30 Eylül 2013 Pazartesi

Acqua di Parma – Mirto di Panarea (2008)


Acqua di Parma – Mirto di Panarea (2008)

2000 yılında Unesco'nun Dünya Kültür Mirası listesine giren Aeolia Adaları, İtalya'nın Tiren denizindeki yedi adadan oluşuyor. Lipari Adaları olarak da bilinen bu coğrafyanın, jeolojik olarak iki milyon yılda oluştuğu tahmin ediliyor. Bu yedi güzel adanın oluşması muhtemelen büyük bir volkanik patlama sonrası gerçekleşmiş. Zaten adaların zengin bitki örtüsüne sahip olması, bu kanıyı güçlendiriyor.

Bu adaların en küçüklerinden birisi Panarea. Özellikle son yıllarda oldukça ilgi çekici turizm destinasyonu olmuş durumda. Kış mevsiminde yaşayanların sayısı sadece yüzlerle ifade edilse de yaz mevsiminde dünya jet sosyetesinin uğrak yerlerinden birisi olduğu söyleniyor. Hatta Capri ve Sardunya gibi İtalya'nın popüler turizm merkezlerine bile rakip olmaya başlamış.

Bembeyaz duvarlı dar sokakları, tek katlı klasik Akdeniz mimarisine sahip evleriyle Panarea, küçük bir balıkçı kasabası aslında. Bu anlamda bana Yunanistan'ın Akdeniz'deki o nefis adalarını hatırlatıyor. Enteresan şekilde Akdenize kıyısı olan bütün ülkelerde (Yunanistan, İtalya, Fransa) bu mimari dikkatle korunurken, bırakın kıyıları yerleşime açmayı, eski evlerinin pervazlarının hangi renge boyanacağına bile özen gösterilirken, ülkemizdeyse plansız, kimliksiz, kaba bir köşe dönmece aygıtı olarak kullanılıyor turizm ne yazık ki. Çirkin beton yığınları haline dönmüş durumdaki Akdeniz sahillerimizle ne kadar övünsek azdır gerçekten de... Ah be arkadaşlar. 2013 yılının Eylül ayında mı aklınıza geldi bu kıyıların işgal altında olduğu ve doğal güzelliklerinin kaybolduğu. Kıyılardaki Sit alanlarını ben mi imara açtım? Oraya kıyı kanununu çiğneyen beş yıldızlı otellerin dikilmesine ben mi izin verdim? Turizm böyle mi gelişir? Elindeki doğal güzellikleri koruyup, restore edemedikten sonra ne önemi kalıyor hepsi birbirine benzer beton yığını otellerin. İşte önünüzde bir sürü örnek. O beğenmediğiniz Yunanistan'ın Santorini, Mikanos, Simi adalarına bir bakın da geleneksel mimari nasıl özenle korunuyor ve yaşatılıyor görün.


Evet konumuzdan uzaklaşmadan Panarea adasında yetişen mersin ağacına geçebiliriz. Yüz civarında türü olduğu söylenen mersin ağacının İtalyacası Mirto, İngilizcesiyse Myrtle. Özellikle Akdeniz kıyılarında kendiliğinden yetişen, Mayıs-Haziran ayları arasında, beyaz renkli çiçekler açan, yapraklarını  dökmeyen bir ağaççıkmış. Mersin ise meyveleri nohut büyüklüğünde, beyaz üzerine morumsu siyah lekeleri olan bir yemiş türü.

İşte tam da bu noktada asıl ilgi alanımıza geleyim. İtalyan niş parfüm evi Acqua di Parma, yine kendi ülkesinin iki güzel nesnesini bir araya getirmiş parfümünde. Panarea adası ve mersin bitkisi. "Panarea'nın Mersini" anlamına gelen ismi ne kadar da Akdenizli. Hiç merak etmeyin çünkü Acqua di Parma, bu parfümünü Blu Mediterraneo serisine layık görmüş. Kendi sitelerinde şöyle tanıtılmış Mirto di Panarea:

"Bu parfüm Panarea'nın saf ve aydınlık doğasını, adada kendiliğinden yetişen sakız ağacı, sabır otu (agave) ve katır tırnaklarının arasında ortaya çıkan mersin ile yansıtır. Akdenizin bu tipik makisi, parlak yeşil yaprakları, küçük, zarif beyaz çiçekleri ve bunların mor meyveleriyle, bu vahşi mitsel çalı, yoğun ve kuvvetli bir koku yayar. Huzur verici, sakinleştirici, temizleyici özellikleri ve özündeki aktif içerikleri sayesinde önemli ölçüde yenilenme gücü sağlamasıyla antik dönemlerden beri bilinmektedir."


Fragrantica'da odunsu aromatik olarak sınıflandırılmış. Üzerime ilk sıktığımda karşıma ferah turunçgiller, yeşil sabunsu yapraklar çıkıyor. Biraz da buruk aromatik otlar. Muhtemelen fesleğen baş rolde. Başlangıcı için fesleğenli yeşil turunçgiller diyebilirim. Doğal, ferah ve güzel. Beğendim üst notalarını. İlerleyen dakikalarda kokusunda büyük değişim olmuyor. Yeşil koku geri plana geçerken, turunçgillere tatlımsı meyveler ekleniyor. Sanırım parfüme ismini veren mersin meyvesi. Aromatik otlar hala etkili bu kısımda. Azıcık da çiçekler (gül, leylak veya yasemin). Parfümün en sevdiğim yeri orta notalar oldu. Gayet başarılı buldum. Geçeyim sonlarına. Ferah turunçgillerin biraz kalitesi düşüyor burada. Pek sevmediğim amber ve standart odunsu notalar ekleniyor kapanışta. Bence parfümün en sıradan kısmı alt notaları olmuş.

