2 Mayıs 2014 Cuma

Hermes – Terre d’Hermes (2006)


Hermes – Terre d’Hermes (2006)

Yaşanan yıllar, artan deneyimler, tanışılan insanlar, okunan kitaplar, sohbet edilen kişilerin çoğu hayatımızda küçük de olsa iz bırakıyor. Mahallenin bakkalından duyulan bir cümle, bindiğimiz taksinin sürücüsünün başından geçmiş ilginç olay, kütüphanede karıştırdığımız ansiklopedinin daha önce hiç bilmediğimiz bir şeyi fark etmemizi sağlaması ve daha sayılamayacak kadar çok uyaran, zihnimizi, fikrimizi, hayata bakış açımızı etkiliyor. Daha önce düşünemediğimiz yada göremediğimiz gerçekleri/yanlışları fark etmemizi sağlıyor.

Evrendeki her şeyin enerji olduğunu düşünürsek ve bu enerjinin sürekli hareket halinde olduğunu varsayarsak, aslında farkında olmadığımız inanılmaz hızlı bir hayatın içinde yaşıyoruz. Dünyanın her yerinde herkes ve her şey hareket halinde. Fikirler bile! Niye olmasın, fikirler neden değişmesin. Zaten bir fikir nasıl sabit kalabilir ki. Değişmeli, gelişmeli, yenilenmeli, çağa ayak uydurmalı.

Yaklaşık iki yıldır hiç kullanmamıştım fakat kullandığım zamanlarda kokusuna hiç ısınamamıştım Terre d’Hermes’in. Oysa ki çoğu parfüm severe ve sektörün önde gelenlerine göre devrimci kokuya sahipti. 2014 yılının serin sayılabilecek ilkbahar günlerinde, bu arkadaşa yeniden şans vermek istiyorum. Bakalım ilerleyen yıllar, fikrimin değişmesini sağlayabilecek mi?

2006 yılında piyasaya çıkar çıkmaz Hermes'in en çok satan parfümü olmayı başarmıştı Terre d'Hermes. Bir yıl sonra ödüller kazanmış, yurt dışında büyük hayran kitlesi oluşturmuştu kendisine. Oysa ki diğer ana akım markalar gibi büyük reklam bütçeleri ayrılmamıştı onun için. Tanıtım videosunda ünlü mankenler yada şarkıcılar da yoktu. Fakat onu öne çıkartan bir şey vardı. O da kokusunun dünyasallığa ve insanın ham maddesi olan toprağa yaptığı vurguydu. Acaba Guerlain'in Jicky'si ile başlayan "soyut" parfüm kavramına başkaldırı mıydı "dünyasal" bir parfüm? Belki de evet.


İyi de "Hermes'in Toprağı" isimli bu parfüm neden son sekiz yılın en ses getiren aktörü oldu? Sanırım daha önce hiç yapılmayanı, müthiş bir kalite ve rafinelik ile yapabildiği için gözler üzerine çevrilmişti. Bir parfümde toprak temasını kullanmak riskli olarak görülebilir. Kokunun pazarlamasında "mineral" notasından bahsedilmesi de pek alışıldık değildi. Muhakkak ki Terre d'Hermes'de ne mineral diye bir nota kullanılmıştı, ne toz-toprak, ne de çakmak taşı. Aslında bütün iş Iso E Super denilen mucizeydi.

Labaratuvar ortamında üretilmiş bir molekül olan Iso E Super, dinamik yapısıyla parfümleri olduğundan farklı kokulara dönüştürebiliyordu. Kadifemsi, parlak ve anlatması zor bir koku olan Iso E Super, düşük maliyeti ile parfüm üreticilerinin ve parfümörlerin kurtarıcısı olmuştu adeta. Günümüzün modern parfümlerinin çoğunda kullanılan Iso E Super, 2006 yılında ilk çıkan Terre d'Hermes'in bel kemiğini oluşturuyordu. Çünkü ilk formülünde %55 oranında Iso E Super'den oluşuyordu formülü. Gerçi 2011 yılındaki IFRA kısıtlamaları sonucunda parfümlerde kullanılabilecek Iso E Super oranları aşağıya çekilmişti. Terre d'Hermes'i böylesine fenomen hale getiren ögenin, Iso E Super'in başarıyla kullanılmış olması gösterilebilirdi.

