27 Ocak 2015 Salı

Frederic Malle – Portrait of a Lady (2010)


Frederic Malle – Portrait of a Lady (2010)

1800'lü yılların sonlarında, edebiyat eleştirileri ve kısa hikayeleri ile Amerikan ve İngiliz edebiyat çevrelerinde çokça övgüler alan yazar Henry James, ilk uzun romanı "Bir Hanımefendinin Portresi" kitabıyla, önemli başarı yakalamıştı. 1881 yılında yayınlanan roman, onun edebiyat dünyasında hızla tanınmasını sağladı. Eserlerinde genellikle insan bilincini, kadınları ve kadınların iç dünyalarını işleyen Henry James'in o zaman ki popüler romanı Bir Hanımefendinin Portresi'nde Isabel Archer'ın başından geçenler anlatılıyordu.

Romanı ne yazık ki okumadım fakat göz gezdirdiğim yorumlara göre Henry James'in erken dönem başyapıtı olarak gösteriliyor Bir Hanımefendinin Portresi. Bu ünlü romanın 1996 yılında sinemaya taşındığını da belirtmek gerek. Başrolünü Nichole Kidman ve John Malkovich'in oynadığı aynı isimli film, çok büyük başarı sağlayamadı bir türlü. Romanın gerisinde kalmış sinema uyarlaması olarak düşünebiliriz beyaz perde çabasını.

Henry James'in 1881 yılında yazdığı romanı Bir Hanımefendinin Portresi, aynı isimle 2010 yılında niş parfümevi Frederic Malle'in koleksiyonundaki bir parfüme de isim babalığı yaptı. Editör Frederic Malle, ünlü burun Dominique Ropion ile işbirliği yaparak Portrait of a Lady'i meydana getirdi. İlginç ismi ve kadınlara yaptığı gönderme ile bir anda niş parfüm sektöründe gözlerin bu parfüme çevrildiğini anlamak zor değil. Gerçi parfüm piyasa çıkalı beş yıl oldu. Artık ilk çıktığı zamanki süksesi olmasa da bir süredir merak ettiğim Malle parfümüydü. Ve işte kavuştuk birbirimize.


Kendi sitelerinde parfümün "barok, görkemli ve senfonik" taraflarından, "en güçlü dozajda gül esansına sahip olduğundan", "modern klasik karakterinden, mıknatıs gibi insanları çeken duyumsal güzelliği çağrıştırdığından" bahsedilmiş. Portrait of a Lady'i üzerime sıktığımda beni tatlımsı, derin, karmaşık, yüksek kaliteli bir koku karşılıyor. Gül başat aktör denebilir. Güle, tatlımsı canlı meyveler (çilek veya böğürtlen) eşlik ediyor. Bu tür meyvemsi gül kokularını her zaman için seviyorum. Başlangıcı nefis diyebilirim. Orta bölümde meyvemsi kırmızı gül teması devam ediyor. Farklı olarak tatlı sıcak baharatlar ekleniyor kompozisyona. Muhtemelen biber, orta kısımda kokuya farklı pencere açıyor. Tabii gül hala çok baskın. Baharatlar yan rollerde. Başlangıcı kadar olmasa da sevdim orta bölümü. Son kısımda topraksı olmayan paçuli ortaya çıkıyor. Güle bu sefer ferah sayılabilecek paçuli ve biraz da tütsü eşlik ediyor. Son kısım hafiften yapaylık barındırıyor ve yüksek kalite hissiyatı vermiyor. Kapanışını beğenmedim ne yazık ki.

Portrait of a Lady, kırmızı, mis gibi gerçekçi güllerin etkisi altında son saniyelere kadar varlığını size hatırlatıyor. Başlangıçta enerjik ve mutlu gül, orta kısımda yerini sıcak-romantik güle bırakıyor. Sonlardaysa gül ufak bir evrim geçirip, paçulinin yörüngesine giriyor. Görüleceği üzere baştan sona gül merkezinde ilerliyor. Diğer notalar adeta kokuya zenginlik ve hareket katmak için kullanılmış. Parfümün tasarımcısı Dominique Ropion da gülün varlığını reddetmiyor hatta bu parfümde kullandığı gülün "Türk Gülü" olduğunu söylüyor. Yani uzaktan da olsa parfümünde Türk etkisi varmış.

Özet olarak meyveli, güllü, yumuşak baharatlı, tütsülü, paçulili, miskli bir parfüm arıyorsanız sizin için fena bir seçenek olmayacaktır. Tatlılık baştan sona mevcut, neyse ki fazla değil. Gayet modern, yeni nesil temiz kokan gül parfümlerinden birisi. Tarz olarak Dior'un Oud İspahan'ınına, Francis Kurkdjian'ın Lumiere Noire'ine ve Montale'in Black Aoud'una benziyor. Gül suyu efektini fazlasıyla veren parfüm, bizim gibi bolca ucuz gül esansına maruz kalan medeniyetler için ilgi çekici olmayabilir. Ha bu tarz güllü lokum benzeri kokuların başka coğrafyalarda hayranı var mıdır bilemiyorum fakat benim için fazlasıyla özelliksiz, başlangıcı dışında derinlikten yoksun, ortalama bir gül kokusu olması dışında çok da ilgimi çektiğini söyleyemem.


