6 Kasım 2013 Çarşamba

Guerlain – Mitsouko (1919)


Guerlain – Mitsouko (1919)

Fransız bir adam. Türkiye dostu olduğu söylenen. Atatürk ile kişisel dostluğu olan. "Türklerin Manevi Gücü" isimli kitaba imza atmış bir adam. İsmi İstanbul'da caddeye verilecek kadar benimsenmiş bir adam. Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında kendi ülkesini eleştiren ve Türkiye'yi öven bir yazar. Bu yüzden kendi ülkesinde ve Avrupa'da zor zamanlar geçirmiş bir isim. Claude Farrere’yi hiç duydunuz mu?

İlk mesleği askerlik olan Claude Farrere'in, Fransız ordusundaki görevinden ayrılmasından sonra yazdığı kitaplar, çoğu zaman eleştirilmesine rağmen, ilerleyen yıllar onun haklılığını ortaya çıkaracaktı. 1909 yılında yazdığı La Bataille (Savaş) isimli kitabındaysa farklı bir aşk hikayesini anlatıyordu.

1905 yılındaki Rus-Japon savaşı sırasında geçen bir aşk hikayesini anlatıyor La Bataille kitabı. İngiliz deniz subayı ile bir Japon güzeli arasındaki aşk öyküsü, geleceği olmayan imkansız bir sevda romanıydı. İşin ilginç yanıysa bu romandan, parfüm dünyasının en önemli klasiklerinden birisinin fikrinin çıktığı söylenir.


Guerlain'in 1919 yılında piyasaya sürdüğü Mitsouko, hala en önemli parfüm klasiklerinden birisi olarak bilinir. Bu meyveli şipre, ismini La Bataille romanındaki Japon kadın karakterinden alır. Romandaki ismi Mitsuko olan Japon güzelinin ismi, Guerlain tarafından Mitsouko'ya dönüştürülür ve parfümünde kullanılır. Japonca'da "gizem" anlamına gelen Mitsuko'nun ismi, bir parfümde, neredeyse yüz yıldan beri yaşıyor. Ne büyük şans!

Fakat internette karşıma çıkan şu ilginç alıntıyı da vermem gerekir. Aybala Yentürk'e göre durum biraz farklıymış:

"Başarılı tiyatro eserlerinin, romanların, operaların ya da karakterlerinin parfümlere ilham kaynağı olması, Avrupa’da, özellikle Belle Epoque döneminde yaygın bir pazarlama yöntemiydi. Bunlara en güzel örnekler, 1905 yılındaki Japon-Rus Savaşı’ndaki bir aşkı konu eden Claude Farrere’in “La Bataille” romanından esinlenilerek 1919’da Guerlain tarafından üretilen “Mitsouko”, yine Guerlain tarafından Puccini’nin “Turandot” Operası’ndan esinlenilerek 1929 da üretilen Liu parfümü, 1908’de Gaston Leroux’nun L’Illustration Dergisi ile dağıtılan tefrika romanı “La Dame en Noir” ile aynı adı taşıyan Lentheric firmasına ait parfüm, ilk kez 1890 yılında sahnelenen Borodin’in “Prince Igor” operasından esinlenen ve 1909 yılında V. Rigaud tarafından üretilen Prince Igor parfümü." (Aybala Yentürk)

Başka bir iddiaya göreyse Jacques Guerlain, ünlü Coty firmasının 1917'de piyasaya sürdüğü Chypre isimli parfümünü çok beğenmiştir. Ona rakip olabilecek bir parfüm tasarlar ve iki yıl sonra da herkesin beğenisine sunar. Oluşturulma sebebi veya öyküsü her ne olursa olsun, karşımızda çok değerli bir parfüm var. Güzel kokular evreninin ikonlarından birisi Mitsouko. Hem de doksan altı yıldan beri.


Mitsouko parfümü neden bu kadar önemlidir sorusunu duyar gibiyim. Burada işin biraz teknik kısmı devreye giriyor. Baş parfümör Jacques Guerlain, yapay şeftali kokusunu (Aldehit C14) ilk defa kullanmıştır Mitsouko'da. Bu molekül 1908'de icat edilmiş. Çok güçlü ve yoğun aromaya sahip bu molekülü ilk defa kullandığında ayarını tam olarak tutturamadığı ve bol miktarda kullandığı iddia edilir Bay Guerlain'in. Bu enteresan tesadüfün, Mitsouko'nun şeftalimsi kokmasını sağladığı anlatılır. Aslında meşe yosunu kokusunu merkeze almış bir şipredir Mitsouko. Anlaşılacağı üzere Mitsouko'yu böylesine önemli ve özel yapan, yoğun oranda Aldehit C14 molekülünün kullanılmasıdır.