Mirto di Panarea, ferah, kaliteli, temiz, sabunsu, hafiften yeşil kokuya sahip. Güzel turunçgiller her daim ön planda. Orta kısımda ağırlık mersin meyvesine geçerken, sonlarda odunsu amber olarak tenden ayrılıyor. Genel anlamda başarılı ve hoş. Orta kısımdan itibaren biraz tatlılık kazanıyor kokusu. Çoğu kişinin sevebileceğini düşünüyorum bu parfümü. Herhangi zorlama tarafı yok. Dikkat çeken uyumsuzluk yok. Sonları dışında gayet güzel olduğunu söyleyebilirim.

Kullanılan turunçgillerin, aromatik Akdeniz otlarıyla harmanlanması çok iyi fikir. Bu anlamda hakkını teslim etmek lazım. Enteresan kokusu var. Daha önce benzerine rastladığımı hatırlamıyorum. Bir yaz parfümü için yeterli kalitede. Fakat aklınızı başından alacak kadar da değil tabiki. Yine de sıcak yaz günleri için güçlü alternatiflerden birisi olarak düşünülebilir.

                       Sadece Get Lucky değil, bu şarkı da bana Akdeniz sahillerinin sonbaharını hatırlatıyor.

Bu parfüm bana Daft Punk'ın Pharrell Williams ile beraber yaptığı şarkısı Get Lucky'i hatırlattı. Eylül ayının sonları. Panarea adasında denizin kenarındaki küçük bir balıkçı barınağında oturup, masmavi denizi seyrediyorsunuz. Masanızda naneli bir limonata. Arkalardan bir yerden gelen Get Lucky şarkısı önce kulaklarınızı, daha sonra beyninizin sesleri ayırt eden bölgesini mest ediyor. Adadan ayrılan son tatilcilere bakınıyorsunuz. Yanınızda sırnaşık bir sokak kedisi. Sizinle beraber iskeleye bakıyor. Adanın kalabalığının azalmasından o da memnun büyük ihtimalle. Kış mevsiminde sadece üç yüz kişinin yaşadığı bu dünya güzeli adada, bir sonraki yaz mevsimine kadar hayat kendi halinde devam edecek. Sırtınızı verdiğiniz tepeden esen hafif bir rüzgar, mis gibi çiçek kokularını burnunuza taşıyor. Bu bir şölen olmalı... Güzel kokuların şöleni. Hayatın şöleni. Yaşamanın güzelliğinin şöleni. Hedonist bir şölen…

Blu Mediterraneo serisine ait parfümlerin önemli avantajlarından birisi de çok uygun fiyatlara ülkemizde satılmaları. Bu denediğim ikinci Blu Mediterraneo parfümü. Masmavi şişelerine bakıp yine deniz veya su merkezli bir koku beklerken, pek de öyle olmadığını fark ettim. Mirto di Panarea, akuatik izler taşımıyor. Onun yerine meyveli-odunsu turunçgiller ağırlıklı yapısıyla öne çıkıyor.

Parfümümüz diğer kardeşleri gibi uniseks olarak satılıyor. Zaman zaman biraz kadınsı yanları olsa da başarılı şekilde denge kurulmuş. Bence hem erkekler hem de kadınlar kullanabilir.


Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Artıları:
+ Başlangıcı güzel.
+ Orta kısmı nefis.
+ Genel olarak temiz kokan, kaliteli bir arkadaş.
+ Deneyen çoğu kişinin beğeneceğini düşünüyorum.

Eksileri:
- Sonlarını sevemedim.
- Fark edilirliği düşük.

Koku Güzelliği: 10/7.5

6 yorum:

  1. En begendigim parma kokularindan. Evet zalim degil ama koku kalite kokuyor.

    YanıtlaSil
  2. Üstadın aksine dip notalara aquatik hatta yosun kokusu var diyebilirim :)) Aynı kokunun farklı kokması durumu olabilir (creed'ler gibi) Biraz daha kalıcı olsa Acqua en iyi yaz kokularında ilk 5 derdim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daniel, bence akuatiklik varsa o da başlangıcında yada orta kısmında var. Sonlarında turunçgil destekli sıradan odunsu notalar hissettim.

      Acqua di Parma'ların Creed'ler gibi her serisinin farklı kokma gibi bir durumuna dair bilgiye rastlamadım. Sadece algıladığımız kokular değişiklik gösteriyor olabilir.

      Sil
    2. Algı sıralaması farklı :)) Ben başlarda çok fazla turunçgil ve müthiş uyumlu bir harman olduğunu düşünüyorum..Sonlarda klasik amber kullanımına biraz aquatik notalar eşlik ediyor..Senin yorumdan sonra bi daha kullandım parfümü :))

      Sil
  3. merhabalar %100 orjinal parfümler burda mevcut eğer ilgilenirseniz adresten ulaşabilirsiniz .http://www.gittigidiyor.com/arama/?satici=sevilparfum

    YanıtlaSil
  4. Acqua di Parma – Mirto di Panarea denedim raşit beyin yorumları çok yerinde neşe dolu pozitif eğlenceli yani tam bir yaz kokusu.. koku güzelliği ortalamanın biraz üstünde denenmesi gereken koku fakat şişe alınırmı muamma kalıcılığı zayıf farkedlirliği ortalama

    YanıtlaSil