11 Haziran 2014 Çarşamba

Hermes – Voyage d’Hermes Parfum (2012)




Hermes – Voyage d’Hermes Parfum (2012)

"Yolculuk, insanlık tarihinin ana konularından biridir. Tarih, bir yönüyle göçlerin, seferlerin ve bir mekânı terk edişlerin hikâyesidir. Bu sebeple de yolculuk dini kıssalardan mitolojiye, mitolojiden efsaneye, hikayeden şiire kadar edebiyat metinlerinin vazgeçilmez ana teması olmuştur.

Yolculuk fizik planında olabileceği gibi maddeden mânâya, mânâdan maddeye, ya da tamamen mânâ düzleminde de ilerleyebilir. Sözgelimi Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin Belh’ten Konya’ya gelmesi fizik planda bir yolculuktur. Oysa Şems-i Tebrizî ile tanışması ve dostluğu mânâ düzleminde bir yolculuktur. Çünkü Şems’le değişen, olgunlaşan, kendisine dönen ve orada gerçek aşkı bulan bir Mevlânâ vardır.

Nihâyet ölüm de bir yolculuktur. Bu yüzden ölüm de seyr, sefer, yol vb. kelimelerle anlatılır ve hayaller yol metaforu ile şekillenir." (Şerife Yalçınkaya - Yol Metaforu ve Klasik Türk Edebiyatında Arayış Yolculukları)

Bu güzel geç-ilkbahar gününde ölüm gibi soğuk bir konuyu konuşmayalım isterseniz. Yukarıdaki alıntı yaptığım makalede yol ve yolculuk temalarının detaylı olarak Türk ve Dünya tarih-edebiyatlarında incelendiğini  söyleyebilirim. Aslında yolculuk daha önce de belirtildiği gibi iki türlü. Birincisi bedensel ikincisi ruhsal yolculuk. Sanırım yolculuğu ve sürekli bir yerlere gitmeyi sevmiyorum. Ve uzun yolculuklar her zaman için gözümü korkutmaya yetiyor. Belki biraz tembellikten belki de bedenden ziyade ruhsal yolculuklar ilgimi çektiğinden. O meşhur ve klişe soruyu sorayım madem seyahat etmek ile ilgili: "Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?"


2010 yılında dünyanın en önemli lüks markalarından olan Hermes, bütün sorulara kulaklarını tıkadı ve ilhamını yolculuktan alan yeni parfümünü piyasa sürüverdi. Baş parfümör Jean Claude Ellena imzasını taşıyan bu EDT'den iki yıl sonra da “Parfum” versiyonu raflardaki yerini aldı. Hermes'in, Terre d'Hermes'ten sonra en çok dikkatlerin çevrildiği parfümü haline dönüştü Voyage. Bu önemli parfüme Hermes, yeteri kadar pazarlama imkanı sundu neyse ki. Bakalım resmi tanıtımında neler söylenmiş Voyage için:

"Hermes'in hikayesi bir yolculuktur. Voyage d'Hermes, yaşayan ve güven verici, yeni ve tanıdıktır. Parlak ve yumuşak, ferah odunsu bir amber kokusudur. Hem kadınlar hem de erkekler için uygundur."

Voyage Parfum'ün başlangıcı yüksek kaliteli ve ferah turunçgiller ile gerçekleşiyor. Biraz limon, tatlımsı portakal, mandalina, greyfurt, aromatik otlar ve yeşil çay. Canlı ve pozitif başlangıcı harika Voyage Parfum'ün. Orta bölüme geçildiğinde bu sefer devreye yeşil çiçekler giriyor. Fazlaca kadınsı olmayan çiçekler hala ferah ve ilginç. Ellena'nın diğer parfümlerinden alışık olduğumuz "güneş altında ısınmış taş" efekti burada da mevcut. Kimileri mineral deseler de tozlu değil daha çok sabunsu bir çiçeksilik hakim. Turunçgiller hala destek veriyor gerilerden. Ferah ve yumuşak baharatları da unutmamak gerek. Başrolün kakule de olması kuvvetle muhtemel. Başlangıcı kadar hayran kalmasam da gayet başarılı orta notaları. Son bölümde artık tamamen odunsu karaktere bürünüyor. Sedir ağacı ve miskin hakimiyeti hissediliyor. Biraz sıradan verilmiş sedir, küçük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Keşke daha farklı bir kapanışı olsaymış.


