14 Ekim 2017 Cumartesi

Montale – Intense Pepper (2014)

Peru’dan pembe biber, Madagaskar’dan karabiber, Malezya’dan öd ağacı ve hazsal sedir ağacı (o ne yahu) ve değerli amberin karışımı olarak sunulmuş Montale’nin Intense Pepper’i. Maşallah Birleşmiş Milletler gibi parfüm Intense Pepper! Hazsal sedir ağacı nasıl oluyor ki o da ayrı konu?

2014 çıkışlı Intense Pepper, resmi tanıtımını bir kenara bırakacak olursam, ilk anda ismindeki bibere odaklıyorum ister istemez. Adındaki biberin keskinliği ve yoğunluğu acaba kokuya ne kadar yansımış diye düşünürken, ilgimi çekiveriyor bu arkadaş. Parfümlerde güzel verilmiş karabiberi seviyorum. Bakalım Intense Pepper’de nasıl verilmiş biber teması.

Parfümün açılışı buruk ve hüzünlü sayılabilecek olgun limonla gerçekleşiyor. Aromatik otların eşlik ettiği limon, eski klasikleri anımsatıyor. Açılışını sonbaharın ısıtmayan güneşinin verdiği o garip hisse benzetiyorum. Başlangıcını sevdim. Orta kısımda beklenen durum gerçekleşiyor ve karabiber parfüme nüfuz etmeye başlıyor. Kaliteli verilmiş karabiber ile limonun karışımı hiç fena değil. Tabii sadece karabiber değil bence biraz kimyon da var orta kısımda. Kapanışta limonlu baharatlar devam ediyor. Bir parça yumuşak odunsular kompozisyonu tamamlıyor.

Intense Pepper, 1980’li yılların erkeksi şiprelerinin açılışındaki o hafiften mayhoş, parlak ve canlı olmayan ama ferah limona benziyor. Parfümün tanıtımında bahsedilmemiş ama biraz aromatik otlar da var gibi. Herkesin sevemeyeceğini düşündüğüm üst notalardaki limonu sevdim. Orta kısımda limona destek veren baharatlar hem uyumlu hem de kendilerini göstermenin peşinde. Yoğun ya da keskin sayılamayacak kimyon-karabiber ikilisinin turunçgillerle uyumu başarılı. Ve son kısımda büyük değişim olmuyor. Kapanıştaki sedir ağacı bir parça sıradan denebilir.

Intense Pepper, garip şekilde ferah sayılabilecek bibersi limon gibi kokuyor ama yaz sıcaklarında baharatın rahatsız edeceği açık, kışın ise kokunun bir parça ferah kaçacağı varsayılabilir. Yani kullanım dönemi dar bir parfüme benziyor. Serin ilkbahar-sonbahar için gayet uygun bence.

Intense Pepper’i ilk kullandığım andan itibaren bir parfüme çok benzettiğimi fark ettim. Kimi yorumcuların Bentley – Infinite Rush’a benzettiklerini gördüm ve hak verdim. Genel kokusu gerçekten benziyor ama tabii Intense Pepper daha kaliteli, güçlü ve güzel kokuyor. Fakat zihnim beni yanıltmıyorsa bir başka parfüme daha çok benzettim o da Cartier’in ünlü Declaration’ı. Jean Claude Ellena’nın nefis ve kafa karıştırıcı parfümü Declaration’dan etkilendi mi acaba Pierre Montale Intense Pepper’i oluştururken? Neden olmasın.

Sonuç olarak herkesin ilgisini çekmeyecek ama beni tavlayabilen bir eser Intense Pepper. Şunu da söyleyeyim ki derinliği olmayan, tekdüze devam ediyor. O üzerimdeyken ilginç bir hüzün hissediyorum. Kokusu ara ara burnuma geldikçe etrafa bakınıyorum nereden geliyor bu tanıdık aroma diye ama sonra aklıma geliyor. Hani bazı parfümler ya da şarkılar veyahut filmler vardır. Çok popüler değildir, çoğu kişi ilgisiz kalır, gerilerde bir yerlerde kendilerini sevecek kişiyi bekler adeta. Belki de Intense Pepper öyle bir parfümdür. Sebebini anlayamadığım şekilde zihnimde bir yerlere dokunuyor ama acaba nereye?

