18 Ocak 2015 Pazar
Tom Ford – Tobacco Oud (2013)
Tom Ford –
Tobacco Oud (2013)
Ortadoğu
coğrafyasının ve Arap kültürünün sevilen unsurlarındandır tütün ve ürünleri.
Yüzyıllardır içilen nargileler, özel Arap tütünleri ve Yemen taraflarında
çiğnenen gat bitkisi… Gerçi gatın tütün ile fazla bir ilgisi yok ama Arap
kültüründe bu tür hafiften "kafa yapan" tütün ve bitkiler revaçtadır.
Bunun sebebi, İslamiyetin içki ile ilgili koyduğu yasaklar olabilir. İçkinin
günah sayılmadığı Hristiyan kültürlerinin aksine İslam coğrafyasında alkol tüketimine
tepki vardır genellikle. Tabii burada ilginç bir durum karşımıza çıkıyor. Fransa
özelinde şarabı ve genelinde içkiyi seven Hristiyan kültürü, özellikle son
yıllarda tütün ürünlerine karşı büyük bir savaş veriyor. Sigara kullanan
insanlar adeta ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor. Büyük yasaklar
getiriliyor tütün ürünlerine. İslam coğrafyasında ise alkole karşı hatırı
sayılı bir tepki varken, tütün ürünleri kullanımında aynı hassasiyet
görülmüyor. Yani Batı toplumları içkiyi, tütün ürünlerine tercih ederken, Doğu toplumları
ise tütün ürünlerini içkiye tercih eder gibi görünüyor. Evet ikisi birbirinin
karşılığı olmasa da, insanoğlu, bünyesine zararlı alışkanlıklardan bir türlü vazgeçemiyor.
Belki de Adem'in yasak elmayı yemesi gibi insan da kendisine yasak ve zararlı
olan herşeyde farklı tatminler arıyor.
Arap
ülkelerinde iklim sebebiyle tütün üretimi yapılamasa da, özellikle sigara ve
nargileye büyük ilgi olduğu söylenebilir. Başka ülkelerden gelen tütünlerin, onlarca
çeşidi mevcut. Bunlardan birisi de ağırlıkla İran'da kullanılan fakat neredeyse
bütün Arap ülkelerinde tüketilen "Dokha" isimli tütün. Bu tütün için
"saf, doğal ve gerçek Arap tütünü" olduğu söyleniyor. Bilinen anlamda
düz bir tütün kokusuna ve tadına benzemiyor anladığım kadarıyla Dokha. Daha
ferah, baharatlı, hafif meyvemsi, otsu tada sahip olduğu söylenen Dokha, tütün
yapraklarının kurutulması ile yapılıyormuş. İçimi diğer tütün ürünlerine göre
daha kolay ve hafif olduğu söylenen Dokha'yı hiç kullanmadığımı söyleyeyim.
Yani Dokha tütünü nasıldır hiçbir fikrim yok.
Tamam
benim fikrim yok ama önemli olan ben değilim ki. Tom Ford'un Beauty
birimi parfüm geliştirme uzmanları, bu işe de el atmışlar. 2013 yılında Tom Ford'un
özel serisine ait parfümlerden Tobacco Oud, yukarıda bahsettiğim Dokha
tütününden ilhamını almış. Arap ve Ortadoğu pazarına oynaması düşünülen Tobacco
Oud, hem Arap tütün geleneğine gönderme yapıyor hem de öd temasıyla Ortadoğu
coğrafyasının koku hafızasını gıdıklıyor. Yani bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyorlar
Tobacco Oud ile.
Tabii
tütün kokusu sever olarak Tobacco Oud'u merak etmekteydim. Bu yeni tütün yorumun,
özel serinin yüksek kaliteli olma iddiasıyla birleşince nasıl bir sonuç
çıkacağını anlatmaya başlayayım artık. Kendi sitelerinde "muhteşem, zengin ve bağımlılık
yaratan" olarak tanıtılmış. Parfümü üzerime sıktığımda beni dumansı tütün
karşılıyor. Yok denecek kadar az verilmiş tatlılık ve gerilerden gelen kuru
baharatlar ile desteklenen tütünü ilk kullandığım zamanlarda yadırgamıştım. Fakat
ilerleyen günlerde alıştım. Biraz hayvansallık içeren sert sayılabilecek üst
notalar bence güzel. Orta kısımda dumansı kuru tütüne baharatlar biraz daha
fazla eşlik eder hale geliyor. Karanfil olduğunu tahmin ettiğim kuru baharatın
yanında ise bir koku beliriveriyor. Dikkat edilince içki temasının parfüme
yerleştirildiği görülüyor. Kimi yerlerde viski notasından bahsediliyor. Muhtemelen haklılar. Orta bölüm dumansı tütün ve içkimsi baharat kokuyor.
