3 Kasım 2015 Salı

Vedat Ozan - Kokular Kitabı II - Parfümler


Sonunda oldu! Ülkemizin bana göre en önemli koku entelektüeli ve uzmanı Vedat Ozan'ın yeni kitabı raflardaki yerini almaya başladı Ekim 2015 itibariyle. Dünya tatlısı, kibar ve şimdiye kadar tanıdığım en güzel insanlardan Vedat Ozan'ı kokular alemiyle ilgilenen çoğu kişi zaten tanıyor.

Vedat hocamızın bir süredir kokularla ilgili çok detaylı kitaplar hazırladığını zaten biliyorduk. Ve ilk kitap, Aralık 2014'te Everest yayınlarından çıkmıştı. Kitabının adını "Kokular Kitabı" olarak seçmişti. İkinci kitabıysa Ekim 2015 tarihinde piyasaya sürüldü. İkinci kitabının adı, birincisinin devamı niteliğinde: "Kokular Kitabı II - Parfümler".

Türkçe olarak bulunabilecek en detaylı eserlerin başında olacak gibi görülüyor onun kitapları. Kokular ve parfümler alanında Türkçe kaynakların ne kadar az olduğunu, amatör bir yazar olarak çok iyi biliyorum. Hatta neredeyse yok gibi. İnternette birbirinin aynısı kopya ifadeler dışında Türkçe hiç kaynak olmaması büyük eksiklikti. Vedat hocanın kitapları bu önemli eksiliği dolduracak. Eğer parfümlere ve kokulara ilginiz varsa bu iki kitabı muhakkak edinin.

Kaynakça ve dizin kısmını saymazsam 580 sayfalık dev gibi bir kitap, Kokular Kitabı II - Parfümler. Kitap, Vedat Ozan'ın esprili diliyle yazılmış ve rahat okunuyor. Kitapta genel olarak tarihi öneme sahip parfümlerden ve markalardan bahsediliyor. Onların tarihi geri planları anlatılıyor. Ayrıca kokular dünyasının birçok farklı noktasına değiniliyor. Parfüm notalarından, parfüm algısından, doğallık ve sentetiklik konusundan, karışımlar-bileşimler gibi çok farklı konulardan bahsedilmiş. Ayrıca Shalimar, Mitsouko, Joy, Opium, Femme Rochas, Diorissimo, CK One, Angel gibi önemli parfümlerin haklarında uzun bilgilere rastlayabilirsiniz.


Değerli Vedat hocamızın ikinci kitabı Kokular Kitabı II - Parfümler'i harika bir kaynak ve enfes bir yolculuk olarak düşünebilirsiniz. Hiç zaman kaybetmeden bu iki kitabı alıp, bu sihirli dünyaya giriş yapmanızı öneririm.

Aşağıdaki yazı da kitabın arka kapağındaki tanıtımı:

"Bu dünyanın kokusu çıktı!

Gönül rahatlığıyla "burnunuzun dikine" gidebilesiniz diye hazırlanan Kokular Kitabı'nın Parfümler'e odaklanan bu yeni cildinde, koku dünyasının görünen yüzündeki hülyalı ifadelerin perde arkasına tanık olacaksınız. Hazır olun, beklentilerinizden farklı şeylerle karşılaşabilirsiniz. 

Sert bilimsel gerçekle yumuşak hayallerin tam ortasında bir yerde ayağı kaymadan durmaya çalışarak, Shalimar'dan cK One'a, Grasse'taki yasemin tarlalarından koku moleküllerine uzanan şaşırtıcı bir yolculuğa çıkacaksınız. Üstelik "koku" dendiğinde, Türkiye'de akla gelen ilk isim olan Vedat Ozan'ın "burnunuzda tüten" üslubuyla...

Vedat Ozan, bu kez de mitolojiden kültürel tarihe, kimyadan ekonomi-politiğe, edebiyattan sinemaya girilmedik tarla bırakmadı. Parfüm kullanın veya kullanmayın; bu cilt vazgeçilmez başucu kitabınız olacak.

Parfümler'den sonra parfümler, artık sizin için farklı kokacak...

