16 Aralık 2015 Çarşamba

Maitre Parfumeur et Gantier – Ambre Precieux (1988)


Maitre Parfumeur et Gantier – Ambre Precieux (1988)

"Amber, ambregris, yani gri amber, "sperm whale" denen ve bizim kaşalot veya ispermeçet balinası diye tercüme ettiğimiz balinadan kaynaklanan bir koku hammadesi. Kendisi on ton, günlük yediği de bir ton civarında. Ancak yediği her şeyi sindiremiyor ve kafadan bacaklılar denen kalamar, ahtapot veya mürekkepbalığı gibi deniz canlılarının sindirimi biraz zorluyor muhteremi. Organizması bu sindirim olayını kolaylaştırmak için bir madde salgılıyor, sonra da bu maddeyi sindirilememiş atıklarla bazen dışkı, bazen de istifra etmek suretiyle suya bırakıyor.

Balinanın çıkardığı bu atık, aylarca, hatta bazen yıllarca güneşin altında ve suların üzerinde dolaştıktan sonra katılaşarak karaya vuruyor. Hayvandan ilk çıktığında rengi çok koyu, ancak karaya vurduğunda, denizde geçirdiği süreye bağlı olarak açık griye dönüyor. İsminin gri amber olmasının sebebi de onu, kehribar dediğimiz sarı amberden ayırma endişesi."

Vedat Ozan'ın, "Kokular Kitabı II - Parfümler" kitabında, amberi ve amber grisi anlattığı bölümden kısaca alıntı yaptım. Onun hoş görüsünü bildiğim için bu küçük aşırmayı sizlerle paylaşmak istedim. Parfümlerle azıcık da olsa içli dışlı olan herkesin, amber içeriğini bileceğini tahmin ediyorum. Muhtemelen yüzlerce amber temalı parfüm piyasada dolaşımdadır. Niş, ana akım, butik ve aklınıza gelebilecek her türlü kategorisiz marka, amber temalı parfümlere el atıyor. Güzel kokular endüstrisinin en çok kullanılan içeriklerinden olan amber, benim de en sevdiğim notalardan birisi. Tabii istediğim gibi kullanılırsa.


Ambre Sultan, Ambre 114 ve Ambre Russe gibi harika örneklere saygı duymamak elde değil. 1988 yılında niş parfümevi Maitre Parfumeur et Gantier'in ünlü amber parfümü Ambre Precieux, en iyi amber temalı parfümlerden birisi olarak gösteriliyor. Benim de çok uzun zamandır merakımı çeken Ambre Precieux, nihayet tenimle tanışıyor.

Ambre Precieux, kendi internet sitesinde, ilhamını gri amberden aldığını açıkça beyan etmiş. Markanın "Les Parfums du Levant" serisine ait olduğu belirtilmiş. Parfümün açılışı yoğun baharat bulutuyla gerçekleşiyor. Kakule ve küçük hindistan cevizine keskin reçineler de eşlik ediyor. Başlangıcı biraz tozlu, eski, erkeksi ve sağlam. Orta bölüme geçildiğinde lavantanın rolü giderek artıyor. Yüksek kaliteli lavanta, parfüme biraz yeşil hava katıyor. Reçineler hala hissediliyor. Baharatlar lavantaya destek veriyor ama geri plandalar. Normalde lavantayı çok sevemesem de orta kısımdaki kullanımı beğendim. Geleyim alt notalara. İşte parfüme ismini veren amber karşımıza bütün ihtişamıyla çıkıyor. Üst ve orta bölümdeki notaları unutun. Hepsi ortadan kayboluyor ve hafiften pudramsı amber sizi selamlıyor. En sevdiğim haliyle yani egzotik ve gizemli olarak verilmiş amber. En güzel sürpriz ise ambere harika bir vanilyanın eşlik etmesi. Vanilya çok şekerli verilmemiş neyse ki.

Büyük resme bakmaya çalışalım. 1988 yılında piyasa sürülmüş bir arkadaştan bahsediyoruz. 1980'li yılların sonlarındaki koku trendlerini düşündüğümüzde, onun günümüz için biraz "eski" koktuğunu söyleyebiliriz. Fakat ne hikmetse Ambre Sultan ve Ambre 114 gibi iki modern sanat eserini andırıyor. Oysaki Ambre Precieux, bu iki parfümden çok daha erkene tarihleniyor. Fakat içeriğinde barındırdığı dengeli tatlılık, onu demode kılmıyor. Gördüğüm kadarıyla Ambre Precieux, kendinden sonra gelen birçok parfüme ilham olmuş. Zaten parfümseverlerin ona bu kadar büyük saygı duymalarının sebebi muhtemelen bu.