Tatlılık hala fazla değil neyse ki. Orta bölümü de beğendim. Son kısımda
parfüme ismini veren öd ortaya çıkıyor. Baharatın, içki temasının ve tütünün
etkisinin artık çok azaldığı alt notalar tamamen öde ayrılmış gibi görünüyor.
Buradaki öd, yumuşacık ve kremsi verilmiş. Sanki hafiften vanilya da var ödün
yanında. Son bölümde tatlılık birden artışa geçiyor. Sanırım ben bu öd kokusuyla
bir türlü barışamayacağım. Alt notalardaki ödün kullanımı başarılı olduğu halde
kendime yakın bulmadım.
Tobacco
Oud, ismindeki tütün ve öd temalarını başarıyla veriyor. Başlangıçtaki
şaşırtıcı ve sert açılışı kimileri kül tabaklarına benzetmiş. Yanlış da
diyemeyiz. İlk kullandığımda yadırgadığım üst notalarındaki tütün esansı,
tenimde biraz daha denediğimde ilgimi çekmeyi başardı. Genellikle kıyafet
üzerine kullandığım Tobacco Oud'deki tütün, pek iyi sonuç vermedi. Tenimde ise
tütün çok daha karakterli ve dumansı yol izledi. Buradaki tütün kullanımı ıslak
tütünden ziyade, kuru ve dumansı olarak verilmiş. Bu da kokusuna derinlik ve
gizem katmış.
Tobacco
Oud karanlık bir parfüm değil. Fakat ferah da değil. Dumansı tütün, kuru
baharatlar, viski ve ödün fena sayılamayacak bileşkesi olarak düşünülebilir.
İlk kullanımlarda parfümün tek düze ilerlediği düşünülebilir. Fakat parfümü
tene uygulayıp, sürekli takip ettiğinizde o kadar da basit bir parfüm
olmadığını farkediyorsunuz. Üst-orta notalar aynı düzleme yakın ilerlerken,
sonlarda radikal değişim yaşanıyor.
Tobacco
Oud, bu alanda fazla örneği olmayan tütün ve ödün karışımından elde edilmiş.
Fikir olarak saygıyı hakediyor. Fakat bence tütün ve öd, bir arada çok iyi sonuçlar
verebilecek iki nota değil. Burada Tom Ford Beauty'nin yapmaya çalıştığı şey
doğru olmakla birlikte, pratikte kim yaparsa yapsın uyumu zor olabilecek iki tema
seçilmiş. Yine de bence Tobacco Oud fena bir çalışma değil. Eğer kuru, içkiyle
yıkanmış baharatlı bir tütün ve öd kokusu ilginizi çekerse, muhakkak denemeniz gereken
arkadaşlardan birisi. Eğer öd ile aranız iyi değilse deneme listenizden
çıkarabilirsiniz çünkü kıyafet üzerinde son kısım sıradan hale gelebiliyor.
Yukarıda
da bahsettiğim gibi sevmesi zor bir kokuya benziyor Tobacco Oud. İlk
kullanımlarda biraz tuhaf gelebilecek tütüne ilerleyen günlerde sabredebilirseniz,
alışıyorsunuz hatta seviyorsunuz. Kimilerinin Tom Ford'un özel serisinin
yıldızlarından Tobacco Vanille'e benzettiğine şahit oldum Tobacco Oud’u. Evet
isim benzerliği malum. Fakat bence pek de benzemiyorlar Tobacco Vanille'le.
Tobacco Oud'da vanilya ve tatlılık fazla yer bulamamış kendisine. Tobacco
Vanille ise epey tatlı ve vanilyanın ağırlığı her daim hissediliyor. Tobacco
Oud daha kuru ve erkeksi kokarken, Tobacco Vanille, vanilyanın kremsiliğine
sahip ve uniseks kullanıma göz kırpıyor.
