turunçgil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
turunçgil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Haziran 2022 Perşembe

Chanel – Allure Homme Sport (2004)

Chanel’in en ünlü modern klasiklerinden Allure ve erkek versiyonu Allure Homme’nin büyük başarısının ardından onlarca Allure isimli devam parfümü raflardaki yerini aldı. Allure Homme ismine sahip erkek parfümlerinin devam kokularından en popüler olanı şüphesiz Allure Homme Sport oldu. Metalik renkli şişeye sahip bu eser, kokusal anlamda herkese hitap edebilen bir başarı hikayesiydi. Tabii ilerleyen yıllarda, karşısına çıkan güçlü rakiplerinin biraz gerisinde kalmışa benziyor.

Chanel’in internet sitesinde Allure Homme Sport şu cümlelerle tanıtılmış: “Taze ve odunsu bir koku. Sucul, canlı ve şehvetli notaların karışımı, sınırlarını zorlamaya çalışan aksiyon adamını çağrıştırıyor. Tazelik ve duygusallık arasında bir kompozisyon. İtalyan mandalinası sedirin temiz ve yoğun notalarını müjdeliyor. Beyaz misk ile zenginleştirilmiş şehvetli ve bademli tonka fasulyesi, derin ve saran iz oluşturur. Allure Homme Sport, meydan okumayı seven erkeği temsil eder.”

Allure Homme Sport’un açılışı ferah ve şekerli turunçgillerle gerçekleşiyor. Ekşi limon ve taze mandalinayla güzel ve kaliteli başlangıcın ardından keskin olmayan sedir ağacı, vanilya, tonka fasulyesi ve amberle kapanış yapılıyor.

Allure Homme Sport’un neden sevildiği ve popüler olduğu ilk dakikalarda anlaşılıyor. Kullanan çoğu kişinin sevebileceği güvenli ve modern turunçgillerin tatlı vanilya-tonka fasulyesiyle birleşmesi kuşkusuz ki iyi sonuç veriyor. Kokusal anlamda genele hitap ediyor ve rahatsız edici tarafı bulunmuyor. Zaman zaman turunçgillerden gelen ekşilik bazen de tuzluluk parfümün çok yönlülüğünü vurguluyor. Kullanması kolay ve etraftan bol bol övgüler alabileceğiniz temiz ve lüks kompozisyon, Chanel kalitesini size sunuyor.

Turunçgil parfümleri genellikle sıkıcı, cılız, yapay ve sıradan kokar. Allure Homme Sport ise çekici, züppe ve şık davranıyor. Onu koklayan kadınların hemen hepsinin sevdiğini gözlemledim.

Muhteşem ve yaratıcı olmasa da ilkbahar-yaz akşamları için olabilecek en sağlam seçeneklerden birisi diyebilirim.  Popüler turistik sahil kenarlarında, beach clublarda, akşam çıkmalarında onun verebileceği etkiyi çok az parfüm verebilir.

Kimi kullanıcılar Versace Pour Homme’ye benzetmiş ki haksız sayılmazlar. Allure Homme Sport hem koku güzelliği hem de verdiği hissiyat bakımından Versace Pour Homme’den birkaç gömlek üstün diyebilirim. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli fakat etrafa yayılımı ilk patlama dışında güçlü sayılmaz. Keşke biraz daha etrafa yayılabilseydi. Kokusunu sektörün en önemli isimlerinden Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

23 Mayıs 2022 Pazartesi

Issey Miyake – Fusion d’Issey (2020)

Başarılı Japon markası Issey Miyake’nin ünlü erkek parfümü L’Eau d’Issey Pour Homme’den sonra büyük ses getiren eserler tasarlayamadığını söyleyebiliriz. L’Eau d’Issey Pour Homme’nin büyük başarısının ardından birçok aynı isimli devam kokusu çıkarmakla yetindiler. 2020 yılında yine benzer şişe ve isimle Fusion d’Issey raflara çıktı.

Issey Miyake parfümlerini sevenleri heyecanlandıran erkek kokusu Fusion d’Issey, markanın internet sitesinde anlayamadığım şekilde yanardağla bağdaştırılmış. Bir yanardağın gücünü, enerjisini ve canlılığını Fusion d’Issey’e verdiklerini iddia etmişler ki kokunun bütünüyle bu bağdaştırmayı pek yerine oturtamadım.

Parfümün ilk saniyelerinde limonu andıran turunçgiller ve bir parça aromatik otlar karşımıza çıkıyor. Açıklanan notalarında biberiye var ki otsuluğun sebebi bu muhtemelen. Orta kısımda kremsi hindistan cevizi teması öne çıkıyor. Tatlılık tabii ki mevcut ama çok baymıyor. Sonlarda modern parfümlerin değişmez içeriklerinden dinamik ama yapay hissettiren ambroksanı görüyoruz. Ambroksana bir parça paçuli ve sandal ağacı eşlik ediyor.

Fusion d’Issey, basit, ferah, saldırgan olmayan hoş, modern parfüm denebilir. Sanatsal ya da çok ilginç olmasa da kremsi hindistan cevizi temasını sevenlerin ilgisini çekecektir. Sonlarını pek sevemesem de ortalama kokusunun sıcak günlerde rahatsız etmeyeceğini düşünebiliriz.

Aromatik meyvemsi yapısı çok erkeksi hissettirmiyor. Kadınların da kullanabileceğini sanıyorum. Kimi zaman yapay sucul parfümleri andırması can sıkıcı olabiliyor. Kimi kullanıcıların duş jeli kokusuna benzetmelerini anlayabiliyorum.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı güçlü sayılmaz. Günlük ve rahat yaz kıyafetlerine uyabilecek yapısıyla plaj parfümü olarak düşünülebilir. Kokusunu sektörün tanınmış isimlerinden Nathalie Lorson tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

18 Mayıs 2022 Çarşamba

Blend Oud – Oud Zanzibar (2018)

Sihirli parfümeri sanatının 2000’li yıllardaki popüler içeriği oud, bir markaya isim babalığı yapıyor. Orta Avrupa’nın sevilen ve Rönesansı başlatan ülkesi İtalya’dan çıkan Blend Oud markası, isminden de anlaşılacağı üzere egzotik oud temasını merkeze alıyor. Genellikle Arap-Ortadoğu coğrafyasına ait olduğu varsayılan oud öğesinin ilginç şekilde batılı bir niş parfüm markasına ilham vermesi oryantalist eğilimlerle açıklanabilir mi emin değilim.

Blend Oud’un şimdiye kadar denediğim parfümlerinin çoğunun ağır, yoğun ve oud teması barındırdığını gördüm. Oysa markanın Voyage koleksiyonuna ait Oud Zanzibar, farklı bir yerde duruyor. Gerek şişesinin gerekse kutusunun turkuvaz rengi, bize denizi-suyu-okyanusu-tropikal adaları çağrıştırıyor. Blend Oud’un internet sitesinde Oud Zanzibar şu cümlelerle tanıtılmış: “Oud Zanzibar, okyanus ve ufuk arasındaki kucaklaşmayı anlatıyor, iki dünyanın birleşmesi, denizde iken gökyüzüne dokunan suya bakan genç bir Masai’nin gözleri ve ruhu aracılığıyla. Koku, Zanzibar adasının kokularına ve renklerine bir ilahidir. Denizin sonsuz ve değişmez kokusu.”

Parfümün açılışı leziz, ferah, tatlı meyvelerle gerçekleşiyor. Kavunu andıran ağız sulandıran tatlı ve modern meyvemsiliğe bir parça limon ve bergamot eşlik ediyor. Hoş başlangıcından sonra orta bölümde meyveler biraz geride kalırken fazlaca kadınsı davranmayan çiçekler merkeze geçiyor. Hafiften sabunlu ve temiz yasemine eşlik eden meyvemsilik, onu uniseks tarafa taşıyor. Sonlarda parfümün genel karakterine uygun sakin ve ağır olmayan paçuli ve sandal ağacıyla kapanış yapılıyor.

Oud Zanzibar meyveli-çiçekli esere benziyor. Bu tür koku yapısı genellikle kadın parfümlerinde karşımıza çıkar. Burada ana yapı pek kadınsı davranmıyor. Temiz, barışçıl, stabil, huzurlu tropikal parfüm hissi veriyor. Parfümün egzotik Zanzibar adasından ilham aldığını düşünürsek önümüze çıkan koku formu bütünlük içinde denebilir. Başlangıcındaki tropikal meyveleri andıran tavrıyla adeta okyanusun ortasında ve hiç kış yaşanmayan bir ada devletine ışınlıyor bizi. Yurtdışı merkezli bir parfüm platformundaki yorumcunun şu cümleleri Oud Zanzibar’ı özetliyor: “Bu parfüm, sandal ağacından yapılmış bir kütükte oturup, çiçeklerle çevriliyken, okyanusu seyredip tatlı kavun yemek gibidir.”