Müthiş bir amber parfümü Ambre Precieux. Ağır baharatlar, keskin reçineler, dozajı harika ayarlanmış lavanta ve vanilyalı, tozlu amber. O, hem olgun ve nostaljik kokarken hem de garip şekilde modern ve zamanın ötesinde. Hafiften mistik, azıcık hüzünlü, bariz şekilde nostaljik. Neredeyse doğuya ait bir iksir gibi. Hatta arabik tarafı bile var sanki. Zaten parfümün Les Parfums du Levant serisine ait olması, onun doğudan ilhamını aldığını bana düşündürtüyor. Bu yüksek kaliteli eser, tam istediğim gibi enfes bir amber kullanımına sahip.

Sözü uzatmanın anlamı yok. Eğer tematik amber parfümlerine, amber kokan tütsülere ve dumansı-gizemli aromalara ilginiz varsa Ambre Precieux, olabilecek en çarpıcı eserlerden birisi. Hani bazı parfümler vardır, kullandığınızda modunuzu değiştirir, sizi farklı ruh haline büründürür. Ambre Precieux, işte bunu başarıyla gerçekleştiriyor. Onun kokusu sizi, kimi zaman tozlu Arap çöllerine, kimi zaman bedevi çadırlarında içilen nargileye, kimi zaman da Dubai'de ultra lüks bir otelin akşam yemeğinden sonra sahne alan rakkasenin, baş döndürücü dansına götürüyor.

Zaman zaman unutup, atlasam da yine bir ten-kıyafet değerlendirmesi yapayım. Tenime uyguladığım Ambre Precieux, çok derin, zengin ve enfes kokarken, kıyafet üzerinde tek düze amber kokusu haline dönüştü. Bu anlamda onun ten parfümü olduğu sonucunu çıkartabilirim kendi adıma.

Luca Turin'in kitabında klasik amber olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört puan verilerek oldukça beğenilmiş. Birçok niş parfümün aksine EDT formunda. Kalıcılığı tende fazla değil. Kıyafet üzerinde iyi sayılır. Fark edilirliği yüksek değil.


Şunu söylemeliyim ki gayet sağlam ve neredeyse sert sayılabilecek bir duruşu var. Genç arkadaşlara uyacağını sanmıyorum. Kullanım dönemi olarak soğuk kış günlerini isteyecektir. Kimi kaynaklarda uniseks olduğunu gördüğümde şaşırdım. Markanın kendi sitesinde erkek parfümleri kısmında yer alıyor. Zaten kokusu oldukça erkeksi. Denemeden almak iyi fikir değil.

Koku Güzelliği:10/8

Maitre Parfumeur et Gantier – Ambre Precieux (1988)

“Amber, ambregris, yani gri amber, “sperm whale” denen ve bizim kaşalot veya ispermeçet balinası diye tercüme ettiğimiz balinadan kaynaklanan bir koku hammadesi. Kendisi on ton, günlük yediği de bir ton civarında. Ancak yediği her şeyi sindiremiyor ve kafadan bacaklılar denen kalamar, ahtapot veya mürekkepbalığı gibi deniz canlılarının sindirimi biraz zorluyor muhteremi. Organizması bu sindirim olayını kolaylaştırmak için bir madde salgılıyor, sonra da bu maddeyi sindirilememiş atıklarla bazen dışkı, bazen de istifra etmek suretiyle suya bırakıyor.

Balinanın çıkardığı bu atık, aylarca, hatta bazen yıllarca güneşin altında ve suların üzerinde dolaştıktan sonra katılaşarak karaya vuruyor. Hayvandan ilk çıktığında rengi çok koyu, ancak karaya vurduğunda, denizde geçirdiği süreye bağlı olarak açık griye dönüyor. İsminin gri amber olmasının sebebi de onu, kehribar dediğimiz sarı amberden ayırma endişesi.”

Vedat Ozan’ın, “Kokular Kitabı II – Parfümler” kitabında, amberi ve amber grisi anlattığı bölümden kısaca alıntı yaptım. Onun hoş görüsünü bildiğim için bu küçük aşırmayı sizlerle paylaşmak istedim. Parfümlerle azıcık da olsa içli dışlı olan herkesin, amber içeriğini bileceğini tahmin ediyorum. Muhtemelen yüzlerce amber temalı parfüm piyasada dolaşımdadır. Niş, ana akım, butik ve aklınıza gelebilecek her türlü kategorisiz marka, amber temalı parfümlere el atıyor. Güzel kokular endüstrisinin en çok kullanılan içeriklerinden olan amber, benim de en sevdiğim notalardan birisi. Tabii istediğim gibi kullanılırsa.

