25 Ocak 2014 Cumartesi

Frederic Malle – Musc Ravageur (2000)


Frederic Malle – Musc Ravageur (2000)

"Ben Cherbourg'da doğdum. Beş yaşında ailemle birlikte Paris'e seyahat ettim ve orada kaldım. Organik kimya ve teorik fiziğe karşı büyük bir tutkuyla bağlıydım. 1973 yılında, Chanel No.19'un yaratıcısı Henri Robert, bir kromatografi laboratuvarını geliştirmek için onunla beraber çalışmamı istedi. Altı yıl onunla birlikte Chanel'de çalıştım. Orada çalışırken kendi kendime parfüm tasarım mesleğini öğrendim yani kendi kendimi yetiştirdim. Oysaki çok yaratıcı bir alan olan organik kimyaya hala aşıktım.

Bence yaratım her yerdedir. Herhangi bir şey yaratıcı olabilir. Kariyerimde, zaman zaman şampuanlar üzerinde çalışırken buldum kendimi. Başka bir açıdan bakmak gerekirse, şampuanların insanları rahatlatıcı etkilerinin olduğunu düşünüyorum. Sabunlar ve şampuanların içinde sürprizler vardır. Günümüzün modern parfümcülüğünde imkanlar çok daha fazla. Gerek kapsam gerek zaman gerekse kaynak açısından.

Frederic Malle ile 1990'lı yıllarda New York'ta tanıştım. Malle, bana Pierre Bourdon'u gönderdi çünkü onun için parfümler tasarlamamı istiyordu. Frederic Malle'e aklımda hazır bir parfüm formülünün olduğunu söyledim. Onun detaylarını Malle'e verdim. Beraber üzerinde biraz çalıştık ve üst notalara azıcık ferah notalar ekledik. Böylece Musc Ravageur ortaya çıktı."


Yukarıdaki söyleşi dünyaca ünlü parfümör Maurice Roucel'e ait. Hayatının kırk yılını parfümlerin ve kokuların içinde geçirmiş bir usta o. Farklı ana akım ve niş marka için yüzden fazla parfüm tasarlamış durumda. Her oluşturduğu parfüme "küçük çocuğum" diyen ve onları kendisinden parça olarak gören bir sanatçı o. Benimde Rochas Man ve Bogart Pour Homme gibi oldukça beğendiğim işlere imza attı Roucel. Onun tarzını kendime yakın bulduğumu söyleyebilirim. Bunun içindir ki Roucel'in işlerini daha bir dikkatli takip ediyorum. Hele bir parfümü var ki uzun zamandır en merak ettiğim eseri dersem yanlış olmaz. Bu ünlü arkadaşın ismi Musc Ravageur olarak tarihe geçmiş durumda.

Maurice Roucel'in niş parfüm evi Frederic Malle için tasarladığı Musc Ravageur'u kokular dünyasının çok içinde olmayanlar bilmeyebilir. Fakat bu dünyanın sihirli kapısından biraz başını uzatıp içeriye bakan herkesin çok iyi bildiği bir parfüm. Hatta yurt dışında büyük bir fenomene biraz daha abartacak olursam efsaneye dönüşmek üzere olan bir parfüm Musc Ravageur. Hakkında onlarca yorum yapılan, bir sürü blog yazarının dayanamayıp, incelemesini yazdığı ve niş parfümcülüğün en başarılı örneklerinden birisi olarak gösterilen bu baş yapıtı birde Parfüm Merakı'nın penceresinden okuyun bakalım.

Musc Ravageur'un tanıtımı için şunlar söylenmiş: "2000 yılında çıkarılan bu kompozisyon, amber oryantallerinin tarihinde dönüm noktasıdır. Bu duyusal parfüm, güçlü ancak mükemmel şekilde kontrollü, dramatik ve gizemlidir. Bu parfüm "baştan çıkarma ve bunun cömertçe sunumu" olacak şekilde Maurice Roucel tarafından oluşturulmuştur. Musc Ravageur mevcut heveslere baskın çıkan uzlaşmasız bir oryantaldir. Başlarda patlayarak çıkan bergamot, tangerine ve tarçına karşı sonlarında vanilya, misk ve amber vardır. Seksi, fırtınalı bu parfüm tek kelime ile: ravageur (yıkıcı, yokedici)


Musc Ravageur'u üzerime ilk sıktığımda küçük bir şokla karşılaşıyorum. Yoğun bir hayvansallık burnuma hücum ediyor. Oldukça sert ve rahatsız edici bu hayvansallık, miskten kaynaklanıyor büyük ihtimalle. Geri planda da tatlı baharatlar var. Üst notalar için hayvansal miskle tatlımsı karanlık baharatların karışımı denilebilir. İlerleyen dakikalarda hayvansallık azalıyor. Bu radikal değişimin ardından orta notalarda egzotik nefis bir amber karşıma çıkıyor. Ona güçlü şekilde sıcak baharatlar eşlik ediyor. Karanfil ve tarçın, çok başarılı kullanılmış. Amberle uyumları harika. Orta notalar nefis olmuş. Geçeyim sonlara. Alt notalar, orta kısımla benzerlik içerisinde. Burada amberin etkisi biraz azalırken, onun yerine pudralı vanilya, beyaz çikolata ve odunsu notalar geliyor. Baharatlar az da olsa oradalar. Parfüme ismini veren misk de kendisine yer buluyor kapanışta. Son kısım biraz ortalama olmuş diyebilirim. Yine de gayet güzel.