Terre d'Hermes'in tasarımcısı bay Ellena’nın, 2004 yılında Hermes'in parfüm bölümünün başına geçtikten iki yıl sonra gelen bu eser, onun önceki işlerinin devamı gibiydi. Cartier - Declaration'daki koku formunun benzeri ve daha geliştirilmiş haliydi sanki Terre d'Hermes. Ellena'nın en büyük özelliği olan "minimalizm" burada da kendisini göstermişti. Parfümlerinin formüllerinde çok az içerik kullanan Ellena, bu vesileyle "parfümlerin minimalist babası" ünvanını hala gururla taşıyor. Tam bu noktada kısaca Ellena'ya kulak verelim:

"Tasarladığım parfümlerde kendimi kontrol altında tutarım. Kokuların formüllerinde çok az element kullanırım. Fazla kimyasal kullanmak beni korkutuyor. Basit kokular tasarlamak istiyorum. 2006 yılında tasarladığım Terre d'Hermes'te sadece otuz adet bileşen kullandım. Bu anlamda Terre d'Hemes iyi işti. Ben basit olmak istiyorum. Aynı Japon Haiku şiirleri gibi. Basit olmak, aslında en zor şeydir."


Modern parfümörlerin bir parfümü oluşturmak için yüzden fazla içerik kullandıklarını düşünürsek, sadece otuz kimyasal ile gelen bu büyük başarı, Terre d'Hermes'in en takdir edilecek tarafı belki de. Onun başarısını sadece içeriğindeki kimyasal sayısına bağlamanın yanlış olabileceğinin farkındayım. Tam olarak her şeyiyle başarılı bir konseptti Terre d'Hermes ve her başarılı proje gibi ödülünü fazlasıyla aldı.

Bu uzun sayılabilecek girişten sonra kokusunun tanımını fazla uzatmayacağım. Çünkü parfümlere ilgilenen neredeyse herkesin mutlaka bildiği bir parfüm Terre d'Hermes. Odunsu baharatlı olarak sınıflandırılan Terre d'Hermes'in açılışında müthiş bir tuzlu turunçgil aroması sizi karşılıyor. Çok doğal, tatlı, lezzetli ve asidik portakal, olabilecek en iyisi. Portakala biraz greyfurt ve limon da eşlik ediyor fakat portakal daha baskın. Başlangıcı nefis. İlerleyen dakikalarda parfümün meşhur karakteri ortaya çıkıyor. Orta notalarda o lezzetli portakal hala etkin. Farklı olarak baharatlar (biber) ve o meşhur mineral benzeri vetiver ekleniyor. Bu andan itibaren portakallı-baharatlı vetiver kokusuna dönüşüyor. Baharatlar çok keskin değil, portakal ile paralize edilmiş. Ferah sayılabilecek baharatlar gayet başarılı. Ciddi oranda vetiver de kendisini gösteriyor. Sonlara gelindiğinde odunsu yönü ortaya çıkıyor. Portakal biraz geride kalırken sedir ağacı çok daha baskın. Sedir ağacına vetiver de eşlik ediyor. Böylece de tenden ayrılıyor.

Terre d'Hermes, nasıl kokuyor sorusuna cevabım şöyle olacak: Lezzetli, tuzlu, tatlı portakal, asidik-aromatik tozlu baharatlar ve sedir-vetiver kombinasyonu. Bana göre parfüm bu notalar üstünde yükseliyor. Notaların her biri rahatlıkla algılanabiliyor. Portakal, biber, sedir ve vetiver dörtlüsünün gayet güzel birleşimi diyebilirim onun için.


Şu bir gerçek ki basit kokuyor Terre d'Hermes. Üst notalardan orta notalara geçildiğinde değişim hissediliyor. Orta kısımdan sonra durağan hale geliyor. Yani orta ve alt notalar arasında fazlaca farklılık yok. Çok zengin, kompleks, karmaşık ve çözmesi zor bir Sudoku ile karşı karşıya değiliz. Gayet basit, canlı, neşeli, hayat dolu, pozitif bir arkadaşla birlikteyiz. Zaman zaman düz çizgide devam ettiği söylenebilir. Tasarımcısının amacının basit parfüm tasarlamak olduğu düşünülürse, hiç de şaşırtıcı değil onun karakteri.