 

Ambre Sultan, Ambre 114 ve Ambre Russe gibi harika örneklere saygı duymamak elde değil. 1988 yılında niş parfümevi, Maitre Parfumeur et Gantier’in ünlü amber parfümü Ambre Precieux, en iyi amber temalı parfümlerden birisi olarak gösteriliyor. Benim de çok uzun zamandır merakımı çeken Ambre Precieux, nihayet tenimle tanışıyor.

Ambre Precieux, kendi internet sitesinde, ilhamını gri amberden aldığını açıkça beyan etmiş. Markanın “Les Parfums du Levant” serisine ait olduğu belirtilmiş. Parfümün açılışı yoğun baharat bulutuyla gerçekleşiyor. Kakule ve küçük hindistan cevizine keskin reçineler de eşlik ediyor. Başlangıcı biraz tozlu, eski, erkeksi ve sağlam. Orta bölüme geçildiğinde lavantanın rolü giderek artıyor. Yüksek kaliteli lavanta, parfüme biraz yeşil hava katıyor. Reçineler hala hissediliyor. Baharatlar lavantaya destek veriyor ama geri plandalar. Normalde lavantayı çok sevemesem de orta kısımdaki kullanımı beğendim. Geleyim alt notalara. İşte parfüme ismini veren amber karşımıza bütün ihtişamıyla çıkıyor. Üst ve orta bölümdeki notaları unutun. Hepsi ortadan kayboluyor ve hafiften pudramsı amber sizi selamlıyor. En sevdiğim haliyle yani egzotik ve gizemli olarak verilmiş amber. En güzel sürpriz ise ambere harika bir vanilyanın eşlik etmesi. Vanilya çok şekerli verilmemiş neyse ki.

Büyük resme bakmaya çalışalım. 1988 yılında piyasa sürülmüş bir arkadaştan bahsediyoruz. 1980’li yılların sonlarındaki koku trendlerini düşündüğümüzde, onun günümüz biraz “eski” koktuğunu söyleyebiliriz. Fakat ne hikmetse Ambre Sultan ve Ambre 114 gibi iki modern sanat eserini andırıyor. Oysaki Ambre Precieux, bu iki parfümden çok daha erkene tarihleniyor. Fakat içeriğinde barındırdığı dengeli tatlılık, onu demode kılmıyor. Gördüğüm kadarıyla Ambre Precieux, kendinden sonra gelen birçok parfüme ilham olmuş. Zaten parfümseverlerin ona bu kadar büyük saygı duymalarının sebebi muhtemelen bu.

 

Müthiş bir amber parfümü Ambre Precieux. Ağır baharatlar, keskin reçineler, dozajı harika ayarlanmış lavanta ve vanilyalı, tozlu amber. O, hem olgun ve nostaljik kokarken hem de garip şekilde modern ve zamanın ötesinde. Hafiften mistik, azıcık hüzünlü, bariz şekilde nostaljik. Neredeyse doğuya ait bir iksir gibi. Hatta arabik tarafı bile var sanki. Zaten parfümün Les Parfums du Levant serisine ait olması, onun doğudan ilhamını aldığını bana düşündürtüyor. Bu yüksek kaliteli eser, tam istediğim gibi enfes bir amber kullanımına sahip.

Sözü uzatmanın anlamı yok. Eğer tematik amber parfümlerine, amber kokan tütsülere ve dumansı-gizemli aromalara ilginiz varsa Ambre Precieux, olabilecek en çarpıcı eserlerden birisi. Hani bazı parfümler vardır, kullandığınızda modunuzu değiştirir, sizi farklı ruh haline büründürür. Ambre Precieux, işte bunu başarıyla gerçekleştiriyor. Onun kokusu sizi, kimi zaman tozlu Arap çöllerine, kimi zaman bedevi çadırlarında içilen nargileye, kimi zaman da Dubai’de ultra lüks bir otelin akşam yemeğinden sonra sahne alan rakkasenin, baş döndürücü dansına götürüyor.

Zaman zaman unutup, atlasam da yine bir ten-kıyafet değerlendirmesi yapayım. Tenime uyguladığım Ambre Precieux, çok derin, zengin ve enfes kokarken, kıyafet üzerinde tek düze amber kokusu haline dönüştü. Bu anlamda onun ten parfümü olduğu sonucunu çıkartabilirim kendi adıma.

