4 Aralık 2022 Pazar

Thierry Mugler – Alien (2005)

Thierry Mugler’in efsanevi Angel’ından sonraki en popüler ikinci kadın parfümü Alien diyebiliriz. Angel’ın göz kamaştırıcı başarısının arkasından gelen Alien’dan beklentiler büyüktü. İlk çıktığı zamanlarda oldukça ilgi gören Alien’ın biraz gözden düştüğünü söyleyebilirim.

Thierry Mugler’in internet sitesinde Alien odunsu çiçeksi olarak sınıflandırılmış. Tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Bir Güneş Tanrıçasını bünyesinde barındıran, ışıltılı ve şehvetli Alien, tılsımlı kokusu sayesinde huzur ve büyü yayar. Alien, her kadının ışığını ve yaratıcı gücünü ortaya çıkarabilen bir tılsımdır. Onu kullanan kadınları olağanüstü bir hale ile aydınlatır. Alien parfümünün zengin ve şehvetli notaları kadınsı gücü yansıtır: odunsu ve amber notalarıyla bağlantılı güçlü bir yasemin çiçek kokusu.”

Alien’ın açılışı keskin ve yoğun çiçeklerle gerçekleşiyor. Sabunlu ve kadınsı yasemine gerilerde bir parça meyvemsi aroma eşlik ediyor. Orta kısımda sabunlu yasemin devam ederken yanına yapay odunsuluk ekleniyor. Açıklanan notalarında kaşmir ağacından bahsediliyor. Parfümün en itici tarafının orta kısım olduğunu düşünüyorum. Sonlarda kadifemsi amber ve çiçeklerle nokta konuluyor.

Alien, agresif, yoğun, sağlam ve kadınsı bir arkadaşa benziyor. Yasemin baş rolde denebilir. Onun sabunlu, yapay, burun tırmalayan süper kadınsı halleri, benim için fazlasıyla yorucuydu. Kullanmakta zorlandım ve konforlu davrandığını söylemem mümkün değil. Herkesin sevebileceği güvenli bir eser değil. Uzaylıya benzeyen çirkin şişesine istinaden ona uzaydan gelen yasemin ismini vermeliyiz belki de ya da fütüristik amber…

İddialı ve hırslı Alien, baş ağrısı yapmaya aday kokusuyla denemeden almanın riskli olduğu parfümlerden. Performansı çok iyi. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı hiç fena değil. Tam bir kış parfümü izlenimi veriyor. Ilık havalarda bıktırıcı olabilir. Kokusunu Dominique Ropion ve Laurent Bruyere birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

28 Kasım 2022 Pazartesi

Chanel – Egoiste (1990)

Chanel’in sevilen klasik erkek parfümlerinden Egoiste, yeni nesil koku severlerin biraz yabancı olduğu bir arkadaş denebilir. Egoiste, 2000’li yıllara hazırlık kokularındandı. İlginç şekilde 1970-1980’li yılların sert ve keskin erkek parfümlerine ise pek benzemiyordu. Bu anlamda geçiş dönemi eserlerindendi.

Chanel’in internet sitesinde tanıtımı şu cümlelerle yapılmış: “Egoiste, baştan çıkarma gücü güçlü, bağımsız karakterli erkeklerin tercih ettiği kokudur. Bu odunsu-baharatlı-amberli Eau de Toilette, eşsiz ve büyüleyici kişiliği ifade eder. Bağımsız ve anlaşılması zor. Tamamen büyüleyici.”

Egoiste’nin ilk dakikaları canlı ve neşeli turunçgillerle gerçekleşiyor. Açıklanan notalarında mandalina var. Tatlı ve güzel mandalinadan sonra orta kısımda turunçgiller geri plana geçerken ortaya baharatlı, tütünlü gül kokusu çıkıyor. Sonlarda kremsi ve neredeyse vanilyalı sandal ağacı yerini alıyor.

