The Different Company – Sel de Vetiver (2006) Markanın
unisex kullanıma uygun parfümü.
“Sonunda yaz geldi” diye düşünüyordu kadın.
Haziran ayının ortalarına gelinen şu günlerde, artık kemiklerinin bile
ısındığını hissediyordu. Bastıran sıcaklar her insanda olduğu gibi onda da
“tatile çıkma” hissi uyandırıyordu. Sanki sadece yazın tatile çıkılırmış gibi.
Büyük bir şirkette orta kademe yönetici
olan kadın, sevgilisine bir sürpriz yapmak istiyordu. Ne yapsam diye düşünürken
aklına harika bir fikir geldi. Kısacık İtalya kaçamağı…
Hemen ilk akla
gelen yöntemi uyguladı. İnternet üzerinden hazır turlara bakındı epey bir süre.
Fakat bu paket turlar pek eğlenceli görünmüyordu. Onun istediği romantik, küçük
ve salaş bir İtalyan sahil kasabasında sevgili ile geçirilecek günlerdi. Bir
kadın başka ne isterdi ki…
İnternette
gezinirken bir site dikkatini çekti. Gezgin bir çiftin anılarını anlattığı bir
blogdu. Harika bir sahil kasabasından bahsediyorlardı. Kararını hemencecik
vermişti. Bekle bizi Positano.
İzin günlerini
aynı hafta sonuna denk getirmişlerdi nihayet. Kendilerini bir anda Roma’ya
kalkan uçakta buldular. Her ne kadar bir çoğu haklarını aradıkları için zalimce
işten çıkarılmış olsalarda Türk Hava Yolları’nın kabin görevlileri çok ilgili
ve çok kibarlar. Bir de Amerikan uçaklarındakileri görün.
Sonunda
Roma’ya vardılar. Her zamanki pasaport işlemlerinden sonra ilk işleri şehrin
merkezinden bir araba kiralamak oldu. Böylece yol üzerindeki diğer yerleri de
keşfetmek mümkün olacaktı. Yorucu sayılabilecek bir araba yolcuğundan sonra
nihayet Positano’ya ulaştılar. Burası bir dağın yamacına kurulmuş bir sahil
kasabası. Daha ilk gördüklerinde bayıldılar. Yorgunluklarına aldırmadan hemen
başladılar dolaşmaya.
İlk aldıkları
koku ise limon oldu. Evet buradaki limon ve bergamot bahçelerinden geliyordu
muhtemelen bu koku. İşte Sel de Vetiver’in açılışı da biraz limon-bergamot ve
yabancıların “Earthy” dedikleri toprağa benzeyen bir koku. Silhat mı yoksa
kakule mi karar veremedim. Ama aklınıza hemen Terre d’Hermes gelmesin. Daha
önce rastlamadığım bir duruluk ve sadelik. Tam bir Jean Claude Ellena tarzı.
Belki de bu bir aile geleneği. Fakat parfümü kızı Celine Ellena
tasarlamış. Ellena kendi parfümü için şunu söylemiş: “Denizden çıktıktan sonra
ten üzerinde kuruyan deniz tuzuna benziyor Sel de Vetiver”.
İki sevgili bu
kasabayı keşfederlerken asfalt yolun sonuna varıyorlar. Bundan sonrası toprak
bir patika. Burayı merak edip arabadan iniyorlar ve yürüyorlar. Derken
karşılarına çok bakımlı bir narenciye bahçesi çıkıyor. Bir kısmı limonlara, bir
bölümü portakallara ayrılmış. İleride ise bahçenin sonunda bir adam hiç acele
etmeden mahsulunu toplamakta. Çünkü burada zaman da hayatta yavaş ilerliyor.
Neden acele etsin ki?
Sel de
Vetiver’in orta notaları da sizi bir greyfurt-bergamot bahçesine girmişsiniz
gibi hissettiriyor. Biraz da yeşil çiçekler. Süsen çiçeği (iris) olabilir. Çok
güzel, doğal, taptaze ve İtalyan tarzı. Biraz kabe samanı ve tuzlu deniz esintisi de burnunuzu okşuyor. Hala
çok sakin, pürüzsüz ve doğal. Mis gibi adeta.
