6 Ekim 2013 Pazar

Serge Lutens – Cuir Mauresque (1996)


Serge Lutens – Cuir Mauresque (1996)

Sanırım 15-16 yaşlarındaydım. O zamanlar yaşadığımız Uşak ili, küçük sayılabilecek bir şehirdi. Aklımda kalan arkadaşlarımdan birisini hatırlıyorum. Sarışındı. Renkli gözlüydü. Yakışıklıydı. Bizden 2-3 yaş büyüktü. Ailesinin maddi durumu kötüydü. Babaları yoktu. Bütün yük evin erkeği olarak onun sırtındaydı. Oysa o da daha çocuk sayılırdı. Fakat hayat bazen insanları öyle yerlere sürükler ki, bir bakmışsınız 19 yaşında kocaman bir adam oluvermişsiniz. Yada 15 yaşında kocaman bir kadın. Elimizden bir şey gelmese de kabul etmek zorunda kalırız o rolü.

O arkadaşım bana çalıştığı tabakhaneden bahsederdi. Oranın ne kadar kötü çalışma şartlarına sahip bir yer olduğunu, oradan ne kadar nefret ettiğini, oranın kokusunun nasıl dayanılmaz olduğunu anlatırdı. O yaşlarda, "cehennem böyle bir yerdir herhalde" diye düşünürdüm. Gerçektende dünyanın en zor işlerinden birisidir tabakhane işçiliği. Çoğu insan fazla dayanamaz orada çalışmaya. Ya hasta olur bırakır, yada çalışma şartlarına tahammül edemez.

Tabakhane, ham haldeki derilerin getirilip, değişik işlemlerden geçirilerek işlendiği yerdir. Detaylarını tam bilmediğim bu işlemden sonra kullanılabilecek hale gelen deri, moda ve hazır giyim sektörünün beğenisine sunulur. Mağazalarda afilli askılarda gördüğünüz o güzelim deri ceketlerin ve uçuk fiyatlı deri işlerinin geri planında çok büyük bir emek vardır. Anlatması ve dayanması çok zor bir emek.


Kuzey Afrika'nın güzel ülkesi Fas, deri işleri alanında iddialı. Geçtiğimiz aylarda bir televizyon kanalındaki belgeselde izlemiştim Fas'taki deri üretimini. Muhtemelen ülkemizdekinden çok daha ilkel ve sağlıksız koşullarda yapılan deri işlemesi, yakın zamanda oldukça eleştiri konusu oluyordu yabancı basın tarafından. Euronews'in internet sitesinde rastladığım şu cümle sanırım her şeyi özetliyor: "Dericilik Fas’ın en eski üretim kollarından biri, bir gelenek. Ama aynı zamanda çevreyi en çok kirleteni."

Dünya niş parfümcülüğünün belki de en ilgi çekici, farklı ve "derin" şahsiyetlerinden Serge Lutens'in, Kuzey Afrika kültürüne olan hayranlığını daha önce söylemiştim diye hatırlıyorum. Bir çok parfümünün ilhamını buradan aldığını söylüyor kendisi de. Hatta bu hayranlığı o kadar fazla ki, orada ev alacak kadar ilgi duyuyor. Bugün Serge Lutens'in Fas'taki evi, çok kullanılmasa da gelen turistlerin gezip, fotoğraf çektiği bir yer. Fas'ın turizmine katkı sağladığı bile söylenebilir.

Mağribilere ve genel anlamda Kuzey Afrika kültürüne olan bu sevgi, sadece lafta kalmıyor tabiki. Serge Lutens, 1996 yılında çıkardığı deri temalı parfümüne Cuir Mauresque (Mağribi Derisi) ismini vererek, bu coğrafyayla arasındaki duygusal bağlara yenisi ekliyor olabilir. Hem de çok zor silinebilecek bir imza.


