3 Mayıs 2012 Perşembe

Ralph Lauren – Safari For Men (1992)



Ralph Lauren – Safari For Men (1992)  Markanın klasikler arasında yerini almış erkek parfümü.

Gece saat tam da 00.00’da yazmaya karar veriyorum. Bilgisayarın içindeki müzikler kulağımın içinde adeta, kulaklık marifetiyle. Bir taraftan IAMX – My Secret Friend çalarken, dört dakika altı saniye sonra bu sefer İIO – Runaway sırayı alıyor. Ve müzik listesindeki on dokuz şarkı gibi diğerleri sıranın kendilerine gelmesini bekliyor.

İçim nedense bir garip son 1-2 senedir. Yaşlanıyor muyum yoksa hayatı anlamaya mı başlıyorum emin değilim. Fakat emin olduğum bir şey var ki dünya iyiye doğru değil kötüye doğru gidiyor. İyi de var mı elle tutulur kanıtların diyecek olursanız da cevap verebileceğimi sanmıyorum. Ama bir şeyler olduğunu hissediyorum.

Acaba hayatın olağan akışı mı hızlanıyor? Yoksa insanoğlu artık endüstriyel hayata yabancılaşıyor mu? Yani her şeyin hatta ilişkilerin bile mekanikleştiği, içinin boşaldığı, arkadaşlıkların çıkar üzerine kurulduğu bir dünyaya doğru gittiğimize inancım artıyor.


Aslında her şeyin kocaman bir oyun olabileceği ihtimali Jim Carrey’nin o dramatik filmi “The Truman Show”’un  aklıma gelmesine sebep oluyor. Kariyerinin ilk yıllarında absürd-komedi filmler ile parlayan Jim Carrey’in bence en hüzünlü filmlerinden birisi. Hani şu hayatının aslında kocaman bir film stüdyosunda geçtiğini öğrendiği müthiş film. Yıllarca yaşadığı her şeyin aslında bir televizyon şovunun parçası olduğunu anladığında yaşadığı hayal kırıklığını sanırım ondan daha iyi başka bir oyuncu anlatamazdı.

                            The Truman Show'da Jim Carrey'in herşeyin bir oyun olduğunu anladığı sahne.

Yani aslında insanın hep eskiyi özlemek gibi bir refleksi var bence. Çocukken büyüklerin “Nerede o eski bayramlar” sözüyle bolca dalga geçerdik. Fakat şimdi düşünüyorum da acaba büyüklerimiz haklı mıydı? Eskilerin insan ilişkileri, hayatları, dünyaya bakışları daha mı doğruydu? Yoksa ileriye doğru akan her gün dibi görünmeyen bir uçuruma doğru mu gidiyoruz? Umarım öyle değildir. Zaten “ummaktan” başka elimizden ne gelebilir ki. Cher’in o güzel şarkısında söylediği gibi “Hayat o kadar güçlü ki…”

Yahu parfüm merakı içimizi kararttın. Kıvanç Tatlıtuğ’un baklavalarından yada Beren Saat’in nasıl tecavüze uğradığı gibi magazinsel konulardan bahset diyebilirsiniz. Yada 1 Mayıs’da aslanlar gibi yürüyen “Antikapitalist Müslüman Gençler”’den bahset. Hatta güncel siyasete gir. Satılmayan bir tiyatrolar kalmıştı, onu da özelleştiriyorlar. Yazsana iki cümle diyebilirsiniz. Özellikle yazmıyorum. Çünkü yazarsam çok ağır olacak tutamayacağım kendimi.

Konu yine dağılmaya başlarken küçük bir müdahale ile parfümlere döneyim. Çünkü Ralph Lauren – Safari For Men’i deneme sürecinde aklıma sürekli eski günler ve çocukluğum geldi. Bana bu hissi yaşatan durumun nedeni Safari’nin 1990’ların başında piyasaya sürülmesi ve döneminin bütün özelliklerini bünyesinde barındırması diyebilirim.


