8 Temmuz 2020 Çarşamba

Christian Dior – Miss Dior Blooming Bouquet (2014)

“1947 yılında Miss Dior parfümü, Couture kokusu olarak Christian Dior’un New Look tarzının devrimci siluetini somutlaştırdı ve ilham verici kumaş kıvrımlarının duygusallığını kokuyla uyandırmak için doğdu. O zamandan beri Dior, moda ve kokusal devrimleri biliyor, Miss Dior hepsine eşlik ediyor. Şevkini ve Couture ruhunu kaybetmeden tam hızla ilerliyor.

Miss Dior Blooming Bouquet, Kalabriya bergamotunun tazeliği ile aydınlatılan ve beyaz misklerin hassas etkileşimiyle süslenmiş narin şakayık ve gül buketi temasına sahiptir. Bu çiçek buketi Christian Dior’un efsanevi çiçek tutkusuna saygı duyar.”

Christian Dior’un ünlü klasiği Miss Dior’un uzun yıllar sonra hala devam parfümleri çıkarması gerçekten ilginç. Miss Dior öylesine sevilen bir kadın parfümü ki, elli yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, isminin değerinden bir şey kaybetmiyor. 2014 yılında Miss Dior’un devam parfümü olarak Blooming Bouquet piyasaya sürüldü. Yukarıdaki tanıtım cümlelerine sahip Blooming Bouquet’te dört koku notası öne çıkarılmış: Bergamot, gül, şakayık ve beyaz misk.

Blooming Bouquet’in açılışı ekşi turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan notalarındaki bergamot hissediliyor. Kısa süre sonra çiçeklerin hakimiyeti artıyor. Kadınsı beyaz çiçekleri anımsatan orta kısmında şakayık önemli yer tutuyor. Gül, tatlı ve hatta ekşi meyvemsi verilmiş. Hatta azıcık da yasemin olabilir orta notalarında. Sonlarda yapaylık emareleri gösteren çiçeklere misk ekleniyor. Blooming Bouquet’in özeti böyle denebilir.

Karşımızda yüzlerce örneği olan meyveli-çiçeksi parfüm teması bulunuyor. Kadınsı çiçekler ve tatlı, lezzetli, ekşi meyvelerin karışımıyla standart, sabunsu, vasata yakın ve yaratıcı olmayan bir koku formu bizi karşılıyor. Genç hanımefendilerin sevebileceği, canlı, tamamen kadınsı ve sıradan tarzıyla, basit bir ilkbahar parfümüne benziyor. Bu kokunun o kadar çok benzeri var ki, kimi kadın deodorantlarında bile o hissi almanız mümkün.

Christian Dior parfümevi, çoğunluğa hitap edebilecek bu parfümüyle yaratıcı ve benzersiz olmak gibi kaygılar taşımamış. Rakiplerine gönderme yaptığı bu basit koku formuyla ve Dior etiketiyle başarılı olacağını düşünmüş olabilir. Kokusu kötü değil ama almaya değecek kadar ilginç de değil.

Birçok kadın parfümünün aksine Eau de Toilette konsantrasyonunda. Performans anlamında başarısız diyebilirim. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı az. Günlük kullanıma uyabilecek, her ortamda kullanılabilecek yapısıyla, çiçek buketi gibi kokmak isteyen kadınlar deneyebilir.

Kokusunu Francois Demachy tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6

2 Temmuz 2020 Perşembe

Blend Oud - Tupai Love (2019)

Tupai, Büyük Okyanus’ta bulunuyor ve Fransa’ya bağlı adalar topluluğu Fransız Polinezyası’nda yer alıyor. Ada hatta küçük bir mercan adası olan Tupai’nin son yıllarda evlenmek için gelen çiftler tarafından tercih edildiğini öğreniyoruz. Okyanusun ortasındaki bu minicik mercan adası, İtalya merkezli yeni sayılabilecek niş parfümevi Blend Oud’a ilham vermiş.