Kendi sitelerinde "Fouets de Velours/Sudden Sweetness" serisine mensup olarak gösterilmiş Cuir Mauresque. Deri olarak sınıflandırılıyor. Cuir Mauresque'in açılışı daha önce rastlamadığım tuhaflıktaki portakal-portakal çiçeği kokusuyla gerçekleşiyor. Normalde ferah ve hafif olarak kullanılan portakal, burada yağlı (hacı yağı kıvamında), kimyasal, ağır ve yapay kokuyor. Sanırım portakala baharatlar eşlik ediyor. Küçük hindistan cevizi ve kakule olabilir. Garip ve sevmesi zor açılışı var. Çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Orta kısma gelindiğinde ortaya parfüme ismini veren deri çıkıyor. Karanlık ve biraz plastiğimsi deri şaşırttı beni. Bu andan itibaren oldukça tatlanıyor kokusu. Tatlımsı deriye baharatların desteği devam ediyor. Fakat daha da çeşitleniyor baharatlar. Karanfil, tarçın, zencefil, kimyon olabilir. Orta notalar tatlımsı karanlık deri ve baharatların hakimiyetinde. Deri her daim ön planda. Baharatlar geriden destek veriyor. Orta bölümde enteresan bir hayvansallık da kendisini gösteriyor. Abartılı bir şekilde kullanılmamış neyseki. Baharatlı hayvansal deri dersem yanlış olmaz. Geçelim sonlara. Alt notalarda karanlık derinin hala etkileri görülüyor. Bu andan itibaren nefis bir amber çıkıyor ortaya. Bu egzotik amber beni benden alıyor. Açık ara parfümün en sevdiğim yeri oluyor. Böylece de tenden ayrılıyor.

Cuir Mauresque, Serge Lutens ile Christopher Sheldrake işbirliğinin ürünü. Erken dönem Lutens'lerden olması benim açımdan sevindirici. Çünkü Lutens'in sanatının nereden nereye geldiğini takip etmek anlamında ilginç bir yolculuk. Zaten Cuir Mauresque, ileride tasarlanacak müthiş Lutens parfümlerinin ip uçlarını 1996 yılında vermeye başlamış. Ne demek istediğimi daha detaylı açıklayayım.

Parfümün başlangıcı ciddi oranda portakal çiçeği esanslarını hatırlatıyor. Bana hacı yağlarındaki o yağlımsı ağır kokuyu hatırlattı. Şimdi burada neden portakal çiçeği kullanmış Lutens? Parfümün Mağribilerden ilhamını aldığını düşünürsek, Ortadoğu/Arap coğrafyasına gönderme yapıldığını düşünebiliriz. Her ne kadar Kuzey Afrika farklı bir kültür denizi olsa da yine de doğuya ait bir bölge ortalama Avrupalının zihninde. Lutens bu anlamda batılı parfüm severlerin bilinçaltına seslenmiş olabilir üst notalarla. Çok ağır ve medikal ürünler gibi kokan başlangıcını sevemedim. Fakat çok kendine özgü olduğunu söyleyebilirim. Sonuçta bu tür bir koku bilinçli olarak seçilmiştir.


Orta kısımda deri, tamamen ortaya çıkıyor ve direksiyonu eline alıyor. Buradaki deri, Fas'taki deri işletmelerine gönderme olarak düşünülebilir. Fakat deri, karanlık ve plastiğimsi. Şimdi neden böyle bir deri kullandığını anlayamadım. Bu derinin Lutens klasiği tatlımsı-meyvesi baharatlar ve hayvansallıkla desteklenmesi çok iyi fikir. Acaba derinin bu kadar yapay olmasında parfümün reformüle edilmesinin payı var mı merak etmekteyim. Malum 1996 yılında çıkmış bir parfümün reformüle olma ihtimali yüksek.

Son kısımda "ben bu filmi daha önce seyretmiştim" hissini yaşıyorum. O kadar tanıdık bir amber kokusu ki hemen hatırlıyorum. Lutens'in nefis parfümü Ambre Sultan'daki gibi egzotik ve gizemli amber alt notalara saklanmış. Ve zamanı geldiğinde karşınıza çıkıveriyor. Harika bir sürpriz yapıyor. Görülmeye değer bu amber.