"Parfüm
Merakı, laf kalabalığını bırak da sadede gel" dediğinizi duyar gibiyim
kulağımdaki çınlamadan. Günün sorusunu soralım: "Tobacco Oud güzel mi veya
sevdim mi?" Başlangıcını ve orta bölümünü sevdim. Sonlarını ise kendime
yakın bulmadım. Yine de yapaylığa rastlanmayan, belli bir karaktere ve kaliteye
sahip, kullanımı zor, bol bol övgüler alamayacağınız bir parfüme benziyor. Ten
üzerinde küçük oyunlar oynayan kokusu kıyafette tekdüze ve derinliksiz hale
geliyor. Buradan onun ten parfümü olduğu sonucunu çıkartabiliriz.
Tobacco
Oud, Tom Ford özel parfüm serisinin öd merkezli üç kokusundan birisi. 2007
çıkışlı Oud Wood'u hiç beğenmemiştim. 2013 çıkışlı Tobacco Oud'u ise beğendim
ama harika bulmadım. Özel serinin üçüncü öd temalı parfümü Oud Fleur'u ise henüz
denemedim ama çok da merak ettiğimi söyleyemeyeceğim.
Tobacco
Oud'u, uzun yıllardır parfümler tasarlayan fakat büyük bir şöhrete kavuşamamış
burunlardan Olivier Gillotin yaratmış. Eau de Parfum (EDP) formundaki Tobacco
Oud, kalıcılık olarak gayet yeterli. Bir günden fazla kıyafette kalıyor.
Farkedilirlik olarak ise çok performanslı gelmedi bana. Kullanım döneminde bol bol
uyguladığım parfümün, farkedilirliği ortalama ve orta-alt seviyede oldu. Çoğu
yerde uniseks olarak sunulsa da bence erkek kullanımına çok daha uygun. Bir
kadın üzerinde hoş duracağını sanmıyorum. Sonbahar-kış kullanımı için uygun
denebilir. Genel beğeniye uymayabilecek kokusunu ve oldukça yüksek fiyatını
düşünürsek, denemeden almanın risk oluşturacağı söylenebilir.
Koku
Güzelliği:10/7.5
14 Ocak 2015 Çarşamba
Guerlain – Tonka Imperial (2010)
Guerlain – Tonka
Imperial (2010)
Kökeninin,
Venezuella ormanlarından geldiği Guerlain tarafından iddia edilen tonka
fasulyesinin tohumunun ne kadar değerli olduğu tahmin edilebilir. Guerlain'in
kendi deyimiyle "işlenmemiş haldeki en ikonik hammade" olan tonka
fasulyesinin, Guerlain cephesinden anlamı ve önemi büyük.
Jicky'den
Shalimar'a ve oradan da Habit Rouge'a uzanan efsane parfümler silsilesinde
tonka fasulyesinin rolü var. Guerlain'in özellikle oryantal parfümlerinin vazgeçilmez ögelerinden olan tonkanın, markanın imza notalarından birisi olduğu
söylenebilir. Parfümlere genellikle yumuşak bir tatlılık veren tonka,
Guerlain'in kolay kolay vazgeçebileceği bir nota değil. Zaten bunu yeni piyasa
sürdükleri parfümlerinde de gösteriyorlar. İşte buyurun size yepyeni bir örnek.
Guerlain'in
çok sayıda "The Exclusive Collections" serisinden birisi de
"L'art et la Matière". Markanın bu serisi 2005 yılında dünyaya geldi.
2015 yılının ilk günlerini yaşadığımız şu dönemde dokuz parfüme ulaşmış durumda
L'art et la Matière serisi. Bu serinin özelliği, her parfümün farklı notalar
merkeze alınarak tasarlanmış olması. Mesela Cuir Beluga (deri teması),
Angélique Noire (melekotu teması), Cruel Gardenia (gardenya teması), Rose
Barbare (gül teması) gibi.
Bugünkü
konuğum Tonka Imperial, bu seriye bağlı olarak 2010 yılında raflardaki yerini
aldı. L'art et la Matière serisinin en ilginç özelliği ise müthiş şişe
tasarımları. Eski tarz kadın parfümleri şişeleri gibi tasarıma sahip süslü ve
gösterişli sunumlarına hayran kalmamak elde değil. Böylesine enfes şişeden bakalım
nasıl bir koku karşımıza çıkacak. Artık geçeyim detaylara.