Parfümün ismindeki diğer vurgu oud temasına yönelik. Evet, Zanzibar gibi tropik bir adayı çağrıştırıyor ama oud kokusuna güçlü şekilde rastlayamadım. Parfümün sucul ve ferah oud kokusuna sahip olacağını düşünmüştüm ama oud varsa bile geride planda verilmiş.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. İlkbahar-yaz döneminde kullanmak iyi fikre benziyor. Hem kadınlar hem de erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

13 Mayıs 2022 Cuma

Cartier – Pasha de Cartier (1992)

Ünlü saat ve mücevher markası Cartier’in ürünlerini kullanmak çoğu kişi için bir ayrıcalık. Rastgele baktığım bir Cartier saatinin 22 bin dolarlık fiyat etiketi nasıl bir markayla karşı karşıya olduğumuzu anlatıyor. Böylesi bir markanın parfüm sektörüne girmemesi düşünülemezdi.

İlk parfümlerini 1980’li yılların başında piyasaya süren Cartier’in eserleri 1990’lı yıllarda da raflardaki yerini aldı. Markanın 1985 yılında üretmeye başladığı kült saat serisi Pasha ismiyle parfümler de piyasaya sürülmeye başlandı. 1992 yılında çıkan Pasha de Cartier erkekler için bir parfümdü. Markanın internet sitesinde Pasha de Cartier şu cümlelerle tanıtılmış: “Oryantal bir kokunun eşsiz tazeliğini galbanumun yeşil notasıyla birleştiren, zarif fougere akorduyla koku dünyasını büyüleyen Cartier’in ilk parfümü.”

Pasha de Cartier’in ilk saniyelerinde mandalinayı andıran buruk ve eski turunçgiller ile nane-anason benzeri yapıyı görüyoruz. 1980’li yılların o garip turunçgillerini nerede duysam tanırım ve tabii ki aklıma Ralph Lauren’in Safari’si geliyor. Orta kısma gelindiğinde ana yapıda büyük değişim olmuyor. Tuhaf turunçgillere biraz lavanta ve yumuşak baharatlar ekleniyor. Sonlarda sandal ağacı ve meşe yosunu etkili denebilir.

Pasha de Cartier, tipik 1980-1990’lar dönemi aromatik fujerlerine benziyor. Burada iki tip fujerden bahsedilebilir. Birincisi Brut-Sartorial ekolü egzotik ve alfa fujerler, ikincisi de daha yumuşak turunçgilleri andıran tanımlaması zor fujerler. İkinci ekolün en güçlü ismi Ralph Lauren’in Safari’si ve tabii ki arkadaşı olarak Yves Saint Laurent’in ünlü Jazz’ı. Pasha de Cartier, bu iki parfümün hemen hemen aynısı gibi davranıyor.

Özellikle Safari’ye çok benziyor Pasha de Cartier. Pasha’yı ilk kullandığımda acaba yanlış parfüm mü geldi diye düşündüm. Safari’nin yumuşak turunçgilleri eski ve nostaljik ki Pasha’nın başlangıcında da aynı etki var. Pasha’nın biraz daha tatlılığı fazla Safari’ye göre. Tabii yeni nesil bol şekerli erkek parfümleriyle ilgisi yok buradaki tatlılığın. Bu anlamda modern ve yenilikçi kokmuyor Pasha ve onu kullanan çoğu kişi modası geçmiş bulabilir.

Bu tür parfümler erkeksi olarak tanımlanır ki yanlış diyemeyiz. Böylesi beyefendi parfümleri çoğu zaman üst yaş gruplarına yakıştırılır ki 18 yaşındaki genç erkeklerin Pasha de Cartier’den pek keyif alamayacağını söylemek anlamsız olmaz.

Eski tarz parfümleri severim ve beni geçmişe götürür. Özellikle Chanel Pour Monsieur tarzı aromatik turunçgilli şiprelere bayılırım. Oysa Safari ve Pasha de Cartier’in temsil ettiği tarzdaki fujer tarzı hiç bana göre değil. Kalite anlamında iyi yerde duruyor fakat kokusal anlamda kendime yakın bulamadığım için severek kullanamadım. Yine de bu tür eski-nostaljik erkek parfümlerine meraklı kişilerin denemesinde fayda var.

Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare ediyor, etrafa yayılımı yüksek değil. İlkbahar-sonbahar dönemlerinde kullanmak işe yarayabilir. Kokusunu sektörün en ünlü burunlarından Jacques Cavallier’in tasarladığını söylemeliyim.

Koku Güzelliği:10/6

29 Nisan 2022 Cuma

Chanel – Allure Homme Edition Blanche Eau de Parfum (2014)

Chanel’in 1996 yılı çıkışlı kadın parfümü Allure’nin başarısının ardından birçok devam kokusu geldi. Yıllar içinde Allure’nin erkek versiyonları da oldukça sevildi ve popüler oldu. 2008 yılında çıkan Allure Homme Edition Blanche’yi uzun yıllar önce kullanmış ve beğenmiştim. Aradan geçen zamandan sonra bu arkadaşa tekrar şans vermek istedim. İlginç bir şekilde gördüm ki 2008 çıkışlı Eau de Toilette formundaki Allure Homme Edition Blanche gitmiş, yerine 2014 yılında piyasaya sürülen Eau de Parfum versiyonu gelmiş.

Ana akım markalar, popüler parfümlerinin Eau de Parfum versiyonu çıkarma furyasına son hızla devam ediyorlar. Allure Homme Edition Blanche’nin bu sefer yeni Eau de Parfum versiyonunu edindim. Chanel’in internet sitesinde Allure Homme Edition Blanche Eau de Parfum şu cümlelerle tanıtılmış: “Avangart kişiliğe ve cesur bakış açısına sahip, sanatsal erkeğin taze kehribar kokusudur. Yeni, modern karaktere sahip bir kompozisyon. Gerçek bir yaratıcı ifade. Zarafet ve benzersizlik arasında mükemmel denge sağlayan taze, oryantal bir koku.”

Allure Homme Edition Blanche Eau de Parfum’un başlangıcı ekşi, tatlı, modern limonla gerçekleşiyor. İlk dakikalarda ferah denebilecek harika limona orta kısımda kremsi ve leziz vanilya ekleniyor. Orta bölümden itibaren limonlu, vanilyalı dondurmayı andıran koku formu sonlarda da büyük değişim göstermiyor.

Karşımızda tek düze sayılabilecek ağız sulandıran lezzette müthiş bir Chanel parfümü var. Sanatsal anlamda yaratıcılık barındırmasa da herkesin sevebileceği limonlu vanilya kombinasyonu ustaca bir araya getirilmiş. Pek derin olmayan alt yapısına bakıp, onu eleştirebiliriz fakat üzerinizden gelen koku sizi canlandırmaya, mutlu etmeye yetiyor. Bazı parfümlerin amacı yüksek sanata ulaşmak olmayabilir ve Edition Blanche muhtemelen bir Salvador Dali değil. Yine de onun basit, modern ve leziz formu gününüzü güzel geçirmenizi sağlayabilir.

Edition Blanche, parlak, canlı ve pozitif yapısıyla günlük kullanıma uyabilecek bir arkadaşa benziyor. Onu deneyen ya da kullanan çoğu kişi sevecektir. Bu anlamda bir ana akım markanın yapmak istediğini yerine getiriyor. Genç hatta orta yaşlı erkeklerin bile kullanabileceği çok yönlü yapısı gün içinde övgüler almanızı sağlayabilir. Erkek parfümü olarak piyasaya sürüldüyse de kadınların rahatlıkla kullanabileceğini düşünüyorum.

Limonlu, kremsi, tatlı, lüks, züppe Edition Blanche’yi çoğu kullanıcı yaz parfümü olarak etiketliyor. Bana göre çok sıcak yaz günlerinde biraz fazla kaçabilir. Serin yaz akşamlarında veya ılık ilkbahar döneminde onu kullanmak çok daha iyi sonuç verecektir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı ilk bir saat fena değil. Sonrasında çekingen kalıyor. Keşke biraz daha güçlü olabilseydi. Kokusunu sektörün en bilinen isimlerinden Jacques Polge tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/8

4 Nisan 2022 Pazartesi

Hermes – Eau des Merveilles (2004)

Hermes’in 2000’li yılların başında karşımıza çıkardığı yeni konseptinin ismi Merveilles idi. İlk Merveilles parfümü 2004 yılında raflara çıktı ve kadınlar içindi. Düz duramayan şişesi ve benzersiz kokusuyla Eau des Merveilles ilgi çekti. Büyük bir hit olamadı ama devam parfümleri gelmesini sağladı. İlk Merveilles’ten 16 yıl sonra bile devam kokularının geldiğini görüyoruz.