Tatlı, karanlık, reçinemsi, dumansı, derin, detaylı, sert, biraz kaba, algıları zorlayan, alışması zor, Arap esintili, doğulu, serseri ve biraz pis. Hepsinden bir parçayı içinde barındırıyor. Cuir Mauresque'in başlangıcını kendime yakın bulamadım. Orta kısmına alışamadım. Sonlarına bayıldım. Kendi içimde gel-gitler yaşattı bana. Sevmemek ve çok sevmek arasında gidip geldim. Çünkü genel karakteri aynen böyle. Sevenler çok sevecek, sevmeyenler hızla ondan uzaklaşacak.

                                                              Cuir Mauresque video -duftarchive.de-

Bu sevmesi ve kullanması zor parfüm zaman zaman ayakkabı boyalarına zaman zaman motor yağlarına zaman zaman hacı yağlarına zaman zaman egzotik Fas'ın dar sokaklarındaki baharat dükkanlarına zaman zaman çarpıcı ve eşine az rastlanır deriye benziyor. Bir yönden diğer tarafa savrulurken, onu sevmek ile sevmemek arasında tereddüt yaşıyorsunuz. Çoğu zaman ne düşüneceğinizi bilmiyorsunuz. Bir yanda tatlımsı meyveler, baharatlar ve ambere hayran kalırken, diğer taraftan portakal ve derinin yapaylığını ve tuhaflığını yadırgıyorsunuz. Genel olarak bakarsam kokusu için portakallı, hayvansı, tatlı baharatlı deri diyebilirim. 

Cuir Mauresque, Lutens sanatının bazı öğelerini içerisinde barındırıyor. Buna şüphe yok. Fakat asla konforlu bir deri parfümü değil. Eğer Tuscan Leather'ı severek kullanıyorsanız aynen devam edin ve Cuir Mauresque'e geçmeyi düşünmeyin. Fakat yeni bir serüven yaşamak istiyorsanız ve herkesin gittiği yollar size sıkıcı geliyorsa Cuir Mauresque'e bir şans verin. Çünkü oldukça şaşıracaksınız onu kokladığınızda.

Orta kısımdan itibaren artan tatlılık, alt notalarda azalıyor neyseki. Lutens'in artık imzası olan tatlımsı kuru meyveler ve baharatlar işbirliği aynen görülmekte. Hayvansallık için muhtemelen civet kullanılmış ama yoğun değil neyseki. Çok yüksek kaliteli parfüm hissi vermese de enteresan bir deneyim olduğunu söyleyebilirim.


Serge Lutens bir söyleşisinde şunları söylemiş parfümüyle ilgili: "En sıradan ve korkunç parfümü bile, çok çekici olduğunu düşündüğüm biri tarafından sürülmesi halinde beğenebilirim. Kişisel olarak çok sık parfüm kullanmam ama kullandığım zaman da - ki size de bunu öneririm - cömertçe uygularım ki böylece ne kullandığımı rahatça söyleyebilirsiniz. Cuir Mauresque’i, hem ismi hem de akasya üzerinde kurutulmuş Kordoba derisine benzeyen kokusu için tercih ediyorum."

Parfüm kritikçisi Luca Turin'in kitabında Cuir Mauresque, tatlı deri olarak sınıflandırılmış ve beş üzerinden üç yıldız verilmiş. Tania hanımın verdiği nota bende aynen katılıyorum.