Kendi
sitelerinde odunsu oryantal olarak sınıflandırılmış Tonka Imperial. Aromatik,
sıcak ve tensel olarak nitelendirilmiş. Parfümün açılışı kremsi yumuşacık bir
vanilya ile gerçekleşiyor. Vanilyaya yine kremsi badem eşlik ediyor ilk
dakikalarda. Başlangıcı çok kibar, ölçülü ve olabilecek en iyi vanilya
kullanımına sahip. Üst notaları nefis. Orta bölüme geçildiğinde güçlü ve sağlam
vanilya teması devam ediyor. Fakat artık badem hissedilmiyor. Onun yerine
baharatlar (ağırlık tarçında) ve saldırgan olmayan tütün kokusu geliyor. Kremsi
vanilya hala çok baskın ve diğer notaları örtüyor. Orta bölümde zaman zaman
kirazlı-vanilyalı tütün hissiyatı oluşuyor. Orta bölümü de enfes. Son kısımda
kremsi vanilyanın yerini odunsu vanilya alıyor. Orta kısımdaki baharatlar ve
tütün kayboluyor. Kapanışta odunsu vanilyaya misk de eşlik ediyor. Açıkçası
başlangıcı ve orta bölümü kadar etkileyici ve baştan çıkarıcı değil son kısmı.
Keşke daha güzel bir kapanışa sahip olsaydı.
Tonka
Imperial'in ismindeki tonka vurgusu şüphesiz önemli. Gerçi bence bu parfüm tam
bir vanilya kokusu. Tonka, parfümün orta derece tatlılığını sağlamak için kullanılmış.
Evet kokusu biraz tatlı. Bu anlamda günümüzün modern parfümlerine uyum sağlıyor.
Tatlı ve kremsi vanilya kibar ve dengeli verilmiş. Tabii kokusunun çok erkeksi
olduğunu söylemem zor. Kendileri de parfümün hem kadınlar hem de erkekler için
uygun olduğunu belirtmiş. Kimileri kokusunu biraz kadın tarafına yakın bulsa da
bence erkeklerin rahatlıkla kullanabileceği bir parfüm.
Tonka
Imperial, tarz olarak Herod, Tobacco Vanille ve Jaipur Homme benzeri hafif
pudramsı, kremsi çikolatamsı vanilya kokusunu andırıyor. Bu üç parfümden en çok
Herod'a benzettim Tonka Imperial'i. Zaman zaman çiçeksi (yasemin) yönünü
gösteriyor zaman zaman tütün-tütsü-baharat düzleminde karşımıza çıkıyor, çoğunlukla
vanilyalı-bademli pastalar gibi kokuyor. Bu anlamda hoş bir dengeye oturtulmuş
denebilir.
Kabul
etmek gerekir ki fazla değişimin yaşanmadığı, düz çizgide ilerlediği
varsayılabilir Tonka Imperial'in. Kremsi ve tatlı vanilya baştan sona etkin. Diğer
notalar (baharatlar, kiraz benzeri meyveler, tütün ve sedir ağacı) ana yapıya
hareket katmak için eklenmiş gibi görünüyor benim penceremden. Evet çok
karmaşık değil ama çok lüks, konforlu, rafine ve cazibeli kokuyor. Eğer vanilya
kokusunu seviyorsanız, harika bir seçenekle karşılaşmış durumdasınız. E bir
vanilya sever olarak bende çok beğendim Tonka Imperial'i. Tabii sonları
dışında.
Guerlain'in
özel serisine mensup bu yaramaz, her yerde bulunabilecek bir parfüm değil.
Sınırlı sayıda dağıtımı olan Tonka Imperial, sadece 75 ml.lik şişelerde
üretiliyor ve fiyatları oldukça yüksek. Hatta birçok niş markadan bile fazla
fiyata sahip. Onun içindir almadan önce muhakkak denemenizi öneririm.
Parfümün
tasarımını, Guerlain'in yeni nesil birçok eserine imza atan Thierry Wasser
gerçekleştirmiş. Eau de Parfum (EDP) formundaki Tonka Imperial'in kalıcılığı
gayet iyi. Farkedilirliği ise çok yüksek değil. Daha ten kokusu gibi
davranıyor. Sonbahar-kış kullanımı için uygun diyebilirim.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/8.5
11 Ocak 2015 Pazar
Bentley – Bentley For Men (2013)
Bentley –
Bentley For Men (2013)
"Hünerli,
zevkli ve farklı tasarım, nefes kesici güç ve performans, zarif ve canlandırıcı
sürüş deneyimi, tasarıma atfen dünyanın en saygın performans arabalarının mühendislik
ve el işçiliği."