Blend Oud’un Voyage koleksiyonuna ait Tupai Love, kendi internet sayfasında çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Açıklanan notalarında iris, artemisya, yasemin, karabiber ve elemi gibi birbirinden oldukça farklı öğelerden bahsedilmiş. Tupai Love’un açılışı plastiğimsi odunsularla gerçekleşiyor. Açıklanan üst notalarında turunçgiller ve yasemin görünüyor ama durum pek öyle değil. Plastiğimsi garip öd veya sedir ağacını andıran yapıdan sonra orta kısma geçiliyor. İlk yarım saatten sonra iris çiçeği kendisini göstermeye başlıyor. Arka plandaki plastiğimsi odunsuluk devam ederken, ufak çaplı karabiber algılanıyor. Orta bölümde Arabik olmayan gül de bulunuyor. Orta notalarda artemisyadan bahsedilmiş ama pek algılayamadım. Sonlarda büyük değişim yok. Odunsulara eşlik eden vanilyayla birlikte misk etkili denebilir.

Tupai Love, Blend Oud’un da dediği gibi çiçeksi bir parfüm. Şekerli çiçeksilerden sonra en güçlü aktör odunsular ve reçinemsilik. Buradaki çiçekler kadınsı beyaz-sarı çiçekler kıvamında değil. Unisekse yakın odunsuların egemenliğindeki çiçekler kaliteli ve tanıdık, diğer taraftan steril/kontrollü yapaylığa sahip. Başlangıçtan sona kadar tanıdık kokular burnunuza geliyor hatta bazen meyveler de bulunuyor mu diye düşünmedim değil.

Tupai Love, ilhamını tropikal mercan adasından almış fakat kokusu ferah, okyanus, iyotlu deniz veya hindistan cevizi temalarını barındırmıyor. Hafiften sıcak ve egzotik kokuyor ne tam turunçgilli ne baharatlı ne de meyveli. İlk kullanımda biraz yadırgıyorsunuz, ilerleyen günlerde alışabiliyorsunuz. Yine de ona aşık olduğumu hiç sanmıyorum.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında diyebilirim. Serin günlerin kokusu bence. Günlük kullanıma uyabileceğini düşünüyorum. Hem erkekler hem de kadınlar rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/6

27 Haziran 2020 Cumartesi

Narciso Rodriguez For Him Bleu Noir (2015)

Son yılların en başarılı kadın parfümlerinden bazılarını yaratan Narciso Rodriguez’in 2007 yılındaki ilk erkek parfümü For Him, fena tepkiler almadı. Artık erkek parfümlerinde de yer edinmek isteyen markanın, Narciso Rodriguez For Him’in ardından devam kokuları geldi. 2020 yılı itibariyle yedi parfümlük seriye ulaşan erkek koku koleksiyonu, 2015’te Bleu Noir ile genişlemesini sürdürdü.

Narciso Rodriguez For Him Bleu Noir kendi internet sitesinde “rafine ve saf Bleu Noir, şık ve gizemli Eau de Toilette’dir. Parfümün merkezinde bulunan belirgin misk, küçük hindistan cevizi ve mavi sedir ağacı dokunuşuyla yoğunlaşır. Baştan çıkarıcı zeki kokusu, daima zamansız bir Eau de Toilette olacaktır” cümleleriyle tanıtılmış.

Bleu Noir’in açılışı baharatlı turunçgillerle gerçekleşiyor. Üst notalarda portakalı andıran canlı ve neredeyse metalik tozlu-tuzlu turunçgillerle kakule-küçük hindistan cevizi-kimyon karışımı buruk baharatlar çok iyi iş çıkarıyor. Başlangıcı için ferah diyemeyiz fakat müthiş bir dinamizm, pozitif karakter ve çarpıcılık mevcut. Başlangıcı çok güzel. Orta kısımda turunçgiller artık ortada yok. Baharatlar da geri plana çekilirken, nemli vetiver ve sedir ağacı ikilisi orta kısmı domine etmeye başlıyor. Yapay ve sahte vetiver-sedir ağacının karışımının hiç de iyi sonuç vermediğini söyleyebilirim. Sonlarda yapay-sahte-iç gıcıklayıcı vetiver-sedir ağacı ikilisine eşlik eden misk, sonları kurtarmaya yetmiyor.

Bleu Noir’i büyük umutlarla kullanmaya başlamıştım çünkü birçok yorumcu kokusunu Cartier’in başarılı parfümü Declaration’a benzetmiş. Hatta hatırı sayılır derecede kişinin Terre d’Hermes’e benzettiğini daha önceden bildiğim Bleu Noir, sadece ilk yarım saatlik kısımda Declaration’a oldukça benziyor. Orta kısımdan itibarense kendisine farklı yol çiziyor.

