3 Ocak 2014 Cuma

Yves Saint Laurent – M7 (2002)


Yves Saint Laurent – M7 (2002)

“Sex Sells”

Türkçeye kabaca "cinsellik her zaman talep görür" olarak çevrilebilecek bu söz, özellikle son yıllarda pazarlama şirketlerinin sıkça başvurduğu yöntemlerden birisi. Cinselliğin ürünlerin pazarlanmasında kullanılmasının, satışları arttıracağı öngörüsüne dayanıyor. Gösterişli ve sansasyonel pazarlama kampanyalarıyla, şirketler büyük kitlelere ulaşmaya çalışıyorlar. Ve tabiki asıl amaç daha çok satmak ve karlılığı arttırmak.

Anglo-sakson tarzı liberal sayılabilecek kültürlerde cinselliğin kullanıldığı reklamların etkisinin fazla olduğu söylenebilir. Fakat her kültür, yoğun cinsellik kokan reklamlara bu kadar özgürlükçü bakmayabilir. Hele ki bizim gibi muhafazakar sayılabilecek ülkelerde fazlaca alıcısı olur mu bu tür reklamların bilemiyorum.

Cinsellikten korkmayan bir adam olan Tom Ford, on iki yıl önce yine yapmıştı yapacağını. 2002 yılında Yves Saint Laurent markasının tasarım yöneticisiyken, M7 isimli bir parfümün üretilmesine onay verdi. Hatta bu parfümün pazarlama kampanyasıyla ilgilendi. M7'nin çok konuşulan ve kimileri için "şok edici" olarak nitelenen reklam afişleri her şeyi anlatıyordu.

Fransız erkek manken ve dövüş sanatları şampiyonu Samuel de Cubber'in M7'in reklam afişlerinde boy göstermesinin, normalde hiç bir problem yaratmaması gerekir. Fakat bu afişlerde Samuel de Cubber'ın çırılçıplak olarak poz vermesi ve bunun resmi tanıtımın bir parçası olması, muhtemelen çoğu kişi için (Avrupa'da olsa bile) kabul edilebilirlik sınırlarını aşma anlamına geliyordu. Hatta bir çok dünyaca ünlü moda dergisi bile sayfalarında bu afişleri sansürleyerek verdi okurlarına.

                  İşte Samuel de Cubber'li olay yaratan afiş. Mecburen afişin alt kısmını sansürledim :)

Şimdi burada can alıcı nokta biraz farklı. M7'nin reklam afişlerinde düzgün vücutlu ve çıplak bir erkek olması, onun farklı çağrışımlar yapmasına sebep oldu. Özellikle erkek eşcinsellerin (gay) çok daha dikkatini çekmişti M7’nin pazarlama kampanyası. Çünkü bir erkek parfümünde neden çıplak erkek figürü kullanıldığı sorusu gündeme geliyordu. Muhtemelen M7'nin fikir babası sayılabilecek Tom Ford'un da eşcinsel olması, böyle bir algı yaratmıştı. Tabiki burada "M7 eşcinsel erkeklerin parfümüdür ve onlara hitap etmektedir" gibi bir yaklaşımın altı fazlasıyla boş olacaktır. Yurt dışı merkezli parfüm platformlarında M7'nin çok büyük bir hayran kitlesi olduğunu anlamak zor değil. Neredeyse her parfüm severin koleksiyonunda bulunuyor M7. Hatta bir çok koku sever büyük kızgınlık duyuyorlar M7'nin üretiminin bitirilmesine. Yani M7 şimdiden parfüm severler arasında kült olmuş bir parfüm dersem yanlış olmayacaktır.   

Buradan hareketle Tom Ford’un amacına ulaştığı söylenebilir. M7 piyasaya sürüldüğünden itibaren büyük sükse yapmıştı ve sektördeki gözlerin ona çevrilmesini sağlanmıştı. Peki garip bir şifreye benzeyen M7 ismi ne anlama geliyordu? Yves Saint Laurent'in yedinci erkek parfümü olan M7, aslında "Male/Masculen 7"'nin kısaltılmış haliydi. Şişesini bile Tom Ford'un tasarladığı söylenen M7'nin provakatif reklamları için kısaca şöyle söylemişti Ford: "M7 için hazırlanan reklam kampanyasında saf ve bilge bir çıplaklık vardır. Parfümü nasıl olsa tenimizde kullanıyoruz, onun üzerine kıyafet giymeye ne gerek var ki. M7'nin reklamlarında, doğal ve rahat erkek güzelliği imajı veren bir adam göstermek istedim."

