21 Ocak 2014 Salı

Chanel – No.5 (1921)


Chanel – No.5 (1921)

Bu öylesine bir hikaye ki, sayfalarca da yazılsa muhakkak eksik yanları kalacaktır. Hatta biraz mutluluğun resmini çizmek gibi. Bitmeyen bir aşkın, bağlılığın, tutkunun, muhafazakarlığın, dişiliğin, estetiğin, sanat eserinin, zamanın ötesini tasarlamanın hikayesi aslında. 20. yüzyıldan 21. yüzyıla uzanan bir köprü olarak düşünülebilir No.5. Onu nasıl anlatmaya başlasam ki…

Her şey, zeki bir Fransız iş kadınının, Parisli elit sosyal tabakaya mensup kadınlar için devrimci bir koku tasarlamaya karar vermesiyle başladı. Gabriel Chanel isimli bu genç kadın, henüz yirmili yaşlarının başında Fransız moda çevrelerinin fenomeni olmuştu. Matmazel Chanel, 1909 yılında tekstil milyoneri Etienne Balsan'ın metresi olmuş ve bunun sonucunda Balsan'ın apartmanının altında butiğinin ilk adımlarını atmıştı.

1920'li yılların başında, Paris'te iki başarılı butiğe sahipti. İşleri yolunda gidiyordu. Tasarımları adeta kapışılıyordu sosyete tarafından. Fransa'nın güneyinde bir villa satın almış ve dönemin zenginlik sembolü mavi Rolls Royce’u ile gezintilere çıkıyordu. Moda dünyası adeta onun etrafında pervaneydi. Herkesin imrenerek hatta kıskanarak izlediği hayatında bir eksiklik olduğunu düşünüyordu. Galiba ne istediğini sonunda anlamıştı. Matmazel Chanel, 1920'li yılların modern kadınını özetleyecek ve onu tarif edebilecek bir koku yaratmak istiyordu.


Böylece efsane parfümör Ernest Beaux ile irtibata geçti. Beaux, Rusya Kraliyet Ailesi’nin özel parfümcüsüydü. Matmazel Chanel için hemen çalışmalarına başlayan Beaux, bir kaç ay sonra on farklı koku numunesini Chanel’in beğenesine sundu. Bu örneklerin isimleri şöyleydi: 1,2,3,4,5,20,21,22,23,24. Chanel bu on numune arasından beş numaralı olanı seçti. Bu seçim, parfüm dünyasında yeni bir çağın başlamasını sağlayacaktı.

Kaderin bir oyunu mu bilinmez ama çok ilginç bir şey olmuştu. 5 numaralı numunenin aslında hata sonucu oluştuğu kulaktan kulağa yayıldı. Parfümör Beaux'un asistanı, parfümün yapımı aşamasında labaratuvarda çalışırken, 5 numaralı numunede yanlışlıkla fazla miktarda aldehit kullanmıştı. Doğada bulunmayan ve sentetik olarak üretilen aldehit isimli kimyasalın bir parfümün içine ilk defa bu kadar çok oranda konulmasına şahit olunuyordu.  Zaten No.5’ı bu kadar eşsiz ve devrimci yapanda içeriğindeki yüksek orandaki aldehit sentetiğiydi. Bayan Chanel, küçük bir kaza sonucu son halini alan bu kokuya mest olmuştu.

Yasemin, gül, sandal ağacı ve vanilyanın başrolündeki bu parfüm, ilk çıktığı zaman, Matmazel Chanel'in ustaca pazarlama taktikleriyle büyük başarı yakaladı. Bu önemli başarıyı kutlamak için, Chanel, Ernest Beaux ve arkadaşlarını popüler bir restorana davet etti. Yemekten sonra masadaki kadınlara yeni parfümünü koklattı.