Basit bir akıl yürütmeyle bu parfümü iki kısma ayırabilirim. İlk kısım, başlangıçtaki yoğun miskli hayvansallık ve karanlık tatlı baharatlar. Buradaki kirli misk kullanımı Muscs Koublai Khan ve Absolue Pour Le Soir ile benzer. Aynı hayvansal misk kullanılmış neredeyse. Sevmesi ve kabul etmesi zor. İkinci kısım ise tatlı baharatların, amberin, vanilyanın ve odunsu notaların kesin hakimiyetinde devam ediyor. Teninizden uçup gidene kadar.

Musc Ravageur, başlangıcıyla iç gıcıklayan, üzerinizden çıkıp gitmesini isteyebileceğiniz kadar tahammül sınırını zorlayan bir arkadaş. Eğer başlangıcındaki hayvansallığa dayanabilirseniz sizi ilerleyen dakikalarda müthiş baharatlar ve amber karşılıyor. Bence parfümün bu kadar sevilmesinin önemli faktörlerinden birisi de orta notalar. Benimde hayran olmamı sağlayan karanfil-zencefilin, amber ve vanilyanın içinde eritilmesi gerçekten güzel fikir. Uygulamada da başarılı. Fakat son kısmı böylesi bir marka ve niş parfüm için ortalama olmuş. Kötü değil ama yanık vanilya efekti biraz daha rafine olabilirmiş. Hatta ana akım markalarda çok daha başarılı vanilya kullanımlarına rastladım.


Musc Ravageur, Frederic Malle'in en popüler ve en çok satan eseri. Bunun sebeplerini anlayabiliyorum. Rahatsız edici başlangıcından sonra ortaya çıkan aromayı, bir çok kişinin beğenebileceğini düşünüyorum. Özellikle sıcak baharatlar ve vanilya seviyorsanız, mutlaka denemeniz gereken seçeneklerden birisi olarak göze çarpıyor. Denemelerimde onun sıcacık bir parfüm olduğu izlenimine kapıldım. Bu anlamda soğuk kış mevsimi için uygun olacağı çok açık.

Kokusu genel olarak tatlılık barındırıyor. Tam anlamıyla bayık şekerli olmasa da zaman zaman vanilyadan gelen yanık karamel efekti, parfümü oldukça tatlı bir eksene oturtuyor. Sadece vanilya değil, tonka fasülyesinin de ciddi anlamda katkısı var gibi görünüyor tatlılık işinde. Eğer tatlımsı ve erkeksi parfümleri seviyorsanız, sizin için mutlu edici olmayabilir. Bu haliyle bence hem kadın hem de erkek kullanımı için uygun.

Can alıcı soruyu soralım. Musc Ravageur’ın bu kadar övgüler almasını ve fenomen haline gelmesini hak edecek kadar güzel kokuyor mu? Burada tabiki kişiden kişiye değişecek yanıtlar olacaktır. Başlangıcı ile orta kısmının bir bölümü çok riskli ve sevmesi zor. Sonları ise çok daha kabul edilebilir. Bu kadar hayvansallık hoşuma gitmediği için onun böylesine ilgi görmesine şaşırıyorum. Evet sıra dışı ve rahatsız edici tarafları mevcut. Bu haliyle benim için harikalar yaratmasından ziyade, farklı bir koku deneyimi olarak yerini alıyor. Yani ona aşık olmuyorum ama kötü koktuğunu da iddia etmiyorum. Kullanım sırasında Musc Ravageur’dan çok daha sevdiğim ve kendime yakın parfümler oldu. En iyi parfümler listesine girebileceğini sanmıyorum.

Parfüm yazarı Luca Turin'in kitabında Musc Ravageur "hippie misk" olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden üç yıldız verilmiş. "Güçlü misk barındıran hayvansal eski berber dükkanı kokusuna" benzetmiş ve Gucci Envy For Men'i andırdığını söylemiş. Evet biraz benzediği söylenebilir Envy’e. Fakat ben daha çok Absolue Pour Le Soir’e yakın buldum Musc Ravageur’u. Bir başka parfüm kritikçisi Chandler Burr’de beş üzerinden beş puan vermiş.


Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı kıyafet üzerinde çok iyi. Fark edilirliği başlangıçta yüksek. Onun için fazla miktarda sıkmak rahatsız edici olabilir. Yirmi beş yaş ve üzerindeki arkadaşlara tavsiye ederim. Ne olur ne olmaz denemeden almayın.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/7.5

11 yorum:

  1. Nedense yoğun hayvansallık barındıran parfümler Batı'da çok ilgi görüyor. Ya da başka bir deyişle havansal temalı parfümler bizde pek revaçta değil. Sanırım bilinç altımıza "Hacı yağı" fenomeni kazınmış. istesek de istemesek de bizi etkiliyor. Tatlı parfümleri sevmemekle birlikte -özellikle açılışından dolayı- çok merak ettim doğrusu.
    Ha bu arada sevgili parfümmerakı, neredeyse tüm parfümlerin sonundan memnun kalmıyorsunuz. sonunu çok başarılı bulduğunuz parfümler , ilk on listesi dışında kalan ,nelerdir?
    MS

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hayvansal parfümleri seviyorlar. Sebebini bende anlayabilmiş değilim. Fakat bizim hacı yağları ile hayvansal kokuların pek ilgisi yok. Hacı yağları ismi gibi yağlı kokarken, hayvansal parfümler yağlı değil bildiğimiz at çiftlikleri gibi kokuyor.

      O kadar çok parfüm var ki sonlarını sevdiğim. Hangi birisini hatırlayayım da söyleyeyim :)

      Sil
    2. Bence Avrupa'nın (aslında modern şehir insanının) hayvansal notalara bu kadar ilgi duymalarının nedeni, ; Toplumsal yaşayışları ve doğaya olan özlemleri.Artık o kadar her şeyden rafine bir şekilde yaşar olduk ki doğada var olan gerçek saf kokuları da bilinç altımız arar oldu.
      Mesela Türkiye'de bir amca hayvansal kokuyu sevmez çünkü adam zaten yılda 2-3 kez memleketine gidiyor orada hayvanlarına bakıyor doğayla haşır neşir oluyor.Bilinç altındaki doğaya yönelimi beynine yaşatıyor bir şekilde tatmin ediyor beynini.
      Demek istediğim hayvansal öğelere daha çok metropolitan hayata kilitlenmiş şehir insanı ilgi gösteriyor diye düşünüyorum

      Sil
  2. Raşit bey bu aralar çok merak ettiğim bir koku olan givenchy pi ı inceliyebilirmisiniz? Çok övgüler alıyor birde sizden bir inceleme okumak isterim.Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pi elimde yok onun için incelemem kısa dönemde mümkün görünmüyor. Eğer ulaşabilirsem tabiki yazarım.

      Sil
  3. yazınızı beğenerek okudum. Gerçekten çok harika yazmışsınız ve detaylar konusunda bilgilendirmişsiniz.

    Ben de geçenlerde lady million ile tanıştım. Kendimce üstünkörü bir yazı yazmıştım kendi websitemde. Bir de Lady million incelemesi isteriz :)

    http://jusinbello.com/

    YanıtlaSil
  4. V de Vakko yu inceleyebilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İncelemek isterim ama elimde yok ne yazık ki.

      Sil
    2. lavanta-bergamot karışımı bi açılış, biraz odunsu notalar ve vanilya. bana çok boğuk ve yağlı bir his uyandırıyor. ciddi anlamda boğucu bi koku, tam erzurum-sivas soğuğu isteyen bi koku. anca açılır o soğukta. ama hakkını yemeyeyim, ankara ayazında çok kullanmışlığım var..biraz mazoşist olduğum için bu tarz zalımlara da şans veriyorum.:)

      Sil
  5. Parfüm Merakı'nın Musc Ravageur incelemesi parfümü gerçekten de çok net yansıtmış. Sadece etkisi bende tam ters yönde oldu. Yani başlangıçtaki ve ortanın bir bölümündeki yoğun hayvansallık barındıran kısımlar çok hoşuma giderken daha sonraki kısımlar ortalama, en sonları ise gayet sıradan geldi. Bazı yorumlarda kokusunu at terine falan benzetenler olmuş. Bir yarış atı yetiştiricisi olarak atlarla, ahırlarla çok iç içe yaşayan biri olduğum için sevmişimdir belki hayvansallığı :) Keşke daha uzun sürebilseymiş o etki. Kalıcılık tatminkar ancak farkedilirlik ilk bir iki saatten sonra tene yakın oldu bende.

    YanıtlaSil
  6. Bence apls ye benzemiyor,başlangıcı daha çok eau de hermes gbi kimyon ve misk efektli ,üriner ve kirli çağrışımlı,sonraları third man gibi vanilyalı ve eski kafa bir parfüm,muazzam,enfes.

    YanıtlaSil