Luca Turin’in kitabında klasik amber olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden dört puan verilerek oldukça beğenilmiş. Birçok niş parfümün aksine EDT formunda. Kalıcılığı tende fazla değil. Kıyafet üzerinde iyi sayılır. Fark edilirliği yüksek değil.

 

Şunu söylemeliyim ki gayet sağlam ve neredeyse sert sayılabilecek bir duruşu var. Genç arkadaşlara uyacağını sanmıyorum. Kullanım dönemi olarak soğuk kış günlerini isteyecektir. Kimi kaynaklarda uniseks olduğunu gördüğümde şaşırdım. Markanın kendi sitesinde erkek parfümleri kısmında yer alıyor. Zaten kokusu oldukça erkeksi. Denemeden almak iyi fikir değil.

Koku Güzelliği:10/8

13 Aralık 2015 Pazar

Tom Ford – Velvet Orchid (2014)


Tom Ford – Velvet Orchid (2014)

"Tom Ford kadın parfümünü yeniden yorumladı. Parfüm artık sadece güzel bir koku olmanın ötesinde kendinizi ifade edebileceğiniz benzersiz deneyime dönüştü. Yeni efsane parfümün içeriğini ferahlatıcı notalar, taç yaprakları, bal ve rom oluşturuyor. Black Orchid'e göre daha az odunsu ve baharatlı koku içeren Velvet Orchid, çiçeksi notaların yarattığı kontrast ile daha önce hiç olmadığı kadar tutku dolu ve kadınsı bir deneyim sunuyor.

Kadınları tanrıçalara benzeten Tom Ford, onların en derin arzularından esinlenerek Velvet Orchid'i yarattı. O, taze ve gür taç yapraklarıyla teninizi sarıyor. Siyah orkidenin cazibesi ve sımsıcak odunsu kokular ile arzularınızın doruk noktasına ulaşmanızı sağlıyor.

Velvet Orchid, mor şişe ile karşımıza çıkıyor. Comoro adası vanilyası ile aşılanmış ham süet, Güney Brezilya ormanlarından gelen fuşya orkide ve portakal çiçekleri ile buluşuyor. Böylece tek parfümde, kendine güvenen kadının asaletini, eğlenmeyi seven, neşe dolu kadının enerjisini, romantik kadının sükunetini ve Tom Ford imzalı benzersiz içerikler ile lüksü keşfetmenize olanak tanıyor."


Tom Ford'un 2014 yılı çıkışlı parfümü Velvet Orchid'in, birçok yerde rastlanabilecek afişlerinde yazan yukarıda cümleler bizim için çok tanıdık. Tabii biz uzun zamandır pazarlama cümlelerinden ziyade öze ve içeriğe bakmayı tercih ediyoruz. Ne yalan söyleyeyim, Velvet Orchid, hiç merak ettiğim parfümlerden değildi. Tom Ford'un şimdiden modern zamanların en kült parfümlerinden birisi haline gelen Black Orchid'i pek sevemediğim için, Velvet Orchid'den beklentim düşüktü. Gerek ismi, gerek şişesiyle, Black Orchid'in devam parfümlerinden olduğu izlenimini güçlü şekilde hissettiriyor Velvet Orchid.

Zaten parfümün tasarımcılarından ünlü burun Antoine Maisondieu'nun, bir söyleşisinde, yarattıkları Velvet Orchid'in, "Black Orchid'in ruhundan izler taşıdığını" söylemesini dikkate almamız gerekiyor. Hatta hiç Antoine Maisondieu'ya uzanmaya gerek yok. Tom Ford'un resmi sitesinde Velvet Orchid'in, "ikonik Black Orchid'in, baştan çıkarıcı gücü ve şehvetli ihtişamının evrim geçirmiş oryantal çiçeksi hali" olduğu söylenmiş.

Velvet Orchid'i üzerime sıktığımda kremsi turunçgillerle karşılaşıyorum. Oldukça tatlı turunçgillere, lezzetli meyveler eşlik ediyor. Bence açılışı turunçgillerden ziyade meyvemsiliğe yakın. Tatlı ve mayhoş meyveler erik, kiraz veya vişne olabilir. Başlangıcı gayet güzel. Orta kısma geçildiğinde tatlı meyveler, neredeyse şekerli hale geliyor. Çiçeklerde artık devreye giriyor. Manolya, yasemin, gül, süsen (iris) ve diğerleri. Buradaki çiçekler sabunsu beyaz çiçekler gibi değil de meyvemsi kırmızı çiçekler gibi. Tabii orta bölümde biraz pudralı yapı öne çıkıyor. Orta kısım, ablası Black Orchid'i fazlasıyla andırıyor. Son kısım müthiş. Ekşimsi meyvelere hafif pudralı vanilya eşlik ediyor. Yumuşacık süet de var sanki. Alt notalar çok güzel.