No.5 isimli parfümü deneyen her kadın adeta kendinden geçmişti ve bu kokunun ne olduğunu sordu. Matmazel Chanel, yeni parfümünün onayını almıştı adeta. Üstelik hemcinslerinden. Ve parfümü için şöyle söyleyecekti:


"Kalabalık bir ortamda No.5'ın kokusunu alan birisinin ilk yaptığı şey yürüdüğü yolda durmak olur. O anda, karşı taraf, daha önce hiç rastlamadığı bir kokuyla karşılaşmıştır. Bu durum, parfüm tarihinde bir devrimdir." Bu kokunun Gabriel Chanel'in manastırda geçen çocukluk anıları ve şöhret kazandıktan sonraki lüks hayatı arasında denge oluşturduğu söylenebilirdi.

2014 yılına gelindiğindeyse, aradan geçen 93 yılın ardından No.5, hala dünyanın en çok satan, en başarılı ve en ikonik parfümü olarak karşımızda sapasağlam duruyor. Bizimse yapmamız gereken tek şey saygı duymak ve onun kadınlarla arasında kurduğu özel bağı anlamaya çalışmak. Bir erkek ne kadar başarabilirse...

Daha anlatacak çok şey olsa da artık parfüme geçmem gerekiyor. Çünkü bu parfümü bir çok koku sever yazmamı istiyordu. Kısmet bu güneymiş diyeyim ve detaylara inelim. Kendi sitelerinde çiçeksi-aldehit olarak sınıflandırılmış.

Üzerime ilk sıktığımda keskin ve yoğun pudra bulutu karşıma çıkıyor. Üst notalardaki bu sabunsu çiçekler, aldehitlerin marifeti. Çok kadınsı, çok eski ve çok tanıdık. Başlangıcını kendime yakın bulduğumu söyleyemem. Orta kısımda pudra oranı hissedilir oranda düşüyor. Onun yerini çiçek demeti alıyor. Çiçeklerden yasemin, ylan ylang, sümbülteber ve gül algılıyorum. Bildiğimiz baskın kadın parfümü formu devam ediyor. Geçeyim son kısma. Neyseki burada kadınsı bulut dağılıyor. Ortaya eski zamanların erkek parfümlerindeki hayvansal vanilya, meşe yosunu ve amber çıkıyor. Alt notaları harika diyebilirim No.5'ın. Böylece de tenden ayrılıyor.


Dünyanın en meşhur parfümünü uzun uzun anlatmaya pek niyetim yoktu ama sözcükler zihnimi fazlasıyla doldurmuş durumda. Ana hatlarıyla bahsetmeye çalışacağım. No.5'ın safkan kadın kokusu olduğu çok açık. Benim gibi bu tür ayrımları sevmeyen birisi için bile fazlasıyla dişil yapısı var. Onu erkeklerin üzerinde pek hayal edemiyorum. Kullanan erkek varsa da her zaman ki gibi saygı duymaktan başka seçeneğimiz yok.

No.5, başından sonuna kadar çiçeklerin hakimiyetinde. Pudralı/makyaj malzemesi kıvamındaki aldehitler, üst notaları adeta domine ediyor. Başka hiç bir şeye izin vermiyor. Daha ilk saniyelerde "Ben kadın parfümüyüm ve tarzım da bu. İşine gelirse" der gibi. Kartlarını tamamen açık oynuyor. Burnumuzun derinliklerine kadar kokusu işliyor. Onu unutmak pek mümkün değil anlaşılacağı üzere.

Orta kısımda sakinleşen ve dengeye oturan aldehitler, pudramsı efekti de azaltıyor ve diğer çiçeklerin önünü açıyor. Buradaki kokuyu biraz Carnal Flower ve Fracas'a benzettim. Oradaki sabunsu pürüzsüz çiçeksilik aynen burada da mevcut. Ayrıca ciddi anlamda da temizlik hissi veriyor genel olarak. Son kısımsa en şaşırdığım yeri oldu. Müthiş bir hayvansal vanilya amber ve meşe yosunu, dejavu yaşamama sebep oldu. Derby ve New York'taki hissi veren alt notalar rahatlıkla erkekler tarafından kullanılabilir.
     

No.5'ın nasıl bir parfüm olduğunu düşünürken çoğu zaman neden ve hangi dönemde tasarlandığı göz ardı ediliyor. Karşımızda 1921 yılında oluşturulmuş bir kompozisyon var. Yani yaşayan, ulaşılabilir, dokunulabilir ve koklanabilir bir tarih. Sadece bize bir mağaza uzaklığında. Ne büyük şans!