Terre d'Hermes, yüksek kaliteli bir parfüm. Yapaylığa rastlanmıyor. Uyumsuzluk yada zorlama yok. Adeta yanıbaşınızda mis gibi kokan portakal kesmişler de onun kokusu burnunuzu okşuyor. Portakal temasının nasıl bu kadar gerçekçi verilebildiğine şaşırmamak elde değil. Onun asıl karakterini oluşturan toz-toprak-mineral kokusu ise gerçekten ilginç. Kimi yorumcuların "temiz-kir" olarak nitelediği terime de açıklama getirmek gerek. İlk başta temiz-kir sözü oksimoron gibi görünebilir. Burada anlatılmak istenen kokunun hem çok temiz, rafine, doğal ve mis gibi olması hem de o temizlik hissinin üzerinde toz-toprak kokusunun bulunması. İkisinin bir arada gayet başarılı şekilde verilebileceğini gösteren, belki de türünün ilk örneği Terre d'Hermes. Onun içindir ki böylesine büyük deprem yarattı parfüm dünyasında. Eminim ki bu açılan yeni kapıdan, bir çok parfümör de etkilenecek ve ilham alacaktır.

Geleyim asıl bahsetmek istediği duruma. Neredeyse 2 yıldan fazladır Terre d'Hermes'in asıl konsantrasyonu olan EDT versiyonunu hiç kullanmadım. Anladığım kadarıyla reformülasyon geçiren parfümler kervanına katılmış. O zamanlar kullandığım Terre d'Hermes, çok daha tozlu-topraklı kokuyordu. Beni en çok bu durum soğutmuştu ondan. Fakat bu aralar kullandığım yeni versiyonunda o toz-toprak kokusu azaltılmış ve portakal arttırılmış. Evet asıl karakteri biraz sekteye uğramış ama bence kolay kullanılabilir ve sevilebilir hale getirilmiş. İlk formülasyonlarını sevemediğim Terre d'Hermes'in yeni versiyonunu gayet güzel buldum. Yurt dışı kaynaklı platformlarda da küçük çaplı reformülasyon geçirdiği tartışılıyor. Eğer durum böyleyse kendim adına harika bir reformülasyona imza atıldığını söyleyebilirim.


Terre d'Hermes, yaratıcısı Jean-Claude Ellena'nın diğer tasarımlarına oldukça benziyor. Hermes'in yeni çıkan parfümü Voyage'ın ilhamını Terre d'Hermes'den aldığı rahatlıkla görülebiliyor. Ayrıca Jardin serisinin en sevilen üyesi Un Jardin Sur Le Nil'i de andırıyor. Declaration'a benzerliğini söylemeye bile gerek yok. Zaten Ellena'nın imza koku formu haline gelen tatlımsı turunçgil ve tozlu ferah aromatik baharatlar, bir çok parfümde tekrar ediliyor. Ana yapıyı bozmadan, küçük ilavelerle yeni parfümler ortaya çıkarıyor. Bu anlamda Ellena'nın 2004 yılından sonraki tasarımları birbirinden izler taşıyor.

Bu haliyle bir şişesi alınıp, koleksiyonunuzda bulunması gereken parça olarak değerlendirilebilir. Dikkatimi çeken diğer durum ise ilk yıllardaki saldırganlığı azalmış gibi. Onun yerine daha ten kokusu haline gelmiş. Kalıcılığı kıyafet üzerinde bir günden fazla denebilir. Ten üzerinde ise o kadar kalıcı olmadı.

Terre d'Hermes'in minimal çizgisi şişesine de yansımış. Bir çok ana akım markanın gösterişli ve radikal şişe tasarımına karşın, onun şişesi basit ve sade tasarımıyla dikkat çekiyor. Hermes'in baş harfini merkeze alan tasarıma sahip şişe için, kokusu gibi minimal denilebilir.

Parfüm kritikçisi Luca Turin, kitabında Terre d'Hermes'i ferah bergamot olarak sınıflandırmış ve beş üzerinden üç puan vererek ortalama parfümler sınıfına almış.


Neredeyse ferah kokusu, dört mevsimde her dönem kullanılabilir. Fakat bence soğuk kış günleri için tercih edilmese iyi olur. Tam bir serin ilkbahar kokusu olarak düşünüyorum. Ayrıca yaz akşamlarına uyacaktır kokusu. Çok sıcak öğlen vakitlerinde baharatlı yapısı hafiften rahatsız edebilir. Benden söylemesi.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/8

28 yorum:

  1. Tatlı portakal kokusu ve 8 puan :) Güzel :) Saygı duyuyorum tabii ama bu parfüme de 8 verilmez be Raşit.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni nesil yapay ve uyduruk turunçgil parfümlerinin yanında Terre d'Hermes gayet başarılı. Özellikle yeni hali eskisinden de iyi. Bence 8 alır bu parfüm gel inat etme :)

      Sil
    2. valla modern talking pardon musty talking bence raşit az bile vermiş..benim değerlememe görede 9 ila 10 arasında gidip gelmekte..her parfümseverin ve parfüm meraklısının dolabında bulunması gereken başyapıtlardandır zannımca..bende yıllarca yüksek fiyatı ve çok konuşulmasından dolayı önyargılıydım hatta ilk kullandığımda "bumu yani" dedim..fakat kullanmaya başladıktan sonrada "evet muymuş" dedim..tabi zevk meselesi..