Egoiste ne 1980’li yılların şiprelerine veya fujerlerine benziyor ne de 2000’li yılların bol şekerli baharatlı vanilyalı parfümlere benziyor. Kendine özgü karakteri olan benzersiz bir eser gibi davranıyor. Onun en ilginç tarafı içeriğinde büyük oranda erkeksi verilmiş gül teması barındırması. Gül genellikle kadın parfümlerinde kullanılan çiçektir. Burada yumuşak ve tatlımsı verilmiş baharatlar ve sandal ağacının yanına eklenmiş gül, çok az erkek parfümünde bu kadar baskındır. Genel karakter yeterince erkeksi davranıyor. Kalite anlamında iyi yerde duruyor. Hafiften dumanlı hissettirebiliyor. Bazen tütün ve pudra bile algılayabiliyorsunuz. Onun Samsara’ya hafiften benzediğini bile iddia edebiliriz.

Egoiste, kadınların aşık olacağı bir parfüm olmaktan ziyade erkeklerin kendisini mutlu hissetmek için kullanacağı esere benziyor. Kullanan çoğu kişi onu sever mi bilemiyorum fakat birbirinin aynısı parfümlerden sıkıldıysanız ve yaşınız otuzun üzerindeyse Egoiste’yle tanışma zamanın yaklaşıyor demektir.

Bir parfüm platformunda Egoiste için yazılan şu inceleme hoşuma gitti: “Bir Egoiste koku bulutunda ‘Blade Runner Blues’u dinlerken, hiç yaşamadığım bir hayatın puslu nostaljisi üzerime geliyor.

Yağan yağmurda, 80’lerin sonu veya 90’ların başında büyüyen bir metropole bakan bir balkon. Aşağıdaki sokaklardan yükselen buharla bulanıklaşan neon tabelalar. Bir bardak viski, belki bir puro. Gece geç saatlerde haberleri gösteren sesi kısık bir TV. Yalnızlık.”

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir. Kokusunu Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/8

22 Kasım 2022 Salı

Tom Ford – White Patchouli (2008)

Tom Ford’un imza koleksiyonunda yer alan White Patchouli, ilk çıktığı zamanlardaki popülaritesini bir parça kaybetmiş gibi görünüyor. Tom Ford parfüm biriminin güçlü şekilde pazarladığı White Patchouli, isminden de anlaşılacağı üzere paçuli temasını merkeze alıyor. Buradaki paçuli daha önce rastladığımız kullanımlara pek benzemiyor.

Tom Ford’un internet sitesinde White Patchouli şu cümlelerle tanıtılmış: “Paçulinin duyusal kalbiyle lüks zarif beyaz çiçeklerin şık ahşap notalarla çevrelenmesiyle oluşmuştur. Retro-klasik etkili bu modern koku, bohem şıklığının sofistike yorumudur.”

White Patchouli’nin ilk saniyeleri tuzlu bergamotu andıran turunçgiller ve çiçeklerle gerçekleşiyor. Orta kısımda daha sakinleşiyor ve kuru beyaz çiçeksi tarafa dönüyor. Orta bölümde yasemini andıran keskin yasemin ve geri planda gül hoş ikili olmuş. Sonlarda odunsu paçuli tarafı öne çıkıyor.

Karşımızda eski tarz kadın şipre parfümlerini andıran yapı var. Hafiften tozlu ve kuru hissiyat, onun yeni nesil şekerli paçuli parfümleriyle bağını koparıyor. Aslında çok da köhne ve modası geçmiş davranmıyor. Geçmişi ve şimdiki zamanı bir şekilde içinde birleştiriyor. Tende koklaması konforlu değil. Oysa kıyafette ve etrafa yayılan aurada çarpıcı ve neredeyse seksi yol izliyor.

Tom Ford, imza koleksiyonunda çoğu kişinin ulaşabileceği fiyat politikası uyguluyor. Bunun içindir ki kokular büyük kitlelere hitap etmek durumunda. White Patchouli’yi işyerimdeki kadınların neredeyse tamamının pek sevemediklerini söyleyebilirim. Bu parfüm adeta erkekleri kısa sürede çarpmak ve dikkatlerini çekmek için üretilmiş.

Kalite anlamında kullandığım en sorunlu Tom Ford parfümlerindendi. Kokuda kimi yerlerde plastiğimsi yapaylık var ve üst-orta kısmı yüksek kalite hissi vermiyor. Kullanması ve sevmesi kolay arkadaşa benzemiyor. Onun içindir ki denemeden büyük boy şişesini almak iyi fikir değil.

