20 Şubat 2022 Pazar

Loewe – 7 (2010)

1846 yılında kurulan Loewe’nin 175 yılı aşan tarihi şüphesiz önemli ve değerli. Deri yapım kolektifi olarak başlayan Loewe markası, bugün küresel lüks ürünler üreten ve oradan da tabii ki parfümlere uzanmış durumda.

Loewe’nin ilk parfümlerinin 1970’li yılların başlarında raflara çıktığını biliyoruz. Dünya parfümler tarihine büyük klasikler bırakamadıklarını söyleyebiliriz. Yine de parfüm severlerin ilgisini çeken bir marka ve Loewe 7, onların modern kokusal tasarım dilini gösteren çalışmaya benziyor. Loewe’nin internet sitesinde 7 isimli parfüm hakkında pek detay verilmemiş. 7’nin tanıtımı şöyle yapılmış: “Orijinal ve yoğun LOEWE 7 Eau de Toilette, tütsü, kırmızı biber meyveleri ve kırmızı elma dahil yedi bileşenden oluşur. Koku, gece mavisi metalik gölgeli yarı opak cam şişede gelir.”

7’nin başlangıcı yeşil sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah ve aromatik ilk dakikalardan sonra dumansı baharatlar ve odunsu tütsüye rastladım. Baharatların ağırlığını kara biberin oluşturduğunu düşünüyorum. Biberin yanında kuru tütsü parfümün önemli unsurlarından. Kapanışta tütsü yoluna devam ederken plastiğimsi sedir ağacı benzeri odunsuluk noktayı koyuyor.

7’yi büyük resim olarak düşünürsek odunsu-tütsülü-baharatlı ana yapıyı görebiliriz. Gayet kaliteli ve modern 7’nin aromatik yönü ağır basıyor. Baharat ve tütsü ağır, şekerli ve bıktırıcı şekilde verilmemiş. Gayet açık notalar karanlık ya da gotik değil. Tütsünün verdiği dumansılığı severim ve buradaki kullanım hiç fena değil. Kimi kullanıcıların 7’yi Encre Noire’ye benzetmesi gayet normal. Parfümün tek kusuru sedir ağacını andıran odunsuların hafiften yapay/plastiğimsi verilmesi.

Encre Noire daha koyu, karanlık, kasvetli ve mürekkebimsi kokarken 7 daha günlük ve hatta ofis-işyeri kullanımına yakın duruyor. Çok saldırgan ya da güçlü değil. Deneyen çoğu kişinin beğenebileceği yapısı sayesinde övgüler alabilirsiniz. Hissedilir orandaki erkeksi yapısı ve temiz-duru kokusuyla yeni nesil bol şekerli erkek parfümlerinden rahatlıkla ayrılıyor. Karakteri olan güzel bir parfüm.

Eğer Comme des Garçons – 2 Man ve Kyoto, Azzaro – Visit gibi parfümleri seviyorsanız 7’ye şans verebilirsiniz. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare ederken, etrafa yayılımı zayıf. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

15 Şubat 2022 Salı

Etat Libre d’Orange – Je Suis un Homme (2006)

Geleneksel parfüm endüstrisinin ve modern tabuların dayattığı klişelerden kurtulmak için başlatılan Etat Libre d’Orange projesi büyüyerek ilerlemeye devam ediyor. Etienne de Swardt’ın hayata geçirdiği sıra dışı niş parfümevi Etat Libre d’Orange’ın 2006 yılında başlayan macerasının ilk eserlerindendi Je Suis un Homme.

Hakkında bol bol övgülere rastladığım Je Suis un Homme’nin, Etat Libre d’Orange’nin internet sitesinde yer almaması, üretiminin bitirildiğine işaret ediyor olabilir. Je Suis un Homme’nin anlamının “Ben bir erkeğim” olduğunu öğreniyoruz ve tanıtım bülteninde Napolyon’a atıf yapıldığını görüyoruz. Anlaşılacağı üzere bir erkek parfümü fakat tanıtımında “Erkeksi taraflarını üstlenen, rolleri değiştirmekten korkmadan taarruza geçmeye hazır kadınlara yakışacağı” da belirtilmiş ki onu uniseks sınıfına dahil etmeye çalışmışlar.