Voyage Parfum, hiç şüphesiz ki yüksek kaliteli bir parfüm. Bir çok niş markanın eseriyle bu anlamda rahatlıkla yarışır. Yapaylık hissedilmeyen duru, ferah, gerçekçi, canlı, insanı mutlu eden bir kokusu var. Özellikle başlangıcı anlatılmaz. Üst notaları şöyle tarif etmeye çalışayım. Yeni soyulmuş limon ve portakal kabuklarını üst üste koyup, sıcak bir yaz gününde güneşin altında bırakın. Ortaya çıkacak koku büyük ihtimalle Voyage Parfum'ün üst notalarına benzeyecektir. Orta bölüm klasik Ellena kompozisyonu. Ferah baharatlar, neredeyse ıslak taşlar ile turunçgillerin kesişimi, sabunsu nötr çiçeklerin cümbüşü, yeşil çayın müthiş rahiyası, gülün davetkar hüznü. Sanki hepsi bir arada. Sonlar ise ortalama bir odunsu olarak çok daha iyisine layık.

Bu parfüm neye benziyor diye düşünürken ampul yine yanıyor zihnimde. Bir başka Hermes/Ellena kompozisyonu Un Jardin Sur Le Nil, yardıma yetişiyor. Evet üst notalar ve orta kısmın bir bölümü Un Jardin Sur Le Nil'i andırıyor. Voyage Parfum farklı olarak biraz sabunsu çiçekler, yeşil çay ve gül barındırıyor. Aynı dinamik koku formunu takip etmek olası. Çok az Declaration havası, biraz Terre d'Hermes göndermesi. Hepsinden bir parça var sanki. Ama hiç birisine tam anlamıyla benzemiyor.

İsmi ile uyumlu bir koku konseptine sahip Voyage Parfum. İlk sıktığınız andan itibaren sizi ruhani/şamanistik yolculuğa çıkarıyor. Önce masmavi Akdeniz sahillerinin üzerinde uçuyorsunuz. Taptaze narenciyeler, mis gibi Amalfi limonu, Anamur'un portakal bahçeleri, greyfurt kasaları, sıcak altında dalından koparılmayı bekleyen mandalinalar. Sonrasında Isparta'ya kırıyorsunuz dümeni. Oranın harika güllerinden bir demet. Yetmedi mi? Rize'nin tavşan kanı buzlu çayı, hem de üzerine kakule serpilmiş hali ile. Hatta sakızlı muhallebi mi o derinden gelen? Yoksa hindistan cevizli güneş kremi mi? Yeni yıkanmış nevresimden gelen sabun kokusu? Hayal etmesi zor mu? O zaman son olarak sedir ağacı ormanında yolunuzu kaybedin, nereye gideceğinizi bilmeden. İşte size Voyage Parfum.


Özellikle Terre d'Hermes'in büyük başarısından sonra gözlerin dikkatlice çevrildiği bir parfüm oldu Voyage, acaba aynı büyük başarı gelir mi diye. Bay Ellena'nın genel tarzı, Voyage Parfum'ün üzerine fazlasıyla sinmiş. Yenilikçi kokusu olduğu söylenemez. Başyapıt olacağını iddia etmek de abartılı olabilir. Fakat bence gayet güzel bir parfüm. Kullanım döneminde bol bol kullandım ve sonları dışında hiç bir rahatsız edici yanına rastlamadım. Sevmesi ve kabul etmesi kolay yapıda diyebilirim. Ve bu parfümü kullandığınız için güzel övgüler de almanız olası. Eğer Voyage Parfum, ismini ve konseptini seyahat temasından alıyorsa, beni farklı coğrafyalara götürme konusunda başarılı oldu.