Ama hepsi bu değil. Bu ciltte tamamen parfümlere odaklanan Vedat Ozan iki cilt daha hazırlıyor; konunun "kültürel tarih" ve "lezzet" boyutları da var!

"Kendimize karşı dürüst olalım; zamanı ve ruhunu bilmeden onu yansıtma iddiasıyla ortaya çıkan bir ürünü anlamamız mümkün değil. Korkmayın, kimya dersinden kaçıp tarih dersine yakalanmadınız. Ufak dedikodular ve fevkâlade lüzumsuz bilgilerle donanmış 'cemiyet haberleri' türünden virüsler eksik değil kitapta... 

'Rahat olun' yani, 'sıkıntı yok'."

Vedat Ozan - Kokular Kitabı II - Parfümler

Sonunda oldu! Ülkemizin bana göre en önemli koku entelektüeli ve uzmanı Vedat Ozan’ın yeni kitabı raflardaki yerini almaya başladı Ekim 2015 itibariyle. Dünya tatlısı, kibar ve şimdiye kadar tanıdığım en güzel insanlardan Vedat Ozan’ı kokular alemiyle ilgilenen çoğu kişi zaten tanıyor.

Vedat hocamızın bir süredir kokularla ilgili çok detaylı kitaplar hazırladığını zaten biliyorduk. Ve ilk kitap, Aralık 2014’te Everest yayınlarından çıkmıştı. Kitabının adını “Kokular Kitabı” olarak seçmişti. İkinci kitabıysa Ekim 2015 tarihinde piyasaya sürüldü. İkinci kitabının adı, birincisinin devamı niteliğinde: “Kokular Kitabı II – Parfümler“.

Türkçe olarak bulunabilecek en detaylı eserlerin başında olacak gibi görülüyor onun kitapları. Kokular ve parfümler alanında Türkçe kaynakların ne kadar az olduğunu, amatör bir yazar olarak çok iyi biliyorum. Hatta neredeyse yok gibi. İnternette birbirinin aynısı kopya ifadeler dışında Türkçe hiç kaynak olmaması büyük eksiklikti. Vedat hocanın kitapları bu önemli eksiliği dolduracak. Eğer parfümlere ve kokulara ilginiz varsa bu iki kitabı muhakkak edinin.

Kaynakça ve dizin kısmını saymazsam 580 sayfalık dev gibi bir kitap, Kokular Kitabı II – Parfümler. Kitap, Vedat Ozan’ın esprili diliyle yazılmış ve rahat okunuyor. Kitapta genel olarak tarihi öneme sahip parfümlerden ve markalardan bahsediliyor. Onların tarihi geri planları anlatılıyor. Ayrıca kokular dünyasının birçok farklı noktasına değiniliyor. Parfüm notalarından, parfüm algısından, doğallık ve sentetiklik konusundan, karışımlar-bileşimler gibi çok farklı konulardan bahsedilmiş. Ayrıca Shalimar, Mitsouko, Joy, Opium, Femme Rochas, Diorissimo, CK One, Angel gibi önemli parfümlerin haklarında uzun bilgilere rastlayabilirsiniz.

Değerli Vedat hocamızın ikinci kitabı Kokular Kitabı II – Parfümler’i harika bir kaynak ve enfes bir yolculuk olarak düşünebilirsiniz. Hiç zaman kaybetmeden bu iki kitabı alıp, bu sihirli dünyaya giriş yapmanızı öneririm.

“Bu dünyanın kokusu çıktı!

Gönül rahatlığıyla “burnunuzun dikine” gidebilesiniz diye hazırlanan Kokular Kitabı’nın Parfümler’e odaklanan bu yeni cildinde, koku dünyasının görünen yüzündeki hülyalı ifadelerin perde arkasına tanık olacaksınız. Hazır olun, beklentilerinizden farklı şeylerle karşılaşabilirsiniz. 