Yukarıdaki
cümleler, dünyanın en lüks otomobil markalarından Bentley'in, vizyonunu ve
amaçlarının küçük bir bölümünü bize anlatıyor. Son yıllarda lüks segment olarak
sınıflandırılan araba markalarının arasındaki rekabet, parfümlere de sıçramış
gibi görünüyor. Ferrari, Porsche, Bugatti ve son olarak Bentley, markalarını
öne çıkardıkları parfümleri ile boy gösteriyorlar. Sanırım lüks segment
markalar için, parfüm piyasaya sürmek adeta itibar meselesi haline gelmiş
durumda. Onun içindir ki hiçbiri bu yarıştan geri kalmak istemiyor.
İşte
Bentley'de diğer rakiplerinden biraz daha özenli, ciddi ve sağlam giriş yaptı
parfüm sektörüne. Parfümlerini rakipleri gibi ucuz fiyatlardan satmıyor.
Kokularında da ismi duyulan tasarımcılarla çalışıyor. Bentley, kendi
parfümlerini şöyle tanıtıyor:
"Bentley
kokuları markanın niteliklerini temsil eder: Orijinallik, zarafet, ikonik
tasarım ve ölçülü incelik. Markaya miras kalan tutku ve zanaat, standart ürün
gamını tamamlayan sınırlı sayıda kristal şişedeki parfümlerle vurgulanmıştır.
Şişe ve ambalaj, Bentley otomobillerinin belirgin karakterini temsil
eder."
Geçtiğimiz
aylarda yurtdışında büyük fenomene dönüşen Bentley For Men Intense'i kullanmış
ve oldukça beğenmiştim. Bu aralar ise Intense olanı değil de Bentley For Men'i
kullanıyorum. Önemli bir çıkış yakalayan Intense versiyonun gölgesinde kalmış
gibi görünüyor Bentley For Men. Parfümün tanıtım cümleleri şöyle:
"Yeni
ve gösterişli bir deneyim yaşayın. Bentley’in erkekler için alışılmışın dışında
kokusunu keşfedin. Bentley For Men, ayrıcalıklı ve gösterişli bileşenleri bir
araya getiriyor. Kullanılan içerikler, Bentley’nin kalitesini ve mükemmelliğini
somut hale getirmek için özenle seçildi. Bu eşsiz tasarım için Nathalie Lorson,
en iyi materyalleriyle zanaatçı gibi çalıştı, onların zamansız zarafetini ve
ilham veren güzelliğini yakaladı. Derinin belirgin kokusu, ahşabın sofistike
zenginliği, heyecanlı baharatlarla ifade edilen gümüşün gücü... Bentley For
Men'de bir araya getirilen ikonik materyaller, baştan çıkarmanın eşsiz gücüne
sahip modern erkekler için tasarlandı."
Kendi
sitelerinde odunsu ferah derimsi olarak sınıflandırılmış Bentley For Men.
Üzerime sıktığımda ilk saniyelerde beni meyvemsi baharatlar karşılıyor.
Açıklanan üst notalarındaki bergamot ve defne yaprağını alamasam kara biber ve
tatlımsı meyveler daha ilk saniyelerde size merhaba diyor. Biraz tatlılık
barındıran başlangıcını beğendim. Orta kısma geçildiğinde ufak bir değişim var.
Meyvemsi baharatlara dumansı içki kokusu ekleniyor. Resmi tanıtımdaki rom içkisinden
geliyor olabilir bu koku. Baharatlara tatlımsı tarçın ve deri de ekleniyor orta
bölümde. Parfüm bu andan itibaren içki-baharat eksenine geçiş yapıyor. Orta
bölüm de fena değil. Son kısımda deri hala etkili. Ona misk ve sandal ağacı ve
biraz da öd ekleniyor. Son kısmı o kadar da ilginç değil ne yazık ki.
Bentley
For Men, genel olarak tatlımsı meyveler, tatlı baharatlar, dumansı içki, tatlı
deri ve sandal ağacı üzerine inşa edilmiş gibi görünüyor.