Bu parfüm beni 1920'li yılların Paris'ine götürüyor. Birinci Dünya Savaşı gibi büyük bir travmayı atlatmış Avrupa kıtasının, ilk büyük endüstriyel ürün/markalarından birisi olduğu söylenebilir No.5'ın. Gabriel Chanel'in dönemin ruhunu yansıtan kabarık elbesesi ile bir gece kulübünde olduğunu hayal ediyorum. Elinden hiç düşürmediği sigarası, şuh kahkahası, erkekleri etkileyici bakışlarıyla baştan çıkaran ve bu yaptığından gizlice zevk alan bir kadın. Paris'in en önemli tasarımcılarından birisi olmanın özgüveniyle oturduğu masasında arkadaşlarıyla eğlenirken, gözü şarkıcı kadının elbisesine takılıyor. "Ne kadar da zevksiz bir kıyafet" diye içinden geçiriyor. Şehrin en kalabalık kulübünde etrafta bir çok güzel kadın, salına salına dolaşıyorlar. Her birinin üzerinden ve saçlarından yayılan pudra kokusu baş döndürücü. İşte No.5 böyle bir ortam için ve böyle bir kulüp de kullanmak için özellikle tasarlanmış gibi.

Onun kokusunu çoğu kişinin "yaşlı ve süslü kadınlara" benzetmesi çok anlaşılabilir ve kabul edilebilir. Evet o, nostaljik ve tarihi kokuyor. Günümüzün parfüm trendlerine çok uzak. Fakat 1921 yılında tasarlanmış bir kokunun, 2014 yılının beğenisini yansıtmasını beklemenin anlamsız olduğu aşikar. No.5'i kendi dönemi içinde değerlendirmek ve o zamanın şartlarını düşünmek gerekiyor. Fakat bu durum onun neden hala dünyanın en çok satılan parfümü olduğunu açıklamaya yetmiyor. Dünya üzerinde her otuz saniyede bir No.5'ın satıldığı gibi ufak bilgi vereyim sizlere. Siz bu yazıyı okurken dünyanın farklı yerlerinde bir çok No.5 satıldı yada satılıyor.


Bu parfümü kullanan ünlüler kimler diye baktığımızda kuşkusuz Marilyn Monroe karşımıza ilk çıkan isim olur. Hatta onun meşhur sözünü bir kere daha tekrarlayalım. Monreo’un bir konuşma kaydında "Gece yatarken üzerinizde ne olur" gibi manalı bir soruya "Tabiki No.5. Doğru söylüyorum. O gerçek" cevabını verdiği rivayet edilir ki muhtemelen doğrudur. Gerçi bu söze şaşırmamak lazım çünkü No.5'in pazarlama kampanyalarında da rol almıştır Marilyn Monroe. Kadınların çok sevdiği aktör Brad Pitt bile No.5'ın reklam afişlerini süsledi. Kadın parfümünün tanıtım afişinde erkeğin ne işi var sorusunu duyar gibiyim. Burada Chanel markası, artık No.5'ın kadın-erkek gibi kavramların bile üzerinde bir kategoriye yükseldiğini vurgulamak istiyor büyük ihtimalle.

No.5'ı kullanan diğer ünlüler şöyleymiş: Catherine Deneuve, Eva Mendes, Jessica Alba, Kate Moss, Nicole Kidman ve Victoria Beckham. Parfümün benim tespit ettiğim dört farklı formülasyonu var. Parfum, EDP, EDT ve EDC. Benim denediğim EDP idi. Dünya parfüm tarihini değiştiren bu klasik benim için kullanması ve sevmesi zor bir yapıda. Onun içindir ki mutlaka deneyin ve bu tarihi koklayın. Fakat almadan önce defalarca test edin ki pişman olmayın.

Parfüm kritikçisi Luca Turin'in kitabında, No.5 pudralı çiçek olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden beş yıldız verilerek en iyi parfümler listesine alınmış. Doğru dozajlama ile dört mevsimde de kullanılabilir. Yaşı kırk ve üzerindeki kadınlara tavsiye edebilirim.


Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7

11 yorum:

  1. Çok merak edip iki ay önce denemiştim ama çok baydı beni ? Aromatic Elixir kullaniyorum ama bunun daha ağır bir hali var. Çok kadınsı kokuyor. Gerçi kadın erkek parfümü ayrımam normalde ama bu parfümde onu farkettim :) Kesinlikle şuan hazır değilim No:5 için :( Ama Marilyn Monroe tütün kolanyası sürse o bile bir şaheser olurdu :)

    YanıtlaSil
  2. Chanel no 5. Ne söylenebilir ki ! Şişesini elime almadan önce şöyle bi hazırlık yapıp dikkatlice alıyorum elime,titriyorum resmen.Marilyn Monroe'nun dışında bu kokuyu en çok Madonna ile özdeşleştiriyorum ben.No. 5 kullandığımda bir madonna albümü dilerim o nedenle.2si de devrimci 2side eksimeyen 2side efsana 2side zamansız !
    40 yaş üstü kadınlara tavsiye etmişsiniz sayın PM peki 24 yaşında bir erkekte kullanabilir mi ?
    Zira kullanıyorum da skıntı olmaz dimi :D :D :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 40 yaş üstü kadınlar için önerdim ama 24 yaşındaki bir erkek tabiki kullanabilir. Zaten sonları oldukça erkeksi. Beni tek sıkıntıya sokan yeri başlangıcı oldu. Fakat sen beğenerek kullanıyorsan söyleyecek bir şeyim olamaz. Keyfini çıkar diyebilirim.

      Sil
    2. Evet başlardaki aldehit bombardımanını atlatınca kıyafette özellikle kaldıkça müthiş oluyor.

      Sil
    3. Sana izin var !!! Sen kullan zaten eksik kalmasın :)) Ama şuda var sana yakışır canım kardeşim :D Terkar deneiyeceğim israrla taaki yaşnanana kadar :D

      Sil
  3. Günlük kullanımı bilemiyorum ama, özel bi gecede, işini bilen şık bi adam smokiniyle bu kokuyu gayet güzel kullanır. On numara beş yıldızı alır.

    YanıtlaSil
  4. Başlarda farkedilirliği yüksek ancak kalıcılık olarak çok kuvvetli olduğunu düşünmüyorum. Hakikaten o buram buram kokan koridor parfümleri geçmişte kaldı. Zaten No 5'in de IFRA kurallarından dolayı yeniden formüle edildiğini duymuştum. Yeni düzenlemeler sonucu nedense parfümler oldukça sulu zayıf bir yapıya büründü. Bu konuda fikrini almak isterim ParfümMerakı ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. No.5 daha önce defalarca reformüle edilmişti muhtemelen. Yani sadece IFRA'ya bağlamak doğru olmayabilir.

      Eski parfümlerin sulu ve bir tuhaf hale geldiklerine katılıyorum. Hatta bu durumu rahatlıkla görebileceğin örnekler vereyim. Aynı o sulandırılmış hissi rahatlıkla alabiliyorsunuz. Mesela:

      Ralph Lauren - Safari
      Hugo Boss - Number One
      Christian Dior - Eau Sauvage

      Özellikle eski tarz turunçgilli şiprelerin yeni formülasyonlarında bahsettiğin sulandırılmışlık durumu mevcut.

      Sil
  5. En cok satilan parfum olmanin hakkini sonuna kadar veriyor bence.muthis. tek kelimeyle. Siradisi. Ben bu kadar sevdigim icin mi acaba eksikliklerini göremiyorum. Agir gelmedi bana. Ustumde koklayanlar erkek parfumu oldugunu dusunduler. O kadar yani:)

    YanıtlaSil
  6. Channel mademoiselle klasiğini de dört gözle bekliyoruz sayın parfüm merakı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Coco Mademoiselle elimde yok ne yazık ki. Ama ulaşabilirsem tabii ki buradan paylaşırım düşüncelerimi.

      Sil