EDP formundaki Intense Pepper’in kalıcılığı iyi, fark edilirliği fena değil. Bir parça erkek kullanımına yakın sanki. Fazlaca tematik kokmuyor yani günlük kullanıma uyabilecek bir arkadaş. Ofis kullanımına bile hayır demeyecektir Intense Pepper. Yaş olaraksa otuz ve üzerindeki erkeklere yakışacağını düşünüyorum.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran Dinçer beye teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

10 Ekim 2017 Salı

Profumum Roma – Arso (2010)

“Dışarıda kış ayının ilk karı yağıyordu ve rüzgar çam ağaçlarının yapraklarını okşuyordu. Bir dağ evinde, güzel caz müziğinin notalarıyla kaynaşan kaliteli kırmızı şarap. Sen ve ben eski bir kanepede, çıtır çıtır sesler çıkararak yanan şöminenin yanında, değerli bir tütsünün beyaz dumanı ve çamın sıcak kokusu eşliğinde birbirimize sarılıyoruz.”

Havaların serinlemeye başladığı ekim ayının ortalarında, yukarıdaki tasvir bize doğru yaklaşıyor. Soğuk kış mevsiminin en popüler hayallerinden birisidir dağ başındaki bir evde, şöminenin karşısında yağan karı seyretmek. Bu hayali gerçekleştirmek isteyen kimi parfüm markaları da çıkmıyor değil.

İtalya merkezli niş parfümevi Profumum Roma, kış aylarının bu harika temasını parfümüne yansıtmak istemiş. Arso isimli 2010 çıkışlı parfümlerinin açıklanan notalarında deri, tütsü, çam reçinesi ve sedir yaprakları var. Arso sevilen Profumum Roma parfümlerinden birisi olarak dikkat çekiyor. Bakalım Arso, bahsedildiği kadar başarılı mı?

Fotoğraf basenotes.net’ten alınmıştır.

Arso’nun açılışı yeşil ağaçlarla gerçekleşiyor. Kuru sayılabilecek üst notalarda çam ağacı önemli yer tutuyor. Zaman zaman reçinemsi hissiyat veren çam ağacı kokusu gayet doğal ve kaliteli. Orta kısımda yeşil çam ağacı reçinesi devam ederken bir parça tütsü ekleniyor. Tütsü bu andan itibaren dumansı ve karanlık sayılabilecek hava katıyor. Orta notaları da beğendim. Kapanışta büyük değişim yok. Dumansı reçineler ve tütsüye bir parça ağaçsılar ekleniyor sadece. Muhtemelen sedir ağacından gelen bu odunsuluk, kötü değil ama çarpıcı da değil.

Arso, yeşil çamsı-tütsü parfümü gibi duruyor. Tabii hissedilir orandaki dumansılık ve ağaçların etkisi büyük genel kompozisyonda. Başlangıcı ve orta kısmı yanmış çam odunu dumanı gibi kokarken son bölümde ıslak-rutubetli ağaç gibi davranıyor. Bence parfümün en sıradan yeri sonları. Başlangıcı ve orta kısmı çok daha başarılı.

Şimdi, çam ağacı kokusunu severim. Dağ başındaki bir çam ormanı inanılmaz kokar. Parfümlerde de ilgimi çeker çam kokusu. Buradaki verilişi beğendim diyebilirim ama aşık olmadım. Arso düz çizgide ilerleyen, fazla şaşırtmayan, belli bir kalitenin üzerinde iyi bir parfüm. Fakat şu var ki günlük kullanım için uygun mu şüpheliyim.