Eau des Merveilles Hermes’in internet sitesinde baharatlı-kuru olarak sınıflandırılmış. Üç ana öğeden bahsedilmiş: Elemi, benzoin ve acı portakal. Büyüleyici, ışıltılı ve sıcak olarak tanımlanmış. Ayrıca parfümün arkasındaki hikaye şöyle anlatılmış: “2004 yılından bu yana, Eau des Merveilles, Hermes’in harikalarının kapısını açan anahtar olmuştur. Masumiyetten fantaziye, çocukluk hayallerinden kadınlığa, sıra dışı olanın gün ışığına çıktığı bir dünya. Yıllar geçtikçe, şiirsel büyü havasına taşınıyoruz. Büyüteci andıran yuvarlak şişelerindeki kokular, dünyayı yeni ve harika açılardan görmek için büyülü güce sahip. Harikaların anahtarı, güpegündüz yıldızların kökenidir.”

Eau des Merveilles’in ilk dakikalarında turunçgil yağlarını andıran çok çekingen koku karşımıza çıkıyor. Limondan ziyade tatlı ve kremsi portakalı andıran ilk saatler kaliteli ve benzersiz denebilir. İlerleyen saatlerde kremsi tatlı portakala biraz reçinemsi yapı ekleniyor. Hermes’in bahsettiği elemi bu noktada devreye giriyor olabilir. Sonlarda kremsi portakal devam ederken daha odunsu yapıya evriliyor.

Bazı parfümler vardır, kokusunu tanımlamakta oldukça zorlanırsınız. Eau des Merveilles basit gibi görünse de anlatması ve tanımlaması zor bir parfüm. Kimi yorumcular onu tuzlu ambergrise benzetiyor bazıları da sıcak taşların üzerine bırakılan portakal kabuklarına benzetiyor. Bence kremsi tatlı portakal ve odunsu notaların ağırlığında ilerliyor. Onun reçineli yapısı geri planda hissediliyor. Odunsuluk olaraksa kuru sedir ağacından ziyade daha soyut ve ambere yakın ağaçsı yapıdan söz edilebilir.

Eau des Merveilles’in en sıra dışı tarafı nota piramidini ters çevirerek tasarlandığı iddia edilmesi. Bu parfüm bilinen üst, orta ve alt notalar klişelerinin biraz dışına çıkıyor. Normalde alt notalarda olması gereken vetiver, sedir ağcı ve meşe yosunu üst notalarda kullanılmış. Alt notalar da ise limon ve portakal bulunuyormuş. Üst notalara odunsular, son kısım olan alt notalara da turunçgiller yerleştirilmiş. Yani koku piramidini tersine çevirmiş tasarımcılar. Oysa kullanım döneminde üst notalarda yoğun odunsu kullanıma ve sonlarda da baskın portakala rastladığımı söyleyemem.

Eau des Merveilles benzerine az rastlanabilecek kaliteli turunçgil parfümüne benziyor. Kimi yorumcular onu uniseks kullanıma yakın bulsa da hafiften kadınsı çağrışımlar yaptığını düşünüyorum. EDT formunda ve etrafa yayılımı ne yazık ki zayıf. Kalıcılığı idare eder. Turunçgilin verdiği enerjiyle günlük kullanıma rahatlıkla uyar. Bazı kullanıcılar onu yaz parfümü olarak tanımlasa da bence serin ilkbahar günlerine daha çok yakışacaktır. Kremsi ve tatlı tarafı yaz sıcaklarında bir parça ağır hissettirebilir.

Kokusunu Ralf Schwieger and Nathalie Feisthauer tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

19 Mart 2022 Cumartesi

Maison Francis Kurkdjian – Amyris Homme Extrait de Parfum (2019)

Başarılı tasarımcı Francis Kurkdjian’ın 2012 yılında raflara çıkarttığı erkek parfümü Amyris Homme’nin 2019 yılında Extrait de Parfum versiyonu karşımızdaydı. Francis Kurkdjian ilk çıkardığı parfümlerin bir süre sonra Extrait formunu yapma işini sevmişe benziyor. Bu durumu Baccarat Rouge 540’da görmüştük.

Amyris Homme Extrait de Parfum, ilk Amyris Homme’den küçük nüanslarla ayrılan farklı bir esere benziyor. Markanın internet sitesinde Amyris Homme Extrait de Parfum’un hareketli, çağdaş, şehirli ve Parisli koku alma silueti sunduğu belirtilmiş. Tanıtımında mandalina, safran, vanilya, amyris, tarçın, tonka fasulyesi ve iris çiçeğinden özellikle bahsedilmiş.

Parfüme ismini veren amyris temasının pek karşımıza çıkmadığını söyleyebiliriz. Amyris yağının odaklanmaya ve zihni berraklaştırmaya yardım eden nadir uçucu yağlardan olduğunu biliyoruz. Francis Kurkdjian amyris bitkisini şöyle tanımlamış: “Adı bir Mısır tanrıçasınınkine benziyor ve Karayipler’e ve özellikle Haiti’ye özgüdür. Oradaki yerel balıkçılar, son derece yanıcı özellikleri sayesinde meşale olarak kullandıkları için şiirsel isimlendirmeyle “mum ağacı” diyorlar. Amyris, bazen Batı Hint Adaları’nda sandal ağacı olarak da anılır. Bunun nedeni muhtemelen damıtıldığında, Amyris balsamifera’nın sedir ve baharatlı, hafif dumanlı sandal ağacı arasında salınan tatlı kokular vermesidir. Botanik cinsi olan ve aynı zamanda turunçgilleri de içeren rutaceae familyası ile odunsuluk arasında bir yerde sınıflandırılır.”

Amyris Homme Extrait de Parfum’un başlangıcında şekerli mandalina ve pudralı çiçekler bize merhaba diyor. Lezzetli ve yüksek kaliteli mandalinalı açılıştan sonra orta kısımda şekerli yapının devam ettiğini görüyorum. Pudralı çiçekler geri plana geçerken tonka fasulyesinin neredeyse kek-çikolata efekti verdiğine şahit oluyoruz. Sonlarda mumsu vanilyayla kapanış yapıyor.

Amyris Homme Extrait de Parfum, günümüzün modern şekerli parfümlerinin aynısı gibi görünüyor. Pudralı çiçekler, şekerli vanilya ve bilindik koku formu sunması benim için parfümden uzaklaşma sebebidir. Tabii burada Francis Kurkdjian’ın ustalığı devreye giriyor. Bu bıktırıcı şekilde tekrar edilen koku formunu oldukça yüksek kalite ve pürüzsüzlükle burnumuza seriyor. Başlangıç ve orta kısımda kullandığı leziz ve şekerli mandalinayı sevdim. Tonka fasulyesi de gayet güzel verilmiş. Parfümün bana göre iki sorunu pudralı yapısı ve tatlılığın biraz fazla verilmesi.

Amyris Homme Extrait de Parfum erkek parfümü fakat bir erkek kokusunda sabunlu-pudralı yapının bu kadar verilmesinin amacını anlayamadım. Eğer erkeksi ve maço parfümleri seviyorsanız Amyris Homme Extrait de Parfum size göre olmayabilir. Kimi kullanıcıların bu arkadaşı şampuan kokusuna benzetmesini ise yanlış bulmuyorum.

Sonuç olarak genele hitap eden, koklayan çoğu kişinin sevebileceği, güvenli liman sayılabilecek modern tema, onun çok satmasına sebep olabilir. Bazı kullanıcılar kokusunun niş parfümlere değil de ana akım parfümlere benzediğini söylemiş ki kullanım döneminde bende de o hissiyat oluştu.

Extrait de Parfum formundaki Amyris Homme Extrait de Parfum’un kalıcılığı gayet iyi, etrafa yayılımı ortalamanın biraz altında. Kokusunu Francis Kurkdjian tasarlamış. Serin ilkbahar döneminde kullanmak iyi sonuç verebilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

20 Şubat 2022 Pazar

Loewe – 7 (2010)

1846 yılında kurulan Loewe’nin 175 yılı aşan tarihi şüphesiz önemli ve değerli. Deri yapım kolektifi olarak başlayan Loewe markası, bugün küresel lüks ürünler üreten ve oradan da tabii ki parfümlere uzanmış durumda.