Bir parfüm platformundaki şu ilginç ve esprili yoruma katılıyorum: “Mineralli ve kuru, büyük, ıslak, küflü bir kayaya gül parfümü sıkmış gibi neredeyse tozlu kokuyor. Ama aynı zamanda, boya hatta bir miktar çamaşır suyu gibi, plastiğimsi veya mumsu bile denebilir. Gereksiz yere karanlık ve karmaşık ama yine de sıcak, tıpkı seksi siyah bir kadının süt dolu antika bir küvette çıplak şarkı söylediği müzik videolarından biri gibi. Bu nedenle, sanatsal ifadesini takdir ediyorum, ancak yine de seksi tuhaflığının kişiliğimle yeterince çatıştığını ve bundan gerçekten zevk almadığımı hissediyorum.”

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ilk dakikalarda oldukça yüksek. Saldırgan ilk patlamanın ardından ortalama derecede üzerinizde hissediliyor. Bu kompozisyona yaş sınırı koyamıyorum deneyin ve size uygun mu görün. Yaz sıcakları için biraz keskin kalabilecek ana yapı, ilkbahar-sonbahar döneminde iyi iş çıkarabilir.

Koku Güzelliği:10/6

15 Kasım 2022 Salı

Giorgio Armani – Eau de Nuit (2013)

Giorgio Armani’nin 1984 yılı çıkışlı ünlü klasiği Eau Pour Homme’nin üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen, aynı şişe tasarımına sahip başka parfümler üretilmeye devam ediliyor. 2013 yılında Eau de Nuit ile tanıştık ve genel olarak oldukça sevildi. Siyah şişeye sahip Eau de Nuit, kokusal olarak da koyu-karanlık tarafa yakın duruyor.

Giorgio Armani’nin internet sitesinde zarif, yoğun, bağımlılık yapıcı olarak tanımlanmış. Ayrıca İtalyan zarafetini temsil ettiği vurgulanmış. Son olarak sofistike iris, baştan çıkarıcı küçük hindistan cevizi ve yoğun tonka fasulyesi notalarına sahip odunsu oryantal fujer özellikleri öne çıkarılmış.

Eau de Nuit’in başlangıcında koyu ve dolgun pudralı iris çiçeğini görüyorum. Orta bölümde irise yumuşak ve tatlı baharatlar eşlik ediyor. Kakule, biraz biber ve küçük hindistan cevizinden oluşan orta bölüm gayet modern ve şık hissettiriyor. Sonlarda kremsi çikolatamsı vanilyanın artan etkisini algılıyoruz.

Eau de Nuit, 2010’lu yıllardan sonra karşımıza çıkan modern, bolca tatlı, leziz, çiçeksi, hafiften pudralı-karanlık sayılabilecek çarpıcı parfümlerin sıkı bir devamı gibi görünüyor. Burada merkezde iris çiçeği ve keskin olmayan tatlı baharatlar var. Parfümün üzerindeki koyu tatlılık tonka fasulyesinin işi ve baştan sona etkili. Bu haliyle Dior Homme, Dior Homme Intense, Spicebomb, Midnight in Paris ve Bulgari – Man in Black tarafında duruyor.

Baharatlı, tonka fasulyeli ve pudralı çiçeksi erkek parfümlerinin en iyi iki örneği şüphesiz Dior Homme ve Dior Homme Intense. Bu iki parfümü taklit eden çok fazla parfüme rastlıyoruz ve Giorgio Armani’de ezeli rakibi Dior’a Eau de Nuit ile cevap vermişe benziyor. Kullanım döneminde Eau de Nuit’i beğendim ve yeni başlayanlar için iyi seçeneklerden olduğunu düşünüyorum. Kalite anlamında hiç fena değil. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği yapısıyla popüler rakiplerine rahatlıkla ayak uydurabilir.

Yine de Dior Homme ve Dior Homme Intense gibi iki çok sağlam eser varken, Eau de Nuit’in büyük boy şişesini almaya gerek olmayabilir. İşin özeti Armani iyi iş çıkarmış. Çekici, cazibeli ve rahatlıkla seksi olduğunu söyleyebilirim.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Tam bir kış parfümü izlenimi veriyor. Erkek parfümü olarak tasarlanmasına rağmen kadınlar rahatlıkla kullanabilir. Kokusunu Marie Salamagne tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7