      Sil
    3. Katılıyorum fakat çok kalıcı. Durdukça güzelleştiğini farkediyor insan.ama 7 den yukarı almaz 😀

      Sil
  2. işte bu ya. forumda reformüle terre nin yerden yere vurulmasına anlam veremiyordum. yeni hali gayet iyi. tam anlamıyla 4 mevsimlik diyebileceğim bi koku. yalnız ben kışın da kullandım. soğukta portakal geri çekilip tozlu koku ön plana çıkıyor. hele ankara nın ucuz kömür kokan sokaklarına çok iyi uyum sağlıyor. üzerinizde palto varsa tabi:) kirli dumansı bi tarza bürünüyor.

    YanıtlaSil
  3. Valla bu parfümü denemek henü kısmet olmadı maalesef. Hatta nasıl koktuğu ile ilgili de un ufak bir fikrim bile yok. Böyle turunçgil temalı kullandığım tek parfüm oriflame flamboyant idi. O da bunun yanında kolonyadan öteye gitmez herhalde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu parfümü ilk denediğimde 15/16 sene önce kullandığım slazenger sport u anımsattı.

      Sil
  4. O kadar parayi kesinlike hakk etmeyen .ne zaman kullansam basimda agrilar oldu.ya sev,ya nefret et bence boyle bir parfum,benim gibi fresh parfum sevenler nefret edecekdir kesinlikle,kokusu farkli evet belki bayanlarinda hosuna gider ama hayatimda kullanmam bi daha.bvlgari-pour homme,creed-aventus,tom ford-black orchid gibi muhtesem asil kokan parfumler dururken paranizi cope atmayin.

    YanıtlaSil
  5. Merhabalar, bir bayan olarak arada bir bende severek kullaniyorum. Ozellikle cetrefilli islerle ugrasmam gereken gunlerde biraz testosteron destegi gerekince...tabii bayagi bir tezat aslinda zira ufak tefek bir bayanim. :-) guzel yorumlamissiniz ama ya mizansen?
    Natali

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Terre d'Hermes için mizansen kısmını, farkında olmadan aslında siz yazmışsınız mesajınızda :) Bahsettiğiniz gibi işlerle uğraşan kadınlara ithaf olsun Terre d'Hermes. Testosteron iyidir :)

      Sil
  6. Bu kokunun ilk halindeki tozlu toprakli kismi nedeniyle bence bu kadar sevildi. Bu halini kaybettiyse karakteristigini kaybetmis demektir.

    YanıtlaSil
  7. Merhaba. Yazinizin ilk iki paragrafini ozellikle begendim.
    Rwsit bey yorumladiginiz edp versiyonumu acaba?
    Ben edt versiyonunu kullanıyorum. Gayet guzel farkli canli bir parfum. Ama 1 numaram mi? Degil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Yok EDP değil normal EDT'yi yazdım. EDP olanı yani ismi Parfum diye geçeni daha önce yazmıştım detaylı olarak.

      Sil
  8. iki yıldır kullandığım parfüm. Şunu söyleyebilirim ki kesinlikle bir yaz parfümü değil. yaz akşamları, kış ve puslu yağmurlu günler kullanım ideal mevsimler

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar Raşit bey, peki yaklaşık bir yıl önce değerlendirmesini yaptığınız ve övdüğünüz Terre d'Hermes EDP ile yeni formülize abisi EDT' yi enine boyuna karşılaştırabilirmisiniz biz meraklı okurlarınıza? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok derinlemesine ve uzun analizden ziyade şöyle söyleyeyim: İki Terre d'Hermes (EDT ve 2009 çıkışlı EDP Parfum) birbirine biraz daha yaklaşmış koku olarak. EDT yeni haliyle, EDP'yi iyice andırır hale gelmiş.

      Sil
  10. Şu Ana Kadar kokladığım en iyi Parfümlerden biri Terre d'Hermes şüphesiz, Dior Homme' la beraber.