Loewe’nin ilk parfümlerinin 1970’li yılların başlarında raflara çıktığını biliyoruz. Dünya parfümler tarihine büyük klasikler bırakamadıklarını söyleyebiliriz. Yine de parfüm severlerin ilgisini çeken bir marka ve Loewe 7, onların modern kokusal tasarım dilini gösteren çalışmaya benziyor. Loewe’nin internet sitesinde 7 isimli parfüm hakkında pek detay verilmemiş. 7’nin tanıtımı şöyle yapılmış: “Orijinal ve yoğun LOEWE 7 Eau de Toilette, tütsü, kırmızı biber meyveleri ve kırmızı elma dahil yedi bileşenden oluşur. Koku, gece mavisi metalik gölgeli yarı opak cam şişede gelir.”

7’nin başlangıcı yeşil sayılabilecek turunçgillerle gerçekleşiyor. Ferah ve aromatik ilk dakikalardan sonra dumansı baharatlar ve odunsu tütsüye rastladım. Baharatların ağırlığını kara biberin oluşturduğunu düşünüyorum. Biberin yanında kuru tütsü parfümün önemli unsurlarından. Kapanışta tütsü yoluna devam ederken plastiğimsi sedir ağacı benzeri odunsuluk noktayı koyuyor.

7’yi büyük resim olarak düşünürsek odunsu-tütsülü-baharatlı ana yapıyı görebiliriz. Gayet kaliteli ve modern 7’nin aromatik yönü ağır basıyor. Baharat ve tütsü ağır, şekerli ve bıktırıcı şekilde verilmemiş. Gayet açık notalar karanlık ya da gotik değil. Tütsünün verdiği dumansılığı severim ve buradaki kullanım hiç fena değil. Kimi kullanıcıların 7’yi Encre Noire’ye benzetmesi gayet normal. Parfümün tek kusuru sedir ağacını andıran odunsuların hafiften yapay/plastiğimsi verilmesi.

Encre Noire daha koyu, karanlık, kasvetli ve mürekkebimsi kokarken 7 daha günlük ve hatta ofis-işyeri kullanımına yakın duruyor. Çok saldırgan ya da güçlü değil. Deneyen çoğu kişinin beğenebileceği yapısı sayesinde övgüler alabilirsiniz. Hissedilir orandaki erkeksi yapısı ve temiz-duru kokusuyla yeni nesil bol şekerli erkek parfümlerinden rahatlıkla ayrılıyor. Karakteri olan güzel bir parfüm.

Eğer Comme des Garçons – 2 Man ve Kyoto, Azzaro – Visit gibi parfümleri seviyorsanız 7’ye şans verebilirsiniz. Eau de Toilette formunda. Kalıcılığı idare ederken, etrafa yayılımı zayıf. Serin ilkbahar-sonbahar dönemlerine yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/7

15 Şubat 2022 Salı

Etat Libre d’Orange – Je Suis un Homme (2006)

Geleneksel parfüm endüstrisinin ve modern tabuların dayattığı klişelerden kurtulmak için başlatılan Etat Libre d’Orange projesi büyüyerek ilerlemeye devam ediyor. Etienne de Swardt’ın hayata geçirdiği sıra dışı niş parfümevi Etat Libre d’Orange’ın 2006 yılında başlayan macerasının ilk eserlerindendi Je Suis un Homme.

Hakkında bol bol övgülere rastladığım Je Suis un Homme’nin, Etat Libre d’Orange’nin internet sitesinde yer almaması, üretiminin bitirildiğine işaret ediyor olabilir. Je Suis un Homme’nin anlamının “Ben bir erkeğim” olduğunu öğreniyoruz ve tanıtım bülteninde Napolyon’a atıf yapıldığını görüyoruz. Anlaşılacağı üzere bir erkek parfümü fakat tanıtımında “Erkeksi taraflarını üstlenen, rolleri değiştirmekten korkmadan taarruza geçmeye hazır kadınlara yakışacağı” da belirtilmiş ki onu uniseks sınıfına dahil etmeye çalışmışlar.

Je Suis un Homme’nin ilk dakikaları eski tip erkek parfümlerini andıran nostaljik bergamot-limon ve turunçgillerle gerçekleşiyor. 1980’li yılların erkek parfüm geleneğini hatırlatan ferah ilk dakikalardan sonra orta bölümde aromatik tozlu baharatları görüyoruz. Karanfil ve tarçını öne çıkaran orta bölümde pudramsı odunsulara da rastlıyoruz. Sonlarda yine değişim var ve şekerli olmayan kuru deri kapanışa imza atıyor.

Je Suis un Homme’nin genel yapısının erkeksi aromatik turunçgiller, baharat ve deri üzerine kurulduğunu düşünüyorum. Kimi kullanıcılar kokusunu Derby’ye kimisi de Azzaro Pour Homme’ye benzetmiş. Nostaljik erkek parfümlerini anımsatan genel yapısı kaliteli ve şık. Bu tür baharatlı fujerleri severim ve Je Suis un Homme’yi de beğendim. Hoş bir retro göndermesi olmuş. Yeni nesil modern parfümlere pek benzemiyor neyse ki. Tatlılık az, derinlik ise fazla denebilir. Üst-orta-alt nota değişimleri fark edilebiliyor ve sıkıcı tek düze parfümlerden olmadığını kanıtlıyor.

Parfümün tek garip tarafı orta kısımdaki pudramsı odunsu-deri yapısı. Gerçekçiliği ve rafineliği bir parça düşüren o tuhaf pudramsı tona bir çok Etat Libre d’Orange parfümünde rastlıyoruz. Keşke bir Derby pürüzsüzlüğünü bize verebilseydi. Je Suis un Homme, eski erkeksi parfümlere modern niş bakış olarak değerlendirilebilir. Etat Libre d’Orange’nin birbirinden acayip ve uyumsuz parfümlerinin aksine, oldukça stabil ve kullanılabilir eserlerinden birisi denebilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı yeterli, etrafa yayılımı saldırgan sayılmaz. Erkek kullanımına yakın duruyor. Serin havalarda daha iyi tepkiler vereceğini söyleyebilirim. Genç arkadaşlardan ziyade orta yaşa yakın erkeklere uyabileceğini sanıyorum. Denemeden almak iyi fikir olmayabilir. Kokusunu Antoine Lie tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/7

30 Aralık 2021 Perşembe

Blend Oud – Sana (2016)

İtalya merkezli niş parfüm evi Blend Oud’un özel serisine ait parfümlerden birisi Sana. Son zamanlarda birçok yeni parfüm piyasaya süren Blend Oud’un muhtemelen kokular dünyasında daha çok ismini duyacağız. Sana’nın resmi tanıtımında mücadeleci, savaşçı kadın merkeze alınmış.

Blend Oud’a göre Sana hem tatlılığını hem de karakterini düşmanlarını yenmek için silah olarak kullanabilen bağımsız ve mücadeleci kadına adanmış. “Tatlı alt notalar bize en savaşçı kadında bile bulunabilen nezaket ve inceliği hatırlatıyor” diye de eklenmişler. Blend Oud’a göre oryantal olarak sınıflandırılmış.

Sana’nın ilk dakikalarında tatlı ve modern turunçgiller karşımıza çıkıyor. Limonu çağrıştıran ilk saniyelerde Blend Oud’a göre bergamot, kan portakalı ve lavanta bulunuyor. Limonlu cheesecake’i andıran açılıştan sonra turunçgillerin etkisi azalmaya başlıyor. Orta bölümde tatlılık biraz daha artıyor. Şekerli vanilya ve hatta karamel algılanabiliyor. Son bölümde büyük değişiklik olmuyor. Çikolatamsı, pudralı vanilyalı hissiyatla tenden ayrılıyor.

Sana, basit ve pek derinliği olmayan arkadaşa benziyor. Ferah olmayan şekerli turunçgiller ve vanilya-karamel ikilisinin birleşiminden oluşuyor. Hepsi bu. Tabii bu karışımı yüksek kaliteli halde veriyor. Yapaylık bulunmuyor. Modern ve tatlı davranıyor. Günümüzün bol şekerli popüler parfümlerine benziyor. Bu anlamda deneyen ya da kullanan çoğu kişinin ilgisini çekeceğini düşünmek yanlış olmaz.

Sana’yı kullanan birçok kişinin kokusunu Xerjoff’un ünlü parfümü Lira’ya benzettiğini görüyoruz. Muhtemelen haklılar. Lira’nın kokusal formunun ilerleyen yıllarda daha çok benzerinin yapılacağını öngörebiliriz.