Kendi sitelerindeki rom ve içki temasına tenimde fazla rastlayamasam da, ekşi kırmızı meyveler, karmaşık çiçekler ve vanilya mutlak anlamda kendisini gösteriyor. Yine kendi sitelerinde balı unutmamak gerekiyor. Parfüme tatlılığı belli oranda balın verdiği söylenebilir. "Dramatik taç yapraklar" konusunda ise fikrim yok. O da neymiş Tom Ford?

Velvet Orchid'in, başlangıcı harika, orta kısmı bana göre değil, sonları nefis. Görüleceği üzere benim açımdan en büyük sorun, parfümün en uzun süre hissedilen kısmı orta notalar. Çünkü orta kısım, Black Orchid'in neredeyse kopyası. Evet, Black Orchid'in o şekerli, iddialı ve fazlaca iç bayan çiçeklerini sevmiyorum. Ne yazık ki orta kısımda Black Orchid'in geneline hakim olan hava verilmiş Velvet Orchid'de. Tabii bu bir anlamda anlaşılabilir. Sonuçta Velvet Orchid, ablası Black Orchid'in temelleri üzerine inşa edilmiş. Ona benzemesi anlaşılabilir. Fakat Black Orchid'i bir türlü sevemeyen bünyem, Velvet Orchid'in uzun orta bölümünü de sevemedi. Onun dışında gayet başarılı bir arkadaş olduğu söylenebilir Velvet Orchid'in.

Parfümün genelindeki tatlılık, kimi zaman şekerliliğe doğru evrilirken, tam da yeni nesil kokulara öykünüyor anlaşılan. Eğer fazlaca tatlı kokuları sevmiyorsanız, Velvet Orchid'i kendinize yakın bulamayabilirsiniz. Bu anlamda çok farklı ve yeni bir yol çizmiyor kendisine. Tatlı çiçekler, tatlı meyveler ve tatlı vanilya. Biraz da pudra efekti. İşte size Velvet Orchid.


Doğal olarak Black Orchid ile kıyaslanıyor Velvet Orchid. Sanırım kendimce şöyle özetleyebilirim durumu. Black Orchid'in daha az çiçeksi ve daha meyvelisi olarak düşünebilirsiniz. Meyveler ferah değil, kremsi ve neredeyse vanilyamsı. Velvet Orchid'i tenime uyguladığımda sanki azıcık da süsen (iris) algılıyorum ya da pudramsılık öyle düşünmemi sağlıyor. Evet o, Black Orchid gibi cazibeli ve sınırlı da olsa kışkırtıcı. Fakat Black Orchid kadar hırslı değil.

Aklıma gelmişken ten-kıyafet karşılaştırması yapayım. Ten üzerinde çok daha güzel, meyvemsi, mayhoş ve vanilyalı kokarken, kıyafet üzerinde daha çiçeksi ve Black Orchid'e benzer yönde hareket etti. Bence ten üzerinde daha başarılı kokusu. Ayrıca kıyafet üzerine çok sıktığımda, aynı Black Orchid'in yaptığı gibi dayanılmaz ve ağır hal aldı. Anlaşılan Black Orchid gibi Velvet Orchid'i de fazla kullanmamak gerekiyor.

Velvet Orchid, kadın parfümü olarak lanse edildi. Muhakkak ki o, kadın kullanımına çok daha yakın. Peki erkekler de kullansa Velvet Orchid'i ne olur? Hiç bir şey olmaz. Nasıl ki Black Orchid gibi kadınsı parfümün büyük bir erkek kitle tarafından kullanıldığını ve sevildiğini biliyorsak, Velvet Orchid'de erkekler tarafından kullanılabilir. İkisi arasında seçim yapacak olsam tercihimi rahatlıkla Velvet Orchid'den yana kullanırdım. Bana göre Black Orchid'e göre daha kullanılabilir ve sevilebilir Velvet Orchid.