Son zamanlarda çok fazla gül ve öd temalı parfüm kullandığımdan artık pek çekici gelmiyor gül parfümleri. Yoksa kırk yılın başında gül parfümü kullanan ve deneyimleyen kişilerin Portrait of a Lady'i epey seveceğini düşünüyorum. Sanırım buradaki gül kullanımı fazlaca esansvari ve düz olduğu için aklımı başından alamadı. Belki de ben tozlu-karanlık gül parfümlerinin adamıyım.

Güçlü gül-öd merkezli rakiplerine meydan okuyabilecek kapasitedeki bu Malle eseri, ilginç ismi, farklı esin kaynağı ve markanın gücü ile iş yapar ama müthiş bir arkadaş beklemeyin bence. Yine bir Malle parfümü ve bu da gol değil benim için. Sanırım bay Malle ile bir türlü koku kimyamız tutmayacak.

İsmindeki "hanımefendi" vurgusu ve çağrışımı, onu direkt olarak kadın parfümleri alanına sokuyor gibi görünüyor. Bu isimdeki bir parfüm erkek kullanımı için uygun olabilir mi? Olur olur... Her ne kadar kokusunu kadınsı bulsam da yine de gül seven erkeklerin denemesi gerekebilir. Kimi yerlerde kadın parfümü olarak tanıtıldığını gördüm. Gerçi kendi sitelerinde bu tür bir yönlendirme olmasa da cool ismi, size parfümünüzün ismini soran mahcup kişileri fazlasıyla şaşırtabilir.


Parfümün tasarımcısı Dominique Ropion. Bay Ropion, Malle için başka eserlere de imza atmıştı. Belki de devamı gelir ilerleyen yıllarda bu işbirliğinin. EDP formundaki parfümün kalıcılığı müthiş. Günlerce ne tenden ne de kıyafetten çıkıyor Portrait of a Lady. Farkedilirliği başlarda oldukça yüksek. İlerleyen saatlerde normale dönüyor neyse ki. Bence sıcak yaz mevsimi dışında her zaman kullanılabilir. Kullanım yaşı için ise fazlaca genç arkadaşların hoşuna gidebileceğini sanmıyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

5 yorum:

  1. Bugun uzerimde plan koku... :-) sizin aksinize ben tatli notalar almiyorum cok. Bende daha cok gul ve tutsu, paculi ekseninde gidiyor. Ve kalicilik cok basarili. Ilk denedigim hic sevmedim PoAL' i. Ama bir sure sonra basta anlattigim guclu biraz kuru tutsulu gul kokusuna donusunce cok begendim.
    Malle paefumlerinin su an yeni bir sahibi var: Estee Lauder...korkular EL'rin elinde Malle parfumlerinin telef olmasi. hos bunu yapan IFRA ama...
    Natali

    YanıtlaSil
  2. Portrait of a Lady'nin baskın bir gül parfümü olduğuna katılmıyorum. Güllü lokum efekti? Bizler gibi güle aşina bir millet için mükemmel bir parfüm. Hatta oldukça derin, isli ve ilginç bir parfümdür POAL. Kim üzerimde bu parfümü koklasa misler gibi tütsü koktuğum söylenir. Liberty'de yıllardır best seller olmuş ve hala öyle. Lütfen yanlış yönlendirmeyin insanları.

    YanıtlaSil
  3. Portrait of a Lady'nin gül merkezli bir parfüm olduğunu kabul etmiyorsanız, size söyleyebilecek başka şeyim yok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz beni yanlış anladınız. Ben gül merkezli bir parfüm olduğunu söylemiyorum. Hatta formülasyonun %20-25'ini doğal gül ve sentetik gül akorları oluşturuyor. Ama gülden daha dominant paçuli, tütsüler, ambroxan ve farklı ağaçlardan distile edilmiş ve daha önce hiçbir parfümde kullanılmamış farklı moleküller var. Benim katılmadığım nokta parfümü yorumlarken gül suyu efektinden bahsetmiş olmanız ve gül lokumu örneği. Eğer ki markadan Une Rose için aynı şeyleri söylemiş olsaydınız bir nevi katılırdım ama dominant bir gül parfümü olmasına rağmen Une Rose mükemmel bir tasarımdır.

      Sil
    2. Katkılarınız için teşekkür ederim. Portrait of a Lady benim tenimde meyvemsi tatlı gül kokusu olarak gelişti. Paçuliden ise yazımda bahsettim zaten. Ambroxan konusunda haklısınız. POAL'da beni rahatsız eden notalardan birisi de ambroxan oldu.

      Une Rose'u henüz denemedim ama bir süre gül merkezli koku denemek istediğimi sanmıyorum :)

      Sil