Kim bir AVM’ye giderken dumansı çam ağacı gibi kokmak ister? Ya da bir toplantıya tütsülenmiş Serdar Kılıç gibi katılabilir? Makul olmak gerekirse oldukça tematik ve koleksiyonerlere göre bir parfüm Arso. Ha İsviçre Alplerinde ya da Bolu’nun dağlarındaki bir kulubede yaşıyorsanız evet Arso iyi bir seçim olabilir. Peki ya Adana’nın o feci rutubetli sıcağında ya da Alaçatı’nın o tiki sokaklarında Arso’ya yer var mı? Pek sanmıyorum.

Arso’nun kokusu hangi parfümlere benziyor? Aklıma gelen en yakın koku Black Tourmaline’nin ki. Bence oldukça benziyorlar ama tabii ki ikisi arasında Arso’yu tercih ederim. Fille en Aiguilles’in meyvesiz halini andırıyor Arso. Bir parça Avignon esintileri, hafiften Interlude, azıcık Comme des Garçons 2 ve üretimi bitirilen efsane Gucci Pour Homme, Arso’nun en yakın arkadaşları diyebilirim.

Tam bir kış bombası Arso. İlkbahar ve sonbahar bile kesmez onu. Kar yağarken ya da hava 0 dereceye yakınken kullanılsa asıl marifetlerini o zaman göstereceğine eminim. Kalıcılığı iyi. Çoğu kişi çok güçlü olduğunu söylemiş ama bende fark edilirliği normalin biraz altında gerçekleşti. Erkek kullanımına fazlasıyla yakın. Kadın arkadaşlar deneme listelerine almasalar iyi ederler. Otuz yaş üzeri ve parfüm deneyimi olan kokusever arkadaşlara göz kırpıyor Arso. Ve tabii ki sihirli uyarımızı yine yapıyoruz: “Denemeden almayın, pişman olmayın.”

Koku Güzelliği:10/7

7 Ekim 2017 Cumartesi

Haydi çekilişe :) (Kazanan Açıklandı)

Asıl kazanan: AYGEN DENİZ  aygendeniz@gmail.com

Yedek: SALİH TAYFUN AKSOY  lawyersta@hotmail.com

Yine kazanma zamanı sevgili parfümseverler. Vertus’un Amber Elixir isimli parfümünü (30 ml.), çekilişle bir kişiye hediye edeceğim. Çekiliş için tek şartım “parfummerakiofficial” Instagram adresinin takip edilmesi. Instagram adresini takip ettikten sonra bu başlığın altına çekilişe katılma isteğinizi bildirip, e-posta adresinizi de yazmanız önemli çünkü eğer kazanırsanız, size e-posta üzerinden ulaşacağım.

Çekilişe katılım 7 Ekim 2017 Cumartesi günü saat 19.00’da başlayacak ve 8 Ekim Pazar günü saat 19.00’da sona erecek. Çekiliş sonucunu, pazar günü yine bu başlıktan açıklayacağım. Lütfen herkes tek sefer katılsın, aynı kişiden gelen birden fazla mesajı ciddiye almayacağım.

Herkese bol şans.

Parfüm Merakı’nın resmi Instagram hesabı: https://www.instagram.com/parfummerakiofficial

6 Ekim 2017 Cuma

Azzaro – Mademoiselle (2015)

Şöhretli erkek parfümleriyle tanınan Azzaro’nun, kadın parfümleri alanında biraz geride kaldığını söylemek yanlış mı olur acaba? Azzaro’nun erkek parfümleriyle anılır olmasını Chanel’in kadın parfümleriyle anılır olmasına benzetiyorum. Tabii markaların böyle tercihleri olacağını sanmıyorum fakat gerçekler değil algılar çağındayız artık.