Baharatlar-içki-sandal ağacı tenimde her zaman öne çıktı. Deri, meyveler ve öd
biraz geri planda kaldı. Bu haliyle oldukça tatlı bir baharat parfümü olarak
düşünülebilir. Odunsu notalar ise hiç karşınıza çıkmıyor adeta.
Bentley
For Men, günümüzün modern, tatlımsı baharatlı oryantallerine yakın duruyor.
İçki temasını net vermesi ve geri planda sandal ağacı-öd ikilisine yer vermesi
de yine onun yeni nesil rakiplerine meydan okuma olarak düşünülebilir.
Peki
Bentley For Men'i sevdim mi? Bir yorumcunun dediği gibi "iyi parfüm ama
harika değil." Evet sanırım bende burada duruyorum. Bariz yapaylığa
rastlanmaması, dolgun ve kaliteli kokması, usta bir elin değdiği izlenimi
veriyor ona. Ucuz market parfümlerinin oldukça üzerinde bir yerde durduğu
aşikar. Fakat biraz tek düze yapısı uzun süreli kullanımlarda sıkıcı olacağını
düşündürtüyor bana. Çok değişmiyor kokusu. Aynı düzlemde devam ediyor. Bu anlamda
çok karmaşık bir eser yok karşımızda.
Yine
de Bentley For Men, yeni nesil baharatlı-içki kokusuyla, denenmesi gereken
arkadaşlardan birisi. Eğer bu tarzı seviyorsanız ve fazla seçeneğiniz yoksa
denemeye değer. Tabii şimdi düşündüğümde anaakım markalarda bu tür parfümlere
fazla rastlanmıyor. Niş rakiplerden ise bir tık aşağıda olduğu söylenebilir.
Geleyim
kardeşi Intense ile olan benzerliğine. Bentley'in aynı yıl çıkan For Men ve For
Men Intense parfümleri koku karakteri olarak oldukça benziyorlar. Intense'i, For
Men'in biraz daha geliştirilmiş ve güçlendirilmiş hali olarak düşünebilirsiniz.
Intense, çok daha dolgun, saldırgan ve sağlam bir parfüm. For Men ise Intense'e
göre daha çekingen ve ten parfümü gibi görünüyor. Ha tabii Intense'in EDP For
Men'in EDT olduğunu önemle belirtmeliyim.
2013
yılının bu iki başarılı parfümü, aynı kişi tarafından tasarlandı. Nathalie
Lorson Bentley For Men'in de yaratıcısı. Sıcak baharatların ve içki temasının
etkisiyle soğuk kış günlerinde kullanmanızı öneririm. Yaz sıcaklarında pek iyi
tepki vereceğini sanmıyorum kokusunun. Kalıcılığı bir EDT için gayet yeterli.
Fark edilirlik ortalamanın altında denebilir.
Koku Güzelliği:10/6.5
8 Ocak 2015 Perşembe
Annick Goutal – Ambre Fetiche (2007)
Annick Goutal –
Ambre Fetiche (2007)
20.
yüzyılda, hakkında en çok konuşulan veya tartışılan kavramlardan birisidir
oryantalizm. Sadece 20. yüzyılın değil, 19. yüzyılın bile ilgi çeken
ögelerindendir "Doğu" ve Doğu Kültürüne" öykünme. Ünlü ressamlar
İngres'ten Henri Matisse'e kadar çoğu sanatçı, hayallerindeki Doğu imgesini
yansıtmıştır resimlerine. Yazılı ve görsel sanatların genellikle, bir hamamda
toplanmış onlarca çıplak cariye imgelemi üzerine inşa ettikleri oryantalizme
getirilen bu bakış açısı, doğu kültürü için kabul edilemeyecek derecede
mahremiyet barındırır. Çünkü fazlaca hayalci, abartılı, hazcı ve fantezik unsurlar içerir.
Bu
ifadeyi ara ara kullanıyorum fakat dünyanın batısında yaşayan ortalama dünya
vatandaşlarının "Doğu" algısı çoğu zaman nargile, fes, deve,
başörtüsü, hamam ve haremden öteye gidemiyor. Evet 19 ve 20 .yüzyılda şimdiki
gibi müthiş bir iletişim teknolojisi yoktu, kültürler çoğu zaman birbirinden
habersizdi. Peki 21. yüzyılda hala bu algının devam etmesi absürt değil mi?