Fragrantica’da aromatik odunsu olarak sınıflandırılsa da bence Safari For Men şipre ve aromatik fujer karışımı ilginç bir yerde. Fakat aromatik fujer yönü daha ağır basıyor gibime geldi. Safari’nin açılışı tam bir şipre gibi. Otsu notalar, bergamot ve eski kokan turunçgiller sanki Christian Dior - Eau Sauvage havası veriyor başlangıca. Adeta eski bir kovboy filminden fırlamış karakterler gibi. Süper-erkeksi, modası geçmiş, biraz tozlu ve nostaljik. Günümüzün modern parfümlerine o kadar uzak ki. Bana eski limon kolonyalarını hatırlattı.

Orta notalara geçildiğinde kokusu oldukça değişiyor. İşte eski parfümlerin güzelliklerinden birisi de bu. Yeni parfümler gibi dümdüz kokular değiller. Üzerlerinde çalışılmış, detaylı ve size her an bir sürpriz yapabilir. Bu kısımda aromatik baharatlar hakim diyebilirim. Fakat öyle bildiğimiz bir tarçın-karanfil gibi kullanılmamış. Baharatlar çok egzotik haldeler. Evet sanırım doğru kelime “egzotik”. Nasıl anlatılır tam olarak bilemiyorum ama ferah hatta soğuk bir havası var baharatların. Çok yumuşak ve tahammül edilebilir. Diyebilirim ki parfümün bana en yakın gelen bölümü burası.


Alt notalarında ise tam bir 1980’ler parfümü gibi davranıyor. Aromatik odunsu notalar, deri, silhat üçlüsü sazı ele alıyor. Böylece tenden ayrılıyor.

Safari For Men kim ne derse desin eski dünyadan kopup gelmiş ve yolunu kaybetmiş bir zaman yolcusu gibi. Günümüzün parfüm trendleri ile uzaktan yakından ilgisi yok. Hatta bu kokuyu duyan bir çok genç arkadaş muhtemelen sağa sola kaçışacaktır. Bir kere bildiğimiz anlamda çok tatlı bir yapısı yok. Evet orta notalarda biraz tatlılık hissediliyor ama kesinlikle baygın bir kullanım değil. Safari’yi kısaca şöyle kritik edebilirim: Başlangıcını sevmedim, orta notaları sevdim, alt notaları ise hiç bana göre değil.


“Biraz da eski kokuları incele parfüm merakı” istekleri üzerine başvurduğum bir arkadaştı Safari. Açıkçası bu tarzdaki parfümlerle aramın pek iyi olmadığını daha önceleri de söylemiştim. Fakat bunu bir önyargı olarak değil, olgu olarak düşünebilirsiniz. Belki de bu tür parfümler daha 35 yaş ve üzerindeki erkekleri hedeflediği içindir. Ama bir türlü sevesim gelmiyor. Safari’nin kokusu bana erkeklerin kullandığı traş köpüklerini hatırlattı.

Buradan Safari’nin başarısız bir parfüm olduğu anlaşılmamalı. Genel olarak detaylı ve belli bir kalitenin üzerindeki yapısı memnun edici. Kendine özgü duruşu var. Bir dönemin ruhunu yansıtan klasiklerden birisi. Özellikle bu tarz erkeksi ve maço parfümleri sevenlerin ilgisini çekeceğine eminim. Birebir benzemeseler de Guy Laroche – Drakkar Noir ve Polo Crest’e yakın diyebilirim kokusu.


Safari For Men tam bir erkek parfümü. Bir kadında düşünemiyorum. Çok sıcak yaz günleri dışında her zaman kullanılabilir. Aman denemeden almayın yoksa pişman olabilirsiniz.

Artıları:
+ Orta notaları fena değil.
+ Böylesi erkeksi kokuları sevenlerin oldukça hoşuna gidecektir.