Parfümü dört önemli burun, Yann Vasnier, Calice Becker, Shyamala Maisondieu ve Antoine Maisondieu birlikte tasarlamış. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek. Sonra normale dönüyor. Black Orchid kadar saldırgan değil neyse ki. Tam bir sonbahar hatta soğuk kış mevsimi parfümü. Yaş olarak ise on sekiz yaşındaki arkadaşlara öneremeyeceğim. Şöyle yaşınız otuzlara gelsin öyle kullanın bunu bence.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7.5

Tom Ford – Velvet Orchid (2014)

“Tom Ford kadın parfümünü yeniden yorumladı. Parfüm artık sadece güzel bir koku olmanın ötesinde kendinizi ifade edebileceğiniz benzersiz deneyime dönüştü. Yeni efsane parfümün içeriğini ferahlatıcı notalar, taç yaprakları, bal ve rom oluşturuyor. Black Orchid’e göre daha az odunsu ve baharatlı koku içeren Velvet Orchid, çiçeksi notaların yarattığı kontrast ile daha önce hiç olmadığı kadar tutku dolu ve kadınsı bir deneyim sunuyor.

Kadınları tanrıçalara benzeten Tom Ford, onların en derin arzularından esinlenerek Velvet Orchid’i yarattı. O, taze ve gür taç yapraklarıyla teninizi sarıyor. Siyah orkidenin cazibesi ve sımsıcak odunsu kokular ile arzularınızın doruk noktasına ulaşmanızı sağlıyor.

Velvet Orchid, mor şişe ile karşımıza çıkıyor. Comoro adası vanilyası ile aşılanmış ham süet, Güney Brezilya ormanlarından gelen fuşya orkide ve portakal çiçekleri ile buluşuyor. Böylece tek parfümde, kendine güvenen kadının asaletini, eğlenmeyi seven, neşe dolu kadının enerjisini, romantik kadının sükûnetini ve Tom Ford imzalı benzersiz içerikler ile lüksü keşfetmenize olanak tanıyor.”

 

Tom Ford’un 2014 yılı çıkışlı parfümü Velvet Orchid’in, birçok yerde rastlanabilecek afişlerinde yazan yukarıda cümleler bizim için çok tanıdık. Tabii biz uzun zamandır pazarlama cümlelerinden ziyade öze ve içeriğe bakmayı tercih ediyoruz. Ne yalan söyleyeyim, Velvet Orchid, hiç merak ettiğim parfümlerden değildi. Tom Ford’un şimdiden modern zamanların en kült parfümlerinden birisi haline gelen Black Orchid’i pek sevemediğim için, Velvet Orchid’den beklentim düşüktü. Gerek ismi, gerek şişesiyle, Black Orchid’in devam parfümlerinden olduğu izlenimini güçlü şekilde hissettiriyor Velvet Orchid.

Zaten parfümün tasarımcılarından ünlü burun Antoine Maisondieu’nun, bir söyleşisinde, yarattıkları Velvet Orchid’in, “Black Orchid’in ruhundan izler taşıdığını” söylemesini dikkate almamız gerekiyor. Hatta hiç Antoine Maisondieu’ya uzanmaya gerek yok. Tom Ford’un resmi sitesinde Velvet Orchid’in, “ikonik Black Orchid’in, baştan çıkarıcı gücü ve şehvetli ihtişamının evrim geçirmiş oryantal çiçeksi hali” olduğu söylenmiş.

Velvet Orchid’i üzerime sıktığımda kremsi turunçgillerle karşılaşıyorum. Oldukça tatlı turunçgillere, lezzetli meyveler eşlik ediyor. Bence açılışı turunçgillerden ziyade meyvemsiliğe yakın. Tatlı ve mayhoş meyveler erik, kiraz veya vişne olabilir. Başlangıcı gayet güzel. Orta kısma geçildiğinde tatlı meyveler, neredeyse şekerli hale geliyor. Çiçeklerde artık devreye giriyor. Manolya, yasemin, gül, süsen (iris) ve diğerleri. Buradaki çiçekler sabunsu beyaz çiçekler gibi değil de meyvemsi kırmızı çiçekler gibi. Tabii orta bölümde biraz pudralı yapı öne çıkıyor. Orta kısım, ablası Black Orchid’i fazlasıyla andırıyor. Son kısım müthiş. Ekşimsi meyvelere hafif pudralı vanilya eşlik ediyor. Yumuşacık süet de var sanki. Alt notalar çok güzel.

 

Kendi sitelerindeki rom ve içki temasına tenimde fazla rastlayamasam da, ekşi kırmızı meyveler, karmaşık çiçekler ve vanilya mutlak anlamda kendisini gösteriyor. Yine kendi sitelerinde balı unutmamak gerekiyor. Parfüme tatlılığı belli oranda balın verdiği söylenebilir. “Dramatik taç yapraklar” konusunda ise fikrim yok. O da neymiş Tom Ford?