Fransa
parfümcülüğünün tanınan niş parfümevi Annick Goutal'ın, 2007 yılında çıkardığı
Ambre Fetiche'in tanıtımında doğu kültürlerine özgü olduğu düşünülen
"harem, cariye, nargile dumanı ve egzotik fanteziler" konu edilmiş.
Hey Annick Goutal, bir doğu coğrafyası vatandaşı olarak söylüyorum ki, burada
ne hareme rastlanıyor iki yüzyıldır, ne cariye hayatı yaşayan padişahlar var ne
de sokaklar nargile dumanı altında boğuluyor. Küreselleşen ve sıradanlaşan
dünya vatandaşlarına dönüşüyor artık Doğu coğrafyasının sakinleri de.
Annick
Goutal'ın "Les Orientalistes" serisine ait Ambre Fetiche, uzun
zamandır merak ettiğim parfümlerden birisiydi. Parfümün gerek ismindeki
çekicilik ve kışkırtıcılık gerekse tanıtımındaki Doğu göndermeleri ilgimi
çekiyordu. Ve yine şanslı bir koku severim ki Ambre Fetiche'e kavuştum. Onu tenimde
denedim. İçime uzun uzun çektim. Bu karlı ve soğuk günlerde üzerimdeki
tepkilerine dikkat kesildim. Artık biraz detaylara inelim. Çünkü malumunuz
"şeytan ayrıntıda gizlidir."
Markanın
oryantal olarak sınıflandırdığı Ambre Fetiche'i üzerime sıktığımda yoğun ve
koyu bir koku ile karşılaşıyorum. Tozlu ve dumansı amber, ilk saniyelerde bütün
heybetiyle karşıma çıkıyor. Karanlık, koyu ve baskın amberi sevdim. Üst
notaları gayet güzel. Orta notalara geçildiğinde büyük değişim yaşanmıyor. Bir
tek plastiğimsi deri ve karanlık baharatlar ekleniyor kompozisyona. Baharatlar
oldukça gerideyken, deri ikincil öge olarak bulunuyor orta kısımda. Hala
amberli hala karanlık ve koyu. Son kısımda deri ortadan kaybolurken, ambere bu
sefer neredeyse bitter çikolatamsı vanilya eşlik ediyor. Zaman zaman tütsünün baskın
olduğu alt notaları çok sevdim. Başlangıç ve orta bölümün gizemli yapısı
sonlarda da devam ediyor.
Ambre
Fetiche isminin hakkını verircesine amberi ön planda sunuyor size. Sonrasında
dumansı tütsü ikinci karakter olarak karşımıza çıkıyor. Üçüncü olarak deri,
ciddi anlamda kendisini hissettiriyor. Sonlardaki vanilya ise parfümün
tamamlayıcısı gibi. İşte bana göre Ambre Fetiche'in özeti böyle.
Parfüm
genel olarak dumansı-ağdalı-reçinemsi ağır bir amberin etkisi altında. Gerek
amber gerekse dumansı tütsü, kokuyu oldukça farklı yere taşıyor. Adeta bu dünyadan
alıp, başka bir evrene götürüyor. Çok karanlık yapısı var. Neredeyse bütün ögeler
karanlık kullanılmış. Amber, tütsü, deri, baharatlar ve hatta vanilya. Hepsi belli
bir master planın uyumlu parçaları gibi. Gizli-saklı, sırrını kimseye vermek
istemeyen, karakterini açık etmeyi sevmeyen tarzı var sanki. Fakat bir taraftan
da o kendine özgü ilginç koku sizi merak ettiriyor, içeriye çağırıyor, sarıp
sarmalıyor.
Ambre
Fetiche'teki deri kullanımı Cuir Ottoman ve Cuir Mauresque'e yakın. Amber
kullanımı ise Ambre 114, Ambre Sultan düzleminde. Tauer'in L'Air du Desert Marocain'e
oldukça benzettim genel aurasını Ambre Fetiche'in. Birbirini andıran
koyu-karanlık kasvetli amber, genel olarak Doğu-Arabik koku formunu
hatırlatıyor. Bir de onlara nargile dumanı, yanan pipo, tütsü benzeri koku
eklenince ortaya müthiş bir karışım çıkıyor. Zaten Ambre Fetiche'in tanıtımındaki
Doğu kültürüne ait ögelerden bahsedilmesi, konseptin bir bütün olarak doğru
verildiğini gösteriyor bize.