Sert bilimsel gerçekle yumuşak hayallerin tam ortasında bir yerde ayağı kaymadan durmaya çalışarak, Shalimar’dan cK One’a, Grasse’taki yasemin tarlalarından koku moleküllerine uzanan şaşırtıcı bir yolculuğa çıkacaksınız. Üstelik “koku” dendiğinde, Türkiye’de akla gelen ilk isim olan Vedat Ozan’ın “burnunuzda tüten” üslubuyla…

Vedat Ozan, bu kez de mitolojiden kültürel tarihe, kimyadan ekonomi-politiğe, edebiyattan sinemaya girilmedik tarla bırakmadı. Parfüm kullanın veya kullanmayın; bu cilt vazgeçilmez başucu kitabınız olacak.

Parfümler’den sonra parfümler, artık sizin için farklı kokacak…

Ama hepsi bu değil. Bu ciltte tamamen parfümlere odaklanan Vedat Ozan iki cilt daha hazırlıyor; konunun “kültürel tarih” ve “lezzet” boyutları da var!

“Kendimize karşı dürüst olalım; zamanı ve ruhunu bilmeden onu yansıtma iddiasıyla ortaya çıkan bir ürünü anlamamız mümkün değil. Korkmayın, kimya dersinden kaçıp tarih dersine yakalanmadınız. Ufak dedikodular ve fevkâlade lüzumsuz bilgilerle donanmış ‘cemiyet haberleri’ türünden virüsler eksik değil kitapta… 

‘Rahat olun’ yani, ‘sıkıntı yok’.”

2 Kasım 2015 Pazartesi

Burberry – My Burberry (2014)


Burberry – My Burberry (2014)

"My Burberry, Burberry markasının koku, tasarım ve duruş olarak hayat bulmuş halidir. Bu parfüm zaman sınırı tanımayan efsanevi Burberry trençkottan esinlenerek hazırlanmıştır."

Burberry'nin CEO'su Christopher Bailey bir açıklamasında yukarıdaki sözleri söylemiş. Burberry'nin büyük umutlarla piyasaya sürdüğü My Burberry isimli kadın parfümü 2014 yılının ortalarında raflardaki yerini aldı. Zaten markanın, yeni parfümü My Burberry'e ne kadar önem verdiğinin kanıtı olarak, kokusunun tasarımı için Francis Kurkdjian'la anlaşmış olması gösterilebilir. Artık daha çok kendi niş parfüm evi için çalışan ünlü burun Francis Kurkdjian’ın, Burberry gibi ana akıma hitap eden markaya koku tasarlaması ilk anda şaşırtıcı gelebilir. Tabii parfüm sektöründeki iş ilişkilerinin nasıl olduğunu görmemiz açısından ilginç bir örnek teşkil ediyor bu durum.

Francis Kurkdjian, tasarımına imza attığı My Burberry için şunları söylemiş: "Burberry'nin CEO'su Christopher Bailey, yeni oluşturmayı düşündükleri kokuyla ilgili bana kısa bilgilendirme yaptı ve trençkot giyen kadının duygularını anlatmamı istedi. Bu koku güzel duyguları, paylaşılan mutlu anları, yaşanan güzel anları hissettirmeli. Bu nedenle yağmurdan sonra Londra bahçeleri fikrinden yola çıkarak çiçek kokuları ile birlikte kendini iyi ve güvende hissetme duygusunu yaşatmaya çalıştım."


Yani My Burberry hem markanın ünlü trençkotlarından hem de Londra'da bulunan bahçelerde yağmurdan sonra ortaya çıkan kokudan esinlenilmiş. Ayrıca parfümün tanıtım kampanyasında ünlü modeller Kate Moss ve Cara Delevingne rol almış. Parfümün şişe kapağının da trençkotların düğmesine benzediği söyleniyor. Şişesinin kıvrımlarının, trençkotun cep kısmından ilham aldığı belirtiliyor.

My Burberry'nin açılışı ferah ve tatlı meyvelerle gerçekleşiyor. Biraz kırmızı meyveler ve azıcık armut ya da elma. Üst notalarda ferah çiçekler, meyvelere eşlik ediyor. Üst notaları gayet güzel. Orta kısımda parfümün ana öğesi çiçekler ağırlığını arttırıyor. Beyaz çiçekler ve gül ön plana çıkıyor. Çoğu kullanıcı frezya çiçeğinden bahsetmiş. Bence gül orta kısmın kazananı. Burası başlangıcına göre daha çiçeksi ve karakterli. Ferahlık devam ediyor orta bölümde. Son kısım benim için hayal kırıklığı. Kapanışta yapay parlak amber ve vasat miskle sıradan davranıyor ne yazık ki My Burberry. Zarif paçuli bile durumu kurtaramıyor bana göre alt notalarda.

