7 Nisan 2014 Pazartesi

Histoires de Parfums – 1889 Moulin Rouge (2010)


Histoires de Parfums – 1889 Moulin Rouge (2010)

Bugün, “Belle Epoque” dönemine götürmek istiyorum sizleri değerli dostlarım. Paris'in tozlu geniş sokakları hüzünlü bir sonbaharı yaşıyor. Paris her zamanki gibi romantik. Uzun yıllardır savaş yaşamayan Fransa'da umut, huzur ve mutluluk hakim. İnsanlar, hafta sonlarında yemyeşil kırlarda piknik yapıyorlar, yürüyüşlere çıkıyorlar. Sevgililer, dünyanın en romantik şehrinde aşklarını yaşıyorlar.

Aşkın şehri Paris'in ekim ayındayız. Dünyaca ünlü Eyfel kulesinin inşaatı bitirilmiş. Kimileri kuleyi çok çirkin ve demir yığını olarak değerlendirirken, kimileri de Paris'in simgesi olduğunu düşünüyor ve gururla kuleyi seyrediyor. O sene düzenlenen "Exposition Universelle" fuarının ana teması tabii ki Eyfel kulesi.

Avrupa kıtasında Japon sanatının ve kültürünün etkileri görülüyordu. 19. yüzyılın sonlarında, Japon estetiğinin, Avrupa kökenli sanatçıların ilgi alanına girmesi, farklı eserlerin ortaya çıkmasına sebep oluyordu. Vincent van Gogh'un bile, Japon figürlerinden esinlendiği tabloları mevcuttu. Hatta Avrupalı İzlenimci sanatçılara da nüfuz etmişti Japonizm.


Parfümlerin dünyasında ise bir klasik ve efsane doğuyordu 1889 yılında. Parfümör Aime Guerlain, Jicky isimli parfümünü piyasaya sürüyordu. Modern parfümlerin atası sayılan Jicky, bugün bile hala pırlanta gibi parıldıyor kokular evreninde.

İşte 1800'lü yılların sonlarında Avrupa ve Paris için böyle bir çerçeve çizebilirim. Barış ve huzur dönemini yaşayan Paris'te,  Joseph Oller ve Charles Zidler isimli iki işadamı, eğlence sektörüne yatırım yapmak isterler. Zaten gayet canlı olan Paris gece hayatına bir mekan daha eklemek için yola çıkarlar. 6 Ekim 1889 yılında ismini Moulin Rouge koydukları eğlence kulübünün açılışını yaparlar. Açılır açılmaz, Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen) kulübü büyük sükse yaptı. Kısa zamanda, sanatçıların, işadamlarının, üst gelir gurubuna üye kadınların ve siyasetçilerin uğrak yeri haline gelir. Daha önce görülmemiş dans şovları, kabareler, erotik gösteriler ve şarkıcıların sahne aldığı Moulin Rouge, dünyanın en önemli kulüplerinden ve eğlence salonlarından birisi haline gelivermişti.

Bugün bile Fransa tarihi ve kültürünün önemli ögelerinden birisi olarak kabul edilir Moulin Rouge kabaresi. Hakkında kitaplar yazılan ve filmler çekilen Moulin Rouge'da, Edith Piaf, Ella Fitzgerald ve Liza Minnelli gibi o dönemin en şöhretli sanatçıları sahne aldı. 2014 yılında artık turistik bir yer haline gelmiş olsa da Fransa popüler kültürünün dönüm noktalarından olduğu söylenebilir. Dünyanın en uzun soluklu bu kabaresi, Fransa merkezli niş parfüm evi Histoires de Parfums'e ilham kaynağı olmuş. Zaten isminden de anlaşılacağı üzere tarihi olayları ve kişileri parfümlerinin konusu yapıyor bu marka. Genellikle gayet başarılı parfümlere imza atan Histoires de Parfums, 1889 Moulin Rouge isimli kokusunu 2010 yılında piyasaya sürdü.