Bilemiyorum
bu yaştan sonra amber kokusu sevenler kulübüne mi katıldım? Ambre Sultan, Ambre
114 çok sevdiğim parfümler bu kategoride. Annick Goutal'ın Ambre Fetiche'ini de
çok beğendim. Bu tür egzotik amberi çarpıcı ve etkileyici buluyorum. Evet zaman
zaman deri montlara benzeyen deri-süet benzeri notalar ortaya çıkıp, algıları
zorlasa da, Ambre Fetiche güzel bir deneme. Çok yaratıcı mı? Değil. Benzersiz
mi? Tabii ki hayır. O, ismi gibi fetiş nesnesi olabilir mi? Sanmıyorum. Kullandığınız
zaman bol bol övgü alır mısınız? Pek mümkün görünmüyor. Fakat bu tarzın
sevenleri için denenmesi gereken eserlerden olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen pişman
olmayacaksınız.
Ambre
Fetiche, New Age metropol öğretilerinin değil, köklerini egzotizmden alan
söylencelerin, kara büyünün, veba hastalığının kırıp geçirdiği Orta Çağ Avrupa'sının,
kandiller ile aydınlatılan 17. yüzyıl caddelerinin, saray entrikalarının, Gotik
şatoların, karamsar-dahi bilim adamlarının, ruh hastası cellatların,
ezoterizmin, simyanın, ay ışığı altında Fas çöllerinde yapılan korkutucu
gezintilerden hoşlananların parfümü bence.
Provokatif
ve iddialı isme sahip Ambre Fetiche, tam bir mod parfümü. Her ortama uymayacak,
günlük kullanımda sırıtacak, özel yerlerin, sıradışı underground partilerin,
garip mistiklerin parfümü olmalı. Kanonik İncil'lere iman etmiş bir keşişin
parfümü olabilir mi? Ya da kuş uçmaz kervan geçmez dağın üzerine kurulmuş, etrafı
kayalıklarla ve uçurumlarla çevrili, sislerin içinde bulunan kiliseden gelen
koku olabilir mi Ambre Fetiche? Pek sanmıyorum.
Ambre
Fetiche'i, geceleri mezarlıklarda dolaşmayı seven, Death Metal dinleyen,
odasında mum ve tütsü kullanan, simsiyah makyajlı kızlar sevebilir. Eğer Özlem Tekin
bir parfüm kullanacak olsa muhtemelen bu, Ambre Fetiche olurdu.
Kaybettim
kendimi karanlıklarda
Unuttum
derdimi boş sokaklarda
Dolaştım
yollarda avare avare
Dolaştım
başı boş bir çocuk gibi saatlerce...
Luca
Turin'in kitabında Ambre Fetiche, yeşil limon amber olarak sınıflandırılmış.
Beş üzerinden iki puan verilerek pek beğenilmemiş. Bu puanı Luca Turin değil
Tania Sanchez vermiş. Kıyafet üzerinde plastiğimsi, üzerine ham petrol dökülmüş
deri gibi garip ve itici hal alan kokusu, ten üzerinde nefis hale geliyor.
Tende gerçek yüzünü ve derin karakterini gösteriyor. Onun içindir ki tam bir
ten parfümü olduğunu düşünüyorum.
Parfümün tasarımcısı olarak Isabelle Doyen görünüyor. Bayan Doyen, Annick Goutal'ın birçok parfümüne de imza atmış kişi. Eau
de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip Ambre Fetiche’in, kalıcılığı gayet
yeterli. Farkedilirliği de başlarda yüksek. İlerleyen saatlerde normale
dönüyor. Çoğu yerde uniseks olarak sınıflandırılsa da bence erkek kullanımı
için daha uygun. Soğuk kış günlerinde hele ki bu aralar olduğu gibi karlı
günlerde kullanmak, onu sevmenizi sağlayabilir. Yaş olarak ise genç
arkadaşların denemesini tavsiye etmem. Çünkü herkesin sevebileceği piyasa
parfümlerinden değil. Kullanması ve alışması zor bir parfüm.
Not:
Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.
Koku
Güzelliği:10/8
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)