Lezzetli ve canlı kokan Sana’nın başlangıcını sevdim, sonlarını tekdüze buldum. Bu tür şekerli vanilya kokularını sevenlere tabii ki önerebilirim. Blend Oud’un internet sitesinde kadınlara vurgu yapılsa da erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı iyi ama etrafa yayılımı yüksek sayılmaz. Sonbahar-kış parfümüne benziyor. Günlük kullanıma rahatlıkla uyum sağlayabileceğini düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/6.5

20 Kasım 2021 Cumartesi

Guerlain – L’Homme Ideal Eau de Parfum (2016)

Guerlain’ın 2014 yılı çıkışlı erkek parfümü L’Homme Ideal, kısa süre içinde yedi parfümlük seriye dönüştü. Markanın yeni nesil parfümlerini temsil eden L’Homme Ideal’lerin 2016 yılında Eau de Parfum versiyonu raflardaki yerini aldı.

Guerlain’in internet sitesinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılan L’Homme Ideal Eau de Parfum, erkeksi, lüks ve zarif kelimeleriyle tanımlanmış. Ayrıca “Büyüleyici badem ile baştan çıkarıcı ılık vanilya tentürü ve gizemli deriyi harmanlayan bir eser. Baştan çıkarma gücünüzü artırmak ve içinizdeki ideal sevgiliyi uyandırmak için üç malzemeyi ve üç akoru birleştiren odunsu oryantal” cümleleriyle tanıtımı yapılmış.

L’Homme Ideal Eau de Parfum’un ilk saniyelerinde şekerli turunçgiller (portakal-mandalinaya benziyor) ve leziz baharatlar bize merhaba diyor. Gayet güzel modern başlangıcından sonra baharatlar yola devam ediyor. Orta bölümde kirazı andıran badem ve bir parça tütün-tütsü var gibi. Hafiften dumansı davranan orta kısımda vanilya tatlılığı devam ediyor. Kapanışta vanilya oldukça öne çıkıyor. Geri planda deri de kendisini gösteriyor.

L’Homme Ideal Eau de Parfum, vanilyalı, baharatlı, dumansı badem parfümüne benziyor. Bu tarzı severim ve Guerlain de kendisine yakışan kaliteye imza atmış. Bu tür parfümlerde genellikle karmaşa ve yapaylık hakimdir ama L’Homme Ideal Eau de Parfum çok başarılı bu anlamda. Hem kaliteli hem de zengin yapısı memnun edici ve adeta bir niş parfüm kullanıyor hissi veriyor.

Niş parfüm demişken, L’Homme Ideal Eau de Parfum, Herod tarzını çağrıştırıyor. Ana akımlardan ise Tom Ford – Noir Extreme ve Pure Havane’yi andırıyor. Guerlain’e göre parfüm badem, vanilya ve deri üzerine inşa edilmiş. Deri büyük yer kaplamasa da kiraz benzeri badem ve vanilya önemli yer tutuyor. Bu anlamda erkekler için pazara sunulsa da uniseks kullanıma yakın duruyor. Onun şık ve lüks kokusu hem resmi hem de günlük kıyafetlerle uyumlu davranacağının sinyalini veriyor.

Kullandığım Eau de Parfum formunun performansı iyiydi. Kalıcılığı yüksek, etrafa yayılımı fena değil. Sonbahar-kış döneminde kullanmak iyi fikir. Kokusunu Delphine Jelk ve Thierry Wasser birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/8

1 Ekim 2021 Cuma

Dolce & Gabbana – The One Eau de Parfum (2015)

Dolce & Gabbana’nın, 2008 yılında piyasaya sürdüğü erkekler için The One, büyük beğeni topladı ve en çok satanlar listelerine girmekte zorlanmadı. Benim de sevdiğim eserlerden olan ilk The One, Eau de Toilette formundaydı. Yıllar içinde parfümün başarısının ardından The One isimli devam kokuları çıkmaya başladı.

Son yıllarda ünlü Eau de Toilette formundaki erkek parfümlerinin Eau de Parfum versiyonlarının çıkarılması furyasına yeni bir oyuncu daha eklendi. 2015 yılında The One’ın Eau de Parfum formundaki kardeşi raflara çıktı. The One sever birisi olarak oldukça merak ediyordum yeni Eau de Parfum’u. Markanın resmi açıklamasına göre The One Eau de Parfum erkeksi ve çekiciymiş. Ayrıca yoğun, karizmatik ve inceliği temsil ediyormuş.

Parfümün ilk saniyelerinde ferah sayılamayacak modern, leziz ve tatlı turunçgiller bizi karşılıyor. Açılışta leziz ve çarpıcı greyfurdun olduğunu düşünüyorum. Başlangıcı çok güzel. Orta bölümde turunçgiller hafiften geriye çekilirken sıcak baharatlar hakimiyeti ele geçiriyor. Zencefilin sıcaklığı dikkat çekiyor. Ayrıca kakule de orta bölüme ayrı burukluk veriyor. Sonlarda tütün vurgulanıyor tanıtımlarda fakat kuru sedir ağacının rolünü görmezden gelemeyiz. Şekerli olmayan tütün ve odunsularla kapanıyor.

The One Eau de Parfum ile ilgili akla gelen ilk soruyu sizin yerinize sorayım. İlk çıkan The One’a benziyor mu? Eau de Parfum versiyonu, devam parfümü olduğu için tabii ki ilk The One’a benziyor. Hatta iki parfümün başlangıcı oldukça birbirine yakın. Orta bölümde ufak ayrışmalar gerçekleşiyor. Bu anlamda Eau de Parfum versiyonu biraz daha az tatlı, olgun ve resmi denebilir. İlk The One EDT çok daha cana yakın, yakışıklı, leziz ve ağız sulandırıcıydı. Onun enerjisi adeta kendinizi iyi hissettiriyordu. Eau de Parfum ise o kadar sosyal ve dinamik değil. Şaşırtıcı şekilde Eau de Parfum’un performansı düşük. Etrafa yayılımı sınırlı. Neyse ki kalıcılığı yeterli.

The One Eau de Parfum’u koklayan hanımefendilerin sevdiklerini gözlemledim. İlk The One EDT’nin de kadınlar tarafından çok sevildiğini görüyordum. Dolce & Gabbana karşı cinsi kokusal anlamda etkileme konusunda muhtemelen Giorgio Armani ile en iyi birkaç ana akım markadan birisi denebilir. Onu koklayan hanımefendilerden övgüler almanız sürpriz olmaz.

Gerçek bir parfüm sever, kadınlardan ya da erkeklerden övgü almak için değil, kendisini mutlu ettiği için parfüm kullanır diye genel kanı vardır. The One Eau de Parfum’u kullanım döneminde hiç yadırgamadım. Kalite anlamında harikalar yaratamasa da onu koklaması zevk veriyor. Yine de ilk The One EDT’yi daha çok sevdiğime karar verdim.

The One Eau de Parfum’un kokusunu ünlü burun Olivier Polge tasarlamış. Sıcak baharatlı kokusuna istinaden sonbahar-kış döneminde kullanmak yerinde olacaktır.

Koku Güzelliği:10/7

11 Eylül 2021 Cumartesi

Christian Dior – Miss Dior Rose N’Roses (2020)

Christian Dior’un ünlü Miss Dior parfümünün çok sayıda devam kokusu çıktı. 2020 yılı itibariyle Miss Dior isimli parfümler gelmeye devam ediyor. Miss Dior Rose N’Roses, markanın internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Bir kucak dolusu renkli yaprağın tazeliği, turunçgillerin canlandırıcı enerjisi. Miss Dior Rose N’Roses, bergamotun lezzetiyle yenilenen ve beyaz misk notasının yoğunluğu ile artan bir Grasse gülü bolluğu ile ışıldayan çiçek kokusudur. Sardunya’nın canlı özü, sonsuz çiçek bahçesinin karşı konulmaz kokusunu sadık bir şekilde yeniden yaratmak için kokuyu limon aromalarıyla rafine eder. Seni tutan ve asla bırakmayan bir koku haline gelen parlak pembe renk tonu.”

Rose N’Roses’ın ilk saniyeleri lezzetli ve canlı turunçgiller ile gül kokusunun birleşimiyle gerçekleşiyor. Ferah sayılabilecek başlangıcı hoş, çarpıcı, dinamik ve eğlenceli diyebilirim. Orta kısımda gül teması ağırlığını arttırıyor. Serin-soğuk gül gibi davranan orta bölümün yapaylık barındırdığını düşünebiliriz. Sonlarda miskli ve odunsu gülle kapanış yapılıyor.