Velvet Orchid’in, başlangıcı harika, orta kısmı bana göre değil, sonları nefis. Görüleceği üzere benim açımdan en büyük sorun, parfümün en uzun süre hissedilen kısmı orta notalar. Çünkü orta kısım, Black Orchid’in neredeyse kopyası. Evet, Black Orchid’in o şekerli, iddialı ve fazlaca iç bayan çiçeklerini sevmiyorum. Ne yazık ki orta kısımda Black Orchid’in geneline hakim olan hava verilmiş Velvet Orchid’de. Tabii bu bir anlamda anlaşılabilir. Sonuçta Velvet Orchid, ablası Black Orchid’in temelleri üzerine inşa edilmiş. Ona benzemesi anlaşılabilir. Fakat Black Orchid’i bir türlü sevemeyen bünyem, Velvet Orchid’in uzun orta bölümünü de sevemedi. Onun dışında gayet başarılı bir arkadaş olduğu söylenebilir Velvet Orchid’in.

Parfümün genelindeki tatlılık, kimi zaman şekerliliğe doğru evrilirken, tam da yeni nesil kokulara öykünüyor anlaşılan. Eğer fazlaca tatlı kokuları sevmiyorsanız, Velvet Orchid’i kendinize yakın bulamayabilirsiniz. Bu anlamda çok farklı ve yeni bir yol çizmiyor kendisine. Tatlı çiçekler, tatlı meyveler ve tatlı vanilya. Biraz da pudra efekti. İşte size Velvet Orchid.

 

Doğal olarak Black Orchid ile kıyaslanıyor Velvet Orchid. Sanırım kendimce şöyle özetleyebilirim durumu. Black Orchid’in daha az çiçeksi ve daha meyvelisi olarak düşünebilirsiniz. Meyveler ferah değil, kremsi ve neredeyse vanilyamsı. Velvet Orchid’i tenime uyguladığımda sanki azıcık da süsen (iris) algılıyorum ya da pudramsılık öyle düşünmemi sağlıyor. Evet o, Black Orchid gibi cazibeli ve sınırlı da olsa kışkırtıcı. Fakat Black Orchid kadar hırslı değil.

Aklıma gelmişken ten-kıyafet karşılaştırması yapayım. Ten üzerinde çok daha güzel, meyvemsi, mayhoş ve vanilyalı kokarken, kıyafet üzerinde daha çiçeksi ve Black Orchid’e benzer yönde hareket etti. Bence ten üzerinde daha başarılı kokusu. Ayrıca kıyafet üzerine çok sıktığımda, aynı Black Orchid’in yaptığı gibi dayanılmaz ve ağır hal aldı. Anlaşılan Black Orchid gibi Velvet Orchid’i de fazla kullanmamak gerekiyor.

Velvet Orchid, kadın parfümü olarak lanse edildi. Muhakkak ki o, kadın kullanımına çok daha yakın. Peki erkekler de kullansa Velvet Orchid’i ne olur? Hiç bir şey olmaz. Nasıl ki Black Orchid gibi kadınsı parfümün büyük bir erkek kitle tarafından kullanıldığını ve sevildiğini biliyorsak, Velvet Orchid’de erkekler tarafından kullanılabilir. İkisi arasında seçim yapacak olsam tercihimi rahatlıkla Velvet Orchid’den yana kullanırdım. Bana göre Black Orchid’e göre daha kullanılabilir ve sevilebilir Velvet Orchid.

 

Parfümü dört önemli burun, Yann Vasnier, Calice Becker, Shyamala Maisondieu ve Antoine Maisondieu birlikte tasarlamış. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği başlarda yüksek. Sonra normale dönüyor. Black Orchid kadar saldırgan değil neyse ki. Tam bir sonbahar hatta soğuk kış mevsimi parfümü. Yaş olarak ise on sekiz yaşındaki arkadaşlara öneremeyeceğim. Şöyle yaşınız otuzlara gelsin öyle kullanın bunu bence.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7.5

10 Aralık 2015 Perşembe

L’Artisan Parfumeur – Fou D’Absinthe (2006)


L’Artisan Parfumeur – Fou D’Absinthe (2006)

Diğer ismi "Yeşil Peri" olduğu söylenen dünyanın en sert içkisi Absent, %85'e yakın alkol oranıyla, aynı zamanda içimi en tehlikeli içki. Birçok ülkede üretimi ve satışı yasak olan Absent, yakın dönem popüler kültürde de kendisine yer buluyor. Sadece popüler kültürün değil, Oscar Wilde, Pablo Picasso, Ernest Hemingway gibi tarihe mal olmuş kişilerin bile sıkı bir Absent tutkunu olduğu söylenir. Yüksek alkol oranı sebebiyle içen kişilerde halüsinatif etki gösterdiği söylenen Absent'in, ünlü sanatçıların eserlerini yaratırken itici güç anlamında payı var mı, tam olarak bilmek mümkün değil.