Bleu Noir, buruk baharatların ve odunsu-vetiver tabanın hakimiyetinde ilerliyor. Başlangıçtaki harika turunçgilleri kimi kullanıcılar terli vücut kokusuna benzetse de kirli davranmıyor. Tuzlu ama sucul olmayan üst kısımdaki turunçgiller keşke sonlara kadar etkili olsaydı ama ne yazık ki ilk yarım saatin sonunda sıkıcı ve vsdst bir kokuya dönüşüyor. Vetiver ve odunsuluğun en sevmediğim haliyle verildiği orta ve son bölüm, Bleu Noir’den kolayca uzaklaşmama neden oldu.

Bleu Noir’in ismindeki mavi vurgusuna bakıp onun çok ferah ve deniz temalı olduğunu sanmayın. Bleu Noir, ne sucul ne okyanus gibi kokuyor ne de sahil kasabalarının iyotlu meltemlerini çağrıştırıyor.

Bleu Noir’i bazı kullanıcıların Terre d’Hermes’e benzetmelerini pek anlayamadım. Belki ilk on beş dakika hafiften Terre d’Hermes’in mineralimsi temasını andırdığından bahsedebiliriz ama bütüne bakıldığında Terre d’Hermes’e büyük benzerlik taşımıyor. Bleu Noir, daha çok Declaration’u güçlü şekilde hatırlatıyor. Hatta ilk yarım saat Declaration’un modern kopyası gibi davranıyor.

Eau de Toilette formunda olan Bleu Noir’in kalıcılığı harika, etrafa yayılımı ise ortalamanın biraz altında kalıyor. Serin ilkbahar döneminde kullanmak iyi fikir olabilir. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayacaktır. Kokusunu sektörün tanınmış isimlerinden Sonia Costant tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

22 Haziran 2020 Pazartesi

Franck Boclet – Icon (2018)

Franck Boclet’in Rock&Riot Black serisine ait Icon isimli parfümü zarif çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Markanın internet sitesinde Icon şu cümlelerle tanıtılmış: “Kahraman kadına övgü gibi, 1980’li yılların Rock müzik ikonları gibi, çıplaklığa ve saflığa sahip kadının heykeli gibi Icon, üst notalarda misket limonu ve greyfurt notalarıyla tensel harmoniye sahiptir. Sonrasında çok çiçeksi notalardan süsen (iris), menekşe, gül ve nemli meyveler bulunur. Misk, vanilya gibi oryantal notalarla baharatları çağrıştıran karanfil temasıyla alt notalar yüceltilmiştir.”

Icon’un açılışı şekerli turunçgiller ve pudralı tozlu yapıyla gerçekleşiyor. Tatlı meyvelerin devamında kendisini hissettirdiği parfümün orta kısmında menekşe-süsen çiçekleri başrole geçiyor. Bir parça pudralı gülün de hissedildiği orta kısım kadınsı denebilir. Sonlarda vanilya ve miske eşlik eden tatlı çiçekler parfümün en sevdiğim yeri oluyor.

Icon, kimi kaynaklarda uniseks olarak sunulsa da resmi tanıtımındaki kadınlara yönelik güçlü vurgudan anlıyoruz ki o kadın parfümü. Sadece tanıtımından değil, kokusundan da anlaşılıyor onun feminen tarafı. Parfümün genelinin şekerli, pudralı meyveli-çiçeksi temaya yakın durduğunu düşünebiliriz. Kimi kullanıcıların meyveli sakızlara benzettiği Icon’un kokusu, menekşe-gül-süsen çiçeği etrafında dolanıyor. Tabii ki şekerli meyveleri de unutmamak gerekiyor.

Icon bu haliyle kimi zaman eski-tozlu pudralı kadın parfümlerini çağrıştırırken, bazen de modern şekerli genç kız parfümlerini anımsatıyor. Franck Boclet’in Rock&Riot serisindeki birçok parfümün benzer tozlu-pudralı temayı yansıttığını biliyoruz. Icon da bu geleneği bozmuyor. Kör alışa uygun olmayacak tarzıyla, herkese hitap etme olasılığı düşük denebilir. Hele ki benim için fazlaca kadınsı ve pudralıydı. Pek anlaşamadık Icon ile.

Exrait de Parfum formundaki Icon, kalıcılık olarak iyi ama etrafa yayılımı beklediğim kadar güçlü değil. Sonbahar-kış dönemine yakın duruyor. Üst yaş grubu kadınlar kullansa daha iyi olabilir.

Kokusunu Bruno Herve tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5