Rose N’Roses, ismindeki gülü, başından sonuna kadar hissettiriyor. Gülün her formu verilmiş adeta. Meyveli gül, serin-sucul gül ve odunsu miskli gül. Harika başlayan ama orta kısımda baş ağrısı yapmaya müsait burun tırmalayan hale gelen Rose N’Roses, tabii ki kadınsı, çekici ama benim için fazlaca zorlayıcı.

İlk saniyelerine aldanıp, onu satın almanız küçük çaplı hayal kırıklığı yaşatabilir. Belki de benim erkek tenime uymadı. Katmanlı sayılabilir ama orta kısımdaki caloneyi andıran soğuk temayı sevebileceğimi sanmıyorum. Belki de doğru kadının teninde daha güzel tepkiler verebilir.

Tatlımsı ve modern gül, yeni nesil birçok rakibinin benzeri gibi. Kimi niş markların da bu tür koyu kırmızı gül kokan eserleri bulunuyor. Rose N’Roses’un büyük başarı sağlayacağı konusunda şüphelerim var. Yine de Miss Dior’un soğuk güle batırılmış halini merak ediyorsanız ona şans verebilirsiniz.

Birçok kadın parfümünün aksine Eau de Toilette formunda. Kokusunu ünlü burun Francois Demachy tasarlamış. İlkbahar dönemine yakışacağını düşünüyorum.

Koku Güzelliği:10/5

1 Eylül 2021 Çarşamba

Montblanc – Explorer (2019)

Montblanc, parfümler alanında büyük başarı sağlayan eserler verememiş marka profili çiziyor. Oysaki kadın-erkek olarak otuz civarında parfüme imza attılar. Safkan parfüm üreticisi olmasa da ara ara kısa süreliğine parlayan kokulara sahipler. Explorer, Montblanc’ın 2019 yılı çıkışlı yeni erkek parfümlerinden birisi. 2021 yılında Explorer Ultra Blue isimli devam parfümü çıktığına göre bu serinin üye sayısının artması bizi şaşırtmamalı.

Explorer, Montblanc’ın internet sitesinde şu cümlelerle tanıtılmış: “Explorer’ın kokusu, dünya çapında bir yolculuğu anlatarak rafine erkekliği, varlığı ve karizmayı ortaya çıkaran macera ve özgürlükle doludur.”

Parfümün ilk saniyeleri ferah, canlı ve dinamik meyvelerle gerçekleşiyor. Üst notalarda bergamot ve ananas benzeri ekşi meyvelerin işbirliğinden söz edebilirim. Orta bölüme geçildiğinde ananası andıran miskli meyvelere odunsu notalar ekleniyor. Sonlarda tablo fazla değişmiyor. Odunsu miskli ekşi meyveler tenden ayrılana kadar devam ediyor.

Explorer, mayhoş ferah meyvelerin hakimiyetinde. Her ne kadar açıklanan notalarında bulunmasa da ananas benzeri koku baştan sona kadar etkili denebilir. Resmi olarak açıklanan notalarında ambroxan görünüyor ki parfüme dinamizmi bu öğenin kattığı düşünülebilir. Son yıllarda ferah erkek parfümlerinin vazgeçilmez notası ambroxan, Dior’un Sauvage’ı gibi bıktırıcı oranda verilmemiş. Rahatsız edici olmayan ambroxanın meyvelerle uyumu iyi. Odunsu miskli yapıysa dengeyi sağlamayı görev edinmiş.

Explorer, oldukça basit kokan, sıra dışı davranmayan, Aventus’a fazlasıyla benzeyen bir parfüm. Evet, sihirli kelime Aventus çünkü Explorer, son yıllarda oldukça fazla benzeri yapılan Aventus’un kopyası gibi davranıyor. Kokusal anlamda Aventus’un verdiği ananas suyu efektini yerine getiriyor. Gerçi Explorer, orta kısımdan itibaren cansız ve performans olarak sorunlu görüntü çiziyor. İlk saniyelerdeki canlılık kısa süre içinde kayboluyor. Orta bölümden itibaren vasat şekilde hoş kokan ana akım parfüme dönüşüyor.

Eğer Aventus’un kokusunu çok seviyorsanız fakat bütçeniz o anormal fiyat etiketine yetmiyorsa Armaf’ın Club de Nuit Intense’sine yönelmenizde fayda var. Explorer, en iyi Aventus benzeri parfümlerden değil ve Armaf’ın kokusal anlamda oldukça gerisinde kalıyor. Yine de yeni başlayanlar için leziz ve hoş bir yazlık denebilir.

Eau de Parfum formunda fakat performansı oldukça zayıf. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı yeterli değil. Kokusunu  Antoine Maisondieu, Jordi Fernández, Olivier Pescheux birlikte tasarlamış. İlkbahar-yaz günlerinde kullanmak için uygun olacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

3 Ağustos 2021 Salı

Acqua di Parma – Mandorlo di Sicilia (1999)

Acqua di Parma’nın 1999 yılında başlattığı Blu Mediterraneo serisinin ilk eserlerinden birisiydi Mandorlo di Sicilia. Acqua di Parma’nın Akdeniz ve İtalyan köklerine bağlılığını pekiştirdiği Blu Mediterraneo serisi parfümleri, deniz mavisini çağrıştıran şişeleri ve çoğunlukla ferah-yazlık temalarıyla parfüm severlerin büyük beğenisini kazanıyor.

Mandorlo di Sicilia, Acqua di Parma’nın internet sitesinde kısaca şöyle tanıtılmış: “Acqua di Parma, Sicilya yaşam tarzının tatlı anılarını çağrıştıran, sizi yumuşak şekilde kucaklayan kokuya sahip Eau de Toilette yarattı: Blu Mediterraneo Mandorlo di Sicilia.” Açıklanan notalarında yıldız anason, yeşil badem gibi parfümlerde az rastladığımız öğelerden bahsedilmiş.

Mandorlo di Sicilia’nın açılışı lezzetli ve yüksek kaliteli turunçgillerle gerçekleşiyor. İlk saniyelerde tatlı ve neredeyse şekerli turunçgiller çok güzeller. Orta bölüme geçildiğinde tatlı ve leziz narenciyeler azalırken, pudramsı yumuşacık vanilya ve bir parça badem yönetimi ele alıyor. Sonlarda pudralı vanilyaya misk ve sedir ağacı eşlik ediyor.

Mandorlo di Sicilia, tatlı, turunçgilli vanilya parfümüne benziyor. Blu Mediterraneo serisinde rastladığımız ferah ve yazlık narenciyeler burada bulunmuyor. Modern şekerli parfümlerin açılışını andıran neşeli ve canlı turunçgillerden bahsedilebilir. Bu serideki taze ve ferah hava Mandorlo di Sicilia’da yok denebilir. Onun yerine kışın bizi saran modern pudralı vanilyalı parfümleri andırıyor. Çok katmanlı ve derin kokmasa da çoğu kişinin sevebileceği güvenli sularda yüzüyor.

Kalite anlamında iyi yerde dursa da örneğine son yıllarda fazlaca rastladığımız şekerli turunçgiller ve tatlı vanilya kombinasyonu Blu Mediterraneo serisinin genel konseptiyle uyumsuz olmuş. Kokusal anlamda fena değil fakat artık klişe denebilecek bu form, bana fazlaca tatlı geldi.

Sanırım şanssızlığım Mandorlo di Sicilia’yı çok sıcak Temmuz günlerinde kullanmam oldu. Kimi kullanıcılar onu yaz gurmesi olarak nitelese de serin sonbahar günlerine daha çok yakışacağını sanıyorum. Mavi şişesine aldanıp da temmuz sıcaklarında onu bol bol kullanmaya kalkmamanızı öneririm.

Eau de Toilette formunda. Hem kalıcılığı hem de etrafa yayılımı vasatı aşamıyor. Uniseks olarak pazarlanıyor ki hem kadınlar hem de erkekler rahatlıkla kullanabilir.

Koku Güzelliği:10/6.5

24 Temmuz 2021 Cumartesi

DKNY – Be Delicious (2004)

Donna Karan’ın 2004 yılında piyasaya sürdüğü kadın parfümü Be Delicious, 2000’li yıllarda oldukça sevildi fakat 2010’lu yıllardan itibaren popülaritesi ciddi anlamda düşmeye başladı. Kimi parfüm severlere göre üretimi bitirildiği iddia edilen Be Delicious’un elmayı andıran harika şişesi belki de kokusunun önüne geçti çoğu zaman.