Je Suis un Homme’nin ilk dakikaları eski tip erkek parfümlerini andıran nostaljik bergamot-limon ve turunçgillerle gerçekleşiyor. 1980’li yılların erkek parfüm geleneğini hatırlatan ferah ilk dakikalardan sonra orta bölümde aromatik tozlu baharatları görüyoruz. Karanfil ve tarçını öne çıkaran orta bölümde pudramsı odunsulara da rastlıyoruz. Sonlarda yine değişim var ve şekerli olmayan kuru deri kapanışa imza atıyor.

Je Suis un Homme’nin genel yapısının erkeksi aromatik turunçgiller, baharat ve deri üzerine kurulduğunu düşünüyorum. Kimi kullanıcılar kokusunu Derby’ye kimisi de Azzaro Pour Homme’ye benzetmiş. Nostaljik erkek parfümlerini anımsatan genel yapısı kaliteli ve şık. Bu tür baharatlı fujerleri severim ve Je Suis un Homme’yi de beğendim. Hoş bir retro göndermesi olmuş. Yeni nesil modern parfümlere pek benzemiyor neyse ki. Tatlılık az, derinlik ise fazla denebilir. Üst-orta-alt nota değişimleri fark edilebiliyor ve sıkıcı tek düze parfümlerden olmadığını kanıtlıyor.

Parfümün tek garip tarafı orta kısımdaki pudramsı odunsu-deri yapısı. Gerçekçiliği ve rafineliği bir parça düşüren o tuhaf pudramsı tona bir çok Etat Libre d’Orange parfümünde rastlıyoruz. Keşke bir Derby pürüzsüzlüğünü bize verebilseydi. Je Suis un Homme, eski erkeksi parfümlere modern niş bakış olarak değerlendirilebilir. Etat Libre d’Orange’nin birbirinden acayip ve uyumsuz parfümlerinin aksine, oldukça stabil ve kullanılabilir eserlerinden birisi denebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı saldırgan sayılmaz. Erkek kullanımına yakın duruyor. Serin havalarda daha iyi tepkiler vereceğini söyleyebilirim. Genç arkadaşlardan ziyade orta yaşa yakın erkeklere uyabileceğini sanıyorum. Denemeden almak iyi fikir olmayabilir. Kokusunu Antoine Lie tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

10 Şubat 2022 Perşembe

Tom Ford – Black Orchid Parfum (2020)

Tom Ford’un 2006 yılında piyasaya sürdüğü Black Orchid isimli kadın parfümü benzersiz tarzıyla ve küstah yapısıyla dünya çapında büyük başarı kazandı. Black Orchid’in modern zamanların efsane parfümlerinden olmasının ve büyük satış rakamlarına ulaşmasının ardından devam kokuları gelmeye başladı.

2020 yılında Black Orchid’in Parfum versiyonuyla karşılaştık. Yeni nesil popüler parfümlerin çoğunun Parfum versiyonlarını görmeye alıştık. Black Orchid Parfum, Tom Ford’un internet sitesinde amber şipre olarak sınıflandırılmış. Tanıtımında Black Orchid Parfum’un şimdiye kadar yapılmış en lüks ve güçlü versiyonu olduğu vurgulanmış. Ayrıca ilk Black Orchid’in ikonik duyusallığının Parfum versiyonu ile birlikte arttığından söz edilmiş.

Black Orchid Parfum’un ilk dakikalarında klasik Black Orchid’in güçlü esintisini görüyoruz. Şekerli modern meyveler ve bolca tatlı çiçekler bizi karşılıyor. Açıklanan üst notalarda erik görünüyor ki meyvemsiliğin sebebi olabilir. Garip şekerli meyvelerden sonra orta bölümde tatlı çiçekler var. Ylang ylang ve orkide çiçeğinin olduğunu varsaydığım orta kısımdan sonra köksü olmayan kadifemsi paçuliyle kapanış yapılıyor.

Tom Ford’un internet sitesinde Black Orchid Parfum için üç öğe öne çıkarılıyor: siyah orkide, ylang ylang ve paçuli. İlk bir saat kokusal anlamda 2006 çıkışlı Black Orchid’in hemen hemen aynısı denebilir. Parfum versiyonunun orta ve son kısmında tatlılığın biraz azaltıldığı ve paçulinin etkisinin arttığı söylenebilir. İlk Black Orchid fazlaca saldırgan, tuhaf ve rahatsız edici kokarken, Parfum hali daha dengeli davranıyor ve başlangıcını saymazsam daha sevilesi yapıda. İlk Black Orchid’in itici dışa dönüklüğünü sevmiyorsanız, Parfum ile daha kullanılabilir Black Orchid’le tanışma şansınız var.