Kokusunun tasarımını dünyaca ünlü parfümör Christopher Sheldrake yapmış. Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip. Uniseks olarak sunulmuş fakat bence erkek kullanımına daha yakın. Bir kadında böylesi hayvansallık içeren deri ne kadar uygun olur şüphelerim var. Tam bir sonbahar-kış parfümü. Soğuk havalarda etkisi daha enteresan olacaktır. Sıcak havalarda boğucu olma ihtimali yüksek. Bence otuz yaş ve üzerindeki erkeklere uyar. Genç arkadaşların taşıyabileceği gibi değil. Kalıcılığı gayet iyi. Fark edilirliği yüksek. Çok kullanmak sıkıntı yaratabilir. Dozajını iyi ayarlamak gerekiyor.


Artıları:
+ Sonlarını sevdim.
+ Alışılmadık bir macera istiyorsanız Cuir Mauresque sizi bekliyor.
+ Kalıcılık ve fark edilirliği iyi.

Eksileri:
- Başlangıcını sevemedim.
- Orta kısmı da bana göre değil.
- Herkesin sevemeyeceği garip tarzı.
- Her yerde bulmak zor. Fiyatı yüksek.

Koku Güzelliği:10/6.5

28 yorum:

  1. Denemiştım bunu. O ortadaki deri biraz rahatsız edici. Ama harman olarak çok iyhp

    YanıtlaSil
  2. İncelemenle doğrudan alakalı değil ama sen arap kültründen bahsedince aklıma geldi. Bu aralar bildiğin gibi markaların öd temalı parfümleri biraz ön planda. Ve sanırım bu koku avrupalılar için falan baya ilgi çekici geliyormuş. Peki bu öd kokusunu nasıl tarif edebilirsin. Galiba bizim kültüre pek uymuyormuş kokusu? Hatta geçenlerde cerruti 1881 black almaya niyetlendim ama içinde öd olduğunu görünce tereddütte kaldım.. Biraz bilgi verebilir misin?
    Bu arada inceleme için ayrıca teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acımsı bir ağaç kokusudur öd. Arap ülkesinin en degerlisi sayılır. Düzgün kullanılırsa güzeldir.

      Sil
    2. Peki cerruti 1881 black için ne dersiniz?

      Sil
    3. Onu denemedig için bisey diyemicem

      Sil
    4. Hahaha :-) adam çözmüş. En sevdiğim degilde, güzel kulanıldığı zaman seviyorum. Mesela mfk oudları begenmedim. Tamamen odun çünkü.

      Sil
    5. Kokladım, leş :-)

      Sil
    6. Cerruti 1881 Black'i bilmiyorum ama klasik olanı bence pek bir özelliği olmayan sırf genel beğeniye hitap etsin diye yapıldı da diyemeyeceğim, çünkü ilk açılışı bu bir mübalağa değil aynı tütün kolonyası gibi kokan vasat bir parfüm.

      Sil
  3. hala bu utkunun mesajlarını yayınlıyorsun ya sana helal olsun PM

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakaret, küfür, nefret suçları içeren mesajlar dışındaki her mesajı insanların düşünme ve konuşma özgürlüğüne saygı anlamında yayınlıyorum.

      Eğer Utku ile kişisel bir probleminiz varsa bunu, benimle değil Utku'yla çözmenizi tavsiye ederim.

      Sil
    2. Cevap vermeye bile değmez bu tiplere :-) forumdan, gizli kimligiyle gelmiş biri bu

      Sil
    3. Forum demisken emek hirsizi bir insanin benim gözümde gerçek bir hirsizdan farki yoktur.Yabancı forumlardan arakladigin yazilari forumda yorum diye yayınlayan bir insansin sen.Polis olmasan kimliğimi de gizlemezdim merak etme.Basima dert almak istemiyorum.Şahin PM forumda znldmr gibi utku için de oylama yapilmasini istiyorum.Millete sahte black orchid sattiktan sonra durumunun olmadigini söyleyip sonra milletten tonla parfüm alan birini nazil forumda barindiriyorsun hayret ediyorum

      Sil
    4. Kimsen adam gibi kimligini verirsin. Gölgenden korkuyosun ama dil maşallah pabuç. Ayrıca benim kimseye sahte ürün sattıgım yok. Sor bakalım, kaç kışiye satmışımda sahte çıkmıs. O black orchidide zaten kabullendim koçum ben. Yoksa hala yüz bulup durmam burda sen o kafanı yorma. Bilim bilmeden de maval okuma. Forumda yaptıgım 3 yorumlama dışında, bak bakalım hangisi çeviri. Parfüm alıyorum evet. Aldıgım kişiye sor bakalım nasıl alıyorum. Fazla HOROZ yeme ;-) Ben senin kim olduğunu çok iyi biliyorum ya, o da bende kalsın.