Sözü daha da uzatmadan bana çağrıştırdıklarına geçeyim. Kendi sitelerinde meyveli şipre olarak sınıflandırılmış. Üzerime ilk sıktığımda karşıma eski/tozlu/kuru turunçgiller çıkıyor. Bergamot baş rolde. Ona limon ve aromatik otlar destek veriyor. Adeta 1920'li yıllara geri döndürüyor beni üst notalar. Çok eski ama kaliteli. Müthiş bir başlangıcı var. Oldukça etkileyici. İlerleyen dakikalarda turunçgiller (bergamot) geri çekiliyor. Onun boşluğunu meşhur şeftali aroması dolduruyor. Günümüzün modern meyveli parfümlerindeki gibi zirzop ve yapay değil şeftali. Çok olgun, rafine, şık ve biraz eski. Şeftaliye biraz da erkeksi çiçekler ve baharatlar eşlik ediyor. Muhtemelen yasemin ve tarçın. Dikkatimi çeken şey orta kısımda hissedilir oranda tatlanıyor kokusu. Sonlara geçeyim. Alt notalarda tam bir eski dönem parfümü olduğunu ispatlıyor. Günümüz parfümlerinde artık neredeyse hiç kullanılmayan meşe yosunu baş role geçiyor. Ona odunsu notalar ve kabe samanı (vetiver) eşlik ediyor. Hatırı sayılır oranda da vanilya hissediyorum geri planda. Son kısımdaki vanilya nefis kullanılmış. Böylece de tenden ayrılıyor.

Öncelikle Mitsouko'nun, meyveli-baharatlı bir şipre olduğunu söylemem gerek. Başlangıcındaki o eski/nostaljik bergamotun tarifi zor. 1900'lü yılların başlangıcında üretilmiş bir parfüm nasıl kokarsa muhtemelen öyle üst notalar. Günümüzün modern parfümlerinden çok uzak. Oldukça erkeksi, rafine fakat kabul etmesi zor. Benim çok hoşuma gitti ama genç bir arkadaşa koklatsak büyük ihtimalle burun bükecektir. Orta kısımda günümüzün modern parfümlerine biraz daha yaklaşıyor. Tatlımsı şeftali ve baharatlar, bana biraz sulandırılmış hissi veriyor nedense. Sanırım parfümün defalarca geçirdiği reformülasyonların sonucu bu durum. Son kısımdaysa meşe yosununu görmek hoş bir sürpriz. Ona eşlik eden hayvansal sayılabilecek vanilya beni mutlu etti.


Mitsouko'nun uzun yıllar içinde farklı versiyonları çıkmış. EDC, EDP, PDN ve EDT olarak farklı formülasyonları var. Benim denediğim EDT olanıydı. Bu versiyonda başlangıcı dışında çok eski bir parfüm havası hissedemedim. Sanki yapılan formül değişiklikleri onu günümüzün modern parfümlerine oldukça yaklaştırmış. Özellikle orta kısımdaki şeftali-baharat kombinasyonu neredeyse yeni çıkarılan bir parfüm kadar günümüze yakın ve tanıdık. 1919 yılında çıktığını görüp, çok eskilerde kalmış koku beklemeyin. Bu anlamda biraz şaşırttı beni.

Mitsouko, şüphesiz yüksek kaliteli bir parfüm. Fransız, şık, dengeli, ciddi, aristokratik ve muhafazakar. Yapaylığa veya uyumsuzluğa rastlanmıyor. Fakat o beklediğim derinliği, ilginçliği veya "tarihi" hissi alamadım bir türlü. Orta kısımdaki o ünlü şeftali kokusunu biraz sulandırılmış/seyreltilmiş buldum ve hafiften hayal kırıklığı yaşadım. Evet günümüzün yeni nesil çoğu parfümünden çok daha rafine ama sanki bir şeyler eksilmiş Mitsouko'dan. Yada bana öyle geliyor.

Uzun zamandır merak ettiğim ve denemek istediğim klasiklerden birisiydi. Daha önce okuduklarıma binaen çok seveceğimi düşünmüyordum. Çünkü genel yapısı benim tarzıma yakın değil. Fakat orta notaları dışında gayet başarılı buldum. Sonlarına bayıldım. Orta kısımdaki biraz basit kaçan şeftali kokusu için aklıma farklı bir durum geliyor. Belki de denediğim EDT versiyonu yüzündendir. EDP'si çok daha ilginç olabilir. Fakat şu haliyle bir şişesini alıp da kullanacak kadar sevemedim. Kullanım sürecindeyse bana beklediğim keyfi veremedi. Yada hayatımın parfümü olacak kadar enteresan gelmedi. Aklımı başından alamadı.