Geleyim ten-kıyafet üzerindeki karşılaştırmaya. Ten üzerine sıktığımda canlı tatlımsı portakal-limon yani turunçgil tarafı öne çıktı. Daha ferah, hayat dolu ve sevilesiydi. Kıyafet üzerine uyguladığımda turunçgillerin biraz buruklaştığını fark ettim. Kıyafette sanki damla sakızlarını hatırlatan bir sabunsuluğa doğru evrildi. Ten üzerindeki canlılığı yoktu. Daha hüzünlü ve sonbaharımsı hale geldi. Bu anlamda ten üzerinde çok daha sevdim Voyage Parfum'ü. Size de tavsiye ederim ten üzerinde kullanmanızı. Parfümün iki başarısız olarak gösterilebilecek tarafları fark edilirliğinin düşük olması ve sonlarının sıradanlığı. Onun dışında günlük kullanım için ideal bir arkadaş.

Voyage Parfum'u tuhaf sayılabilecek bir Haziran ayında kullanıyorum. Sabah havanın oldukça serin olduğu, öğle vakitlerinde aşırı sıcak hale geldiği ve öğleden sonra çılgınca yağmurun yağdığı enteresan hava şartlarında kullandım. Özellikle sıcak zamanlarda kokusunu çok sevdim. Serin dönemde o canlı ve parlak yapısını kaybediyor. Bu anlamda bence tam bir ilkbahar-yaz kokusu. Soğuk kış günlerinde kullanmanın iyi sonuç vereceğini düşünmüyorum.


Kalıcılığı yeterli fakat fark edilirliği zaman zaman fazlaca uyguladığım halde yüksek olmadı. Hem kadınların hem de erkeklerin rahatlıkla kullanabileceği gibi. Fiyat etiketinin, rakiplerinden epey yüksek olmasının sebebi, Hermes ve Jean Claude Ellena faktörü olduğu düşünülebilir.

Koku Güzelliği:10/7

7 yorum:

  1. Çok iyi koku...

    YanıtlaSil
  2. bayanlar için çok mu maskülen olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Voyage d'Hermes, zaten hem kadın hem de erkeklerin kullanımı için piyasaya sürülmüş. Bence çok erkeksi değil ama sanki biraz erkek kullanımına yakın. Yine de kadınlarda abartılı derecede erkeksi olacağını sanmıyorum.

      Sil
  3. Deneme amacıyla iki gün boyunca (tende) Voyage kullanıp geçirdiği tüm değişimlere odaklanınca ve daha sonra bu inceleme yazısını tekrar okuyunca yazının hemen hemen her kelimesine katıldığımı farkettim. Ben bu blogun, bazı çok takip edilen yabancı bloglardan çok daha doğru ve detaylı bilgilendirdiğini düşünüyorum. Tekrar parfüme dönersek, keşke farkedilirliği de kalıcılığındaki performansa yaklaşabilseymiş bu güzel parfümün. İnsan ister istemez tam şişesinin fiyatını ödemeye değer mi diye biraz tereddüte düşüyor ama Ellena'nın berrak, minimalist ve pozitif duygular doğuran parfümler yaratmadaki ustalığına şapka çıkarmadan da edemiyor.

    YanıtlaSil
  4. Degerli yorumlariniz icin cok tesekkurler, gercekten Ingilizce sitelerde bulamadigim detayli aciklamalariniz cok basarili. Gecenlerde Voyage'in EDP versiyonunun 125cc re-fill'ini alma imkanim oldu (cok daha ekonomik ama orjinal sisesi olmadigi icin elimdeki bos bir siseyle kullanmak zorundayim). Koku bana bastaki cicegimsi kokularin altinda yatan ara ara Terre'deki bazi notalari da hissettirdi. Kalite konusunda cok iyi-hic yapayliga rastlamadim diyebilirim- lakin belki EP olmasindan dolayi daha cok uzerimde hissettim ve kaliciligi da bekledigimden biraz dusuk oldu.
    Tavsiye edebileceginiz "incir temali" bir parfum varsa duymak isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Voyage'ın EDP'sinin dediğiniz gibi etrafa yayılımı düşük. Henüz denemedim ama EDT'sinin performansının biraz daha iyi olduğu söyleniyor. İsterseniz bir bakıverin Voyage EDT'ye.

      Parfüm önerisi ise buradan veremiyorum ne yazık ki.

      Sil
  5. enteresan bir koku oldu benim için voyage
    severek aldım bir süre sonra bu neymiş ya dedim kaldırdım sonra tekrar sevdirdi.
    hermes bunu genel olarak yapıyor sanırım.
    bu tip kokuları alkışlıyorum bu yüzden.

    YanıtlaSil