31 Ağustos 2013 Cumartesi

Comme des Garçons – Odeur 53 (1998)


Comme des Garçons – Odeur 53 (1998)  Odeur serisinin ilk parfümü.

Almanca'da "güzel koku, parfüm", Fransızca'da "koku" anlamına geliyormuş Odeur. Ünlü hazır giyim markası Comme des Garçons, ilginç, tematik, uçarı, zaman zaman anlaşılması zor parfümler piyasaya sürerek, rakiplerinden ayrışmak istiyor görebildiğim kadarıyla. Bunu da her zaman olmasa da başarıyor. İşte yine böyle aykırı bir seri: "Odeur". Fakat bu seri sadece iki parfümden oluşuyor. Nedense devamını getirmediler. Oysa güzel bir yol açmışlardı kendilerine.

Bu serinin ikinci parfümü Odeur 71'i uzun zaman önce denemiş ve oldukça ilginç bulmuştum. Fakat kullanması ve sevmesi zor gelmişti bana. Şimdi serinin ilk parfümü Odeur 53'ü kullanarak bu seriye noktayı koyacağım. 1998 yılında piyasaya sürülen Odeur 53, markanın kronolojik olarak bakarsak üçüncü parfümü.

İsmindeki 53 rakamı, içeriğinde 53 adet soyut inorganik kimyasal kullanıldığı için uygun görülmüş. Anti-perfume serisi olarak da biliniyor Odeur'lar. Yani karşı-parfüm teriminin içini doldurmaya çalışıyorlar. Parfümlerin anti-tezini yapmayı düşünmüşler. Odeur'ların tamamen insanların günlük hayatta kullandıkları nesnelerin kokularını taklit eden yapay notalardan oluşturulduğunu iddia ediyorlar. Odeur 53'ün benzetildiği söylenen bazı nesneler şunlar: "Oksijen ferahlığı, çok sıcak taş, yeni kesilmiş çimen, rüzgarın kuruttuğu çamaşır, kum tepeciği, yüksek dağların ferah havası, metalin ışıltısı, tırnak cilası." Bu terimlere markanın kendi sitesinde rastladım. Buyurun nasıl bir konseptle karşı karşıya olduğumuzu siz düşünün.


Fragrantica'da odunsu-çiçeksi-misk olarak sınıflandırılmış. Parfümü ilk sıktığımda ne düşüneceğimi bilemedim. Şimdiye kadar karşıma çıkan hiç bir şeye benzemiyor üst notalar. Acaba zihnim bana oyun mu oynuyor? Bildiğim kokularla eşleştiremiyorum. Muhtemelen yeşil çiçekler. Fakat burada yüksek oranda metalik-plastiğimsi efekt var. Yani üst notaları bildiğimiz plastik gibi kokuyor. Hani yeni alınmış arabaların içindeki plastik kokusu olur ya biraz onun gibi. Yada dışı plastik kaplı kablolar vardır. İşte onları andırıyor. Ne olduğunu çözmek zor. Garip ve enteresan. Geçelim orta notalara. Neyseki ilerleyen dakikalarda yoğun plastiğimsilik azalıyor. Onun boşluğunu yumuşak çiçekler, bolca misk ve biraz da kremsi vanilya dolduruyor. Bu kısım başlangıcına göre biraz daha anlaşılabilir ama hala kendisini yeterince açıklamak istemiyor anlaşılan. Ben yine de oyumu miskli çiçeklerden yana kullanıyorum. Alt notalarda plastiğimsilik çok az da olsa hissediliyor. Biraz zayıf odunsu notalar var. O da genel konsepte uygun olarak yapay. Daha ne diyeceğimi açıkçası bilemiyorum.

Kabul etmek gerekir ki parfümün başlangıcı pek alışıldık değil. Yoğun metalik-plastiğimsi koku çoğu kişinin hoşuna gitmeyecektir. Benimde büyük ihtimalle "amma da yapay üst notalar" diye burun kıvırmam gerek. Ama bu pek mümkün değil. Çünkü parfümün karakteri yapaylık üzerine inşa edilmiş. Yani Odeur 53 için yapaylıktan şikayet etmenin anlamı yok. Orta kısmını ise daha sevilebilir ve kullanılabilir buldum. Biraz tatlılık artıyor bu bölümde. Tatlımsı, çiçeksi, miskli kremsi vanilya oldukça başarılı. Hatta en sevdiğim tarafı diyebilirim. Son kısımlarda oldukça zayıflıyor kokusu. Alt notalarıda fena değil.