“Buraya kadar
gelmişken denize girmeyecek miyiz” diye soruyor sevgilisine kadın. Bir kadın
böyle bir soru soruyorsa bunun anlamı “Hadi daha ne bekliyoruz doğru plaja”
demektir. Positano’nun iki plajından biri olan Spiaggia Grande’ye iniyorlar.
Uzandıkları şezlonglarda hiçbir şey düşünmeden kitap okuyup etrafa bakınmak
belki de dünyanın en güzel şeyi. Ne iş stresi var. Ne trafik derdi. Ne de
ödenmesi unutulan faturalar.
Sel de
Vetiverin’in alt notalarında ise deniz esintili greyfurt-kabe samanı kokusuna
yeşil notalar eşlik ediyor. Yani orta notalarına çok benziyor. Büyük bir
değişime rastlanmıyor. Böylece de tenden ayrılıyor. Yani özetle: Azcık limon-bergamot,
yeşil çiçekler, greyfurt, kabe samanı ve deniz esintisi.
Sel de Vetiver, markanın kurucusu dünyaca ünlü burun Jean Claude Ellena’ya özgü bir sadelik, duruluk ve sakinlik içeriyor. Öne çıkmaya çalışan hiçbir nota yok. Burnu rahatsız eden yapaylık yok. Zorlama bir koku yaratma gayreti yok. Her şey ölçülü ve minimal. İsminin Sel de Veitver olduğuna bakmayın. Bu parfüm bence vetiver’den ziyade narenciye-greyfurt, aromatik otlar teması üzerine inşa edilmiş. Diğer unsurlar bu ana eksenin etrafına yerleştirilmiş.
Sel de Vetiver, markanın kurucusu dünyaca ünlü burun Jean Claude Ellena’ya özgü bir sadelik, duruluk ve sakinlik içeriyor. Öne çıkmaya çalışan hiçbir nota yok. Burnu rahatsız eden yapaylık yok. Zorlama bir koku yaratma gayreti yok. Her şey ölçülü ve minimal. İsminin Sel de Veitver olduğuna bakmayın. Bu parfüm bence vetiver’den ziyade narenciye-greyfurt, aromatik otlar teması üzerine inşa edilmiş. Diğer unsurlar bu ana eksenin etrafına yerleştirilmiş.
İki sevgili
geçen iki günün ardından ise artık ayrılmak zorundalar bu güzel kasabadan.
İçleri biraz buruk. Ne çabuk geçti diye düşünerek. Neden böyle güzellikleri
ömrümüz boyunca değil de sadece iki gün yaşıyoruz diye hayıflanarak.
Sel de
Vetiver, son yıllarda moda olan “deniz temalı yada deniz gibi kokan”
parfümlerin güzel bir örneği bence. Geçtiğimiz haftalarda denediğim Heeley – Sel Marin ile aynı kulvarda yarışıyorlar. Fakat bence Sel de Vetiver daha
güzel, ayakları yere basan, yapaylık barındırmayan bir yapıya sahip. Yani bir
seçim yapacak olsam sanırım Sel de Vetiver’i tercih ederdim.
Eğer deniz
esintisi, bergamot, ekşi, buruk greyfurt ve tozlu kabe samanı karışımı bir
parfüm arıyorsanız çok iyi bir koku bulmuş durumdasınız. Genel olarak çok
değişmeyen yapısı biraz hayal kırıklığına uğratabilir sizi. Fakat buradaki amaç
zaten o. Basitlik ile güzelliği harmanlamak.
Parfüm
kritikçisi Chandler Burr, Sel de Vetiver’e beş üzerinden beş yıldız vererek
“Deniz kenarına yakışacak en iyi parfümlerden birisi” ilan etmiş. Luca Turin
ise dört yıldız vermiş bu parfüme.
The Different
Company’nin bir niche marka olduğunu, fiyatlarının oldukça yüksek olduğunu
önemle belirtmeliyim. Yani almadan önce denemeniz iyi olacaktır. Hem erkelere
hem de kadınlara uyacaktır kokusu. Bana biraz Hermes’in Terre d’Hermes ile Un Jardin Sur Le Nil parfümlerini hatırlattı. Terre’deki kabe samanı ve toprak
kokusuna tuzlu bir greyfurt-bergamot eklenmiş hali diyebilirim.