Meyveli çiçeksi tarafa yakın duran Be Delicious’un tahmin edileceği üzere açıklanan notalarında elma bulunuyor. Üst notalarında salatalığa yer verildiği belirtilse de ilk saniyelerde ne salatalık ne de elma kokusu algılayabiliyorum. Bir parça turunçgiller ve beyaz çiçeklerle açılış yapılıyor. Ferah ve tanıdık kokan başlangıçtan sonra çiçeksi yöne ağırlık veriliyor. Sabunsu sayılabilecek sucul beyaz çiçekler kapanışa kadar devam ediyor. Sonlarda büyük değişim yaşanmıyor.

Kullanım döneminde baskın şekilde elmaya rastlamadım fakat yapay-ozonik beyaz çiçeklerin önde olduğunu gördüm. Zambak, manolya ve hatta vasat gül, parfümün çiçeksi yönünü oluşturuyor. Ferah sabunsuluk, çoğu çiçeksi kadın parfümünde rastlanılan ucuz deodorant temasına yaklaşmasını sağlıyor. Üzülerek söyleyebilirim ki oldukça sıradan ve sıkıcı anaç çiçeksilik, kısa süre içinde parfümden soğumama sebep oluyor.

Yaratıcılık ve farklılık anlamında hiçbir ipucuna rastlayamadığımız Be Delicious, herkese hitap edebilecek şekilde ticari kokmaya çalışıyor. Onlarca örneği varken neden Be Delicious’un tercih edilmesi gerektiğini eminim Donna Karan bize açıklar.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı idare eder. Ilık ilkbahar günlerine yakışacağını sanıyorum. Kokusunu Maurice Roucel tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

19 Temmuz 2021 Pazartesi

Hermes – H24 (2021)

Hermes’in 2006 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Terre d’Hermes’in dünya çapında çok büyük başarı sağlamasının ardından gözler bu markaya çevrildi. Farklı ve yüksek kaliteli turunçgil kokusuyla Terre d’Hermes şimdiden modern klasikler arasına girdi ve birbiri ardına narenciye kokularını raflara çıkardı Hermes. 2021 yılındaysa yepyeni erkek parfümü, Hermes’i yeniden ilgi merkezi haline getirdi.

H24 isimli erkek parfümü güçlü tanıtım kampanyasıyla boy gösterdi. Pazarlama cümlelerinde pek alışık olmadığımız fütüristik öğeler bulunuyor. Hatta parfümün tanıtım videosunda zamansız ve mekansız sayılabilecek ultra modern metropol kareleriyle karşılaşıyoruz. Hermes, H24’ü sınırların ötesinde bir parfüm olarak tanımlıyor. Ayrıca modern insanın hareket halinde, canlı ve çevresiyle mükemmel simbiyoz içindeki kokusal ifadesine gönderme yapan cümlelere rastlıyoruz. H24’ün dört ana hammadesi bulunduğu da vurgulanmış: Adaçayı, nergis, gül ağacı ve sklaren.

H24’ün açılışı buruk turunçgillerle gerçekleşiyor. Sessiz ve çekingen turunçgillerin greyfurda benzediğini söyleyebilirim. İlk dakikalardan sonra turunçgillere neredeyse sabunsu çiçekler ekleniyor. Hermes’in de parfümün resmi tanıtımında bahsettiği çiçeksiliğin nergisten geldiğini düşünebiliriz. Tabii burada kadınsı çiçeksilikten ziyade garip metalik yapaylık algılanıyor ki çoğu kullanıcı bu durumdan şikayetçi. Sonlarda büyük değişim olmuyor. Plastiğimsi çiçeklere eklenen odunsu notalarla kapanış gerçekleşiyor.

Öncelikle belirtmeliyim ki sadece benim değil çoğu erkek parfüm severin Hermes denilince aklına Terre d’Hermes geliyor ve bu durum şüphesiz marka için aşılması ciddi bir sorun. Her yeni çıkan Hermes erkek parfümü Terre d’Hermes’le hem kokusal hem de kalite anlamında karşılaştırılıyor. Oysa ki Terre d’Hermes gibi parfümler çok az karşımıza çıkar ve H24’te çoğumuz Terre’nin hayaletini arıyoruz. Oysa H24 biraz farklı yol seçmeye çalışmış.

H24, aromatik turunçgil tarafına yakın duruyor. Parfümün ilk birkaç dakika sonra üzerine çöken o tuhaf metalik çiçeksilik veya her neyse hem koku güzelliğini hem de kalite algısını düşürüyor. Kimi H24 kullanıcıları bu kokuyu sıcak demire bile benzetiyorlar ki haksız sayılmazlar. Parfümün genel yapısı gayet basit, minimal, düz çizgide ilerliyor ve sürpriz yapmıyor. Evet, farklı ve bir parfüme benzetemiyorsunuz ama hayatınızın parfümü olacağının ipuçlarını veremiyor. Bu anlamda Hermes markasından her zaman beklentimiz yüksek fakat H24 beklentilerimi karşılayamıyor.

Bu haliyle hoş bir ofis kokusu olması yönüyle dikkate alınabilir ama daha iyi turunçgil merkezli eserler varken H24’ün işi zor gibi görünüyor. En büyük sorun ise parfümün performansı alanında yaşanıyor. Kalıcılığı iyi olsa da etrafa yayılımı oldukça az ki ilerleyen yıllarda Eau de Parfum versiyonunun çıkacağının işaretini veriyor. Bu Eau de Toilette’yi ne kadar sıkarsanız sıkın, kısa süre içinde hemen içine kapanıyor ve dikkatlice koklamazsanız algılayamıyorsunuz.

İlkbahar-yaz dönemine uygun H24, Hermes’in dediği gibi yüksek teknoloji ürünü bir parfüm mü emin değilim. Eğer gelecekte erkek parfümleri böyle kokacaksa, 1980’li yılların parfümlerini bol bol stok yapmamız gerekebilir. Metalik, ısınmış ütü gibi kokmaktansa turunçgilli şipre kokmayı tercih ederim.

Kokusunu sektörün tanınmış isimlerinden Christine Nagel tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/6.5

9 Temmuz 2021 Cuma

Ralph Lauren – Polo Blue Eau de Parfum (2016)

Ralph Lauren’in 2003 yılında piyasaya sürdüğü erkek parfümü Polo Blue, Eau de Toilette formundaydı. Mavi şişesiyle, 2000’li yılların en sevilen ve en çok satılan erkek parfümlerindendi. Tabii yıllar içinde birçok rakibi karşısında popülerliği azaldı. Parfüm severler için ayrı bir yeri olan Polo Blue’nun yıllar içinde devam parfümleri geldi. 2016 yılında Polo Blue’nin Eau de Parfum versiyonu raflardaki yerini aldı.

Son yıllarda popüler ferah erkek parfümlerinin Eau de Parfum versiyonlarının çıkarılmasıyla sık sık karşılaşıyoruz. Guerlain Homme’nin Eau de Parfum versiyonu ve Kenzo’nun ünlü klasiği Kenzo Pour Homme’nin Eau de Parfum formundan sonra Polo Blue’nun da Eau de Parfum’uyla tanıştık.

Polo Blue EDP’nin ilk saniyeleri ferah ve tuzlu sucul turunçgillerle gerçekleşiyor. Bergamot ve limona eşlik eden deniz notaları yeni nesil modern sucul erkek parfümlerinin kopyasına benziyor. Orta kısma geçildiğinde tuzlu turunçgillere fesleğen ve nane ekleniyor. İlk Polo Blue EDT’ye benzeyen orta kısımdan sonra sonlarda büyük değişim olmuyor. Odunsu kapanış yine ferah ve gayet tanıdık kokuyor.

Polo Blue EDP, ferah, yazlık, deniz kenarı için gayet uygun, vasat kalitedeki bir arkadaşa benziyor. Modern, yazlık, sucul-tuzlu deniz kokan yeni nesil erkek parfümlerinden pek farkı bulunmuyor. Kokusal anlamda tabii ki ilk Polo Blue’yu andırıyor ama yeni Eau de Parfum, çok daha tuzlu ve deniz gibi kokuyor. İlk Polo Blue daha olgun ve kaliteli kokarken, yeni EDP biraz sıradan ve kimi kullanıcılara göre deterjan-çamaşır yumuşatıcılarını andırıyor.

Yazlık parfümlerin en büyük düştüğü hatalardan birisi aşırı dozda calone gibi kokan temadır ki Polo Blue, az da olsa bu yola giriyor. Evet, ismi gibi mavi denizleri hatırlatıyor. Size yazlık sahil kenarlarının havasını sunuyor. Plajlarda içilen tropikal kokteylleri de hatırlatıyor fakat yaratıcılık ve kalite anlamında Polo Blue EDP, yeteri kadar başarılı davranamıyor. Onun sıradan kokusu hafiften Kenzo Homme Eau de Parfum’u çağrıştırıyor. İlk Polo Blue ise daha karakterli parfüm izlenimi veriyor.