Yapaylığın had safhada olduğu aşikar. Fakat buradaki yapaylık burnu tırmalayan, uyumsuzluk hissiyatı vermiyor. Kimi parfümlerdeki yapaylık burnu yorar, bıktırır ve baş ağrısı yapar. Burada tam tersi çok pürüzsüz, temiz ve uyumlu harmoniye sahip. Sanırım yapaylığın doğru kullanıldığında insanların sevebileceği tezini ortaya atıyor. Aklıma hemen Bulgari'nin nefis parfümü Black geliyor. Oradaki araba lastiği kokusu harika vanilyayla kombin edilmişti. Sonuç şaşırtıcı derecede başarılıydı. Koku karakterleri çok benzemese de Odeur 53'de de bu yapaylık doğru sonuç vermiş ve tuhaf bir çekicilik katmış.


Deneme sürecinde bol bol kullandım Odeur 53'ü. Başlangıçta şaşırıp kaldım bu koku neye benziyor diye. Çünkü zihnim sürekli olarak duyduğu kokuları başka nesnelerle eşleştirmeye çalışıyordu. Son kullandığım günlerde genel kanıya sahip olabildim. Bence şu üç öğeye ağırlık verilmiş tasarım aşamasında: Plastiğimsi yeşil çiçekler, misk ve vanilya. Başka çok baskın bir elemana rastlamadım. Belki de ben algılayamadım. Eğer onun kokusunu bir renge benzetecek olsam rahatlıkla beyaz derdim. Çok kompleks yada derin değil genel hali. Basit sayılabilecek sadelikte. Hatta minimalist bile diyebilirim.

Öncelikle Odeur 53 ne? Sanırım ilk olarak bunu tartışmamız gerekir. Evet görünüşe göre şişeye konulup, satışı yapılan bir parfüm. Fakat üzerinize sıktığınız anda parfümden çok beyaz eşya dükkanlarını hatırlattı bana. Neyseki üzerinize hamle yapan bir satıcı yok karşınızda. Hepsi beynimin içinde. İyi de bu parfümün kokusu niye bende hiç bir çağrışım yapamıyor. Acaba zihnim yeterli kalmıyor mu onu anlamak için. Yada tam tersi aslında çok mu basit ne olduğunu çözmek?

Kimi yorumcuların onun kokusunu "hiçbirşeye" benzetememelerine hak veriyorum. Fakat bazı yorumların abartılı olduğunu düşünüyorum. Mesela kokusunu "yüksek gerilim hattının altında yaşamaya" benzetilmesini pek anlamlı bulmuyorum. Çünkü elektrik ile onun kokusu nasıl bağdaşabilir. Tamam genel olarak metalik-yapaylık, o hissi verebilir. Ama yüksek gerilim hattı nasıl kokar ki onunla bir tutuyorsun. Hiç gidip, yüksek gerilim hattı nasıl kokar diye denemişliği mi var? Herneyse, uçlarda dolaşan, konseptsel ve sanatsal bir çalışma olmuş. Neyseki küçük kardeşi Odeur 71'den çok daha kullanılabilir buldum Odeur 53'ü.

Bazı yerlerde rastladığım parfümün tanıtımında özellikle "soyut" tarzına vurgu yapılmış. Zaten resmi olarak da inorganik malzemelerden oluşturulduğu açıklanmış. Koku hafızam anlamında soyut olduğunu söyleyebilirim. Fakat gerçek dünyada bir karşılığı olacağını düşünüyorum. Özellikle yoğun şekilde kullanılmış plastiğimsilik, onun soyutluk iddiasına engel oluyor. Yani Odeur 53 için ruhsal bir aurası var diyemem. Tam tersine dünya ile bağları sıkı olan ama sürpriz yapmayı seven haylaz bir çocuk gibi görüyorum genel konseptini.


Odeur 53, anarşist bir parfüm mü? Yani yerleşik düzene savaş açmış bir arkadaş mı? Kendisi yeni bir yol mu inşa ediyor parfüm endüstrisine? Geleceğin parfümleri onun gibi mi olacak? Gelecekten günümüze seyahat eden bir uçan daire mi? O, Iconoclast mı? Hz İsa'nın meşhur sözünü mü hatırlatıyor yoksa bize: "İlk taşı günahsız olanınız atsın." Odeur 53 günahsız mı? Parfüm tröstlerine ve birbirinin aynısı piyasa işi kokulara karşı ilk taşı atıyor mu? Bu soruların hepsine birden aynı cevabı vermek zor. Ama gördüğüm kadarıyla daha önce benzerine rastlamadığım kokusuyla Odeur 53'e ve cesaretinden dolayı Comme des Garçons'a şapka çıkartmayı borç biliyorum.

Muhtemelen büyük satış rakamlarına ulaşamıyor. 2 yada 2 Man gibi popüler de değil. Ama bu haliyle bile bence her parfüm severin denemesi gereken eserlerden birisi. Hatta Luca Turin gibi "En iyi tuhaf parfüm" minvalinde bir liste yapsam üst sıralarda yer alacaktır. Fakat tekrar söyleyeyim herkesin sevebileceği güvenli bir kokuya sahip değil. Zaman zaman diş hekimlerinin o ilaç kokan odalarını hatırlatıyor dersem abartmış olmam. Sadece 200 ml. büyük şişede satıldığı için de denemeden almamanızı tavsiye ederim. Eğer beğenmezseniz o dev gibi şişe ile baş başa kalabilirsiniz.