Sözü daha fazla uzatmadan geçeyim kokuya. M7, Fragrantica'da odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış. Üzerime ilk sıktığımda neredeyse şekerli meyveler ve aromatik otlar karşıma çıkıyor. Meyvemsilik daha baskın. Sonrasında orta kısma geçiliyor. Burada aynı tatlı meyvemsi his devam ediyor. Ayrıca bütün ağırlığıyla öd teması ile karşılaşıyorum. Şekerli hale gelmiş öd diyebilirim. Öde hissedilir oranda kuru tütsü eşlik ediyor. Biraz da vetiver algılıyorum fakat çok gerilerden. Öd orta kısımda adeta tek oyun kurucu.  Geçeyim alt notalara. Tatlımsı öd hala baskın sonlarda. Orta notalarla paralel devam ediyor kokusu. Kapanışında kremsi odunsu notalar ve misk var. Böylece de tenden ayrılıyor.


M7, tenimde fazlasıyla düz çizgide ilerledi. Başlangıcındaki kısa süreli tatlı  meyve-aromatik otlar dışında neredeyse hiç değişmiyor. Öd-meyve-sandal ağacının kol kola girdiği bu arkadaş basit ve tek düze yapısıyla şaşırtıyor beni. Bu kadar övgüler alan ve büyük hayran kitlesi bulunan parfümün çok daha ilginç olmasını beklerdim oysaki. Fakat tenimde geçen saatlerin ardından hala o tek düze öd kokusundan başka hiç bir şey yok.

Bir başka şaşırdığım kısmı orta notalardaki zıtlık. Bu bölümde tatlı meyvemsi öd ağacına kuru ve karanlık tütsünün eşlik etmesi ilgi çekici. Öd oldukça tatlıyken, tütsünün karanlık ve kuru olması garip bir kontrast yaratmış. Hatta Chandler Burr’un dediği gibi hafiften plastiğimsi deri de olabilir. Vanilya destekli kremsilik bile diyebilirim. M7’nin kokusunu şöyle tanımlayayım: Tatlımsı kırmızı meyveler, kremsi odunsu notalar, öd, misk ve sandal ağacı. Kokusunun yumuşak ve uysal olduğunu düşünüyorum. Sert yada köşeli değil. Biraz yapaylık sınırında geziyor. Tatlımsı meyveler bağlamında, Joop Homme ile aralarında görünmeyen bağ var sanki M7’nin. M7’yi, Joop Homme’un çok daha kullanılabilir hale getirilmiş ve kalitesi arttırılmış uzaktan akrabası olarak yerleştiriyorum zihnime. Umarım yanılmıyorumdur.

M7, ağırlıklı olarak öd temasına sahip. Öd öyle büyük bir yer kaplıyor ki diğer notaları adeta eziyor. Yapaylık hissetmediğim öd biraz fazla tatlı geldi bana. Arap parfümlerindeki gibi hacı yağımsı gibi kullanılmamış öd. Modern, kremsi, sandal ağacı gibi ve Avrupalı olarak düşünebilirsiniz. Eğer öd kokusunu seviyorsanız ve niş parfümlere yüksek fiyatlar ödemek istemiyorsanız deneyebileceğiniz çok az seçenekten birisi ana akım markaların arasında.


M7 gerçekten de garip sayılabilecek ve ezber bozan bir parfüm. 2002 yılında böylesine öd ağacı kokusu çılgınlığı yaşanmazken ortaya çıkmıştı. Muhtemelen ilk önce ne olduğunu anlaşılamadı. Fakat ilerleyen yıllar, onu haklı çıkarmıştı. Eski formül M7’de fazlasıyla tatlı kullanılmış kremsi ve meyvemsi (kiraz) öd ağacının şaşırtıcı olduğunu söyleyebilirim. Zaman zaman kadınsı yönlerde taşıyan bu parfüm, söylendiği gibi erkeksi bir kalıba sığmayacak kadar değişken. Hatta bazen kadın ruju kokusu bile aldım M7’den. Bu durumda onu kadınlar kullanabilir mi? Kesinlikle evet. Peki sonuç ne olur? Kim bilebilir ki…

Biraz da ben provokasyon yapayım. M7, hissedilir oranda kadınsılık barındırıyorsa ve erkek parfümü olarak piyasaya sunulduysa, eşcinsel erkeklere hitap eden  ve onlar düşünülerek tasarlanmış bir parfüm mü? Her zaman ki gibi bu tür toptancı yaklaşımları kabul etmiyorum. Bu parfümü eşcinsel erkeklerde, maskülen erkeklerde hatta kadınlarda kullanabilir. Bu anlamda çok yönlü bir kokusu olduğunu düşünüyorum.

Kimileri M7'yi "ya aşık ol ya nefret et" olarak nitelendiriyor. Şöyle bir düşündüğümde ne aşık oluyorum kokusuna ne de nefret ediyorum. Zaten öd temalı parfümlerle aram fazla iyi değil. Belki de onun için M7 beni yeterince içine çekemedi. Bu parfüme aşık olanlardan affımı isteyerek diyeceğim ki, ortalama bir parfüm oldu benim nazarımda.