Hakkında türlü efsaneler bulunan bu korkutucu içki, parfüm sektörüne tabii ki ilham verecekti. İsminde Absent olan yirmi civarında parfüm var piyasada. Fakat geçtiğimiz aylarda denediğim ve isminde Absent olmayan By Kilian parfümü A Taste Of Heaven gibi eserleri de unutmamak gerekiyor. Calice Becker'in başarılı çalışması A Taste Of Heaven'den sonra bir başka niş eserde Absent notası karşımıza çıktı. Olivia Giacobetti'nin Absent içkisinden ilhamını alan Fou D'Absinthe'i, 2006 yılında piyasaya sürüldü.

Kendi sitelerinde Fou D'Absinthe, sıcak ve soğuğun, yumuşaklığın ve baharatlılığın kontrası olarak değerlendirilmiş. Ayrıca yine resmi sitelerinde Fou D'Absinthe'in markanın en çok satan parfümlerinden birisi olduğu vurgulanmış. Anladığım kadarıyla erkekler için tasarlanmış. Parfümün açılışı keskin çam aromasıyla gerçekleşiyor. tatlılık barındırmayan kuru ağaçsılık, yüksek kaliteli ve güzel. Başlangıcı gayet başarılı. Orta kısımda yeşil ağaçsı yapı pek değişmiyor. Çam akoru, daha bir terebentin gibi kokmaya başlıyor. Orta bölümde parfüme ismini veren içki teması ortaya çıkıyor ama abartılı şekilde verilmemiş. İçkimsi yapıya kuru baharatlar ve anason destek veriyor. Evet kararsız kalıyorum bu noktada, votka mı desem anason mu desem bilemedim orta bölümdeki kısma. Çok sevemediğimi söylemem gerekiyor orta bölümü. Son bölümde o tuhaf orta nota elemanları az da olsa mevcut. Fakat asıl bombayı tütsü patlatıyor. Yüksek kaliteli tütsü, adeta çölde rastlanan vaha gibi. Harika tütsü, alt notaları zor da olsa kurtarıyor. Fakat parfümün geneli benim için hala kullanması ve sevmesi zor halde karşımda duruyor.


Fou D'Absinthe, yeşil, odunsu, içkimsi, kuru baharatlı ve sabunsu bir karışım. Genel olarak çam esanslı kremleri veya Vicks Vaporub'u hatırlatan balsamsı tuhaf bir parfüm. Bu tarz kokuları pek sevmediğimi söyleyebilirim. Babamın ben küçükken Vicks'i çokça kullanmasından ve kokusu hafızamın derinliklerine kazındığından mıdır bilemiyorum ama Fou D'Absinthe aklıma Vicks Vaporub'u getirdi. Bir parça sabunsuluk bulunan bu yeşil erkeksi iksir, benim tercih etmeyeceğim kadar rahatsız edici. Ama siz yine de es geçmeyin onu. E markanın çok satanlar listesine girdiyse vardır bir güzelliği.

Fou D'Absinthe, ten üzerinde sabunsu kokarken, kıyafet üzerinde neyse ki daha çamsı ve odunsu davranıyor. Kumaş üzerindeki halini daha tahammül edilebilir bulduğumu söylemeliyim.

Sonuç olarak muhtemelen haklılar. Fou D'Absinthe, oldukça erkeksi kokuyor. Yüksek orandaki çamsılık, aromatik otlar ve içki teması, onu kadın kullanımı için uyumsuz hale getirmeye yetiyor. Farklı ve tematik bir kokusu var. Denemeden almak için uygun olmadığını söylemek durumundayım.


Luca Turin'in kitabında Fou D'Absinthe sıkıcı ağaçsı olarak nitelenmiş. Beş üzerinden iki puan vererek beğenmediğini belli etmiş bay Turin. Eau de Parfum (EDP) formunda. Kalıcılığı idare eder. Fark edilirliği yüksek değil. Çok genç işi değil anlaşılacağı üzere. Sonbahar-kış mevsimi için daha uygun olacağını düşünüyorum.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/6