Black Orchid Parfum, genel olarak tek düze ilerliyor ve uzun süreli kullanımda sıkıcı olacağa benziyor. Onun bolca şekerli tarzı bu tür kokuları sevmeyenleri rahatsız edebilir. İlk Black Orchid kadınlar için piyasaya sürülmüşken Parfum versiyonu hem kadınları hem de erkekleri hedefliyor ki daha önce böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyorum.

Parfum’u koklattığım kimi hanımefendiler onun erkek parfümüne benzediğini ve beğendiklerini belirttiler. Bence erkek kullanımından ziyade kadın tarafına yakın duruyor. Sonbahar-kış mevsimlerinde kullanmak daha iyi fikir gibi görünüyor.

Koku Güzelliği:10/6.5

5 Şubat 2022 Cumartesi

Mancera – Hindu Kush (2018)

Mancera’nın son zamanlarda oldukça ilgi çeken parfümlerinden Hindu Kush, bir süredir benim de merakımı cezbediyordu. Parfümün hem isminin Afganistan-Pakistan hattına vurgu yapması hem de Mancera tarafından açıklanan notalarında esrar temasına yer verilmesi koku severlerin radarına girmesine yol açtı. Hepimiz biliriz ki Afganistan dünyanın en büyük uyuşturucu üreten ülkelerinden birisidir ve niş markalar ara ara esrar koktuğunu iddia ettikleri parfümler piyasaya sürerler.

Hindu Kush, Mancera’nın internet sitesinde “Pakistan ve Afganistan’ı geçen vahşi bir dağ silsilesi olan Hindu Kush, cennet ve dünya arasındaki sınırı çiziyor.” cümlesiyle tanıtılmış. Yine Mancera’ya göre baharatlı, tütsülü benzersiz reçineli olarak lanse edilmiş.

Hindu Kush’un ilk dakikaları baharatlar ve tanımlaması zor meyvelerle gerçekleşiyor. Kimi kullanıcıların buradaki meyvemsiliği muz kokusuna benzetmesi çok anlamsız değil. Kaliteli ve soyut ilk dakikalardan sonra dumansı baharatlara metaliklik sınırındaki tütsü ve neredeyse tütünü andıran yapı ekleniyor. Baharatlı tütsülü orta bölümden sonra kapanışı benzer şekilde gerçekleşiyor.

Hindu Kush, ismini ve ilhamını dünyanın en büyük dağ silsilelerinden birisinden alıyor ve anlaşılacağı üzere esrar öğesini de pazarlama taktiği olarak ilginçlik katması bakımından kullanıyor. İşin açıkçası hiç esrar içmedim ve esrar içilen yerde bulunmadım. Onun içindir ki Hindu Kush’un kokusunun esrara benzeyip benzemediğinin yorumunu yapamayacağım.

Pazarlama evreninden gerçek dünyaya dönersek Hindu Kush, dumanlı, baharatlı tütsü parfümüne benziyor. Geri planda paçuli, amber ve vanilya destek veriyor. Genel kompozisyon beklediğim kadar karanlık ya da ağır değil. Daha ortalarda bir dumansılık var. Gizemli ve kasvetli olmaktan ziyade egzotik bir parfüm. Kullanması ve sevmesi zor değil. Özellikle başlangıcı gayet güzel. Benzerine rastlamadığım tarzıyla yaratıcı koktuğunu söyleyebilirim. Kalite anlamında iyi yerde duruyor. Burnu zorlamıyor ve itici davranmıyor.

Afganistanı, bir dağ silsilesini ve esrar öğesini tanıtımında kullanan Hindu Kush’un aynı o coğrafya gibi sert ve acımasız kokacağını düşünürken, yumuşak başlı karakter görmek şaşırtıcı oldu. Bu modern odunsu parfüm, farklı niş koku arayan koleksiyonerler için enteresan olabilir. Genel olarak dünyayı sarsacak kadar iddialı ve çarpıcı değil.

Eau de Parfum formundaki Hindu Kush’un kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ilk yarım saati saymazsak saldırgan değil. Hem kadınlar hem de erkekler kullanabilir. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/7