10 Eylül 2014 Çarşamba

Thierry Mugler – Womanity (2010)




Thierry Mugler – Womanity (2010)

Modacı Thierry Mugler'in tasarımlarındaki ana ilham kaynağının kadınlar olduğunu okuduğumda hiç şaşırmadım. Moda dünyasının büyük bölümünün kadınlara hizmet ettiğini düşünürsek, kadınları ön plana çıkaran bir tarz geliştirmesi gayet anlaşılabilir. İstisnaları olsa da biliyoruz ki kadınlar her modacı için çok önemli. Çünkü moda demek aynı zamanda kadın demek.

Erkeklerin çalışıp kadının evde oturduğu zamanlar 20. yüzyılda kalmış gibi görünüyor. 21. yüzyılın modernite anlayışı, kadınları da iş hayatına çekiyor. Kendi mesleği olan ve ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilecek maddi imkanlara sahip kadınlar giderek artıyor. Kadınlar bağımsızlaşıyorlar ve devir değişiyor. Yeni oluşan duruma modacılarda ayak uydurmak zorundalar.

Thierry Mugler'in 2010 yılındaki yeni vizyonu böyle bir amaçla mı düşünüldü bilemiyorum. Gördüğüm kadarıyla Mugler, 2000'li yılların değişen kadınını şöyle tanımlıyor: "Zeki aynı zamanda cazibeli, olağandışı aynı zamanda şehvetli, karizmatik aynı zamanda alıngan. Kadınlar tabii ki çok yönlüler ama onları birleştiren bir bağ var aralarında: Aynı pozitif enerji ve içten gelenlik, aynı insanlık..." Mugler'in Womanity parfümünün tasarım diline ait hikayeyi ve ipuçlarını bu cümlelerde arayabiliriz.


2010 yılında piyasa sürülen Womanity, Mugler'in her zamanki gibi gürültülü pazarlama kampanyası ile satışa sunuldu. İddialı ismi, "humanity" kelimesine gönderme yaptığını veya ufak bir kelime oyununu düşündürtüyor. Kadını ve kadınlığı merkeze alan bir parfüm olarak tasarlanan Womanity, markanın en çok satan parfümlerinden birisiymiş aynı zamanda. Kendi sitelerindeki tanıtımında en dikkat çeken yanı parfümlerde görmeye hiç alışık olmadığımız havyar notasının kullanılması. Ayrıca incir temasına güçlüce vurgu yapılmış. Onun için incir-havyar düzleminde bir koku beklememiz gerekiyor sanırım. Bakalım kağıt üstünde yazanlar ile pratikteki hali tutarlılık gösterecek mi?

Womanity'in başlangıcı tatlımsı meyveler ile gerçekleşiyor. Kırmızı veya tropikal meyvelere benzetiyorum. Açıklanan notalarına ve kendi sitelerindeki notalarına bakıyorum ama duyumsadığım kokuya benzer bir meyveyle karşılaşamıyorum. Muhtemelen hatırı sayılır oranda çilek var başlangıçta. Fakat sıradan, yapay ve biraz tuzlu çilek diyebilirim. Orta kısımda koku formu büyük değişim göstermiyor. Aynı meyvemsi (çilek ağırlıklı) yapı devam ediyor. Ona biraz incir yaprağı/ağacı kokusu ekleniyor. Fakat burada sütsü ve baskın değil incir yaprağı. Meyvelerin gerisinde kalmış. Orta kısım başlangıcına göre biraz daha ilginç ve sevilesi. Son kısımda aynı yapı istikrarla devam ediyor. Farklı olarak odunsuluk biraz daha artıyor. Başka da bir numarası yok gördüğüm kadarıyla.

Womanity, bence baştan sona meyveli yapıda. Çilek olduğunu sandığım kırmızı meyveler sonlara kadar ısrarla varlığını sürdürüyor. Meyvelere düşük dozda incir yaprağı ya da ağacının o tozlumsu kokusu eşlik ediyor. Fakat parfümü asla domine etmiyor. Sadece yönün odunsuluğa doğru çevrilmesine yardım ediyor. Son kısımda odunsuluk biraz daha etkili ama genel yapıyı bozmuyor ve başrolü oynamaya çalışmıyor.


Womanity, tenimde ve kıyafetimde çok basit ve düz çizgide performansa imza attı. Açıkçası bir Mugler parfümünden çok daha gösteriş, derinlik, iddia ve farklılık beklerdim. Fakat küçük çaplı hayal kırıklığı yaşadığımı itiraf etmeliyim. Parfümü üzerime sıktıktan sonlara kadar pek değişim olmadığını şaşırarak gözlemledim. "Acaba ne zaman farklı karaktere bürünecek" beklentim her kullanımda boşa çıktı. Karşımızda oldukça basit bir arkadaş olduğunu kabul etmeliyiz dostlar.