Açıkçası Azzaro’nun Mademoiselle isimli yeni bir kadın parfümü olduğunu gördüğümde şaşırdım. 2015 yılında piyasaya sürülmesine rağmen hiç haberim olmamış meğer. Gerçi o kadar çok yeni parfüm piyasaya sürülüyor ki artık takip etmek mümkün değil. Azzaro’nun Mademoiselle’ini merak ettim ve denemeye karar verdim. Tabii bu ismin Chanel’in ünlü Mademoiselle serisine benzediği dikkatlerden kaçmamıştır. Burada Azzaro, Chanel’i taklit etmiştir yargısına ulaşmak doğru olmayabilir. Sonuçta Mademoiselle, hangi marka için olursa olsun kadın parfümü anlamında harika bir isim.

Azzaro’nun sitesinde Mademoiselle’in Parisli ruhu vurgulanmış. Ferah, şık ve cazibeli tarafı unutulmamış. Kokusunda üç notaya özel önem verilmiş: Şeftali, leylak ve iris ağacı. Parfümün açılışı meyvelerle gerçekleşiyor. Bahsedilen şeftali ilk saniyelerde karşımıza çıkıyor. Leziz, canlı ve modern şeftali oldukça kadınsı verilmiş. Orta bölümde şeftalinin etkisi devam ederken çiçekler yavaş yavaş nüfuz etmeye başlıyorlar. Yasemin benzeri feminen çiçekler artık başrolde orta kısımda. Tabii orta notalar için meyveli-çiçeksi diyebiliriz rahatlıkla. Kapanışta büyük değişim yok. Yumuşak odunsular çok ilginç değil. Orta bölümle paralel ilerliyor alt notalar.

Azzaro’nun Mademoiselle’si, ismi gibi tam bir genç hanımefendi parfümü. Tanıdık meyveli-çiçeksi hissiyat benzersiz ya da farklı değil. Bir kadın parfümü nasıl kokarsa Mademoiselle aynen öyle. Turunçgillerden ziyade çiçeksi meyveli yapının önde olduğu Mademoiselle, genç hanımefendiler ve başlangıç seviyesindeki parfümseverler için fena seçenek değil.

Mademoiselle’nin sıradışı olmadığını ve piyasadaki diğer orta kalite kadın parfümlerine benzediğini söylemek gerekiyor. Her ne kadar kullanmadan önce Azzaro ismi biraz heyecan yaratsa da vasat bir deneme benim için. Bu tür baskın kadınsı parfümlerde yanılabilirim. Çünkü hem bu tarz kokuları pek benimseyemiyorum hem de bir erkeğin üzerinde böylesi feminen çiçekler iyi durmayabiliyor. Onun için bu tür genç kız kokusu meyveli-çiçeksi parfümleri bir de siz deneyin, belki hoşunuza gider. Bu tarz birbirine benzeyen yüz tane parfüm denesem muhtemelen yine aynı uyumsuzluğu yaşayacağım.

Mademoiselle ismini ilk gördüğümde hemen aklıma Chanel’in Coco Mademoiselle’si geldi. Chanel’in Coco Mademoiselle’sine benziyor mu diye hafızamı yokladım. Coco Mademoiselle orta kısımdan itibaren öne çıkan parlak ve yapay paçulisiyle Azzaro’nun Mademoiselle’sinden epey farklı bir yolda ilerliyor. Aralarında sadece isim benzerliği olsa da iki parfümün yoğun kadınsı-çiçeksi yönü bir parça benzetilebilir. Zaten mutlaka benzerlik bulma çabasını fazla zorlamamak gerekiyor.

Mademoiselle birçok kadın parfümünün aksine EDT formunda. Kalıcılığı ve fark edilirliği normal seviyelerde. Sıcak yaz günlerinde biraz içinizi bayabilir. Ilık ilkbahar onu kullanmak için en güzel dönem diyebilirim. Otuz yaş altı genç hanımefendi kokusu gibi duruyor. Günlük kullanıma gayet uygun.

Koku Güzelliği:10/5