Bazı yorumcular M7'yi kirazlı öksürük şuruplarına bazıları da ilaç kutularına benzetmiş. Kullandığım eski sürümü (Vintage) olduğu için hiç öyle kokular almadım. Evet o meyvemsi yanı kiraza benziyor. Eski versiyonunda yapaylık yok denecek kadar az. Muhtemelen yeni formülasyonlarında o ilaç kokusu mevcut. Zaten yeni formülasyonundan neredeyse herkes şikayetçi. Parfümün ciddi anlamda farklılaştığı ve yapaylaştığı söyleniyor. Yeni formülasyonu denemediğim için karşılaştırma yapamayacağım.


Parfüm kritikçisi Luca Turin'in kitabında M7, öd ağacı olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinde dört yıldız verilmiş. Bir başka parfüm yazarı Chandler Burr ise şunları söylemiş M7 için:

"2002 yılında Yves Saint Laurent'in tasarımcıları Tom Ford and Chantal Roos, Alberto Morillas ve Jacques Cavallier'e M7 isimli bir erkek parfümü tasarlattılar. M7 muhtemelen başarısız olmuştu çünkü özü itibariyle kullanması çok zor bir kokuya sahipti. Biraz yanmış plastiğe, asfalt dumanına, yeni dökülmüş asfalta ve kömürleşmiş Gaiac ağacına benziyordu. Onun kokusunun karşılığı, Coen kardeşlerin bir filmi olabilirdi."

Sadece Burr ve Turin değil, ünlü parfümör Roja Dove'da M7 için şunları söylemiş: "M7 tarihsel olarak çok önemli bir parfümdür. O, öd (oud) temasını içeriğinde barındıran ilk parfümdür. Zamanının ötesinde bir öncüdür."

Bay Dove, M7'nin ilk öd temalı parfüm olduğunu iddia ediyor. Tabi böylesi bir ustanın beyanına güvenmekten başka bir seçenek yok sanırım. Yukarıda da bahsettiğim gibi kısa zamanda kült bir klasik haline gelen M7'nin üretimi geçtiğimiz yıllarda bitirildi. Eğer merak ediyorsanız elinizi çabuk tutun yoksa bir kaç yıl sonra M7'yi hiç bir yerde bulamayabilirsiniz.


M7'yi Jacques Cavallier ve Alberto Morillas gibi dünyaca ünlü iki burun birlikte tasarlamış. Kırmızı kışkırtıcı şişesine ise Tom Ford ve Doug Lloyd imza atmışlar. Sonbahar-kış mevsimi için kullanmak daha uygun olacaktır.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com’a teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6.5

7 yorum:

  1. Raşit Bey, yorumunuz doğru aynı hisleri paylaşıyorum. Baştan sona öd ağırlıklı bir koku ve tekdüze ilerliyor. Bence çok sıkıcı. Ama joop homme'ye benzemesi ve kadınsılığı konusunda pek katılmıyorum. Tek güzel yanı öd kokusu, parfümü çok sıcak yapıyor. Sanki kazak giymişsin gibi adamı ısıtıyor. Öyle bir his veriyor.

    YanıtlaSil
  2. Wow çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık.Elini attığı her işi mükemmelleştiren Bay Ford yine yapmıştı yapacağını.Birde şimdiki pazarlama şekillerine bakın ! birbirinin aynı vasat dikkat çekmeyen işler.Dünyayı deliler değiştirir.en delilerden biride Bay ford :)

    Uzun süre oluyor M7 yi deneyeli şimdi görünce kokusu tekrar geldi burnuma hayal meyal.Yeniden denemek lazım

    YanıtlaSil
  3. Tom Ford Oud Wood veya Montale Dark Aoud turu parfumleri seven arkadaslar mutlaka begenir.

    YanıtlaSil
  4. oncudur kulttur cesurdur eyvallah ama kullanmasi da bir o kadar zor. ustumde koklayip begenene rastlamadim. ben de pek begenmedim. bazen begeniyor gibi de oldum ama genel olarak sonuc : bas agrisi. cesur kokularla aram iyi olsa da bunu kullanicak yer ve imaj bulamadim. zor dostum zor. yana yana arayan iki kere dusunsun. benim gibi od sevmeyenler direk uzak dursun derim nacizane.

    rasit beye de degerli yorumlari icin cok tesekkurler. herkese iyi seneler

    YanıtlaSil
  5. bir bayan olarak ben yıllarca kullandım...en beğendiklerim arasında kalmaya devam edecek.

    YanıtlaSil
  6. kaliteli od kokusu degil...

    YanıtlaSil
  7. Öneriniz için teşekkür ederim. Ayrıca uzun yorumları kısa yorumlara tercih ederim :)

    YanıtlaSil