Eksileri:
- Başlangıcını sevemedim.
- Herkesin sevebileceği bir parfüm değil. Almadan önce denemeniz yerinde olacaktır.
- Benim için biraz fazla “eski” kokuyor.

Koku Güzelliği:10/6

25 yorum:

  1. Parfüm merakı ck-man/hilfiger 1985 noldu bi köşeye mi attın :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla onlar biraz daha bekleyecek gibiler Volkan. Belki de beklemezler. Kim bilir :))

      Sil
  2. hocam hiç bişey beğenmiyosun sende, nasıl olacak :|

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onur, önümüze gelen her şeyi beğenmek mi daha iyi biraz seçici olmak mı?

      Sağdaki bölümde en sevdiğim parfümler var. Ayrıca oraya yazmadığım bir çok parfüm var hoşuma giden. Demek ki bir şeyleri beğeniyorum :))

      Sil
  3. Parfüm incelemesi diye geldim o baştaki yazı şu anki ruh halim ve yeni yaşadığım olaylarla birleşince bir garip oldum. Arada değinmek lazım bu insanların duygusuzlaşması meselesine.
    Neyse ben de yorumumu burda parfüme çevireyim. Çok övülen az bulunan eski maskülen bir koku safari başka yerlerdeki incelemelere de bakarsak. Bir ara o kadar çok bu parfümü öven bir inceleme okudum ki neredeyse alıyordum gözüm kapalı hem de hayli yüksek fiyata. İyi ki almamışım diyorum şimdi. İlerde bulabilirsem denerim ama piyasada bulmak da pek kolay değil zaten bu parfümü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence burdaki yorumların etkisinin altına kalmaman lazım cünkü Parfüm Merakı arkadaşımız kendi fikrini yazmış fakat o öyle yazmış diye öylemidir tartışılır.Kendisi YSL Body Kourosu beyenmemis ve kendisinin beyendiği ürünler (Costume National ve Serge Lutens -Chergui) bi kokla istersen ve ondan sonra karar ver buranın yorumları nekadar sağlıklı olp olmadığı konusunda

      Sil
  4. Parfüm merakı yazılarını yazarken takındığın ciddiyeti bir kenara bırakıp cevap vereceksin hatta geçiştirmek için çaba sarf edeceksin ve yine hatta espiriye vurup mizah güdeceksin...Kim bilir belki tüm bunlardan arınıp seni takip ettiğim gibi doyurursun beni...Kimsin,,nerede yaşıyorsun,İsmin ne hayata bakış açın nasıl...vb?Birgün de parfüm öncesi seni yorumlayalım seni merak ediyoruz ya bu blogda seni okuyalım ne dersin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya gezegeni üzerinde yaşayan sıradan bir parfüm severim. İsimlerin, nerede yaşadığımızın ne önemi var ki?

      Parfüm merakı blogunda ilginç atraksiyonlara tabiki yer verebiliriz.

      Sil
    2. İsim belli, ya Aydın ya Raşit :) ben de yaşınızı merak edenler arasındayım. Ama bu merak sizin kişisel bilgilerinizi öğrenmek için değil parfüm incelemeleri yaparken yaşın da etkili olmasından. Bunu saklı tutmak isteyişinizi de anlayışla karşılıyorum, ileride belki video incelemeler gelir bazı okurlar bazı sorulara cevap bulmuş olur :)

      Sil
  5. hem modern hemde eskı kokuları sevebılıyor olmam benım ıcın buyuk bır şans.
    burnumun sevdıgı her parfumu eskı yada modern ayırmaksızın kullanmak gercekten benı sevındırıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım aynı kafadayiz seninle bugün safarinin after shave olanini aldım. Hem eski hem de yeni gayet güzel ve sevilesi kolleksiyonum olmakta. Burun güzeli her zaman alıyor..

