayısını takip etmek bile zor. Poison ismini taşıyan devam parfümlerinin şüphesiz en şöhretlisi Hypnotic Poison idi. Bu çılgın ve şehvetli Hypnotic kadınından sonra 2004 yılında daha sakin ve evcil Pure Poison raflara çıktı.

Pure Poison her ne kadar Hypnotic Poison’un gölgesinde kalsa da kendisini seven küçük bir cemaat oluşturdu. Christian Dior’a göre Pure Poison baştan çıkarmanın en saf biçimini kutlayan bir koku. Yine Dior’a göre Pure Poison’da portakal çiçeği, yasemin, gardenya, amber ve sandal ağacı ağırlıklı olarak kullanılmış.

Pure Poison’un başlangıcı ferah sayılabilecek portakal çiçeği ve bir parça beyaz çiçeklerle gerçekleşiyor. İlk dakikalardaki portakal çiçeği-gardenya işbirliğinden sonra sabunsu beyaz çiçekler yoluna devam ediyor. Sabunlu yasemin, gardenyanın yerini alıyor. Sonlarda sandal ağacı ve amberle kapanış gerçekleşiyor. Alt kısımda sabunlu beyaz çiçekler görünmüyor.

Pure Poison, isminde temizliği çağrıştırması ve şişesinin beyaz ağırlıklı rengiyle nasıl kompozisyona sahip olduğunu belli ediyor. Karşımızda sabunsu beyaz çiçeklerin ağırlıkta olduğu bir eser var. Portakal çiçeği başlarda harika iş çıkarıyor fakat ilerleyen saatlerde pek ortada görünmüyor. Yasemin-gardenya çiçekleri genele fazlasıyla hakim. Buradaki çiçekler düz çizgideler ve çok sıradışı davranmıyorlar. Oldukça kadınsı mesajlar veren Pure Poison’un ana yapısı, ne çok iddialı ne de silik veya karaktersiz. Hoş ve yüksek kaliteli temiz beyaz çiçeklere ilginiz varsa Pure Poison sizi bekliyor.

Kullanması ve sevmesi zor değil. Deneyen çoğu kadının ilgisini çekebilir. Tatlılık fazla değil neyse ki. Çiçekler benim için fazlasıyla feminen ve tenimde daha iyi durduğunu fark ettim. Kıyafet üzerinde daha sıradan kokuyor. Kimi kadınların onu ağır bulması da bir başka ilginç tarafı.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. Serin-soğuk günlerde fazlaca sabunlu yönünü gösteriyor. Ilık havalarda portakal çiçeği daha öne çıkıp, neşeli hale gelebiliyor. Bu anlamda ılık ilkbahar-serin yaz akşamı parfümü olduğunu düşünüyorum. Kokusunu Carlos Benaim, Dominique Ropion ve Olivier Polge gibi önemli isimlerin birlikte tasarladığını okuyoruz.

Koku Güzelliği:10/6.5