Mitsouko, kadın parfümü olarak çıkarılmış. Halen kadın reyonlarında satılıyor. Deneme sürecinde hiç de kadın parfümü gibi kokmadığını anladım. Onu, erkekler rahatlıkla kullanabilir. Hatta erkek parfümü olarak satışa sunulsa, hiç kimse onu kadınsı bulmayacaktır. Bu anlamda bence oldukça erkeksi kokuyor. Zaten hatırı sayılır sayıda erkek kullanıyor gördüğüm kadarıyla. Rahatlıkla uniseks olarak düşünülebilir.

Herşeye rağmen Mitsouko'ya saygı duyuyorum ve onu doksan altı yıl boyunca severek, hayran kalarak kullanan, üzerinde taşıyan parfüm severlere doğru karar verdiklerini söylemek istiyorum. Usta bir parfümörün ve arkasındaki hikayesinin gücü, onu 2013 yılına kadar getirdiyse, şapka çıkartılması gereken bir başarıdan rahatlıkla söz edebiliriz.

Bu tarz eski kokuları sevin yada sevmeyin. 1920'li yılların şiprelerinden hoşlanın yada hoşlanmayın. Hiç önemli değil. Fakat Mitsouko gibi bir "yaşayan tarihi" koklamadan veya kullanmadan "ben parfüm severim" demeyin. Çünkü gerçekçi olmayacaktır.


Mitsouko'yu kullanan ünlüler arasında Charlie Chaplin, Ingrid Bergman, Jean Harlow, Prenses Diana ve Ava Gardner'ın olduğu bilgisine rastladım. Parfüm kritikçisi Luca Turin, Mitsouko'yu referans şipre olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden beş yıldız vererek en iyi parfümler listesine almış. Bir başka parfüm yazarı Chandler Burr’de Mitsouko’ya beş üzerinden beş yıldız vermiş.

Küçük bir bilgi daha vereyim unutmadan. Mitsouko'nun şişesinin, Guerlain'in 1912 çıkışlı başka klasiği L'Heure Bleue ile aynı olması dikkatlerinden kaçmamıştır parfüm severlerin. Sadece üzerlerindeki etiketler farklı. Oysa ikisi tamamen ayrı parfümler. Burada karşımıza çıkan açıklama şöyle: "1914 yılında başlayan ve 1919 yılında sona eren Birinci Dünya Savaşı'na gönderme yapılmış bu iki aynı şişeyle. Hatta Mitsouko'nun Birinci Dünya Savaşının sonlanmasını kutlamak amacıyla da piyasaya sürüldüğü söyleniyor."

Şu haliyle dört mevsimde de kullanılacak gibi. Ama ilkbahar-sonbahar mevsimlerinde kullanmak hoş olabilir. Üst yaş gruplarındaki arkadaşları hedeflediği kesin. Otuz hatta otuz beş yaşın üzerindeki kadın-erkek herkese uyacaktır. Her şeye rağmen denemeden almak iyi fikir değil.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.


Artıları:
+ Başlangıcını ve sonlarını sevdim.
+ Yüksek kaliteli yapısı memnun edici.
+ Dünya parfüm klasiklerinden olan Mitsouko'yu herkes mutlaka denemeli.

Eksileri:
- Orta kısmını biraz sıradan buldum.
- Fiyatı yüksek.

Koku Güzelliği:10/7

22 yorum:

  1. Parfüm Merakı Caron'un klasikleşmiş bayan parfümlerini yorumlamanı da bekliyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir konuya temas etmişsin. Uzun zamandır radarımda zaten Caron'un eskileri. Özellikle Tabac Blond'ın peşindeyim bir süredir.

      Sil
    2. Git al diyosun resmen :) tam tarzım gibi duruyor. Banditi begenen ben olarak.

      Sil
    3. Hem Bandit'i beğeniyorum diyorsun hem de fazla şişeyi satmak istiyorsun. Madem seviyorsun dursun iki şişe de :)

      Sil
    4. Aldırdın ya bunu bana, hadi bakalım. 89tl ye geldi yav :)))

      Sil
  2. Hangi birini kullanayım patron :) 47 şişe var :))) bozulsun mu :)) zaten mitsouku bulamadım baktım nette. Yarın bi sevil, tekin acar turu yapayım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, hem bandit hem mitsouko (edp) bende mevcut. Ve ikisini de severek kullanıyorum, yönlendirir gibi olmayayım ama bandit'i seven mitsouko'yu da sever diyebilirim. Çünkü Parfüm Merakı'nın da dediği gibi ikisi de günümüz zirzop kokularına benzemez (bellamola.com'da var hem edp hem edt). Yalnız sanırım mitsouko biraz ten seçiyor -ya da bana öyle geldi. Şöyle ki kendi üzerimdeki kokusunu çok beğeniyorum. Ama annem de denedi: muhteşem oldu.
      Bu arada uzun zamandır beklediğim Mitsouko yazısı için (ah keşke edp olsaydı) teşekkür ederim Parfüm Merakı.
      MS