    YanıtlaSil
  11. Reformulasyon sonrası hali genele hitap açısından daha başarılı ama ilk çıkan terre deki özgünlük kesinlikle yok ki bu parfümün bu kadar çok ses getirmesinde ve isim yapmasında etkili olanda o mineralli ve topraklı formüldü.

    YanıtlaSil
  12. Ben şu anda Dior Home kullanıyorum,Hermes alma niyetim var ancak yorumlara baktığımda 'Evet kesinlikle almalıyım' dediğim birşey bulamadım,sadece bir arkadaşın testeron mizanseni =) dışında,

    YanıtlaSil
  13. eski incelemeler arasında vardı sanırım buda, o zamanda "beyaz bodrum evlerini ve portakal ağaçalarını hatırlatıyor" diye bir yorum yapmıştım parfümle ilgili, refurmüle edildiği söyleniyor ama ben aynı hissiyatı gene alıyorum kokudan. tek farkı, daha önce kendi üzerimde denediğimde beni çok mutlu etmiyordu 2-3 sene evvel, ancak artık kendimede yakıştırdığım bir koku. buda sanırım iddia edildiği gibi reformulasyondan kaynaklanıyor. ancak eskisi gibi toprak ve çakmak taşını hissedemiyorum, o erkeksi portakal ağacı/kabuğu kokusu daha belirgin benim için. herşeye rağmen hala piyasanın en nevi şahsına münhasır designer parfümlerinden birisi. ancak çok pahalı ve bir çok kokunun aksine internet üzerinden türkiyeden ucuza alma şansınız yok, bu nedenle bir türlü alıp kullanmak nasip olmadı. ancak reyonlarda bolca sıkıp deniyoruz.
    duy sesimizi Hermes :)

    YanıtlaSil
  14. İlk sıkıldığında hacı kokusu gibi uçunca güzel bir koku kalıyor ferah ve dikkat çekici klas:)

    YanıtlaSil
  15. Merhaba, kafam biraz karışık bu koku hakkında. Bu koku, yani 2006'da piyasaya çıkan, daha sonraki yıllarda herhangi bir modifikasyon'a uğradı mı? Yani toprak kokusu yönünden biraz törpülendi, yumuşatıldı mı? Demek istediğim geçen hafta duty free'den aldığım edt Terre d'Hermes 2006 yılında çıkanın koku olarak birebir aynısı mı değil mi? Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Aynen dediğiniz gibi 2006 çıkışlı ilk kokunun formu biraz değiştirildi. Toprak kokusu azaltılmış gibi görünüyor.

      Sil
    2. Bu halini cok sevdim, "yillardir aradigim parfum buymus megersem" diyebilirim :) Daha onceki versiyonunu kullansam belki bu kadar sevemeyebilirdim, toprak kokusu dozu bence cok iyi. Kaliciligi ise su ana kadar (yas 29) kullandiklarim arasinda acik ara en iyisi..

      Sil
  16. Sevgilimin ve benim gönlümüzü çalacak parfüm arayışımızı dindiren koku oldu bu. İkimizde çok sevdik, kokladıkça koklamak istedik.

    Ona aldığımızda ben de bir kadın olarak kolumda denedim. İkimizde de aynı şekilde turunçgilli başladı- ki bu kısım bana reçineyi hatırlatıyor, çam ağaçlarının gölgesinde oturduğumu hayal ediyorum nedense :)- ancak ilerleyen saatlerde onda daha sabunumsu ve biraz da tozlu kokarken ben de turunçgilin etkisi devam etti, hatta tatlı tatlı kokmaya başladı. o erkeksi tozluluk hiç ortaya çıkmadı desem yeridir. Demek ki tozluluk erkek tenine daha ön plana çıkan bir element. Böylesine ferah turunçgilli hafif tatlı bir parfüm bulup kullanmak isterdim :/

    Yani Terre d'hermes kadın teninde çok daha farklı kokuyormuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Terre d'Hermes'in kadınlarda nasıl bir kokuya dönüşeceğini hiç düşünmemiştim. Detaylı bilgilendirmeniz için teşekkürler.

      Sil
  17. Öncelikle bu güzel yazı için teşekkürler, Terre Pure Perfume yazınızı da okudum, sormak istediğim sizce formüle edilmiş EDT mi daha güzel yoksa EDP versiyonu mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence ikisi de gayet güzel parfümler. Aralarında seçim yapmak, kişinin kendi beğenisine kalmış.

      Sil