Hugo Boss – Boss (1998) Markanın
popüler erkek parfümü.
Rihanna mı, Justin Timberlake mi? Madonna
mı, Lady Gaga mı? Sizce dünyanın en popüler şarkıcısı kim?
Muhtemelen herkes kendi beğenileri ve ilgi
alanı dahilinde cevap verecektir bu soruya. Rock müzik severler bu popçularla
dalga geçeceklerdir. Klasik müzik severler ise fazla “avam” bulacaklardır.
Fakat kim ne derse desin bu şarkıcıların albümleri milyonlarca satıyorsa
başarılı olduklarını kabul etmeliyiz. Her ne kadar yaptıkları müziği sevmesek
de.
Aynı durumu parfümlere de uyarlayabilir
miyiz? Dünyanın en çok satan parfümlerini düşünelim. Giorgio Armani’nin Acqua di Gio ve Code For Men’i, Jean Paul Gaultier’in Le Male’si, Chanel’in henüz
yeni olmasına rağmen en çok satanlar listesine girmeyi başarmış Bleu de Chanel’i, Dolce & Gabbana’nın The One’ı ve diğerleri. Bu parfümleri böylesine
ilgi odağı yapan nedir diye yapılan tartışmaların ardı arkası kesilmiyor. Yani
büyük kitlelerin sevdiği, insanları peşinden sürükleyen parfümlerin sırrı
nedir? Bir çok parfüm başarısız olurken, bazıları neden bir fenomene dönüşür?
Aslında benim bu sorulara çok net
cevaplarım yok. Belki araştırmacılar bu konuları inceleyip bize sonuçlarını
sunarlar. Aynı kulvarlarda olmasalarda çok popüler parfümleri, çok satan
şarkıcılara benzetiyorum. Onlar parfüm endüstrisinin “süper starları” belki de.
Bugün dünyanın en çok satan ve popüler olan
parfümlerinden birisini incelemek istiyorum. Uzun zamandır bana en çok sorulan
isimlerden birisi Boss. Zaten parfümlerle ilgisi az olan kişilerin bile en
azından şişesini bileceği bir markaya dönüşmüş durumda bu koku.
Hugo Boss’un 1990’lı yılların sonunda
çıkardığı bu parfüm bence bir geçiş dönemi kokusu. Markanın erken dönem olarak
sayabileceğimiz Boss Elements, Boss Spirit ve Number One gibi pek bilinmeyen
klasiklerinden sonra, Boss ve Hugo markanın iki yeni hamlesi olarak görülebilir.
Daha modern ve endüstrinin paralelinde giden kokular diyebiliriz. Yani
trendlere uyan ve çağın gerisinde kalmamaya çalışan.
Yurtdışındaki yaygın ismi Boss Bottled olan
bu parfüm ülkemizde Boss olarak isimlendirilmiş durumda. Yani ikisi de aynı parfüm.
Kafanız karışmasın. Tarz olarak odunsu baharatlı olarak sınıflandırılmış.
Geçtiğimiz aylarda benimde merak ederek bir şişesini aldığım Boss’un açılışı tatlı
ve yapay bir elma ve yine yapay baharatlar ile gerçekleşiyor. Baharat derken
tarçın diyebiliriz. Fakat öyle çok keskin bir tarçın değil. Meyveler ile
yumuşatılmış. Başlangıcı meyveli-baharatlı olarak değerlendirilebilir.
Elmalı, tarçınlı kek gibi kokan Boss’a
ilerleyen saatlerde vanilya ekleniyor. Biraz da odunsu notalar. Aslında kokusu
sadece bu kadar. Çok basit ve düz bir çizgide ilerliyor. Büyük değişimler
göstermiyor. Meyveler (muhtemelen elma-bergamot ikilisi), baharatlar
(tarçın-zencefil karışımı gibi) vanilya ve odunsu notalardan oluşuyor Boss
özetle. Geçelim biraz daha detaya.
Boss’un başından sonuna kadar yapaylık
hakim dersem sanırım yanlış olmaz. Zaman zaman burnu zorlayan bu yapaylık,
kaliteli bir parfüm kokladığınız hissini yok ediyor. Sanki marketlerde satılan
Adidas yada Caldion’un ucuz parfümlerinden sıkmışsınız hissi veriyor. En
azından benim için öyle. Zaten bazı yorumcuların dediği gibi kokusu Adidas –
Victory Leauge’u benziyor. Sanki kalite anlamında aralarında çok da fark yok.
Benim gibi vanilya seven birisi bile buradaki vanilya kullanımını sevmediyse düşünün
artık.
Tamam kalite olarak vasat bir parfümle
karşı karşıyayız. Peki kokusu nasıl diye sorabilirsiniz. Valla nedenini
bilmiyorum ama bu parfüme hiç ısınamadım ve sevemedim. Bana biraz ukala, gıcık,
itici ve sinir bozucu geldi. Evet bir parfüme insani özellikler yüklemek doğru
değil ama sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Yani bir türlü “mis gibi
kokuyor” dedirtemedi.
Uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağını
düşünüyorum. Çok çarpıcı veya etkileyici bir yanına rastlamadım. Sanırım
aldığım bir şişe Boss parfümü, dolabın bir köşesinde duracak ya da evin diğer
ahalisi tarafından kullanılıp bitirilecek. Bu parfümü üzerimde koklamaktan bir
türlü zevk alamıyorum. Üzgünüm Boss severler.
Fakat bu parfümü bir çok kişinin üzerinde
duyabilirsiniz. Her ne kadar aradan geçen yıllar biraz popülerliğini azaltsa da
yine de seveni çok diye düşünüyorum. Kadınların ilgi gösterdiği kokulardan
birisi. Hatta geçtiğimiz senelerde Türkiye’deki kadın forumlarındaki en popüler
parfümler hangisi acaba diyerekten küçük bir araştırma yapmıştım. Bir çok
kadının Boss’u listelerinin en üstlerine koyduklarını fark ettim. Yani
“kadınların sevdiği erkek parfümleri” kategorisine sokabiliriz muhtemelen.
Boss’u önemli burunlardan Annick Menardo
tasarlamış. Sonbahar-kış kullanımına daha yakın. Fakat bu sıcak yaz günlerinde
bile dengeli kullanırsanız rahatsız etmiyor. Bu anlamda da ilginç. 30 yaş
altındaki genç arkadaşların hoşuna gidecektir. Günlük kullanıma ve spor giyim
tarzına uyacaktır. Bence denemeden almayın.
Artıları:
+ Sonlara doğru vanilya ve odunsu notaların
kombinasyonu daha tahammül edilebilir.
+ Muhtemelen kadınlardan güzel övgüler
alacaksınız.
Eksileri:
- Başlangıcını hiç sevmedim. Orta notaları
da hoşuma gitmedi.
- Çok popüler olduğundan başka arkadaşlarla
“pişti” olma durumunuz var.
- Vasat kaliteye sahip. Yapaylık
hissediliyor.
- Çok basit bir yapıda. Düz çizgide
ilerliyor.
Koku Güzelliği:10/5