Acaba birçok yorumcunun dediği gibi Mugler, "ya aşık ol ya da nefret et" tarzı parfümlere mi imza atıyor? Bu noktada kendi deneyimlerimi gözden geçiyorum en güvenilir veri olarak. Angel'ın kadın versiyonu harikaydı ve başımı döndürmüştü. A Men serisinin üyesi Pure Havane'de nefisti. Pure Malt ise gayet kabul edilebilirdi. Fakat bu üç örnek dışında Mugler'in parfümleriyle aramın iyi olmadığını söyleyebilirim. Özellikle A Men ve Alien'ın fazlasıyla abartılmış olduğunu düşünmüştüm. Mugler'in parfümlerini, nefret etmekten ziyade kendime yakın bulmamıştım. Womanity de bu tarafa yakın duruyor ne yazık ki.

İyi de neden beğenmedim Womanity'i. Birincisi fazlasıyla basit, sıradan ve tek düze. Uzun kullanımlarda sıkıcı olacağını görüyorum. İkinci olarak kalite hissiyatı düşük. Yapaylık sınırında dolaşan meyvelerin hiçbir cazibesi yok. Üçüncü olarak benzersiz ya da onu diğerlerinden ayıran tarafı yok. Kokusunu biraz Black XS'in erkek versiyonuna benzettim. Onun biraz daha kadın kullanımına yakın hali gibi. Gerçi bu haliyle bir erkek rahatlıkla kullanabilir Womanity'i. Hatırladığım kadarıyla Dolce & Gabbana - Light Blue Pour Femme'ye de benzettim.


Havyar mevzusuna gelirsem. Parfümün resmi tanıtımında havyar'dan sıkça bahsedilmiş. Çocukken fazlaca yediğim havyarı çok uzun zamandır yemiyorum. Çocukken bir lord olarak şatoda büyütülmedim tabii ki. Fakat yine hatırladığım kadarıyla havyara hiç benzemiyor Womanity'nin aroması. Ha Mugler eğer meyveli bir havyar türü keşfetmişse onu bilemiyorum. Ama şu pazarlama işlerini biraz daha ayakları yere basan şekilde yapsalar isabetli olacak. Kısacası ve açıkçası havyar falan kokmuyor.

Mugler'in güçlü ve ışıltılı ismini arkasına alan Womanity çok sıradan tuzlu/tatlı bir meyvemsi olmaktan öteye geçemiyor. İncir kullanımı ise Philosykos'taki gibi zannetmeyin çünkü pek baskın değil. Geri planda kokuya destek veren bir görüntüsü var sadece. O sütsü ve vanilyamsı incir kullanımı yok.

Yine gayet sıcak günlerde kullandığım Womanity, iyi tepkiler verdi. Kanımca ilkbahar-yaz mevsimine daha çok uyacaktır. Neredeyse ferah yapısı soğuk kış günlerinde çok ilginç olacağa benzemiyor.


Eau de Parfum (EDP) konsantrasyonuna sahip. Kalıcılığı etkileyici. Ten üzerinde rahatlıkla bir günden fazla kalıyor. Farkedilirliği güçlü değil fakat ara ara kendisini size hissettiriyor. Şişesi ve kapağındaki Afrika maskesi benzeri tema hiç de fena olmamış. Kokusunun tasarımını Fabrice Pellegrin yapmış.

Not: Bu parfümü bana ulaştıran www.decantshop.com sitesine teşekkür ederim.

Koku Güzelliği:10/5

14 yorum:

  1. Yıllardır alıp almama konusunda bir türlü kesin kararımı veremediğim, deneyip sonunda başka parfümler aldığım bir ilişkim var Womanity ile... Türk kadını/genç kızı için zor bir koku Womanity. La vie est belle, Prada Candy, Hypnose, Burberry tercih eden bir kitlenin Womanity'i beğenmesi, kullanması imkansız! (No:5'i ayrı tutuyorum bu listede, o bir kült). Bu parfümü özgün tarzı, beğenisi olan kişiler kullanabilir bence; siz tasarımcı parfümlerini niş parfümlerin kalitesi ve kompleksliğini baz alarak değerlendiriyorsunuz bunun da farkındayım (ve elbette Chergui'yi veya Ylang in Gold'u kokladığımda, giydiğimde hissettiklerimin yanına bile yetişemiyor olsa da) bence parfüm raflarının en protest kokularından biri olduğunu düşünüyorum. Bu kokuyu giyebilecek bir tarzım olmasını hep istiyorum. Bugün tam da tekrar denemiştim ki yazınızı düştü bloglovin sayfama. Düşünün: Şu and sol bileğimde Chanel No:5 eau premiere, sağ bileğimde çılgın mı çılgın TM Womanity. Bir yanım, sen ofis kadınısın elbette Chanel; bir yanım sinsi sinsi, kalıplarını kır, diyor. Siz ne dersiniz? ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz acımasızca olabilir ama Womanity'i almama konusunda doğru karar verdiğinizi söyleyebilirim. Mugler'den beklenmeyecek kadar basit ve derinliksiz bir parfüm bence.

      Evet Womanity'nin tarzı biraz farklı fakat "sinsi sinsi ve kalıplarınızı kırmak" istiyorsanız bir arkadaşımızın deyimiyle "kenar mahalle dilberi ruhlu" Gucci Rush'ı tercih etmenizi beklerim :) Tabii yaptığım teşbihi yanlış anlamayacağınızdan eminim.