      Sil
    2. Merhabalar,

      Muhtemelen Mitsouko'nun EDP'si daha başarılıdır ama EDT'si denk geldi bana. Fakat "bandit'i seven mitsouko'yu da sever" tespitinize katılamayacağım. Çünkü birbirlerine çok benzemiyor iki parfüm. Şipre olmaları dışında fazla benzerliğe rastlamadım.

      Sil
  3. Ben Bellamoladan aldım. Yarın geliyor. Ama edp yoktu. Sadece edt vardı. Banditi bende seviyorum. O yüzden mitsoukoyu kör aldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi Parfüm Merakı varken benim birşeyler yazmam biraz abes kaçacak ama... bandit'i seven mitsouko'yu da sever" derken yukarıda da belirttiğim gibi günümüz parfüm trendlerine benzememesinden, bu tarz parfümleri seven birisinin onu da sevebileceğini düşünmemden dolayıdır. Tabii ki karakterleri farklı. Mesela bandit yaza pek yakışmaz ama mitsouko dört mevsim kullanılır (yaz akşamları kullanmak hoş oluyor), sonra bandit daha egzotik ve anlaması güç, mitsouko öyle değil, bandit daha erkeksi (zaten ladeesse ekrek parfümü diye satıyor), bandit'teki kuvvetli deri vurgusu mitsouko'da yok. Bir de Mitsouko'yu biraz sabunsu buluyorum ben.
      Son olarak http://www.bellamola.com/productPaging.php?productId=5921 bu adreste edp var, gözden mi kaçtı acaba
      MS

      Sil
    2. Hmm evet. Gözümden kaçmış. Ama ben zaten sırf bu sanata sahip olup denemek adına aldım. O yüzden tercihim 30ml oldu. Ama eger edp nin 30lugu olsaydı alırdım. Zaten parfüm geldi. Bakalım, deneyecegim. Begenecegimi düşünüyorum bir bandit sever olarak. Sizde edp var sanırım. Edt ile kıyaslarsak nasıl bir tema farkı var.

      Sil
    3. Maalesef edt versiyonunu hiç denemedim. Ancak garip bir şekilde ben edp'yi pek erkeksi bulamadım (en azından Bandit kadar değil). Sanki bana makyaj malzemesi kokusunu hatırlatıyor. Açılışı hafif ekşi, orta şeftali, baharatlar ve biraz ekşilik devam ediyor, sonda da tatlı vanilya. Ama tüm notalarda hafif bir ekş-tatlı bileşimi var. Ve tabii ki eski.
      Bu arada La Deesse fiyatları abartmış. İki ay önce Bandit'i 240 TL'ye almıştım; Şimdi 399 olmuş.
      MS

      Sil
    4. Evet Bandit 250 TL'ler civarındaydı. Bir anda 399 TL olması şaşırtıcı. Neredeyse %75 zam!

      Sil
  4. Parfümü sıktım. Başlangıcı nefıs. Ve erkeksi geldi bana

    YanıtlaSil
  5. Bu parfüm kesinlikle erkeksi

    YanıtlaSil
  6. Zamanında almışım o halde Bandit :))

    YanıtlaSil
  7. Merhaba bellamola sitesinden satılan parfümler orijinal mi ? Günevenelim mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bellamola sitesinden alışveriş yapan hiç kimsenin sorun yaşadığını duymadım. Güvenilebilir diyebilirim.

      Sil
    2. Bu arada, kadın parfümü denmiş. Uzaktan yakından alakası yok. Has erkek kokusu budur!

      Sil
  8. Mitsouko=Third Man

    Bir parfüm bir parfüme ancak bu kadar benzeyebilir. Bellamola'dan az önce elime ulaştı. Müthiş bir şey bu! Third Man'in rahatsız edici baharatları alınmış. Kesinlikle müthiş bir oryantal... (Elimdeki EDP'si)

    YanıtlaSil
  9. Bugün denedim etraflıca. Arkadaşlarımın tepkisi şu oldu: HACI YAĞI MI SÜRDÜN? Bana göre güzel bir koku orası ayrı ama pek de haksız sayılmazlar. Gerçekten hacı yağı gibi kokuyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kullandığım EDT versiyonu pek öyle hacı yağı gibi kokmuyordu.

      Sil