Genel anlamda ferah çiçeksi yapısı olduğu açıkça görülüyor. Ferah ve yumuşak meyvelerin eşlik ettiği kokusu gayet tanıdık. Evet o birçok kadının üzerinde duyduğum parfümlere benziyor. Çok risk alınmamış anlaşılan. Ortalama bir çiçeksi-meyveli olarak düşünülebilir. Abartılı şekilde kadınsı aldehitler yok neyse ki. Canlı, parlak, neşeli, pozitif bir parfüm. Ağır, ağdalı ya da kasvetli-karanlık değil. Gayet açık, basit ve güvenilir. Onu kullanıp nefret edecek kişi sayısı muhtemelen az olacaktır.


Sıradan son kısmı dışında temiz ve kolay giyilebilecek kompozisyon hazırlamış Francis Kurkdjian. Yeterli kalitede olması, bir ustanın elinin değdiğini fısıldıyor zaten. Derinliği olmayan, tek düze, günlük kullanıma uygun, sivri taraf barındırmayan, dişil nüanslar barındıran, çok satması ihtimaline göre kurgulanmış gibi hissiyata sahip oldum. Buna çok şaşırmamak gerekiyor. Burberry gibi ana akıma seslenen bir markanın, Maison Francis Kurkdjian kadar enteresan veya yüksek kaliteli işlere imza atmasını beklemek anlamsız olur. Bu anlamda Burberry ve Francis Kurkdjian doğru bir seçim yapmış gibi görünüyor fakat kokusu anlamında farklı bir yerde durduğunu söylemek zor. My Burberry’e yaklaşımım şöyle olacak: “Olsa da olur olmasa da olur.”

Eau de Parfum (EDP) formundaki My Burberry'nin kalıcılığı iyi. Fark edilirliği ortalamanın üzerinde oldu tenimde. Kıyafet üzerine biraz fazla uyguladığımda bütün gün kendisini rahatlıkla hissettirmeyi beceriyor. Kullanım dönemi olarak ilkbahar-sonbahar sanki daha uygun. Çok soğuk kış günlerinde veya çok sıcak yaz günlerinde kullanmak uygun olmayabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

31 Ekim 2015 Cumartesi

By Kilian – Intoxicated (2014)


By Kilian – Intoxicated (2014)

Türk kahvesinin tarihinin 1517 yılına kadar gittiği söylenir. Dönemin Yemen valisi Özdemir Paşa'nın, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirmesinin, Türklerin kahveyle tanışmasında milat olduğu belirtilir. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını almış. İlk olarak Tahtakale'de açılan ve tüm şehre hızla yayılan kahvehaneler sayesinde halk kahveyle tanışmış. Günün her saati kitap ve güzel yazıların okunduğu, satranç ve tavlanın oynandığı, şiir ve edebiyat sohbetlerinin yapıldığı kahvehaneler ve kahve kültürü dönemin sosyal hayatına damgasını vurmuş.

Artık kahvehanelerin eski işlevlerinin kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Türk kahvesinin yerini ise çayın aldığı sır değil. Değişen alışkanlıklar, yavaş yavaş toplumun dönüşmesini de sağlıyor. Türk kahvesi, onun vaat ettiği gelenekler ve kültür de gerilerde kalmaya başlıyor. Kim bilir belki de Türk kahvesi, ilerleyen yıllarda tamamen unutulup, gidecek.

Oysa kendi kültürümüzün öğesi olan Türk kahvesine bizim sahip çıkmamız gerekirken, bu işi Fransa merkezli niş parfüm evi yapmış. By Kilian'ın 2014 çıkışlı Intoxicated isimli parfümü, ilhamını Türk kahvesinden almış. Açıklanan notalarında da kahve bulunuyor. Aslında Intoxicated, markanın "Addictive State of Mind" serisine ait. Bu seri 2014 yılında piyasa sürüldü. Şu üç parfümden oluşuyor: Intoxicated, Light My Fire ve Smoke For The Soul.