      Sil
  2. Deneyeceğim ... Bakalım içimizdeki "Maria del Barrio" ortaya çıkacak mı ;)

    YanıtlaSil
  3. Cilek mi? Meyve oldugu kesin ama cilek algilamis olmaniz ilginc. Acikcasi ben de ne hissedecegimi cok bilemiyorum womanity konusunda. Yine de koleksiyonuma kattim, cunku elimde bir benzeri oldugunu dusunmuyorum. Bende yogun bir incir receli/marmelati izlenimi biralti...bu oyle annelerimizin yaptigi nefis tane incir receli degil de, bilhassa baska meyvelerle de karistirilmis yogun, agir bir karisim...bazen cazibeli, bazen de mide bulandirici. Eh, bu sozden sonra daha da kim alir bu parfumu? :-) ben aldim, o ayri. Bu arada bence womanity ne ferah ne de kaliplari kirdiracak bir koku..uzgunum.
    Selamlar, Natali

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çilek ya da tropikal kırmızı meyveler. Bende uyandırdığı his bu oldu. İncir ise fazla öne çıkmadı tenimde. Eğer reçel olacaksa ben çilek reçeli diyorum :)

      Sil
  4. :-) ... yorumlamaniza sevindim womanity'iyi.
    Bu arada reminiscence patchouli (ozellikle elixir versiyonu) elinizde var mi? Patchouli hakkinda da garip duygular icerisindeyim. Coromandel gibi karakter sahibi, kaliteli ve iyi bir karisimda guzel. Baska hangi parfumlerde karsilastiniz ve neler dusundurdu size?
    Tesekkurler, natali

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben sizin kadar sevinemedim denedigim icin :) Reminiscence elimde yok ne yazik ki. Coromandel'in paculisi gercekten muthis. Sanirim bende artik paculiyi seviyorum. Zaman dusuncelerimizi epey degistiriyor demek ki. Coromandel'e cok yakin bir paculiye denk geldim ama sadece bir kere deneyebildim elimdeki decanti. Ilerleyen gunlerde denemeye devam edip bombayi patlatabilirim :)

      Sil
  5. Gucci Rush... Açılışındaki o plastiğimsi anı atlatabildikten sonra hakikaten Luca Turin'in beş yıldızını hakediyor. Çalışma ortamım için mükemmel bir seçim aslında; hukukçu bayanların ağırlıkta olduğu resmî bir alanda koridoru Gucci Rush'la istilâ etmek çok eğlenceli olabilir. Zira bu aralar bir meslektaşım Alien ile bunu yapıyor. Ne var ki eşim Womanity'i daha çok yakıştırdı bana. Bu arada kalıp benim kendi kalıbım, genelleme yapmadım. Demek istediğim, çalışma ortamımda kimseyi rahatsız etmeyen tercihler yapmaya çalışıyorum (nina ricci premier jour ya da kenzo madly gibi)... Bu sefer love or hate tarzı bir şey mi denesem demeye çalışıyordum ;)) Ayrıca, parfüm almaktan ziyade seçme aşamasında daha çok eğleniyorum; raflardaki çoğu parfüm çok sıkıcı olsa da...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence Rush 5 yildizi haketmiyor ama kendine has karakteri olan bir sahsiyet. Sok edici ve ilk tanismada karsisindaki erkegin burnuna yumruk atmak isteyen kadinlarin saglam bir silahi.

      Ayrica koridor kokutma gorevini de layikiyle yapacagina eminim. Fakat bu koridor adliye koridoru mu olmali iste orasi supheli :)

      Sil
  6. Adliye koridorlarina Jicky iyi gider gibi sanki... ama biraz daha kibar bir secim Chanel 31 Rue Cambon olabilir. Ilginc bir parfum, ozelikle kiyafet ustunde cok hos.
    Adliye, hukuk benim meslegimin cok uzaginda alanlar...;–) o yuzden tahmin edebiliyorum, psikolojik savas salona sizden once giren parfumle basliyor sanirim. Ben de bazen Terre d'Hermes yada Eau Sauvage kullanmayi seviyorum!
    Natali

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önerilerinizi deneyeceğim Natali, ancak kasım ayında mümkün olabilecek; zira Türkiye'de olmayan isimler vermişsiniz. Adliye koridorlarına nadiren yolum düşer, seçeceğim parfüm çalıştığım kurumun koridorlarında dolanacak :) Terre d'Hermes ve Eau Sauvage ise tercihlerimin biraz dışındalar; erkek parfümlerinden kullanabileceğim kıvamdaki tek seçenek Dia Man. İyi ki hukukun dışındasınız, mutsuz insanlar kitlesinden başka bir şey değil. Bana kalsa sanat tarihçisi olurdum.

      Sil
    2. Kim isinden veya hayatindan memnun ki? Sanat Tarihcisi olsaydiniz issizlik garantili bir mesleginiz olacakti :)

      Sil
  7. decatshop isimli site freeshipping midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belli bir fiyattan sonra kargo ücretsiz diye biliyorum. Siz yine de sitelerine bir bakın.

      Sil