Kendi sitelerinde çiçeksi pudralı olarak sınıflandırılmış Moulin Rouge 1889. Parfümün başlangıcı kremsi ve yoğun pudralı iris (süsen) ile gerçekleşiyor. Kadınsı başlangıç için “ruj” benzetmesi gayet yerinde olacaktır. Evet kadınların makyaj çantalarını hatırlatıyor üst notaları. İlerleyen dakikalarda orta kısma geçiliyor. Koku formu çok değişmiyor. Aynı pudralı/yağlı ruj efekti devam ediyor. Pudralı irise tatlımsı meyveler ekleniyor. Şeftali ve erik olduğunu düşündüğüm meyvelerin iris ile uyumu kötü değil. Biraz da gül ve tarçın algılıyorum orta bölümde. Hala kadınsı ve tatlı 1889. Geçeyim sonlara. Alt notalarda pudralı irisin etkinliği azalıyor. Orta kısımdan farklı olarak misk ve yumuşak odunsu notalar mevcut. Feminenlik biraz olsun azalıyor. Fakat kokusu çok zayıflıyor sonlarda. Böylece de tenden ayrılıyor.

Kendi parfümlerine layık gördükleri çiçeksi pudralı tanımı isabetli olmuş. 1889 Moulin Rouge, ana ekseni çiçekler (ağırlık iris) ve tozlu pudra üzerine kurmuş. Parfümün her anında iris ve pudra etkisi hissediliyor. İkinci baskın nota meyveler oldu tenimde. Oldukça tatlı meyveler, pudranın altında ezilse de yine de farklı bir hava katmış. Son kısımdaki misk ise biraz sıradan.

1889, kadın parfümü olarak piyasaya sürülmüş. Kesinlikle haklılar. Daha ilk saniyelerde karşınıza çıkan kadınsılık, bariz ve baskın. Rujları ve makyaj çantalarını andıran başlangıcı erkek kullanımı için uygun olmayabilir. Ayrıca fazlasıyla kullanılmış şeker, biraz rahatsız edebilir. Orta kısımda meyvelerin devreye girmesiyle kadınsılık neyse ki bir parça azalıyor. Fakat yine de ruj/makyaj malzemesi efekti devam ediyor. Tatlılık orta kısımda da etkili. Sonlarda feminenlik azalıyor. Tatlılık da azalıyor. Fakat artık çok geç bir erkek için.


1889, yüksek kaliteli Chanel ruj yada Dior yüz pudrası gibi kokuyor. İyi de neden böyle? Aslında cevap basit. İsmini ve konseptini Moulin Rouge kabaresinden alan parfüm, muhtelemen o dönemin Paris'te gece hayatında çalışan kadınların kokularını hatırlatması için düşünülmüş. Akşam gidilen kabarede, tozlu sahnede dans eden yarı çıplak kadınların etrafa yaydığı dişilik, kadınlarla özdeşlemiş ruj kokusu ile verilmeye çalışılmış. Parfümün bu kadar feminen olmasının, Moulin Rouge'da dans eden yada şarkı söyleyen kadın sanatçılara gönderme olduğu düşünülebilir. Hatta o dans şovlarını izlemeye gelen kadınların pudralı parfümlerinden esinlenilmiş de olabilir.

Eğer iris (süsen) seviyorsanız, 1889 iyi ve kaliteli örneklerden birisi. Orta kısımdan itibaren meyvelerle birleşen iris, gayet güzel. Fakat hem başlangıçtaki hem de orta kısımdaki şekerlilik, bir süre sonra bıktırıcı oluyor. Keşke tatlılık daha az kullanılsaymış. Bu haliyle benim için fazlaca tatlı.

Bahsetmem gereken başka durumsa fazla değişmeyen yapısı. Düz çizgide ilerleyen 1889, uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağa benziyor. Gayet kompleks ve zengin parfümlere imza atan Histoires de Parfums'ün, bu kadar düz bir kokuya imza atmış olması şaşırtıcı oldu benim için.


1889'un tasarımını markanın kurucusu Gerald Ghislain yapmış. Eau de Parfum (EDP) konsantrasyouna sahip. Sonbahar-kış mevsimine yakışacağını düşünüyorum. Kalıcılığı ve fark edilirliği gayet iyi oldu tenimde.

Koku Güzelliği:10/6.5

2 yorum:

  1. Tom Ford - Italian Cypress incelemesi yapmayi dusunuyor musunuz ? Degerli yorumlarinizi merak ediyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Italian Cypress elimde yok ne yazık ki. Yani kısa dönemde yazmam mümkün görünmüyor.

      Sil