      Sil
  6. Polo classic ve safari bu iki koku ralph lauren markasının çıkardığı diğer parfümlerden kalite olarak kat kat üstün parfümler bence. kokuları bugün ki trendy parfümlerden farklı belki herkese hitap etmeyecek tarzda belki ama burnunun kıymetini bilen, ona değer veren koku severler için mutlaka denenmesi gereken iki koku diye düşünüyorum, safari benim kör alış yaptığım ve hiç pişman olmadığım bir parfüm oldu ve bugüne kadar bir kişiden dahi kötü bir geri dönüş almadığımı belirtmek isterim.

    YanıtlaSil
  7. Parfüm merakı bugün sölemesi ayıp biraz alışveriş yaptım hilfiger den bide dedim son çıkan parfümü prep var bi deneyim parfüm ck free aynı çıktı ya okadar şaşırdımki bukadar benzerlik olmaz dedim içimden.:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Volkan zaten markalar birbirlerinin aynı parfümler çıkarıyorlar artık. Bir parfüm çok tutunca diğerleri de benzerlerini üretiyorlar neredeyse. Tuhaf bir dönemdeyiz.

      Sil
  8. sen varya brader burunsuz ibişsin bence...sen gokunun k sinden de g sindende anlamıyon...git dior kokla sen zabah ağşam...

    YanıtlaSil
  9. big pony 2 red men nasıl peki koku güzelliği fark edilebilirliği ve de kalıcılığı 10 üzernden kaç acaba

    YanıtlaSil
  10. bn16 yşndayım peki bana önerebileceğiniz bi prfm varmı esmer tenliyim klıcılığı iyi kokusu gzl frkedileblir biprfm vrmı bide :D bynlrın hoşuna gden

    YanıtlaSil
  11. Polo safari ye 10/6 vermek mi. Sizin kullanacağınız tarzda parfüm olmaması kokunun kalitesini düşürmez mesala dior homme benim kesinlikle kullanmayacağım bir parfümdür benim için fazla unisex dir. Ama dior homme için şunu her zaman söylerim parfüm olarak gerçekten çok çok kaliteli yapaylık hissi vermeyen bir parfümdür. Blogunuza ilk rastladığımda merakla bi 10-15 parfüm rastgele parfüm incelemenizi okumuştum sentetik kokuları sevmediğinizi anlamıştım kesinlikle ben de sevmem bu yüzden tavsiye alabileceğim bir blog olduğunu düşünmüştüm sonra genelde unisex parfüm dışındaki bildiğim kaliteli kokulara olumsuz yorumlarınızı gördüm sonradan ise polo safari ve polo crest e 10/5 -10/6 gibi puanlar görünce artık blog u kesinlikle takip etmem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 10 üzerinden verilen puan parfümün koku güzelliğine kalitesine değil. Koku güzelliği de göreceli olduğu için normaldir.

      Sil
  12. Ben bu parfümü duty freede denedim. Çok tecrübeli bir parfümsever değilim ondan yazacaklarımı mazur görün. Parfüm bana baharat bombası gibi geldi. Spicebomb adı bu parfüme daha çok yakışırdı. Resmen çok baharatlı bir yemek kokluyor gibi hissettim kendimi. Genç arkadaşlar internetten alayım demesin. Kesinlikle denenmeli öyle alınmalı zaten herkesin taşıyabileceği bir parfüm de değil.

    YanıtlaSil
  13. Zaten yorumların kişisel görüş olduğunu her seferinde dile getiriyor. Safari'ye 6 vermesi, kokunun 6'lık olmasını değil, onun beğenisinin 6 olmasını ifade ediyor.

    YanıtlaSil
  14. Erkeklerin kullandığı tıraş köpüğü mü :) hocam kadınlar tıraş köpüğü kullanıyor da bizim haberimiz mi yok ! neyse konuya geçelim bir çok incelemenize katılmasamda bu incelemeniz katılıyorum ve 60 yaşının altında kimsenin kullanmamasını öneriyorum.
    Bora Sancaklı

    YanıtlaSil