Parfüm kritikçisi Luca Turin, Odeur 53'ü odunsu sabunsu olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden üç yıldız vermiş.  

Dört mevsim kullanılabilir. Uniseks olarak satışa sunulmuş. Başları erkek, orta notaları kadın kullanımına daha yakın. Yani doğru bir sınıflandırma yapmışlar. Fark edilirliği zayıf. Kalıcılığı tende ortalama.


Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Artıları:
+ Orta notalarını sevdim.
+ Çok ilginç bir konsept.
+ Tuhaf ve yaratıcı.

Eksileri:
- Başlangıcına pek alışamadım.
- Herkesin sevemeyeceği yapısı.

Koku Güzelliği:10/7

13 yorum:

  1. Iyi gene mürekkep gibi kokmuyomuş :-)

    YanıtlaSil
  2. Ah bir sürpriz olarak channel mademoiselle deneseydiniz de bir de sizden alsaydık bu efsane kokunun yorumunu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki elimde yok :(

      Sil
    2. Dilerseniz okuyucularinizin aydinlanmasi icin size hemen dekant gonderelim Sn. Parfummeraki.

      Sil
    3. Güzel teklifiniz için teşekkür ederim DecantShop. Önümüzdeki haftalarda tabiki olabilir :)

      Sil
    4. Tamamdir,
      Mademoiselle Eau de Parfum dekantini bir yere not edecegim. Guzel yazilarinizin devamini dilerim.

      Sil
    5. Erkek olarak 2002 yılından beri yani neredeyse 11 senedir channel matmazeli çok severek kullanmaktayım. Yok bayan parümüymüş erkeğe yakışmazmış,bir kere güzel bir kokunun cinsiyeti olmaz.O işin kurnazca oynanan ticari boyutu.Yok şu parfümde gül kokusu kullanmılmış, erkeğe yakışmazmış,Şimdi ben bu yüzden dünyanın en güzel kokularından biri olan gül kokusundan mahrum mu kalayım.Maço erkek buram buram gül kokar desem kimse fikrimi çürütemez.

      Sil
    6. Bak bu cesaret ve özgúwen. Bravo. Bende feminen kullanırım. Ama madamoisel... ımmm. Yok

      Sil
    7. Bende ablama doğum günü hediyesi olarak mademoiselli hazır indirim varken alim dedim ama kızcağızın boynunda ve ellerinde küçük kızarıklıklar çıkmış daha önce egzama olmış sanırım.Haberim yok tabi hediyeyi açınca sevinçle hüzünü aynı anda yaşadı,doktor birkaç sene sabun alkol parfüm benzeri şeyleri yasaklamış.Bende şakayla karışık ben de senin yerine kullanim o zaman dedim pek de niyetim yoktu kullanmaya(Millet olarak önyargılıyız ya,kız gibi kokuyorsun falan,tanımını yap desen açıklayamaz bizim sözde delikanlı maçolar)Neyse önce bir sıktım hmmm fena değilmiş falan,sonra iki sıktım üç sıktım durduramıyorum kendimi kokladıkça koklayasım geliyor.Lan kendine gel dedim, sonra çıktım sokağa kızlar yanımdan geçtikçe gülümsüyorlar saçlarını başlarını düzeltiyorlar dedim eyvah heralde anladılar aynısı onlarda da var rezil olduk.Hiç de öyle olmadı,karşı cinsten çok olmlu tepkiler alıyorum ne güzel kokuyorsun,bu mis gibi koku senden mi geliyor diye.İsmini sorduklarında işin büyüsü kaçmasın diye diffirent company diye bir parfüm diyorum,ülkemizde bilinmiyor ya pek :)Söylemek istediğim her koku bana göre unisextir.Beğendiğinizi kullanın ne olursa olsun

      Sil
  3. Raşit bey gucci pour homme II yaz mevsimi hariç üç mevsim de kullanılabilir mi ?ve yine phII ye benzeyen farkedilirliği daha iyi olan başka bir parfüm bulabilmek mümkün müdür ? emre.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gucci ph2 yaz hariç kullanılır bence. Ona benzeyen bir kokuya bem rastlamadım.

      Sil
    2. Gucci Pour Homme II'ye çok benzeyen parfüme henüz rastlamadım. Onun için öneri veremeyeceğim. Bence sonbahar-kış mevsimleri için ideal. İlkbahar-yaz mevsimlerinde boğucu olabilir.

      Sil
  4. çok çok teşekkür ederim cevaplarınız için.

    YanıtlaSil