Çoğu kişinin sevebileceği genele yakın havasıyla Polo Blue EDP, popüler vasat kültüre hitap ediyor ve ticari olarak kendisine biçilen rolü oynuyor. Eğer parfümlere çok daha derinden bağlıysanız, Polo Blue EDP muhtemelen sizi kesmeyecektir. Çok daha iyi yazlık parfümler varken, Polo Blue EDP’yi tercih eder miyim emin değilim.

Eau de Parfum formunda fakat etrafa yayılımı zayıf ne yazık ki. Kalıcılığı normal seviyede denebilir. Kokusunu Carlos Benaim tasarlamış. Giymesi kolay yapısıyla günlük kullanıma ve her türlü ortama rahatlıkla uyum sağlayacaktır.

Koku Güzelliği:10/6

24 Haziran 2021 Perşembe

Kenzo Homme Eau de Parfum (2016)

1991 yılında sadece erkek parfümleri alanında değil, kokular aleminde sıradışı bir klasik eser yaratıldı. Japon modacı Kenzo Takada’nın 1990’lı yılların başında piyasaya sürdüğü Kenzo Pour Homme, ferah ve deniz-okyanus kokan parfümler klasmanında büyük başarı sağladı. Kendisine ait önemli kullanıcı kitlesi oluşturan Kenzo Pour Homme’nin etkileri, ferah parfümler gemisinin rotasını bambaşka yöne çekti.

1990’lı yıllara kadar görülmemiş ve şaşırtıcı kokusuyla Kenzo Pour Homme’nin devam parfümleri gelmeye başladı. 2016 yılında beklenen oldu ve Eau de Toilette formundaki Kenzo Pour Homme’nin Eau de parfum versiyonu raflara çıktı. Parfüm severleri heyecanlandıran bu hareket Kenzo’nun internet sitesinde şöyle tanıtılmış: “Okyanus. Güçlü, büyüleyici, sürükleyici. Okyanus, Kenzo’nun bu özgürlük kokusuyla kutladığı sonsuzluğa yolculuktur. Tazeliği ve karşı konulamaz şehveti birleştiren, kaynaştıran odunsu bir deniz. Özgür adamın kokusu. Deniz yolculuğunun kokusu. Nane ve kakulenin canlı, canlandırıcı notaları, nefis odunsu akorlara yol açan patlayıcı deniz kalbini ortaya çıkarır. Müthiş derecede bağımlılık yapar.”

Kenzo Homme Eau de Parfum’un ilk saniyeleri ferah turunçgillerle gerçekleşiyor. Nanenin eşlik ettiği modern turunçgiller yaz havasını çağrıştırıyor. İlerleyen dakikalarda turunçgillere deniz teması ekleniyor. Tuzlu deniz suyunu andıran orta bölümdeki yapıya eklenen nanemsi (muhtemelen calone) turunçgiller kalite anlamında harikalar yaratmıyor. Sonlarda tuzlu deniz kokusu devam ederken vetiver ve sedir ağacıyla kapanış yapılıyor.

Kenzo Homme Eau de Parfum, anlaşılacağı üzere, yeni nesil modern sucul-deniz kokan parfümlerin tipik örneği denebilir. Onun yapısı turunçgil ve nanemsi tuzlu deniz havasından oluşuyor. Kokusal bağlamda gayet tanıdık kokuyor ve abisi Kenzo Pour Homme’ye hiç benzemiyor. Bu anlamda tamamen farklı parfüm diyebiliriz.

Kenzo Homme Eau de Parfum, kalite anlamında vasatı aşamıyor. Çoğu kullanıcının Paco Rabanne – Invictus’a benzettiğini görüyoruz. Bence Bulgari Aqua Pour Homme’ye de benziyor. Kenzo Homme Eau de Parfum, denizden çıktıktan sonra plaj havlunuza sarılıp, üzerinizi kuruladıktan sonra, havlunuzdan gelen kokuyu andırıyor. Sıradışı ve yaratıcı davranmayan Kenzo Homme Eau de Parfum, herkesin sevebileceği sıradanlıkta, parfümlere derinden bağlı koku bağımlıları için ise pek anlam ifade etmeyebilir.

İsmindeki Eau de Parfum’e aldanmayın çünkü performansı iyi değil. Kalıcılığı idare etse de etrafa yayılımı ortalamanın altında. İlkbahar-yaz dönemine yakın duruyor. Kokusunu Nathalie Gracia-Cetto ve Olivier Pescheux birlikte tasarlamış.

Koku Güzelliği:10/5

5 Nisan 2021 Pazartesi

Dolce & Gabbana Pour Femme (2012)

“Dolce & Gabbana Pour Femme ve Pour Homme, Akdeniz’in güzelliğini küresel simge haline getiren Domenico Dolce ve Stefano Gabbana’nın tarzını özetliyor: Geleneksel olana duyulan aşk ile çağdaşlığa duyulan doğal özlem arasında mükemmel sentez. Bu, Dolce & Gabbana DNA’sıdır.

Armonilerin ve zıtlıkların merkez üssü olan Akdeniz’den esinlenen Dolce & Gabbana Pour Femme, Dolce & Gabbana kadınının tutkulu, şehvetli ve anaç özünü somutlaştırarak yeniden doğuruyor. Gücünün ve içgüdülerinin farkında olan kadınlar için tasarlanmıştır.”

Dolce & Gabbana’nın 2012 yılı çıkışlı kadın parfümü Pour Femme’nin resmi tanıtımı yukarıdaki cümlelerle yapılmış. Markanın yeni nesil kadın parfümlerinden Pour Femme, aradan geçen yıllar içinde oldukça sevildi. Hakkında güzel şeyler duyduğum Pour Femme’yi nihayet kullanma fırsatını buldum.

Parfümün başlangıcında şekerli turunçgiller bulunuyor. Buradaki mandalina ve portakal ferah sayılmaz. Modern kadın parfümlerinin çoğunda karşımıza çıkan tatlı narenciyeler idare eder. İlk dakikaların meyveli sakızlara benzediğini iddia edebilirim. Orta bölümde turunçgillerin etkisi devam ediyor. Orta kısımda kadınsı sayılabilecek çiçekler karşımıza çıkıyor. Portakal çiçeğinin kendisini daha çok gösterdiğini görüyoruz. Geri planda kremsi ve leziz meyvemsilik ahududu hissiyatı veriyor. Orta kısmı, başlangıcından daha kaliteli ve güzel. Sonlarda kremsi çiçekler, vanilyalı odunsu notalarla harika kapanış yapıyor. Parfümün en güzel bölümünün alt notalar olduğunu düşünüyorum.

Dolce & Gabbana Pour Femme, 2010’lu yılların modern kadın parfüm örneklerinden birisi denebilir. Meyveli-çiçeksi tarafa yakın duruyor. Kalite anlamında birçok meyveli-çiçeksi parfümden iyi yerde duruyor. Özellikle orta kısımdan itibaren cildinize yerleşen kremsi, lezzetli, meyvemsi odunsu yapı sonlarda da devam ediyor. Açıklanan alt notalarında, parfümlerde pek karşılaşmadığımız marşmelov temasından bahsedilmiş. Parfümün genelinde bıktırıcı olmayan tatlılık var ama marşmelovun o yoğun şekerli hissiyatı burada yok denebilir.

Dolce & Gabbana Pour Femme, herkesin rahatlıkla sevebileceği ve kullanabileceği güvenilir kokular ailesine girebilir. Onu kullanıp da nefret edecek kişi sayısı azdır. Kokular evrenine büyük yenilik getirmese de ve tek düze ilerse de onu kullanmak bir şekilde zevk veriyor. Dolce & Gabana’nın erkek parfümü The One For Men’de rastladığım tatlı turunçgiller ve o anlatılmaz narenciye merkezli tutkulu, canlı, pozitif Akdenizli ruh, Pour Femme’de de bulunuyor.

Eau de Parfum formunda. Kalıcılığı ve etrafa yayılımı ortalama seviyelerde ki gün içinde ara ara ortaya çıkan kokusu sizi mutlu etmeye yetiyor. Serin ilkbahar-sonbahar mevsimlerinde kullanılsa fena olmaz. Günlük kullanıma uyabilecek yapısıyla, her daim her ortamda giyilebilir.

Koku Güzelliği:10/7