Bir süredir kullandığım Intoxicated'in başlangıcı tatlı-modern baharatlarla gerçekleşiyor. Kakule, tarçın ve diğerleri. Tanıdık üst notalar biraz karanlık daha doğrusu koyu ve dolgun. Açılışı çok güzel Intoxicated'in. Orta kısma geçildiğinde koku karakterinde büyük değişim olmuyor. Koyu baharatlara bu sefer tatlı hatta şekerli-sütlü kahve ekleniyor. Bu lezzetli aroma, Türk kahvesini anımsatmıyorsa da karamelli kapuçinoyu andırıyor. Son kısımda hoş bir sürpriz var. Karanlık bir çikolata algılıyorum, sütlü ve gayet leziz. Sanki biraz paçuli var sonlarda. Alt notalar gayet güzel denebilir.

Intoxicated, ilhamını Türk kahvesinden aldığını iddia etse de bence durum söylendiği gibi değil. Onu denemeden önce kuru kahve satılan dükkanlara girdiğinizde burnunuza gelen mis gibi kokuyu bekliyordum. Fakat karşıma çıkan daha modern ve batılı tarzda bir kahve kullanımı. Koyu baharatların eşlik ettiği tatlı kahveye, vanilya da destek veriyor. Böylece cezvede pişen orta şekerli Türk kahvesinden ziyade Starbucks'lara girdiğimizde karşılaştığımız sütlü, kakaolu yoğun aromaya benziyor Intoxicated.

Tatlı baharatlar ve tatlı kahve-kakao, neyse ki fazla şekerli ve iç bayan cinsten değil. Karanlık sayılabilecek rayiha, onun soğuk kış günü kokusu olduğunun ipucunu veriyor. Kasvetli baharatlara eklenen enfes kahve, kakao ve vanilya, onu koklamaktan bıkmayacağınız hale getiriyor. Son zamanlarda kullandığım en güzel By Kilian parfümü olarak hafızamdaki yerini alıyor. Love'da (Don't Be Shy) yaşadığım büyük hayal kırıklığını, Intoxicated kısa sürede silmeyi başarıyor. Evet gayet hoş bir parfüm olduğunu söylemem gerekiyor. Ya da benim sevdiğim tarza yakın olduğu için bu kadar beğendim, bilemiyorum.


Şimdi geleyim önemli detaya. Intoxicated, birçok kullanıcı tarafından Thierry Mugler'in ünlü parfümü A Men'e benzetilmiş. Bu konuda kesinlikle haklılar. Daha ilk kullanımda özellikle orta bölümden itibaren iki parfümün büyük benzerliği dikkat çekiyor. Zamanında A Men'i kullanmış ve fazla beğenmemiştim. Onda itici bir kabalık ve şekerli yanık asfalt gibi bir hissiyata kapılmıştım. Intoxicated, rahatlıkla söylenebilir ki A Men'in çok daha kaliteli benzeri. Eğer A Men'i seviyorsanız ve daha iyi seçenekler arıyorsanız Intoxicated'a mutlaka şans verin. Tabii aradaki büyük fiyat farkını da aklınızdan çıkarmayın.

Çok büyük değişim göstermeyen, aynı karanlık yapı üzerinde devam eden, rahatsız edici yapaylığın yaşanmadığı, insanların hoşuna gidebilecek, bohem, modern ve kaliteli bir eser Intoxicated. Soğuk kış günlerinde ya da serin sonbahar döneminde içinizi ısıtacak, sıcak çikolata gibi kokmak isterseniz işinizi görecektir.

Küçük bir not daha ekleyeyim. Intoxicated, "The Fragrance Foundation" tarafından, 2015 yılında verilen "yılın en iyi bağımsız parfümü" ödülünü almış.


Parfümün tasarımını By Kilian'ın birçok işine imza atan Calice Becker yapmış. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı fena değil. Kötü haber ise fark edilirliği düşük. Hem tenimde hem de kıyafet üzerinde kimi zaman bol bol sıkmama rağmen performansı ilk yarım saat dışında iyi değil.

Koku Güzelliği:10/8