      Sil
    5. Polis olduğumu bildigine göre apaçık forumdansın. Ama bilmiyosun ki Bilişim Şube diye bişey var. Cep Telefonu Ve Bilgisayar bilisiminden anında navigasyon çıkartıyorlar. Sanırım bunu unuttun ?

      Sil
    6. Ayrıca, oylamaya açığım. Hatta kendi oylamamı kendim açarım ;-) bu kadar tam güvenim.

      Sil
    7. ya PM apaçık tehtid ediyor bu adam lütfen gereğini yap.

      Sil
    8. Kimse kimseyi tehdit edemez benim blogumda. Burası kabadayılık yapılacak yer değil, parfüm blogu.

      Sil
    9. Kimseyi tehdit ettigim yok. Yaptigınin farkındasın ki, tehdit olarak görüyosun.

      Sil
  4. Raşit Bey her ne kadar kokusunu bilmesem de, anlatımınla ben de çok değişik bir atmosfer yarattı. Serge Lutens parfümlerini şu ana kadar hiç koklama şansım olmadı ama senin anlatımınla beraber ben de oluşturdukları atmosfer gerçekten de ihtişamlı.

    YanıtlaSil
  5. Parfum meraki merhabalar gecenlerde pino ya benzer ama daha degisik baharatli bir koku kokladim birisi yanimdan gecince ben pino dedim ama bilemedim pinonun baharatli bir kokusu varmidir acaba yada buna benzer eslesen baska bir koku tesekkur ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Bu tür genel bir tanımla herhangi bir parfümün ismine ulaşmak çok zor. Samanlıkta iğne aramaya benzer.

      Ama çam ağacı öne çıkıyorsa duyduğun kokuda, Ralph Lauren - Polo (Yeşil şişe) olabilir. Polo'da biraz baharatlar ve paçuli var hatırladığım kadarıyla.

      Sil
  6. İyi gunler Parfüm Meraki ve degerli sakinleri sizden parfum hakkinda ricam olacaktir. 3 parfum arasinda kaldim
    1-Cliniqie - Happy for Men
    2-Hermes- Terre D' hermes
    3-Dior - Homme intense
    bunlardan hangisini almami istersiniz Farkedilir Koku ve Kalicilik hangisidir vereceginiz yorumlar icin simdiden tesekkurler
    Not: bu yorumu terre hermes basliginin altina acmistim fakat guncel konularda gorulme yuksek oldugu icin burayada actim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar Can,

      Üçü arasından tabiki tartışmasız Dior Homme Intense.

      Sil
    2. Dostum intense ile hermes arasındaki hissedilebilir koku faktörü nasıldır , biraz araştırmalarıma göre her ikisinde de ıso e elementi varmış , bayağı bir kararsız kaldım

      Sil
    3. Dİor Homme Intense iyidir o konuda. Ama Dior Homme intense de isoE super kullanımı yok.

      Sil
    4. Tsk. dostum

      Sil
  7. Sayın parfummerakı Serge Lutens'in Tubereusse Criminelle isimli parfümünü hiç denediniz mi, kadınlar için diyerek piyasaya sürülmüş ama nasıl bir kokusu var bir fikriniz var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki henüz denemedim. Zaten çok yeni bir parfüm. Çiçeklerin hakimiyetinde olacağını sanıyorum. Onun için kadın parfümü olarak sunmuşlardır.

      Sil